25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 27 TEMMUZ 2008 PAZAR OLAYLAR VE GORUŞLER EVET / HAYIR OKTAYAKBAL Fethi Naci Artık Yok mu? "Fethi Naci'n/n en çok bu yanını beğeniyo- rum. Düşüncesini açık açık yazabilme gücünü, yürekliliğini... 'Eleştiri Günlüğü', okurda düşün- celer üreten, yeni görüşlere götüren, düşün- celerinin doğruluğuna inanarak, kimi zaman Na- ci'nin dediklerine katılarak, kimi zaman üzerinde durarak, karşı çıkarak okuyacağınız biryapıt... Yürekli bir eleştirmenin kanıtı..." (Eleştiri Yü- reklice Yapılmalı, Cumhuriyet, 1 Haziran 1986). • • • Bir zamanlar hep gençtik. 1947 günlerinde Şehzadebaşı kahvelerinde tanıdım Naci Kal- pakçıoğlu'nu.. Iktisat fakültesi öğrencisi, Gi- resunlu yakışıklı bir genç... O kadar ki, Şeh- zadebaşı'ndaki ünlü fotoğrafçının baş köşesin- de portresi dururdu! Hikâyeler, şiirler yazı- yormuş, Rauf Mutluay gibi o da... Bir hikâ- yesini aldım 'Dost' dergisine gönderdim, çok beğenmiştim. Amaçıkmadı, basılmadı. Salim Şengil neden bunu yaptı bilemem. Naci vaz mı geçti bu yanılgıdan sonra?.. Kendini ders- lere verdi, iktisat alanında başarılı olmak mıy- dı artık amacı?.. Solcu diye, Marx'ı okuyor, gençlik olayları- na karıştı diye, üniversite kapısı ona açılma- dı. Kalabilseydi bilim adamı olarak anacaktık onu şimdi... lyi ki olmamış, iyi ki, öykücülük- teki kırgınlığı onu yazından koparmamış, Ataç'tan sonra en büyük eleştirmenimiz ola- rak yazın tarihimizin ön sayfasında yerini al- mış; daha uzun yıllar yer atacak da... * • • Kitaplarını buldum, saatlerce yeni baştan okudum. "Gücünü Yitiren Edebiyat", "Eleştir- mede Kırk Yıl", "Dönüp Baktığımda".. daha ni- ce çalışma, Sait Faik, Sabahattin Ali, Yaşar Kemal, Tarık Dursun, günümüz yazınının ni- ce yazarı, şairi elemesinden, yargısından, sevgisinden geçmiş!.. Kaç yıldır yitip gitmiş gibiydi! Hani ne der- ler, menhus hastalıktan.. Cumhuriyet Kitap der- gisinde sevdiği öyküleri bir bir okurlara su- nuyordu. Benim de 'Bir Kediyi öldürmek'l bu- lup ortaya çıkarmıştı, sevinmiştim. Onun beğenisine her zaman güvenen, her eleştiri- sine, zaman zaman acımasızcasına yazdıkla- rına katlanan, hoş gören bir dost olarak... Evet iyi ki bir Fethi Naci oldu yazınımızda. Yazıyı, yazmayı gerçekten seven, anlayan, bir çeşit Ataç. Daha derinden ele alan, şiirleri, öy- küleri, romanları... Biryaşam verilmesine ina- nan edebiyat denen değeri anlamak, sevmek, sevdirmek, daha doğrusu öğretmek için!.. • * * Yıllarca vardı, ama yoktu! Şimdi büsbütün mü yok? Bu kitaplar ne peki, Naci'nin ta ken- disi değilse? O hep yaşayacak, hep okunacak, hep benimsenecek... Bir gün o gider, öteki gün başka biri! Kim- se kalmaz sonunda!.. Ama yazılar, şiirler, eleştiriler, dostluklar, sevgiler, aşklar ölmez. Hepsi bu!.. Anayasa Mahkemesi'ne Saldın -ıı- Anayasanın değişmez kuralları türev kurucu iktidann yetki alanı dışındadır. Bunlarancak asli kurucu iktidar taraftndan değiştirilebilir. Bu nedenle türev kurucu iktidann, yctki alanını aşarak, anayasanın değişmez nitelikteki kurallarını ihlal etmesi halinde, buna ilişkin yasama işleminin, anayasanın 4. ve 11. maddeleri uyannca denetlenmesi, Anayasa Mahkemesi'nin yetki alanı içinde kalan ve aynı zamanda kaçınılması mümkün olmayan bir görevdir. Prof. Dr. Fazıl SACLAM A n a y a s a / % değişik- / ^L liklerinin A~^^k ancak bi- -A- M (.mı yö- nünden denetlenebile- cegi tezi, anayasanın 148. maddesinin 1. ve 2. fıkralarına dayan- maktadır. Bu madde- nin ilgili kurallanna go- re: "Anayasa Mah- kemesi, ... Anayasa değişikliklerini... sa- dece şekil bakınıın- dan inceler ve denet- ler. ... / Kanunların şekil bakımından de- netlenmesi, ... Ana- yasa değişikliklerin- de ... teklif ve oylanıa çoğunluğuna ve ive- dilikle görüşülemeye- ceği şartına uyulup uyulnıadığı hususları ile sınırlıdır." Ancak bu kurallara dayanarak "Anayasa Mahkeme- si'niıı, bir anayasa de- ğişikliğini Cunıhuri- yetin özüne uygunluk açısıııdan" denetleye- meyeceğini, "değiştir- me yasağının gerçek bir hııkuki müeyyide- deıı yoksuıı olduğu- ıı ıı. bunun ancak TBMM'ye hitap eden nıanevi bir müeyyi- desinin bulunduğu- nu" ileri sürmek (I), sözel ve sistematik yo- rum kurallanna uygıın düşmediği gibi, anaya- sa kurallarının üstünlü- ğünü ve bağlayıcılığını öngören 11. madde ile de bağdaşmamaktadır. 1 Bunun gerekçelerine birazdan döneceğim. Ama daha önce bu gö- rüşü ileri sürcnlerin ta- rihsel yorumdan hare- ket ettiklerini beliıtnıek gerekir. Tarihsel yo- rum, yürürlükten kal- NEDEN 100K* dınlmış olan eski norm- la, onun yerine konul- duğu varsayılan yeni norm arasında yapıla- cak bir karşılaştırmay- la yeni normun objektif anlamınm araştınlma- sıdır. Özbudun, yuka- rıdaki sınırlayıcı kura- lın 1961 Anayasası dö- neminde Anayasa Malı- kemesi'nin anayasa de- ğişikliklerini içerik yö- nünden denetlemesine bir tepki olarak gelişti- rildiğini ileri sürüyor. Ancak bu sınırlamanın anlamını tcspit için yal- nızca 148. maddeye bakmak yetmez. Siste- matik yorum kuralı ge- reği aynı tarihsel yoru- mıın değişmezlik ku- ralı açısından da yapıl- ması ve aradaki bağ- lantının belirlenmesi zorunludur. Hukuk bir bütündür Nitekim Özbudun da 1982 Anayasası'nın bir yandan anayasa deği- şikliklerinin dcnetimini sınırlarken, diğer yan- dan anayasanın değiş- tirilemeyecek hüküm- lerinin kapsamını ge- nişlettiğini sanki bir çe- lişkiymiş gibi açıkla- maktadır. Oysa anayasa deği- şikliklerine ilişkin yar- gısal denetimin biçim denetimi ile sınırlı tu- tulması ve bunun da içeriğinin tanımlanmış olmasının arkasında ya- tan neden, değiştiril- mesi mümkün olma- yan hükümlerin neden genişletildiğı sorusun- dan bağımsız olarak saptanamaz. Bu nedenle Özbu- dun'un yorumundaki asıl çelişki, 148. mad- dede tarihsel yoruma giderken, 4. maddede bundan kaçınmasıdır. Oysa hukuk bir bütün- dür. Tarihsel yorum da yapılsa, hukuk kural- TRT ve Türkçe Kemal ATEŞ K.onuşmacı olarak gitti- ğim yerlerde bcnden genç- lerin dilinden de söz et- nıenıi isteıler. Doğrusu her seferinde onlara yüklen- mek, oııların kusurlannı, gülünçlüklcrini sıralamak bana keyıi'vermıyor, çoğu zaman kaçınıyorum bun- dan. Çünkü gençleri bir kuşatılmıslık içinde görü- yorum, onlan güzel Türk- çeden uzaklaşhran. dil bi- lincinden, Türkçe sevgi- sinden yoksun bırakan kendileri cleğiller ki... Önce medya iyi bir Türkçe sunmuyor gcnçlc- re. Kötü örneklen uzun uzun sıralamak istemiyo- rum. TRT isc cski biriki- mini arnk tüketmek uzere... TDK Başdanışmanı pro- fesör, TRT'nin güzel Türk- çeyi öğretmek amacıyla kendisine ayırdığı bir prog- ramda; "Gelinim sana söylüyorum..." diye yan- lış söylüyor ünlü deyimi- mizi... Oysa "Kızını sana söylüyorum..." diye baş- lar o söz. Ayrıca, "yap- mayan", "gelmeyen" gi- bi sözcüklerin yazıldığı gi- bi söyleneceğini düşünüyor olmalı ki, öyle söylüyor. Hadi bunlan geçelim... üil dediğimiz dizgenın özüne, gerçeğine, yasala- nna çok ters şeyler de söy- lüyor sayın konuşmacı. lkı- de bir bize TDK sözlüğü- nü göstererek; "Türkçe bu süzlükten ibarct" di- yor. Yani herhangi bir söz- cük o sözlüktc yoksa, Türk- çcdc de yok demekmiş. Dolayısıyla kullanmamız doğru olmaznıış. larının sistematik bü- tünlük içinde yorum- lanması, Savigny'den bu yana hukuk yoru- munun en temel ilkesi- dir. Şimdi tekrar sözel ve sistematik yoruma dö- nelim. Anayasanın 11. maddesi, her anayasa yorumıınun çıkış nok- tasıdır. Bu maddeye gö- ıe "Anayasa hiiküm- leri, yasama, yürüt- me ve yargı organla- ı ını, idare makamla- rını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kuralla- rıdır". Bu açık kural karşısında anayasayı değiştirme yasağmı "ancak TBIVlM'ye hi- tap eden manevi bir müeyyide" olarak gör- mek, başka bir deyişle hukuksal yaptırımdan yoksun saymak, her şeyden önce anayasanın bağlayıcılığını ve üs- tünlüğünü inkâr anla- mına gelir. İçerik bakı- mından değişmezlik kuralının ihlali sonu- cıınu doğuracak bir anayasa değişikliğinin 11. madde uyannca yalnızca TBMM'yi de- ğil, aynı zamanda Ana- yasa Mahkemesi'ni de bağlayacağı kuşkusuz- dur. 'Türev kurucu iktidar' Öte yandan anaya- sanın değişmez ilke ve kurallarının özünü zedelcyen anayasa de- ğişiklikleri bakımından anahtar kavram, "tü- rev kurucu iktidar" kavramıdır. Türev kurucu iktidar, anayasayı değiştirme yetkisini mevcut ana- yasadan alan ve bu ana- yasanın çizdiği sınırlar içinde hareket etmesi gereken siyasal ikti- dardır. Anayasa değişiklik- lerinin denetimini, tek- lif ve karar yeter sayı- sı ve ivcdilik yasağı ile sınuiayan anayasa ku- ralı, ancak türev kuru- cu iktidann yetkisi çer- çevesinde yapılabile- cek anayasa değişik- likleri için geçeıiidir. Bu özellik, anayasa de- ğişikliklerinin deneti- mini sınırlayan tanımda açıkça görülmektedir. Tanımda yer alan tek- lif ve karar yeter sayı- sı ve ivedilik yasağı gi- bi unsuıiar, bu sınırla- manın mantıken ancak teklif ve karar yeter sa- yılanna ve ivedilik ya- sağma uygun olarak ya- pılabilccck anayasa de- ğişiklikleri için geçerli olabileceğinin en açık kanıtıdır. Bunlar da zaten türev kurucu iktidann yetki alanı içindeki anayasa değişiklikleridir. Ana- yasanın değişmez ku- ralları ise türev kurucu iktidann yetki alanı dı- şındadır. Bunlar ancak asli kurucu iktidar ta- rafından değiştirilebi- lir. Bu nedenle türev kurucu iktidann, yetki alanını aşarak. anaya- sanın değişmez nitelik- teki kurallarını ihlal et- mesi halinde, buna iliş- kin yasama işleminin, anayasanın 4. ve 11. maddeleri uyannca de- netlenmesi, Anayasa Mahkemesi'nin yetki alanı içinde kalan ve aynı zamanda kaçınıl- ması mümkün olma- yan bir görevdir. Bu nedenle Anayasa Mahkemesi'nin anaya- sanın değişmez kural- ları ile ilgili olarak ya- pacağı denetim, anaya- sanın 148. maddesinde yer alan biçim sınırla- masınadeğil, dahaözel bir kural olan 4. mad- denin 11. madde ile be- lirlenmiş baglayıcılı- ğına tabidir. Yine aynı nedenle "1982 Anaya- sası'nın bir yandan anayasa değişiklikle- rinin denetimini sı- nırlarken, diğer yan- dan anayasanın de- ğiştirilemeyecek hü- kümlerinin kapsamı- nı genişletmesi" ve buna Cumhuriyetin ni- teliklerini, ulus ve ülke bütünlüğünü, resmi di- li, bayrağı, başkenti ve ulusal marşı da dahil et- mesi, Özbudurfun ima ettiği gibi bir çelişki değil, türev kurucu ik- tidann yapabilcceği anayasa değişikliği ile yapamayacağı anayasa değişikliğini farklı sta- tüye tabi kılan ve bu yönü ile birbirini ta- mamlayan iki ayrı ku- raldır. Aksini ileri sür- mek, asli kumcu ikti- dar niteliğindeki ana- yasa koyucunun reji- min temel direği olarak değişmez bir nitelik ta- nıdığı kuralları diğer- lerıne göre koıumasız bıraktığı ve dolayısıyla abesle iştigal ettiği an- lamına gelir. Konuya bu açıdan bakıldığında, değişmez nitelikteki kuralların denetimini -son tahlilde teklif yetersayısı yö- nünden doğru da olsa- bir biçim denetimi ola- rak açıklamaya çalış- mak da gereksizdir. Buraya kadarki açık- lamalanmız, anayasa- nın ilk üç maddesinde doğrudan yapılacak de- ğişiklikler açısından laı- tışma gerektirmeyecek açıklıktadır. Örneğin kapatılan Sosyalist Par- ti'nin önerdiği biçimde iki ayrı ulusun, iki ay- rı resmi dilin vc fede- ratif yapılanmanın ka- bul edilmesi ya da ka- patılan Refah Parti- si'nin önerdiği biçimde laikliğin ikinci madde- den çıkanlıp din ve vic- dan özgüıiüğü ile yeti- nilmesi gibi anayasa değişiklikleri bu nite- liktedir. Konunun tar- tışmaya açık boyutu ise anayasanın başka mad- delerinde yapılacak de- ğişikliklcrin hangi du- rumlarda ve hangi öl- çütlere göre değişmez nitelikteki kurallann ih- lali olarak degerlendi- rileceği sorusu ile sı- nırlıdır. Bu açıdan, Anayasa Mahkeme- si'nin hakkın özü ile ilgili olarak geliştirdiği ölçütler, uygun düştüğü oranda değişmez ku- rallara da uyarlanabilir. Bunun ayrıntıları ise ayn bir yazı konusudur. (1) Ergıın ÖZBUDUN, Türk Anayasa Hukuku, Yetkin Yaymları, 7. Bas- kı, Ankara 2002, s. 164. PENCERE •••• (!•• (!••• Bir sözlüğü açtığınız zaman bu yazının baş- lığındaki A'lar konusunda şöyle yazar: "- Şaşkınlık ve hayret ifadesi.." Ergenekon iddianamesinin ne olacağı aşa- ğı yukarı belliydi; dinci ve liboş medyadaki ya- yınlar perşembenin gelişini çarşambadan ha- ber veriyorlardı... Ama, savrukluğun ve hayalatın bu kadarını düşünmek kimsenin haddi değildi... Iddianamenin tümünü okumuş değilim; ga- zetelere yansıdığı kadarıyla insanı şaşkına çeviriyor: - A., a., a... - Vay canına.. - Bu kadarı da olmaz.. - Hayret.. Deli saçması iddialardan oluşan bir potpu- riyi bir ömür boyu sürecek bir davada sanık- lann ve mahkemenin sırtına vurup boynuna do- lamak fikrini kim keşfetti?.. Helal olsun!.. • Iddianameye göre ben neyim?.. Terörist... Örgütle birlikte işlediğimiz ve işleyeceğimiz cinayetlerin haddi hesabı yok... Üstelik örgütün fikri lideriyim... Nasıl?.. Yazılarımla bu makama oturtuluyorum... Her gün bu gazetede bu köşede çıkan ya- zılar terorizme delil mi oluşturuyorlar?.. Ülkede şu kadar basın savcısı var, bunlar her gün gazetelerde yayımlanan köşe yazılarını okurlar, bir suç varsa peşine düşerler... Sizler de her gün bu köşedeki yazıları izli- yorsunuz... 'Pencere' köşesinde her gün dünya âlemin gözleri önüne sergilenen fıkralar yıllar sonra Er- genekon terör örgütünün ideolojisini oluşturan delillere mi dönüşüyor?.. Iddianamede, hukuk mantığının ötesinde, düz mantığın bile m'si yok... • Mantıksızlığın al birini vur ötekine... Ama, insanın aklına takılan bir kuşkunun so- ru işareti de daha az önemli değil... Iddianame bilisizlik yüzünden mi balonlaş- tı?.. Yoksa bir başka amaçla mı dipten dolma şi- şirildi?.. Gazete manşetlerine bakarsanız çok il- ginç... "Şok suçlamalar..." "Suikast planları..." "Kaos planı..." "Ihanet davası..." "Suçlamalar tüyler ürpertici..." "Kan, kaos, cunta..." "Yüzyılın en büyük davası..." • Allah bizim medyamıza akıl fikir ihsan eyle- sin... Ben Ergenekon'un fikri lideri, yedi yönetici- sinden biri, 500 yıllık ceza yaptırımıyla sanık te- rörist llhan, bugünlük bu kadar yazıyorum... Yarına Allah kerim... Yeni Opel Corsa'dan fantastik teklif! enfantast 'den basla^ gel!nv bu fırsatı kaçırmayın. üre için satıasma Bu llondnki fiyal GMT'nln ÎÖ08 mcntet Coı sa 1.2 Fssentlû opolî rent koırfor pode» Içltt tuvslye «ttiğl kompcınyolı anohtar teslfm perokend* (lyatıd/r. VetkllUatıcılarkamponyayo kolıtıp taftılraamoba ve4tatiki(*jr kafnponyasdfısflmtmıbellıttmdrteinuhtarAr. Opel Yetkili Satıcıları: Arkas Çengelköy 0216 308 56 30 ArkasMaslak0212 346 08 00 Arkas Üsküdar 0216 474 73 00 Ataköy Yenibosna 0212 654 74 50 Ataköy Yeşilyurt 0212 662 07 03 Balkan Zeytinburnu 0212 665 26 60 Erdemir Haramidere 0212 422 08 04 Erpaş Maltepe 0216 587 88 00 Gedizler Ataşehir 0216 469 92 00 Gedizler Kadıköy 0216 641 33 33 Gerçek Balmumcu 0212 227 47 62 MarEyüp0212 417 29 29 Odak Bayrampaşa 0212 467 13 13 OdakTopkapı0212 4491313
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear