Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 7 HAZİRAN 2008 CUMARTESİ
8 HABERLERIN DEVAMI
TURKIYE
Istanbul
Edirne
Kocaeli
Çanakkale
Izmir
Manisa
Aydın
Denizli
Y
Y
Y
Y
PB
PB
PB
PB
22
23
23
23
28
30
31
31
Sinop 26 Adana PB 31
Samsun
Trabzon
Giresun
Ankara
Eskişehir
Konya
Sıvas
Y
Y
Y
Y
Y
PB
Y
22
21
21
20
24
27
20
Zonguldak Y 21 Antalya B 31 Kars
Mersin
Diyarbakır
Şanlıurfa
Mardin
Siirt
Hakkâri
Van
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
29
34
34
31
31
25
25
23
Yurdun kuzey, iç ve
doğu kesimleri parçalı
ve çok bulutlu; Mar-
mara, İç Anadolu'nun
kuzey ve doğusu, Ka-
radeniz, Doğu Anado-
lu'nun kuzeyi ile Kah-
ramanmaraş ve Malat-
ya çevreleri sağanak
ve gök gürültülü sağa-
nak yağışlı, diğer yerler
parçalı ve az bulutlu
geçecek.
DIS M E R K E Z L E R
Oslo
Helsinki
Stockholm
l ondra
Amsterdam
Brüksel
Paris
Bonn
B
B
B
PB
PB
PB
PB
B
28
14
25
21
22
20
17
20
Berlin B 28 Moskova
Budapeşte Y 23 Aşkabat
Madrıd PB 24 Astana
Viyana
Belgrad
_Y 19 Taşkent
21 Bakû
Soyfa
Roma
Y 2_1 Bişkek
Y 22 Tiflis
Atina Y 25 Kahire PB
Münih, PB 28 Zürih Y 19 Şam
Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu , Çok bulutlu • Yağmurtu
.„:.:..:'
Kartı "
!
» kar • Gök gürültülü
GUNCEL CIJNEYI ARCAYUREK
I Baştarafı 1. Sayfada
düşerse.. iktidar partisi içinde asıl büyük kıyamet iş-
te o zaman kopacak!
Pek çok çevre türban serbestisine karşı çıkan hu-
kuk darbesinin daha başka siyasal sonuçlara yol aça-
cağının bilincinde.
Nitekim gelişmeleri dikkatle izleyen hemen herkes,
türban kararını partinin kapatılacağına işaret sayıyor.
• • •
Karar sadece AKP ve AKP'ye hayran olan yalaka-
larda değil, ABD ve AB'de de şaşkınlık yarattı.
ABD Dışişleri Sözcüsü kararı, "Türkiye'nin iç soru-
nu" diye algıladıklarını söylemesine karşın, Was-
hington türbanı dini giysi diye algılıyor, RTE ve kad-
rosu gibi "kadınlar için şahsi tercih" kabul ediyor.
AB yetkilisi milli enişte Joost Lagendijk susar mı?
Konuştu hemen; değişmez dayatmalardan birini öne
sürüyor. Kararın hükümete (RTE'ye) "temel özgür-
lüklerin yer aldığı yeni bir anayasa hazırlama olanağı
verdiğini" söylüyor.
Milli enişte hâlâ Türkiye'de olup bitenlerin veya Tür-
kiye'nin kendine özgü koşullarının farkında değil.
O da çoğunluğu el^peçiren bir partinin demokra-
tik rejimde her istediğıni yapabileceğini sanıyor. Oy-
sa RTE, 22 Temmuz seçimlerinden sonra yeni bir ana-
yasa, üstelik AKP anlayışına göre bir anayasa yapmayı
denedi ve.. başaramadı.
Türbanı serbest bırakmayı yeni anayasada öngö-
rüyordu. Ne ki, başaramayınca 82 Anayasası'nın iki
maddesini değiştirerek bu amaca ulaşmaya girişti ve..
kafasını laiklik duvarına çarptı.
Şimdi darbenin etkisinden kurtulmaya çabalıyor.
•••
Karara tepkileri irdelemeye devam edelim.
Çankaya'daki AKP'Iİ, Tokyo'dan yorumluyor: "Hu-
kuki birsüreç. Başka birşey ilave etmek istemiyorum"
diyor.
Türbanlı eşli Çankaya'daki AKP'li türban yasağının
sürmesine ne diyebilir ki?.. Lütfen fotoğraflardaki Ja-
pon imparatoriçesi'nin Batılı, sade, fakat şık giysile-
rine bakınız, bir de Hayrünnisa'nın çağdaş TC'yi tem-
sil eden türbanlı kıyafetine...
Burada bir not yazmak zorunluluğu doğdu. Dünkü
Güncel'de "kimi duyumlann Pembe Köşk'teki deği-
şikliklerde.. Atatürk'ün çalışma odasının tuvalete
dönüştürüldüğünü bildirdiği" yazıldı ve "...bu son gi-
rişim doğnı mu değil mi.." diye soruldu.
Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi dün gerçeği
araştıran bu soruyu "doğru değil" diye yanıtlayacağı
yerde; saldırgan üslupla bir açıklama yaptı. Üstelik
basın ahlakını ve Atatürk'e saygıyı anımsatan bir üs-
lup ile...
Basın ahlakını ve Atatürk'e saygıyı bana anımsat-
ma cüretini gösteren çirkin ifadeler ve üsluptaki ka-
ralamalar aynen sahibine iade...
•••
Hemen herkesin (4'e karşı 7) beklentisinin aksine
karar 2'ye karşı 9 oyia kabul edildi. İki oy, şaşırtıcı de-
ğil. Resmen açıklanmadı ama karşıoy düşünce bi-
çimleri medyada konu edilen iki kişiye ait; Başkan Ha-
şim Kılıç'la, üye Sacit Adalı'ya!
Haşim Kılıç mahkemeden ayrılırken gazetecilere,
"Aman" demiş, "birlik ve beraberliğimiz kınlmasın!"
Bay Başkan, bu öğüdü önce kendisine vermeliydi.
Ülkeyi laikler, laiklik karşıtları diye ikiye bölenlerle, tür-
ban dayatması ile ülkeyi aylardır rejim tartışmaları içi-
ne atanlarla aynı düzeyde olduğunu gösteren hare-
ketlerden kaçınmalıydı.
•••
Ya Genel Başkan Yardımcısı, 2 numarah RTE diye
tanınan, AKP dışında herkese ve her kuruma karşı olan
DMM Fırat Bey'in, çevresindekilerin kararı "cüppe-
li" ya da "siyasi" veya "anayasa aykırı" diye yorumla-
dıkları sırada; "Hayır, karar siyasi değil, Anayasa
Mahkemesi tarafından verilmiş hukuki birkarardır" de-
mesine ne demeli?
Dünya ile birlikte insanlar da değişiyor derler ya;
DMM Fırat, galiba hem değişiyor hem de gelişiyor!
RTE mi? Karar çıktığı sırada Yedi Kocalı Hürmüz ro-
lünü en iyi oynayacak ses, sanat ve fikir kadınları-
mızdan Hülya Avşar'la bir buçuk saat süren bir ko-
nuşma yapıyor.
Kararı ögrenmeden konuşurken malum konuya de-
ğindiyse; acaba yine türbanın "velevki... birsiyasi sim-
ge olarak takıldığım" savundu mu?
Kararı öğrenince, ne çektim ne çekiyorsam dilimin
belasıdır diyebildi mi acaba?
Medya Gözlem Platformu
yönetim kurulu belirlendi
tstanbul Haber Servisi- Medyayı gözlem altına alıp
bu alandaki çarpıklıklan sergilemek üzere kurulan
Medya Gözlem Platformu'nun (MGP) yönetim
kurulu seçim toplantısı yapıldı. lletişim Araştır-
malan Derneği genel merkezinde yapılan toplantı
sonuçlanna göre yönetim kurulu başkanlığma
Hıfzı Topuz, başkan yardımcıhklanna Bülent
Tanla ile Yasemin İnceoğlu, genel sekreterli-
ğe Nurçay Türkoğlu, genel sekreter yardımcı-
hklanna ise Atilla Ozsever ile Esra Arsan atan-
dı. Yönetim kurulundan yapılan ilk açıklamada
Türk medyasının gündeminde olan haberleşmenin
gizliliği ilkesinin ihlal edilmesine yönelik ha-
berlerin siyasi iletişim alanında bulanıkhk ya-
rattığına dikkat çekilirken, Medya Gözlem Plat-
fomıu'nun, medyamn bilinçli, sorumlu, etkin yurt-
taşhk yaranna kullanılması önündeki engellerin
aşılmasını hedeflediği kaydedildi.
Fatih 'tegelenekselbuhşma
tstanbul Haber Servisi - Fatih Kız Lisesi Me-
zunlan, "Geleneksel Pilav Günü" nedeniyle bu-
gün okullannda buluşuyorlar. Aralannda Tür-
kan Şoray, Müjde Ar, Serap Mutlu Akbulut,
Mehtap Ar gibi tiyatro oyunculan ve sanatçılan
da yetiştiren Fatih KJZ Lisesi'nin tiyatro kolu,
pilav gününde Yazar Turgut Özakman'ın "Ka-
naviçe" adlı oyununu sergileyecek.
ÖNCEKİ günden beri, bir "dar-
be" sözüdür gidiyor.
Neymiş? Anayasa Mahkeme-
si'nin kararı "sivil danbe"ymiş, ya
da bazılanna göre "hukuk" darbesi.
Türkiye'yi yargıçlar yönetmeye
başlamışmış. Hatta, "kurucu ikti-
dar" denen, toptan anayasa yapıp
yeni devlet yapısı kurma yetkisini
onlar ele geçirmişmiş.
öte yandan, 22 Temmuz se-
çimlerinden çıkan sonucu bir çe-
şit "demokrasi ya da seçmen dar-
besi" diye tanımlayanlar da çık-
mıştı.
Demek ki, şu "darbe" denen
kavramı etraflıca açıklamak gere-
kiyor.
Sözcükler, "darbe" sözcüğünü
ilk ağızda "âni ve beklenmedik
vuruş" olarak anlatıyor. Nitekim,
çok kötü bir haber duyan insan-
lar "darbe yemiş" gibi olurlar, hat-
ta bazısı bayılıp yere yıkılır.
Bu açıdan bakınca, AKP ikti-
darının mensupları ya da med-
AÇI
MUMTAZ SOYSAL
Darbe mi?
yadaki "yakınları" için, son mah-
keme kararının bir darbe etkisi
yarartığı kesindir. Yere yıkılan
yok ama, herhalde darbe etkisiyle
olacak, olayı askeri darbeye ben-
zeterek, mahkeme kararı için de
aynı lafı edenler var; koskoca hu-
kuk profesörleri, yaşını başını
almış medya kodamanları bile
var.
Aslında kastertikleri, bizirn Ar-
cayürek'in bir "olağanüstü yöne-
tim" döneminde kitap adı yaptığı
"Kuctefa"! Yani, Frenkçedeki "co-
up d'etat" deyiminin Türkçe oku-
nuşu. Kısaca, "hükümet darbesi"
demek.
O halde, Yüksek Mahkeme'nin
karan eğer bir "darbe" ise, her şey-
den önce hükümetin yıkılması ya
da en azından "çekilmesi" gerek
demektir.
Var mı öyle bir şey? Yok.
Oysa, yakın tarihimizde "muh-
tıra" sözü edilen ve "yan-darbe"
sayılan "12 Mart" ya da "28 Şu-
bat" olaylannda bile ilk sonuç, hü-
kümet üyelerinin masalarını top-
layıp evlerine gitmeleri olmuştu.
Gerçek darbelerde ise yaşandığı
ve bilindiği gibi, yalnız onlar değil,
iktidarların başka mensupları da,
evlerinden başka bir yere gön-
derilir. Hatta, sarsıntı o kadar
şiddetlidir ki, öyle dönemlerde, il-
gili ilgisiz, iktidarla hiçbir bağlan-
tısı olmayanlar da daha kötü yer-
lere konmak üzere hoyratça top-
lanırlar.
Elbet şu son olayda, sıralama-
sı bile uzun sürecek çeşitli ha-
talarla 75 milyonluk koskoca bir ül-
keyi böyle durumlara ve çetrefil so-
runlara sürüklemiş olanlann da ay-
nı sonuçlara "müstahak" duruma
düştüklerini söyleyecek olanlar
çıkacaktır. Ama gün, hesap sorma,
hınç çıkarma, cezalandırma, töv-
be ettirme ya da aksi bir öfkeyle
yeni bir genel seçimle güç topla-
yıp devlet düzenini altüst etmeye
kalkışma günü değildir. öfkeyle
kalkan ziyanla oturur.
Tam tersine, en başta "başta-
kiler" olmak üzere, herkesin aklı-
nı başına toplaması ve hele dış
dünyaya dönüp "imdat" çığlıkları
basmaktan uzak kalması gereki-
yor şu günlerde. Eğer bu ülkeyi ve
bu halkı seviyorsak.
mumtazsoysal@gmail.com
Orgeneral Saygun radikal îslama karşı ılımlı Islamın sonuç vermediğini söyledi
6
BOP sorun kaynağı oldu'
SERTAÇ EŞ
İSTANBUL - Genelkunnay lkinci Başkanı
Orgeneral Ergin Saygun, Ortadoğu'ya yö-
nelik dış kaynaklı girişimlerin başanlı ola-
madığını, "radikal îslama karşı getirilmek
istenen ılımlı tslamın sonuç vermediğini,
BOP'un bizzat kendisinin sorun kaynağı
olduğunu'
1
kaydetti. Karanlık oyunlar sonucu
Türkiye'nin Ortadoğu'yu kaybettiğini anla-
tan Saygun, 1923'te çizilen yapay sınırlarla
Türkiye'nin bölgeye dönmesinin engellen-
diğini dile getirdi. Saygun, Dışişleri Bakanı
Ali Babacan'ın geçcn hafta AP'de konuşma
yapacağı sırada aranan bir teröristin salona
ahnmasına sert tepki gösterdi. Saygun, "Av-
rupalüarın kendi kurallarına uymadığuır'
söyledi.
Genelkunnay Stratejik Araştırma vc Etüt
Merkezi (SAREM) tarafından düzenlenen
"Ortadoğu: Belirsizlikler lçindeki Geleceği
ve Güvenlik Sorunları" başlıklı sempoz-
yumun kapanış konuşmasını yapan Saygun,
dikkat çekici değerlcndimıelcrde bulundu. Ba-
tı'da köktendinciliğin "İslaınııı bir iç mese-
lesi olarak görüldüğünü, sorunun kendi
içinde çözülmesi için radikal İslaınııı kar-
şısında ılımlı İslamın güçlenmesinin savu-
nulduğunu" anımsatan Saygun, şu değer-
lendirmeyi yaptı: "Ancak bugün gelinen
noktada ılımlılar ve radikallcr olarak
gruplanıanın beklenen sonucu sağlamadığı,
tam tersine radikallerin bu yaklaşımdan ce-
saret ve cüret kazanarak ılımlılardan ba-
zılarını da saflarına katarak daha da güç-
lenmesine yol açtığı görülmektcdir."
Ortadoğu'ya çözüm olarak sunulan BOP'un
bölge halkmın derdine derman olmadığını
kaydeden Saygıın, "Ama, kendisi bir sorun
yumağı ve sorun kaynağı haline gelmiştir"
değerlendinTiesini yaptı.
Rusya ve ŞİO'ya dikkat çekti
Batıhlann girişimlerinin bölgede reform he-
yecanı yaratmadığını belirten Saygun, Rus-
ya ve Şanghay tşbirliği Örgütü'nün (ŞİÖ)
güçlenmesiyle Ortadoğu'da yeni aktörlerin or-
taya çıkabileceğine dikkat çekti. Konuşma-
sında "Peki Türkiye açısından durum ne-
dir" sorıısuna kendisi yanıt veren Saygun, şu
değerlendinTieyi yaptı: "Türkiye Ortado-
ğu'yu karanlık oyunlar sonucu kaybet-
miştir. Üç kıtanın bağlantı noktasındaki
ülkemiz üç kıtaya da açılım imkânlarını
aramak, kendini bulunduğu coğrafyada
tutnıak için başkaları tarafından yapılmış
ve yapılmakta olan düzenlemeleri de aş-
mak mecburiyetindedir. Bu anlamda ön-
celikli olarak Türkiye Ortadoğu ile irti-
batını çeşitlendirecek alternatifleri ço-
ğaltmak durumundadır."
Rubin'den destek
Öte yandan, Ortadoğu konulu sempoz-
yumda oturum başkanhğı yapan ABD Sa-
vunma Bakanlığı Pentagon'un danışmanla-
rından Michael Rubin, "Türkiye'ye İslanıi
demokrasi denemeyeceğini, bunun de-
mokrasi tanımına ters olduğunu" dile ge-
tirdi. TSK'nin terör konusundaki tepkilerinin
haklı olduğunu belirten Rubin, Irak Cum-
hurbaşkanı Celal Talabani'nin PKK'yi "or-
tak düşman, terör örgütü" olarak ilan et-
mesinc ilişkin olarak da "İyi ama Talaba-
ni öldüğünde ne olacak?" dedi.
Çıldır uğurlandı
CHP'nin Şanlıurfa'daki etkinlikleri ön-
cesinde parti otobüsünün üzerinde bu-
lunduğu sırada köprüye çarparak yaşa-
mını yitiren Gençlik Kolları Genel Se-
kreteri Ersin Çıldır son yolcutuğuna uğur-
landı.Çıldır için CHP Genel Merkezi
önünde tören düzenlendi. Törene, Çıldır'ın
ailesi ve yakınlarının yanı sıra CHP Genel
Başkanı Deniz Baykal, Genel Sekreter Ön-
der Sav, genel merkez yöneticileri, mil-
letvekilleri, partililer ve gençUk kolları üye-
leri katıldı. CHP Genel Başkanı Baykal,
konuşmasında Çıldır'ın "parti, dava şe-
hidi" olduğunu söyledi. Çıldır, Karşıya-
ka Mezarlığı içinde bulunan camide kılı-
nan cenaze namazının ardından toprağa
verildi. (Fotoğraf: AA)
Cami haziresi Nakşibendi tarikatı mezarlığına döndü
Coşan Süleymaniye'ye defnedildi
TARKAN TEMUR
Avusö-alya'da geçirdiği trafik kazasında hayatını
kaybeden Nakşibendi tarikatı lideri Mahınııd
Esad Coşan'm babası Halil Necati Coşan (102)
dün Süleymaniye Camisi'nde kılınan cenaze na-
mazının ardından, cami haziresine defnedildi. Co-
şan, Bakanlar Kurulu kararıyla Süleymaniye
Camisi avlusundaki mezarlığa Cumhuriyet dö-
neminde defhedilen 4. kişi oldu. Kanuni Sultan
Süleyman'ın fürbesinin de bulunduğu mezarlığa
Nakşibendi tarikatının önde gelen isimlerinden
Mehmet Zahid Kotku, 14 Kasım 1980'de gö-
müldü. 12 Mayıs 1988'de Özal kardeşlerin armesi
Hafize Özal, daha sonra da Yusuf Bozkurt Özal,
hazireye defhedilmişti.
Coşan'm Süleymaniye Camiisi Haziresi'ne
defhedilebilmesi için gerekli iznin 1996'da Ba-
kanlar Kurulu'nun 96/9002 sayılı karan ve Cum-
hurbaşkanı Süleyman Demirel'in onayı ile alın-
dığı belirtildi. Coşan'ın cenaze törenine AKP îs-
tanbul Milletvekili Nusret Bayraktar, BBP Ge-
nel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, Saadet Partisi Ge-
nel Başkanı Recai Kutan, Yurt Partisi Genel Baş-
kanı Saadettin Tantan, AKP Istanbul II Başka-
nı Aziz Babuşçu, Şişli Belediye Başkanı Mustafa
Sarıgül, Korkut Özal, Eminönü Belediye Baş-
kanı Nevzat Er, Fatih Belediye Başkanı Musta-
fa Demir'in yanı sıra çok sayıda kişi katıldı. Co-
şan'm cenazesi nedeniyle Süleymaniye çevresinde
geniş güvenlik önlemleri alındı, camiye girenler
üst aramasından geçirildi.
YARSAV BAŞVURDU
Teknik takip
yetkisini
bozma istemi
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Yargıçlar ve Savcılar Birliği
(YARSAV) Başkanı Ömer Fa-
ruk Eminağaoğlu, Milli Istihba-
rat Teşkilatı (MT) ve Emniyet
Genel Müdürlüğü'ne teknik takip
yetkisi veren Ankara 11. Ağır Ce-
za Mahkemesi'nin karannın ka-
nun yaranna bozulması istemiyle
Adalet Bakanlığı'na başvurduİcla-
nnı bildirdi.
Eminağaoğlu, Adalet Bakanlı-
ğı'na başvurulannda, Yargıtay 9.
Ceza Dairesi'nin, Türkiye gene-
linde jandarma bölgesinde teknik
takip yetkisi veren Ankara 11.
Ağır Ceza Mahkemesi'nin karan-
nı bozduğunu anımsattıklannı be-
lirtti. Ankara 11. Ağır Ceza Mah-
kemesi'nin, Emniyet Genel Mü-
dürlüğü ve MİT'in başvurusu üze-
rine bu iki kuruma verdiği teknik
takip karannın halen yürürlükte
olduğunu anımsatan Eminağaoğ-
lu, Adalet Bakanlığı 'ndan MİT ve
Emniyet Genel Müdürlüğü'ne
teknik takip yetkisi veren Ankara
11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin ka-
rannın kanun yaranna bozultnası-
nı (yazılı emir yoluyla) istedikle-
rini kaydetti.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Türki-
ye genelinde jandarma bölgesinde
teknik takip yetkisi veren Ankara
11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin ka-
rannı, Adalet Bakanlığı'nın kanun
yaranna bozulması istemi doğrul-
tusunda 4 Haziran Çarşamba günü
bozmuştu. Daire'nin karannda,
"Aınacı ne olursa olsun hiçbir
kuruma demokratik bir hukuk
devleti olan Türkiye Cumhuri-
yeti'nde yaşayan insanlar şüp-
heli görülerek ülke geneline
kapsayacak şekilde yetki verile-
meyeceği açıktır" denilmişti.
GUNDEM MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
yeni anayasa tartışması bugünün habercisiydi. AKP,
anayasanın ilk 4 maddesini göstermelik olarak tuta-
cak, kalan bölümü tümüyle kendi hedefleri doğrultu-
sunda değiştirecekti. Tartışmalar devam ederken
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yal-
çınkaya 19 Eylül 2007 günü bir açıklama yaptı:
"Anayasayı tümden değiştirip ilk 4'ü tutmak takıy-
yedir. Değiştirilemez hükümleri havada bırakmak de-
mektir. Yapmayın."
Yalçınkaya'ya AKP'liler "Sen işine bak" dediler.
O da işine baktı. Işi, partileri denetlemekti.
14 Ocak 2008'de Başbakan'ın Madrid'de yaptığı
"Türban serbest olacak. Velev ki siyasi simge, ne fark
eder" açıklamasına MHP, "Haydi o zaman" karşılığı-
nı verince, Yalçınkaya bu kez 3 sayfalık ve daha ağır
bir açıklama yaptı:
"Bu yaptığınız toplumu böler, gerer. Vazgeçin, tür-
banla oynarsanız görevimi yapanm."
Açıklama gazetelere "AKP'ye kapatma uyarısı"
başlığıyla girdi!
•••
İlk iki açıklaması dikkate alınmayan Yalçınkaya, tür-
ban değişikliğinin ardından 14 Mart günü AKP'nin ka-
patılması istemiyle dava açtı. Davanın önemli daya-
nakları arasında, anayasanın 10. ve 42. maddelerinin
değiştirilmesi de bulunuyordu.
O nedenle, türban kararı kapatma davası için de
önemliydi.
5 Haziran günü saat 17.30 sıralannda karar açıklandı:
Anayasa değişikliği iptal edilmiştir. Yürütmesi dur-
durulmuştur.
AKP iki gündür kıyameti kopanyor. Dürbünü ters çe-
virdiğimizde demek ki, mahkeme "/pfa/"yerine "bu be-
nim işim değil" karan verseydi, yine kıyamet kopacaktı.
Ama şu yönde:
"Işte, gördünüz, Anayasa Mahkemesi milli irade
önünde eğildi. Herkes bundan sonra adımını ona gö-
re atsın..."
AKP'liler mahkemeye saldırırken şunu söylüyorlar:
"Yaptığımız değişikliklerin içinde türban sözü geç-
miyorki..."
Alem sersem millet kör, al anayasayı eline, istedi-
ğin gibi ör!
Değişiklik metninde türban denmiyor ama, bu de-
ğişikliklerin gerekçesinde şu tümce var:
"...Bazı kız öğrencilerin başlannı örtmede kullandıklan
kıyafetler nedeniyle eğitim ve öğrenim hakkını kulla-
namadıkları bilinmektedir..."
Burada türbanı mı tarif ediyorlar yoksa şimendife-
ri mi?
• * *
Kafalarda şu soru var:
AKP bundan sonra ne yapacak?
Bize göre yanıt basit:
Sürecin ipini elinde tutmak için akla ne gelirse ya-
pacak.
Zira ip elinden kaçarsa hızla eriyeceğini çok iyi bi-
liyor. Şu anda AKP, yine heryöntemi kullanarak "ben-
den başka seçenekyok" dayatmasıyla gücünü yük-
sek gösteriyor.
İki gündür siyasetin bütün tarafları sesini yükselti-
yor ama, şu yönde güçlü bir mesaj duyamadık:
"Ey Türkiye, kaygılanma... AKP'nin devre dışı kalması,
dünyanın sonu değil... Türkiye bu bunalımı da aşar. Si-
yasette seçeneksizlik diye bir şey olmaz. AKP Türki-
ye'yi yeterince yordu. O dinlenmeye çekilecek, daha
güçlü kadrolar ülkeyi yönetecek..."
Siyaset dayatma değil...
Umut üretme sanatıdır...
Sözümüz herkese...
ankcum@cumhuriyet.com.tr
Kurtiz ödülünü alırken gözyaşlannı tutamadı. (AA)
TuncelKurtiz bu kez
rolünüyapamadı
SAVAŞ KÜRKLÜ
ADANA - Altın Koza Film Festivali tüm coş-
kusuyla sürüyor. Festivalde bu yılm, "Türk Si-
nemasında Bir Usta Oyuncu" ödülünü alan
Tuncel Kurtiz ilk kez rolünü yapamadı. Bü-
yükşehir Belediye Tiyatrosu'nda düzenlenen tö-
rende, salona girişinden itibaren dakikalarca
ayakta alkışlanan sanatçı, gözyaşlannı tutamadı.
Ödülünü alırken de ağlayan Kurtiz, duygulann yo-
ğun olduğu sahneyi bir kez daha yaşadı ve yaşattı.
Festival dolayısıyla yapılan afişleme ve ışık-
landırma çalışmalan sonucu başka bir havaya bü-
rünen Adana, başta caddeleri, çeşitli kent gö-
rüntüleriyle Paris'in Chams Elysee'sini andınr-
casına ışıl ışıl, rengârenk.
Festivalin "Türk Sinemasında Bir Usta-
Oyuncu" gecesinde, Kurtiz, konuklara duygulu
anlar yaşattı. Yılmaz Güney'dcn, "Yol arka-
daşım, dostum, hâlâ dostum" şeklinde söz
eden Kurtiz, konuşmasını Can Yücel'in, "Sev-
gi Duvarı" şiirini okuyarak tamamladı. Salon-
dakilerin coşkulu alkışlanm alan sanatçı, hem ağ-
ladı hem de ağlattı. Festivalde dün de geleneksel
"Yaşam Boyu Onur Ödülleri" sahiplerini bul-
du. Park Zirve'de yapılan "Festival Balosu"nda,
yönetmen Halit Refiğ ile sincma oyunculan Sel-
da Alkor ve Halil Ergün'e ödülleri sunuldu.