Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 17HAZİRAN2008SALI
4 HABERLER
DÜNYADA BUGUN
ALİ SİRMEN
AB'yi İstemeyen de Var
Paris - Geçen hafta perşembe ve cuma günü, bü-
tün Avrupa, özellikle de 1 Temmuz'da AB dönem baş-
kanlığını yüklenecek olan Fransa nefeslerini tutup Ir-
landa'ya diktiler gözlerini.
AB Anayasası'nın Fransa ve Hollanda tarafından,
2005'te halkoylamasıyla reddedilmesinden, öbür ül-
kelerin de bu gelişme üzerine oylamadan vazgeçme-
lerinden sonra, onun yerine geçecek küçük bir anayasa
niteliğini taşıyan Lüksemburg Anlaşması'nın yürürlü-
ğe girmesi için, 27 üyenin hepsi tarafından onaylanması
gerekmekteydi.
Şimdiye dek 27 üyenin 18'i onayı yasama yoluyla ger-
çekleştirdi. Irlanda ise 1987 yılından beri yürürlükte olan
yeni anayasası gereğince, anlaşmayı halkoyuna sun-
du.
Normal olarak, Irlanda'ya bakıldığında halkın büyük
çoğunluğunun Lüksemburg Anlaşması'nı candan
onaylaması ve AB'ye olan bağlılığını bir kez daha ka-
nıtlaması gerektiği düşünülebilirdi.
öyle ya! Irlanda 1973'te AB'ye girdiğinde, Avrupa'nın
en yoksul ülkesiydi. Aradan geçen süre içinde kişi ba-
şına 43 bin Avro ile Irlandalılar, Ingiliz ve Fransızların
da önüne geçtiler ve Avrupa'nın en zengin ülkesi ha-
line geldiler.
Bu durumda, zenginleşmesinde AB fonlannın büyük
payı olan Irlanda'dan gelecek olan bir "hayır"\n, "nan-
körlük" olarak nitelenmesi mümkündü.
•••
Yıllar boyu AB'nin fonlarından yararlanmış olan Ir-
landa'nın artık "zenginler kulübünün" ilk sırasına otu-
runca, Avrupa'nın yardım alan değil, yardım veren ül-
kesi konumuna geçmiş olduğu da düşünülürse, ra-
hatlıkla "alırken iyiydi de, verirken mi kötü oldu" den-
mesi kolaylaşıyor. Nitekim Kouchener ile Daniel
Cohn Bendit benzer imalarda bulundular ve Irlanda-
lıları fena halde kızdırdılar.
Irlanda'nın perşembe günü yapılan ve sonuçları cu-
ma akşamüstü belli olan oylamayla yüzde 53.4'lük bir
çoğunlukla Lüksemburg Anlaşması'na hayır demesi
sürpriz olmadı, çünkü kamuoyu yoklamalan anlaşmaya
karşı çıkanların oranının çok yüksek olduğunu zaten
gösteriyordu.
Oylamaya üç milyon seçmenin yarısı katıldı ve se-
kiz yüz bin kadannın oylarıyla, Lüksemburg Anlaşma-
sı'nın onayı reddedildi. Olayın en ilginç yönü, Lük-
semburg Ânlaşması'nın yürürlüğe girmesi için bütün üye
ülkeler tarafından onaylanmasının zorunlu olmasıydı.
Bu durumda, "Sekiz yüz bin Iriandalı 500 milyonluk Av-
rupa'yı kilitledi" yorumları yapılmaya başlandı.
Olaya bu açıdan bakmak, gelişmeleri tam olarak an-
layamamaya yol açacaktır.
Çünkü unutmayalım ki, üç yıldır, Ispanya ve küçük
Lüksemburg dışında AB'nin yapısıyla ilgili metinler, Bir-
liğin üyesi ülkelerin halklan tarafından kabul edilmemiştir.
Zaten Lüksemburg Anlaşması'nın üyeler tarafından hal-
koyuna sunulmayıp yasamanın onayına götürülmesi-
nin nedeni de budur. Irlanda ise bu onayı halkoyuna
sunmaya anayasal olarak mecburdu.
•••
lıianda'da Başbakan Brian Covven başta olmak üze-
re, hükümet, Sinn Fein dışındaki muhalefetin büyük ço-
ğunluğu, parlamentonun tamamınayakını, sendikala-
nn çoğunluğu hep, "evet" lehine kampanya yürüttüler.
Bu durumda, Irlanda'da Avrupa konusunda seç-
menler ile seçilenler arasında çok büyük görüş ayrılı-
ğı olduğu ortaya çıktı. Aynı olgunun Birliği oluşturan ül-
kelerin çoğunluğu için de geçerli olduğunu söyleyebiliriz.
Doğrusu sonuçlar açıklanınca, gülümsemekten ken-
dimi alamadım. Avrupa Türkiye'yi birliğin içine istemi-
yor; ne var ki Avrupa halklan da, Avrupa'yı istemiyor-
lar.
Pazar günü TV5'teki Kiosque programında bu gö-
rüşümü dile getirdiğimde, zarif bir hanım olan Irlandalı
meslektaşım, Moira Dineen karşı çıktı ve,
- Irlanda Avrupa'yı seviyorve projeye bağlıdır, dedi.
- 0 zaman onların bağlı oldukları Avrupa bu kendi-
lerine önerilen Avrupa olmasa gerek, dediğimde hak
verdi.
Evet gerçek şu ki, Avrupalılar, kendilerine sunulan Av-
rupa halklanndan kopuk bu Avrupa'yı istemiyortar. Bu-
nu 2005'ten bu yana yapılan bütün halkoylamaların-
da dile getiriyorlar, ama yöneticilerine ve Brüksel bü-
rokratlarına bir türlü anlatamıyorlar.
"Bu gelişmeler karşısında, Tayyip Erdoğan ikti-
darı tarafından ısrarlı bir biçimde Islami bir rejime
dönüştürülmeye çalışılan Türkiye'nin adaylığı ne ola-
cak" sorusuna yanıt arayanlar, kendi yapısal so-
runlanyla boğuşmakta olan AB'nin gündemine, Tür-
kiye'nin üyeliğinin hiçbir zaman ciddi ve içten bir şe-
kilde gelmemiş olduğunu unutmamalıdırlar.
asirmen@cumhuriyet.com.tr
Jandarma Genel Komutanlığı, Kişisel Verilerin Korunması tasarısının bazı maddelerinde değişiklik istedi
Devlette 'fişleme' çekişmesi
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- TBMM Adalet Komisyonu, Kişisel
Verilerin Korunması Yasa Tasansı ile
ilgili çeşitli kurumlardan görüş iste-
di. Jandarma Genel Komutanlığı'ndan
gönderilen yazıda, tasarımn bazı,
maddelerinde değişiklik yapılması
istendi.
Tasanda "Veri kütüğü sahibinin
kcndi haklı çıkarları için, ilgili ki-
şinin lemel hak vc özgürlüklcri ile
ıneşru çıkarlanna zarar vermedi-
ği sürece, veri işlemesinin zorunlu
olınası" öngörülürken bu maddede
değişiklik istendi. Yazıda "kendi
haklı çıkarlan" ibaresinin çok geniş
kapsamh ve belirsiz nitelikli olduğu
kaydedilerek, bunun yerine "ka-
nunlarla verilen görev ve yetkilerin
yerine getirilmesi amacıyla..." ifa-
desinin konulması istenildi. Yazıda,
• Jandarma Genel Komutanlığı, TBMM Adalet Komisyonu'na Kişisel Verilerin Korunması
Yasa Tasarısı'na ilişkin görüşünü iletirken kişisel verilerin işlenmesine "suçun soruşturulması"nda
olduğu gibi "suçun önlenmesi" için de olanak sağlanmasım istedi. Jandarma, ayrıca Kişisel
Verileri Koruma Kurulu üyelerinin tamamının Bakanlar Kurulu tarafından belirlenmesinin
öngörülmesinin "özerkliği zedeleyeceği ve kadrolaşmaya yol açacağı" uyarısında bulundu.
Jandamıa Teşkilat, Görev ve Yetki-
leri Kanunu ile yönetmeliklerde, jan-
darmaya suçun önlenmesinin sağ-
lanması amacıyla gerekli önlemleri
alma ve uygulama yetkisi verildiği-
ne dikkat çekilirken, bu kapsamda
jandarmanm kendi sorumluluk ala-
runda "suç işlenmesinin önlenmesi"
amacıyla iletişimin tespit edilmesi,
dinlenmesi, sinyal bilgilerinin de-
ğerlendirilmesi ve kayda alınması
ile teknik araçlarla izleme yapılma-
sı yetkisi tanındığı kaydedildi.
Yazıda "Suçun soruşturulması
kadar, suçun işlenmesinin önlen-
mesinin de önemli olması sebe-
biyle önleyici kolluk faaliyetleri-
nin yürütülmesi sırasında özel
nitelikli kişisel verilerin işlenme-
sine imkân tanınmasının, gör-
evin gereğince yerine getirilmesini
sağlayacağı değerlendirilmekte-
dir" denilirken; özel nitelikteki ki-
şisel verilerin işlenmesine "suçun
soruşturulmasında" olduğu gibi
"suçun önlenmesi" için de olanak
sağlanması istendi.
Kişisel verilerin işlenmesine ilişkin
istisnalan düzenleyen madde kapsa-
mına "özel niteliği olan kişisel ve-
riler" ile "kişisel verilerin üçüncü
kişilcre aktarılmasının" da alın-
ması istendi.
Jandarmadan gönderilen yazıda,
Kişisel Verileri Koruma Kurulu'nun
oluşumu da eleştirildi. Tasanda ku-
rulun Bakanlar Kurulu tarafından
seçilen 7 üyeden oluşması öngörü-
lürken yazıda, "kişi hak ve özgür-
lükleri ile doğrudan ilişkili bir gö-
rev yürütecek ve yetkilerini ba-
ğımsız olarak kullanacak özerk
bir kurulun üyelerinin tek bir ıııa-
kam tarafından seçilmesinin, ku-
rulun bilimsel ve idari özerkliğini
olumsuz etkileyeceği ve kadrolaş-
malara sebebiyet verebileceği" gö-
rüşüne yer verildi.
Kurula aday gösterilmesi ve üye se-
çiminin farklı makamlar tarafından
yapılması gereği üzerinde durulurken
bu amaçla kurulun öğretim üyeliği
yapmış üyeleri için Yükscköğretim
Kurulu, kamu hizmetinde çalışma ko-
şulu aranaıı üyeleri için bakanlıklann,
özel sektörde çalışma koşulu aranan
üyeleri için de meslek kuruluşlanmn
göstcrcceği adaylar arasından Ba-
kanlar Kurulu'nca seçim yapılması-
nın uygun olacağı ifade edildi.
OKULDA tFADE ALDILAR
Oğretmene
yeminli
soruşturma
YUSUF ÖZKAN
İZMİR - lzmir Selma Yiğitalp Lisesi öğret-
menlerinden Hülya Toker hakkında, cum-
huriyetçi söylemleri nedeniyle başlatılan so-
ruşturmada, öğrencilerin büyük bölümünün
Toker lehinde konuşması üzerine ikinci kez
yeminli ifadelerinin alındığı belirtildi. Toker
hakkında, öğrencilerin ders sırasında "Ülke-
miz nereye doğru gidiyor? Cumhuriyet re-
jimi değişecek mi" sorusuna "Biz Kemalist
öğretmenler bu kürsülerde olduğumuz sü-
rece, Cumhuriyet rejimi değişmeyecektir"
yanıh vermesi nedeniyle soruşturma başlatıl-
mıştı. Edinilen bilgiye göre soruşturma kap-
samında geçen ay sonunda okula gelen mü-
fettişler, 3O'a yakın öğrenciye ayakta yemin
ettirdiler ve konuyla ilgili "evet" ve "hayır"
seçenekli sorular yönelttiler. öğrencilerin ta-
mamına yakını öğretmenlerini savunması
üzerine bu kez müfettişler 1 hafta sonra yeni-
den okula gelerek yine ayakta yemin ettirdiler
ve çocuklardan "hayır" yanıtını açmalannı
istediler. Savlara göre oğretmene de "Cum-
hurbaşkanına küfrettiğiniz savı var, baş-
bakana küfrettiniz mi? 'Şeriatçı curnhur-
başkanı ve başbakan sizi kurtarsm' dediniz
mi? Çocuklara komünist şarkılar dinletti-
niz mi? Sınıfa Cumhuriyet gazetesi getirdi-
niz mi?" soruları yöneltildi. Adınm açıklan-
masıııı istemeyen çok sayıda vcli, olaya tepki
göstererek, çocuklan üzerinde baskı kuruldu-
ğunu söylediler. Velilerden Tevhibe Çal, ço-
cuğunun kendisine "şerefi ve namusu üzeri-
ne yemin ettirildiği" bilgisini verdiğini belir-
terek şunlan söyledi: "Bu şekilde yemin etti-
rilmesi bana çok ters geldi. Sınıfa neredey-
se Kuran getirilip el bastırılacakmış. Öğ-
retmen, çocuklarımız kullanılarak sıkıştı-
rılmak isteniyor. Çocuklan korkutarak, sı-
kıştırarak konuyu başka yere çekmeye mi
çalışıyorlar, bilmiyorum."
AMASYALI'NIN EVtNDE TOPLANTI
Darıca'dan
karamsarlık çıktı
• Evinde 23 siyasetçi, emekli asker, bürokrat,
akademisyen, gazeteci ve işadamını ağırlayan
Ismail Amasyalı, Türkiye'nin en zor
dummlardan biri ile karşı karşıya olduğu
konusunda fıkir birliği sağlandığını açıkladı.
TBMM Bayındırlık Komisyonu'nda kabul edilen tasanya tepki göstermek ama-
cıyla Zonguldak'ta bazı yerel gazeteler ilk sayfalarını kararttı.(Fotoğraf: AA)
Yerel basını yok edecekler
MEHMET MENEKŞE
AMASYA - CHP'li Hüseyin Ünsal,
Bayındırlık Komisyonu'nda kabul edi-
len "Kamu thale Kanunu ile Kamu
Ihale Sözleşmeleri Kanunu'nda De-
ğişiklik Yapılmasına Dair Kanun Ta-
sarısı"nın yerel basını yok edeceğini
vurguladı. Basın toplantısı düzenleyen
Ünsal, tasannın yasalaşmasıyla kamu
yatırımlanndaki basın ilanlan zorunlu-
luğunun kalkacağını ve yerel gazetcle-
rin en önemli gelir kaynaklannı kaybe-
deceğini belirtti. Yerel basın kuruluşla-
nmn kapanmasıyla, çok sesliliğin orta-
dan kalkacağını, demokrasinin zarar gö-
receğini söyleyen Ünsal "10 bin basın
emekçisi işsiz kalacaktır" dedi.
Hastaya dinsel sembol sorusu
Adana'da sağlık ocaklanna dağıtılan anketlerde, doktorlan
türbanh ya da sakallı olarak görmek isteyip istemedikleri soruldu
ADANA (Cumhuriyet Bürosu) - Çuku-
rova Ünivcrsitesi (ÇÜ) Aile Hekimliği Ana-
bilim Dalı tarafindan, "doktorların dış gö-
rünüşüyle" ilgili düzenlenen ankette, "din-
sel" ve "siyasi" sembollere ilişkin birsoru,
farklı amaçlara hizmet kuşkusuna yol açtı.
Adana'daki sağlık ocaklannda dağıtılan an-
ket kafalarda soru işaretleri oluşturdu. An-
kette, hastalann doktorlan nasıl göırnek is-
tediklerine ilişkin olarak kadın hekimler
için, "Kolsuz bluz/gömlck, askılı bluz/göm-
lek, göbeği açıkta bırakan giyim, dizden
aşağı/yukarı etek/pantolon, bermuda, dar
giysi, kot pantolon, başörtüsü, ağır mak-
yaj, hafif makyaj" şıklan sıralanarak dini
sembol ve siyasi sembol giysi ile ilişkilen-
dirilerek tercilıler soruluyor. Erkek doktor-
lar için de, "Günlük tıraşını olmamış ol-
ması, uzun saç, bıyık, sakal, dizden aşa-
ğı pantolon, bermuda/şort, dar giysi" tcr-
cihleri yöneltiliyor. Adana Tabip Odası
Başkanı Rıza Mete, "Kıyafet zaten belir-
lenmiş. Anket, başka bir düşünce mi var,
sorusunu akla getiriyor" dedi.
ANKARA (ANKA) -
19. Dönem Kocaeli Mil-
letvekili İsıııuil Amasya-
lı'nın Darıca'daki evinde
bir araya gclen, aralannda
eski Deniz Kuvvetleri Ko-
mutanı emekli Oramiral
Salim Dervişoğlu, lstan-
bul Üniversitesi Rektörü
Mesut Parlak, cski ba-
kanlar Nurhan Tekinel,
Safter Gaydah gibi isinı-
lerin de olduğu 23 eski si-
yasetçi, emekli asker, bü-
rokrat, akademisyen, ga-
zeteci ve işadamı, Türki-
ye'nin gündemini ele aldı.
Toplannda "Türkiye, ya-
kın tarihinin en derin
siyasi, sosyal güvenlik
ve ekonomik sorunları
ile karşı karşıyadır" gö-
rüşü dile getirildi.
Amasyalı, yaptığı ya-
zılı açıklamada, evinde
verdiği davetin ardından
katılımcıların üzerinde
mutabık kaldığı konula-
rı duyurdu. Amasyalı, 8
saat sürdüğünü dile ge-
tirdiği toplantıda, Türki-
ye'nin en zor durumlar-
dan biri ile karşı karşıya
olduğu, kuruluş ilkeleri-
nin ortadan kaldınlmaya
çalışıldığı, halkm doğru
haber alma özgürlüğü-
nün teminatı olan basının
özgürlüğünü kaybet-
mekte olduğu gibi dü-
şüncelerde fıkir birliği
sağlandığmı kaydetti.
Hürriyet gazetesi yaza-
rı Tufan Türenç de dün-
kü köşesini Amasyalı'nın
davetine ayırdı. Türenç,
eski Deniz Kuvvetli Ko-
mutanı emekli Oramiral
Salim Dervişoğlu, sanatçı
Orhan Gencebay, eski
Türk-lş Başkanı Salih Kı-
bç'ın da davete katıldığı-
nı yazdı.
Buna göre emekli Or-
amiral Dervişoğlu, Türki-
ye'nin içinde bulunduğu
duruma ilişkin "Hiç kim-
se 21. yüzyılda askerin
çare olmasını bekleme-
meli. Tek çıkar yol de-
mokratik çözümdür. As-
ker Türkiye'nin demok-
rasi ile yönetilmesi ge-
rektiğine inanır" dedi.
Orhan Gencebay ise "Şi-
kâyetleri ve endişeleri
gidermek hükümete dü-
şer. Huzura ihtiyacımız
var" şeklinde konuştu.
Türenç, yazısında Kı-
lıç'ın sözlerini şöyle ak-
tardı: "Yeni bir orta sımf
doğdu. Bunlarla ilişki
kurmadan iktidar olu-
namaz. Avrupa, Cum-
huriyet'in 100. yılını,
2023'ü hedef seçti. Ver-
heugen bana 'Sizin Gü-
neydoğu var, 2023 yılına
kadar ömrünüz var. Ata-
türk ilkeleri sizi statükocu
yapıyor' dedi."
İKTJSADİ KALKINMA VAKFI ve YEDİTEPE
ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ
"AB ÜLKELERİNDEKİTÜRK VATANDAŞLARININ HUKUKİ STATÜSÜ"
KONULU EĞİTİM SEMİNERİ DÜZENLİYOR
AB ülkelerinde yaşayan Türk vatandaşları-
nın sayısı beş milyona yaklaşırken karşılaştıklan
hukuki sorunlar değişik boyutlar kazanmak-
tadır. Bazı ülkelerde Türk vatandaşlarını sınır-
dışı etmek amacıyla çeşitli yasal düzenleme-
lere gidildiği bilinmektedir. Yapılan bu dü-
zenlemelerin bazıları ortaklık hukukuna aykı-
rı niteliktedir.
Gerçekten de tüm üye Devletleri bağlayan
ve üye Devlet ulusal hukuklarının da üstünde
olan başta Ankara Anlaşması olmak üzere Tür-
kiye-AT Ortaklık Hukukunun diğer kaynakla-
rına aykırı bu tür ulusal düzenlemelere veya
farklı uygulamalara karşı yargıya başvurarak,
Türk vatandaşlarının haklarının korunması
yoluna gidilebilmektedir.
Avrupa'da yaşayan veya Avrupa'ya seya-
hat etmek isteyen Türk vatandaşlarını ilgilen-
diren Ortaklık Hukuku düzenlemeleri, Ortak-
lık Anlaşması, Katma Protokol ve değişik Or-
taklık Konseyi Kararları ile belirlenmekte olup
hukukçular açısından dahi özel ihtisas ge-
rektiren kapsam ve derinliktedir.
Bu hususu dikkate alan Iktlsadi Kalkınma
Vakfı ve Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakül-
tesi, 30 Haziran - 4 Temmuz 2008 tarihleri ara-
sında "AB Ülkelerindeki Türk Vatandaşlarının
Hukuki Statüsü ve Kazamlmış Haklar" konu-
lu beş günlük ve toplam on beş saat sürecek bir
eğitim semineri düzenliyor.
"Türkiye-AT Ortaklık Anlaşması ve Türkle-
rin Hukuki Statüsü" konusunda doktora tezi
yazdıktan sonra yirmi yılı aşan bir süredir Türk
vatandaşlarının haklarını, Alman mahkemele-
rinin yanı sıra Lüksemburg'daki Avrupa Top-
lulukları Adalet Divam'nda da savunarak bir
çok önemli içtihadın ortaya cıkrnasını sağla-
mış deneyimli hukukçu ve Stuttgart Barosu
Avukatlarından Dr. Rolf Gutman'ın katılımıy-
la Yeditepe Üniversitesi'nin Kayışdağı Yer-
leşkesi'nde bir eğitim semineri gerçekleştiri-
lecektir.
Seminer programı çerçevesinde, Avrupa Bir-
liği ülkelerinde ikamet ve çalışma izni alınması,
iş kurmak, şirket veya şube açmak isteyenler,
işçi statüsünde çalışanlar ve öğrenci olarak
okumaya gidenlerin bu ülkelerde yaşadıkları
sorunlar ile Avrupa'da Yabancılar Hukukunun
yarattığı düzen, Avrupa Vatandaşlığının Ku-
ralları, AB dışı devletler için Schengen Anlaş-
ması ve Kurallan, lltica Hukuku, Avrupa'da sü-
rekli kalma Yönergesi, AB içinde Türklerin Özel
Konumu ve Yabancılann Türkiye'deki özel du-
rumları gibi konular, Dr. Rolf Gutman tarafın-
dan ele alınacaktır. Seminer boyunca kendi-
sine Düsseldorf ve Istanbul Barosu Avukat-
larından Murat U. Aksoy da eşlik edecektir.
İKV'nin Amsterdam Üniversitesi ve Ye-
ditepe Hukuk Fakültesi ile Işbirliği
Bu konudaki gelişmeleri sürekli gündemde
tutan Iktisadi Kalkınma Vakfı, Yeditepe Üni-
versitesi Hukuk Fakültesi işbirliği içinde söz ko-
nusu seminerden hemen önce 16-27 Haziran
2008 tarihleri arasında Amsterdam Üniver-
sitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyelerinin ka-
tılımıyla "AB Hukuku ve Dünya Ticaret Ör-
gütü Hukuku" konulu bir sertifika programı
düzenlemektedir. Prof. Dr. James Mathis,
Prof.Dr. Ronald H. Van Ooik, Prof.Dr. Danie-
la Obradovic ve Dr. Anna Galama tarafından
verilmekte olan ders ve seminerlere, ilgili ba-
kanlıklar ve Devlet kurumlarından uzman hu-
kukçular ve Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fa-
kültesi öğrencileri ve mezunları katılmaktadır.
Gutman'ın seminerine katılacakların Amster-
dam Üniversitesi tarafından verilen iki hafta-
lık semineri de izlemeleri önerilmektedir.
Bu Bir llandır.
VEFAT
Merhum Ahmet Tok ve merhume Ayşe Tok'un kızlan
Marmara Ereğli Lisesi Müdürlüğü'nden emekli,
Felsefe Öğretmeni
PERİHAN TOK
07.06.2008 günü aramızdan ayrılmış,
Zincirlikuyu'daki Aile mezarhğına defnedilmiştir.
Üsküdar - îcadiye Mahallesi'ndeki tüm komşulanna teşekkür ederiz.
Kardeşi - Yeğenleri
Ayten - Meltem, Pınar
UYSAL
VEFAT
SEÇKİNER GÜNGÖR
1950 Doğumlu - Fizik Tedavi Uzmanı
7 Haziran 2008 günü kalp krizi sonucu aramızdan ay-
rıldı.
Priştina Şehir Mezarlığı'na
gömüldü.
Huzur içinde yatsın.
SEVENLERİ VE AİLESİ ADINA
GÜHER ERGİN (ARLIHAN)
T.C. MURATLI SULH HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
SAYI: 1963/121 Esas 1980-204 Karar
Yargıtay 14 Hukuk Dairesi'nin 2007/10068 esas
2007/11813 karannın, Davahlar Şükriye Kozanoğ-
lu, Basri Mete, Mustafa Gezmen yapılan aramalara
rağmen, açık kimliği ve tebligata açık adresleri temin
edilemediğinden, Yargıtay Onanıa karannın davah-
lar Şükriye Kozanoğlu, Basri Mete, Mustafa Gez-
men'e 7201 s.K. m.28 gereği tebligat yerine kaim ol-
mak üzere ilan olunur. Basın: 32768
"Gazilerimize Yaşam Sevind"
TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ ELELE VAKFI
Halk Bankası Ankara K.Esat Ş. 16 0000 13 YTL
Tel: 0312 431 99 36 www.elele.org.tr
T.C. BODRUM 3. ASLlYE HUKUK MAHKEMESF
2007/425
Davacı Tıığba Toaın tarafından, davalı Sülcyman Tonuı aleyhine mahkcmcmizde açılan, boşanma davasında verilen ara karan ge-
leğince, Davacı Tuğba Torun tarafından, Davalı Süleyman Toıiııı aleyhine mahkememizde açılan boşanma davasında. Davalı Sü-
leyman Tosun adına adresıne çıkartılan dava dilekçesı ve dunışma gününü bildirir tebligat bila teblig dönnıüş olduğundan ve dava-
lıya dava dilckçcsi ve dunışma günü teblig edilcmedigi gibi, davalının tebligata yaıar açık ve kesin adrcsi de yapılan tüm araştırma-
lara rağmen, tespit edilemediğinden, davalıya ilaneıı tebligat yapılmasına karar verilmiştir. ls bu ilaııın gazctede ilanından itibaren 7
(Yedı) gün sonra teblig edilmış sayılacafı, davalının mahkememizın yukarıda dosya numarası yazılı dosyasma müracaat etmesi ve-
ya duruşmanın atılı bulundugıı 26.6.2008 günü, saat: 11.25'te malıkememi/ duruşma salonunda bizzat hazır bulunması veya kcndi-
nibirvekil ile temsilettinncsi, aksitakdirdeduru5mayavokluÇu.ndadevamolumıç.karar vetileteöy dav-itüJakp»»; tahj;x; .,,"•-«•«-
mek üzere ilanen teblig olunur. 18.04.2008. (Basın: 66372)
T.C. KEŞAN SULH HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO: 2006/802
Davacı Neriman Mumcuo&lu vekili Av. Adil Parlaksu taralından, davahlar Ahmet Kaçar ve Murat Öztürk aleyhine açılan alacak
davasının, yapılan açık yargılaması sırasında davalı Ahmet Kaçar'a duruşma günü tebliğ edilememış ve tüm aramalara rağmen ad-
resinin de edilemediği görulmüştür. Davanın duruşnıa gününün 08.07.2008 günü, saat: 10.20'de Kcşan Adliyesi Hukuk Mahkeme-
leri Duruşma Salonunda olacağı; "13u dava ile ilgili ibraz etmek istediğiniz belgeleri dumşma gününe kadar göndermeniz veya du-
ruşmaya getirmeniz gerektiği. duruşmaya gelmediğiniz veya bir vekil tarafından temsil edilmediğiniz lakdirde, yargılamaya yoklu-
gunuzda devanı edilileceği ve karar verileceği. ıhtar olunur. (HUMK 509 Mad.) Davalı Ahmet Kaçar'a ilanen teblig olunur
05.05.2008 (Basın: 27916)