Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
7 MAYIS 2008 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HJ J v U i l U1VJJ. ekonomi@cumhuriyet.com.tr 13
Nisan ayında da beklenen yağışlann almamadığını bildiren Ziraat Odaları Birliği acil önlem istedi
Yine kuraklık alanııı
Yale 'in
seçtiği
lider
Ekonomi Servi-
si-2008 Yale Kü-
resel Liderlerödü-
lü'nü kazanan 18
kişi arasında Koç
Holding Kurumsal
îletişim Direktörü
OyaÜnlüKızdda
yer aldı. Kızıl, bu-
güne kadar bu ödü-
le layık görülen ilk
Türk vatandaşı ol-
du. 2002'den beri
verilen ödüle bu yıl
seçilen 18kişiara-
sında yer aldı. Kı-
zıl, 5 yıllık Dün-
ya Bankası dene-
yimi olan ve
2001'den sonra
Kcmal Derviş'in
danışmanlığını ya-
pan. Oya Ünlü Kı-
zıl, halen Koç Hol-
ding'de görevli.
Vodafone
iPhone
satacak
Ekonomi Servisi -
Vodafone, aralannda
Türkiye'nin de bulun-
duğu 10 ülkede voda-
fone hattı ile kullanıl-
mak üzere iPhone sat-
zk için
Vpple ile
anlaşma
imzaladı-
ğını açık-
ladı.
Ekonomi Servisi - Yağışlan
günü gününe izleyen Türkiye Zi-
raat Odalan Birliği (TZOB) Do-
ğu ve Güneydoğu Anadolu'da
buğday ve arpada yüzde 90, kır-
mızı mercımekte yüzde 60 ürün
kaybı olduğunu, kuraklık mera-
ları da etkilediği için çiftçinin
hayvanını satmaya başladığını
belirterek acele önlem alınması-
nı istedi.
Geçen ekim ayından nisan so-
nuna kadar kümülatif yağışlann
yurt genelinde normalin yüzde
13.7 altında olduğu belirtilen
TZOB açıklamasında, yağışlar-
da geçen yıla göre Marmara'da
yüzde 45.2, Ege'de yüzde 61.3,
Rapora göre Doğu ve Güneydoğu
kuraklıktan kınlıyor. Buğday ve
arpada yüzde 90, kırmızı mercimekte
yüzde 60 ürün kaybı var. Meralar
yandığı için hayvancılık can çekişiyor.
TZOB Başkanı Bayraktar,
çiftçilerin kayıplannın telafi
edilmesi için hasar tespit
komisyonlarınm oluşturulmasım, kredi
borçlannın ertelenınesini istedi.
lç Anadolu'da yüzde 15.3, Ka-
radeniz'de yüzde 9.5 oranında
artış kaydedilmesine karşın diğer
bölgelerde durumun hiç de iç
açıcı olmadığı ifade edildi. Bu-
na göre Akdeniz Bölgesi yüzde
56.4, Doğu Anadolu yüzde 29.9
ve Güneydoğu Anadolu yüzde
45.6 oranında az yağış aldı. Ni-
san yağışlan normale göre yüz-
de 43.4 azaldı. En büyük azalma
da yüzde 83.2 ile Güneydoğu
Anadolu'da görüldü. Son yağış-
larla Ege kıyılan biraz toparla-
nırken Düzce, Ağn, Elazığ, Adı-
yaman, Gaziantep, Şanlıurfa,
Hakkâri ve Gevaş'ta çok şiddet-
li, Kilis, Mardin, Muş, Şırnak ve
Konya Ereğli'de şiddetli kurak-
lık sürüyor.
Konuyu değerlendiren TZOB
Genel Başkanı Şemsi Bayrak-
tar şunlan söyledi: "Mardin,
Şanhurfa, Diyarbakır, Batman,
Hakkâri, Muş, Siirt, Şırnak,
Gaziantep, Elazığ iUerinde buğ-
day, arpada zarar oranlan yüz-
de 9O'ı, kırmızı mercimekte
yüzde 6O'ı buldu. Bağiarda ve-
rim azalmaları bekleniyor.
Özellikle Elazığ'ın şaraphk
üzümü öküzgözü ve boğazke-
rede yanma var ve ilk tespitle-
re göre yüzde 30'lara varan ve-
rinı azalmaları bekleniyor. Böl-
gede ayrıca meralar yeşereme-
di, hayvancılık da sıkıntıda.
Çiftçimiz lıayvanlarını satma-
ya başladı."
Bayraktar, zarar gören çiftçi-
lerin kayıplannın telafi edilme-
si için hasar tespit komisyonla-
nnın oluşturulmasım, çiftçinin
kredi borçlannın ertelenmesini,
elektrik borçlanndan dolayı su-
lama yapamayan çiftçinin duru-
munun çözümlenmesini, kesik
elektriklerin acilen açılmasnu,
icraların durdurulmasını ve
GAP'ın en kısa zamandatamam-
lanmasım istedi.
Çanakkale'de 110 milyon Avro yatınmla 2. üretim hattını devreye soktu
Akçansa bölgesel güç olacak
ŞEHRİBAN KIRAÇ
EZtNE - Akçansanın
2006'da temelini attığı Çanak-
kale fabrikası 2. üretim hattı
devreye girdi. Sabancı Holding
Ceo'su Ahmet Dördüncü, Ak-
çansa'mn sadece Türkiye'de
değil, bölgesinde stratejik bir
güç olma yolunda önemli bir
adım attıklarını vurguladı. Dör-
düncü, "Çimento, Sabancı
Holding'in geleceğe ümitle ve
güvcnle baktığı bir sektör-
dür" diye konuşru.
Akçansa Genel Müdürü
Mehmet Göçnıen ise, "25 se-
nelik rüyamız gerçek oldu. 2.
üretim hattı yatırınuyla 140
milyon YTL'lik yerel katma
değer yaratacağız. Yarataca-
ğımız dolaylı katma değerle
' birlikte de birkaç bin aile da-
ha geçinecek" dedı.
110 milyon Avro yatınmla hayata geçen
üretim hattıyla Akçansa Çanakkale
fabrikasının klinker üretim kapasitesi
yüzde 100 arbşla 2 milyon tondan 4
milyon tona yükseldi. Böylelikle
Akçansa'nın toplanı yıllık klinker
üretim kapasitesi 6.5 milyon tona,
çimento öğütme kapasitesiyse 9 nulyon {
tona çıkmış oldu. Bu rakam ' > *
Türkiye'deki ürctimin yüzde 12'sL
ŞİMŞEK'TENÎTlRAF
'Mali gevşeme
makul seviyede'
Ekonomi Servisi - Faiz dışı fazla
hedefinin düşürülmesinin yerel se-
çımlerle ilgisi olmadığını belirten
Devlet Bakam Mehmet Şinışek, "Re-
formların hayata geçirilmesi için
bir miktar gevşemeyi makul görmek
lazım" dcdi. NTV/CNBC-e ortak ya-
yımna katılan Şimşck, faiz dışı fazla
hedefinin yüzde 3.5'e düşürülmesi
sonrasmda 'mali gevşeme' eleştirile-
rine yanıt verdi. "Bu yıl yüzde 3.5 fa-
iz dışı fazla öngörüyoruz. Geçen yı-
la göre bir gevşeme söz konusu de-
ğil" diyen Şimşek, "Türkiye'de ge-
rek istüıdamı artürmaya, gerekse ta-
rınısal potansiyeli arttırmaya dö-
nük projelerin finansmanı için ön-
ceki hedefe oranla bir miktar gev-
şemeyi son derece makul görmek ge-
rekir" diye konuştu. Şimşek, cari açı-
ğın mevcut petrol fiyatlanyla 50 mil-
yar dolara yaklaşacağını söyledi.
#drcelik ARÇELİK ANONİM ŞİRKETİ'NDEN
ORTAKLARIMIZA KÂR PAYI DAĞITIM DUYURUSU
Şırketimizin 03 Nisan 2008 tarihinde yapılan Olağan Genel Kurul Toplantısı ile şirket çıkarılmış sermayesi olan
399.960 000.- YTL üzerınden, 12 Mayıs 2008 Pazartesi gününden başlamak üzere ortaklarımıza aşağıda belirtilen
tutar ve oranda kâr payı dağıtılacaktır
Sermaye Piyasası Kanunu ve Sermaye Piyasası Kurulu düzenlemeleri ile Türk Ticaret Kanunu hükümlerine uygun olarak
yasal kayıtlarımız esas aiınmak suretiyle dağıtılacak 99 990.000.- YTL nakit temettü 2007 cari yıl kazancından karşılanacaktır
Kâr payı alacak ortaklarımızdan;
- Tam mükellef kurumlar ile Türkiye'de bir işyeri veya daimi temsilci aracılığı ile kâr payı elde eden dar mükellef kurum
ortaklarımıza, %25 nispetinde ve 1,00 YTL'lik nominal değerde bir adet hisse senedine 0,250 YTL brül=net nakit temettü
ödenecektir.
- Dığer hissedarlarımıza %25 nispetinde ve 1,00 YTL'lik nominal değerde bir adet hisse senedine brüt 0,250 YTL,
net 0,21250 YTL nakit temettü ödenecektir.
BAŞVURU ŞEKLİ VE SÜRESİ:
Merkezi Kayıt Kuruluşu A.Ş. tarafından Sermaye Piyasası Mevzuatı'nın kaydi sisteme ilişkin düzenlemeleri çerçevesinde
ızlenmeye başlanan pay sahiplerinin kâr payları, hesaplarına aracı kurumları tarafından yatırılacaktır.
Merkezi Kayıt Kuruluşu A.Ş.'nin 294 sayılı Genel Mektubunda belirtildigi üzere, Sermaye Piyasası Kanunu'nun Geçici
6. maddesi esasları uyarınca hak sahibi yatırımcılar, hisse senetlerini kaydileştirmedikleri sürece 31.12.2007 sonrası
için oluşacak haklarını, ancak paylarının kaydileştirilmesinden sonra alabileceklerdir. Hisse senetlerini fiziken ellerinde
bulunduran pay sahıplerı kaydıleştirme işlemlerı hakkında Şirket Merkezi ile Yapı Kredi Yatırım Menkul Değerler A.Ş.'den
gerekli bılgîlerı alabılırler.
Aracı kurum hizmetleri, 12.05.2008-31.12.2008 tarihleri arasında Yapı Kredi Yatırım Menkul Değerler A.Ş. ve aşagıda
belirtilen Yapı ve Kredi Bankası A.Ş. şubelerinde, 09.00-12.00 ve 14.00-16.00 saatleri arasında yapılacaktır.
Tam ve dar mükellef tüzelkişıler, kâr payı almak üzere yapacakları müracaatta mükellefiyet bilgilerini aracı kuruma ibraz
etmekle yükümlüdürler.
BAŞVURU YERLERİ:
(12.05.2008-31.12.2008 tarihleri arasında)
Yapı Kredi Yatırım Menkul Değerler A.Ş.:
Cumhuriyet Caddesı No: 233 Harbıye / Istanbul Tel: (0212) 232 26 00
(12.05 2008 - 3112.2008 tarihleri arasında)
Yapı ve Kredi Bankası A.Ş. Şubeleri:
IstanbuTda; Caddebostan Bağdat Caddesi, Nakkaştepe, Beylikdüzü, Bakırköy Dikilitaş, Kartal, Etiler Nispetiye Caddesi,
Feneryolu, Ankara'da; Ankara, Bahçelievler, Çankaya Cinnah, Izmir'de; Izmir, Karşıyaka Yalı, Bornova Hükümet
Koııağı, Bursa'da; Bursa Fomara, Setbaşı Maviköşe, Antalya'da; Aspendos Bulvarı, Eskişehir'de; Porsuk,
Kocaeli'de; Izmıt, Gebze Çarşı, Adana'da; Çukurova, Mersin'de; Mersin
Arçelik A.Ş. Şirket Merkezi:
Karaarjaç Caddesi No- 2-6 Sütlüce 34445 Beyoğlu / Istanbul Tel: (0212) 314 3115
ASKAYNAK ELEKTRİK-SU TÜKETÎMÎNl AZALTTI
Hem tasarruflu hem çevreci
Ekonomi Servisi - Ec-
zacıbaşı-Lincoln Electric
ortaklığmda kaynak üre-
tim sektöründe faaliyet
gösteren Askaynak'ın,
Gebze'de faaliyete geçen
yeni tesisinde, elektrik, ya-
kıt ve su kullanımını cid-
di oranlarda düşürdü. Te-
sislerdeki çevreci uygula-
malann sağladığı yıllık ta-
sarrufun 383 bin dolar ci-
vannda olduğu belirtilir-
ken fabrikanın 40 yıllık
ömrü boyunca elde edile-
cek tasarrufun 15.3 mil-
yon dolara ulaşacağı tah-
min ediliyor.
Kaynak elektrotu, gazal-
h ve tozaltı kaynak teh üre-
timi yapan Askaynak'ın,
Gebze Şekerpınar'da kur-
duğu tesis, 9 aylık bir in-
şaatla 25 milyon dolara mal
oldu. Fabrikada, 5 milyon
dolar ilave maliyetle, elekt-
rik ve su kullanımı yüzde
50'yi aşan oranlarda dü-
şürüldü.
Tesis, gün ışığından fay-
dalanarak gündüzleri ay-
dınlatmak için elektrik kul-
lanmıyor. Tesisin az mali-
yetle çevreye en az zararve-
rir hale getirildiğini dile
getiren Askaynak Genel
Müdürü tlkay Bayram,
"Yeni üretim yöntemleri
sayesinde, kuÛandığunız
su miktarını azalttık. Ha-
valandırmayı da enerji
kullanmadan, etkili doğal
bir sirkülasyonla gerçek-
leştirdik" dedi.
EKONOMİ POLİTtK
ERtNÇ YELDAN
Krizin Yapısal Nedenleri,
Tetikleyici Unsurları
Amerikan ekonomisine ilişkin en son yayım-
lanan işgücü verileri, "piyasa oyuncularının"
olumsuz öngörülerinin aksine, daha ılımlı bir
daralma gösterdi. Amerikan ekonomisinde ge-
çen ay yaşanan istihdam kayıplannın sadece
20 bin işçi düzeyinde olduğu duyurulmuştu.
Oysa, "piyasaların" tahminleri 80-100 bin kişi-
lik bir istihdam kaybı beklemekteydi. Bu göre-
celi olumlu tablo bir anda Amerikan borsasını
coşturmaya yetti. Demek ki Amerika aslında
pek de öyle durgunluk içinde değildi; ya da ik-
tisadi durgunluk tahmin edilenden de kısa sür-
müştü; artık dip noktası aşılmış, tekrardan bü-
yüme sürecine dönülmüştü...
Bu tür "kendin-söyle, kendin-inan" düşünce
sistemi, finans dünyasının yapısal niteliklerin-
den birisi olarak karşımızda duruyor. Finans
dünyası, kısa dönemli ve aşırı risk iştahına da-
yalı spekülasyon uğraşıyla birlikte reel ekono-
miyi de sürüklemeye devam ediyor. Nitekim,
Amerika'da geçen ay içinde istihdamın tahmin
edildiğinden daha az oranda kayıpla atlatıldığı
duyurulmasına karşın, Avrupa ekonomilerin-
den gelen veriler küresel krizin Atlantik-ötesi-
ne sıçramış olduğunu göstermekteydi. örne-
ğin Almanya'da iktisadi durgunluğun yaygınlaş-
masıyla birlikte, yoksullaşma oranının da yük-
seleceği ve bu şartlar altında 2020 yılında Al-
manya'da yoksul sayısının 10 milyonu aşaca-
ğı hesaplanmaktaydı. Bu veriler karşısında Av-
rupa Merkez Bankası artık faiz oranlarını indir-
me ihtiyacı duyduğunu açıklamasına rağmen,
artan enflasyon tehlikesi karşısında birtürlü ha-
rekete geçememişti. Öte yandan Amerikan Mer-
kez Bankası "FecTin son faiz indirimi sonucun-
da, Amerikan ekonomisi artık negatif faizlerle
çalışmaya konulmuş ve Fed'in elindeki istikrar
politikalarının da sonuna gelinmişti.
Bu şartlar altında, "piyasaların" birdenbire
olumlu beklentiler içinde coşkuya kapılması na-
sıl açıklanabilir? Gerçek şu ki, finans sermaye-
si ve medya çoğunlukla krizin yapısal nedenle-
ri ile tetikleyici unsurlarını birbirine karıştırmak-
tadır. Krizi tetikleyen etkenler çoğunlukla anlık
ve geçici (konjonktürel) yapıda olduğundan,
söz konusu etkenin şiddeti azaldığı noktada
"kriz artık aşıldı" umuduna kapılınmaktadır. Da-
ha geniş bir bakış açısıyla bakıldığında, 2007'nin
sonbahar aylarında patlak veren ve giderek ya-
yılan son finansal krizin ardında yatan yapısal
unsurun, uluslararası düzeyde 2003'ten bu ya-
na gözlenen aşırı likidite bolluğu ve özel sektö-
rün aşırı borçlanma talebi olduğu görülecektir.
Küresel piyasalarda tüketici kredileri ve şirket-
lerin yüksek oranda dış borçlanma olanağına
kavuşmasıyla birlikte uluslararası düzeyde finan-
sal varlıkların değerleri speküiatif bir biçimde ba-
lon köpüğünü andıran bir şişkinlik içindeydi.
Sürdürülemez hacımdeki böylesi bir şişkinlik
krizin yapısal nedenlerini oluşturmaktaydı.
Yapısal olarak sürdürülemez bir genişleme
içinde bulunan finansal varlıkların hangi neden-
le ve hangi noktada patlayacağı ise tetikleyici
unsurlara kalmış durumdaydı. Amerika'da söz
konusu tetikleyici etkenler konut piyasasında
açılmış olan "vasıfsız kredi"\ere dayanmaktay-
dı. Bankalar, geri ödenmeyebileceğini bilmele-
rine karşın, geniş bir tüketici kitlesine "vasıfsız"
nitelikli kredi açmaya devam etmekteydi. Zira
finans dünyasının rekabeti öyleşiddetliydi ki, kim-
senin durup düşünmeye vakti yoktu. Risk al-
maya cesaret edemeyenler finansal rekabette
de başanlı olamayacaktı. O halde daha riskli alan-
lara açılmak ve speküiatif birikimin sınırlarını
her geçen gün daha fazla zorlamak gerekmek-
teydi. Kaldı ki, BearStearns yatırım bankasının
kurtarılmasında da görüldüğü üzere, zaten mer-
kez bankaları hiçbir büyük bankanın batması-
na göz yumamazdı. Böylece, riskler göz ardı edil-
miş ve piyasaların başıboş kararları altında 2007
krizinin de altyapısı hazırlanmıştı.
Uluslararası iktisatyazınında finansal serma-
yenin risk iştahının ve kısa dönemli speküiatif
karar alma mekanizmalarının dizginlenmesi ve
finans sektörünün ana işlevinin reel yatırımlara
kaynak sağlamak olduğu gerçeğinin tekrardan
oluşturulabilmesi için yoğun bir yeniden dü-
zenleme (regülasyon) gereği giderek kabul gör-
mektedir. Ancak bu gerçeğin kapitalizmin şid-
detlenen rekabeti altında finans sermayesi ta-
rafından sessizce kabullenilmesi olası gözük-
memektedir. 21. yüzyılın bu ilk on yıllık döne-
minin, kapitalizmin küresel finans kurumlarının
yeniden yapılandırılması ile finansal sermaye-
nin kazançlarını koruyabilmesi ikilemi arasında
şiddetli birsavaşımasahneolacağı gözükmek-
tedir.
İLGİ TOPLUMUNA DOĞRU / ÖZLEM YÜZAK ozlem.yuzak@cumhuriyetcom.tr
Soluduğumuz kirii hava, artık sa-
dece sabah ve akşam saatlerinde
değil, günün herdakikası kilitlenen
trafikte içimize çektiğimiz egzoz du-
manı, süratle betona dönüşen ye-
şil alanlar, naylon poşetlerden olu-
şan dev çöp yığınlan, artık o eski lez-
zetlerini bile unuttuğumuz ve ye-
meğe mahkûm edildiğimızhormon-
lu meyve ve sebzeler, sağlık ve gı-
da denetimleriyapılmayan restoran
ve büfeler... Ozensizlik, vurdum-
duymazlık, sorumsuzluk....
Aşina değil mi?
Küresel ısınma ve iklim değişik-
liğiyle birlikte çevreye duyarlılık da
arttı deniyor... Doğru mu?Peki ben
niye kendi yaşam alanım içinde bu
duyarlılığı algılayamıyorum?
Bölgesel Çevre Merkezi (REC)
Türkiye DirektörYardımcısı Kerem
Okumuş ile sohbet ediyoruz. As-
lında benzer sohbeti 2 yıl önce de
kendisiyle yapmıştık. Daha iyi. Ko-
nu REC'in bu yıl 2'ncisini vereceği
çevre ödülleri, ama biz geçen 2 yıl-
da çevre konusunda neler olup bit-
tiğini de konuşuyoruz. Küçük bir
hatırlatma yapalım: 1990 yılında ku-
rulan ve merkezi Macaristan'da bu-
lunan REC'in 2004'te Ankara'da
Sektörel Dernekler
Çevreye Ne Kadar Duyarlı?
açılan Türkiye Ofisi, hem Çevre Ba-
kanlığı'na AB'ye uyumu hızlandır-
mak için danışmanlık yapıyor hem
de yerel yönetimler, özel sektör ve
sivil toplum kuruluşlarıyla çalışıyor.
Şüphesiz Çevre meselesi ülke ola-
rak, toplum olarak hepimizin soru-
nu; ancak bir yandan da AB ile mü-
zakerelende başımızı ağrrtacak mad-
delerın başında. Çevre sektörünün
AB'ye uyumunun Türkiye'ye mali-
yeti 90 milyarAvro; bu maliyetin 30
milyar Avrosu 7 - 8 yıl içinde özel
sektörün cebinden çıkacak, geri
kalan 60 milyar Avro'luk kamu büt-
çesi için şimdiden finansman mo-
delleri geliştiriliyor. Okumuş, 300 ay-
rı yasal düzenleme olduğunu ve
bugüne kadar ancak yüzde 40'ının
tamamlanabildiğini belirtiyor ve ek-
liyor "Asıl sorun uygulamada".
Tamam, şirketlerin çevreye ilişkin
yatınmlan ciddi kaynak sorunu, an-
cak uyum çerçevesinde yasal mev-
zuatın değişmesiyle çevre onlann da
başını ağntmayacak mı? Sektörel
etki analizlerinin şimdiden yapılma-
sı gerekmiyor mu? Kerem Oku-
muş, "Şüphesiz gerekiyor. Ve bu
konuda adım atmasıgerekenlersek-
törel dernekler. 'Benim sektörüm
AB çevre mevzuat ile uyumlu ha-
le gekdikten sonra nasıl etkilene-
cek? Hangi mali yükümlülükler
gelecek?' diye düşünmelerigerek.
Neyazıkkikimseden ses soluk çık-
mıyor" diyor.
REC bu konuda önayak olmak
için Çevre Bakanlığı ile bir proje ge-
liştirmişveAvrupa Komisyonu'ndan
belli bir kaynak almış. Bu kaynak ile
2 sektörde örnek bir etki analizi ça-
lışması yapılacak. Ayrıca etki ana-
lizleri nasıl yapılır diye eğitim de ve-
recek. Okumuş, "Umanzbuyaptık-
lanmız diğer sektörlere de model
olur" diyor.
Okumuş'a göre dünyada yeni
hedef çevreyi koruyarak para kaza-
nabilmek.
"Süreklipam harcayarak çevreyi
korumak imkânsız, bu nedenle şir-
ketlerpara kazanarak da çevreyiko-
rumayı öğrenmeye çalışıyor" diyen
Okumuş, REC olarak Türk şirket-
lerini bu zor ve uzun sürece hazır-
lamak için çeşitli çalışmalaryaptık-
larını, bunlardan birinin de Boğa-
ziçi Üniversitesi işbirliğiyle başlatı-
lan "AB Katılım Sürecinde Iş Dün-
yası İçin Sürdürülebilir Kalkınma
Sertiüka Programı" olduğunu söy-
lüyor. 29 Mart-28 Mayıs tarihleri
arasında gerçekleştirilecek prog-
ramda, KOBl'ler için burs imkânı
da bulunuyor.
Ve yeni bir gelişme de Avrupa
Bırliği'nin kamu ihalelerine "çevre
dostu şirket" şartı getirmeye ha-
zırlanması. Kamu alımlarında daha
çevreci ve "yeşil" şirketlerin tercih
edileceği yeni uygulama kapsamın-
da, üretim aşamasında daha az
enerji tüketen, organik ürün kulla-
nan, belli miktann altında karbon sa-
lan şirketlerden mal ve hizmet alı-
mı yapılacak. Yeni yönetmehğin bir-
kaç yıl içindetüm AB ülkelerinde uy-
gulanmaya başlaması hedefleni-
yor. Üstelikyeni yönetmelik, Türki-
ye'nin de uzun dönemde uyum sağ-
laması gereken başlıklardan biri
olarak dikkat çekiyor.