23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHÜRİYET 28 MAYIS 2008 ÇARŞAMBA HABERLER Prof. Dr. Mardin'in tartışmaya yol açan tezlerine, Sosyoloji Derneği Başkanı Gökçe'den yanıt ' Cumhuriyet bir felsefedir' ZEYNEP ŞAHİN ANKARA - Sosyoloji Demeği Başkanı Prof. Dr. Birsen Gökçe, meslektaşı Prof. Dr. Şerif Mardin'in "Cumhuriyette iyi, güzel, doğru arayışı olmadığı" eleştirisine sert çı- karak "Cumhuriyet başh başına bir felsefedir. Atatürk de başarüı bir as- ker ve devlet adamı olmasının ya- nında, iyi bir sosyologdur. Toplu- nıun geleceğini gelişigüzel planla- madı; gelmiş geçnıiş iktidarlann ha- taları bizi bugünkü duruma getir- di" dedi. Prof. Dr. Şerif Mardin'in, "Cum- huriyette iyi, doğru ve güzel hak- kında çok derine giden bir düşün- ce yok. Bizim Cumhuriyet öğreti- mizde, iyi, doğru ve güzeli derinli- • Prof. Dr. Birsen Gökçe, "Atatürk başarılı bir asker ve devlet adamı olmasınm yanında, iyi bir sosyologdur. Toplumun geleceğini gelişigüzel planlamadı. Ama 50'lerden sonra askeri müdahalelerle ve özellikle 80'den sonra Atatürk ilkeleri karşıtı görüşlerle bu yıpratılmıştır" açıklamasını yaptı. ğine araştıralım diye bir şey yok" yorumu ve bunun lslami düşünce tar- zında ve Osmanh'daki yaşamda ol- duğunu savunması tepkiyle karşılan- dı. Mardin'in yorumlannı değerlen- diren Sosyoloji Demeği Başkanı Prof. Dr. Birsen Gökçe, "Buna katılmak mümkün değil. Cumhuriyet zaten kendisi başlı başına bir felsefedir" dedi. Prof. Dr. Gökçe, Atatürk'ün başanlı bir asker ve devlet adamı ol- masının yanı sıra iyi bir "sosyolog" ol- duğunu vurgulayarak "Çünkü uzun vadeli toplumsal planları çok iyi yapmıştır. Gerçekten de uzun yıllar bu planlar uygulanmıştır. Ama 50'lerden sonra askeri müdahale- lerle ve özellikle 80'den sonra Ata- türk ilkeleri karşıtı görüşlerle bu yıpratılmıştır" dedi. 'Köy okulları kapândf Gelmiş geçnıiş iktidarlann hatala- nndan Cumhuriyetin sorumlu tutula- mayacağınm altını çizen sosyolog Gökçe, AKP iktidanna işaret ederek "Bugün de aym durum devam edi- yor, Cumhuriyete sahip çıkılmı- yor, zedeleniyor. Ama bu, Atatürk felsefesinin, Cumhuriyetin yenildi- ğini göstermez" dedi. Şerif Mardin'in iyi, doğru ve güzel arayışının Cumhuriyette yer almadı- ğını savunurken Avrupa'da bulun- duğunu söylediğini, bunun pirini de Kant olarak gösterdiğini belirten Gökçe, "Bu isiııı de, diğerleri de za- ten eğitim sistemi içinde hep öğre- tildi. Biz lisede Kant'la ilgili ödev ha- zırlardık, Atatürk'ün de okuduğu isimlerdendi. Durkheim'ın kitapla- rım, altını çizerek okuyabilecek bir kafa, bu toplumun geleceğini geli- şigüzel planlamadı. Ama iktidarla- nn etkisiyle eğitim-öğretim, ders ki- tapları yavaş yavaş değiştirildi ve bugünlere geldik" diye konuştu. Prof. Gökçe, 1968'de Devlet Plan- lama Teşkilatı tarafından bir "mo- dernleşme eğilimi" araştuması yap- tınldığına ve kendisinin de öğrenci- leriyle birlikte alan çalışmasında yer aldığına dikkat çekerek şunları kay- detti: "Bu araştırma muhtar, öğ- retmen, imam ve bekçinin köyler- de kilit kişiler olduğunu gösterdi. Uzun yıllar da böyleydi. Ama cid- di iç göçle birlikte köylerin boşal- ması, köy okullarının da boşal- masını, kapısına kilit vurulmasını beraberinde getirdi. Muhtarlar da zaten kent içinde güçlerini yi- tirdiler, bekçiler kaldırıldı. Ama imamlar güç kaybetmedi, gide- rek arttı. Camiler kapanmadı, sü- rekli yenileri açıldı. Yani bu süreçte öğretmen güçsüz duruma düşü- rüldü, etkisini kaybetti." 2 ÎŞÇÎYE MEZAR OLMUŞTU Selah Tersanesi yeniden açıldı • Limter-lş işçilerin öfkesini dindirmek için jet hızıyla tersane açıp kapatmanın çözüm olmadığını açıkladı. tstanbul Haber Ser- visi - Sık sık "iş kazala- rınm" yaşandığı Tuzla tersaneler havzasmda, iki işçinin ölümünün ardın- dan süresiz olarak kapa- tılan Selah Tersanesi, ara- dan 1 hafta bile geçmeden tekrai" açıldı. Tersanenin "işçilerin öfkesini din- dirmek için jet hızıyla kapatdıp açılmasımn" lıiçbir sorunu çözmediği- ne dikkat çeken DlSK'e bağlı Liman Tersane Ge- mi Yapım ve Onanm îş- çileri Sendikası (Limter- lş), tersanelerdeki ölüm- lerin durması için 16 Ha- ziran'da gerçekleştire- cekleri grevin öneminin ' bir kez daha ortaya çıktı- ğını bildirdi. 9 Mayıs'ta meydana gelen patlamada Izzet Güder, 17 Mayıs'taki kazada da Deniz Kaşı- keman adlı işçilerin ölü- münün yaşandığı Selah Makina ve Gemicilik Endüstri ve Ticaret AŞ'nin faaliyetleri, 21 Mayıs Salı gunü "ek- ; siklikler giderilene ka- dar" durdurulmuştu. Geçen cuma günü Ça- lışma ve Sosyal Güven- lik Bakanlığı müfettişle- ri tersanede inceleme yapmış ve tersanenin ek- sikliklerinin giderildiği- ne karar vermişti. Bu kararın ardından önceki akşanı saatlerinde mühür sökülerek tersane yeni- den açıldı. lşçiler, 6 gün süreyle kapatılan tersa- neye dün sabahtan itiba- ren girmeye başladı. Limter-lş'ten yapılan yazılı açıklamada, "vur- dumduymazlığın de- vam etmesi" eleştirildi. Açıklamada şu sorulara yer verildi: "İstanbul Valisi Mu- ammer Güler'e soruyo- ruz; Selah Tersane- si'nde işçiler artık daha mı güvenle çalışacak- lar? Tersane işçilerinin hangi talebi kabul oldu? Tersane kapatmak çö- züm oldu mu? Sanayi Bakanı Zafer Çağlayan'a soruyoruz; iş cinayet- lerinin sebebini dış güç- lerin oyunları olarak gören Çağlayan, Selah Tersanesi'nin jet hızıy- la açılışını hangi güçle- rin oyunu olarak yo- rumluyor? tşçilerin eği- timsizliğine vurgu ya- pan bakan, 1 haftada kaç işçiyi eğitimden ge- çirdi? Yurtdışı sipariş- leri iptal olmasm diye daha kaç işçinin ölü- müne göz yumacak? Tersane patronlarma soruyoruz; iş cinayet- lerinin sorumlusunun MİT olduğunu ve poli- sin her şeyden haberdar olduğunu iddia eden Desan Tersanesi ortağı Cengiz Kaptanoğlu, ger- çeklerin açığa çıkması için ne yaptı? Yoksa es- ld AKP milletvekili olan Kaptanoğlu'nun tek amacı, polisiye bir se- naryo yazarak kendi ih- malkârhklarının üstünü örtmek mi?" Açıklamada, bu ka- patma karannm göster- melik olduğunun ortaya çıktığı vurgulanarak "Hiçbir tersanenin ka- patılmasından yana de- ğiliz, çünkü kapatma çözüm değildir. Bizler, iş güvenliği için gerek- li tedbirlerin alınması- nı ve işçilerin insanca yaşama koşullarına ka- vuşmasını istiyoruz. Keyfi uygulamalara karşı gereken cevabı 16 Haziran'da yapa- cağımız grevle verece- ğiz" denildi. Dernek üyeleri Anıtkabir'de, Atatürk'ün mozolesine çelenk koyarak saygı duruşunda bulundu. (NECATİ SAVAŞ) 27 Mayıs Devrimi'nin 48. yıldönümü nedeniyle Ata'ya ziyaret 4 Ülke onursuz hale getirildP ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - 27 Mayıs Milli Devrim Derneği üyeleri, 27 Mayıs Devrimi'nin 48. yıldönümü nede- niyle derneğin genel başkanı Hüseyin Avni Güler başkanlığında dün Anıtkabir'i ziyaret etti. Heyette, 27 Mayıs Milli Devrim Demeği tkinci Başkanı İhsan Aygün ve Tüm Öğ- retinı Üyeleri Demeği (TÜMÖD) Genel Sekreteri Suay Karaman da vardı. Demek üyeleri Anıtkabir'de, Atatürk'ün mozolesine çelenk bırakarak, saygı duru- şunda bulundu. 27 Mayıs Milli Devrim Demeği Genel Başkanı Hüseyin Avni Güler daha sonra Anıtkabir Özel Defteri'ni imzaladı. Güler deftere şünlan yazdı: "Yüce Atatürk, 27 Mayıs Devri- mi'nin 48. yılında yiııe huzurunuzda- yız. Türkiyemiz beş buçuk yıldır şe- riatın işgali altında. Kalpazanhktan bile dosyası bulunan Başbakan, yasa- ma ve yürütmeyi kontrol altına almış, yargıyı da emrine almak için çaba içinde. Diktaya gidiyoruz. Kendisinin Çankaya'ya çıkardığı kişinin de 'Kayıp Trilyon' davasından dosyası var. Ûl- kemizi onursuz hale getirdiler. Askere düşman bir iktidar dünyada görül- ıııüş müdür? Emrin üzerine biz dev- rimciler, gene iktidar olacağız. Anıt- kabir'den başka anıt mezar bırakma- yacağız. AB ve Gümrük Birliği'nden çı- kacağız. Eğitim ve sağlığı parasız ya- pacağız. Dokunulmazhklar kaldırıla- cak. Modern Köy Enstitüleri'ni yeniden açacak, gereği kadar imam hatip oku- lu bırakacağız. Eğitimde devrim ya- parak, dershaneleri kaldıracağız. 3 Kasım 2002'den başlayan bütün ata- maları iptal edeceğiz. Fethullah okul- larını Milli Eğitim'e bağlayacağız. Sa- tüan, peşkeş çekilen riııemli kuruluşla- rı geri alacağız. Sorumluların burun- larından fitil fıtil getireceğiz." Hüseyin Avni Güler başkanlığındaki üyeler daha sonra Türkiye Cumhuriyeti'nin Ikinci Cumhurbaşkanı lsmet tnönü'nün gömütüne de çelenk bıraktı. Çelebi, AKP'nin hazırladığı sendikalar ve toplusözleşme yasa teklifini değerlendirdi ' 12 Eylül zihniyeti korunuyor' İstanbul Haber Servisi - Türkiye Devrimci Işçi Sendikalan Konfederas- yonu (DtSK) Genel Başkanı Süleyman Çelebi, AKP'nin hazırladığı sendikalar ve toplusözleşme yasa tekfınin, "sendi- kal hak ve özgürlükleri geliştirmekten çok 12 Eylül'ün yasakçı zihniyetini ko- rumaya yönelik" olduğunu vurgulaya- rak, Türkiye'de demokratik bir sendikal yaşamın hayata geçmesi için sürdür- düİderi mücadeleye aynı kararhlıkla de- vam edeceklerini bildirdi. Çelebi, önceki gün gerçekleştirilen DİSK Başkanlar Kurulu toplantısının sonuçlannı açıkladı. Şişli'deki DtSK Genel Merkezi'nde düzenlenen basın toplantısında konuşan Çelebi, hüküme- tin hazırladığı ve TBMM'de görüşül- mesine başlanacak olan 2821 sayılı Sen- dikalar Yasası ve 2822 sayılı Toplu tş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Yasası'nda değişiklik yapılmasına ilişkin yasa tek- lifini değerlendirdi. Çelebi, 12 Eylül dö- neminin uzantısı olan ve emeği tutsak alan 2821 ve 2822 sayılı yasalann Tür- • DÎSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi yasa teklifini, "Sendikal hak ve özgürlükleri geliştirmekten çok 12 Eylül'ün yasakçı zihniyetini korumaya yönelik" sözleriyle yorumladı. • Süleyman Çelebi, Türkiye'de demokratik bir sendikal yaşamın hayata geçmesi için mücadele edeceklerini bildirdi. Çelebi, "Teklif, işçilerde hayal kırıklığı yarattı" yorumunu yaptı. kiye için utanç kaynağı olduğuna dikkat çekerek, "Ancak bu yasalarda yapıl- mak istenen değişikliklerle ilgili olarak bir grup AKP milletvekili tarafından sunulan yasa teklifi, ülkemiz sendikal hareketinde ve örgütlenme beklentisi içinde olan işçilerde hayal kırıklığı yarattı" yorumunu yaptı. Söz konusu yasa teklifiyle, sendikala- ra üyelikte ve istifada noter şartınrn kal- dmlmasının olumlıı ama yetersiz oldu- ğunu anlatan DİSK Genel Başkanı Çe- lebi, "tş kolu barajını kaldınyorum di- yerek başka barajlar getirmek, diğer taleplerimize ve ILO sözleşmelerine ay- kırı sorunları görmezden gelmek, 'gü- nü kurtarmaya' yönelik yetersiz dü- zenlemelerdir" dedi. Çelebi, yasa teklifıne yönelik eleştiri- lerini şöyle özetledi: "Hâlâ belge-bilgi eksikliğine daya- narak sendika kapatmayı öngören; iş- kollarını objektif standartlara göre değil, sendikaların öznel durumlanna | göre beürleyen; sendikal hak ve öz- gürlüklerin kullammını engelleyen barajları koruyan ve yıllardır süren yetki uyuşmazhklarına çözüm getir- meyen bir yasa, reform olarak nite- lendirilemez. Örgütlenme özgürlüğü önündeki engellerin kaldırılması, top- lusözleşme ve grev haklarının tam ta- nınması olmak üzere 3 temel konu bi- zim en önemli taieplerimiz." Diğer sendikalara eleştiri Toplantıda gazetecilerin sorulannı da yanıtlayan Süleyman Çelebi, "yasa tek- lifine karşı diğer sendika ve konfede- rasyonlarla ortak bir mücadele içinde olup olıııayacaklarına" yönelik bir so- ruya şu yamtı verdi: "Bu konuların bugüne dek askıda kalmasına, bazı sendika ve konfede- rasyonların tavrı neden oldu. Bazı konularda onlardan aynı duyarlılığı göremiyoruz. Irade konusunda ta- mam ama, ortak mücadele hattını bu- güne dek öremedik." AVRUPA GURAY OZ Şu Golden Horn'un Yaptığı Golden Horn (Altın Boynuz) otelinin başına ge- lene bakın siz! Sen gel Alman parlamenterlere içki ver, şarap sun, Tim'e birayı Arjantin bardakta ikram et, "Sen Türksün" diye Alman milletvekili Dilek Kolat'tan bir kadeh rakıyı esirge. Olur mu? Olmaz! Konu manşetlere taşınınca Eminönü Belediye- si'nden başlayarak devlet ricaline kadar bir telaş, bir telaş, hiç sormayın. Hem de şu hassas gün- lerde, AKP'nin takıyyesinin tartışıldığı, kapatma iddianamesinin benzer örneklerle dolu olduğu günlerde yapılır mı bu? Ceza anında geliyor. *•• Yok, anında gelmiyor. Önce büyükkent belediyesinin başı "ne var, ne olmuş" havasında bir çevirme harekâtına girişi- yor "Işletmeci turistlere vermiş. Türklere vermi- yormuş. Bu işletmecilerin kendi içinde yaptığı bir uygulama. Zaten o bölge turizm bölgesi. Al- kol var, yok. Insanlar yaşamını sürdürüyor za- ten. Bunlar bizi ilgilendirmiyor." Sonra azıcık tehdit: "Türkiye'de neler oluyor diye beyinleri ve zi- hinleri bulandırmanın hiçbir anlamı yok. Man- şete taşımak hiç hoş değil. Bu ülke hepimizin; verdikleri zararın bir ucu kendilerine de doku- nur." Sonra yukarıya çıkıyoruz. Başbakan müstehzi bir edayla konuyu halledi- yor: "Kendi densizliği, yarın gereği yapılacak." Yapılıyor. Oteli üç günlüğüne kapatıyorlar. Neden kapatıyorlar? "Sen neden Dilek Kolat'a içki vermedin?" di- ye değil, "Almanlara, Tim'e neden içki verdin?" diye kapatıyorlar. Adı güzel Golden Horn neye uğradığını şaşırıyor. Her şeyini, çatısını, terasını ecnebiye göre dizayn etmiş bu yıldızı belirsiz, "Biz AKP'liyiz" diyen otel şimdi ne yapsın? ••• AKP'nin "ricat" harekâtı sırıtıyor. Ünlü sosyolog da durumun resmini kendi ha- linceçekip, imamların öğretmenleri yendiğini ifşa edince, her türlü "rejime rücu" kapıları kapanı- yor. öğretmen imama nasıl dirensin? Zaten kıt ka- naat geçiniyor, Golden Horn erbabı ile, devletin imamı ile nasıl uğraşsın? Uğraşmak, "maaşına yüzde kırk zam yapıl- mış, ama yine de söz dinlemeyen" yargıca ka- lıyor. AKP zevatında bir tuhaf hamlık var. Dillerini tu- tamıyorlar. Sırlarını saklayamıyorlar. Yüreklerin- deki kini, öfkeyi, sempatiyi, hileyi, hurdayı çabu- cak ifşa ediyorlar. İktidar olmanın verdiği yük- seklik duygusuna çabuk kapılıyorlar. Uçuyorlar. Bu nedenle Maliye Bakanı, YÖK Başkanı için "Hele bir dediğimizi yapmasın da görsün" di- yebiliyor. Bu nedenle belediye başkanı "Zararın ucu kendilerine de dokunur" tehdidini savurabiliyor. Bu nedenle otel kapatma işlerine Başbakan doğrudan müdahildir. "Yarın gereği yapılacak" diye celalleniyor. ••• Ama Türkiye'nin hali artık öyle yamalarla, son güne sıkıştırılmış boya badana işleriyle, içki mu- habbetleriyle gizlenemeyecek kadar ortadadır. Toplumsal alan boydan boya dine teslimdir. Av- rupa hemen hemen kandırılmış (bir de şu Dilek su sıkmasaydı), projenin asıl sahibi ABD ile birkaç ko- nu dışında ayrılık kalmamıştır. Yendi mi, yenmedi mi bilmiyorum, ama imam öğretmeni yendiğinden emindir. Sıra yargıcı yenmekte, ideolojik direnişleri alt etmekte, sınıf pozisyonlarını sağlam tutmakta, sol hazır tasfiye edilmişken, iktidarı 1950'de yitirmiş Kemalizme son darbeyi indirmektedir. Eğer arkasındaki aydınlanma felsefesini, sola açık yüzünü, Cumhuriyet kuruculuğunu, bağım- sızlıkçılığını, çağdaşlık niyetini, Jakobenliğini unu- tursanız... Zaten pek sığ bir şeydir bu Kemalizm! Sosyolog da öyle söylemedi mi? e-posta: guray.oz@cumhuriyet.com.tr INTERNET ÜZERİNDEN KAMPANYA GazetedBanu Avar'a destek tstanbul Haber Ser- visi - Gazeteci Banu Avar'ın "Sınırlar Ara- sında" programının TRT tarafından yayın- dan kaldınlmasına yö- nelik tepkiler büyüyor. banuavaradestek@gma- il.com adresine bini aş- kın mail göndererek Avar'a destek verenler programın kaldınlması ile Türkiye'nin bağım- sızhğı, bütünlüğü, ege- menliği ve Cumhuriyet Devrimi'nin sansüre uğ- radığına dikkat çektiler. Banu Avar'a mail ve telefon ile destek veren- ler 30 Mayıs Cuma gü- nü saat 11.00'de Türki- ye Gazeteciler Cemiye- ti'nde bir araya gelecek. "Dünyaya Türkçe ba- kan gazeteciler sustu- rulmasın!" kampanya- sı kapsamında gelen bin- lerce destek mektubu ile ilgili açıklama yapacak olan Avar'ın katılacağı toplantıya birçok gaze- teden yazar, akademis- yen ve sivil toplum ör- gütü destek verecek. Avar'a mail ve telefon ile ulaşarak destek veren isimler arasında Prof. Dr. Yaşar Nuri Öz- türk, Prof. Dr. Mümtaz Soysal, Saadettin Tan- tan, CHP İstanbul ll Başkanı Gürsel Tekin, Prof. Dr. Erol Manisa- h, ADD, Tüm Öğretim Üyeleri Demeği, Cum- huriyet Kadınlan Der- neği, Engelliler Fede- rasyonu ve CUMOK'lar da bulunuyor. Avar'a destek verenler, prog- ramın yayından kaldı- rılması ile TRT'nin ku- ruluş amacmın dışına çıktığını belirterek, TRT'nin hükümetin ya- yın organı haline geldi- ğinin birkez daha tescil- lendiğini kaydettiler.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear