23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
5 NİSAN 2008 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr Hükümetin etkin olma çabası, seçimleri yaklaşan serbest muhasebeci mali müşavirlerde somutlaştı ŞÜKRAN SONER 15 İŞÇİNİN EVRENİNDEN Özerkliğe müdahale Ekonomi Servisi TÜRMOB Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası (SMMMO) Başkanı Yahya Arıkan, işletmeleri profesyonel, şeffaf muhasebe ilkelerine uygun mali tablolar oluşturmaya zorlayacak yeniden yapılanma sürecinde, meslek kuruluşlarına siyasi müdahaleyi kabul etmelerinin mümkün olmadığını belirterek “Ekonominin ön Lokmacı Kapısı Dün haklı olarak bütün televizyon ana haberleri, gazetelerin birinci sayfalarında yer aldı. Kıbrıs’ta açık birden fazla kapı olduğu için hukuken yeni hiçbir anlamı olmasa da siyaseten, simgesel anlamı önemliydi. İki tarafın merkez çarşılarını bağlayan, çatışmalar sürecinde yeri olan bu kapının açılışı AB ülkelerince de önemsendi. Barışa giden yolda önemli bir adım olarak alkışlandı. Doğrusunu söylersek Türkiye’nin sıcak iç siyasi gündemi içinde Kıbrıs’ta üst üste yaşanan yeni gelişmelerin anlamını atlayıp duruyoruz. Uzaktan, geçmişten sıcak, barışçı ilişkileri olan iki siyasi partinin birden Kuzey ve Güney yönetimlerinde olmalarından gelen gelişmeler gibi sunuluyor. Kimilerine göre iki partinin geçmişleri ile bağlantılı şov yanı biraz ağır basan, ancak sonuç vermeyecek adımlar. Kimilerine göre ise ABD, AB taraflarının da bastırması ile ciddi ciddi kotarılmak istenen sonuçlar var.. Türkiye’nin korunmaya çalışılan kırmızı çizgilerinin sınırları içinde mi? Yoksa Türkiye’nin iç siyasi sıkışıklığından da yararlanılarak oldubitti ile kotarılmak istenenler mi var? Erdoğan Hükümeti’nin gündeminde şu günlerde bu gelişmeler, Kıbrıs yok gibi... ??? İlginç olanı, Erdoğan Hükümeti’nin yeni gelişmelere ilişkin görüş ve yaklaşımını yansıtan söylediği bir söz gündemde değilken, daha önce KKTC’ye hiç gitmemiş olan Büyükanıt’ın gitmesi. Bu ilk ziyaretine Talat’ın “Şimdiye kadar nerelerdeydiniz?” sitemi ile Güney Kıbrıs yönetiminin protestosuyla karşılanması. Büyükanıt’ın bol bol Kıbrıslılar arasında dolaşarak katıldığı etkinliklerde birden çok kez, Türkiye’nin garantör olarak öngördüğü çözüme, güvencelere ulaşılmadıkça asker çekmenin söz konusu olmadığının altını çizmesi. Sivil olarak açılış hazırlıklarını incelediği Lokmacı Kapısı’nın açılışının, çözüme yönelik bir adım, siyaseten bir anlamının olmadığını vurgulaması. Bizim medyada dün Lokmacı Kapısı’nın açılması haberlerinde iki taraf liderlerinin de açılışa gelmedikleri, büyük olasılıkla sonuç alınamazsa öne çıkmaktan kaçındıkları vurgulaması vardı. Yine de kapının açılışı yeni sıcak ilişkiler için önemli bir adım olarak değerlendirildi. Üç saatlik açkapa krizi, 45 yıl sonra kapının açılmasının barışçı havasına gölge düşüren Rum tarafın kaprisi biçiminde açıklandı. Kendi adıma Kıbrıs’ın yeniden sıcak gündeme düşmesinin, kapı açılışının gerçek perde arkasına ilişkin bir bilgi kırıntısı için ilgili bütün haberleri dikkatle izlemem bir işe yaramadı. Sizi bilmem ama, birbiri ile daha önce sıcak ilişki içinde olmuş iki liderin birden iki tarafta iktidarda olmaları gerekçesi bana hiç de inandırıcı gelmedi. Biliyorsunuz yeni Rum lider Hristofyas ve partisi, Birleşmiş Milletler planında, referandum oylamasında önce barışçı görünüp sonra yan çizmişlerdi. İktidara geliş seçim kampanyası ve ikitidara geliş sonrası da barışçı bir çözüme ilişkin kamuoyuna açıklanmış ne yeni bir proje, ne de söylemleri oldu. İyi de ufukta çözüm görülmediği için konuyu soğutmuş ABD, AB taraflarından gelen çıkışların, Kıbrıs’ın sıcak gündem yapılmasının, görsel, siyasal simge şov olarak Lokmacı Kapısı açılışının anlamı ne olabilir? Neden şimdi? Bizim medyanın Lokmacı Kapısı’nın açılışında üzerinde hiç durmadığı, değinmediği AB iç hukukundan gelen zorlamalara ilişkin bir zamanlama olabilir mi? Geçen hafta AB’nin serbest dolaşım hakkına ilişkin bir haberde, yeni aday ülkelerden 9’u için havaalanlarının serbest dolaşıma açıldığının altı çizilirken Kıbrıs sayılmadı. Hangi televizyon kanalındaydı şimdi anımsamıyorum, ancak bu haberlerden sadece birinde satır arasında ek bilgi olarak Kıbrıslıların bu hakkı alamadığının altı çiziliyordu. Neden olarak da AB üyeliğine Kıbrıs’ın tamamı olarak alındığı, fiili bölünmüş durum ile bağlantılı olarak da AB müktesebatının bu hakkın tanınmasına engel oluşturduğu belirtiliyordu. Bildiğim kadarı ile serbest dolaşım hakkı Kıbrıslılar için her iki tarafta da çok ama çok önemli. Bal gibi de tarafları, bugüne kadar kılını kıpırdatmayan AB siyasileri ile Güney Kıbrıs yönetimini siyaseten çözüm aramaya yönelten yeni bir durum olabilir. Çünkü ortada AB’nin Kıbrıslılar uzlaşmadan, sorun çözülmeden, bile bile ihtilaflı bir durumda Güney Kıbrıs üzerinden, bütün Kıbrıs’ı üyeliğe almış gibi, AB’nin kendi kriterlerini, hukukunu çiğnediği bir ucube kararı var. İşin içinden çıkılamıyor. İşin bir başka püf noktası; AKP iç siyasette kendi derdine düşmüşken, AB’den Türkiye’ye, kendi üyeliğine yönelik üst üste soğuk duş etkisi yapan olumsuz açıklamalar, kararlar gelmişken, daha önce yapıldığı gibi Erdoğan Hükümeti zorlanarak Türkiye’den jest beklemenin zamanı hiç değil. Dikkatleri dağıtacak, gerçek hesapları, istenen gerçek ödünleri saklayacak vitrin, sanal jestler anlamlı olabilir... soner@cumhuriyet.com.tr ? Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği ve odaların seçimlerine kısa bir süre kala meslek yasası değiştiriliyor. celiklerini kendine öncelik edinen bir meslek yasası çıkarılmasını talep ediyoruz” dedi. Arıkan, gazetecilerle gerçekleştirdiği sohbet toplantısında, serbest muhasebeci mali müşavirlerin çalışma yaşa ? Günün koşullarının gerisine düşen yasa değiştirilirken ekonominin ihtiyaçları ve mesleki sorunlar yerine seçime dönük düzenlemeler yapılıyor. ? TÜRMOB Genel Başkan Yardımcısı Arıkan, diğer örgütlerin sıranın kendilerine geleceğinin farkında olduklarını belirterek güç birliği yapılacağını söyledi. sıl ele geçirilir” anlayışıyla hazırlandığını ifade eden Arıkan, “Meslek örgütleri de mi sokağa çıkacak” sorusuna “Hukuki ve demokratik her türlü hakkın kullanılacağını” ifade etti. Arıkan şöyle devam etti: “Muhasebe ca mının altyapısını düzenleyen 3568 Sayılı Meslek Yasası’nda yapılan değişiklikler hakkında bilgi verdi. Arıkan, “Yaklaşık 75 bin meslek mensubunu temsil eden TÜRMOB ve bağlı odalar, tasarının hazırlık sü recinde dışlandı. Seçimlere 10 gün kala çıkarılacak bir yasa hukuk kaosuna yol açar. Aceleye getirilen hata ve eksiklerle dolu bir yasanın kimseye faydası olmaz” dedi. Tasarının “TÜRMOB na miasının iktidardan beklediği kronikleşmiş meslek sorunlarını birlikte ele almak ve çözüm üretmektir. Kimi, ne zaman ve nasıl seçeceğine meslek mensupları karar verir. Oda ve birlik seçimlerinde iktidar destekli kazanım, ekonomide kayıp anlamına gelecektir. Hükümet tarif ettiği kesimi, nispi temsille oda yönetimine sokmanın formülünü yasa hükmü haline getiriyor.” FORBES Triodor, çiftçilere robot üreten Hollandalı Lely’nin yazılım üssünü İstanbul’a taşıyor 14 Türk şirketi devler listesinde Ekonomi Servisi Forbes dergisi dünyanın en büyük şirketlerini açıkladı. 2 bin şirketin yer aldığı listeye Türkiye’den 14 şirket girmeyi başardı. Dünyanın en büyük 2 bin şirketi geçen yıl toplam 30 trilyon dolar gelir yaratırken 2.4 trilyon dolar kâr elde etti. Bu şirketlerin piyasa değeri ise 39 trilyon dolar olarak hesaplanıyor. Forbes’a göre dünyanın en büyük şirketi HSBC olurken onu General Electric izledi. Listedeki Türk şirketlerinde başı ise İş Bankası çekiyor. Listeye giren Türk şirketleri şöyle: 371. sırada Türkiye İş Bankası, 384. Akbank, 405. Garanti Bankası, 605. Koç grubu, 690. Sabancı grubu, 879. Turkcell, 893. Türkiye Halk Bankası, 909. Vakıflar Bankası, 990. Tüpraş, 1185. ENKA, 1280. Doğan Holding, 1424. sırada Erdemir, 1836. Petrol Ofisi, 1844. Ford Otomotiv. Y eni Philips bir göçmen olacak ? Bir zamanlar göçmenlerin işçi olmaktan öteye geçemeyeceklerini düşünen Hollandalılar zamanla “Bu göçmenler bir şeyler olacaklar galiba” demeye başladılar bile... Bu örneklerden bir tanesi de Hollanda’da yaşamını sürdüren Atilla Aytekin... Ekonomi Servisi Dedeleri işçi olarak Hollanda’ya giden Türklerin çocukları şimdilerde ses getiren işlere imza atıyor. Bir zamanlar göçmenlerin işçi olmaktan öteye geçemeyeceklerini düşünen Hollandalılar zamanla “Bu göçmenler bir şeyler olacaklar galiba” demeye başladılar bile... Bu örneklerden bir tanesi de Hollanda’da yaşamını sürdüren Atilla Aytekin... Türkiye’yi teknoloji üssü yapma ve uluslararası teknoloji şirketi kurma tutkusuyla yola çıkarak 2003 yılında Triodor Software adlı bir yazılım şirketi kuran Aytekin, Hollandalılara “Yeni Philips bir göçmen olacaktır” diyerek meydan okuyor. 1972 yılında göçmen çocuğu olarak Hollanda’ya giden Aytekin, Avrupa’da göçmen olmanın zorluklarını fırsata dönüştürerek bir başarı öyküsü yarattı. Aytekin, “Atilla’nın Hollanda Rüyası” adlı kitabında Philips, Unilever ve Shell gibi küreİneklerin memelerinin yerini kendiliğinden tespit ederek sütünü sağan ve ineklerin sağlık durumunu kontrol etmeyi sağlayan robotlor gibi ürünler tasarlayan Lely Industries ile 3 Türk’ün kurduğu Triodor Software yeni bir ortaklığa imza attı. sel Hollanda şirketlerine eşdeğer markaları üçüncü kuşak Türklerin gerçekleştireceğini dile getiriyor. Akademik olarak ilk okuyan göçmen kuşağı olduklarını vurgulayan Aytekin, Hollanda’da kurduğu Atra adlı şirket 2001’de iflas edince, 2003 yılında sıfırdan başlayarak Triodor Software adlı yazılım şirketini 2 Türk ortakla kurdu. Şimdi ise tarım ve hayvancılık sektörüne yönelik robotlar üreten Hollandalı Lely firmasıyla “çiftçilere zaman kazandırma” peşinde. Triodor Software, inek çiftliklerini insansız hale getirdiği robot tek nolojisiyle tanınan ve cirosunun yüzde 6’sını ArGe’ye ayıran Hollandalı Lely Industries şirketi ile Lely TriodorSoftware adıyla bir ortaklık kurdu ve Lely’nin 40’ı aşkın ülkedeki operasyonlarının yazılım ve ArGe desteğini sağlayan yazılım üssünü İstanbul’a taşıdı. VAKIFBANK: Zamlar hazır yemekçileri vurdu Ekonomi Servisi Keyveni Catering Yönetim Kurulu Başkanı ve İstanbul Ticaret Odası Hazır Yemekçiler Meslek Komitesi Üyesi Sadık Çelik, son günlerde gerçekleşen gıda zamlarının hem sokaktaki vatandaşı, hem de hazır yemek sektörünü zor durumda bıraktığını söyledi. Çalışanlarının maaşlarını ödeyememe noktasına gelen firmalardan bazılarının kapandığını aktaran Çelik, sektörün en güçlü firmalarının bile yatırım yapamaz hale geldiğini söyledi. Kuraklığın zamların bahanesi olarak gösterilmeye çalışıldığını anlatan Çelik, “Kimse kuraklığı bahane etmesin. Fiyatların bu seviyeye gelmesinde 2001’den bu yana sürdürülen, IMF’nin dayattığı yanlış tarım politikaları, tarımda desteklerin kaldırılması, petrol fiyatlarının artması, tarım arazilerinin biodizel üretimine daha fazla ayrılması, spekülatörlerin tahıl ve gıda fiyatlarında artış öngörmesiyle büyük alıcıların bunları stoklamasından kaynaklanıyor” dedi. Türkiye de krizden etkilenir Ekonomi Servisi Vakıfbank Genel Müdürü Bilal Karaman, global ekonomilerin ve finansal piyasaların birbirlerine bu kadar yüksek düzeyde entegre olduğu bir dönemde, Türkiye ekonomisinin ve bankalarının likidite krizinden etkilenmemelerinin mümkün olmadığını söyledi. Karaman, Borsa Yatırımcıları Derneği (BORYAD) dergisinde yer alan röportajında, gerek yerli gerekse yabancı sermayeli bankaların büyüme ve pazar paylarını arttırma stratejilerinin temelinde, reel sektörün artan kredi ihtiyacını karşılamanın yer aldığını vurguladı. Demire yüzde 30 zam fırsatçılık İTO Başkanı Yalçıntaş, artışların makul ölçüyü aştığını söyledi Ekonomi Servisi İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Murat Yalçıntaş, demire mart ayında yüzde 30’u aşan zam yapıldığına dikkat çekerek söz konusu fiyat artışlarının makul ölçülerin dışında olduğunu ve bu durumun, ülkedeki siyasi belirsizliği fırsat bilenler tarafından oluşturulduğunu iddia etti. İTO’dan yapılan yazılı açıklamada Yalçıntaş, “Siyasi belirsizliği fırsat bilerek, makul ölçülerin dışında, piyasa şartlarının üzerinde fiyat artışlarına zorlayanlar, ülkeye en büyük kötülüğü yapanlardır” dedi. Demirde son 6 ayda ürünlere göre değişmekle birlikte yüzde 58 ile 65 arasında değişen fiyat artışları gerçekleştiğini belirten Yalçıntaş, fiyat artışlarından dolayı maliyetlerin arttığını ve inşaat sektöründe zor bir döneme girildiğini kaydetti. ZORLU: DURMAKLA OLMAZ Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Zorlu, üniversite öğrencilerine “yerinde durmakla olmaz’’ tavsiyesinde bulunarak “Ankara yerinde duruyor onun için de işte bu durumlara geldik’’ dedi. TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi’nin düzenlediği “Kariyer Günleri’’nde konuşan Zorlu, “Bugün tekstildeki ciromuz 1 milyar dolar. Tekstil bitti öldü, ben diyorum ki bitmedi, ölmez. İnsanlık yok olursa tekstil de yok olur. 1980’li yıllarda Türkiye’nin ihracatı 2 milyar dolardı. Biz Zorlu Grubu olarak geçen sene 3 milyar dolarlık ihracat yaptık. Elektronik ve beyaz eşyada 2 milyar 700 milyon dolar, 300 milyon dolar da tekstilde ihracat yaptık. 300 milyon dolar ihracat yapıyoruz. En önemli olay uzağı görmek ve girişimcilik’’ dedi. R E A L T Ü R K İ Y E 1 0 YA Ş I N D A Real Hipermarketler Genel Müdürü Ulf Groth, Real’ın bu yıl Türkiye’de 2 yeni mağaza açacağını söyledi. Groth, Real’ın Türkiye’deki 10. yıldönümü nedeniyle düzenlenen basın toplantısında yaptığı konuşmada, Real Hipermarketler olarak aradan geçen 10 yılı, 10. Yıl Marşı edasında kutladıklarını ifade etti. Real’ın 80 milyon müşteriye ulaştığını, müşterilerini ailenin bir parçası olarak gördüklerini dile getiren Groth, müşterileri mağazalarında evlerinde gibi ağırlamak istediklerini, alışveriş yapan tüketicilerin kasalardan ortalama 34 dakikada geçiş yapabildiklerini aktardı. 10 yıl içinde inşa ettikleri 11 mağazada toplam 21 bin aracın sorunsuz şekilde park edebildiğini, aynı dönemde 30 milyon adet ekmek pişirildiğini, 1 milyon adet pasta ürettiklerini anlatan Groth, geçen yıl Türkiye cirolarının 258 milyon Avro olarak gerçekleştiğini aktardı. THY ANADOLUJET’LE UÇURACAK Türk Hava Yolları’nın (THY) yeni şirketi Anadolujet 23 Nisan’dan itibaren iç hatlarda uçmaya başlayacak. Anadolujet 29 YTL’den başlayan fiyatlarla yolcularını Ankara’dan 20 noktaya uçuracak. THY Yönetim Kurulu Başkanı Candan Karlıtekin, Anadolujet ile Anadolu’da farklı bir uçuş konsepti başladığını, yolcuların THY güvencesi altında daha ekonomik seyahat etme olanağına kavuştuklarını söyledi. THY Genel Müdürü Temel Kotil, Anadolujet ile yolculuk yapacakların THY konforuna sahip olacaklarını belirterek, 29 YTL’den başlayan fiyatlar ile kara ulaşımı ile rekabet edeceklerini kaydetti. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear