23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
15 NİSAN 2008 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Kalp ameliyatı yapılan Başyazarımızın 48 saat süreyle gözetimde tutulacağı açıklandı 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Selçuk yoğun bakımda ? Yaklaşık 6 saat süren ameliyatta kalbi besleyen bir anadamar ile 3 koroner damar değiştirildi; kalbin sol kulakçığı ile sol karıncığı arasındaki kapakçık tamir edildi. Ameliyatın ardından bir açıklama yapan Doç. Dr. Akçevin, “Önemli bir mesafe aldık” diye konuştu. İstanbul Haber Servisi Gazetemiz İmtiyaz Sahibi ve Başyazarı İlhan Selçuk, dün 6 saat süren bir bypass ameliyatı oldu. Doç. Dr. Atıf Akçevin ve ekibi tarafından yapılan ameliyatta, kalbi besleyen bir anadamar ile 3 koroner damar değiştirilerek, kalbin sol kulakçığı ile sol karıncığı arasındaki kapakçık tamir edildi. Selçuk’un durumunun riskli olduğunu ve 48 saat yoğun bakımda gözetim altında tutulacağını belirten Akçevin, “Bizi üzecek kadar hayati parametrelerinde geriye gidiş şeklinde bir durum gözlenmedi, bu önemli bir durum” dedi. Selçuk’un doktoru Oryal Gökdemir, “Selçuk’un gözaltına alınması bu durumu tetikledi mi” sorusuna, “Etkilememiş demek mümkün değildir ama tek neden bu değil. Tetikleyen etken olabilir” yanıtını verdi. Vehbi Koç Vakfı Amerikan Hastanesi’nde bir süredir tedavi gören Selçuk saat 09.00 sıralarında ameliyata alındı. Yaklaşık 6 saat süren ameliyatın ardından, operasyonu gerçekleştiren Akçevin ile Gökdemir basın toplantısı düzenleyerek Selçuk’un durumu ile ilgili bilgi verdiler. ‘Bu işe ben varım’ Selçuk’un daha önce bir kaç kez ameliyat olduğunu anımsatan Akçevin, şunları söyledi: “Hastaneye yattıktan sonra akciğer enfeksiyonu tedavisine kalp ile ilgili sorunlarının sağlık durumunun kontrol altına alınmasına, yeterince izin vermeyince anjiyo ile kalbi besleyen damarlara baktık. Hepsinde ciddi darlık ve tıkanlık görüldü. Yaşı dolayısıyla birlikte nelerle karşılaşacağımız soru işaretlerini oluşturuyordu. Bugünkü bilimin bize getirdiği yöntemlerden bir tanesi radyoaktif maddelerle canlılık araştırması yapılması. Kalp adelesinde umut oluşturacak canlı maddeler vardı. Akciğer iltihabının da ortaya atılması, ölüm riskinin düşünülmesine rağmen bu şekilde yaşamını sürdürmesi daha büyük problem yaratacağı, ailesine ve kendisine anlatıldı. Selçuk, ‘Bu işe ben varım’ dedi. Hekimlerimiz tarafından ameliyata alındı.” ‘Göğüs kemiği kapatılmadı’ Akçevin, ameliyatın başında yoğun kalp destekleyici tedavinin verilmek zorunda kaldığını, açık kalp ameliyatı sırasında da sol kulakçık ve sağ karıncık arasındaki kapakçıkta kalp adelesinin kansızlık derecesine bağlı olarak Ameliyatı gerçekleştiren ekibin başındaki Doç. Dr. Atıf Akçevin ve Selçuk’un doktoru Oryal Gökdemir ortak açıklama yaptı. yetmezlik hali bulunduğunu anlattı. Öncelikle bu kapakçığın onarımının gerçekleştirildiğini, daha sonra da bir adet göğüs damarı, üç de bacağından alınan damarla bypass ameliyatının yapıldığını kaydeden Akçevin, ameliyat sonrası; kalbin genel durumunu ve hastanın genel durumunu kontrol altında tutabilmek için, riskli hastalarda uygulanan göğüs kemiğinin bütünüyle kapatılmadan sadece cildin dikildiğini ve Selçuk’un yoğun bakıma alındığını bildirdi. Akçevin, gerekli şartlar oluştuktan sonra göğüs kafesinin kapatılacağını ve sonrasında uyandırılmaya başlanacağını ifade etti. ‘Gelişmelere göre hareket edeceğiz’ Toplantının ardından gazetecilerin “Selçuk’un ameliyatı başarılı geçti mi” sorusu üzerine Akçevin, “Ameliyatın başarılı geçtiğini söyleyebilmek için Selçuk’un hastaneden taburcu olmasını ve normal hayatına, beklenilen şartlara dönmesini, verimli yaşıyor olmasını görmek gerekir” yanıtını verdi. Akçevin, “Onun için ben şu an ‘Başarılıdır, kötüdür’ söyleyemem. Ailesine de belirttik, bizi üzecek kadar hayati parametrelerinde geriye gidiş şeklinde bir durum gözlenmedi, bu önemli bir durum. İki, üç dakika sonra ne olacağını kestiremeyiz” dedi. Selçuk’un durumunun riskli olduğunun altını çizen Akçevin, “anbean gelişmelere göre davranacağız. Önceden birtakım öngörülerle hareket etmek doğru olmaz. Mümkün olduğu kadar dikkatli konuşmak gerekiyor. Şu anda önemli bir mesafe kat ettik” değerlendirmesini yaptı. ‘Gözaltı tetiklemiş olabilir’ Basın mensuplarının “Selçuk’un gözaltına alınması bu durumu tetikledi mi” sorusuna ise Gökdemir, “Etkilememiş demek mümkün değildir ama tek neden de bu değil. Tetikleyen etken olabilir” yanıtını verdi. Gökdemir, Selçuk’un sağlık durumu ile ilgili olarak bundan sonraki günlerde düzenli olarak her gün yazılı açıklama yapacaklarını kaydetti. Kafası Karışık Bir İktidar Çin gezisinden dönen ve dün sabah masasının üstünde bekleyen 301. madde ile ilgili değişiklik teklifini Adalet Komisyonu’na havale eden TBMM Başkanı Köksal Toptan da kovuşturma başlatma yetkisinin cumhurbaşkanına verilmek istenmesine karşı olduğunu söylüyor. Teklifin aslında bizzat siyasal iktidar tarafından hazırlandığı, dolayısıyla TBMM’ye bir “hükümet tasarısı olarak” verilmesi gerektiği, ancak muhalefet partileri ile ipleri germemek amacı ile, AKP’li bir “nöbetçi” milletvekilinin imzası altında işlemin başlatıldığı biliniyor. Kahramanmaraş milletvekili Veysel Kaynak imzalı değişiklik teklifinde, 301. maddede yazılı eylemleri işleyenler için kovuşturma yapılması yetkisinin cumhurbaşkanında olması gibi, bizim mevzuatımız için yepyeni olan görüşe başta Cumhurbaşkanı Gül karşı çıkmıyor. Başbakan ile Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’in bu görüşü omuzladıkları da biliniyor. Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin ise yetili makam olarak kendi bakanlığını gördüğünü söylemekle yetiniyor ve bu doğrultuda bir değişikliğin yapılabilmesi için muhalefet partilerinden teklif beklediğini de gizlemiyor! Oy makineleri Şayet, Toptan gezide olduğu sırada TBMM Başkanlığı’na vekâlet eden CHP’li Güldal Mumcu, Kanunlar Dairesi Başkanlığı’nın “yasa yapma tekniğinde aykırılık yoktur” yazısını yeterli bularak Ceza Yasası’ndaki 301. maddenin değiştirilmesi için bu kez AB Baş Komiseri Barroso’nun teftiş gezisi başlamadan harekete geçen iktidara ayak uydurmuş olsaydı, bu yetki karmaşası Adalet Komisyonu’nun tartışmalarına da yansıyacaktı. Dahası, belki de parmaklarını tek adamın işaretleri ile indirip kaldıran oy makineleri, cumhurbaşkanının yetkili olmasını içeren bu karmaşık maddeyi genel kurula kadar da Barroso hızı ile götürüp kabul etmiş olacaklardı. Bugün, hiç değilse 301 olayına daha soğukkanlı bakabilecek olan milletvekilleri bu nedenle Bayan Mumcu’ya teşekkür borçlu olduğunu unutmamalılar. Avukat Turgut Kazan’ın Basın Konseyi adına, Adalet Komisyonu’nda görüşmelere katılmak amacı ile yaptığı çalışma sırasında saptadığı aksaklığı açıklaması, görev ve yetkileri anayasada yazılmış olan Cumhurbaşkanlığı makamının elbette iktidar partisindeki tek adam da rıza gösterirse bu yetki karmaşasının dışında tutulmasına yol açabilecektir. Niçin cumhurbaşkanı değil de Adalet Bakanı olsun tartışmasına ben de cuma günkü yazımda değinmiştim. O görüşü yinelemeden, sık sık “egemenliğin tek temsilcisi olduğunu” yinelediğimiz TBMM’de yasa tasarı ve tekliflerinin, parlamenter demokrasiye adım attığımız yıllardan çok farklı olarak, yeteri kadar irdelenmediğini söyleyeceğim. Cumhuriyet çalışanları ve okurları ile birçok sanatçı ve siyasetçi İlhan Selçuk ve ailesini yalnız bırakmadı Hastane önünde manevi destek İstanbul Haber Servisi Çok sayıda Cumhuriyet okuru, kalp ameliyatı geçiren Cumhuriyet Gazetesi İmtiyaz Sahibi ve Başyazarı İlhan Selçuk’a manevi destekte bulunmak için hastane önünde bir araya geldi. Hastanede açılan ziyaret defterini imzalayan okurlar, Selçuk’un bir an önce iyileşerek “Pencere”sine geri dönmesi istedi. Selçuk’un kız kardeşi Ülfet Ertel, yeğeni Aslı Selçuk ile çok sayıda seveni sabah saatlerinden itibaren hastaneye akın etmeye başladılar. Hastaneye gelenler arasında gazetemiz yönetici ve yazarları ile çalışanlarının yanı sıra, sanatçılar, Yıldız Kenter, Genco Erkal, Rutkay Aziz, Tarık Akan, SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın, Çankaya Belediye Başkanı Muzaffer Eryılmaz, CHP Milletvekili Eşref Erdem, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, yazar Öner Yağcı, eski bakanlardan Bahattin Yücel ve Seyfi Oktay, eski CHP İstanbul Milletvekili Bülent Tanla, eski Futbol Federasyonu Başkanı Haluk Ulusoy, gazeteci Güneri Civaoğlu, karikatürist Metin Peker, İTÜ Rektörü Prof. Dr. Faruk Karadoğan ve eşi Güler Karadoğan da yer aldı. ‘Aramıza geri dönecek’ Gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Yıldız, Selçuk ile ameliyattan önce görüştüğünü belirterek “Tek isteği ameliyattan çıktıktan sonra yazılarına devam etmek” dedi. Gazetemiz yazarlarından Hikmet Çetinkaya da “İlhan Selçuk, Ziverbey Köşkü’nde ve birçok kez gözaltına alındığında da her zaman morali yüksek olmuştur. Bu ameliyata da morali yüksek girdi. En kısa sürede sağlığına kavuşarak aramıza geri dönecek” dedi. Milliyet yazarı Civaoğlu da hastanede açılan ziyaretçi defterine, “40 senedir yazdıklarınızla gözümüzü kulağımızı açtınız. En önemlisi düşüncelerime ışık tuttunuz. Daha bize lazımsınız. Dincilere ve satılmış aydınlara da lazımsınız” diye yazdı. Yıldız Kenter Atatürk’ün “Beni Türk doktorlarına emanet edin” sözünü anımsatarak, “İlhan Selçuk’un en doğru şeyi yaptığını düşünüyorum” dedi. CHP lideri Baykal: 80 öncesinin parlamentosu Uzun sayılabilecek bir çalışma dönemi içersinde, 19651980 arasında ve adamakıllı aktif olarak parlamenterlik yaptım. Hükümet tasarıları da, milletvekillerinin yasa tekliflerinin de öncelikle parti Meclis grubunun yönetim kurullarına geldiğini ve orada ince elenip sık dokunduktan sonra, grup genel kuruluna sunulduğunu, gerekiyorsa tıpkı Meclis Genel Kurulu’nda olması gerektiği biçimde değerlendirilerek partinin görüşünün saptandığını yaşayarak gördüm. Elbette o tarihlerde, yani özellikle 12 Eylül 1980 öncesi Türk parlamento tarihinde, iktidar ve muhalefet partilerinin Meclis gruplarında komisyon çalışmaları sürekliydi. Partinin yetkili organları arasında uyum sağlama toplantıları da aksamadan yapılıyordu. Grup genel kurulları, liderlerin kürsüye çıkarken başkanlık kürsüsünde görevli başkanvekilleri ve kâtip üyeler tarafından ayakta, hazır ol duruşu ile eller sıkılarak karşılanması türünden rezaletlere alışık değildi. Genel başkanlar, o monolog türünden vaazlarını verip çalışmaları bitirmek yerine, genel kurulların gündemini işletmekten, milletvekillerinin görüş ve eleştirilerini değerlendirmekten yorulmayı göze almak zorundaydılar. Bu yüzden parti grupları kapalı kapılar arkasında, izleyicisiz, alkışsız, Türkiye’nin kendileri ile gurur duyduğu şovundan uzak çalışmalarla meşguldüler. Günümüzde her hafta salı günleri, ayrımsız bütün genel başkanların sadece kendilerinin konuştuğu parti gruplarında, onları her gün biraz daha buyurganlığa alıştıran pohpohlamaları izlemek, doğal bir alışkanlık haline gelmiştir. Her birisi atanmış milletvekili durumunda olan parlamenterler, dolayısıyla başka organlar tarafından hazırlanmış olsa da ellerine imzalamaları için verilen tekliflerin, önergelerin sahipliğini üstlenmiş olmaktan gocunmamaktadırlar. Bu sanal demokrasi karmaşasının, milletvekili adaylarının belirlenmesinde, genel merkezlerin daha doğrusu genel başkanların tek söz sahibi olmaları yerine, geniş önseçim düzeninin yetkili olmasına kadar süreceğinden kuşku duyulmasın. Türkiye’nin gerçekten demokratikleşmesini bekleyenler önce siyasal partiler ve seçim yasalarını ele almak zorundalar. Aksine her şey sadece kendimizi kandırmaya devam etmek olacaktır. ‘Pencere’de görmek istiyoruz ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, gazetemiz Başyazarı ve İmtiyaz Sahibi İlhan Selçuk’a mesaj göndererek geçmiş olsun dileklerini iletti. CHP lideri Deniz Baykal, Selçuk’un ameliyatının başarıyla sonuçlanmış olmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdiği mesajında şunları kaydetti: “Bu sabah (dün) saat 07.30’da Amerikan Hastanesi’nde başlayan kalp ameliyatınızın başarıyla sonuçlanmış olduğunu büyük bir memnuniyetle öğrendim. Basın ve düşün yaşamımızın saygın ve etkin bir temsilcisi olan sizi bir an önce sağlığınıza kavuşmuş olarak ‘Pencere’de görmek ve güne bir de sizin pencerenizden bakarak güncel olayları değerlendirmek bizleri son derece mutlu edecektir. Bu düşüncelerle size, ailenize ve Cumhuriyet ailesiyle basın dünyamıza geçmiş olsun dileklerimle sevgi ve saygılarımı sunarım.” SARIYERLİ ANNELER STANT AÇTI Birçok Cumhuriyet okuru İlhan Selçuk’un ameliyatta olduğu saatler boyunca hastenin önünde bekledi. “Sarıyerli Anneler” adıyla bir grup kadın Selçuk’a destek vermek için hastanenin önünde stant kurdu. Stantta, “Sevgili İlhan Selçuk, sana yapılanları da yazdık kara kaplıya, hesap verecek hepsi vakti geldiğinde”, “Fetoş uğraşma boşuna. İlhan pes etmez. Göreceksin yakında 20 yaş gençleşecek, dönecek aramıza” pankartları asan grup, yurttaşlara çiçekler vererek, çiçeklere Selçuk ile ilgili dileklerini yazdırdı. (Fotoğraflar: VEDAT ARIK/SİBEL BAHÇETEPE/NİHAN İNAL) Faks: 0 216 302 82 08 obirgit?ekolay.net ENTERNET / MEHMET SUCU Gazetemizin postacısı geçen hafta Cağaloğlu’ndaki eski adresine gelen bir mektup getirdi. Mektup çok ilginç. Bir Amerikan yurttaşından geliyor ve kendi ülkesinin lobi faaliyetlerini anlatıyor. Hani aslına bakarsanız pek de Cumhuriyet okurunun yabancı olduğu konular değil. Ama yine de belki ABD ve IMF âşıklarına, iktidar tutkunlarına, aymazlık içinde olanlara ya da içinde birazcık kuşku kalmışlara seslenir diye mektubu sizlerle paylaşmakta yarar görüyorum: Türkocağı Cad. 39’un okurlarına: Geçmişte saygı duymuş olabileceğiniz Amerika artık mevcut değil. Ben devlet başkanımız ve ABD’nin dış politikası konusunda ciddi kaygıları olan bir Amerikan vatandaşıyım. Onun yalanları ve savaş kışkırtıcılığı Amerika için utanç verici olmuştur. Amerika ve bugünkü hedefleri insanların ve hükümetlerin saygısını hak etmemek mehmet?cumhuriyet.com.tr ‘DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ SAVAŞÇISI’ Amerika’dan Posta Var tedir. Amerika ve onun devlet başkanı sözcüklerine güvenilmemektedir. Sizi ve ülkeniz vatandaşlarını aşağıdaki konularda teşvik etmek isterim: 1. Ülkenizdeki Amerikan şirketlerinin oranının yüzde 50’nin altında kalmasını sağlayın. Amerikalılar doğal kaynaklarınıza göz diker ve ekonominizi kontrol etmek ister. ABD şirketlerinin kendi ülkelerinde olduğu gibi sizin ülkenizin kaynaklarını da yok etmesine izin vermeyin. 2. Bilgisayar sistemlerinde Amerikan yazılımları kullanımına güvenmeyin. Gizli kodları bulunan Amerikan yazılımları, Amerikan yönetiminin, ulusunuzun çıkarları için yaşamsal olan programları denetlemesini sağlar. 3. Hükümetiniz ve Amerikan şirketleri arasında imzalanan yazılı anlaşmaların açıklanmasını isteyin. Burada hem askeri hem de sivil Amerikalı personelin, sizin ülkeniz vatandaşlarına dönük suç eylemlerinde nasıl muamele göreceğine ilişkin maddelere yakından bakın. 4. Ülkeniz Amerikalıları savaş suçlarından yargılamayacağına dair bir anlaşma imzalamışsa, hükümetinizden bunu iptal etmesini isteyin. Amerikalılar da herkes gibi savaş suçu işleyebilir ve bunun sorumluluğunu üstlenmelidirler. 5. Amerika’nın işkence uygulamalarını kınayın ve ülkenizde işkenceye ve savaş suçlarına dahil olanların tümünün yargılanmasını isteyin. 6. Ülkenizdeki CIA ve ABD ordusunun faaliyetlerinin açıklanmasını isteyin. Ülkenizdeki bu tür etkinliklerden haberdarsanız, bunları açıklayın. Bizler, Amerika’da, ülkemizin nerede, ne işlere karıştığını öğrenmek istiyoruz. Bunları bölgenizdeki gazetelerde yayımlatın ya da BBC ile ilişki kurun. 7. Ülkeniz Amerikan CIA sorgu ve işkence merkezlerinden birini barındırıyorsa, bunu yıkmayın. Bunları halka açın ve gelecek nesillerin Amerika’nın insanlığını kaybederken hangi noktaya varabildiğini öğrenmelerini sağlayın. 8. Amerikan borç kâğıtlarını satın alarak Amerikan sömürgeciliği ve işgal güçlerini desteklemeyin. Tasarruf ve yatırım için kendi ülkenizin varlıklarına dönün. 9. Amerika tarafından dünyanın herhangi bir yerinde nükleer silahların nihai kullanımına verilecek yanıt konusundaki beklentinizi hükümetinizin bilmesini sağlayın. John F. Frenzel 1945 Coolidge Ave Saginaw, MI 486384739 USA eposta: jmfrenzel@earthlink.net C MY B C MY B 10. Amerika’nın borçlarının faizlerini ödeyemediği durumda sonuçlarının neler olacağı üzerinde düşünün. 11. Ekonomik ve güvenlik alanlarında başka ülkelerle bağ kurmayı gözetin. Amerika güvenlik sağlamaz, kontrolü ele geçirir. Amerikan açgözlülüğü dünyanın çevresel ve siyasi sorunlarını çözmeyecek. Amerika’nın sömürge yayılmacılığı devam ettikçe, Amerika yeni düşmanlar yaratmayı sürdürdükçe, Devlet Başkanı Bush’un yarattığı ahlaka aykırı, yasadışı ve edepsiz davranma geleneğinin gelecekteki devlet başkanları tarafından da sürdürüleceğini unutmayın. En içten dileklerimle... ADD’den İlhan Selçuk’a ödül İstanbul Haber Servisi Atatürkçü Düşünce Derneği’nin Bern ve Zürih şubeleri, gazetemiz Başyazarı İlhan Selçuk, eski İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu ve İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’i, Cumhuriyet Devrimi’ne katkılarından dolayı “Düşünce ve ifade özgürlüğü savaşçısı” ödülüne değer gördü. Plaketlerin verilmesi amacıyla dün Taksim’deki Bindallı Sanatevi’nde tören düzenlendi. Törende Bern ADD temsilcisi Meral Kayalı, 6 Nisan’da Bern’de gerçekleştirdikleri “Düşünce ve İfade Özgürlüğü” konulu panelde Selçuk, Perinçek ve Alemdaroğlu’na gıyaplarında verilen plaketleri bu kez İstanbul’da sunduklarını söyledi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear