23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 21 MART 2008 CUMA 4 HABERLER Mahkemeler, TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin’in yandaş atama kararlarının hızına yetişemiyor DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Sağduyuya Davet Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, AKP hakkında kapatma davasını açtığı andan başlayarak önce saldırıların, sonra da linç girişimlerinin hedefi haline geldi. Bu saldırılar, “Demokrasilerde parti kapatılması görülmüş mü hiç” diye başlayıp “Yüzde 47 oy almış olan bir parti kapatılır mı” diye sürdü. Sonra da fantastik boyutlara vardı. Salı günkü gazetelerden birinin manşeti ise “Abdurrahman Hukuku” idi. Taraf olarak konulara yaklaşan gazeteyi gösteren dostum eski İstanbul Barosu Başkanı Av. Turgut Kazan, Dikkatini çekerim, haberin Abdurrahman Bey ile bir ilgisi yok, gazetenin yöneticileri başka bir konu ile ilgili olarak ifade vermeye çağrılmışlar, diyordu. Eleştirilerin cehalet kokması, içerikten yoksunluğu bir yana... Demokrasilerde cahillerin de konuşma hakkı vardır, eleştirilerin içeriksizliğinin de yaptırımı yoktur. Tabii ki onlara kanıtlarıyla, belgeleriyle yanıt vermek hakkı da var. Bu sütunda, bu eleştirilerin bir bölümünün geçersizliğini kanıtladık. Yüzde 47 oy alan partinin kapatılması konusuna gelince... “Şayet köktendinci parti yüzde 23’lük marjinal bir parti olsaydı, belki hoş görülebilirdi. Fakat temsil ettikleri tehlike ve sahip oldukları güç dolayısıyla Anayasa Mahkemesi tarafından uygulanan yaptırım, demokratik bir toplumda gereklidir” sözleri, yüzde 21 oy almış olan Refah Partisi için AİHM önünde Ergun Özbudun tarafından söylenmiştir. O Özbudun ki, AKP için bir anayasa taslak metin hazırlamıştır. Yüzde 21 için geçerli olan bu mantık, yüzde 47 için haydi haydi geçerlidir. ??? Yine Ergun Özbudun tarafından hazırlanan AKP’nin anayasa taslak metninin 38. maddesi, siyasi partilerin Anayasa Mahkemesi tarafından nasıl kapatılacağını öngörmektedir. Şimdi aynı Özbudun, yürürlükteki anayasanın 69. maddesine dayanarak laiklik karşıtı faaliyetlerin odak noktası olduğu gerekçesiyle kapatma davası açılması üzerine, “En iyi, sağlam yol halkı kapatmak, uzaydan halk getirmektir” diyebilmektedir. Bu davranış, ne aydın namusu, ne hukukçu tutarlılığı ne de bilim adamı haysiyetiyle bağdaşmaktadır. Başsavcının girişimi üzerine, parti kapatma yetkisinin yargıdan alınıp, kapatılması istenen partinin üçte ikiye yakın bir çoğunluğa sahip olduğu parlamentoya verilmesi ise ne mantıkla bağdaşır ne de kuvvetler ayrılığı ilkesiyle... Kimileri çıkıp iddianamenin saçma, hukuki dayanaktan yoksun olduğunu söylüyor. Öyle olmadığı görüşündeyim, ama velev ki öyle olsun. Bu bir iddianamedir, 11 kişiden oluşan yüksek mahkeme bu savları irdeleyecek, doğru olup olmadığına bakacak, hükmünü ona göre verecektir. Üstelik burada salt çoğunlukla da yetinilmeyecek, beşte üç oranı aranacaktır. Yani kapatmaya karar verilmesi için on bir yargıcın yedisinin oyu gerekmektedir. ??? Kısacası, ortada anayasanın kendisini görevlendirdiği Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın iddiası var, hukuki süreç işlemiş. Bu gibi durumlarda, bütün demokrasilerde, yargıyı etkileyecek davranışlardan özenle kaçınmak gerekir. Herkes görüşlerini, savlarını belirli sınırlar içinde ileri sürebilir, sürmelidir de. Ama yargıya yönelik bir linç harekâtı, sindirme girişimleri, kaba imalar, hatta hakaretler asla kabul edilemez. Ne yazık ki içinde bulunduğumuz durum budur. Sanıyorum, ilk yapmamız gereken iş, konuyu tartışan tarafların tartışma haklarını zedelemeden, sağduyuya davet etmektir. Görüşümüz ne olursa olsun, sağduyunun yolunu izlemek zorundayız. Yoksa yargıyı zedelemek, tıpkı rejimin diğer kurumlarını zedelemek kadar tehlikeli ve toplumsal açıdan zararlıdır. Bütün saygın hukukçuların, kapatma konusundaki görüşleri ne olursa olsun, birleşerek, kamuoyuna etkili bir sağduyu çağrısı yapmalarının zamanı gelmiştir. Hemşeri kadrolaşması ? Görevden aldığı isimlerin yargı kararıyla görevlerine dönmelerinden rahatsız olmayan TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin, atamaları tüm hızıyla sürdürüyor. FIRAT KOZOK ANKARA TRT Genel Müdürü olduktan sonra kurumun üst düzey yönetimini değiştiren İbrahim Şahin’in hızına yargı da yetişemiyor. İbrahim Şahin, TRT Genel Müdürü olduktan kısa bir süre sonra TRT İzmir Bölge Müdürü Süleyman Saylan’ı görevinden almıştı. Şahin işleme gerekçe olarak, göreve başladığı günlerde üst düzey yöneticilere imzalattığı istifa dilekçesini gösterdi. Dilekçesinde özlük haklarının korunması şartıyla durumuna uygun bir kadroya atanma talebinde bulunan Saylan, buna karşın APK Dairesi Başkanlığı’na başuzman olarak atandı. Yargıya başvuran Saylan, işlemin iptali ve yürütmesinin durdurulmasını istedi. Davayı görüşen İzmir 4. İdare Mahkemesi, kurum mevzuatında TRT Genel Müdürü’ne personelin naklen atanması konusunda takdir yetkisi tanındığı, ancak bu yetkinin mutlak ve sınırsız olmadığı, kamu yararı ve hizmet gerekleri ile sınırlı olduğunu, idarenin kendisini naklen atamaya sevk eden nedenleri belgeleri ile birlikte ortaya koymak zorunda bulunduğunu belirterek Saylan’ın başuzman olarak atanmasına ilişkin işlemin yürütmesini durdurdu. TDK’ye de mescit yaptılar SELDA GÜNEYSU ANKARA Türk Dil Kurumu’nun (TDK) bodrum katına mescit yapıldığı ortaya çıktı. TDK’nin üst düzey personelinin de özellikle öğle namazını kılmak için kullandığı mescidin yanında, aptes almak için tuvalet ve lavaboların bile bulunduğu öğrenildi. Edinilen bilgiye göre mescit, TDK’nin giriş katından 4 kat aşağıda yer alıyor. Mescidin yanında ise TDK’ye ait kitap depoları ve arşiv odaları bulunuyor. Ayrıca mescidin yanına, kurumun 67 ay önce yapılan boya badana işleri sırasında, özellikle namaz kılacak kadın personelin rahatça aptes alması için tuvalet ve lavabo oluşturulduğu ve odanın tabanının halıfleksle kaplandığı belirtiliyor. TDK’nin giriş katından 4 kat aşağıda yer alan mescidin duvarında tespihler asılı duruyor. Ayrıca mescidin yanına, kurumun 67 ay önce yapılan boya badana işleri sırasında, özellikle namaz kılacak kadın personelin rahatça aptes alması için tuvalet ve lavabo oluşturulduğu ve odanın tabanının halıfleksle kaplandığı belirtiliyor. TDK’nin bir bilim yeri olduğunun altını çizdi. Özel, “Türkçe devlet eliyle bozuluyor. Türkçeyi devlet eliyle bozan da TDK’nin ta kendisi. Oraya mescit de açmışlar. Herhalde orada, Türkçenin üstüne bir de ‘Fatiha’ okurlar artık” dedi. Bugün başkentin hemen hemen her yerinde ibadet yerleri bulunduğunun altını çizen Özel, birçok kurumda bilim yapılacak yerle ibadet yapılacak yerlerin karıştırıldığını söyledi. TDK yöneticilerinin her gittikleri yerde “Atatürk kurumu” olduklarını söylediklerini belirten Sevgi Özel, “TDK bu mescitle birlikte aslında Atatürk’ün kurumu olmadığını kanıtladı. Bundan sonra kurum yöneticileri lütfen ‘Biz Atatürk’ün kurumuyuz’ demesinler. İnternet sitelerinden de ‘Atatürk’ün kurumu’ yazılı ifadeleri silsinler” dedi. Personele hemşeri bakacak İbrahim Şahin, son olarak Personel Dairesi Başkan Yardımcısı Cengiz Parlakyiğit’i görevinden alarak APK’ye uzman olarak atadı. Parlakyiğit’in yerine, Şahin’in Amasya’dan hemşerisi olan ve Amasya Milli Eğitim Müdürlüğü’nde şube müdürlüğü yapan Metin Yıldırım getirildi. Parlakyiğit’in de yargıya başvurması bekleniyor. Özel: Türkçenin üzerine Fatiha okurlar artık Dil Derneği Başkanı Sevgi Özel, daha önce 12 yıl görev yaptığı TDK’de mescit açılmasına hiç şaşırmadığını söyledi. Birkaç kez kuruma mescit açılmak istendiğini, ancak daha sonra bundan vazgeçildiğini kaydeden Sevgi Özel, ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney’nin Ortadoğu’ya gelirken çantasındaki paketlerden birisi Afganistan’a yeni asker gönderilmesi… Türkiye’nin, özellikle bu ülkenin kritik çatışma bölgelerine yeni birlikler göndermesi isteniyor. Türkiye’nin ise tereddütler içinde olduğu anlaşılıyor. ABD’nin dünyada en istenmediği ülkelerden birisinin Türkiye olması, tabii bu işbirliğini zorlaştırıyor. ABD’nin Irak’ı işgaliyle başlayan altüst oluş sürüyor. ABD, önce Afganistan’daki Taliban yönetimini yıkmak amacıyla bu ülkeyi işgal etti. Taliban devrildi. Bu ülkedeki radikal İslamcı yönetimin yıkılması dünyada sevinçle karşılandı. Ülkenin başkenti Kâbil ele geçirilince sorun çözülmüş gibi algılandı. Ancak zaman içinde durumun hiç de sanıldığı gibi olmadığı ortaya çıktı. Afganistan’da direniş sürüyordu. İşgal güçleri bu direnişle başa çıkmakta zorlanıyordu. Direnişin rüzgârları Pakistan’a da sıçramıştı. Benazir Butto’nun öldürülmesiyle sonuçlanan şiddet olayları Afganistan’a Yeni Asker Göndermek… nın arkasında da Afganistan’daki Taliban, ya da ElKaide olduğu söylendi. ??? Sovyetler Birliği’nin dağılması ve sosyalizmin ağır bir çözülmeye uğramasıyla dünyanın tek alternatifi olarak insanlığın karşısına çıkan ABD, artık her şeyi yapabileceğini düşünüyordu. 11 Eylül’de New York’taki Dünya Ticaret Merkezi’nin vurulmasıyla Bush yönetimindeki ABD sahneye çıktı. Afganistan’da Taliban’a haddi bildirildi. İkinci aşama ise Saddam’a haddinin bildirilmesiydi. Onun da haddi bildirildi. Artık sıra bölgenin düzene sokulmasına gelmişti. Böyle düşünülürken, Irak’ta işler beklendiği gibi gitmedi. ABD ve ortakları Irak’ta büyük bir çaresizlik içine girdiler. Bu arada Afganistan’dan da parlak olmayan haberler geliyordu. ABD, Afganistan’daki direnişle başa çıkamıyordu. ABD kamuoyu ise artık bu savaşların ülkenin çıkarına olduğu iddiasına inanmıyordu. ABD, Afganistan’da Batı yanlısı bir iktidar kurulmasını sağlamıştı ama, bu yönetim kendi başına ayakta durmakta zorlanıyordu. Cheney’nin Ortadoğu ziyaretinin nedenlerinden birisi de işte bu konuya bir çözüm üretmekti. ??? Türkiye, Afganistan’a daha fazla asker gönderilmesini ve bu askerlerin kritik bölgede konuşlandırılmak istenmesini kabul edip etmemekte duraksıyor. Hükümet de, asker de, toplumda bu konuda ciddi tepkilerin olduğunu biliyor. Ayrıca kritik bölgelerde Türkiye’nin asker kaybetmesi halinde bu tepkilerin daha da artacağı bir gerçek. Bakalım önümüzdeki günlerde bu konuda nasıl bir çizgi izlenecek. Çünkü daha önce Türkiye’nin Afganistan’daki kritik bölgelere asker göndermek istemediği Genelkurmay tarafından açıklanmıştı. Ancak önceki gün Türkiye’ye gelen Afganistan Dışişleri Bakanı Rengin Daftar Spanta ile görüşen Dışişleri Bakanı Ali Babacan, NATO’nun asker talebini değerlendireceklerini söyledi. Muhtemelen bu açıklamayla Cheney’nin ziyareti arasında da bir ilişki bulunuyor. Türkiye, bugüne kadar Ortadoğu’daki kargaşanın dışında kalabilmeyi bir ölçüde başardı. Bir ölçüde diyorum, çünkü sonuç olarak bölgedeki gelişmelerden etkileniyoruz. Kuzey Irak’taki Kürt oluşumuyla Türkiye nasıl ve ne düzeyde bir ilişki kuracağını hâlâ netleştirebilmiş değil. Bu ilişkinin ne olacağının belirsizliği bile Kürt sorununun gelişmesine etki yapıyor. Bakalım daha neler göreceğiz? ??? Sadun (Aren) Hocayı önceki gece İstanbul’da İTÜ Maçka tesislerinde andık. 19 Mart onun yaş günüydü. Eski TİP Genel Başkanlarından Mehmet Ali Aslan, sosyalist hareketin tanınmış isimlerinden Rasih Nuri İleri, yazar Adalet Ağaoğlu, SDP Genel Başkanı Filiz Koçali, Hüseyin Ergün, SBP’nin, BSP’nin ve ÖDP’nin değişik dönemlerdeki Genel Başkan Yardımcıları Masis Kürkçügil, Atilla Aytemur, 68’liler Vakfı Başkanı Sönmez Targan, Seyfi Öngider, Adnan Celayir, Sadun Hoca’ya ilişkin anılarını, değerlendirmelerini dile getirdiler. Yaş günü anmasına Sadun Aren’in oğlu Haldun Aren, aile adına Ankara’dan katılmıştı. ÖDP İstanbul İl Örgütü’nün düzenlediği anma gecesinde, yıllardır çok değişik sosyalist gruplarda karşı karşıya gelmiş onlarca ak saçlı insan, Sadun Hoca’nın birleştirici kişiliğine vurgu yaptılar. Onun yaşamının son günlerinde bile sosyalistlerin birliği özlemini dile getirdiğini anlattılar. Ne dersiniz, sosyalistler aradan geçen bunca yıldan sonra yeniden bir araya gelmeyi başarabilirler mi? Umut bu ya!!! asirmen?cumhuriyet.com.tr BARLAS’IN SABAHA GEÇİŞİ Transfer Çalık’tan parası TMSF’den FIRAT KOZOK ANKARA Halen Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun (TMSF) yönetiminde bulunan Sabah ve atv grubuna transfer olan Mehmet Barlas’ın, grubun Çalık Holding’e satışıyla ilgili yasal süreç tamamlanmadan transfer görüşmelerini işadamı Ahmet Çalık’la yaptığını açıklaması tepkilere neden oldu. RTÜK üyesi Şaban Sevinç, TMSF Başkanı Ahmet Ertürk’e gönderdiği mektupta, Çalık’ın grupla halen resmi bir bağının olmadığını anımsatarak “Mehmet Barlas’ın bu açıklamaları, Türk Ceza Yasası’na göre yaptığınız kamu görevi açısından şahsınızı da sorumluluk altında bırakabilir” dedi. Bir süre önce Sabahatv grubuna transfer olan, ardından atv Ana Haber Bülteni’ni sunmaya ve Sabah gazetesinde köşe yazısı yazmaya başlayan Mehmet Barlas, Haber 24 televizyonunda Hakan Çelik’in sunduğu ModeratörHafta Sonu adlı programa katıldı. Toplam 3 yıllık mukavele karşılığı transfer bedeli aldığını belirten Barlas, bu paranın da kendisine “Ahmet Çalık’ın onayıyla Sabahatv’nin ortak bütçesinden ödendiğini” bildirdi.Barlas’ın bu konuşmaları üzerine harekete geçen RTÜK üyesi Şaban Sevinç, TMSF Başkanı Ahmet Ertürk’e bir mektup yazarak “Sayın Ahmet Çalık’ın bu transferi nasıl gerçekleştirdiği ve TMSF’nin sahip olduğu Sabahatv ortak bütçesinden Mehmet Barlas’a bu parayı hangi yetki ve yasal dayanakla ödettiği konusunda soru işaretleri oluşmuştur.” dedi. Tüfekle dayak Abant İzzet Baysal Üniversitesi’nde (AİBÜ) Irak’ın işgalinin 5. yılı dolayısıyla ABD’yi protesto eden öğrenciler, jandarma ve üniversitenin özel güvenlik görevlilerinin sert müdahalesiyle karşılaştı. Bazı jandarma görevlilerinin öğrencilere cop ve tüfekle rasgele vurdukları görüldü. Sert müdahalenin ardından jandarma 15 öğrenciyi gözaltına aldı. ÇORUM EĞİTİMİŞ DANIŞTAY’A BAŞVURDU MEB’e Atatürk Köşesi davası ÇORUM (Cumhuriyet) Eğitimİş Çorum Temsilcisi Uğur Demirer, Milli Eğitim Bakanlığı Özel Kurumları Yönetmeliği’nin altıncı bölümünde yer alan ‘Atatürk Köşesi’ bulundurma zorunluluğunun kaldırılması yönündeki düzenlemeye tepki gösterdi. Demirer, söz konusu düzenlemenin iptali için Danıştay’a dava açtıklarını bildirdi. Demirer, “Hangi nedenle Atatürk köşesi yapma zorunluluğu kaldırılmıştır? Eğer bu uygulama ulus, ülke ve eğitim sistemimizin yararına ise kamu okullarına da yaygınlaştırılacak mıdır” dedi. Uygulamanın laik devlet düzenine karşı yapıldığını belirten Demirer, “Kimi çevrelerin Cumhuriyetin kurum ve kavramlarına yaklaşımlarını bu uygulamadan çıkarmak mümkündür. Bu tür girişimlere karşı, kamuoyunu uyanık olmaya çağırıyoruz” diye konuştu. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear