25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada ama, ABD’de ve benzer durumlarda gelenek şudur: Kendi düşüncelerinizle koltuğa gelirsiniz; otur- duktan sonra koltuğun gerçekleriyle düşünmeye başlarsınız! ABD’de bir siyahın başkan olması elbette çok önemli bir değişim, buna yönelik heyecanı yadır- gamıyoruz. Ancak Obama’nın verdiği mesajların içeriği kökten bir değişimi öngörmüyor. İki örnek aktaralım: Hillary Clinton’a karşı başkan adaylığı yarışı kı- yasıya sürerken kritik bir anda Musevi lobisinin ko- nuğu oldu. Onların duymak istediğini söylemek du- rumundaydı: “İran’ın nükleer bir güç olması çok tehlikelidir. Ben buna karşıyım.” Başkan adayı oldu, geçen hafta yine yarışın çok kritik bir anında McCain’le arasındaki makas da- ralırken, Obama daraldı ve şu açıklamayı yaptı: “Ermeni soykırımını tanıyorum...” Obama nasıl koltuğa gelirken kimi vaatlere mec- bur kaldıysa, koltuğa oturunca da ister istemez yü- zünde beyaz lekeler oluşabilir! Obama “siyah” ama, gerçek o ki oturacağı sarayın adı “beyaz”... Obama’yı içeride çok ciddi bir ekonomik kriz kar- şılayacak. Başlangıçta salt finansal kriz olarak ad- landırılan olumsuzluğun ekonominin tüm damarlarına sıçrayan bir ur olduğu anlaşıldı... Dışarıda durum nasıl? Amerikan stratejistleri 21. yüzyıl için “yeni Ame- rikan yüzyılı” adını takmışlardı, bütün dünyayı ken- dilerinin yönlendireceği eyaletler yerine koyma havasına girmişlerdi ama, gidiş hiç de öyle değil... ABD’nin “arka bahçem” dediği Latin Amerika’da Rusya rüzgârları esiyor... Rusya’nın “arka bahçem” dediği Orta Asya’ya ar- tık ABD de ortak... Başkanlık yarışının tarafları dış politikada siyasi çizgilerine paralel sözler verdiler. Üzerinde durdukları başlıca konular; Irak, İran, Afganistan’dı... Yeni başkan bu konulardan hangisiyle ilgili yeni adım atmayı planlarsa ister istemez Türkiye de dev- rede olacak. Irak’tan sağlıklı çekilme için Türkiye ile işbirliği kaçınılmaz... İran’la ilgili adımlarda uluslar- arası kamuoyunun desteğini almak için Ankara hat- tı gerekli... Afganistan da özünde bir NATO ope- rasyonu olarak geçiyor! Buna karşılık Obama’nın Türkiye’yi acıtacak iki po- litikası var: Ermeni iddiaları ve Kıbrıs... Obama, Kıbrıs’ta Türk askerinin işgalci olduğunu açıklamıştı... Önceki başkanlar seçimden önce Ermenilere söz verir, seçimden sonra farklı davranırdı... Obama da benzerini yapacak mı? Yukarıda sıraladığımız dengeler dikkate alınırsa, yapmak durumunda. Üstelik, Türkiye’ye karşı böy- le bir kozu cepte tutmak, masaya koymaktan da- ha işlevsel! Bizim açımızdan asıl soru-n şu: AKP hükümeti ne yapacak? Daha önce yaptığı gibi; “Bizi süpürüp atacağını- za kullanın” mı diyecek, yoksa iki eşit devlet olarak bölgede karşılıklı çıkarlara dayalı ilişkiler kuralım mı diyecek? ABD tipi ülkeler çıtayı en altta tutarak yükseltirler. Siz nereye kadar çıkarabilirseniz, ilişkilerin denge- si orada kurulur... Dileriz Bush’un devir defterinde şu yazılı değildir: AKP bağırır çağırır, sıkışınca yine bizi çağırır! GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada Dinsel tutkularla, yalanlarla başlattığı (örneğin Irak) savaşlardan, dört yıl sonunda Amerika hal- kını ve hemen bütün dünya ülkelerini kasıp kavuran ekonomik ve mali krizi yaratan beceriksiz bir baş- kandan kurtulduğu için dünya bayram ediyor... Umut penceresinden bakan siyahi baş, umut- ları acaba gerçekleştirebilecek mi? Yoksa hemen bütün ABD başkanları gibi Oba- ma da ABD’nin ulusal yararlarını siyasal anlayış- ların üstünde tutan derin devletin çizdiği yörün- genin dışına çıkamayacak mı? Bütün TV kanallarında Obama’nın seçilişiyle il- gili yayınlardaki haber sunuşlarında ve yorumlar- da Amerika; başkanını değil, sanki Türkiye baş- kanını seçmiş gibi bir hesapsız coşku, bir heye- can vardı. Obama’ya övgüler sıralanıyor. Yeni ABD Baş- kanı’nın Türkiye’ye bakış açısı nedir sorusuna do- lu dolu yanıt veren tek bir yorumcu veya haber yoktu ekranlarda. Bir kuşku ve bir de umut veren söylemler… Er- meni soykırımını tanıyacağını kesin dille ifade et- mesi Türkiye’ye bakış açısını gölgeliyor. Fakat -teselli olarak- seçim kampanyalarında baş- kan adaylarının Ermeni seçmeni yakalamak için soy- kırımı tanıyacağı vaadinde bulunduğu anımsatılıyor. Avrupa’da altıncı, dünyada on beşinci sırada ol- duğu söylenen Türk ekonomisi ve Ortadoğu’da- ki coğrafi konumu nedeniyle Obama’nın da, Tür- kiye’yi gözden çıkaramayacağının altı çiziliyor. Oysa Obama, kendinden önceki başkanlar gi- bi davranmayabilir. Türkiye’yi gözden çıkarma- yacaksa bunun nedeni ne ekonomi ne de Türk dostluğuna verdiği önemden kaynaklanmayacak elbette: ABD yararları neyi gerektiriyorsa, belki uy- gulamalarda Bush’tan farklı olarak Türkiye’yi kollayan bir politika izleyebilir ama, değişim yıllarıdır diyerek soykırım iddiasını resmen tanıyabilir. Unutmamak gerek; Demokratlar’ın Türkiye’ye ba- kış açıları Cumhuriyetçiler’den oldukça farklıdır. Barauk Obama, seçim belgelerinde yazılı olduğu gibi “Türkiye ile stratejik ortaklığı onarmayı önem- li bir hedef olarak” görüyor. Ne ki, Bush gibi stratejik ortağını Ortadoğu amaçlarında bir araç gibi kullanmayı yeğleyecek mi, Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında kulla- nacağı bir silah olarak görmeyi sürdürecek mi? Gelelim asıl sorundan kaynaklanan soruya: Başkan Bush, Türk demokrasisini ılımlı İslam modeli altında İslam ülkelerine bir örnek gibi gös- tererek laik Cumhuriyet’in temelinin dinamitlen- mesine hizmet etti. Bu amacı gerçekleştirmek için dinci RTE ikti- darına büyük katkı sağladı. AKP, yıllardır iktidarda ve ayakta duruyorsa bu- nu gerçekleştiren büyük etkenlerin başında Baş- kan Bush’un ılımlı İslam politikası ve AKP’ye bu yönde verdiği destek geliyor. Laik Türkiye geleneğine ne derece saygılı ola- caktır? Obama’nın izlediği politikanın bize göre en duyarlı noktası budur. Bilinen bu gerçekler Obama’ya Türkiye’yi en başta ilgilendiren şu soruyu yöneltmemize olanak tanıyor. Yeni Başkan’a soralım: Eski Başkan Bush’un Türkiye’ye uyguladığı ılım- lı İslam politikasına devam edecek mi? Bu politikalarla dinci güdülerle hareket eden, la- ikliği sözde savunan, lakin laikliğin temel koşul- larını hemen her fırsatta yok etmeye çalışan RTE iktidarına ABD desteğini sürdürecek mi? Bu temel anlayışta Türkiye’yi rahatlatacak bir po- litika izlediğini göstermedikçe Başkan Obama: Vaat ettiğiniz “değişim” en azından bizim için ge- çerli olmayacak. ankcum@cumhuriyet.com.tr 6 KASIM 2008 PERŞEMBESAYFA CUMHURİYET 16 HABERLERİN DEVAMI İstanbul B 19 Edirne B 20 Kocaeli B 21 Çanakkale B 20 İzmir B 24 Manisa B 24 Aydın B 25 Denizli B 24 Zonguldak B 18 Sinop Y 20 Samsun Y 19 Trabzon Y 18 Giresun Y 18 Ankara B 19 Eskişehir B 20 Konya B 17 Sıvas PB 15 Antalya B 27 Adana B 26 Mersin B 25 Diyarbakır B 21 Şanlıurfa B 24 Mardin B 19 Siirt B 20 Hakkâri B 12 Van B 11 Kars PB 12 Oslo PB 3 Helsinki PB 3 Stockholm PB 7 Londra Y 12 Amsterdam Y 14 Brüksel Y 12 Paris Y 11 Bonn PB 14 Münih Y 13 Berlin Y 15 Budapeşte PB 19 Madrid PB 16 Viyana PB 19 Belgrad PB 20 Soyfa PB 21 Roma Y 18 Atina PB 21 Zürih B 14 Moskova B 3 Aşkabat Y 17 Astana PB 5 Taşkent PB 21 Bakû Y 18 Bişkek PB 13 Tiflis Y 18 Kahire Y 26 Şam A 23 Yurdun kuzey kesim- leri parçalı çok bulut- lu, Orta ve Doğu Ka- radeniz kıyıları sağa- nak yağışlı, diğer yer- ler az bulutlu ve açık geçecek. Yurdun ku- zeybatı kesimlerinde sabah saatlerinde sis görülecek. Hava sı- caklığında önemli bir değişiklik olmacak. Erdoğan eleştirilerini sürdürdü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başba- kan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantõsõnda DTP’ye yönelik eleştirilerini sürdürerek, parlamentoya girmiş bir partinin sokakta eylem yapamayacağõ- nõ söyledi. “Vekil gibi değil eylemci gibi davra- nõyorlar” diyen Erdoğan, son günlerdeki söyle- minin bu tutumdan kaynaklandõğõnõ söyledi. Kandil’den kaçış başladı ERBİL (AA) - Irak’õn kuzeyinde Kandil Dağõ’ndaki terör örgütü PKK’ye ait kamplardan aralarõnda iki sözde üst düzey yöneticinin de bulunduğu 8 kişinin kaçtõğõ bildirildi. Kaçan üst düzey yöneticilerin sözde askeri kanat sorumlu- larõndan Demhat kod isimli terörist ile Kandil idare sorumlusu Siros kod adlõ terörist olduğu bildirildi. Terör örgütü üyelerinin hava harekâtõ sõrasõnda erzaklarõnõn imha olduğu kaydedildi. Ergenekon dosyası istenecek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - “Gir- dap Operasyonu” kapsamõnda açõlan ve Vatan- sever Kuvvetler Güç Birliği (VKGB) Hareketi Derneği Genel Başkanõ Taner Ünal’õn da içinde yer aldõğõ 19 kişinin yargõlandõğõ Ankara 11. Ağõr Ceza Mahkemesi Ergenekon soruşturmasõ dosyasõnda yer alan ve dava dosyasõyla ilgili olabileceği düşünülen bilgi ve belgelerin İstan- bul Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’ndan istenmesini kararlaştõrdõ. Duruşma ileri tarihe ertelendi. ‘Okul müdürü görevden alınsın’ İstanbul Haber Servisi - Kadõköy’deki Avni Akyol Güzel Sanatlar Lisesi öğrencilerinin günlerdir okul müdürlerinin görevden alõnmasõ için yaptõklarõ protestonun ardõndan dün de öğ- renci velileri okul müdürünün görevden alõnmasõ için İstanbul Valiliği ve İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne dilekçe verdiler. Öğrenci velisi Sibel Pederik, “Öğrencileri ve velileri tarafõndan sevilmeyen bir okul müdürünün nasõl halen okul- da müdürlük yaptõğõnõ anlamõyorum” dedi. ÇİMEN TURUNÇ BATURALP BRÜKSEL - AB, Türkiye İlerleme Ra- poru’nda Başbakan Recep Tayyip Erdo- ğan’õn basõna yönelik eleştirilerine tepki gösterdi. Avrupa Birliği (AB) Komisyo- nu’nun dün açõklanan 11. Türkiye İlerleme Raporu’nda, günler önce basõna sõzdõrõlan ra- por taslağõna ek olarak, yolsuzluk davalarõ ve terorizmle mücadele ile ilgili basõnda yer alan haberler üzerine “üst düzey yetkililerin” yaptõğõ açõklamalara yönelik üstü kapalõ bir eleştiri yer aldõ. Türkiye 2008 İlerleme Raporu açõklan- dõktan sonra sorularõ yanõtlayan AB Komis- yonu’nun genişlemeden sorumlu komiseri Ol- li Rehn Türkiye’deki bütün kurumlarõ ifade özgürlüğü karşõsõnda “sorumlu” davranma- ya davet etti. Türkiye’ye bir tarih verilme- mesinin reformlarõn yavaşlamasõna bir bahane olarak gösterilmemesini isteyen Rehn, ifade özgürlüğü, kadõn haklarõ ve sendikal haklar konusunda reformlar yapõlmasõnõn gerekli- liğini vurguladõ. Rehn ayrõca Güneydoğu Anadolu’da son günlerde gerçekleşen siya- si amaçlõ gösterilerin şiddete dönüşmesini kaygõyla izlediklerini dile getirdi. Raporla ilgili ilk eleştiri Türkiye-AB Kar- ma Parlemento Komisyonu Eşbaşkanõ Joost Lagendijk’dan geldi. Lagendijk AB Komis- yonu’nun ve Türk hükümetinin, “Türki- ye’nin stratejik önemini” çok fazla vurgu- lamasõnõ eleştirdi ve Türkiye’nin dõş politikada kaydettiği ilerlemenin, içerde yapõlmasõ ge- reken reformlarõ sürüncemede bõrakmasõ için bir bahane olmamasõ gerektiğini söyledi. Türkiye İlerleme Raporu’nda, son bir yõl- da yapõlmasõ beklenen reformlar ile yeni bir anayasa taslağõnõn tartõşmaya açõlmasõnõ sağ- lamak yerine türban yasağõnõn kaldõrõlma- sõnõ hedefleyen hükümetin, MHP ve DTP ile birleşerek anayasa değişikliğine gitme- sine vurgu yapõldõ. Hükümetin yolsuzluk- la mücadelede “kapsamlı bir strateji be- lirlememiş” olmasõnõn eleştirildiği para- grafõn hemen altõnda Deniz Feneri davasõ ile ilgili kõsa bir bilgilendirme yer aldõ. Erge- nekon davasõ da raporda Deniz Feneri da- vasõ gibi “bilgilendirme” düzeyinde ele alõndõ. Türkiye’deki bütün sorunlarõn ay- rõntõlõ olarak incelendiği raporda, Türkiye’yi yakõndan ilgilendiren laiklik meselesine hiç değinilmemesi de dikkat çeken bir di- ğer nokta. Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül ise Ermenistan ziyareti nedeniyle raporda övgü ile anõldõ. ‘Vatanaihanetplanı yapankesimvar’ AB’den son dakika eki ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dõş- işleri Bakanlõğõ, İlerleme Raporu’nun yapõ- sõnõn, geçen yõlki ile aynõ olduğuna işaret ederek, “Rapordaki görüşlere katılmadı- ğımız alanlarda mutat olduğu üzere ko- misyona görüş ve düzeltmelerimiz iletile- cektir” açõklamasõnõ yaptõ. Açõklamada, müzakerelerin hõz kazanmasõ için AB’nin de üstüne düşen işler olduğu vurgulandõ. Dõşişleri Bakanlõğõ’ndan yapõlan açõkla- mada, bu yõlki raporun yapõsõnõn geçtiği- miz yõllardakiyle aynõ olduğu belirtilerek, olumsuz olarak adlandõrõlabilecek kõsõm- larõn Türkiye’nin odaklanmasõ istenilen alanlar olduğu bildirildi. Açõklamada, Ge- nişleme Stratejisi Belgesi de değerlendiri- lirken bu belgede Türkiye’nin hedefinin tam üyelik olduğu ve Kopenhag siyasi kriterlerinin yeterince yerine getirildiğinin yer almasõnõn memnuniyet verici olduğu dile getirildi. Açõklamada, belgede bunla- rõn yanõ sõra Türkiye’nin stratejik önemi- nin kilit bazõ alanlarda arttõğõna da dikkat çekilirken, “Bu sene ilk defa, Kopenhag kriterleri bağlamında Türkiye işleyen bir piyasa ekonomisi olarak tanımlan- maktadır. Genişleme Stratejisinde, Türkiye’nin üyeliğinin AB açısından arz ettiği stratejik öneme yapılan atıf- lar memnuniyet vericidir” denildi. Öte yandan, Dõşişleri Bakanlõğõ kaynak- larõ raporun dengeli ve geçen yõllara göre daha cesaret verici bulunduğunu belirte- rek, özellikle enerji, Kafkaslar ve Ortado- ğu’ya ilişkin Türkiye’nin stratejik önemi- ni vurgulayan pragraflarõn yer almasõnõn önemli olduğunu kaydettiler. ANKARA’NIN DEĞERLENDİRMESİ ‘Düzeltmeler iletilecek’ Cumhuriyet Vakfı Başkanı, gazetemiz es- ki imtiyaz sahibi Berin Nadi, ölümünün 7. yılında Edirnekapı Şehitliği’ndeki gö- mütü başında törenle anıldı. Törende ko- nuşan Cumhuriyet Vakfı Başkan Yar- dımcısı Alev Coşkun, Cumhuriyet gaze- tesinin, Atatürk ilkeleri ve Cumhuriyet kazanımlarının yılmaz savunucusu ve ko- ruyucusu olduğunu belirterek “Cum- huriyet gazetesini kuran Mustafa Kemal Atatürk’ün Milli Mücadele’de yakın ar- kadaşı Yunus Nadi’dir, bu gazeteyi ku- rumlaştıran ise Nadir Nadi’dir. Nadir Na- di’nin sevgili eşi Berin Nadi de 1992 yı- lında Cumhuriyet gazetesinin bugünle- re gelmesini sağlayan Cumhuriyet Vak- fı’nı kurmuştur. Geçen 16 yıl, bize Cum- huriyet Vakfı’nın ne derece önemli ol- duğunu bir kez daha göstermiştir” dedi. Coşkun, Berin Nadi’nin ileri görüşlülü- ğü ve bilinçli davranışı nedeniyle gazete çalışanlarının Nadi’ye minnettar oldu- ğunu vurguladı. Gazetemiz yazarlarından Meriç Velidedeoğlu da Berin Nadi’nin, Atatürk Cumhuriyeti’nin çağdaş kadı- nının bir simgesi olduğunu ifade etti. Tö- rene Berin Nadi’nin kardeşinin eşi Betül Erozan, gazetemiz yazarlarından Şükran Soner, İdare Müdürü Hüseyin Gürer, Spor Servisi Şefi Arif Kızılyalın, gazete- miz çalışanları ve CUMOK üyeleri ka- tıldı. (Fotoğraf: SERKAN YILDIZ) Berin Nadi anıldı Ana dava sürerken 7 sanõk hakkõnda “terör örgütü kurmak ve yönetmek” suçundan açõlan dava ise, sanõklarõn uzun süre bu- lunamamasõ gerekçesiyle ayrõl- dõ. Ankara 11. Ağõr Ceza Mah- kemesi’nde yargõlamalarõ süren Şevket Erdoğan, Köksal Ko- çak, Hakan Karaca, Necmi Karaömeroğlu, Yılmaz Bağ, İhsan Çakmak ve Cafer Er- çakmak’la ilgili önceki günkü 14. duruşmada savcõ Mustafa Bilgili esas hakkõndaki mütalaasõnõ açõk- ladõ. Bilgili, sanõklar hakkõnda “Anayasal düzeni değiştirme- ye iştirak” suçundan cezalandõ- rõlmasõ istemiyle dava açõldõğõnõ, yasada bu suçun zaman aşõmõ sü- resinin ise 15 yõl olduğunu anõm- sattõ. Suç tarihi itibarõyla 2 Tem- muz 2008’de zaman aşõmõ süre- sinin dolduğunu bildiren Bilgili, sanõklar hakkõndaki davanõn düş- mesine karar verilmesini talep et- ti. Mahkeme heyeti ise karar için dosyayõ incelemeye aldõ. Kararõn 19 Aralõk’taki duruş- mada açõklanacağõ belirtilerek duruşma ertelendi. Avukatlara bildirilmedi Davanõn müdahil avukatlarõn- dan Şenal Sarıhan, savcõnõn mütalaayõ açõkladõğõ davadan ha- berdar edilmemelerine tepki gös- tererek, “Bu davadan haberimiz yok, takip ettiğimiz bir dava da değil. Bu davanın bir kere bi- ze tebliğ edilmesi gerekirdi. Ama bu yapılmadı. Mahkeme esas hakkındaki iddiamızı açık- lamamız için bize bildirimde bulunulmalıydı. Katılanlar adı- na müdahil olmak için hemen başvuracağım” dedi. Sarõhan, davanõn zamanaşõmõ süresinin 15 yõl olmayõp 22.5 yõl olduğunu söyledi. Savcõnõn talebinin ye- rinde bir talep olmadõğõnõ belir- ten Sarõhan, şunlarõ kaydetti: “Çünkü yargılanan sanıklar- dan Cafer Erçakmak ve İhsan Çakmak’la ilgili farklı du- rumlar var. Cafer Erçakmak henüz yakalanmamış ve mah- keme önüne çıkarılmamış. Do- layısıyla İhsan Çakmak’la dos- yalarının ayrı incelenmesi ge- rekiyor. Ama savcı hepsini kapsayan bir ifade kullanmış. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla ilgili olarak da za- manaşımı süresi 765 sayılı ya- saya tabi olduğu için bu süre 20 yıldır. Bu süre ikiye katlar ve 30 yıla ulaşır. Yani savcının za- manaşımı talebi hukuka uygun bir talep değildir.” Bahçeşehir Üniversitesi Ceza Hukuku Bölümü Öğretim Üye- si Prof. Timur Demişbaş da söz konusu sanõk hakkõnda açõ- lan davanõn yanlõş olduğunu, sanõğõn azmettiren sõfatõyla so- rumlu tutulmasõ gerektiğini be- lirterek, “Bu kişiyi azmettiren sıfatıyla sorumlu tutmak lazım. Öyle bir durumda bu suçun ce- zası 146. madde kapsamında ve ayrıca adam öldürme hü- kümleri kapsamında değer- lendirilmesi gerekir. Onun za- manaşımı süresi de ağırlaşmış müebbet hapis cezasını gerek- tirdiği için eski kanuna göre 20 yıldı. Onun yarıyıl uzaması 30 yıllık zaman aşımı süresi ola- caktı” dedi. Zamanaşõmõyla kurtulacak sa- nõklardan Muhammed Nuh Kı- lıç’õn Almanya’da dönercilik yaptõğõ saptanmõştõ. Madõmak katliamõnõ örtme çabasõ İlerleme Raporu’nda Erdoğan’õn basõna yönelik çõkõşlarõna tepki gösterildi TÜRKİYE’NİN ‘NOTUNU’ DÜŞÜREN EKSİKLİKLER Kadõn haklarõnõn yaygõn kullanõmõnõn gerilediğine işaret eden istatistiki veriler, ço- cuk haklarõnõn durumu, bazõ internet sitelerinin zaman zaman kapatõlmasõ, eşcin- sel örgütü Lamdaİstanbul’un kapatõlmasõ, Kürtçe yayõnlar ve Kürtçe eğitim ko- nusundaki eksiklikler, 1 Mayõs ve Nevruz kutlamalarõ sõrasõnda polisin orantõsõz güç kullanõmõ, sivil-ordu ilişkileri ve cemevlerinin durumu, raporda Türkiye’nin notunu düşüren etkenler olarak yer alõyor. Türk-Ermeni İş Geliştirme Konse- yi’nin şube açmak amacõyla yaptõğõ başvurunun İstanbul Valiliği tarafõndan yasal bir gerekçe olmaksõzõn reddedilmesine dikkat çekilen raporda, uygulamalarda eksiklikler de olsa TCK’nin 301. maddesindeki ve vakõflar yasasõndaki değişik- likler alkõşlandõ. İlerleme Raporu ile birlikte komisyonun genişleme strateji bel- gesi de açõklandõ. AB Komisyonu Genişleme Strateji Belgesi’nde de taslak ra- porda bulunmayan AB-Türkiye ilişkisi açõsõndan enerji konusuna güçlü vurgula- rõn eklenmiş olduğu görüldü. Strateji belgesinde Türkiye’nin jeopoltik konumu- nun enerji açõsõndan AB enerji güvenliği için oynadõğõ hayati role vurgu yapõldõ. Baştarafı 1. Sayfada ADANA(Cumhuriyet Bürosu) - İzinsiz sokak eylemlerine katõlan çocuklarõn ailelerindeki ye- şil kartlarõn iptal edilip kömür yardõmlarõnõn kesileceği yönündeki sözleri tepki çeken Ada- na Valisi İlhan Atış, yine tartõşmalara neden olabilecek açõklamalarda bulundu. Kentte 514 bin yeşil kart kullanõcõsõnõn olduğunu ve bunla- rõn incelemeye alõndõğõnõ belirten Atõş, “Acaba yeşil kartı teröristler de mi kullanıyor” dedi. Türkiye’de vatana ihanet planõ yapan yüzde 3- 4’lük bir kesim olduğunu iddia eden Atõş, çõ- kan olaylarõn yoksullukla ilişkilendirilmemesi- ni istedi. Atõş, “İki-üç eş alırken yoksul değil- siniz, Kalaşnikof alırken yoksul değilsiniz, 10-15 çocuk yaparken yoksul değilsiniz. Po- lise ve jandarmaya taş atarken, ‘yoksulluk- tan atõlõyor’...” diye konuştu. Radyo ve Televizyon Yayõncõlarõ Meslek Birliği’nin Seyhan Oteli’nde gerçekleştirdiği etkinliğe katõlan Atõş, Türkiye’de son günlerde bir oyun oynandõğõnõ, bu oyunda da çocuklar ve kadõnlarõn kullanõldõğõnõ kaydetti. Çõkan olaylarõn yoksullukla ilişkilendirilmesinin yan- lõş olduğunu aktaran Atõş, Türkiye’nin birçok kentinde yoksul insanlarõn bulunduğunu belir- terek şunlarõ söyledi: “Oralarda çocuklar po- lislere neden taş atmıyor? Çünkü onlar kötü emeller için kullanılmıyor. Bütün bölgelerde insanlar Türkiye Cumhuriyeti’nin yanında ama vatana ihanet planları yapan yüzde 3-4 insan var. Yoksulluk, işsizlik, geri kalmışlık hepsi palavra, amaç bu ülkeyi bölmek. Ada- na Valiliği olarak buna izin vermeyeceğiz.” ADANA VALİSİ İLHAN ATIŞ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear