23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 6 EKİM 2008 PAZARTESİ 4 HABERLER 2000’Lİ YILLARDA ERDAL ATABEK Günter Grass Yazıyor... “Ama suçlanmayı, sınıflandırılmayı ve damga- lanmayı kendim de sağlayabilirim. Çünkü Hitler gençliğinin bir üyesi olarak aslın- da bir genç Nazi’ydim. Fanatik değildim, en ön safta yer almıyordum, ama gözümü refleksle bayrağa dikerek -ki o bayrağın bizim için ölümden de öte olduğu söy- leniyordu- neferlerin arasında yer aldım, uygun adım yürüdüm. Hiçbir kuşku inancımı zedelemedi. Kışkırtıcı şeyler, örneğin propaganda için ha- zırlanmış broşürlerin gizlice elden ele dolaşması beni aklayamaz. Göring’le ilgili fıkralar içimde kuş- ku uyandırmadı. Etrafımız düşmanlarla çevriliydi, anavatanı teh- dit altında görüyordum. Savaş başlar başlamaz (2. Dünya Savaşı), Dan- ziger Vorposten gazetesinin sayfalarını dolduran ve bütün Polonyalıları alçak katillere çeviren Bromberg’deki kanlı pazarla ilgili korkunç haber- ler beni dehşete düşürdüğünden beri Almanların yaptığı her şeyi misilleme olarak görüp haklı bu- luyordum. Eleştirim yerel partinin kodamanlarına, o süslü sülünlere karşıydı; cephede hizmet vermekten kor- kakça kaçıyorlardı, tribünlerin önündeki geçit tö- renlerimizden sonra yaptıkları yavan konuşmalarla canımızı sıkıyorlardı, bu arada durmadan, bizim inandığımız, yo.. en ufak bir kuşku duymadan, şar- kının önceden bildiği gibi her şey paramparça ola- na kadar benim gözü kapalı inandığım Führer’in aziz adını kötüye kullanıyorlardı. Kendimi dikiz aynasında böyle görüyorum. Silinebilecek bir şey değil bu. Yanıbaşında silgi duran bir yazı tahtasında ya- zılı da değil. Kalıcı. Bu arada silinen satırlar varsa da marşlar hâlâ sağlam. ‘İleri...İleri...! Trampetler çınlatıyor fanfarlarıyla. İleri, ileri, gençlik tehlikeden korkmaz’. Hem o delikanlıyı hem de kendimi temize çı- karmak için, bizi kandırdılar bile diyemem. Hayır, biz kandırılmamıza izin verdik. Ben kan- dırılmaya izin verdim.” (SOĞANI SOYARKEN - Günter Grass,Turkuvaz Kitap Yayını-2008.) Yaşamını anlatan Nobel ödüllü yazar, anılarını ‘soğanı soymak’ olarak nitelendiriyor. Bir Alman genci olarak Danzig’de yaşarken için- de kabaran duyguları, bu duyguların itkisi ile o günlerin ideolojisine nasıl katıldığını açık yürek- le anlatıyor. Bir itiraftır bu, bir özeleştiri. Cesur bir yüreğin yüksek sesle seslendirdiği bu yaşamöyküsü çok öğretici. Hitler Nazizminin söylemine heyecanla katılan bir genç. Şimdi geriye dönerek suçlamak kolay. O da kendisini suçluyor. Ama şu günlerde yaşadıklarımızı kim kendisinde sorgulayabiliyor? Din dogmalarının fanatizmi gün geçtikçe art- mıyor mu? Dindarlığın artık unutulan sadeliği, alçakgö- nüllülüğü, gözü tokluğu hanidir terk edildi. Din adına her türlü yolsuzluğu bile görmezden gelen açgözlü bir saldırganlık özeleştiri yapar mı? Öbür yanda sözüm ona laik görüntülü liberal ka- pitalizmin sömürücüleri, her şeyi kullanan fırsat- çı tutumlarıyla bugünleri hazırlamadı mı? Milliyetçiliği saldırgan bir fanatizme dönüştüren akımların kendine nesnel bakabilmesi olası mı? Solun, solculuğun bir dogmaya dönüşüp eleş- tiri kabul etmemesi, tartışmaya yanaşmaması, kendi dışında gördüğü her şeyi ve herkesi suç- laması yaşanmadı mı, yaşanmıyor mu? Bu toplumda kim özeleştiri yaptı? Kim “Ben şu olayda yanlış yaptım” dedi? Bir politikacının, politika yapmış eski parti başkanlarının, eski komutanların, ya da siyaset yapmış olanların bir tekinin “Ben şunu yanlış yap- tım, şimdi anlıyorum” dediğine tanık olduk mu? Herkes yaşamındaki bütün yanlışların inatçı bek- çiliğine kendini adamamış mı? Bilim dünyasında, çeşitli hizmet alanlarında ‘ken- di yanlışını kabul eden’ birisine rastladık mı? Nesnel bir bakış. Dürüstlük. Cesaret. Özeleştiri için bunlar gerekiyor. Günter Grass’a saygı duyuyorum. Yaşam onu bağışlıyor... erdalatak@gmail.com erdalatak@superonline.com www.erdalatabek.com MİLLİ EĞİTİM Din dersinde Atatürk’e çarpık bakış Kitapta Atatürk ‘dindar’ bir kişilik olarak gösterilirken zorunlu din dersi ulu önder üzerinden savunulmaya çalõşõlõyor ZEYNEP ŞAHİN Milli Eğitim Bakanlõğõ’nõn (MEB) bu yõl ilk kez okutacağõ 12. sõnõf din kültürü dersi kitabõnda, Atatürk gençlere “çarpıtılarak” öğretilecek. Atatürk’ün, 1920’nin koşullarõnda İslamiyet ve din öğretimi konusunda söylediği kimi sözlerin vurgulandõğõ ve ulu önderin “dindar bir kişilik” olarak yansõtõlmaya çalõşõldõğõ kitapta; din derslerinin kaldõrõlmasõna, Türkçe ibadet konusundaki çalõşmalara ise değinilmiyor. MEB’in hazõrladõğõ din kültürü dersi kitaplarõ, bu yõl yine “tartışmalı” pek çok unsur içeriyor. 12. sõnõf din kültürü kitabõnda, özellikle Atatürk’ün “dindar, zorunlu din dersi yanlısı” gibi gösterilmesi dikkat çekiyor. Eğitim-İş İstanbul 1 No’lu Şube Özlük Hukuk Sekreteri, Din Kültürü Dersi Öğretmeni Mustafa Cemil Kılıç’õn hazõrladõğõ “2008 - 2009 Eğitim - Öğretim Yılında Okutulacak Din Kültürü Ders Kitapları Raporu”nun ortaya koyduğu dikkat çekici tespitler özetle şöyle: - Bu yõl ilk kez okutulacak 12. sõnõf din kültürü dersi kitabõnõn 42. sayfasõnda yer alan “Dinlerde İbadetler” konusunda, İslamiyetteki temel ibadetler işlenirken sadece Sünni ibadete yer veriliyor. ‘Dindar Atatürk portresi’ - 12. sõnõf kitabõnda “Atatürk ve Din Öğretimi” başlõklõ bir başka üniteye de yer verilerek, Atatürk’ün “Kuran tefsiri ve tercümesi yaptırdığı, hadis kitaplarını tercüme ettirdiği, bu kitapları ücretsiz dağıttırdığı, Diyanet İşleri Başkanlığı’nı kurdurduğu” gibi bilgiler aktarõlõyor. Ancak yine Atatürk’ün emriyle gerçekleştirilen Türkçe ezan, Türkçe namaz ve Türkçe Kuran gibi uygulamalardan söz edilmiyor. Konu kapsamõnda Atatürk’ün İslamiyet hakkõndaki kimi sözlerine de yer verilirken, adeta “dindar Atatürk” portresi çizilmeye çalõşõlõyor. Oluşturulmak istenen bu portreye karşõn Atatürk’ün dindar bir kimliğe sahip olmadõğõ bütün çevrelerce biliniyor. Aynõ konuya ait bir başka bölümde ise “Atatürk’ün Okulda Din Öğretimine Verdiği Önem” başlõğõ altõnda, ulu önderin 1920’lerde dönemin koşullarõ gereği söylediği sözlere vurgu yapõlõrken; adeta zorunlu din dersine yönelik itirazlara Atatürk üzerinden yanõt verilmeye çalõşõlõyor. Gençlere Atatürk; “Bence bir defa her Müslüman İslami hükümleri bilmeye mecburdur. O halde okullarımızda zaten İslami hükümleri öğreteceğiz. / Hepimiz eşitiz ve dinimizin hükümlerini eşit olarak öğrenmeye mecburuz. Her kişi dinini, din işlerini, imanını öğrenmek için bir yere muhtaçtır. Orası da okuldur” sözleriyle tanõtõlõyor. Atatürk’ün söylediği kimi sözler bu yolla istismar edilirken “dindar hatta dinci Atatürk” inşa ediliyor. MAHMUT LICALI ANKARA - Kuruluşunun 3. yõlõ- nõ 17 Ekim’de kutlamaya hazõrlanan Eğitim-İş, bu süre içerisinde Türki- ye’nin 66 ili ve 155 ilçesinde örgüt- lendi. Milli Eğitim Bakanlõğõ’nõn kadrolaşma amacõyla çõkardõğõ bütün yönetmelikleri ve düzenlemeleri yar- gõya taşõyan Eğitim-İş’in Genel Baş- kanõ Yüksel Adıbelli, Türkiye’de eğitimin işi bilmeyenler tarafõndan yö- netildiğine işaret ederek “Milli Eği- tim Bakanlığı tarikattan ya da ce- maatten olanları, eşinin başı kapalı olanları ve laik cumhuriyete karşı olanları önemli yerlere atıyor” de- di. Ders kitaplarõnõn içeriğini de eleştiren Adõbelli, kitaplarda tarikat- larõn öne çõkarõldõğõnõ ve Atatürkçü- lükten uzaklaşõldõğõnõ kaydetti. Eğitim-İş Genel Başkanõ Adõbel- li’ye yönelttiğimiz sorular ve yanõt- larõ şöyle: Eğitim-İş öncesindeki sendika deneyiminizden bahseder misiniz? - İlk Eğitim-İş 1990 yõlõnda kurul- muştu. Ben, 1990’da Eğitim-İş Acõ- payam Şube Başkanlõğõ yaptõm. 23 Ocak 1995’te Eğitim-İş ile Eğitim- Sen birleşerek Eğitim-Sen oldu. Bu dönemde Eğitim-Sen kurucu üyeliği yaptõm. 1996-1998 KESK Genel Yö- netim Kurulu üyeliği, 4 yõl Denizli’de Eğitim-Sen yöneticiliği, 1997’den 2005’e kadar İzmir 5 No’lu Eğitim- Sen Başkanlõğõ yaptõm. 17 Ekim 2005’te Eğitim-Sen’deki görevimden ayrõlarak 47 kurucu ile birlikte Eği- tim-İş’i kurduk. 1990-2008 yõllarõ arasõnda sendikacõlõk deneyimim ol- du. Bir saat dahi örgütsüz kalmadõm. Eğitim-İş’in kuruluş sürecini kı- saca özetler misiniz? - Eğitim-Sen içindeki bazõ sorun- lardan dolayõ yeni bir sendika kurmak için Türkiye genelinde arkadaşlarõ- mõzla görüştük. 9-10 Temmuz 2005 tarihinde İzmir Gümüldür’de bir otel- de toplantõ yaptõk. Onlarla birlikte sen- dika kurma koordinasyon kurulu oluşturduk. Çalõşmalarõmõzõ yaptõk. Engeller çõkarõldõ. Ama biz kesinlik- le yeni bir sendika kurmaya karar- lõydõk. ‘Bizi hain ilan ettiler’ Engellemeselerdi belki 120 kuru- cuyla birlikte kuracaktõk. Ama 17 Ekim 2005’te 47 arkadaşõmõzla bir- likte Eğitim-İş’i kurduk. Eğitim-İş’i kurduktan sonra bizim birlikte mü- cadele ettiğimiz arkadaşlarõmõz ne ya- zõk ki bizi hain ilan ettiler. Bazõ il ve ilçelerde Eğitim-İş’in kurulmasõ sü- recinde arkadaşlarõmõz yalnõz kaldõ. İlk 5-6 ay kendimizi anlatmak konu- sunda sõkõntõlar çektik. Ama hiçbir za- man ne eylemden, ne de başka bir şeyden geri kaldõm. Tüm olumsuz- luklara karşõn İzmir, Sõvas, Adana Eğitim-İş’i kurmak istedik. Genel Merkezi olmayan, MYK’si olma- yan bir örgüttük o zamanlar. Buna karşõn mantar biter gibi her ilde ve il- çede Eğitim-İş’in bürolarõ açõlmaya başladõ, yönetim oluşmaya başladõ. ‘21 bin üyemiz var’ Eğitim-İş’in üye sayısı ve örgüt- lenme durumu nedir? - 14 Nisan 2007’de bizim 7 bin üye- miz vardõ. 14 Nisan mitingine Eğitim- İş büyük katkõ sunmuştu. Eğitim-İş’in örgütü olan bütün illerde, ilçelerde ar- kadaşlarõmõz Ankara Tandoğan’a, İstanbul Çağlayan’a ve başka birçok cumhuriyet mitinglerine katõldõ. Eği- tim-İş bütün mitinglere katõldõ. Bu ara- da bizim üye sayõmõz 14 bin oldu. Ör- gütlenmemiz hiç kolay olmadõ. Eği- tim-İş Türkiye’nin 66 ili, 155 ilçesinde örgütlü durumda bulunuyor. Yani şu anda Türkiye’nin yüzde 80’inde ör- gütlüyüz ve 21 bin üyemiz var. Eğitim-İş’in hedefleri nelerdir? - Eğitim-İş’i kurduğumuzda şunu söyledik: Milli Eğitim Bakanlõğõ’nda 350 bin, üniversitelerde de 150 bin arkadaşõmõz olmak üzere hiçbir ar- kadaşõmõz sendikaya üye değil. Biz de örgütsüzlerin sözcüsü olacağõz. Hiçbir sendikaya üye olmayan ar- kadaşlarõmõzdan yola çõkacağõz. Ör- gütsüz olan arkadaşlarõmõzõn mutlaka örgütlü olmalarõ lazõm. Tek başõna kimse güçlü olamaz. Kõsa, orta, uzun vadeli planlar yapõyoruz. Ça- lõşanlarõmõzõn dörte biri 3 büyük il- de toplanõyor. Bu nedenle üç büyük ilde yeni örgütlenme projesi gelişti- receğiz. Örgütlü olmadõğõmõz iller- de örgütleneceğiz. Eğitimin duru- munu biliyoruz, yalnõzca eleştir- mek yetmiyor artõk, okulöncesinden başlayarak ilköğretim ve ortaöğre- timle ilgili birimler oluşturacağõz. Eleştirdiğimiz sistemin yerine ne getirileceğini söyleyeceğiz. Eğitim- İş aracõlõğõyla bir vakõf kuracağõz, va- kõf aracõlõğõyla da en azõndan 3 bü- yük ilde üniversite öğrencilerimize yönelik hem yurt hem burs olanağõ- nõ sağlayacağõz. Eğitime kaynak yok AKP’nin eğitim politikalarını nasıl değerlendiriyorsunuz? - Eğitime kaynak aktarõlmõyor. AKP son 3-4 yõldõr göstermelik bir şekilde kitaplarõ ücretsiz dağõtarak eğitimin parasõz olduğunu savu- nuyor. Kitaplarõ veriyorsun, 15-20 gün sonra bu kitaplar dağõlõyor. İyi bir malzemeyle yapõlmamõş, kali- teli değil. Ders kitaplarõndan hiç kimse yararlanmõyor. İçeriği düz- gün hazõrlanmamõş. Tarikat ve ce- maatler öne çõkarõlmõş, bilimsel- likten, Atatürkçülükten ve laik eği- timden uzaklaşmõş... Öğretmen dağõtõlan kitaplarõ elinin kenarõyla bir yere itiyor ve yeni yardõmcõ ders kitaplarõna yöneliyor. Karne, dip- loma, õsõnma, tebeşir paralarõ top- lanõyor. Okul yöneticileri her tür- lü bir yõllõk gideri öğrencilerden alõ- yor. Türkiye’deki eğitim sisteminin ileriye götürülmesi, gelişmiş ülke- lerde olan eğitim sistemlerinin bi- zim ülkemizde de olmasõ gerek. Başka ülkelerde birinci sõrada eği- tim var. Ama maalesef bizim ül- kemizde yalnõzca bu hükümet dö- neminde değil, yaklaşõk 25 yõldõr eğitime önem verilmiyor. Yüksel Adõbelli, Türkiye’de eğitimin işi bilmeyenler tarafõndan yönetildiğine işaret etti. Çocuklarõn baskõyla tarikatçõ yurtlara yönlendirildiği ileri sürüldü Müdür, öğrenci toplamış MEHMET MENEKŞE KONYA - Konya’da 1 Ağustos’ta çöken kaçak Kuran kursuyla ilgili so- ruşturmanõn sonlandõrõlamamasõ ve kamu kurumlarõnca hazõrlanan ra- porlarda binanõn “İngilizce kurs” ve- rilen yer olarak gösterilmesi tepki çekti. CHP Taşkent İlçe Başkanõ Hasan Balcõ, “Burasının Kuran kursu olarak faaliyet gösterdiğini herkes bilir” dedi. Çöken binada ölen çocuklardan birinin ağabeyi “Okul- lar tatilken, ev ev dolaşıp öğrenci- leri toplayan okul müdürü olan Be- kir Eğilmez’dir” diye konuştu. LPG patlamasõ sonucu çöken ve 17’si öğrenci, biri yurt görevlisi olmak üzere 18 kişinin yaşamõnõ yitirdiği Bo- ğaziçi Kõz Öğrenci Yurdu’yla ilgili olarak TBMM İnsan Haklarõ İncele- me Komisyonu Başkanõ Zafer Üskül, Konya Valiliği’nden bilgi istedi. Va- lilik tarafõndan hazõrlanan raporda, “Çöken binanın 2000 yılında ya- pılıp faaliyete geçtiği, 26 Ağustos 2007 yılında ruhsatsız ek binanın yapıldığı belirtilirken asıl yıkılan bi- nanın ruhsatlı bina olduğu, yıkıl- mayan binanın ise ruhsatsız oldu- ğu belirlendi” ifadelerine yer veril- di. Ancak Üskül, raporu aydõnlatõcõ bulmadõ. Bunun üzerine valilik, Taş- kent İlçe Milli Eğitim Müdürlü- ğü’nün “denetim formu”nu gön- derdi. Formlarda yurtta eksiğin tespit edilmediğinin belirtilmesi tepkilere yol açtõ. CHP İlçe Başkanõ Hasan Balcı, binada Kuran kursu verildiği- ni herkesin bildiğine dikkat çekti. Bal- cõ, “Burası kız Kuran kursu idi, İn- gilizce kursu ile ne alakası var. Sü- leymancılara ait Kuran kursu ol- duğu apaçık ortada. Gündüz er- kekler, geceleri de kız öğrenciler buraya devam ediyordu” dedi. Bal- cõ, AKP’li Balcõlar Belediye Başka- nõ Mehmet Demirgül’ün çöken bi- nanõn yerine ölen öğrenciler adõna anõt yapacağõ açõklamalarõna işaret ederek “Burası hakkında ‘şehitlik’ ifade- sini kullanıyorlar” diye konuştu. Kursta ölen kõz öğrencilerin birinin ağabeyi de çarpõcõ iddialarda bulun- du. Güvenlik nedeniyle adõnõ açõkla- madõğõnõ belirten kişi mektubunda, şu ifadelere yer verdi: “20 YTL vererek öğrencileri evlerden toplamışlardır. Okul Müdürü Bekir Eğilmez bu yurtta belletmenlik yapmaktadır. Atatürk’e hakaret eden Eğilmez, ço- cuklara baskı yapmakta, çocukla- rı notla korkutarak bu tarikatçı, Atatürk düşmanı yurtlara yönlen- dirmektedir. Bu yıllardır böyledir.” Samsun Tabip Odasõ Başkanõ Cem Şahan sosyal güvenlik sistemini eleştirdi ‘Yeşil kartõn adresi AKP’ye üyelikten geçiyor’ CEMİL CİĞERİM SAMSUN - Samsun Tabip Odasõ Başkanõ Cem Şahan, Türkiye’de yaşayanlarõn her zamankinden daha çok sosyal güvenceye gereksinimi olduğunu vurgularken “Ancak artık yeşil kartın adresi AKP’ye üyelikten geçiyor” dedi. Şahan, Türkiye’nin ve Samsun’un en büyük so- rununun işsizlik ve geçim sõkõntõsõ olduğunu, in- sanlarõn gelecek endişesi taşõdõğõnõ anlattõ. İşi ol- mayanõn bugününün tehlikede olduğunu ve gele- ceğe ilişkin hiçbir umudunun kalmadõğõnõ vurgu- layan Şahan, “AKP hükümeti güvenli gelecek, sosyal güvenlik, iş, aş yerine herkese sadaka va- at ediyor. Yeşil kartın adresi AKP’ye üyelikten geçiyor” diye konuştu. Türkiye’de yaşayanlarõn her dönemden daha fazla sosyal güvenliğe, kamusal bir devlete gereksinim duyduğuna işaret eden Şahan, “Türkiye kendine yetebilecek ve herkese ücretsiz sağlık hizmeti verebilecek, gelecek güvencesi duymadan yaşanabilecek zenginlikte bir ülke. Ama ne yazık ki AKP’yi doyurmaya yetmiyor. Dişlisi dişsizi kemiriyor” dedi. AKP’nin bütün uyarõlara karşõn 1 Ekim’den iti- baren Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlõk Sigorta- sõ Kanunu’nu yürürlüğe soktuğunu anõmsatan Şa- han, şunlarõ söyledi: “Aile hekimleri Sosyal Gü- venlik Kurumu (SGK) kapısında para bekle- yecek. Sağlık, Sigorta Kurumu’na emanet edi- lecek. Sunulacak sağlık hizmetlerinin kapsamını, miktarını, ne kadar süreyle sunulacağını, üc- retini SGK belirleyecek. AKP, halkın doğuştan kazanılmış hakkı olan sağlığı parası olana sa- tacak, olmayana sadaka olarak dağıtacak. Ola- caklar bunlarla sınırlı değil.. yeşil kartların ip- tali 2 yıl, kamu çalışanlarından sağlık primi ke- silmesi 1 yıl ertelendi. Daha 17 milyon yeşil kart- lının primsiz hizmet alması engellenecek, 2 milyon kamu emekçisinden yüzde 5 sağlık ver- gisi kesilecek, daha bedeli ödenmeyen hastalıklar açıklanacak, sadece parası olan ‘müstesna’ ki- şilerin hakkı görülen, ‘istisnai’ sağlık hizmetle- ri açıklanacak. Bunlar için ‘yüzde 300 katkõ pa- yõ’ ödemek gerekecek. Sanki hastaneye keyfin- den yatılırmış gibi hastanede yatanlara ‘otelci- lik’ farkı ödeme zorunluluğu gelecek. Sanki tu- valetli oda lüksmüş gibi, sanki otelcilik farkı ver- meyenlere seçenek sunulacakmış gibi...” Taşkent CHP İlçe Başkanõ Balcõ, “Burasõ kõz Kuran kursu idi, İngilizce kursu ile ne alakasõ var. Süleymancõlara ait Kuran kursu olduğu apaçõk ortada. Gündüz erkekler, geceleri de kõz öğrenciler buraya devam ediyordu” dedi. RUHSATI OLMADIĞI İÇİN CarrefourSAExpres’e belediyeden mühür CEMİL CİĞERİM SAMSUN - Samsun Çarşamba’da kurulan CarrefourSA Expres açõlõştan bir gün önce “işyeri açma ruhsatı” olmadõğõ gerekçesiyle Çarşamba Belediye- si’nce mühürlendi. Çarşamba Bakkallar Esnaf Odasõ Başkanlõ- ğõ, CarrefourSA Exp- res için kiralanan yerin inşaat ruhsatõ ile yapõ kullanma izin belge- sinin iptali için Samsun İdare Mahkemesi’ne yürütmenin durdurul- masõ istemiyle dava açtõ. Oda başkanlõğõ, davayla ilgili olarak belediyeyi bir yazõyla bilgilendirince Carre- fourSA Expres açõlõş- tan bir gün önce mü- hürlendi. Çarşamba Belediye Başkanõ Hüseyin Dündar, “Carrefour yetkililerine Bakkal- lar Odası’nın Sam- sun İdare Mahkeme- si’ne dava açtığını bil- dirdik. Buna rağmen açılış için hazırlık yaptılar. Belediye ola- rak söz konusu dava sonuçlanmadan bu- raya işyeri açma ruh- satı vermemiz söz ko- nusu değil. Biz yatı- rıma ve yatırımcıya karşı değiliz ancak ortada hukuki bir sü- reç var. Biz hukuka uygun olarak hare- ket etmeye çalışıyo- ruz” dedi. Çarşamba Bakkallar Esnaf Odasõ Başkanõ İsa Acar da mağaza- nõn ilçedeki küçük es- nafõ zor durumda bõra- kacağõ endişesini taşõ- dõklarõnõ söyledi. Konya’daki Kuran kursu binası 1 Ağustos’ta LPG patlaması sonucu çökmüş, 17’si öğrenci 18 kişi ölmüştü. Adıbelli, ders kitaplarının içeriğini eleştirdi. (Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ) Kuruluşunun 3. yõlõnõ kutlayacak olan Eğitim-İş’in Genel Başkanõ Adõbelli eğitim sistemini değerlendirdi ‘Tarikatlar öne çõkarõldõ’
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear