15 Haziran 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 29 EKİM 2008 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] Küresel krizin derinleşmesi ve giderek Türkiye eko- nomisini de etki altına almasıyla birlikte “IMF çapası” kav- ramı yeniden iktisat gündemimize yerleşti. Öne sürülen savlara göre “IMF’nin denetim ve gözetimi yabancı ya- tırımcıya güvence sağlayacak ve belirsizliklerin azaltılmasına yardımcı olacaktır”. “Yapısal reformlar sürdürülmeli ve bir an önce IMF ile yeni bir stand by imzalanmalıdır”. Gere- kirse bu yeni stand by, “ihtiyati” bir düzenleme niteliğin- de de olabilir. Yeter ki IMF yanımızda olsun! Bu savları sağduyu ve serinkanlılıkla irdeleyelim ve şu soruyu açık olarak soralım: IMF programı kavramından ne anlıyoruz? IMF programı diye anılan iktisat anlayışının temel unsurları nelerdir? Hangi iktisadi politikalar IMF prog- ramına dahildir? Bilindiği üzere, Türkiye IMF ile daha 1998’in ağustos ayında Yakın İzleme Anlaşması imzalamış ve iktisadi yö- netimini IMF’nin denetim ve gözetimine terk etmişti. Tür- kiye’nin IMF ile olan on yıllık birlikteliğinin ayrıntılı bir dö- kümünü yapmak bu köşe yazısının sınırlarını aşmaktadır. Böylesi bir çaba Bağımsız Sosyal Bilimciler’in Yordam Ki- tap tarafından Mart 2007’de yayımlanmış olan IMF Gö- zetiminde On Uzun Yıl, 1998-2008: Farklı Hükümetler, Tek Siyaset başlıklı incelenmesinde sergilenmiştir. Bu uzun birlikteliğin ardından elde edilen deneyimlerimize daya- narak “IMF programının” temel unsurları iki kümede top- lanabilir: 1. Uluslararası sermaye hareketlerine tam serbesti sağ- lamak ve Türkiye’nin uluslararası finans şebekesine yüksek reel faiz sunan bir ekonomi olarak eklemlenme- sini gözetmek. Yüksek reel faizin cezbettiği sıcak para akımlarının olası kıldığı ucuz döviz kaynakları aracılığıy- la Türkiye’yi bir ucuz ithalat merkezine dönüştürmek. Bu arada kaçınılmaz olarak genişleyen cari işlemler açığını finanse etmek için dış borçlanma olanaklarını sonuna dek kullanmak. 2. “Yapısal reformlar” söylemi altında devletin ekono- mideki rolünün ve gözetim ve denetim işlevlerinin azal- tılmasını sağlamak; “işgücü piyasalarının esnekleştirilmesi” adı altında emeğin kazanımlarının sınırlandırılmasını gö- zetmek ve emeğin ulusal gelirden aldığı payın azaltılması yoluyla sermaye birikiminin önünü açmaya çalışmak; “özel- leştirme” söylemleri ile kamu kesiminin stratejik nitelikli varlıklarının yerli ve yabancı sermaye kesimlerine akta- rılmasını yönlendirmek ve devletin ulusal ekonomiye mü- dahale olanaklarını olabildiğince kısıtlayarak ekonomimizin geleceğini sermayenin kâr ve rant elde etmeye yönelik çıkar hesaplarına terk etmek... IMF programının önlemler listesi daha da detaylandı- rılabilir. Ancak, on yıllık deneyimlerimizden elde ettiğimiz sonuçlar açıktır: Türkiye, IMF programı altında dış borç- lanmaya dayalı, spekülatif nitelikli bir büyüme süreci ya- şamıştır. Bu sürecin bedeli ise ileri düzeyde dış kırılgan- lık (cari işlemler açığı) ve göreceli olarak düşük istihdam (yüksek işsizlik) olarak ortaya çıkmıştır. Program, son beş yılda Türkiye’nin dış borç stokunun dolar bazında iki mis- li arttırılması sayesinde büyüme için gerekli ithalat fi- nansmanını sağlamış, ancak işsizlik ve cari açığın yük- sek tempoda sürdürülmesine seyirci kalmıştır. Türkiye, yükselen piyasa ekonomileri diye anılan grup içerisinde, yüksek cari işlemler açıkları ve dış borç yükü nedeniyle, küresel krizin etkilerini en yoğun yaşayan eko- nomiler arasındadır. Bu durum uygulanmış bulunan IMF programının doğrudan bir sonucudur. Bu gözlemler ışığında, yukarıda sıralanan hedefler doğ- rultusunda ve “yabancı yatırımcıya güvence vermek” söy- lemi altında yeniden tasarımlanmış olası bir IMF progra- mının Türkiye ekonomisinin kronikleşen dış açık ve ithalata bağımlı yapısının sorunlarına çözüm üretmekten uzak ol- duğunu vurgulamamız gerekmektedir. IMF ile olası ye- ni bir anlaşmanın “Biz adam olmayız” ve “IMF çapasına ihtiyacımız var” şantajlarıyla sürdürülmesinin, Cumhuri- yetimizin 85. kuruluş yılını kutladığımız günlere denk gel- mesi ise kuşkusuz çok hazin ve bir o kadar da düşün- dürücüdür. EKONOMİ POLİTİK ERİNÇ YELDAN IMF ile Yeniden Program Yapılsın!.. Yõl başõndan beri tekstil ve otomotiv başta olmak üzere birçok sektörde ciddi sõkõntõlarõn yaşandõğõ vurgulandõ Ekonomi Servisi - Dünyayõ saran küresel krizden çõkõş için sosyal da- yanõşma ve demokratikleşmeye vurgu yapan emek örgütleri, hükümeti ger- çekçi ve sosyal politika üretmeye ça- ğõrdõ. Geçen yõldan başlayan durgun- luğun küresel krizle birleşerek büyük ekonomik ve sosyal sonuçlar doğur- duğunu dile getiren emek temsilcileri, krizin asõl sorumlusunun iktidar parti- leri olduğu halde faturalarõnõ çalõşan- larõn ödediğini vurguladõ. Devrimci İşçi Sendikalarõ Konfe- derasyonu (DİSK), Ka- mu Çalõşanla- rõ Sendikalarõ Konfederasyonu (KESK), Türk Mühendis ve Mimar Odalarõ Birliği (TMMOB), Türk Ta- bipleri Birliği (TTB) ve Çiftçi Sendi- kalarõ Konfederasyonu (Çiftçi-Sen) başkanlarõnõn yaptõğõ ortak basõn açõk- lamasõnda, alõnacak ekonomik ön- lemlerin toplumsal bir destek ve zemin kazanabilmesi için siyasal alanõn da de- mokratik dönüşümünün gerektiğinin al- tõ çizildi. Krizin emekçilerin değil, doymak bilmeyen kâr hõrsõnõn krizi olduğunu söyleyen KESK Başkanõ Sami Evren, bunu fõrsat bilerek işten atmalarõ, iş- sizlik fonunun talan edilmesini kabul etmelerinin mümkün olmadõğõnõ dile getirdi. DİSK Başkanõ Süleyman Çelebi de yõl başõndan bugüne 20 bine yakõn DİSK üyesinin işlerinden atõldõğõnõ belirterek, krizin başta tekstil ve oto- motiv olmak üzere birçok sektörde his- sedildiğini anlattõ. “Sırf Kayse- ri’de 16 bin kişi işinden atıldı. 4 bin işçi de ücret- siz izinde” diyen Çelebi, artõk harekete geçme zamanõnõn geldiğini söyledi. Toplantõda ekono- mist Mustafa Sön- mez de bir sunum yaptõ. Sönmez’in çö- züm önerileri şöyle: Yeniden beş yõllõk prog- ramlar yapõlmalõ. Zordaki banka ve şirketler çalõşanlarõn öz denetimine bõrakõlmalõ. Güm- rük Birliği anlaşmasõ askõya alõnmalõ. Tarõma daha çok pay verilmeli. Yeşil kart sahiplerine doğrudan yardõm ya- põlmalõ. İstihdam yaratacak projeler ge- liştirilmeli. Hane halkõ borçlarõna ko- laylõk sağlanmalõ. Gelirlerin yüzde 20’sine sahip toplumun yüzde 1’lik ke- siminden servet vergisi alõnmalõ. Türk-İş Başkanlar Kurulu, kriz bahane edilerek çalışanların haklarının gaspedildiğini vurguladı. Fırsatçılık yapmayın ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk-İş Ge- nel Başkanõ Mustafa Kumlu, krizin bahane edile- rek işten atma tehdidiyle ücretlerin düşürülmesi, İş- sizlik Fonu’nun amacõ dõşõnda kullanõlmasõ gibi öne- rilerin gündeme getirilmesinin Türkiye’nin ayõbõ ol- duğunu, bunlarõn kabul edilemeyeceğini söyledi. Türk-İş Başkanlar Kurulu dün toplandõ. Türk-İş Başkanlar Kurulu’na sunulan raporda, küresel ma- li krize karşõ alõnmasõ gereken önlemler dile getirildi. Ekonomide acil bir politika değişikliğine gidilmesi istenen raporda, bunun önceliğinin IMF’ye en- deksli politikalardan uzaklaşarak yüksek spekülatif kâr alanlarõna karşõ reel üretimi teşvik eden ve eme- ği koruyup, iş güvencesini etkin hale getiren, istih- dam yaratacak uygulamalarõn oluşturmasõ istendi. Türk-İş Başkanõ Kumlu, yaptõğõ açõklamada, ülke- yi yönetenlerin, ülkenin gerçek gündemi olan eko- nomik kriz, işsizlik, açlõk ve yoksulluğun çözümünde yoğunlaşmasõ gerektiğini söyledi. Yaşananlarõn, ekonomik krizlerden en çok emek cephesinin etkilendiğini gösterdiğini vurgulayan Kumlu, krizin vurduğu tüm ülkelerde işsizliğin art- tõğõnõ, toplumsal dengelerin bozulduğunu anlattõ. Kri- zin Türkiye’de “kavga malzemesi” olmaktan çõ- karõlmasõ ve çözüme odaklanõlmasõ gerektiğini an- latan Kumlu, hükümetin değişik kesimlerden gelen seslere kulak vermesi gerektiğine işaret etti. Kimi işverenlerin İşsizlik Fonu’na ve kõdem taz- minatlarõna göz diktiğini bildiren Kumlu, “Bu son derece tehlikelidir. Çünkü, daha 2001 krizinin neden olduğu işsizleştirmenin sıkıntılarını aşa- mamış Türkiye’nin yeni bir işsizler ordusunu kaldırmaya gücü yoktur. Kıdem tazminatı, iş- çinin alın teridir. Fon teorilerine zemin oluş- turan ‘Özel sektörde işçilerin büyük bir bölümü kõdem tazminatõnõ zaten alamõyor’ yaklaşımı çarpık bir yaklaşımdır. Bu gerekçe elbette önemlidir, ama yapılması gereken kıdem taz- minatlarının eksiltilmesi, geleceği belli olmayan bir fona devredilmesi değil, özel sektörde ça- lışan işçilerin kıdem tazminatı hakkının güvence altına alınmasıdır” dedi. Dolar 1.55’e indi ‘Piyasalar çok ciddi stres altında’ İngiltere Merkez Bankasõ Başkanõ John Gieve piya- salarõn çok ciddi bir stres altõnda olduğunu belirte- rek 2.8 trilyon dolarlõk banka zararlarõyla global resesyon tehditlerinin fi- nansal piyasalardaki istik- rar riskini arttõrdõğõnõ vur- guladõ. Gieve, “Gerekti- ğinde hareket etmek için uluslararasõ otoriteler ha- zõr olmalõ” dedi. ABD’de, aralarõnda BB&T Corp, Capital One Financial Corp ve Sun- Trust Banks’õn bulunduğu 16 banka daha, hükümetin kurtarma progra- mõndan yararlanmayõ kabul etti. 16 banka, hükümetten 33 milyar dolar- dan fazla nakit alacak. Küresel kriz, Güney Ko- re’de intihar vakalarõnõ te- tikledi. Geçen hafta, bor- sada parasõnõn üçte ikisini kaybeden bir adamla 60 yaşlarõnda bir karõkoca intihar girişiminde bulun- du. Uzmanlar, hastalarõ- nõn yüzde 20’sinin kri- ze bağlõ olan ruhsal sorun yaşadõğõnõ açõkladõ. Küresel piyasalar merkez ban- kalarõndan faiz indirimleri bek- lentisiyle soluklanõrken, borsa- larda toparlanma yaşandõ. Ön- ceki gün 1.72 YTL’ye kadar çõ- kan dolar dün 1.55 YTL’ye ge- rilerken, Japon Nikkei Endeksi, dün yüzde 6.4 oranõnda değer kazandõ. Avrupa borsalarõndaki artõşlar da yüzde 3’ü aştõ. Dün yarõm gün açõk olan IMKB ise yüzde 2.29’luk artõşla kapandõ. K R İ Z G Ü N C E S İ Türkiye’deki büyümenin 2008’in ikinci yarõsõnda ve 2009’da “dramatik şekil- de” yavaşlamasõnõ beklediklerini belir- ten Dünya Bankasõ Türkiye Direktörü Ulrich Zachau, Dün- ya Bankasõ’nõn 2009 mali yõlõnda Türkiye’ye 1.9 milyar dolar kredi sağlaya- cağõnõ söyledi. 20 bin DİSK üyesi atõldõDİSK Başkanõ Çelebi, krizin ülkeyi, özellikle de çalõşanlarõ teğet geçmediğini belirterek yõl başõndan bugüne 20 bin DİSK üyesinin işlerinden olduğunu söyledi. “Krizi gördük ancak felaket tellallõğõ ile suçlandõk. Kriz çok büyük, toplumsal muhalefet hareketi örmeliyiz. Yalnõz biz değil burada olmayan diğer örgütler de katõlmalõ. Artõk emekçiler bedel ödememeli. ” 16 banka daha yardım alacak ‘Dramatikyavaşlamabekliyoruz’ CUMHURİYET BAYRAMI’NDA ÇANTA’DA BULUŞUYORUZ Program Saat 14.00: Taksim AKM önünden hareket Saat 16.00: Elektrik sorununa avukatlar eşliğinde hukuksal bakõş ve çözüm yöntemlerinin oluşturulmasõ Saat 18.00: Cumhuriyet Bayramõ Kutlama Yemeği Saat 21.00: Dönüş YER: Silivri-Çantaköy Cumhuriyet Evleri Kõrkahvesi TARİH: 29 Ekim 2008, Çarşamba İLETİŞİM: 0212 291 89 82 - 83 GSM: 0533 769 73 99 e-posta: koop_c yahoo.com KOOP-C’DEN DUYURU 29 EKİM 2008 Çarşamba günü Saat 12.00’de CUMHURİYETİN 85. YILINDA, ULUSAL KURTULUŞ SAVAŞI SONRASI GAZİANTEP FOTOĞRAFLARI AÇIK HAVA SERGİSİ SEN GELMEZSEN BİR EKSİĞİZ Yer: Muammmer AKSOY Bulvarı, Karslıgil İnşaatı önü - GAZİANTEP İletişim: 0342 323 31 13 - 0532 232 93 99 CUMOK GAZİANTEP ÇAĞRISI www.cumokistanbul.org Vatan mutlaka selamet bulacak millet mutlaka mesut olacaktõr. Çünkü kendi selametini kendi saadetini milletin saadet ve selameti için feda edebilen vatan evlatlarõ çoktur. 25, 26 Ekim 1912 gecesi Mustafa Kemal ATATÜRK Cumhuriyetimizin 85. kuruluş yõldönümünde 29 Ekim Çarşamba günü saat 18.00’de Atatürkçü Dü- şünce Derneği Kars Şubesi’nde toplanõyoruz. Sen gelmezsen bir eksiğiz. Bağõmsõzlõk Mustafa Kemal’den armağan edildi di- yerek 29 Ekim 2008 günü ücretsiz Cumhuriyet gaze- tesi dağõtõlacaktõr. Not: 10 Kasõm 2008 günü öğrencilere dağõtõlmak üzere tüm CUMOK’lardan kitap, ansiklopedi ve Nu- tuk kitabõ yardõmõ bekliyoruz. Bilgi: Kadir IŞIK İletişim: 0537 232 99 51 KARS CUMOK ÇAĞRISI www.cumokistanbul.org Pasaportumu kaybettim. Hükümsüzdür. DURSUN BURSALI 27.YAŞ GÜNÜNE BİRLİKTE GİRİYORUZ OĞLUM! Hep söylerdin; tekrar Dünyaya gelmek istesem yine sizin oğlunuz olmak. Tekrar okumak istesem; BAL-ODTÜ'de okumak. Yine çalõşmak istesem ASELSAN'da görev yapmak isterdim. Sen hep ideallerinle yaşadõn, iyi bir miras bõrakabilmek için. kalõcõ bir şeyler yaratmak istedin, geleceğe meşale olmak için. YA ONLAR; Ablukacõlar, Asalaklar, Alçaklar Bozguncular Dayatmacõlar, Darbeciler BUNCA YAPMAK İSTEDİKLERİNİZ YETMEDİ Mİ? BİZDEN NE İSTEDİLER? OĞLUM; SEN HER ZAMAN KALBİMİZDESİN SENİ GÜZELLİKLERİNLE HEP ÖZLEYECEĞİZ…. İYİ Kİ DOĞDUN ANNEN-BABAN VE SENİ SEVEN HERKES T.C. KARATAŞ SULH HUKUK MAHKEMESİ SATIŞ MEMURLUĞU SAYI: 2003/2 Satõş Yukarõda numarasõ yazõlõ dosyamõzdan satõşa çõkarõlan 18/09/2008 tarihli taşõnmaz açõk artõrma ilanõ 05/10/2008 tarihli Cumhuriyet gazetesinin 11.sayfasõnda ilan edilmiş fakat ila- nõn imar durumu kõsmõ gazete ilanõnda çõkmadõğõ görülmüştür. İMAR DURUMU: AYRIK NİZAM BEŞ KAT İMARLI - TAKAS - 0.30 KAKS - 1.50 olduğu tavzihen ilan olunur. 28/10/2008 Basõn Tashih T.C. KÖRFEZ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ ESAS NO: 2008/127 Davacõ Saadet Gülümser YILDIRIM tarafõndan davalõ Tapu Sicil Müdürlüğü aleyhine mahkememizde açõlan TAPUDA KAYIT TASHİH ve TESPİTİ davasõnõn yapõlan açõk yargõlamasõnda verilen ara kararõ uyarõnca; Mahkememizin yukarõda esas numarasõ yazõlõ dava dosyasõnda, davacõ tarafõndan dava- lõ aleyhine Kocaeli, Körfez, Hereke Köyü, Köy İçi Mevkii, 36 Pafta, 2912 parsel sayõlõ 131 m2 ’lik taşõnmazõn Emin Efendi mirasçõlarõ şeklinde tapuya tespit ve tescil edildiği, Emin Efendi’nin Hasan Tahsin ÜRETEN’in babasõ olup asõl adõnõn Mehmet ÜRETEN ol- duğu iddiasõ ile kayõt ve tescil davasõ açõlmõş olup parsel maliki Emin Efendi ile miras ba- ğõ kurulacak şekilde dava konusu taşõnmazda hak iddia edecek kişilerin ilan tarihinden iti- baren 1 aylõk süre içerisinde mahkememize başvurmasõ, başvurmadõğõ takdirde bu yerle il- gili olarak bir daha hak ileri sürülemeyeceği hususu ilan olunur. 24.10.2008 Basõn No: 57372 G.Kore’deintiharlararttı
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear