23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B B İ T T İ 22 EKİM 2008 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA DİZİ 9 Lenin, devrimi son Rus çarõ II. Nikola’nõn balerin sevgilisi Kshesinkaya’nõn evinden yönlendirmiş St. Petersburg’da tarihle dans M üzenin ayrõlmaz parçasõ gibi du- ran, akça pakça, yaşõnõ başõnõ al- mõş iki kadõn. Dalgõn, uzak, ya- bancõlaşmõş gözlerle bizi karşõlõ- yor…. Biri gişede, diğeri vestiyerde oturan müze personeli iki kadõn dõşõnda, içerde in cin top oynuyor. “Ermitaj” kuyruğunda saatlerce beklemeyi göze alan turistler; Rus devrimi ve Sovyet ta- rihini anlatan bu ilginç müzeye rağbet etmi- yor. Kabahat turistlerde değil gerçekte. St. Pe- tersburg’a adõm atan yabancõlarõn çoğu, böyle bir müzenin varlõğõndan habersiz. Tur rehber- leri bu şehir müzesini “dipnot olarak” dahi konu etmiyor. Müzeyi bõrakõn; içinde “Sov- yetler Birliği”, “Ekim devrimi”, “Lenin” geçen cümleler kurmaktan özenle kaçõnõyor- lar. Az ilerde anlõ şanlõ “Finlandiya İstasyo- nu” duruyor örneğin... “Bolşevik Devrimi” başlangõcõnda hani Lenin’in Avrupa’da sürgünden dönerken, Pe- tersburg’da ayak bastõğõ ilk yer olarak tanõ- nan ve böylece tarihe geçen “ünlü istasyon!” Şehir turuyla kaç kez önünden geçtik. “Ba- kın işte o istasyon!” diyen biri çõkmadõ. ÇARIN BAŞBALERİNE HEDİYESİ: “DEVRİM MÜZESİ!” Geniş, yeşil bir parka bakan şõk bir “art- nouveau” villa içindeki bu tarih müzesi de aynõ hesap. İlk gün bir rehber laf arasõnda bu- rayõ işaret etti gerçi. Ama şöyle: “Mariinskiy Tiyatrosu’nun ünlü başbalerini Matilda Kshesinskaya’nın evi. Kshesinskaya, son Çar II. Nikola’nın sevgilisiydi!” Bu bilgiyi bize heyecanla aktarõrken; baş- balerine Çar’õn armağan ettiği evin, -“büyük Rus devrimini anlatan”- bir müze oldu- ğu ayrõntõsõnõ es geçti... Geçen yüzyõlõn tra- jik tarihini fazla deş- mek mi istemiyorlar artõk; yabancõlarõn soru- larõndan mõ kaçõyorlar, “Sovyet dönemi” üzerinde alõnmõş açõk, net “resmi bir po- zisyon” mu yok… O kadarõnõ bil- miyorum. Tur rehberleri ne var ki St. Pe- tersburg’ da yanlõz “Romanovla- rı” hikâye ediyor. Kapõsõnda iri harflerle –tabii sade Kiril alfa- besinde!- “Siyasi Tarih Müzesi” yazan bi- nayla, “Çar Nikola’nın sevgilisinin evinin” aynõ bina olduğunu çözene dek, akla karayõ seçtik bu yüzden. Burayõ õsrarla görmek istememin nede- ni, Petersburg tarihinin “Bolşevik devri- mi” sonrasõnõ kapsa- yan bu garip “karart- ma”. Bu “karartmayı” anlamak istiyorum. Ardõn- daki gizemi merak ediyorum. Devrim burda olmuş neticede. Yalnõz Çarlõk Rusya’sõnõn başkenti olmakla tanõnmõyor bu kent. Bolşevik devriminin de “görkemli tarih sahnesi” olarak biliniyor…. Gelin görün ki “görkemli tarih sahnesi” ufalana, ufalana bu bakõmsõz müzeye tõkõlmõş ve ya- vaş yavaş unutulmaya terk edilmiş. Kapõda boş bakõşlarla bizi karşõlayan “Sov- yet döneminden” kalma yaşlõ kadõnlar gibi tõpkõ… Vaktiyle devrimi anlatmak üzere ku- rulmuş bu koca müze de koyver gitsin, kade- rine bõrakõlmõş. Gezimize eşlik edecek bir rehber, bir kulaklõk sistemi, yabancõ dilde ha- zõrlanmõş açõklayõcõ bir kitap ya da broşür… bulamõyoruz. LENİN’İN ÇALIŞMA ODASI Bu “koyvermişlik” aslõna bakarsanõz; bir rehberin, bize anlatabileceklerinden çok fazla şey söylüyor: Yalnõz Rusya’yõ değil dünyayõ sarsan 70 yõllõk bir zaman dilimi söz konusu olan… Yolu St. Petersburg’a düşen rastgele bir tu- ristin, o dönem hakkõnda bilgi edinmek adõna -el yordamõyla- bulup, bulabileceği tek yer burasõ. “Tarihe tanıklık eden” çok kõymetli eşya- lar var bu villanõn salonlarõnda: Lenin’in çalõşma odasõ ve daktilosu mese- la! “Yeni Sovyet insanı” düşleriyle devrimin ilk projeleri; bu daktilonun klavyesinden çõk- mõş… Bolşevikler, ihtilalin ilk merkez komitesini burda kurmuşlar. Bugün nenelerin, bebelerin güneşlendiği ağaçlõklõ, büyük parka bakan bu villanõn “art nouveau” balkonundan Lenin gene ilk kez Petersburg halkõna seslenmiş… “Pravda” nõn ilk “haber merkezi” burada kurulmuş…. “Sovyet devrimi” ile özdeşle- şen gazetenin telefonlarõ, Lenin’in çalõşma masasõ, kişisel notlarõ, o dönemin Rusya hari- tasõ; tarihin dilsiz tanõklarõ olaraktan karşõ- mõzda duruyor. GORBAÇOV’UN EKRANI DELEN ENERJİSİ Buradan başka salonlara geçiyoruz ve Sta- lin’den Gorbaçov’a, Sovyet liderlerinin vi- deolarõnõ izliyoruz. Halk arasõna giren, halkla konuşan, “halka dokunan ilk lider” portresiyle; farklõ bir fi- ziksellik õşõnlayan, enerji saçan Gorbaçov’un; aşõrõ resmi, kalõpsal seleflerinden sergilediği kopuşu, videoda gösterilen belgeselin sözleri- ni anlamasak da görsel malzemeden fark edi- yoruz. Ama Putin Rusya’sõndan geri dönüp bakõl- dõğõnda, perestroyka, glasnost… o müthiş “değişim yıllarının Rusları” bile giyimleri, kuşamlarõyla milat öncesi gibi duruyor. Mazi olan bir toplumu betimleyen bu videolarõ iz- lerken, aradan geçen zamanõn, yirmi yõl bile olmadõğõna inanamakta zorluk çekiyoruz. YOKLUK YILLARININ İÇ ÇAMAŞIRLARI Sempatik, eğlenceli bölümler de var, müze- de. “Komünizm yıllarını” salt siyasi tarih üzerinden değil; “Sovyet modasıyla” anlatan salonlarda, bir vitrin arkasõnda uzun pembe, şapşal bir “kadın donu” duruyor mesela. Yanõna da bir Yves Montand fotoğrafõ kon- muş. Montand, Sovyetler Birliği’ne yaptõğõ gezilerden birinin ardõndan o dönemde dillere pelesenk olan şöyle bir laf etmişmiş: “Sov- yetler’de gördüğüm o uzun pembe kadın donlarını unutmam mümkün değil!” Sovyet mağazasõ GUM’da, “arananın de- ğil yanlızca bulunanın giyildiği” dönem o yõllar. Başka seçeneği olmayan kadõnlar, bu absürt iç çamaşõrõna talim etmişler. Gagarin yõllarõnõn “modası”, “rejim ko- damanlarının tarzı” falan derken, “demir perdeyi” delen ilk kozmetik markasõ “Lan- come”un açtõğõ ilk mağazanõn fotoğrafõnõ gö- rüyoruz. Mağaza önünde, tek bir rimel ya da parfüm şişesine erişebilmek için birbirini tepeleyen kadõnlarõn oluşturduğu upuzun ve hazin kuy- ruk, bakarken hâlâ insanõn içini acõtõyor. M atilda Kshesinskaya’nõn öyküsünün gerisini bu arada tamamlayayõm. II. Nikola’nõn infazõnõn ardõndan Kshesinskaya, Paris’e kaçõyor. Orda bir Rus aristokratõ ile evleniyor ve memnun mesut yüz yaşõna dek yaşõyor. Çarla olan aşkõnõ da “St. Petersburg’da Dans Etmek” adlõ anõ kitabõnda yayõmlõyor. Akşamüstü, St. Pe- tersburg’un böyle roman gibi uzayõp gideyen sõra dõşõ karakterlerinin, sõra dõşõ serüvenleri- nin zaman tünelinden çõkõp; Neva’nõn karşõ yakasõndaki “Ermitaj”a geçmek için, az ile- rideki “Troçki köprüsüne” yürüyorum… Karşõma upuzun siyah bir limuzin çõkõyor. Nehir kõyõsõna demirlenmiş bir “restoran gemisinin” tam önününe park etmiş. Merak edip, bir aperatif içmek bahanesiyle geminin kapõsõnõ çalõyorum. İzbandut gibi üç koruma kapõyõ aralõyor. Yukarõdan aşağõ beni süzüp, içeri alõyorlar ve İngilizce anlaşabileceğimiz biri temin edilene dek, antrede beklememi söylüyorlar. Yerler ve duvarlar simsiyah... Bekletildi- ğim antre de zifiri denecek denli loş… “Git, bize ideal bir mafya filmi seti bul!” deseniz, bundan alasõ olmaz. Trabzan- larõ altõn yaldõz kaplama geminin ikinci katõ- na çõkan merdivenlerin başõnda, buraya ka- põdaki limuzinle geldikleri anlaşõlan bir ge- linle damadõn video çekimleri yapõlõyor. “Halkla ilişkilerci” olduğunu söyleyen ince topuklu bir hanõm; az sonra yanõma ge- lip, “Ne istediğimi?” soruyor: “Hiçbir şey!” diyorum: “Galiba burada özel bir gece var! Başka sefere…” Lenin’in balkonuyla, Troçki Köprüsü ara- sõndaki beş dakikalõk mesafede “yeni Sov- yet insanından”, “yeni Ruslara” kadar gö- rülecek ne varsa gördüm nasõlsa. R uslar, bunlarõ bugün kendilerine bi- le tam nasõl anlatacaklarõnõ bilemi- yorlar. 18-30 yaş grubu gençlere sorduğunuzda; komünizm yõllarõnõn onlar için artõk hiçbir şey ifade et- mediğini görüyorsunuz. Belli yaş üzerindekiler de ya “hatırlamak” ya da “konuş- mak istemiyor”! “Dönemin iyi yanları da vardı; kötü yan- ları da vardı!” gibi beylik cüm- lelerle konuyu kestirip atõyorlar. Yükselen “milliyetçilik” doğ- rultusunda ne var ki, Rus tarihinin alttan alta bir revizyona tabi tutul- duğunu da, çok net hissediyorsunuz. Ör- neğin Stalin, kamuoyu yoklamalarõnda popülarite patlamasõ yaşõyor. “Gu- lagları unuttunuz mu?” diyecek olursanõz aldõğõnõz cevap: “Ama II. Dünya Savaşı’nı kazandı ve bizi, süper güç yaptı!” oluyor. İlginç olan za- lim çarlarõn da benzer bir re- vizyonla aynõ “prestij ligine” sokulmasõ. İKİNCİ POPÜLER İSİM: SON ÇAR II. NİKOLA Devlet TV’si “RTR”nin “Rus büyük- leri” üzerinde sürdürdüğü bir oylama var. Bolşeviklerin kurşuna dizdiği Çar II. Ni- kola ile Stalin atbaşõ birinciliğe oynuyor. Sonuçlarõ Aralõk’ta belli olacak oyla- mada, kâh Stalin, kâh II. Nikola öne geçiyor. İki karşõt sistemi temsil eden iki isim; “Rus yüreğinde” yan yana... II. Nikola, Ortodoks kilisesi tarafõndan zaten çoktan aziz yapõldõ. Naaşõ St. Petersburg’ un “Panteon”u sayõlan, Peter ve Paul katedraline taşõndõ. Son olarak yüksek mahkeme kara- rõyla; hem despot ve hem de zayõf bir tarihi şahşiyet olan son Çar’a, âlâyõvâlâ ile itibarõ iade edildi. “Tarihin” ne değişken, ne oy- nak, ne dayanõksõz olduğunu an- lamak için; buraya, St. Peters- burg’a gelmek gerekiyor…. Ekim devrimi Peters- burg’da; Mariinskiy Tiyatrosu başbalerini Matilda Kshesins- kaya’nõn evindeki bu küçük müzeye konup arşivlenmiş. Arşivden çõkõp da altõn harfler- le tarihe geçmeyi başaranlar; devrimin baş kurbanõ II. Nikola ile en zalim diktatörü Stalin! Bundan büyük ironi olur mu? Restoranın önünde 10 metrelik limuzin. Kamuoyunda Stalin’in popülaritesi üst düzeyde Son Çar II. Nikola’nın balerin sev- gilisi Matil- da Kshe- sinskaya. St. Petersburg Devrim Müzesi’nde Lenin’in çalışma odası. İhtilali başlatan ünlü ‘Aurora’ zırhlısı. S adece Çarlık Rusya’sı başkenti değil St. Petersburg; Bolşevik devriminin de görkemli tarih sahnesi. Ancak o görkemli sahne ufalana ufalana bu bakımsız müzeye tıkılmış ve unutulmaya terk edilmiş. Siyasi Tarih Müzesi’nin salonlarında çok kıymetli eşyalar var: Lenin’in çalışma odası ve daktilosu... Devrimin ilk projeleri bu daktiloda yazılmış. Bolşevikler, ihtilalin ilk merkez komitesi ve Pravda’nın ilk haber merkezini burada kurmuşlar. Lenin, Petersburg halkına ilk kez buradan, bu villanın balkonundan seslenmiş. Pravda’nın telefonları, Lenin’ in masası ve notları, dönemin Rusya haritası; tarihin dilsiz tanıkları olaraktan karşımızda duruyor. Troçki Köprüsü’nün yeni Ruslarõ Tarihin ne değişken, ne oynak, ne dayanıksız olduğunu an- lamak için, St. Petersburg’a gelmek gerekiyor. Ekim dev- rimi, Mariinskiy tiyatrosu başbalerini Matilda Kshe- sinskaya’nın evindeki bu kü- çük müzeye konup arşivlen- miş. Arşivden çıkıp da altın harflerle tarihe geçmeyi başaranlar; devrimin baş kurbanı II. Nikola ile en zalim diktatörü Stalin! Çarlık Amblemi II. Nikola Stalin Siyasi Tarih Müzesi’nin karşısındaki park.Petersburg’un yeşil alanları kanalları denli etkileyici.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear