23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CYB C Y B 20 EKİM 2008 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL Sosyal Güvenlik Yasasõ Kapsamõ (2). Çalõşma, Personel ve Sosyal Güvenlik Yasalarõ 5510 sayõlõ Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlõk Sigortasõ Yasasõ (Sos- yal Güvenlik Yasasõ) karmaşõk anlatõmõ ve yazõlõmõ ile bir “labirent” görünümündedir. Biz de bu labirentte kaybolmamak için “labirenti” ma- hallelere, caddelere, sokaklara ayõrarak boyutlandõrõp, her sigortalõya da ulaşabilmek için adreslendirmeye çalõştõk. I - Sigortalõ. (1 Ekim 2008’den Önce Sigortalõ Olanlar) a) Zorunlu Sigortalõ, b) Sakat Statüdeki Sigortalõ c) Topluluk Sigortasõ Sigortalõsõ d) İsteğe Bağlõ Sigorta Sigortalõsõ e) Emekli (Çalõşan), f) Emekli (Çalõşmayan), g) Dul (Çalõşan,) h) Dul (Çalõşmayan) i) Yetim (Çalõşan) j) Yetim (Çalõşmayan) II - Sigortalõnõn Bağlõ Olduğu Sosyal Güvenlik Kurumu: a) TC Emekli Sandõğõ, b) Sosyal Sigortalar Kurumu, c) Bağ-Kur, d) Özel Emekli Sandõğõ (*) (*) 506 sayõlõ Sosyal Sigortalar Yasasõ Geçici Madde 20 uyarõnca ku- rulan Bankalar, Sigorta Şirketleri, Ticaret ve Sanayi Odalarõ ve Borsa- lar personelinin Özel Emekli Sandõklarõ, III - Sigortalõlarla İlgili Çalõşma, Sosyal Güvenlik ve Kamu Personel Yasalarõ: A) Çalõşma Yasalarõ, a) 4857 sayõlõ İş Yasasõ, b) 854 sayõlõ Deniz İş Yasasõ, c) 5953 sayõlõ Basõn İş Yasasõ, B) Kamu Personel Yasalarõ: a) 657 sayõlõ Devlet Memurlarõ Yasasõ, b)) 926 sayõlõ Türk Silahlõ Kuvvetleri Personel Yasasõ, c) 2914 sayõlõ Yükseköğretim Personel Yasasõ, d) 2802 sayõlõ Hâkimler ve Savcõlar Yasasõ, e) 3466 sayõlõ Uzman Jandarma Yasasõ f) 233 ve 399 sayõlõ Kamu İktisadi Teşebbüsleri Personel Rejiminin Düzenlenmesi Hakkõnda Kararnameler, C) Sosyal Güvenlik Yasalarõ: a) 1005 sayõlõ İstiklal Madalyasõ Verilmiş Bulunanlara Vatani Hizmet Tertibinden Şeref Aylõğõ Bağlanmasõ Hakkõnda Yasa, b) 506 sayõlõ Sosyal Sigortalar Yasasõ, c) 5434 sayõlõ Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandõğõ Yasasõ, d) 1479 sayõlõ Bağ-Kur Yasasõ, e) 2829 sayõlõ Çeşitli Sosyal Güvenlik Kurumlarõna Tabi Olarak Ge- çen Hizmetlerin Birleştirilmesine İlişkin Yasa, f) 3201 sayõlõ Yurt Dõşõnda Bulunan Türk Vatandaşlarõnõn Yurt Dõ- şõnda Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakõmõndan Değerlendi- rilmesine İlişkin Yasa, g) 2925 sayõlõ Tarõm İşçileri Sosyal Sigortalar Yasasõ, h) 2926 sayõlõ Tarõmda Kendi Adõna ve Hesabõna Çalõşanlar Sosyal Sigortalar Yasasõ, i) 2108 sayõlõ Muhtar Ödenek ve Sosyal Güvenlik Yasasõ, j) 3671 sayõlõ Türkiye Büyük Millet Meclisi Üyelerinin Ödenek, Yol- luk ve Emekliliklerine İlişkin Yasa, j) 2330 sayõlõ Nakdi Tazminat ve Aylõk Bağlanmasõ Hakkõnda Yasa, k) 4447sayõlõ İşsizlik Sigortasõ Yasasõ, l) 2022 sayõlõ 65 Yaşõnõ Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarõna Aylõk Bağlanmasõ Hakkõnda Yasa, m) 2566 sayõlõ Bazõ Kamu Görevlilerine Nakdi Tazminat Verilmesi ve Aylõk Bağlanmasõ Hakkõnda Yasa, n) 3292 sayõlõ Vatani Hizmet Tertibi Aylõklarõnõn Bağlanmasõ Hak- kõnda Yasa, IV - Sigorta Kollarõ: a) İş Kazalarõ ve Meslek Hastalõklarõ Sigortasõ, b) Hastalõk Sigortasõ, c) Analõk Sigortasõ, d) Malullük Sigortasõ, e) Yaşlõlõk Sigortasõ, f) Ölüm Sigortasõ V - Dönemler: a) 1 Ekim 2008 Öncesi Dönem b) 1 Ekim 2008 Sonrasõ Dönem 5510 sayõlõ Sosyal Güvenlik Yasasõ’nõn görüşümüz doğrultusunda gru- plaştõrmaya çalõştõğõmõz “iç içe geçmiş” bu beş boyutunun çok ayrõntõ- lõ biçimde incelenip, değerlendirilmesi gerektiği görüşündeyiz. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak yahoo.com.tr TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN www.mumtaz-arikan.com (ÇÖPLÜK ÇOCUKLARI) TAYYAR ÖZKAN www.junkidz.com HARBİ SEMİH POROY 20 Ekim SAĞNAK NİLGÜN CERRAHOĞLU İran Gözüyle Pamuk Çağdaş Sanat Fuarı, “Contemporary İstanbul”a ev sahipliği yapan Lütfi Kırdar, etkinliğe katılan 375 sa- natçının eserleriyle baş döndürücü bir renk şölenine dönüşmüş. Bu görsel şölenin ortasında, alt katta; siyah per- delerle çevrili çadır gibi bir bölme ilk bakışta dikkat çekiyor ve fuarın tüm renklerinden bıçak gibi keskin bir çizgiyle ayrılıyor. Sıkı sıkıya örtülü siyah perdelerin yaptığı ilk çağrı- şım çünkü bir “kara çarşaf” göndermesi. “Contemporary İstanbul”a İran’dan katılan ilk ve tek sanatçı, Feride Laşay’ın yapıtı bu. Adı: “Ben bir ağa- cın kendisi değil, manası olmak istiyorum.” Feride Laşay; enstalasyonunu tümüyle Orhan Pa- muk’un “Benim Adım Kırmızı”sından esinlenerek ha- zırlamış. Ne sentez, ne füzyon; bir bütün Çadıra girer girmez; İstanbullu yazarla, Tahranlı res- samın bütünleşmesi karşısında apışıp kalıyorsunuz. Yazının gücü, “görselin gücüyle” ancak böylesi bir ruh bütünleşmesiyle aktarılabilir... Eserin bıraktığı ilk izlenim bu... Bir diğeri de basmakalıp “Batı-Doğu sentezi” kli- şelerini aşan özgünlüğü. Ortaya çıkan sonuçta, ne kadar “Batı” varsa, bir o kadar da “Doğu” var. Biri diğerini bastırmamış. Sen- tez, füzyon oluşturmaya kalkışmamış. “Batı” ile “Do- ğu” eserde, eşit ağırlıkta iki ayrı sütun gibi, bir “bü- tünü” ayakta tutuyor. Ama birbirlerinin içinde erimi- yor, kaybolup gitmiyorlar. Ressama bunu söylediğimde, aldığım yanıt şu ol- du: “Orhan Pamuk’a ben bunun için hayranım. Pamuk tam da bunu yapıyor.” “Eşit ağırlıktaki sütunlar nasıl oluşuyor?” derseniz; bunun yolu, iki kültürü de eşit ölçüde benimsemek ve özümsemek; birini diğerine “üstün” tutmamaktan ge- çiyor. Feride Laşay bunu yapmış. Bir oda düşünün. Üç duvarda boydan boya üç tablo var… İlk duvardaki resim ve de animasyon; “empresyo- nistlerin babası” Manet’nin ünlü “Çimenler Üzerinde Öğle Yemeği” tablosu ile başlıyor. Enstalasyona bakanının öncelikle bu tablonun, “Ba- tı resim sanatında açtığı çığırı” ve yarattığı skandalı bil- mesi gerekiyor. Giyimli iki adam ortasında cüretkâr çıplaklığı ile dikkat çeken bir kadının çimenler üze- rindeki piknik sahnesini canlandıran tablo; ilk başta eleştirmenler ve toplumca lanetlenmiş. Ancak sanat değerinin anlaşılmasıyla birlikte zamanla bir “ikona- ya” dönüşmüş ve “modern resmin” başlangıcı sayıl- mış. Öyle ki, başlı başına Picasso, tablonun 167 fark- lı versiyonunu yapmış. Laşay, Batı’da işte böylesi bir çığır/skandal eşiği oluşturan bir tabloya göndermeyle yola koyuluyor ve bunu bir animasyon/enstalasyona dönüştürüyor. Manet’nin tablosundaki figürlerin; fondan gelen rüz- gâr ve kuş sesleri eşliğinde yavaş yavaş yerlerini “Do- ğulu figürlere” bıraktıklarını izliyorsunuz önce. Çıplak kadını; aynı pozda, gene iki erkek arasında oturan “kırmızı çarşaflı” bir kadın alıyor. Bu noktadan sonra Laşay, Pamuk ve Doğu’nun dünyasına giriyor; “Manet şablonunu” yanlız bir destek olarak kullanı- yor. Leyla ile Mecnun’un nar taneleri! İlk tablodaki figürler yavaş yavaş silinirken; orta du- vardaki ikinci tabloda -“Leyla ve Mecnun” olaraktan- karşımızda yeniden beliriyorlar. Manet’nin üçüncü şah- sı bu arada, “hikâyeyi nakleden” gözlemci oluyor. Leyla, Mecnun’u baştan çıkarmak için önce hafif- çe çarşafını aralıyor. Ve Mecnun’a bir nar uzatıyor. Nar, erotik bir göndermeyle yarılıyor; içinden teker teker dökülen kırmızı nar taneleri âşıklar için bir yatağa dö- nüşüyor. Âşıklar tam bu nar taneleri üzerine uzan- mışken; animasyon, sağ duvardaki siyah “haram” tab- losuna odaklanıyor. O “kara tabloda”, Orhan Pamuk’un “tanık ağacı” arkasında, Leyla öldürülüyor! Leyla’yı kimin öldürdüğünü bilmiyoruz. Orhan Pa- muk’un ağacı biliyor sadece. Biz o ağacın arkasında aşağı doğru hareket eden sivri bir bıçak görüyoruz yal- nızca. Bıçak hareket ettikçe, Leyla’nın çarşafı kütü- ğün dibinde büzüşüyor, büzüşüyor ve yok oluyor. Zi- firi tablonun üzerinde o sırada gümüş harflerle, bir na- kış gibi ağır ağır Farsça “haram” yazısı işleniyor… Sofistike, ince ve de çok etkileyici. Laşay’a bu yerleşmeyi, aynen bu şekliyle İran’da ser- gileyip sergileyemeyeceğini sordum: “Söz konusu de- ğil!” dedi. İran’da “gün ışığına” çıkamayacak olan bu özgün yapıt, keşke burda; ilham kaynağı olan ülkede kalsa. Kalabilse... Patara rastlantıları Uzun süredir Kaş Patara’da antik Likya parlamentosunun bulunduğu bölgede ABD parlamentosunu toplama çabaları vardı. Bir süredir durulmuştu bu girişimler. Gazeteci arkadaşımız Yusuf Yavuz’un ilettiği bilgilere bakılırsa, olay başka boyutlar kazanmaya başlamış: Patara’da bir yandan TBMM Başkanı Köksal Toptan’ın ev sahipliğinde 2010’da dünya parlamento başkanlarını ağırlama çalışmaları sürerken, bir yandan da sit alanında yaşamlarını sürdüren köylülerin bölgeden çıkarılma girişimi gündemdeymiş. Kaş Kaymakamı Süleyman Yılmaz, Patara’daki Gelemiş köyünde yaptığı toplantıda, sit alanı içinde bulunan köyün boşaltılarak, köyde yaşayanların geçen temmuz ayında çıkan yangında zarar gören Hazine’ye ait ormanlık alana TOKİ tarafından yapılacak konutlara taşınması yönündeki “hayalini” anlatıp köylülerden imza istemiş. Girişimin köylülerin bölgeden uzaklaştırılarak Patara’nın ranta açılması amacını taşıdığı tartışılmaya başlanınca da Kaymakam Yılmaz, hayalini bu kez gazetecilere aktarmış: “Patara’da 150 civarında konut bulunuyor. Bunların neredeyse tamamı sit alanı içerisinde kaçak yapı konumunda. Bu yapılar hakkında kesinleşmiş yıkım kararları bulunuyor. Bu biçimde uygulanacak yıkım kararları içimizi acıtıyor. Yapılmasını düşündüğümüz projeyle birlikte ortaya çıkacak yapılar Likya köyü mimarisine uygun olacak. Bu şimdilik bir hayalden ibaret. Köylülerle yaptığımız toplantıda bu hayalimizi paylaştık.” Yılmaz, bu girişimin 2010 yılında Patara’da yapılması planlanan Dünya Parlamentolar Birliği toplantısıyla bir ilgisinin bulunup bulunmadığı yönündeki soruyu, söz konusu toplantıya katılacak parlamento başkanlarının çoğunun helikopterlerle Patara’ya ulaşacağını anımsatarak, “Bu çirkin yapıları bu şekilde göstermek istemeyiz” diye yanıtlamış. Şu Türkiye tümüyle bir rastlantılar ülkesidir zaten: Önce, Likya Birliği’nin Patara’daki parlamentosunun ABD meclisine temel olduğu ileri sürülerek ABD’li parlamenterlerin burada toplanması önerilir. Öneri tepki çekince, rastlantı bu ya, bu kez aynı yerde Dünya Parlamentolar Birliği toplanmak ister. O toplantının hazırlıkları yapılırken, yine rastlantı işte, bölgede yangın çıkar. Orman yanınca da, yine kuşkusuz bir rastlantı, akıllara bölgedeki köylüler için yangın bölgesinde ev yapmak gelir... Kim? Emekli diplomat- yazar Daver Darende’nin bir sorusu var: “Sınır ötesinden ülkemize yönelik düzenlenen hain saldırıdan sonra bölgedeki egemen gücün, yani ABD’nin güdümünde hareket eden merkezi Irak hükümetine uyarı notası vermek yerine Kuzey Irak’ta egemenliğini ve etkinliğini sürdüren, bu bölgeyi Türkiye’ye karşı bir saldırı alanına dönüştüren ABD’ye izlediği politikanın müttefiklikle bağdaşmadığını anlayacağı bir dille, ürkmeden ve çekinmeden anlatmamız gerekmiyor mu?” Gerekiyor gerekmesine de, kim anlatacak? Ürkek kediler mi? Dağlarca Elif’in kağnısı dondu kaldı. Dağlar buz kesti. Yeryüzü çocuklarını bir an için ısıtmadı güneş. Söylediği gibi oldu: “Her tüyüne bir çocuk kordelası bağladılar / Uçtu o.” Tek Araç Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş sürecinde uygulanan devletçilik ile bugün kapitalizmin içine düştüğü bunalımdan kurtulmak amacıyla uyguladığı, emekten ve mazlum ülkelerden alınan, alınmaya devam edecek olan taze kanın kamu eliyle sermayeye aktarılması oyununu birbirinden ayırmak gerekiyor. Kapitalizm tıpkı bugünkü gibi bir küresel bunalım yaşarken Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran kadroların oturtmaya çalıştığı devletçilik, bağımsızlıkçı bir kalkınma atılımıdır. Halk yararını gözeten özgün bir denemedir. Başarılı da olmuştur. Cumhuriyetçi devletçilik, ülkenin yıkımına yol açacak kamusal değerlerin satılması ve özelleştirmelere değin yaklaşık 50 yıl boyunca Türkiye’nin sanayileşmesine öncülük etmiş, bir ölçüde kendi başına ayakta durabilmesine, direnebilmesine de katkıda bulunmuştur. Cumhuriyetin kuruluş felsefesini, ekonomik ve sosyal tüm getirileri ile birlikte yok etmeye yeminli bugünkü kadroların elinde ise, büyük bunalıma karşı direnecek tek bir araç kalmıştır: Hamd etmek... Türk Eğitim Derneği, “eğitime hizmet anlayışı”nın bir parçası olarak yeni bir tasarıma başlamış: “Genç İnovatif Girişimcilik Projesi.” Proje gereği, çeşitli bölgelerden 8 pilot okulda seçilen teknoloji tasarım ve rehberlik-danışmanlık öğretmenlerine TED Ankara Koleji’nde üç gün süre ile eğitim verilmiş. Seminere katılan her öğretmen, okullarında 20 öğrenciyi proje hakkında eğitecek ve dörtlü gruplar halinde 5 “sanal şirket” kurarak yenilikçi iş fikirleri geliştireceklermiş. Neymiş örneğin bu yenilikçi iş fikri? Sözgelimi, “Nasıl bir şemsiye tasarlarsam, çocuklar ellerinde taşımak zorunda kalmadan bunu kullanabilirler?” cin fikri imiş... Anlayacağınız bir tür küçük kapitalistler yetiştirme projesi bu. Projeyi kim mi destekliyor? ABD Büyükelçiliği... Piyasasını serbestçe batağa saplamış olan ABD, projeyi kendi çocuklarına uyguladı, baktı tutmadı, bizimkilere kakalıyor herhalde... Girişimcilik projesi HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN hetiyatrosu@mynet.com BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Süzülmüş et ya da tavuk suyu. 2/ Hatay ilinde bir õr- mak... Fayda. 3/ Bir bağlaç... Bir dakikanõn altmõşta biri. 4/ Haberci... Köpek. 5/ Çingene çocuğu... Satrançta özel bir hareket. 6/ Kayak sporundaki yarõşma dallarõn- dan biri. 7/ “Kõşla- nõn önünde redif sesi var / Bakõn çantasõnda --- ne- si var / Bir çift kunduray- la bir de fesi var” (Tür- kü)... Temel niteliğinde olan. 8/ “Biz kimseye --- tutmayõz / Kamu âlem birdir bize” (Yunus Em- re)... Halk dilinde yağ ta- vasõna verilen ad. 9/ Vü- cut õsõsõ... Birine dokun- sun diye söylenen söz. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Türkülerde yinelenen dizelere verilen ad. 2/ Kürkü de- ğerli bir yaban kedisi... ABD Merkezi Haberalma Örgü- tü’nün simgesi. 3/ Nikel elementinin simgesi... Pelinle ko- kulandõrõlmõş sert bir içki. 4/ Düşmanõn kafa derisini, sa- vaş ganimeti olarak kesip alma eylemi. 5/ İnce dantel... Eski Mõsõr’da güneş tanrõsõ... Hayat arkadaşõ. 6/ Halk ede- biyatõna özgü, genellikle dört dizeden oluşan şiir türü... Parlak kõrmõzõ renkte bir süs taşõ. 7/ Alyuvar. 8/ Dünya- mõzõn uydusu... Asma kütüğü. 9/ Yaş duvar sõvasõ üzeri- ne yapõlan resim... Kokmuş hayvan ölüsü. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 D U D U B U R N U E L İ T N A A T M A V A L M İ R A R A P M U K O N İ A T A Ş O M T A P A B A Ş Ç A P L A A C E M Y U A N Y A V R U A Ğ Z I 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 nilgun@cumhuriyet.com.tr
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear