Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
ekonomi@cumhuriyet.com.tr
18 EKİM 2008 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ 13
CMYB
C M Y B
İŞÇİNİN EVRENİNDEN
ŞÜKRAN SONER
Lale Devri
Vatan gazetesinden arkadaşımız Mustafa Mutlu,
bu haberiyle, benim yıllardan beri kafamda takılı du-
ran, ancak habercilikten kopmanın tembelliği içinde
kaynağına ulaşamadığım bir soruya yanıt veriyor. As-
lında kaynak CHP’nin soru önergesine verilen yanıt,
yani resmi bilgi.. Üstelik çok çarpıcı;
İstanbul’un 6 yıl boyunca lalelerle donatılması, La-
le Devri nostaljisinin parasal karşılığı 670.5 milyon YTL.
Sadece AKP iktidarı, Belediye Başkanı’na muhalefet
yapma adına, dünya kültür merkezi olmasını düşle-
diğimiz İstanbul’un, yeşillendirilip çiçekle renklendi-
rilmesine karşı durmak gibi bir ilkellik, saçmalık söz
konusu olamaz elbette.
Gerek soru önergesi sahipleri, gerekse haberi ya-
pan, değerlendiren arkadaşlarımızın benim de çok ka-
tıldığım, takıldığım yaklaşımı, tam da Osmanlı’nın La-
le Devri anlamına uygun, gerilemeye geçiş sürecini
hızlandıran; toplum gerçeklerinden kopuk; dolayısıyla
toplumun kültürel, estetik de dahil her türden ge-
lişimine katkısı götürüsünden çok fazla; gösterişe, tü-
ketime dönük, görgüsüz.. bir dönemin özentisi, sim-
gesi ile İstanbul’a hizmette yarar değil zarar verildiği...
Yine yanlış anlaşılmaması için, Osmanlı tarihinin pek
de övünülecek bir dönemi olmayan Lale Devri’nin sim-
gesi olmasının ötesinde, lalenin İstanbul için kültürel
bir simge, çok da sevilen, güzel bir çiçek olduğu ger-
çeğini yadsımaya kalkışmadığımızın altını çizmekte ya-
rar var. Elbette benim gibi çok sevenleri, parasını öde-
yerek, emeğini vererek, koşulları uyuyor, yerleri var-
sa elbet, on günlük ömrü de olsa bu güzel çiçeği ye-
tiştirecek, keyfini çıkaracaklardır. AKP’li Belediye’nin
ideoloji, kültürel takıntısı ile bile olsa, İstanbul’un sim-
gesi olarak laleye takılmasından da kimseler rahat-
sız değil. Emirgân korusu başta simge olmuş yerler-
de, on günlük bir keyif için renk renk, cins cins lale-
lerin yetiştirilmesi, Hollanda ile yarışılması da çok hoş
ve anlamlı.
Takıntımız, bu iş için ödenen toplumsal bedelde,
rakamın büyüklüğünde. Oturduğum semtten, Vatan
Caddesi’nden biliyorum; zaten ömrü kısa, maliyeti yük-
sek çiçek değiş tokuşunun bizim için haksız bir lüks
olduğunun bilincindeyim. İstanbul’un yeşillendirilmesi,
çiçeklendirilmesinden hem çok mutlu, hem de har-
candığını tahmin ettiğim, cebimizden çıktığını bildiğim
paraların büyüklüğünden üzüntülüyüm..
Belki günlük bütçemizde, yaşamımızın içinde ye-
ri olmadığından, 6 yılda İstanbul laleleri için 670.5 mil-
yon YTL tutarlı bir harcama kalemini, ilk duy-
duğumuzda etkilenmiyoruz, bilincimizde bir algılama
yaratmıyor. İşte bu nedenle, belediyelerin kamu hiz-
met alanı sorumlulukları içinden, haberde karşılaştır-
malar var; yılda on gün görebildiğimiz lalelerimiz için
6 yılda harcanan para ile İstanbul’a 16 derslikten 553
ilkokul yapılabilirmiş, ya da yine 16 derslik 415 lise,
orta ölçekli 42 özel üniversite açılabilirmiş. Ya da 70
yataklı 638 hastane açılabilir, 29 yangın söndürme
uçağı alınır, Bodrum ölçeğinde 3.6 havaalanı inşa edi-
lebilir, 45 kilometrelik metro yolu döşenebilir, 450 de-
niz otobüsü, en lüksünden 12 feribot alınabilirmiş.. Ha-
berin ekine göre, İstanbul’a özenen diğer belediye-
lerin lale harcamaları ile bu rakamlar 5 katına çıkı-
yormuş...
Evet şimdi; “Lale çiçeğini benim gibi çok seven-
lerden olsanız da, bizim kesemizden kaynaklar bu ka-
dar kıtken bu haksız tüketime, israfa, çok yaşamsal hiz-
metlerin seçilmemiş olmasına var mısınız?” Kaldı ki
bana göre bu işlerin altında çok başka işler yatıyor...
Elbette lale için yapılmış resmi harcama kalemi
doğrudur. Ancak gerçekten bu paranın, daha doğru-
su servetin karşılığı sayıda lale üretilip, dikilmiş midir?
Kim saymış, sayılabilir mi? Benim bildiğim İstanbul
Belediyesi’nin, gerek İstanbul çevresi, gerekse Ana-
dolu’nun çok başka yörelerinde çiçek, ağaç fidesi için
anlaşma yaptığı çok fazla köy, köylü var. Elbette pra-
tik, geçerli bir yol ve yöntem gibi.. Ancak akıtılan ra-
kamlar çok çok yüksek.. yolsuzluğu, denetimi yapı-
lamayacak biçimde uçup-gidici. Duyumlar; seçme-
ne para aktarımında, partili aracıları zengin etmede,
yolsuzluk kokusu saçılsa bile kanıtlanamayacak en
geçerli işlerin başını bu türden işlerin çektiği...
Şimdi bir anımsayın: Bir ara İstanbul yollarında da-
ha önceki ağaçlar bile sökülerek, çok pahalı, ithal, din
kardeşliği ülkeler, şirketler ilişkili, çok çok yüksek sa-
yılarla palmiye ağaçları dikilmişti. İlk aklıma gelen İs-
tanbul ikliminin, kimliğinin simgesi ağaçlar olmadığıydı.
Yine de “Bu kadar büyük harcama yapılıyorsa, araştır-
ması da yapılmış, İstanbul iklimine uyumlu palmiye
ağacı türü bulunmuştur..” diye düşünmüştüm. Ağaç
sayısı, sokağa atılan paramız hâlâ sır... Sır olmayan,
bütün İstanbul sokaklarına, parklara, her yere öbek
öbek dikilenlerin, çok kısa zaman dilimleri içinde bir
bir kurudukları.. Hesabı sorulabildi mi?
İlk yerel seçimde İstanbul’da, ülkenin çoğunluk ye-
rel yönetimlerinde, canımızı yakan bu ucuz siyasete,
“Lale Devri” iktidarlarına son vermek, vatandaşlık so-
rumluluğumuz değil mi?
soner@cumhuriyet.com.tr
Koç ve Yalçõndağ: Yapõlmasõ gereken tartõşmayõ bastõrmak değil, önerilere kulak vermek
TÜSİAD’dan AKP’ye sert uyarõ
YİK Başkanõ Mustafa Koç: “Reel sektörde küresel krizin etkilerinin kaçõnõlmaz
olarak biraz daha belirgin hissedilmesi beklenmelidir. Her şeyden önce,
finansal krizi derinlemesine yaşayan ihracat pazarlarõmõzdaki büyüme,
muhtemelen sõfõra yakõn düzeyde gerçekleşebilir. Yapõlmasõ gereken, sakinleştirici
olmaya çalõşõrken tartõşmalarõ bastõrmak değil, geniş bir istişare mekanizmasõyla süreci
yönlendirebilmemizi sağlayacak hazõrlõklarõ gerçekleştirmektir.”
Ekonomi Servisi - Türk
Sanayicileri ve İşadamlarõ
Derneği’nin (TÜSİAD) yõlõn
ikinci Yüksek İstişare Kon-
seyi (YİK) toplantõsõndan
hükümete ‘tartışmaları bas-
tırma çabası yerine, öneri-
lere kulak verin; ekono-
miye odaklanın’ çağrõsõ gel-
di. TÜSİAD Yüksek İstişa-
re Konseyi (YİK) Başkanõ
Mustafa Koç ve Yönetim
Kurulu Başkanõ Arzuhan
Doğan Yalçındağ, TÜSİ-
AD’õn bugün siyaset sah-
nesinde faaliyet gösteren pek
çok siyasi partiden daha es-
ki bir iş dünyasõ temsil ör-
gütü olduğunu vurgulaya-
rak Türkiye’nin gelişmesine
katkõ misyonuyla uyarõ yap-
tõklarõ mesajõnõ verdiler. Top-
lumda güvenin sarsõldõğõnõ
belirten TÜSİAD yöneticileri
AKP hükümetini “biz gere-
keni yaparız” diyerek tar-
tõşmalarõ bastõrmak ve eleş-
tirileri nedeniyle özel sektö-
rü suçlama tutumundan vaz-
geçmesi yönünde uyardõlar.
Mustafa Koç, ekonominin
gündemin sürekli ilk mad-
desi olmasõnõ sağlamak ge-
rektiğine dikkat çekti. Koç
şöyle devam etti: “Altı ye-
terince doldurulamayan
‘her şey kontrol altõnda’ söy-
leminin terk edilerek, ye-
rine kamuoyuyla, ekono-
minin aktörleriyle somut
ve yaratıcı programlar ve
stratejiler temelinde sü-
rekli iletişim ve işbirliği
anlayışı ortaya koyulmalı-
dır.”
Arzuhan Yalçõndağ da
şöyle konuştu: “Türkiye’de
görünen bir yangın yok
ama kuvvetini artıran bir
rüzgârın tehdidi altında-
yız. Böyle dönemlerde gü-
ven önemlidir. Güven duy-
gusunu artıracak olan, kü-
resel krizin boyutları ve
Türkiye’nin riskleriyle il-
gili ciddi bir farkındalık
içinde olunduğunun gös-
terilmesidir. Devir öneri-
lere kulak verme devri-
dir. Konuşanı susturma,
‘biz gerekeni yaparõz’ di-
yerek tartışmaları bastır-
ma, elini taşın altına ko-
yan, sırtında yumurta kü-
fesi taşıyan özel sektörü
suçlama devri değildir.”
‘Acılarımız, sağduyumuzu tutsak almasın’
Aktütün, Diyarbakõr ve Çukurca’da yi-
tirilen şehit aileleri, yakõnlarõ ve Türk mil-
letine başsağlõğõ dileyen YİK Başkanõ
Koç, “Acılarımız, sağduyumuzu ve ak-
lımızı tutsak almasın. Aksine bir kez da-
ha soğukkanlılıkla terörün kaynakları-
nı, mücadelenin farklı boyutlarını de-
ğerlendirelim, güvenliği ele alırken eko-
nomik, sosyal ve kültürel açıdan yapı-
labilecekleri de konuşalım” dedi. Başkan
Yalçõndağ da son günlerdeki tartõşmalara
değindiği konuşmasõnda şunlarõ söyledi:
“Terörle mücadelede alınabilecek yeni fi-
ziki önlemler ivedilikle alınsın. Ancak
bunları yaparken güvenlik gerekleri ile
demokratik hakları karşı karşıya koy-
mak, hele AB’ye uyum yasalarının gü-
venlik zafiyeti yarattığı noktasından
hareket etmek ülkemizi doğrudan terö-
ristin istediği tuzağa çekecektir.”
SAPTAMA VE ÖNERİLER
Çözüm bekleyen sorunlar ortada du-
rurken, bunlarla ilgili ortak akõl aramak ye-
rine, eleştiri ve tartõşmalardan rahatsõz ola-
rak onlarõ bastõrmaya çalõşmak, siyaseti sü-
rekli çatõşma ve kutuplaşma tonunda sür-
dürmek, bu çatõşma ortamõnõn etkisiyle, siyasal
istikrarsõzlõk algõsõnõ güçlendirmeye hizmet et-
mekte, bu da sosyal ve ekonomik aktörlerin gü-
venini aşağõ çekmektedir.
Kõsa dönemli tedbirlere öncelik ver-
mek, orta ve uzun dönemi ikinci plana at-
mak gibi bir lüksümüz yok. En önemli fak-
tör, toplumsal güven ortamõnõn tam olarak
tesis edilmesidir.
Mevcut güven kaybõnda, seçimlerden
bu yana ekonominin bir türlü gündemin bi-
rinci maddesi haline gelememesinin önem-
li bir rolü vardõr.
IMF ile yeni bir stand-by anlaşmasõ im-
zalanmalõ. IMF ile ivedilikle girilecek yeni ve
güçlü bir işbirliği, elde edilen makro istikra-
rõn kuvvetlendirilmesi ve sürdürülebilmesi açõ-
sõndan önemli bir destek oluşturacaktõr.
AB ile müzakerelerin hõzlandõrõlacağõ
yönünde inandõrõcõ bir yol haritasõ ortaya
konulmalõ.
Özel sektör temsilcilerini de kapsayan so-
mut gündemli ve süreklilik arz eden forumlar
oluşturmalõyõz. Toplantõlar, forumlar, “Küresel
Krizin Türkiye’ye Muhtemel Etkileri” özel gün-
demi ile toplanmalõdõr. Ortak akõl aranacak
bu forumlarõn zaman zaman Başbakan’õn baş-
kanlõğõnda toplanmasõ önemli.
YAVAŞLAMA OLACAK
Almanya’da 500 milyar Avro, Fransa’da 461 milyar dolarlõk paketler meclislerden geçti
Ekonomi Servisi - Krizin yarala-
rõnõ sarmak üzere harekete geçen ül-
keler yardõm paketlerini teker teker
meclislerinden geçirmeye başladõ.
Fransa’da hükümet, 461 milyar do-
larlõk paketi kabul etti. Fransõz ban-
kalarõnõn batmaktan kurtarõlmasõnõ
içeren planõn parlamentoda acilen
onaylanacağõ belirtiliyor.
Alman Parlamentosu’nun üst ka-
nadõ da, 500 milyar Avro’luk (675
milyar dolar) finans sektörünü kur-
tarma paketini onayladõ. Alman hü-
kümeti yardõmla bankalardan hisse
alacak ve gerektiğinde öz sermaye de
verecek. Bunun karşõlõğõnda banka-
larõn yönetimlerine gerekli gördüğü
takdirde müdahale edebilecek.
Diğer yandan Malezya’da, ban-
kalardaki tüm yerli ve yabancõ mev-
duatõn garanti altõna alõnacağõ açõk-
ladõ. Malezya’da 17 bin 143 dolara
kadar mevduat garanti altõnda.
Avustralya, Yeni Zelanda, Endo-
nezya ve Hong Kong bu hafta mev-
duata tam garanti sağlarken, Singa-
pur’un da mevduata tam garanti için
çalõşmalar yaptõğõ kaydediliyor.
Dış Haberler Ser-
visi - Küresel mali
krizin yol açtõğõ işten
çõkarmalar devam ediyor. ABD’li oto-
motiv devi General Motors, satõşlarõnõ
azalan talep ile dengelemek için üreti-
mini azaltõrken 1600 çalõşanõnõ işten çõ-
kardõ. General Motors Sözcüsü Chri-
stopher Lee, işten çõkarmalarõn haziran
ayõnda açõklanan üretimi azaltma ka-
rarlarõnõn parçasõ olduğunu belirtti.
2000’den beri küçülme eğiliminde olan
General Motors, geçen haftalarda da 4
bin 500 kişiyi işten çõkarmõştõ. Diğer yan-
dan Çin’in Dongguan şehrinde, Smart
Union Group’a ait bir oyuncak fabri-
kasõ, küresel mali
kriz sebebiyle if-
las ilan etti. Fab-
rikanõn bu kararõyla yaklaşõk 7 bin ki-
şi işsiz kalmõş oldu. Müşterileri arasõnda
ABD’li büyük oyuncak firmalarõ Mattel
ve Disney de bulunan fabrikanõn çalõ-
şanlarõndan oluşan 500 kişilik bir grup,
ödenmemiş maaşlarõnõ alabilmek için
protesto gösterisi yaptõ. Ancak fabrika
bu konuda bir açõklama yapmadõ.
Dünyanõn en büyük oyuncak üretici-
si olan Çin’de 2008 boyunca, artan üre-
tim ve emek maliyetleri yüzünden 3 bin
631 oyuncak ithalatçõsõnõn neredeyse ya-
rõsõ piyasadan silindi.
Ekonomi Servisi - ABD
borsalarõnõn toparlanmasõna
karşõn gelişmekte olan ül-
kelerde görülen satõşlar
İMKB’ye de yansõdõ. Borsa
dün yüzde 6.27 gerileyerek
25.870’e inerken, dolar 1.53
YTL’nin üzerine çõktõ.
Petrol fiyatlarõndaki dü-
şüşün tüketime dayalõ sek-
törlere alõm getirmesi, ucuz-
layan hisselere gösterilen
ilgi ve Ambac’in kurtarma
planõ, ABD borsalarõnõn
yükselmesine neden oldu.
Dow Jones Sanayi Endeksi
yüzde 4.68, Nasdaq yüzde
5.49, S&P 500 yüzde 4.25
değer kazandõ.
Tokyo Borsasõ yüzde 3
yükseldi, Hong Kong Bor-
sasõ’nda yüzde 4.4’lük dü-
şüş var. Avrupa borsalarõn-
da yüzde 2’nin üzerinde ar-
tõşlar görülüyor. Gelişmek-
te olan piyasalarda ise dü-
şüşler var. Rusya ve Maca-
ristan borsalarõnda kayõplar
yüzde 4’ün üzerinde.
Dolardaki hareket sürü-
yor. Bankalararasõ piyasada
dolar 1.5325 YTL’ye kadar
çõkarak Eylül 2006’dan be-
ri en yüksek düzeyi gördü.
Ekonomi Servisi - Migros Türk
TAŞ Yönetim Kurulu Başkanõ
ve Murahhas Azasõ Bülend Özay-
dınlı, dünyada ekonomik krizin
yaşandõğõ bu zor günlerde Migros
olarak tõpkõ 1994–2001 ekonomik
kriz dönemlerinde olduğu gibi
kõsa dönemli dalgalanmalar-
dan etkilenmeden yatõrõmlarõnõ
hõzlandõrdõklarõnõ, ürkek
planlarla kendi po-
tansiyellerini da-
raltmadõklarõnõ
açõkladõ.
1994 ve ben-
zer krizlerde
Migros’un can-
lõlõğõnõ ve ha-
reketliliğini hep
artõrdõğõnõ ifade
eden Özaydõnlõ,
her ekonomik kri-
zin sonrasõnda mutlaka düzeltmeler ol-
duğunu, dünyanõn finansal piyasalar-
da yapõlan hatalardan dolayõ ciddi bir
ekonomik krizde olduğunu kaydetti.
Türkiye’nin gelişmelerden soyut-
lanmasõnõn olanaksõz olduğunu, kõsa
dönemde Türkiye’nin de üzerine düşeni
almak zorunda kalacağõnõ dile getiren
Özaydõnlõ’ya göre, Türkiye bu durumu
fõrsata dönüştürebilir.
Türkiye olarak güvenilir bir görün-
tü vermeyi başarmanõn önemine dikkat
çeken Özaydõnlõ, “Eğer bunu başa-
rabilirsek, Türkiye diğer ülkeler
arasından sıyrılabilecektir. Global
krizi, Türkiye için bir fırsat olarak
görebilmeliyiz. Umarım daha da
geç kalmadan orta ve uzun dönem
önlemlerini, daha aktif bir şekilde al-
malıyız görüşündeyim.
Talebi cesaretlendirecek ortam-
lar hazırlayarak üretim artışını sağ-
layarak maliyetlerin düşmesini sağ-
lamalı, istihdam artışına zemin ha-
zırlamalı, kayıtdışı ekonomiye gerçek
bir savaş açıp, devletin vergi gelirle-
rini artırmalıyız. Bu önlemler birçok
ekonomik sorunumuzun çözümüne
yardımcı olacaktır” dedi.
3 milyar dolara
Migros’un istikrarlõ bir gelişme gös-
terdiğini anlatan Özaydõnlõ’nõn verdiği
bilgiye göre, Şubat 1991’de Migros hal-
ka açõldõğõnda, şirket toplam değeri 15
milyon dolardõ... Haziran 2008’de Mig-
ros Türk ortaklõk kompozisyon değişi-
minde, şirketin toplam değeri 3 milyar
dolarõn üzerinde oldu. 1990’da 2 ilde 36
mağazada 12 bin 800 metre kare satõş
alanõnda hizmet veren Migros Türk, 15
Ekim itibarõyla 7 bölgede ve 63 ilde
1124 mağazada 645 bin 700 metre ka-
rede hizmet veriyor.
Derviş: Reel
sektöre dikkat
Ekonomi Servisi - Birleşmiş Millet-
ler Kalkõnma Programõ (UNDP) Başkanõ
Kemal Derviş, finans krizinin reel sek-
tör krizine dönüştüğünü belirterek “Ge-
lişmekte olan ülkelerde yavaşlama ka-
çınılmaz. Türkiye için kriz söz konusu
değil. Ancak reel sektör ve cari açık-
ta kırılganlıklar var” dedi.
NTV/CNBC-e ortak yayõnõnda so-
rularõ yanõtlayan Derviş, zengin ülkeler
için ciddi bir durgunluğun kaçõnõlmaz ol-
duğunu belirterek “Durgunluk bir yıl-
dan fazla sürecek. Maalesef tedbir-
lerin geç kalması, bu krizin yayılma-
sında rol oynadı” dedi.
Gelişmiş ülkelerdeki yavaşlamanõn ta-
lep yönünde dünyayõ etkileyeceğini be-
lirten Derviş, şunlarõ söyledi: “Bizim gi-
bi ülkeler ihracat ve kredi açısından
etkilenir. Gelişmekte olan ülkelerde
yavaşlama kaçınılmaz. Türkiye gibi
ülkelerin sadece zengin ülkelere değil,
Doğu Asya piyasalarına da gereken
önemi vermesi yararlı olur.”
600 milyon Avro’luk hata
Türk Traktör’de mola
Fransa’da bankacõlõk tarihine geçecek bir hata yapõldõ.
Caisse d’Epargne adlõ banka çalõşanõnõn 6 Ekim’de
yaptõğõ yanlõş işlem bankaya 600 milyon Avro’ya pat-
ladõ. Caisse d’Epargne ile Banque Populaire’in bir-
leşmesi bekleniyor. Birleşmeyle yeni bankanõn mevduatõ
480 milyar Avro’ya, müşteri sayõsõ 6 milyona çõkacak.
GERÇEK İŞSİZLİK YÜZDE 18.5
İşsiz sayısı
5 milyon
Ekonomi Servisi - Türkiye İstatistik
Kurumu’nun (TÜİK) işsiz sayõsõnõ 2.5
milyona yakõn işsizi kapsama almadan
belirlediği, aslõnda işsiz sayõsõnõn 5
milyona yaklaştõğõ, gerçek işsizlik ora-
nõnõn ise yüzde 18.5 olduğu belirlendi.
TÜİK’in temmuz itibarõyla 2 milyon
353 bin olarak açõkladõğõ işsiz sayõsõ,
umudunu yitirerek iş aramaktan vaz-
geçen 1 milyon 717 bin ve ara sõra gü-
nü birlik işlerde çalõştõğõ için “eksik is-
tihdamda” sayõlarak kapsama alõn-
mayan 858 bin kişi de dahil edildiğin-
de, 4 milyon 928 bine ulaşõyor. Buna
göre TÜİK’in yüzde 9.4 olarak açõkla-
dõğõ işsizlik oranõ da yüzde 18.5’e çõ-
kõyor.
Son bir yõlda geniş tanõmlõ işsiz sa-
yõsõnõn 280 bin kişi, işizlik oranõnõn da
0.7 puan artõş gösterdiği belirlendi.
İşbaşõ yapmaya hazõr olduğu halde iş
bulma umudu kalmadõğõ için iş arama-
yanlar “işgücüne dahil olmayan nü-
fus” yerine “işgücü” içinde kabul edi-
lirse, 26 milyon 692 bin kişilik bir iş-
gücüne ulaşõlõyor. Gerçek işsizler ola-
rak da 4 milyon 928 bin kişi baz alõn-
dõğõnda, işsizlik oranõnõn gerçekte yüz-
de 18.5 olduğu ortaya çõkõyor.
Bu oran Türkiye’de işsizliğin son bir
yõlda yaklaşõk 0.7 puan arttõğõnõ göste-
riyor. Geniş tanõmlõ işsizlik oranõ Tem-
muz 2007’de yüzde 17.8 düzeyinde bu-
lunuyordu.
KRİZ GÜNLÜĞÜ
Avusturyalõ çelik üreticisi Voestalpine, 5 milyar Av-
ro yatõrõmla Karadeniz bölgesinde çelik fabrikasõ
kurmayõ erteledi.
Başkan Yalçõndağ: “Biz, ‘herkes benim çizgime gelsin’ düşüncesini,
ülkeyi yolundan saptõran suni gündem konularõ ortaya atarak siyasetin ve
bürokrasinin ulusal hedeflere kilitlenmesine engel olmayõ siyasal istikrar
anlayõşõyla bağdaştõramõyoruz. Yolsuzluklarõ, itibarõn ve güvenin düşmanõ olarak
görüp üstüne gitmek yerine, her türlü uyarõ ve eleştiriyi siyasal karşõtlõk olarak
algõlamayõ da siyasal istikrarõ pekiştirmekten uzak bir tutum olarak görüyoruz.”
Migros krizde gaza basıyor
‘Dalgalanma nedeniyle
potansiyelimizi düşürmeyiz’
diyen Özaydõnlõ, yatõrõma
devam edenlerin güven
kazandõkarõnõ belirtti.
Planlar tek tek onaylanıyor
Malezya’da tüm yerli ve
yabancõ mevduata garanti geldi.
Avrupa’da bankalara yardõm
edecek hükümet, gerekirse
bankaya müdehale edecek.
İşçi atan atana
DOLAR 1.53’Ü GÖRDÜ
İngiltere Başbakanõ Gordon Brown, finansal krizin dün-
ya ekonomisi için belirleyici bir nokta olduğunu ve so-
na ermesi için küresel çözümler gerektiğini belirtti.
Brown, İkinci Dünya Savaşõ’ndan sonra yeni ekono-
mik düzenin kurulmasõ ile IMF, Dünya Bankasõ ve bir
dünya ticaret örgütünün oluşturulmasõnda kullanõlan
modellerinin örnek alõnabileceğini belirtti.
Brown: Dalga dönüm noktası oldu
Türk Traktör, stok miktarõnõ azaltmak amacõyla 17, 24
Ekim ve 27-31 Ekim tarihlerinde olmak üzere toplam
5.5 iş günü üretime ara verecek.
Çelik fabrikasına kriz engeli