24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 20 AĞUSTOS 2007 PAZARTESİ 10 DIŞ BASIN dishab?cumhuriyet.com.tr Avrupa Merkez Bankası, Amerika’nın emlak krizi konusunda daha az diplomatik bir dil kullanıyor DEĞİŞEN DÜNYADAN HÜSEYİN BAŞ ‘Risk ABD’nin kendisidir’ SEBASTİAN GERHARDT Bir Çağdaş ‘Makyavel’in Ardından Fareler birbiri ardından batmakta olan gemiyi terk ediyor. Başkanlık seçimlerine bir buçuk yıl kala W. Bush’un gemisi iyice su almaya başladı. Irak hezimetinin ardından sözde ‘kendi istekleriyle’ gemiyi ilk terk edenler arasında Cumhuriyetçilerin 2006 seçimlerinde Irak hezimetine bağlı olarak uğradığı yenilginin ardından Savunma Bakanı Donald Rumsfeld başta olmak üzere başkanın iç güvenlik, bütçe, adalet gibi önemli görevlerde bulunan yakın çalışma arkadaşları, 2009’a kadar görevini bırakmayacağını açıklayan Condoleezza Rice’ın dışında görevlerinden ayrılmak zorunda kaldılar. Gemiyi terk edenlerin arasında bu işi daha önce yapan ünlü neoconlardan Paul Wolfowitz’i de unutmamak gerek. Son kamuoyu anketlerine göre W. Bush’un sadece yüzde 30’u su üstünde kalan gemisini son terk eden isim ise neoconların başkana en yakın olan, bu nedenle de onun ‘akıl hocası’ olarak anılan Karl Rove oldu. Karl Rove, W. Bush’un 1994’te Texas Valiliği’ne, daha sonra da 2000 ve 2004’te ‘dinci sağı’ harekete geçirerek başkanlığa tırmanmasının sağlanmasında büyük rol oynamış, bu yüzden de W. Bush’un başkanlığının ‘mimarı’ olarak ün kazanmıştır. Wall Street Journal gazetesinin açıkladığına göre, Karl Rove’un çeşitli savaşlar ve düzineyle siyasal entrikalardan vakit bulup ilgilenemediği ‘ailesinin’ yanına dönmek için istifasını salt ‘aileye’ dönme gerekçesine bağlamak pek inandırıcı görünmemektedir. Daha önceki istifalar da göz önüne alındığında Karl Rove’un da tıpkı öteki neoconlar gibi batmakta olan gemiyi terk ettiğini söylemek yanlış olmaz. ??? Birleşik Devletler Başkanı’nın iktidara gelmesi öncesinde oluşan ve iki dönemde de süren temel politik tercih, bilindiği gibi, köktenci Hıristiyanlarla yeni muhafazakârlar karışımından kaynaklanmaktadır. Evanjelistler malum. Neoconservateur düşüncenin ardında ise, çok sayıda yazarın da altını çizdiği gibi, askeri strateji uzmanı Albert Wohlstetter ve filozof Leo Strauss’la müritleri yer almaktadır. 11 Eylül’den önce planlanan ve 11 Eylül sonrasında gerçekleştirilen Ortadoğu saldırıları ve bugünkü hezimet, Başkan W. Bush’un sözü edilen bu temel tercihinin sonucu olarak görünmektedir. Başkan, 26 Şubat 2003’te Washington’da American Entreprise Institude’de yaptığı konuşmada neoconlara şu övücü sözlerle kucak açmıştı: “Sizler kesinlikle ülkemizin en parlak beyinlerisiniz. O kadar iyisiniz ki, hükümetim aranızdan yirmi kadarıyla birlikte çalışmaktadır.” W. Bush’un bu ‘parlak’ ve ‘iyi insanlarla’ işbirliğinin Ortadoğu başta olmak üzere üç beş yılda nelere mal olduğu bugün artık kimsenin saklısı değil. Karl Rove, neocon kuşağının ve başkanın 34 yıllık arkadaşı, Le Monde’un deyişiyle ‘düşünen kafası’, beyniydi. Ancak Rove salt büyük stratejilerin adamı değil, çoğunca belden aşağı vuran küçük politik oyunların da adamı olma özelliğine sahipti ve bu yüzden ‘Beyaz Saray’ın Makyaveli’ olarak anılmayı çoktan hak etmişti. ??? Uluslararası basında yer aldığı gibi, Rove politik yaşamın en pis bazı entrikalarına karışmakla da ün yapmıştı. 1994’te Texas Valisi Ann Richard’ı ‘yakın çevresine lezbiyenleri doldurduğu’ yalanıyla suçlayarak seçimleri kaybetmesini sağlamıştı. W. Bush’un Cumhuriyetçi partinin adayı olması için anketlerde favori görünen McLain’i dengesiz ve Vietnam’da esir düştüğü gerekçesiyle de hain olarak ilan etmişti. Son başkanlık seçimlerinde Texas’lı bir milyarderin desteğini sağlamış, bir grup yakın dostu Vietnam savaşçısını, demokrat aday John Kerry’nin Vietnam Savaşı’nda gösterdiği yararlılıkların yalandan ibaret olduğunu açıklamaya ikna etmişti. Fidel Castro ve Hugo Chavez’e karşı yürütülen kampanyaların ardında olan da yine başkan yardımcısı Dick Cheney’nin güdümündeki Rove’dan başkası değildi. Bu konulardaki günahlarının listesi salt bunlarla da sınırlı değil. W. Bush’un başlangıçtan bugüne tüm başarısızlıklarında Karl Rove’un izine rastlamak mümkün. Şimdilerde, ‘ailesine’ dönecek ve anılarını yazacakmış. Aslında kiliseye gidip günah çıkarsa, bu hayli zamanını alır ama, çok daha isabetli olur! J eanClaude Trichet, geçen salı günü icraatlarının sonucunu bildirdi: Avrupa Merkez Bankası (AMB) Başkanı, Frankfurt’taki basın toplantısında, para piyasalarının tekrar istikrara kavuştuğunu kaydetti. Sinirli ve “riskleri yeniden değerlendirilen” piyasaların bundan böyle yakın takibe alındığını belirtti. Trichet’e MB Avrupa’da panik göre mali piyasalardaki güncel çıkmasını önledi gelişmelerin “risklerin fiyatı aranırken sağlanan bir AMB, bankalara elbette güvence normalleşme” olarak karşılığı ve faiziyle kısa bir süre yorumlanması gerekiyor. Bunlar, için taze para verdi: 94.8 milyar tarihinin şimdiye kadarki en Avro önceki hafta perşembe büyük müdahalesinde bulunan günü, 61.5 milyar Avro cuma AMB’den gelen çok sakin sözler. günü ve geçen hafta pazartesi Oysa bu müdahale, bizzat emlak günü de tekrar 47.66 milyar Avro. krizinin kaynaklandığı ülkenin Haftalık düzenli refinansman işi merkez bankalarının yapılan 14 Ağustos Salı günü ise angajmanının çok üzerinde. “sadece” 7.7 milyar Avro’luk Aslında Trichet, tehlikeli bir ekstra para piyasalara sürüldü. gelişmeyi sonradan AMB’nin hızlı ve etkili tepkisi, güzelleştirmeye çalışmıyordu. bu gelişmelere hiç hazırlıksız Sadece, AMB’nin son aylık olmadığını gösteriyor. Tersine, raporunda yer alan altüst oluşlara bankanın güncel aylık raporu, karşı uyarıyı içeren bir kredilerle finanse edilen firma formülasyonu göstere göstere devralımları sorunuyla birlikte yineliyordu. kapitalist finans sisteminin Hangi risklerden söz ediliyordu? istikrarı için çok başka risk Ve ne biçim bir faktörlerini de dikkate alıyor. normalleşmeydi bu? Emlak kriziyle bağlantılı olarak Amerikan emlak piyasasındaki AMB, sadece işin doğasına uygun zararlarla ilgili davranmakla ve bilgiler, Atlantik’in açtığı krediyle Avrupa yakasında Avrupa para da aylardır vrupa’daki piyasasında bir panik huzursuzluğa çıkmasını kredi kuruluşları neden oluyordu. engellemekle için çıkardığı Çünkü Amerikalı kalmadı. Aynı milyarlarca Avro inşaatçıların zamanda, kısa vadeli yaptıkları evlerle tutarındaki krediyle büyük tutardaki bu bunları satın kredilerle uluslararası Avrupa Merkez alanlar, sadece ilk mali piyasalarda bir Bankası hem adımda ABD güç gösterisine de gücünü kanıtlıyor, banka kuruluşları girişmiş oldu. tarafından finanse hem de Kuzey Böylece de başka ediliyor. İkinci yerlerdeki, özellikle Amerika ile adımda, söz de ABD’deki Asya’nın merkez konusu bankalar yoğun bankalarını harekete huzursuzluğu böyle birçok kredi bir biçimde artırdı. sözleşmesini geçmek zorunda “Bank of Japan” fonlarda bir araya bırakıyor. bile kısa vadeli bir getiriyor ve bu manevra yapmak fonları da parça zorunda kaldı. ABD’nin “Federal parça veya bütün olarak satıyorlar. Reserv System”i, ki oradaki Bu işleri yaparken, bir yandan faiz emisyon bankalarının birliğidir, ve harçlardan oluşan gelirlerinin önceki hafta perşembe ve cuma bir bölümünden vazgeçiyorlar, günleri sadece tepki verebildi ve diğer yandan da kredi yerli para kuruluşlarına 24 ve 38 sözleşmelerini taze parayla milyar Amerikan Doları değiştiriyor ve bu parayla yeni tutarındaki desteğiyle daha az bir işlere girişebiliyorlar. Böylece, likidite sağlayabildi. Bu arada, yerel emlak bağlantıları ABD’de şimdiden 50 mali üzerinden, son derece hareketli, kuruluş emlak krizi çerçevesinde dünya çapında ticaret konusu iflasa gitti. Avrupa Merkez değerli kâğıtlar yaratılmış oluyor. Bankası, tam Amerikan emlak Bu değerli kâğıtlar, işin başındaki krizinin Avrupa finans bağlantılarda az ya da çok garantili gibiydi. Avrupa bankaları piyasasındaki etkileriyle mücadele ederken, bu krizin da varlıklı müşterileri için yatırım Avrupa emperyalistlerinin bir olanaklarına aracılık ederek, hatta sorunu olmadığını açıkça ilan kendileri bizzat hisse satın alarak etmiş oldu. Bankanın son aylık veya fonlar oluşturarak, bu işlere raporunda bu durum diplomatik katıldı. ABD’deki inşaat sahipleri bir dille şöyle formüle ediliyor: taksitlerini zamanında ödedikleri “Mali piyasalar şu sıralarda sürece, her şey yolunda gidiyor. sinirli bir dönemden geçiyor. Bu Ama ödeyemezlerse, o fonun dönemi ise yükselen güncel borsa değerindeki dalgalanmalar ve risklerin başarısızlık hemen ortaya çıkıyor. yeniden değerlendirilmesi Bu yılın başından beri en riskli karakterize etmektedir. Bu kesimlerde fiyatlar düşüyordu. gelişme, risklerin fiyat Temmuz başından sonra da işin oluşumunda normalleşme arkası geldi. O zamandan beri, görünümleri sunmaktadır.” bu işlere bulaşmış mali Son günlerin, bundan daha az kuruluşların sadece kendi sahip diplomatik bir dille mesajı ise oldukları kâğıtlar değer şöyle: ABD risktir ve bunun için yitirmekle kalmıyor. Zira bu gereken fiyatı da ödemesi gerekir. kuruluşlar, birçok olayda fon hisselerini satın alanlara gerekli Almancadan çeviren: Osman yükseklikte karşılık ayırmaksızın garantiler de vermişlerdi. Kimse Çutsay (Junge Welt, Almanya, bu işlerde risklerin nasıl 17 Ağustos 2007) dağıtıldığını ve kayıtlarda nasıl yer aldığını bilmiyor. Güvensizlik büyüdü. Bankaların birbirlerine karşı güvensizliği de büyüdü. İş bankaları için doğrudan Avro bulundurmak, faizsiz bir yatırım biçimi olarak maliyet unsuru sayılırken, güvensizlikle birlikte firmalarını AMB parasıyla ödeme gücüne sahip olarak kanıtlama çabası artıyor. A A Balkanlar’da bölünme çözüm değil VLADİMİR RADOMİROVİÇ ‘Belgrad, Kosova’nın taksimine razı olmamalıdır’ D emokrasi, barış ve insan hakları... Bunlar, Batı’nın bizden esirgemeye çalıştığı değerler. Kosovalı Sırpların maruz kaldığı etnik temizlik ve uluslararası alanda dönen Bizans entrikaları hâlâ kendisini hissettirirken bu entrikaların yeni bir halkası olarak şimdi de Batılı çevrelerde, Kosova’nın Sırp çoğunluğun bulunduğu kuzey Kosova ile Arnavutların yaşadığı güney Kosova arasında bölünmesi ve güney bölgelerinin bağımsızlığını kazanması senaryosu gündeme getirilip Sırbistan’ın yönetici çevrelerinin önüne sunuluyor. Oysa, böyle bir senaryoyu müzakere etmeye kalkmak, Sırpların Kosova’nın tamamına ilişkin olarak bu zamana kadar öne sürdüğü iddiaların tamamen çökmesine ve bunun da sonucunda Kosova’nın bütününün Sırbistan’ın elinden çıkarak bağımsız olmasına neden olabilir. Farz edelim ki, Kosova’nın bölünmesi gerçekleşti. Bu, ne Priştine’deki Kosova Arnavut yönetimi açısından bir taviz, ne de Belgrad açısından bir kazanç olacaktır. Zira, Sırplara bırakılması öngörülen kuzey bölgesi, Kosova’nın Birleşmiş Milletler onayı olmaksızın tek taraflı olarak bağımsızlığını ilan etmesi durumunda, zaten Kosova Arnavutlarına boyun eğmeyi ve bu sözde devletin parçası olarak kalmayı reddedecek olan bölge. Arnavutlar, İbar Nehri’nin kuzeyini zaten hiçbir zaman denetim altına alamadılar. Do Kosovalı Arnavutların yaşadığı yerlerde “bağımsızlık” sloganları dikkat çekiyor. layısıyla, böyle bir bölünme senaryosu, yani kuzeydeki Sırp nüfustan kurtulmak, Arnavutların bağımsızlık çabalarını kolaylaştıracağı gibi, Buyanovaç, Medveca ve Preşova gibi, Kosova’ya ait olmayıp doğrudan Sırbistan’ın içinde yer alan ve ayrılıkçı Arnavut hareketlerinin boy gösterdiği bölgelerin de kopuşunu kolaylaştırabilecektir. Batılı diplomasi çevrelerinde sağlam haber kaynakları olan bir İngiliz gazetecinin söylediklerine bakılırsa, Arnavutlar, Batılılarla yaptıkları görüşmelerde, Kosova’nın en kuzeyindeki Letak bölgesini Sırplara sunmaya hazırlanıyorlar. Yine aynı gazetecinin söylediğine göre bu, Kosova’nın genel olarak taksiminin görüşülmesinin önünü açacak olan bir öneri. Oysa, ne Sırbistan’ın ne de Kosova’nın bölünmesinin soruna çözüm olmadığı ortada. Kosova’nın İbar Nehri boyunca bölünmesi, Belg rad’ın konumunu zayıflatacağı gibi, Sırbistan’ın merkez bölgelerinin güneyden gelecek yeni tehlikelere maruz kalması sonucunu doğuracaktır. Bunun en somut örneğini, geçen cumartesi günü Arnavut nüfusun yaşadığı Sırbistan’ın Buyanovaç bölgesinde Arnavutların bir polis karakoluna yaptıkları saldırıda gördük. Şayet böyle saldırılar, 2000 yılılında olduğu gibi, devam ederse, o zaman Buyanovaçgiln yolu yine teröristler tarafından tıkanacak ve Kosova’nın güney bölgelerinde yaşayan Sırplar, kendi yerleşim yerlerinde kuşatma altına gireceklerdir. İşte bu nedenle, Belgrad, Kosova’nın taksimine razı olmamalıdır. Sırpçadan çeviren: Deniz Berktay (Politika gazetesi, Sırbistan, 9 Ağustos 2007) CUMOK DATÇA ÇAĞRISI 26 AĞUSTOS 2007 PAZAR SAAT: 05.30’DA AFYON KOCATEPE’deyiz. Zafer yolu, Türk Ulusu’nun ayrılmaz parçasıyım diyenlerin başlarını dik tutmalarından ve yenilgiyi reddetmelerinden geçer. Kazanacağına inanmayanlarla savaşım yapılamaz ve kazanılamaz! Büyük Taarruz’un başladığı yerde Ulusal Kurtuluş umudunu yeniden duyumsayarak bilenmeye; Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Şehitlerine saygı sunmaya; Emperyalizme karşı Ulusal Bağımsızlık, Siyasal Gericiliğe karşı Aydınlanma yolunda, Emeğimizi ve Değerlerimizi Savunarak Çağı Aşma Mücadelesinde, Sizleri yeni bir dönemi başlatmaya çağırıyoruz. SEN GELMEZSEN BİR EKSİĞİZ!.. İLETİŞİM: 0532 365 10 92 – 0543 875 24 80 BİLGİ: 25.08.2007 CUMARTESİ AKŞAMI SAAT 20.30’da DATÇA’DAN OTOBÜSLE YOLA ÇIKIYOR, 26.08.2007 AKŞAMI DÖNÜYORUZ. LÜTFEN YER AYIRTINIZ! Dosya No: 2005 /587 Talimat Bir borçtan dolayı ipotekli bulunan, Balıkesir ili, Bandırma ilçesi, 17 Eylül mah., Fabrika sokak mevkiinde kain ve tapuda 38 pafta, 343 ada, 35 parselde kayıtlı kat irtifaklı arsada 36/324 arsa paylı, bodrum kat (1) no.lu meskenin tamamının, Müdürlüğümüzde açık artırma suretiyle satılarak paraya çevrilecektir. TAŞINMAZIN İMAR DURUMU: Bandırma Belediye Başkanlığı’nın imar durumu yazısında; 38 pafta, 343 ada, 35 parsel’in imar durumu; Şehir imar planında bitişik nizam 4 kat yapı adası içerisinde kaldığı bildirilmiştir. TAŞINMAZIN HALİHAZIR DURUMU: Balıkesir ili, Bandırma ilçesi, 17 Eylül mah., Fabrika sokak mevkiinde kain ve tapuda 38 pafta, 343 ada, 35 parselde kayıtlı kat irtifaklı arsada, 36/324 arsa paylı, bodrum kat (1) no.lu meskendir. İki oda, salon, mutfak, banyo, wc, antre, koridordan ibarettir. Net 88,00 m2.lik alana sahiptir. Yapı asansörsüz ve kalorifersiz bir yapıdır. Aktif Ticaret merkezine yakın durumdadır. Yapıda % 15 civarında bir yıpranma bulunmaktadır. Elektrik, su, telefon, doğalgaz, kanalizasyon şebekeleri mevcuttur. Alt yapı ve ulaşım hizmetlerinden faydalanmaktadır. TAŞINMAZIN KIYMETİ: Kesinleşen kıymet takdir raporuna göre; satışa konu taşınmazın tamamına 25.885,03.YTL. değer takdir edilmiştir. SATIŞ ŞARTLARI: 1 Taşınmazın 1. açık arttırması 01/10/2007 Tarihinde, Pazartesi günü, saat 14:00 ile 14:10 arasında Bandırma Adliye Binası, 2. İcra Müdürlüğü adresinde yapılacaktır. Bu açık arttırmada taşınmazlara takdir edilen değerin % 60’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan diğer alacaklılar varsa alacakları toplamını, ayrıca satış ve paylaştırma masraflarını geçmesi şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmadığı takdirde ençok arttıranın taahhüdü saklı kalmak kaydıyla; Taşınmazın, 2. açık arttırması, 11/10/2007 Tarihinde Perşembe günü, saat 14:00 ile 14:10 arasında, Bandırma Adliye Binası 2. İcra Müdürlüğü adresinde yapılacaktır. Bu açık arttırmada satışı isteyenin alacağına rüçhanı olan alacaklar varsa bu alacaklar toplamını, satış ve paylaştırma masrafları ile takdir edilen değerin % 40’ını geçmesi şartıyla en çok artırana ihale olunur. 2 Açık arttırmaya katılmak isteyenlerin, takdir edilen kıymetin % 20’si nispetinde nakit pey akçesi ya da bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubu vermesi gerekmektedir. Satış peşin para iledir. Alıcı istediği takdirde kendisine 10 günü geçmemek üzere mehil verilir. Katma değer vergisi, ihale damga pulu, alıcı adına tahakkuk edecek tapu harcı satın alana ait olacaktır. Tellaliye resmi ve birikmiş emlak vergi borçları ile satıcı adına tahakkuk edecek tapu harçları, satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla, diğer ilgililerin, varsa irtifak hakkı sahipleri de dahil olmak üzere, bu taşınmaz üzerindeki haklarını, faiz ve masrafa dair olan iddialarını, dayanağı belgeler ile 15 gün içinde Müdürlüğümüze bildirmeleri gerekir. Aksi takdirde, hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça, paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4 Taşınmazı satın alanlar, ihaleye alacağına mahsuben iştirak etmemiş olmak kaydıyla, ihalenin feshi talep edilmiş olsa bile, satış bedelini derhal veya İİK. 130’uncu maddeye göre verilen süre içinde nakden ödemek zorundadır. 5 Taşınmaz, kendisine ihale olunan kimse müddetinde parayı vermezse, ihale kararı kaldırılarak İİK. 133’üncü maddesine göre kendisinden evvel en yüksek teklifte bulunan kim ise, arzetmiş olduğu bedelle almaya razı olursa ona, razı olmaz veya bulunmazsa hemen artırmaya çıkarılır. Bu arttırma ilgililere tebliğ edilmeyip, yalnızca satıştan en az yedi gün önce yapılacak ilanla yetinilir. Bu arttırmada teklifin İİK. 129’uncu maddedeki hükümlere uyması şartıyla taşınmaz en çok artırana ihale edilir. İhalenin feshine sebeb olan tüm alıcılar ve kefilleri, teklif ettikleri bedelle son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen sorumludur. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme gerek kalmaksızın, İcra Müdürlüğünce tahsil olunur. 6 İİK.127. maddesi gereğince, işbu satış ilanı, tapuda adresi bulunmayan ve tebligat yapılamayan ilgililere ilanen tebligat yerine kaim olacağı ilan olunur. 7 Şartname ilan tarihinden itibaren Müdürlüğümüzde herkesin görebilmesi için açık olup, masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örnek gönderilebilir. 8 Satışa iştirak etmek isteyenlerin, şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2005/587 Talimat sayılı dosya numarası ile Müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 08/08/2007 (Basın: 44968) BANDIRMA 2 . İCRA MÜDÜRLÜGÜN’DEN TAŞINMAZIN SATIŞ İLANI www.cumok.org MERSİN ADD VE CUMOK ÇAĞRISI 26 Ağustos 2007 Pazar günü Saat: 05.30’da Emperyalizm ve İşbirlikçilerine karşı, Yüce Ata’mız ve Şehitlerimize saygı için Yeniden tam bağımsızlık için, Yeniden BÜYÜK TAARRUZ için, Afyonkarahisar KOCATEPE’de buluşuyoruz. İletişim: 0324 237 00 25 0536 259 79 71 Bilgi: 25.08.2007 öğleden sonra gidiş, 26.08.2007 akşam dönüş www.cumok.org CUMHURİYET 10 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear