26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
20 ARALIK 2007 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EMEK İŞTE AB ADALETİ Avrupa Birliği’nin en yüksek yargı mercii, İsveç’te faaliyet gösteren yabancı şirketlerin bu ülkenin sendikalarına tabi olmak zorunda olmadığına hüküm verdi. Hâkimler işgücü akınına karşı yeterli teminat olduğuna inanıyor. Avrupa Adalet Divanı’nın bu kararı üç yıldır süren bir tartışmayı noktalıyor. İsveç’teki sendikalar bundan üç yıl önce Letonyalı inşaat şirketi Laval’in çalışanlarına İsveçli işçilerden daha az ücret ödemesini protesto etmek için şirketin bazı inşaat alanlarını ablukaya almıştı. Mahkeme ise bu gibi eylemlerin hizmet sağlama özgürlüğüne aykırı olduğuna hükmetti. 7 DİSK’e bağlı Birleşik Metalİş Sendikası’nın 17. genel kurulunun ilk gününde Maltepe Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Atilla Özsever’e “Akademisyen ve gazeteci olarak emek mücadelesine yaptığı katkı nedeniyle” plaket verildi. Özsever’in yanı sıra sosyal güvenlik uzmanı Ali Tezel ve örgütlenmede başarı gösteren şube başkanları da birer plaketle ödüllendirildi. TÜM BELSEN’DEN PROTESTO Aksaray’daki İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi binası önünde toplanan Tüm BelSen üyeleri, su ve ulaşım zammını protesto etti. Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Hizmetleri Emekçileri Sendikası (Tüm BelSen) tarafından organize edilen, İstanbul Halkevi üyelerinin de destek verdiği eylemde Tüm BelSen üyesi emekçiler su ve ulaşım zamlarının geri alınmasını istedi. Grup adına açıklama yapan Tüm BelSen İstanbul 1 No’lu Şube Başkanı Faik Deli, geçim kaygısı olmadan ulaşılması gereken suyun yaşamsal bir hak olduğunu ve suya yapılan zamlarla bireylerin suya erişim haklarının gasp edildiğini savundu. ÖZSEVER’E EMEK ÖDÜLÜ GEÇMİŞTEN GELECEĞE ORHAN ERİNÇ Fazıl Say’ın İsyanı... Ülkemizin yüzakı sanatçılarından Fazıl Say’ın isyanı ile yeni YÖK Başkanı’nın sıkmabaşa (türban) özgürlük tanınması yolunda attığı ilk adımlar aynı döneme rastladı. Ama aralarında fark vardı. Say dinciliğin laik Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceğine yönelik girişim ve uygulamalarından yakınıyordu. YÖK Başkanı ise Say’ın yakındığı yaklaşımın simgesi haline dönüştürülen sıkmabaşın, çeşitli yüksek düzeydeki mahkemenin kararlarının yok sayılarak serbestçe uygulanmasını istiyordu. ??? Fazıl Say’ın geniş yankı uyandıran, özellikle de “türban” denildiğinde demokrasiyi anımsayanları kızdıran isyanını anımsatmayla yetinip bir başka Say’a geçelim. Gürgün Say, Fazıl Say’ın annesidir. Büyük bir olasılıkla, Fazıl Say’ı isyan ettiren bilincin ilk tohumlarını atan kişidir. 10’uncu kitabını 2006 yılının ekim ayında yayımladı: Türbanlı Siyaset / AYA Kitap. Kitabın “ilk söz”üne başlarken şöyle demişti. “Bu kitap, izlenmekte olan en büyük günahlardan saydığım ‘kadın istismarına’ bir tepki olarak kaleme alınmıştır. Erkek cinsi bir yandan ‘cennet anaların ayağı altındadır’ buyruğunu dillendirirken, diğer yandan kadını ‘kendi anasının’ dışında tutarak, küçük çıkarları için onu nasıl kullanacağının hesapları içinde olmuştur hep.” Kitabın 338’inci sayfasında yine türbana dönüyor ve şu yargısını vurguluyordu: “Türban, laik Cumhuriyetimizle, Atatürk ve devrimleriyle, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’yle, Yargıtay ve Danıştay kararlarıyla, laikliğin en sağlam bekçisi olan Silahlı Kuvvetlerimizle kavgalı olanların kullandığı bir örtüdür. Laikliği yok ederek İslami kurallara dayanan çağ dışı bir rejim özlemi içinde olanlar veya bu amaçtaki siyasetçiler tarafından kollanılan kadınlar türban takmaktadır. Başörtüsü din sömürüsü ile ilgisi olmayan saygın Müslümanların taktığı bir örtüdür.” ??? Türbanın, Türkiye Müslümanlığında Osmanlı dönemi de dahil taş çatlasa 30 yıllık bir geçmişi vardır. 2007 yılının 19 Kasım’ında hicri takvim 1428 yılını göstermektedir. Neredeyse 1500 yıllık bir sürecin son yıllarında Türkiye Müslümanlarının bir bölümü tarafından keşfedilmiş ve uygulanması zorunlu sayılmış bir örtünme şeklidir türban. Hazreti Muhammet’ten sonra ortaya çıkmış pek çok yeniliği bid’ad, yani sonradan çıkmış sayarak yok saymaya niyetlenenler nedense türbanı aynı yaklaşımın dışında bırakmaya özen göstermişlerdir. Bugün bıçak kullanmayı bile bid’ad sayan okumuş yazmışlarımız varken, türbanın neredeyse kutsanmasını anlamak zordur. Türbanın siyasal bir simge olarak oy sağlama aracı niteliğinde kullanılması, kadınlara ve özellikle genç kızlara dayatılması, nedense dinciler arasında tartışılmamaktadır. Türbanın siyasal bir araç olduğu Avrupa insan Hakları Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi ve Danıştay tarafından kesin nitelikteki kararlara bağlanmışken, bir kamu görevlisi olan YÖK Başkanı’nın yaklaşımını anlamak daha da zorlaşmaktadır. ??? Bayramınızı ve izleyen süreci gönlünüzce geçirmenizi dilerim. 83 kadın işçinin aylar önce başlattığı grev, anlaşmayla sona erdi. Üç yıllık sözleşme imzalanarak yüzde 9 zam alındı Kadınların 448 günlük gururu Antalya Serbest Bölgesi’nde kurulu Novamed GMBH fabrikasındaki 83 kadın işçinin 26 Eylül 2006’da başlattığı grev, 448. gününde sağlanan anlaşma üzerine imzalanan toplu iş sözleşmesi ile sona erdi. Petrolİş Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın yaptığı açıklamada, işyerinde örgütlü sendika olarak temel taleplerinin sendika hakkına saygı gösterilmesi olduğunu vurgulayarak “Novamed grevi, Türkiye’deki serbest bölgelerde gerçekleştirilen ilk grev oldu. Kadın hareketinin simgesi haline gelen grev başarıya ulaştı ve 3 yıllık toplu iş sözleşmesi imzaladık” dedi. Türkiye’de ilk kez bir grevde azınlık sayıda olunmasına rağmen başarıya ulaşıldığına vurgu yapan Öztaşkın, “Sendikal haklar konusunda doğru yöntemlerle mücadele edildiği zaman başarının geldiğini gördük” diye konuştu. Son dönemlerde THY ve Türk Telekom’da gerçekleştirilen grevlerin de başarıya ulaştığına dikkat çeken Öztaşkın şunları söyledi: “Bu durum, Türkiye’deki sendikal mücadele açısından çok olumlu. Havaİş, önemli kısmı kamuya ait olan THY’de, ‘Hükümetin verdiği ücretin üstüne çıkılmaz’ anlayışını yıktı. Haberİş ise Türk Telekom grevi ile ‘Ülkenin her yerinde örgütlenerek grev yapılmaz’ fikrini yıktı. Biz de Novamed greviyle, azınlıkta olduğumuz yerde çalışanların sendikal hakkını kabul ettirdik.” Ü C R E T L E R 3 8 0 AV R O ’ YA Ç I K T I Yaklaşık 15 ay süren grevin sonunda bir araya gelen işyerinde örgütlü Petrolİş yetkilileri ve Novamed’in bağlı olduğu Fresenius Medical Care şirketi yönetimi tarafından imzalanan toplu iş sözleşmesine göre, grevden önce aylık ortalama 350 Avro olan ücretler yüzde 9.20 artışla 380 Avro’ya çıkarıldı. Ücretler, 1 Ocak 2008 tarihinden itibaren ise yüzde 5 zamlanacak. Ücretlerdeki artış oranı 2009 ve 2010 yılları için yüzde 4 olarak belirlenirken çalışanlara yıllık 300 Avro tutarında sosyal paket ödemesi yapılacak. Anlaşmanın sağlanmasının ardından, 448 gündür işyerinde asılı duran grev pankartı indirilirken sendikalı işçiler 2 Ocak 2008’de işbaşı yapacak. Novamed’de çalışan 316 işçiden 83’ü kadın 85 sendikalı çalışanın 26 Eylül 2006’da başlattığı grev, uluslararası sendikal örgütler, siyasi partiler ve kadın hareketlerinden de büyük destek görmüştü. GÖRÜŞ ATİLLA ÖZSEVER* Belediye 126 işçinin sendikaya üye olmasının ardından iş akitlerini feshetti Sosyal Güvenlikte Tuzaklara Dikkat ! 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu Tasarısı, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda bulunuyor. Yetkililer, “Bu yasa 20 yıl sonra emekli olacakları ilgilendiriyor” diyerek çalışanların kanuna karşı tepkisini hafifletmeye çalışıyorlar. Oysa gerçek durum nedir, yasa halen çalışmakta olan sigortalılar için ne gibi hak kayıpları getiriyor? Öncelikle belirtelim, tasarı işçiler açısından 5510 sayılı yasanın Anayasa Mahkemesi’nce iptal edilen ilk haline göre daha ağırlaştırıcı hükümler getiriyor, işçi ve memur arasındaki farkı açıyor. Halen çalışan işçiler, yasa çıktıktan sonra emekli oldukları takdirde hem güncelleme katsayısı, hem de aylık bağlama oranı açısından daha düşük emekli maaşı alacaklar. Güncelleme katsayısı açısından gelişme hızının (refah payının) dörtte birinin hesaba dahil olması öngörülüyor. Aylık bağlama oranı da işçiler yönünden her yıl için yüzde 2.6’dan yüzde 2’ye düşürülüyor. Oysa iptal edilen yasada, 2016 yılına kadar yüzde 2.5’e, daha sonra da yüzde 2’ye düşürülmesi öngörülüyordu. Şimdi yasa yürürlüğe girer girmez her yıl için yüzde 2 oranına düşürülecek. Emeklilik yaşı, 2036’ya kadar 60, o tarihten sonra kademeli olarak yükselecek, 2044’te de 65 olacak. Prim ödeme gün süresi de yasa çıktıktan sonra her yıl için 100 gün artarak kademeli olarak 9 bin güne yükselecek. Esnek istihdam, işsizlik, işten çıkarma, mevsimlik çalışma gibi faktörler nedeniyle özel sektörde 9 bin günü doldurmak ve 65 yaşı bulmak çok zor. Emzirme yardımı, iptal edilen yasada 6 ay verilirken şimdi bir aya indiriliyor. Kız çocuğu için evlenme yardımı 24 aydan 12 aya düşürülüyor, çalışan dul eşe ölüm aylığı yüzde 75’ten yüzde 50’ye indiriliyor. Başta gazeteciler olmak üzere birçok meslekte yıpranma hakkı (fiili hizmet zammı) kaldırılıyor. Sağlıkta sevksiz başvurularda katılım payı 5 katına kadar artırılıyor. Özel hastanelerde muayene ve tedavi için yüzde 20 fark ödemesi getiriliyor, özel ya da kamu hastanelerinde otelcilik hizmetleri ve öğretim üyesine muayene için 3 katına kadar fark alınacak, ayrıca istisna tutulan hastalıklarda da yine 3 katına kadar fark ödemesi öngörülüyor. Hak kaybı listesi çok daha uzun olduğu gibi “Yasa yeni işe girenler açısından geçerli, uygulaması da 1 Haziran 2008’de” denerek çeşitli tuzaklar kuruluyor. Geçen hafta sonu Harbİş İstanbul Şubesi üyelerine verdiğimiz seminerde ifade edildiği gibi, “Hem kendimizin, hem de çocuklarımızın geleceğine sahip çıkmak için uyanık olmalıyız, sosyal güvenlikte hak kayıplarına karşı mücadele eden Yunanlı işçiyi, Fransız emekçiyi örnek almalıyız”… Çarşamba’da kara bayram CEMİL CİĞERİM SAMSUN Çarşamba Belediyesi’nde çalışan 126 işçinin Belediyeİş Sendikası’na üye olmasının ardından işveren tarafından ekonomik gerekçelerle iş akitlerinin tek taraflı feshedildiğinin açıklanması şok etkisi yarattı. Ellerinde işlerinin feshedildiğine dair resmi bir belge olmayan işçiler, pazartesi ve salı işyerlerinde işbaşı yapmak istedi. Ancak, işçilere iş verilmedi. İşleri ellerinden alınan 126 işçi, belediye önünde toplandı. Güvenlik güçleri de belediye önünde olası bir olaya karşı önlem aldı. Çarşamba Belediyesi önünde bir açıkla ? Belediyeİş Başkanı Çift, yasal haklarını kullanan işçilerin, başlattıkları mücadelede milletvekilleri ve sivil toplum kuruluşlarını yanlarında görmek istediklerini dile getirdi. ma yapan Belediyeİş Sendikası Samsun Şube Başkanı Mustafa Çift, “Kış gününde, bayram öncesinde bu kadar işçiyi kapı önüne koyarak çoluk çocukları perişan etmek reva mı? Bizim amacımız üzüm yemek. Çarşamba Belediyesi var olduğu müddetçe bizlerin de var olacağımızı çok iyi biliyoruz. Bizim amacımız Çarşamba Belediyesi’ni hortumlamak değil” dedi. Çift, sendikalı olmanın anayasal bir hak olduğuna işaret etti. Çift, “Bu mücadelede tüm Çarşambalıları, milletvekillerimizi, sivil toplum örgütlerini, yanımızda görmek istiyoruz. Biz beşikten mezara kadar insanlığa hizmet ediyoruz. Kesinlikle bunu hak etmedik. Bize bu reva edilmeye kalkılırsa, mücadelemizi kanımızın son damlasına kadar sürdüreceğimizin bilinmesini istiyorum. Çünkü burada ekmeğimizin elimizden alınması söz konusu. Bu da Çarşamba esnafının, köylüsünün de kaybı demektir” diye konuştu. İşçiler adına açıklamada bulunan Abdullah Özçelik ise iş akitlerinin feshedildiğini basından öğrendiklerini belirterek “Bizler sürekli kadro statüsüne geçen işçileriz. Yasal haklarımızı kullanarak sendikaya üye olduk. Üyeliklerimizin işverenimize bildirilmesinin ardından belediye başkanımızın talimatı olduğunu söyleyen birim müdürleri, iş akdimizin feshedildiğini iddia ettiler. Bizlere 6 gündür işveren tarafından resmi bir tebligat yapılmamasına rağmen iş verilmemektedir. Bize reva görülen bu zulmü hak etmedik. Bayram arifesinde, çoluk çocuğumuzu sevindirmeyi umut ederken bu haber bizleri ve ailelerimizi şoke etmiştir” dedi. oerinc?cumhuriyet.com.tr Genel kurul tamamlandı Birleşik Metalİş’te yönetim değişmedi DİSK’e bağlı Birleşik Metalİş Sendikası’nda mevcut yönetim yeniden göreve seçildi. Divan başkanlığını DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi’nin yaptığı genel kurula, Uluslararası Metal İşçileri Konfederasyonu Genel Sekreteri Marcello Malentacchi’nin yanı sıra Avrupa Metal İşçileri Konfederasyonu ile Almanya, Yunanistan, Fransa, Belçika, Sırbistan, Kosova, İtalya, İsveç ve Güney Kore’nin aralarında bulunduğu 32 ülkeden temsilciler katıldı. Yapılan seçimde, önceki dönemin genel yönetim kurulu üyeleri, 242 delegenin 229’unun oyunu alarak bir dönem daha aynı görevlere seçildiler. Buna göre, Birleşik Metalİş Genel Yönetim Kurulu; Genel Başkan Adnan Serdaroğlu, Genel Sekreter Selçuk Göktaş, Genel Mali Sekreter Süleyman Türker, Genel Örgütlenme Sekreteri Özkan Atar, Genel Eğitim Sekreteri Celalettin Aykanat isimlerinden oluştu. Yörsan’da dayanışma büyüyor ? Tek Gıdaİş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Türkel, sendikanın Ege Bölgesi ve şubeleri yönetim kurulları, Türkİş’e bağlı sendikaların Bursa ve Balıkesir şubelerinin katılımıyla, fabrika önünde kitlesel bir basın açıklaması yapıldı. Açıklamada örgütlenme mücadelesinin tek yürek tek yumruk olarak süreceği bir kez daha vurgulandı. ÇAYKUR’da geçiş hızlandı ? Öz Gıdaİş Sendikası Genel Sekreteri Mehmet Şahin, ÇAYKUR’un 12 bin işçisini sendikalarına üye yapmayı hedeflediklerini söyledi. Şahin, ilk haftada 3 bin işçiye ulaştıklarını bildiren Şahin, “Gelecek yıl da yeni sendika anlayışıyla çalışmalarımıza devam edeceğiz. Tüm bölgelerde istifalar sürüyor. 14 bin 100 işçisi bulunan ÇAYKUR’un 12 bin işçisini sendikamıza üye yapmayı hedefliyoruz’’ dedi. TekstilSen üyelerinden asgari ücret eylemi ‘Sefalet ücreti istemiyoruz’ Basın bir gün susacak Yunanistan’da basınyayın organları çalışanlarının, hükümetin, çeşitli meslek kuruluşlarının oluşturduğu 155 emeklilik fonunu, yeni bir yasal düzenlemeyle 5 fonun çatısı altında toplamayı hedefleyen sosyal güvenlik reformu girişimini protesto etmek amacıyla yarın 24 saatlik greve gidiyor. Grev nedeniyle basın toplantıları ve benzeri etkinlikler iptal edilirken kamu ve özel televizyon kanalları, radyo istasyonları ve haber ajanslarının haber yayınlarını durduracak. Gazeteciler, 27 Kasım’da 24 saatlik greve gitmiş, 12 Aralık’ta da tüm çalışanların katılımıyla 24 saatlik genel grev yapılmıştı. * Maltepe Üniversitesi ADANA (Cumhuriyet Bürosu) TekstilSen üyesi konfeksiyon ve tekstil işçileri, asgari ücretin insanca yaşanacak seviyeye çekilmesini istedi. Asgari ücrete yapılması planlanan yüzde 6’lık zam nedeniyle AKP’yi protesto eden işçiler, “Sefalet değil, insanca yaşayacak bir asgari ücret istiyoruz” dedi. Büyük Postane önünde toplanan ve “IMF’ye değil emekçiye bütçe” şeklinde sloganlar atarak ocaktan itibaren geçerli olacak asgari ücretin iyileştirilmesini isteyen eylemciler adına açıklama yapan TekstilSen Çukurova Bölge Temsilcisi Havali Mengi, “Açlık sınırının 697 YTL olduğu ülkemizde, ücretlerin yüksekliğinden bahsediyor ” diye konuştu. Polonya’da madenciler grev yaptı ? Polonya’da Dayanışma Sendikası’na bağlı yaklaşık 45 bin madenci, ücret artışı isteğiyle 24 saatlik bir grev yaptı. Madenciler isteklerinin karşılanmaması halinde, kömür şirketine bağlı Güney Silezya’daki 16 madende yaptıkları grevi tekrarlama tehdidinde bulundu. Madenciler, deneyim ve fazla mesailerine bağlı olarak ayda 2000 ila 4000 bin Ziloti (800 ila 1600 ABD Doları) kazanıyor. Dayanışma Sendikası’nın madencilik kolu başkanı Dominik Kolorz, madencilerin bu yıl yaklaşık yüzde 7, 2008 içinse yüzde 14’lük bir ücret artışı istediğini söyledi. İşverense sırasıyla yüzde 5 ve yüzde 11’lik bir artış öneriyor. CUMHURİYET 07 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear