Catalog

SAYFA CUMHURİYET 19 ARALIK 2007 ÇARŞAMBA 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI B B Y B B B B B K 7 4 7 5 10 8 10 10 4 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya Y 7 K 5 K 5 K 5 PB 1 PB 1 PB 2 K 4 B 15 Parçalı bulutlu Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars B 12 B 13 PB 5 PB 6 PB 5 PB 4 K 2 K 1 K 8 Trabzon Ankara Erzurum Hakkari İzmir Antalya Ş.Urfa Adana Bütün bölgelerimiz parçalı ve çok bulutlu, Marmara’nın kuzeydoğusu Batı ve Orta Karadeniz kıyıları, Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu’nun kuzey ve doğusu ile Sıvas Amasya ve Tokat çevreleri yağışlı geçecek. Hava sıcaklığı yurdun güney ve doğu kesimlerinde 24 derece azalacak. diğer yerlerde önemli bir değişiklik olmayacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih PB 7 PB 4 PB 3 PB 6 PB 2 PB 2 PB 1 PB 1 PB 2 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih PB PB Y PB PB PB Y Y PB 1 1 11 1 0 0 11 12 2 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı PB 11 Y 10 K 5 Y 10 K 6 K 6 K 1 PB 18 Y 14 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Sisli Bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada cıları AKP anlayışına uygun kişilerden seçmeyi amaç edinen yasayı Meclis’ten geçirdi. RTE’nin kafasındaki dönme dolaba kanarak tarafsız ve bağımsız yargı istemine özlemin gerçek niyetini saklamayı amaçlayan bir söylem olduğu anlaşıldı. RTE, yasayı savundu: “Ne var bunda, öteden beri yargıçlarla savcılar zaten mülakat yöntemiyle aranıyor” diyerek işin içinden sıyrılmaya çalışıyor. Konu kapandı. Unutuldu bile. Şimdi anlaşılıyor ki; RTE, meğer tarafsız yargı isteminde bulunurken dili sürçmüş. Taraflı diyecekken tarafsız deyivermiş! ??? Önceki gün, Konya Adliye Sarayı’nın açılışını yaparken, “Hukuk er veya geç herkese lazımdır” demez mi? Arkası da var sözün; “Bir ülkede hukuk sistemi ne kadar güçlüyse, iç barış ve huzur o kadar garanti altındadır” diyor. Söyledikleriyle uyguladığı yönteme bakarak; RTE, tarafsız yargı derken er veya geç kendi anlayışına koşut bir sistem getireceğini açığa vurmuş oluyor. Akla çeşitli olasılıklar geliyor. Örneğin söylemlerine bakarak kimileri RTE’nin minareleri süngü, kubbeleri miğfer yapan şiir nedeniyle hapse düşmesini hâlâ yargı kaynaklı haksızlık olarak yorumladığı gibi bir kuşkuya kapılıyor. Nereden nereye demeyin; olmazlar RTE dünyasında olur! ??? Tarafsız yargı, hukuk devleti gibi kavramları, kuşkusuz işine geldiği zaman bol bol kullanan bir başbakan; Çankaya’daki AKP’li ile birlikte YÖK’ün başına getirdikleri profesör sıfatlı Özcan Ziya Yusuf’un, gözleri önünde hukuk devletini çöpe atmasına, rektörlere hukuk dışı direktif niteliğindeki açıklamalarına ses çıkarmıyorlar. Susmak, suça katılmaksa eğer; RTE ve Çankaya’daki AKP’li, YÖK Başkanı’nın rektörlere Anayasa Mahkemesi ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin türbanla ilgili kararlarını “Bunlar üniversitenin dışında konulmuş yasaklardır... Ama siz bunları önemsemeyebilirsiniz ve bir sürü insanı (tabii başta türbanlı eşleri olan Çankaya’daki AKP’li ile RTE’yi) rahat ettirebilirsiniz” diyen talimatına susarak katılıyor, onaylıyorlar. YÖK Başkanı düpedüz yasaları çiğneyin, hukuk devletinin temel kuralını ayaklar altına alın, diyor. Hukuk devletinin sözde savunucusu RTE, tabii Adalet Bakanı susuyor. Oysa, Özcan Ziya Yusuf’un sözlerinin hukuk devletinde bir YÖK Başkanı’na yakışmadığını söyleyebilir ama, efendim nerede hukuk devleti nerede, tıkı çıkmıyor. ??? Hukuk devletine saygılı, üstelik laik bir devlette türbanı geçerli kılmak için yasaları, yüksek mahkeme kararlarının çiğnenmesine göz ve kulaklarını kapamayan ilim adamlarıyla yargı alanında söz sahibi olanlar; “Yahu bu ne iştir? Adam düpedüz kesinleşmiş mahkeme kararlarını, gereklerini yerine getirmeyenlerin suç oluşturduğunu bile bile hareket ediyor” diyen demeçler veriyorlar. RTE, AKP amaçlarını yansıtan yeni YÖK Başkanı’nın hukuk dışı ve hukuka karşı davranışlarıyla Fenerbahçe’nin yediği ve attığı goller kadar meşgul olmuyor. Nalıncı keseri mübarek; yaşamsal konuları kendine yontuyor! Hükümet üyeleri ve tarikat şeyhleri kazandıkları tazminatların faizlerini de alıyor İslamcının faiz aşkı MİYASE İLKNUR AKP iktidarının türban konusu başta olmak üzere birçok alanda Kuran’ı referans göstermesine karşın, Kuran’da kesin hükümlerle yasaklanan faiz konusunda farklı tavır almasını eleştirenlere yanıt, hükümet yerine dinci basından geldi. Hükümeti savunan dinci basın, “Faiz yasağı bireyler içindir, devletlerin faiz politikası hükümet edenleri bağlamaz” gerekçesine sığındı. Dindar Müslümanların faizle para verip almadığını öne süren bu yazarlar, faiz politikası nedeniyle hükümeti eleştirenlerden belge sunmalarını istedi. Başbakan Re cep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere aralarında Kemal Unakıtan, Hüseyin Çelik, Binali Yıldırım’ın da bulunduğu bazı hükümet üyeleri ile Fethullah Gülen gibi tarikat şeyhleri bugüne kadar kazandıkları tazminat davalarında tahakkuk eden faizi de aldılar. Bu durumda Kuran hükümlerine aykırı hareket eden Gülen, Erdoğan, Unakıtan ve Çelik, haram yemiş oluyor. Belgeler dava dosyasında Basında İlhan Selçuk’un başlattığı, bazı köşe yazarlarının da destek verdiği “AKP iktidarı türban konusunda Kuran hükümlerini referans gösterirken Türkiye’yi faiz cenneti yaparak Kuran’a aykırı hareket ediyor” görüşüne tepki, hükümet yerine dinci basından geldi. Dinci gazetelerdeki köşelerinden hükümeti savunan bazı yazarlar, “Kuran’daki ayetler okunduğunda faiz yasağının bireyler için olduğu görülüyor” diyerek eleştirileri çürütmeye çalıştılar. Türkiye’deki dindar Müslümanların kişisel hayatlarında faiz yasağına sıkı sıkıya uyduklarını öne süren bu yazarlar, bu konuda hükümeti ve dini çevreleri suçlayanların belge sunmalarını da istedi. Bu yazarların “dindar Müslümanlar kişisel ve ticari yaşamlarında faiz almıyor” iddiasına karşın Başbakan başta olmak üzere AKP’li birçok bakan ve tarikat şeyhleri arasında dava açma rekorunu elinde bulunduran Fethullah Gülen’in kazandığı tazminat davalarından faiz de aldıklarına dair belgeler dava dosyalarında yer alıyor. Fotoğraf, Hürriyet’in internet sitesinden alınmıştır. Erdoğan’a 481 YTL faiz Son dört yılda Cumhuriyet gazetesinin kaybettiği tazminat davalarına bakıldığında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 481YTL 250 YKr, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik 2 bin 223 YTL, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım iki ayrı davadan toplam 3 bin 977 YTL faiz aldı. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik 2003 yılında Oktay Akbal aleyhine açtığı tazminat davasından 5 bin YTL asıl alacak, 2 bin 223 bin 817 YTL de faiz olmak üzere toplam 7 bin 223 YTL kazandı ve bu parayı tahsil etti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 2005 yılında İlhan Selçuk ve Yazıişleri Müdürü Mehmet Sucu aleyhine açtığı davadan 5 bin YTL asıl, 482 YTL de faiz aldı. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım 2004 ve 2005 yılında Cumhuriyet Gazetesi Yazıişleri Müdürü Mehmet Sucu aleyhine açtığı iki ayrı davadan toplam 25 bin YTL asıl, 3 bin 977 YTL faiz aldı. Fethullah Gülen ise Cumhuriyet gazetesi yazarları aleyhine açtığı tazminat davalarından yüklü miktarlarda faiz aldı. Ayrıca Kemal Unakıtan daçeşitli gazeteci veyazarlara açtığı davalarda tazminat bedelinin dışında da faiz aldı. Hükümetin Kuran hükümlerini uygulama arzusunda çifte standartta bulunmasını eleştirenleri, faizin yasaklanmasını istiyormuş gibi yorumlayan dinci yazarlara göre, iktidarın aktörleri şahsi hayatlarında dindar dahi olsalar ülke düzenini din kurallarına uygun hale getiremezler. ‘Harembüs’ yine seferde İstanbul Haber Servisi İETT’nin Gaziosmanpaşa’da bulunan Kâzım Karabekir İmam Hatip Lisesi için tahsis ettiği haremlik selamlık otobüs servisi, 1 haftalık aranın ardından yeni bir otobüsle, bu sefer ara sokaklardan yeniden hizmete başladı. Bu kez önceki otobüsün panosundaki “Okul Otobüsü” yazısı yerine “Edirnekapı Garajı’na gider” yazısı olduğu görüldü. Gaziosmanpaşa’daki Kâzım Karabekir İmam Hatip Lisesi’nin kız öğrencileri yine akbil karşılığı otobüsü kullanıyor. Otobüs yolcularını aldıktan sonra eski güzergâhını izleyerek öğrencileri evlerine ulaştırıyor. İETT yetkilileri ise otobüsün seferden kaldırılmadığını belirterek, haremlik selamlık bir uygulamanın söz konusu olmadığını, otobüsü daha çok kız öğrencilerin tercih ettiğini, üniversite ve öğrenci yurtlarına da otobüs sağladıklarını kaydettiler. Malatya’da bir skandal daha ? Baştarafı 1. Sayfada Anma törenine katılanlar Baştürk’ün mezarına karanfiller bıraktı. (Fotoğraf: SERKAN YILDIZ) Abdullah Baştürk unutulmadı İstanbul Haber Servisi Türkiye sendika tarihinin önemli isimleri arasında yer alan, DİSK ve Genelİş Sendikası genel başkanlarından Abdullah Baştürk, ölümünün 16. yıldönümünde dün Zincirlikuyu’da mezarı başında düzenlenen törenle anıldı. Çok sayıda sendika ve siyasi parti temsilcisinin katıldığı törende konuşan DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, DİSK’in sendikal mücadeleye Baştürk’ün bıraktığı yerden devam ettiğini belirtti. Çelebi, AKP iktidarının 22 Temmuz seçimlerinin ardından aldığı cesaretle kazanılmış hakları azaltmayı hedeflediğine, bu sorun karşısında herkese önemli görevler düştüğüne dikkat çekti. Çelebi, “Tüm demokrasi güçlerine, tüm siyasi partilere sesleniyorum. Artık alanlarda olmak zorundayız.Yoksa bu ülkeyi yavaş yavaş ya sanatçılar terk ediyor ya da terk etme iradeleri ortaya konuluyor. Biz bu ülkeyi terk etmeyeceğiz, inadına mücadele edeceğiz, inadına hesap soracağız. Bu süreç, hesap sorma sürecidir” dedi. Hükümetin işçi ve memur maaşları ile ilgili tutumuna değinen Çelebi, asgari ücret ile en düşük memur maaşı arasındaki farkı “çifte standartın daniskası” olarak nitelendirdi. NOEL BABA BARIŞ KONSEYİ ‘Emekçiyi savunacağız’ Genelİş Sendikası Genel Başkanı Erol Ekici ise AKP’nin emekçileri sefalete ve işsizliğe mahkum ettiğini söyledi. Ekici, Baştürk’e seslenerek “Yarattığın bu örgüt, her türlü saldırıya karşın, işçi arkadaşlarımızın hak ve menfaatlarını en az sizin kadar savunacaktır” dedi. Yasaklar unutuluyor O nedenle İslamın faiz yasağı herkesi bağlamasına rağmen kamu alanı bu yasağın dışında sayılır. Ancak türbanın kamusal alana girmesi yasalara aykırı olmasına karşın AKP hükümetinin bu konuda ülke düzenini din kurallarına uygun hale getirmesi normal karşılanıyor. Dinci yazarlar, Kuranıkerim’in indiği yıllardaki devlet yapısı ve işleyişi ile bugünkü yapı ve işleyişin aynı olup olmadığını, günümüzdeki ekonomik enstrümanların o tarihte bulunup bulunmadığını sorgulamadığı gibi o dönemdeki örneklerde sadece faiz değil devletin kişi ve kurumlara borç verip borç almasının da yasak olduğunu unutuyor. Günay’a ayin davası ANTALYA (Cumhuriyet Bürosu) Noel Baba Barış Konseyi, Fener Rum Kilisesi’nin Demre Metropoliti olarak atadığı Hrisostomos Kalaycı’nın, 6 Aralık’ta Noel Baba Ören Yeri’ndeki ayinine izin veren Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay hakkında Demre Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusunda, Fener Rum Kilisesi ayininin, Lozan Antlaşması’na aykırı olduğu, anayasanın 2. maddesindeki laik devlet ilkesi ile bazı dini kisvelerin giyilmemesine ilişkin yasa ihlali yapıldığı vurgulandı. Günay’ın da TCY’nin 257. maddesinde yer alan görevi kötüye kullanma suçu işlediği belirtildi. Noel Baba Barış Konseyi Başkanı Muammer Karabulut, ayin izni verilen yerin kamuya açık bir ören yeri olduğunu belirtti. Ayinle, 1934 tarihli “bazı dini kisvelerin giyilmemesine ilişkin yasa”nın yanı sıra mabet ve ibadethanelerin dışında ayin yapılması yasağının da ihlal edildiğini anlatan Karabulut, “Fener Rum Kilisesi’ne ait İstanbul’da 79 kilise olmasına rağmen, Patrikhane’nin Demre’de ayin isteği, din özgürlüğünden uzak, siyasi ayin olarak değerlendirilmiştir” dedi. ayrı ayrı paketlenmesi gerekirken tümünün aynı zarfın içerisine konulmasıyla sanıkların olaydaki konumu daha da karmaşık hale geldi. Soruşturmada birçok skandal ortaya çıkmıştı. Günaydın’ın, Turgut Özal Tıp Merkezi Araştırma Hastanesi’nde kaydedilen, ancak silindiği ortaya çıkan ses ve görüntü kayıtlarında cinayete ilişkin itiraflarının yer aldığı belirtilmişti. Günaydın’ın odasında bir polisin el yazısıyla tuttuğu 10 Mayıs 2007 tarihli notta, “50. kasette Günaydın’ın rezillik çıkarttığı, ayrıca Zirve Yayıncılık’la alakalı konuşmaya çalıştığı, görevlinin konuyu kapatmaya çalıştığı şeklinde bilgilerin olduğunu bilgilerinize arz ederim” ifadeleri yer almıştı. Polis memurunun başka bir notunda ise Günaydın’ın yanında bulunan görevlilere, “Beni bırakırsanız sizi yaşatırım” dediği belirtilmişti. Günaydın’ın katliamdan iki gün önce 16 Nisan’da, bir av dükkânından 20 YTL’ye Smith Wesson marka kurusıkı tabanca satın aldığı, 17 Nisan’da bu tabanca ile Pınarbaşı’nda “atış talimi” yaparken polis tarafından tabancaya el konulduğu, Günaydın’a da 58 YTL para cezası kesildiği belirtilmişti. Buna karşın silahın 18 Nisan’da gerçekleştirilen katliam sırasında Günaydın’ın üzerinde olduğu ortaya çıkmıştı. RIDVAN BUDAK: Yeni bir sol parti gerek İstanbul Haber Servisi Eski DİSK genel başkanlarından Rıdvan Budak, solu yeniden iktidar yapmak, başarılı kılmak için demokrasi değerlerini benimsemiş bir sol partinin siyasetin içinde yer alması gerektiğini belirtti. Budak, 2009’da yapılacak yerel seçimlerde CHP’nin başarısız olması halinde alternatif bir sol siyasi anlayışa ihtiyaç duyulacağını söyledi. Budak, “Ya CHP demokratik bir işleyişi sağlayacak ya da yeni bir siyasi oluşum yakında kurulacaktır” dedi. 22 Temmuz’da yapılan genel seçimlerinin ardından Türkiye’de muhalefetsiz bir siyaset anlayışının yerleştiğini anlatan Budak, “AKP iktidarının adeta tek kale maç yaptığını, medyasından sivil toplum örgütlerine dek muhalefetin her alanını sindirme anlayışı ile hareket ettiğini” belirtti. Müftü: Kadının eli öpülmez RUJHAT AVŞAR BOLU Mudurnu müftüsü Osman Şener geçen hafta cuma namazında verdiği vaazda, bayramda kadınların elinin öpülmesinin yanlış olduğunu savunarak “Yok, öyle dayımın kızı elimi öptü, komşu teyzenin elini öptüm” dedi. CHP İl Başkanı Tanju Özcan, Şener’i Bolu Valiliği’ne şikâyet etti. CHP Mudurnu İlçe Örgütü’nün kongresi için ilçeye gittiğini belirten Özcan, cuma namazında müftünün vaazına tanık olduğunu anlattı. Özcan, vaazdan şu örneği verdi: “Yok, öyle dayımın kızı elimi öptü, komşu teyzenin elini öptüm.Yok böyle şeyler. Nikâh düşer, nikâh düşen kişinin elini öpemezsin… Bazıları diyor ki; benim kalbim temiz. Kalbin ne kadar temiz olabilir ki. Kalbin Hz. Peygamber’in kalbinden daha mı temizdi? Peygamberimiz hiç el öpmedi. Yanlış işler bunlar.” Özcan, müftünün vaazının bir bölümünde de “bayanların erkekler ile konuşurken son derece dikkatli davranmaları, erkeklerin şehevi duygularını uyandıracak tavır ve davranışlardan kaçınmaları” gerektiği yönünde açıklamalar yaptığını söyledi. Türbanlı öğrencilere kayıtsız kalan Çukurova Üniversitesi yönetimine tepki yağdı ‘Üniversiteler yasaya uymalı’ ADANA (Cumhuriyet Bürosu) Üniversitelerde türbanı rektörlerin “inisiyatifine” bırakan YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan’ın mesajını alarak türbanlı öğrencilere kayıtsız kalan Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) yönetimine tepki büyük oldu. CHP Adana Milletvekili Hulusi Güvel, AKP hükümetinden cesaret alan yeni YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan’ın, ‘Üniversitelerde yasaklar kalkmalı’ açıklamasından sonra beklenenin olduğunu belirtti. Güvel, “ÇÜ’de öteden beri bu konuda sıkıntı vardı. Öğretim üyeleri de bu durumdan yakınıyordu. Hatta bazılarının, kız öğrenciler için, ‘Çok pahalı modern giysi ve türbanlarıyla bizi şaşırtıyor’ dedik REKTÖR AKINOĞLU: UYGULAMA DEĞİŞMEDİ ÇÜ Rektörü Prof. Dr. Alper Akınoğlu, üniversitelerindeki kılık kıyafet uygulamasında herhangi bir değişikliğin söz konusu olmadığını açıkladı. Akınoğlu, “Yasalar çerçevesinde 1982 yılından itibaren yapılan uygulamalar devam etmektedir. Ayrıca üniversitemizde konu ile ilgili bir tutum değişikliği yoktur. Üniversitemizin mevcut binaları ve dersliklerinde, diğer yükseköğretim kurumlarından farklı bir uygulama bulunmamaktadır” görüşlerine yer verildi. lerini anımsıyorum” dedi. Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Ayhan Barut, anayasa ve AİHM tarafından sorunun çözüldüğünü anımsatarak YÖK Başkanı Özcan’ın bunu göz ardı ederek yaptığı açıklamayla türbanı yeniden gündeme taşımasını kınadığını belirtti. Barut, “ÇÜ’deki yöneticilerin yasa ve yönetmeliklere uygun hareket etmesi gerekir. Yasa, ‘türban yasak’ diyorsa yasaktır” dedi. AKP iktidarlarında eğitimin gericileştirilmeye çalışıldığına dikkat çeken EğitimSen Adana Şube Başkanı Güven Boğa, “Üniversitelerde devrimcilere, 1. KOŞU: F: Sonperde (2), P: Şamil (3), PP: Tekinkılıç (5), S: Sorhan (4). 2. KOŞU: F: Silver Gold (5), P: Flash Gordon (3), PP: Star Shine (6), S: Arminio (1). 3. KOŞU: F: Magirus (1), P: Shining (5), PP: Seltaş (3), S: Ataç (4). 4. KOŞU: F: Elçibey (7), P: Tekinhan (6), PP: Çetinyiğit (2), S: Güçlühan (4). 5. KOŞU: F: Evreka (3), P: Luçika (4), PP: Hugara Mugara Hu (1), S: Gönüldem (10). 6. KOŞU: F: Seçkinalp (3), P: Şermiim (1),PP: Altınayak ALTILI GANYAN (2), S: Gladyatör (6). 7. KO3 3 1 6 ŞU: F: Alish Cat (1), P: De 1 7 mirkartal (3), PP: Courageous 5 6 1 3 3 (2), S: Oslo (9). 8. KOŞU: F: 3 2 2 9 Lady Dephne (6), P: Secure 6 12 Rock (3), PP: Derin Deniz 4 4 (12), S: Bella Ragazza (14). 7 5 aydınlara, ilericilere, çağdaş ve laik eğitimden yana olanlara karşı tasfiye süreci başlatılmıştır” diye konuştu. Eğitimİş Başkanı İrfan Irmak da YÖK Başkanı’nın açıklamasının Başbakan ve Milli Eğitim Bakanı tarafından da desteklenmesinin türbanlıya cesaret verdiğini vurguladı. Ahmet Necdet Sezer’in atadığı rektörleri cumhuriyete sahip çıkmaya çağıran ADD Adana Şubesi Başkanı Ahmet Duman,“Türban, cumhuriyete karşı çıkanların bayrağı haline gelmiştir. Sayın Sezer’in atadığı rektörleri, geleceğimiz için tehdit olan bu bayrağı üniversitelerde dalgalandırmamaya ve cumhuriyete sahip çıkmaya çağırıyoruz” dedi. Şener: Tarikatlara dikkat çektim Vaazının basında yer alması üzerine açıklama yapan Şener, “Vaaz sırasında, kadınların toplumdaki haklarından bahsettim. Karşı cinsten olanların elleri öpülünce nikâh düşer sözleri bana ait değil. Bazı tarikatlar var, hani Türkiye’de ‘kadın sesi haramdır’ diye kadını kenara iten, toplumdan uzaklaştıran, bunların yanlış olduğunu söyledim” dedi. CUMHURİYET 08 K