26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 13 ARALIK 2007 PERŞEMBE 16 Fes Muhsin Salman: “Türbanı savunan erkekler; neden fes takıp sarık bağlamaz?” Pişmanlık Yasası’nı gizli tutuyorlarmış... “Bu da iktidarın pişmanlığı!” AKP’NİN Cumhurbaşkanı seçtiği Abdullah Gül tarafından YÖK Başkanı yapılan Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, kurucusu olduğu araştırma şirketinin AKP için yaptığı kamuoyu yoklamasında Cumhurbaşkanlığı için en uygun adayın Abdullah Gül olduğunu saptamıştı. Uzun bir tümce olduysa da kısaca; Özcan Gül’ü saptadı, Gül Özcan’ı atadı. Liboşların medyası hemen Özcan’ın sicil dosyasını açtı ve manşeti attı: Liberal Başkan! Niye liberal? Çünkü YÖK’ün yeni başkanı üniversitelerde türbana izin verilirse türban takanların sayısında azalma olacağını düşünüyor, serbestlik ortamında türban takanların bir kısmının başını açacağını söylüyor. Bir dakika... Burada önemli bir ayrıntı var. İslamcı iktidarın, türban takanların sayısını azaltma DÜZ ÇİZGİ ÜMİT ZİLELİ Ya ğ m u r E k i m Erdoğan Alevi öğrenciyi de aramış. Yeni hat kurulsun: Alo Erdoğan! Şeytan Necip Mekanoğlu: “Kanaltürk’e üç gün reklam yasağı gelmiş. Şeytan bile imanla oynar rızkla oynamaz!” Yürütücü İlker Çamkır: “Eskiden, ‘yürü ya kulum’ denirdi şimdi ‘yürü ya oğlum’ deniyor!” gibi bir çabası mı var yoksa YÖK’ün yeni başkanı iktidara rağmen türbanı azaltma projesine mi soyunuyor! Yeni başkan, yasaklar çiğnenmek içindir gibi bir düşünceyle, çiğnenecek bir yasak olmayınca türbanın da cazibesinin kalmayacağını söylüyorsa o zaman başka! O zaman, başta kokain ve eroin olmak üzere uyuşturucu madde kullanımına da serbestlik getirilsin! Uyuşturucu kullananların sayısı azalsın! Efendim? Evet, uyuşturucu maddeler insan sağlığına zararlı ve hatta ölümcül olduğu için asla ve kat’a serbest bırakılamaz. Doğruya doğru... Ama türban da siyasi simge olarak Liberal başkan demokrasinin sağlığına son derece zararlı bir madde değil mi? Dini sembolleri başta eğitim olmak üzere kamusal alanlara taşıdığınız zaman sizinle aynı inancı paylaşmayan insanlar üzerinde bir baskı kurmuş olmuyor musunuz? Kamusal alanda giderek dinsel motiflerin egemen olması demokrasi için ölümcül sonuçlar yaratmaz mı? “Liberal kafa”ya göre yaratmaz. Türbanı serbest bırakırsan, türban takanların sayısında azalma bile olur. O zaman tekrar başa dönelim: Bu iktidarın, türban takanların sayısını azaltma gibi bir amacı mı var! Varsa eğer önce Gül’ün karısı ve RTE’nin karısı halkın önüne başı açık çıkar, türbanlı kadın sayısı yarı yarıya düşer. İnanmayan, YÖK’ün yeni başkanı Yusuf Ziya Özcan’ın şirketine araştırma yaptırsın! Senaryo Çöktü!.. Hem de ne çöküş!.. Önceki gün, Orgeneral Büyükanıt, kısa bir konuşmayla, PKK’yi siyaset masasına doğru yola çıkaran sürecin önünü tıkadı. Hem de gayet açık mesajlar vererek... PKK’nin, DTP adı altında Meclis’te olduğu bilinmeyen bir şey değildi. Ancak ilk kez bu kadar net olarak ortaya konuldu. Öyle ki, Büyükanıt bir soru üzerine durumun vahametini beş sözcükle özetleyiverdi: PKK Meclis’e girdi, anayasa öneriyor!. Dün basının manşetinde de bu sözcükler yer aldı. Ancak, ikinci planda kalmış gibi görünen, aslında en az birincisi kadar önemli bir mesaj daha vardı: Terörle mücadele ederken, teröriste ve terör örgütüne ümit verici davranışlardan toplum olarak, bir bütün olarak kaçınmamız gerekir... Bu sözler, ABD planında oyuncu olarak yer alan Tayyip Bey’in son zamanlarda pompalamaya çalıştığı “Asker de işin içinde. Kararları birlikte alıyoruz” sözlerine açık ve net bir yanıttı. Bu gerçekten ağır ve Başbakan’ı yalanlayan açıklamalara hükümet kanadından ne yanıt geldi? Aradan koca bir gün geçti. Bu yazıya son nokta konulana dek “tık” yoktu!. Sevgili Balbay çok haklı: Bu durum iktidarın üzerine alınmadığı konular arasında!.. ??? Peki, neydi çöken senaryo, gömülen operasyon?. Satırbaşlarıyla sıralayalım: Her şeyden önce; ABD’de Başkan Bush tarafından Tayyip Bey’e baş başa görüşme sırasında dikte edilen, haftalardır işbirlikçi medya ve köşe yazarları tarafından halka “Başbakan’ın muhteşem çözüm planı” diye yutturulmaya çalışılan ABD’nin “Kürt Planı” çöktü. Yani, genel af benzeri bir yasa çıkarılması, ardından PKK’nin siyasallaşmasını sağlayacak adımlar, Türkiye’yi bir şekilde masaya oturtma operasyonu ve sonuçta Güneydoğu’nun önce özerkleşmesi ardından da bağımsızlaşması sürecinin açılması... İşte bu senaryo dün itibarıyla “sizlere ömür” oldu! Başını Tayyip Bey ve kurmaylarının çektiği “Asker konuyu biliyor. Kabul de etti. Zaten hükümetle birlikte çalışıyor” propagandası da dünkü açıklamalarla birlikte ABD senaryosuyla aynı akıbeti paylaştı!. Büyükanıt’ın eksik bıraktığı boşlukları da Genelkurmay 2. Başkanı Ergin Saygun tamamladı. Avrupa Birliği’ni açıkça PKK’ye siyasi ve mali destek vermekle suçlayan Saygun’un şu sözleri askerin yeni döneme ilişkin duruşunu tüm çıplaklığı ile ortaya koyuyor: Bu ülkeler Türkiye Cumhuriyeti’nin uğradığı can ve mal kayıplarına terör örgütüyle birlikte ortak... Yeni bir döneme adım atmış bulunuyoruz... Türk ordusu en yetkili ağızlardan ABD’nin, Türkiye’yi parçalanmaya götürecek planında yeri olmadığını, AKP’nin hiçbir şekilde yanında yer almadığını ve AB’nin teröre ortak olduğunu hiçbir yanlış anlamaya meydan vermeyecek açıklıkla ilan etmiştir... Peki, bu yeni durumun “kıssadan hissesi ne”? Artık, hiçbir şey eskisi gibi olmayacak... Olamayacak!.. SESSİZ SEDASIZ (!) İstanbul Müftülüğü’nün dergisi DERGİNİN adı aynen şöyle: Hikmete Çağrı Yaratan Rabbinin Adıyla Oku. Adından da belli olduğu gibi dini bir yayın. Yayının sahibi İstanbul Müftülüğü. İstanbul Müftülüğü yani, Türkiye Cumhuriyeti Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı bir kamu dairesi. İstanbul Müftülüğü’nün 2007 yılında yayımladığı derginin ikinci sayısından birkaç konu başlığı: Tarihe Işık Tutan Şahsiyetlerden Gönenli Mehmet Efendi’den... Süleyman Hilmi Tunahan’dan... Kim bunlar? Yüksek Yerilim Hattı erdincutku?yahoo.com Öpücük Necati Yıldırım: “RTE, ‘eve dönüş yasası’ için hemen talimat vermiş! Anlaşılan, Kurban Bayramı’nda elini öptürecek!” Yumruk İstemi Sel: “AKP almış başını gidiyor. Zinde kuvvetler ‘dur bakali n’olcek’ havasında. Yüzde 54 bir yumruk olamaz mı?” Türkiye Cumhuriyeti’nin laik yapısıyla hesabı olan tarikatçılar, cemaatçiler, şeyhler, şıhlar! Devletin dergisinde din tüccarları. Kaliteli kâğıda basılmış 128 sayfalık dergiye epeyce ilan da alınmış. İlan verenler ise yine tarikatçılar ve özellikle Amerika’da tedavi edilen sümüklü malum adamın her kılığa giren adamlarının şirketleri. İşi bu kadar ilerlettiklerine göre malum hoca, devletin dergisinde kapak adamı olmayı çoktan hak etti! Haydi, İstanbul Müftüsü, sıva kollarını. Sabah gazetesi ihalesi başbakanın damadına kaldı: Danışıklı söğüş Gericiliğe Doludizgin FATMA ESİN 24 Kasım 2007 tarihli gazetelerde, ilk bakışta birbiri ile ilişkili görünmeyen çarpıcı iki haber vardı. Birincisi Gaziantep’teki resim sergisi. Özel bir sanat galerisinde açılan resim sergisindeki ‘nü’ tabloların tülbentlerle nasıl sansürlendiğini yazıyor ve sansürlü tabloları gösteriyordu. Böyle bir sansürün kadın bedenini gözlerden saklamak amacı taşıdığını düşünmek olası değil. Çünkü, her gün yüksek tirajlı günlük gazetelerde boy boy dekolte ve erotik yanı yüksek fotoğraflar yayımlanmakta. Milyonlarca insan istese de istemese de bu fotoğrafları görmekte; isteyen ilgi ile incelemekte! Yani yüksek tirajlı gazetelerimiz aracılığı ile çıplak kadın bedeni tabu olmaktan kurtulmuş durumda. Diğer taraftan insan zaman ayırıp bir resim sergisine gidiyorsa resim hakkında bilgi sahibi, sanatla ilgili, estetik duygusu gelişmiş bir kişidir. Sergideki tabloları seyrederken onu ilgilendiren konuları (nü, portre, natürmort, peyzaj vb.) değil, o tablodaki resmin sanatsal yanıdır; çizgileri, kullanılan renkler, o renklerin birbirleri ile uyumu, kısaca onun estetik duygusuna yaptığı etkidir. Bu nedenle bu düzeydeki kişiler için ‘nü’ tabloların sansürlenmiş olmaları sadece bağnazlıkla açıklanamaz. Kanımca bu sansür, resim sanatına ve özellikle de ‘nü’ konuları çalışan sanatçılara gözdağı vermek, bu tür çalışmaları engellemek! İslam dininde resim yasak ya! Dolaylı yoldan insanları hidayete yöneltmek!.. İkincisi, 8. sınıf öğrencileri için yapılmış seviye belirleme sınavında sorulan sorular! Bütün bir ili (Kocaeli) kapsayan okulların öğrencileri için yapılmış bu sınavın sosyal bilgiler bölümü için 25 soru sorulmuş; bu 25 sorunun altısı din bilgisi ile ilgili. Sosyal bilgiler konusunun dörtte birinin din bilgisi konusuna ayrılmış olması bir yana, soruların içeriği ve yanıt seçenekleri bilgi ölçmeden çok bazı aykırı ve bilimsellikten uzak bilgiler verme eğiliminde. Sayın Mustafa Balbay da 27 Kasım 2007 tarihli köşe yazısını bu soruların irdelenmesine ayırıp çocuklarımızı bilimden ne denli uzaklaştırmaya yönelik olduğunu vurguladığı için, konunun bu yönüne değinmeyeceğim. Bence bu soruların bir diğer amacı, sinsice rejimi kötülemek ve dini kuralları egemen kılmak! İşte sorulardan biri ve yanıt seçenekleri şöyle: Aşağıdakilerden hangisi Allah’ın evrenin düzenini ve işleyişini sağlamak için koyduğu yasalardan değildir? A Fiziksel yasalar, B Toplumsal yasalar, C Biyolojik yasalar, DTC Anayasası, (Doğru yanıt D). Bu yanıt seçeneklerine bakıldığında görüldüğü gibi D seçeneği hariç hepsi çoğuldur. D seçeneği ise TC Anayasası’dır, yani tekil. Oysa bütün devletlerin anayasaları vardır; dolayısı ile bu seçeneğin de “DAnayasalar” olarak verilmesi gerekirdi! Açıkça görülüyor ki, bu seçenekle 14, 15, belki 16 yaşlarında olan ve büyük bir olasılıkla henüz anayasalar hakkında bilgi sahibi olmayan bu çocuklarımıza TC Anayasası Allah’ın yasası olmadığı gerekçesiyle kötülenmek istenmektedir! Bir diğer soru ise şöyle: Aşağıdakilerden hangisi dinimizce haram olmadığı halde hoş karşılanmayan davranışlardandır? A Hırsızlık, B Çalışmak, CTevekkül, D Dilencilik, (Doğru yanıt D). Ne ilginç bir soru! A seçeneğindeki hırsızlık hem dinimizce haram kabul edilmiyor, hem de hoş karşılanmayan bir davranış değil! Hadi hayırlısı! 2. AKP dönemi ile eğitimin dinselleştirilmesi politikasına ivme kazandırıldığı ve bu konudaki uygulamaların pervasızca sürdürülmekte olduğu bilinmekte. Öğrencilere açıkça baskı yapılıyor; öğrenci yurtları tarikatlara teslim edilmiş durumda! Bazı aydın ve uyanık kişiler bu uygulamaları gözler önüne serip karşı koysa da her kuruma sızmış yandaşlar aracılığı ile örtbas edilmekte ve aynı hızla yola devam edilmekte. Fakat bunlar bile yeterli görülmüyor olmalı ki, her fırsat değerlendirilmekte, sinsice yollara da başvurulmakta. Kısaca, ister ‘nü’ tablolara uygulanan sansür, ister ilköğretim çağındaki öğrencilerimize uygulanan baskılar ve dolaylı kandırmacalar, hepsi ülkeyi sanattan, bilimden, çağdaşlıktan uzaklaştırmaya yönelik. Ülkenin aydınlık insanları ne düşünüyorsunuz?.. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak?yahoo.com.tr Din devletine giden yol Önceki gün Cumhuriyet’te yer alan “ilköğretim okulu öğrencisi türbanlı kızı vergi reklamında kullanan Konya Vergi Dairesi” haberi ülkenin dörtnala nerelere sürüklendiğini o kadar açık biçimde gösteriyordu ki, Ahmet Hakan dün Hürriyet gazetesindeki köşesinde soruyordu: Memlekete şeriat geldi de bizim mi haberimiz olmadı?!.. Geliyor kardeşim, hiç kuşkun olmasın geliyor, hem de göstere göstere geliyor!.. Vergi dairesinin reklamı tam anlamıyla bir “psikoloji şaheseri!”, reklamda bir üniversite öğrencisi türbanlı da yer alabilirdi ama hayır, illa ki küçük bir kız kullanılacak. Yanı başına “haram” sözcüğü öylesine usturuplu yerleştirilecek ki yalnızca vergi değil, her konuda çağrışım yapacak.. Kafalara resmin bütününü çakacak!.. Dün, EğitimBirSen isimli öğretmen sendikasının hükümete önerilerini okudunuz mu?.. Türban yasağı kaldırılsın.. İlkokullarda okutulan öğrenci andı, etnik farklılıklar dikkate alınarak yeniden düzenlensin.. Sadece kızlara özel okullar açılsın.. Öğrencilerin İstiklal Marşı törenlerine katılma zorunluluğu kaldırılsın... Sizce nereye gidiyoruz?!. e posta: umitzileli?gmail.com ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci?mynet.com HARBİ SEMİH POROY BULMACA SOLDAN SAĞA: SEDAT YAŞAYAN HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN hetiyatrosu?mynet.com BÜYÜKÇEKMECE 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2006/300 Davacı Sadık Hoşgör tarafından davalı Bedia Hoşgör aleyhine mahkememize açılan velayetin nez’i davası nedeniyle;İlgili velayetin nez’i davası nedeni ile mahkememizde 12.02.2008 tarihinde saat 09.50’de yapılacak duruşma gününün yapılan araştırmalarla bulunamayan Bedia Hoşgör’e ilanen tebliğine karar verilmiştir.Yukarıda yazılı davayla ilgili mahkememiz duruşma salonunda yapılacak 12.02.2008 tarihinde saat 09.50’de yapılacak duruşmaya davalı Bedia Hoşgör’ün gelmesi gerektiği ve de kendisini bir vekille temsil ettirmesi varsa diyeceklerini ve belgelerini dosyaya ibraz etmesi, ibraz etmediği takdirde yokluğunda duruşmaya devam edilip karar verileceği hususunun davalıya ilanen tebliğ olunur 06.12.2007 Basın: 66591 TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 13 Aralık www.mumtazarikan.com 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Osmanlı 1 devletinde kara ve deniz 2 subaylarının 3 oluşturduğu sınıf. 2/ Ka 4 rakter... Yer 5 çekimi doğ 6 rultusunda 7 olan. 3/ Le8 tonya’nın plaka imi... 9 7590 cm’lik 1 2 3 4 5 6 7 8 9 eski bir uzunluk öl1 Y A S EM İ N M çüsü. 4/ Büyük soİ K A pa... İnce ve keskin 2 A V A R E K E Ş A N ses. 5/ İstanbul’un 3 S A L L E V A N T bir ilçesi... Bin met 4 E R İ N İ renin kısa yazılışı. 5 M E K E E V İ N A V 6/ Meyveleri şeker 6 İ İ MA le kaynatarak hazır 7 N İ Ş A N lanan tatlı... Doğu 8 K A N AMO R Karadeniz dağları 9 M A N T I V A R nın yüksek kesimlerinde yaygın olan geçici kırsal yerleşme tipi. 7/ Tarla sınırı... Tümceyi oluşturan öğelerden biri. 8/ Yunan mitolojisinde şafak tanrıçası... İri ve boru biçiminde beyaz ya da sarı renkli çiçeği olan bir süs bitkisi. 9/ Kredi mektubu. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Trabzon yöresine özgü bir halk oyunu. 2/ Rütbesiz asker... Bir iş için ayrılan belli para. 3/ Kitap getirmiş peygamber... Siper, hendek. 4/ Bir yüzü uzun tüylü, kalın ve ağır battaniye. 5/ İlkel benlik... İnleme, inilti. 6/ “ Kâbe’den yeğrektir / Bir gönül ziyareti” (Yunus Emre)... Kayak. 7/ Müsavi... Dürüst, iyi ahlaklı. 8/ Trabzon’un Tonya ilçesinde bir yayla. 9/ Rumların kutsal saydıkları kaynak ya da pınar... Bağışlama. CUMHURİYET 16 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear