01 Aralık 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
16 EYLÜL 2006 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLERİN DEVAMI TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul 15 Stockholm PB PB PB PB B B B B B 25 27 26 27 30 31 32 32 23 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya Y Y Y Y Y Y Y Y PB 15 13 12 12 14 14 13 9 24 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars B B B B B B B B Y 34 31 30 32 29 30 24 22 19 Trabzon Ankara Erzurum Hakkari İzmir Antalya Ş.Urfa Adana Yurdun Kuzeydoğu kesimleri parçalı ve çok bulutlu, Orta Karadeniz kıyıları, Doğu Karadeniz ile Kars ve Ardahan çevreleri sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo PB 18 Helsinki B 15 Stockholm B 19 Londra Y 23 Amsterdam PB 23 Brüksel Y 21 Paris Y 21 Bonn Y 27 Münih Y 24 Yağmurlu Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Y Y B Y Y PB Y PB Y 26 25 25 25 26 27 27 29 24 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı PB Y Y Y Y Y Y B B 11 30 22 34 24 26 23 32 34 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada gelir gelmez ilk icraat olarak türban yasağını kaldıracağını vaat etti. TBMM Başkanı Arınç’ın gerçek kimliğini göstermek için seçimlerden önce miting alanlarında türban sorununu çözmek namus borcumuzdur diye halka güvence verdiğini sık sık yineliyoruz. Başbakanları da Arınç’tan aşağı kalmıyordu. Abdullah Gül de, hükümete giren bir yığın bakan da. 3 Kasım 2002’den bu yana beş yıla yakın zaman geçti; AKP Meclis’te çoğunluğu elinde tutmasına karşın türban sorununu değil çözmek, çözeceğini gösteren en ufak işaret veremedi seçmenlerine. Üstelik bu arada Anayasa Mahkemesi kararlarına, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları tüy dikti. ??? İç ve dış yargıdan dersini alan RTE iktidarı ne yapabilirdi? Gerçeğe boyun eğmek ve sessiz kalmak mı? Hayır. Bunlar sadece Türkiye’yi yönetmeye değil, kafalarındaki ülkeye benzetmek için iktidara geldiklerine inandıkları için hâlâ çıkmamış canda umut arıyorlar. Ne ki, gözleri kararmış; bu yola giderken iç siyaset sorunlarını dışarı ülkelere, kurumlara, örgütlere taşıyorlar. Son örnek Brüksel’de toplanan TürkiyeAB Karma Parlamento Komisyonu’nda yaşandı. Brüksel’deki komisyon toplantısına iki CHP’li (Onur Öymen ve Şükrü Elekdağ) ile iki AKP milletvekili katıldı. CHP’liler şaşırtıcı bir manzara izlediler. Meclis tarafından seçilip görevlendirilmemiş biri, komisyon başkanı Hollandalı Yeşiller’den Joost Lagendijk ve Avrupa Parlamentosu Türkiye raporunu yazan Hollandalı muhafazakâr Eurlings Camiel ile görüşüyor ve onlara Başbakan tarafından görevlendirildiğini söyleyerek rapor üzerinde Türk hükümeti ve Türkiye ile ilgili ‘‘ricalarda’’ bulunuyordu. İki AKP milletvekili de bu kişinin temaslarına, söylediklerine katılıyordu. Adamın adı Murat Mercan’dı. AKP merkezinde görevliydi. ??? RTE’nin Brüksel’e gönderdiği Mercan’ın marifetleri günlerce sürdü ve asıl görevinin, amacının ne olduğu bir süre sonra anlaşıldı. AP raporunda AP üyesi Cem Özdemir ile komisyon başkanının önerisiyle türban konusuna yer veriliyor. Bütün çaba türbanı AP raporundan çıkarmamak! CHP’li iki milletvekilinin Anayasa ve AİH Mahkemelerinin kararlarını anımsatarak türban sorununu savunur görünen ifadenin rapordan çıkarılmasını ısrarla istemelerine karşın; iki milletvekilini, düzenlediği basın toplantısına almayan Murat Mercan ve AKP’liler, büyükelçiliğin çabalarıyla türban maddesinin raporda kalmasını sağladılar... Rapor, RTE gibi türban konusunda TBMM’de uzlaşı istiyor. Bu sonuçta elçiliğimizin katkısı olduğu, komisyona TC adına verdiği itiraz dilekçesi ile kanıtlanabilir. Dilekçe Ermenistan’ın tanınmasını, Kıbrıs sorunuyla ilgili maddelerin çıkarılmasını isterken, türban konusuna dokunmuyor. İç ve dış yargı kararları bu adamların (hatta rapora türbanı koyan Hollandalıların) önünde dağ gibi duruyor. Hâlâ gericilik ürünü türban gibi bir davanın (kimi bürokratların yardımıyla) peşinde koşuyorlar. Örnekler saymakla bitmez: Rejime ihanet diz boyu. Cumhuriyet 75 Kuruş ? Baştarafı 1. Sayfada regelmesi ve devam edebilmesi için bu zor kararı almaktan kaçınmak olanağı yoktu. Günümüzde dinci basının tüm ülkede bedava dağıtımı geçerlidir ve büyük holding sermayesine dayanan gazetelerin de özel koşulları biliniyor. Cumhuriyet’in okurların dan başka dayanağı yoktur. Okurlarımızın bizi anlayacaklarına inanıyoruz. Cumhuriyet’in yapılanması, öteki gazetelerden bambaşka koşullara dayanıyor. Okurlarımızın bizi bizden daha iyi anladıklarını biliyoruz; gösterecekleri özveriye şimdiden şükranlarımızı sunarız. Kentte sessiz yürüyüş ? Baştarafı 1. Sayfada C GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY lan patlayıcının PKK’nin bomba düzeneklerine benzediğini açıklaması, dikkatleri örgüt üzerinde yoğunlaştırıyor. İddialara göre örgüt aslında bombayı MİT binası ile yakınlardaki askeri tesislere yönlendirmeyi planlıyor ancak bölgedeki telsiz vericileri sinyalleri karıştırınca patlama erken yaşanıyor. Emniyet, eylemi TİT’in üstlendiğine ilişkin haberi ilk olarak PKK’ye yakın bir ajansın duyurmasına da özellikle dikkat çekiyor. Bu açıklamaların televizyonlarda yayımlanmasının ardından Diyarbakır’da önceki gün devlete yöneltilen tepkiler yerini bi raz da şaşkınlığa bırakıyor. Bu aslında kuşkunun adresiyle ilgili kafa karışıklığı anlamına geliyor. Polisin açıklamaları bölge insanına çok inandırıcı gelmese de, işyerleri kapanıyor, kentte önceki güne oranla sessizlik hâkim oluyor. Bu arada emniyetin bu açıklamasının duyurulduğu saatlerde 29 kitle örgütünün yöneticisinin bugün yapılacak eylemin biçimiyle ilgili toplantısında da yoğun tartışmalar yaşandığı söyleniyor. Sonunda eylemin sessiz yürüyüş şeklinde yapılması, slogan atılmaması karara bağlanıyor. Bu sessizlik faille ilgili kuşkudan mı kaynaklanıyor, onu Diyarbakır’daki kimse açıklamak istemiyor! Yürüyüşün organizatörleri sessizlik stratejisini, Şemdinli olaylarının ardından yaşanan çatışmaların benzerini önlemeyi amaçladığını ileri sürüyor. Yörenin aydınları, büyük katılım beklenen yürüyüşte olaylar çıkmaması için çaba harcıyor. Eylemin biçiminin belirlenmesinin ardından devreye hızla PKK’nin girmesi dikkat çekiyor. Örgüt yöneticileri emniyetin açıklamalarını seri biçimde yalanlıyor, ‘‘karanlık güçlerin eylemlerinin süreceği’’ iddia ediliyor. Kandil Dağı’ndaki Murat Karayılan’ın, halkı bugün yapılacak eyleme çağıran açıklamasının dün örgütün internet sitelerinde yayımlanması da gözden kaçmıyor. Karayılan, eylemi çetelere mal ediyor. Diyarbakır’da 12 Eylül’de patlayan bombanın yarattığı acı ve öfke, fail ve adres tartışmasının yarattığı siste kayboluyor... Faillerin üzerindeki giz perdesi aralanmadıkça, şiddet üzerinden yürütülen psikolojik savaşın daha da büyüyeceği görülüyor. Bundan elbette birileri kazançlı çıkmayı hedefliyor. Ancak propagandaya kanarak sokağa çıkan yurttaşı devletin bir an önce kazanması gerekiyor. PKK, onun uzantıları, muhalifleri ya da karanlık güçler, fail kim olursa olsun devletin bombanın üzerindeki sisi zaman geçirmeden dağıtması acil önem taşıyor. EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ‘PKK’nin 4 eylemiyle örtüşüyor’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Emniyet Genel Müdürlüğü Sözcüsü İsmail Çalışkan, Diyarbakır’da patlayan bombanın şehirde daha önce gerçekleşen 4 bombalı saldırının düzeneğiyle örtüştüğünü vurgulayarak, ‘‘Örgüt sivillere yönelik olayları kabul etmiyor ama yapılan kriminal incelemede düzenek ve patlayıcıya yönelik özelliklerin aynı olduğu anlaşılıyor’’ dedi. Çalışkan, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın yeğenine yönelik saldırıya ilişkin yürütülen soruşturmada bir kişinin kimliğinin belirlenip arandığını söyledi. Çalışkan, düzenlediği haftalık bilgilendirme toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Çalışkan 7’si çocuk 10 kişinin ölümüne neden olan bombanın kriminal incelemesinin tamamlandığını bildirdi. 5 Haziran 2005 Hani’de yol tuzaklaması, 3 Kasım 2005 tarihinde Dicle’de askeri konvoya bombalı saldırı, 22 Mayıs’ta Lice’de askeri araca bombalı saldırılar ile 6 Kasım tarihinde bir araçta ele geçirilen 26 telsizin örtüştüğünü bildiren Çalışkan, şunları söyledi: ‘‘Diyarbakır Valiliği ve emniyet müdürlüğünün yaptığı araştırma sonucunda bomba için kullanılan düzeneğin daha önce bölücü örgüte yönelik 4 ayrı olayla örtüştüğü belirlenmiştir. Aselsan Kobra marka telsizlerle gerçekleştirilen bomba düzenekte A4 tipi patlayıcı kullanıldığı belirlenmiştir. Dünyanın hiçbir yerinde sivillere yönelik saldırıları terör örgütlerinin üstlendiği görülmemiştir.’’ Ayrıca gelen bilgilerde Diyarbakır’ın Yenişehir semtinde şüphe üzerine durdurulan bir araçta aynı düzenekte kullanılan 26 adet Aselsan Kobra marka telsizin bulunduğunu belirten Çalışkan, olayla ilgili aracın sahibi Diyarbakır Belediye Başkanı’nın kardeşi Mehmet Ali Baydemir ve Şerafettin Şimşek hakkında soruşturma yapıldığını kaydetti. Atabeyler’de 5 tahliye kararı ‘Emniyet general ismi istedi’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Kamuoyunda ‘‘Atabeyler Grubu’’ olarak bilinen soruşturma kapsamında, 2 emniyet müdürü, 2 subay ve 2 astsubayın da aralarında bulunduğu 10 kişinin yargılanmasına başlandı. Davanın ilk duruşmasında tutuklu 5 sanığın tahliyesine karar verildi. Ancak çete lideri olduğu ileri sürülen Yüzbaşı Murat Eren’in yanı sıra, Üsteğmen Yakup Yayla, astsubaylar Erkut Taş ve Yasin Yaman Genelkurmay Askeri Mahkemesi’nde görülecek davada tutuklu bulundukları için tahliye edilmedi. Atabeyler Grubu’na ilişkin soruşturmanın Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki ilk duruşmasına, yargılanan 5’i tutuklu 10 sanık ile avukatları katıldı. Daha önce verdiği ifadeleri kabul etmeyen Eren, soruşturma sırasında Merkez Komutanlığı’na götürüldüğünü ve burada ‘‘TSK aleyhinde bir şey söyleme’’ telkininde bulunulduğunu iddia ederek, bu yüzden ifade verirken tedirgin davrandığını, üzerine atılan suçları, o an için kabul ettiğini kaydetti. Taş da, emniyetin soruşturmada usulsüzlükler yaptığını savunarak, ‘‘Emniyette ifadem alınırken, birkaç general ismi vermem söylendi. Askeri savcılıkta ise Murat Eren’e baskı yapıldığından, ben de Eren ile paralel ifade verdim’’ diye konuştu. Yaman, evinde bulunan Atabeyler flamasının Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda bir eğitim grubunun adı olduğunu, kroki ve planların ise eğitim amaçlı olduğunu savundu. Diğer sanıklar da ifadelerinde üzerlerine atılı suçları kabul etmediler. Mahkeme, dosya kapsamı ve mevcut kanıt durumuna göre sanıkların üzerine atılı suçların vasıf ve niteliğinin değişmesi ihtimali göz önüne alınarak tutuklu tüm sanıkların tahliyesine karar verdi. Tutuklu sanıklardan işadamı Yunis Akkaya tahliye olurken Eren, Yayla, Taş ve Yaman, Genelkurmay Askeri Mahkemesi’nde görülecek dava dolayısıyla tutuklu bulundukları için tahliye edilmedi. serinden söz etmiş, bu ayrı bir yazı konusu olsa yeridir, demiştik... Arayı çok soğuttuk sayılmaz... Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın Mustafa Kemal şiirinden yola çıkmış Evgin: Mustafa Kemal’i gördüm düşümde Daha, diyordu. Uğruna şehit olasım geldi hemen, Sabaha, diyordu. Al bir kalpak giymişti, al bir ata binmişti, Zafer ırak mı dedim Aha, diyordu. ??? Evgin, bu şiiri Uzun İnce Bir Yoldayım türküsünden sonra okuyup izleyiciyi selamladı. Osmanlı’nın son dönemini Yemen türküsüyle dile getirdi. Çanakkale’ye geldi. Yansıda Çanakkale fotoğrafları; siperler, erler, Mustafa Kemal... Ve Çanakkale türküsü... Türkünün her dörtlüğünün arasında Mustafa Kemal’in cephe notlarından bölümler okudu: ‘‘Düşman 8 metre ileride... Ölüm muhakkak!’’ Çanakkale’den sonra aldı bizi Doğu’nun en doğusuna götürdü: ‘‘Hoş gelişler ola, Mustafa Kemal Paşa...’’ Yolda Erzurum Kongresi’ndeki bir sözüyle soluklandık: ‘‘En büyük düşman, umutsuzluktur.’’ Tabii yola çıkmadan önce eve selam vermeden olmaz: ‘‘Annem beni yetiştirdi, bu ellere yolladı!’’ Arada bir saptama: ‘‘Dünyanın, millet meclisi eliyle yapılan belki de ilk Kurtuluş Savaşı!’’ Büyük Taarruz kiminle anlatılır? Elbette Nâzım Hikmet’in Kuvayı Milliye Destanı’yla... 9 Eylül 1922 tabii ki ‘‘İzmir’in Kavakları’’ türküsüyle karşılanır. Yansıda o güzelim Kordonboyu, o yakılıp yıkılmış İzmir. Bir anı: Atatürk, İzmir’e gelişinin ilk günlerinde önünde Körfez, rakı içerken İzmir’de kalan bir Ruma sormuş: Venizelos burada rakı içti mi? Hayır yanıtını alınca çıkışmış: ‘‘O zaman ne demeye İzmir’i almaya kalktı!’’ Yansıda, Atatürk Latin harflerini öğretirken bir kararlılık anısı daha: Atatürk, harf devrimi arifesinde çevresindekilere bunu ne kadar zamanda başarabileceğimizi düşündüklerini sorar. İyimser yanıt 5 yıl, en kötü olasılık da 15 yıl içerisinde! Atatürk şu karşılığı verir: Bunu ya üç ay içerisinde başarırız ya da başaramayız... ??? Evgin, yeri geldikçe Mustafa Kemal’in sanatla ilgili sözlerini aktardı: ‘‘Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.’’ ‘‘Milletvekili, bürokrat, her şey olabilirsiniz ama, sanatçı olamazsınız.’’ Erol Evgin, binlerce kişiye şarkı söylese de, sanki çok yakından tanıdığı insanlara söylüyormuş gibi seslenen bir sanatçı. Bu kişiliği de çalışmasına çok şey katmış. Mustafa Kemal’e hepimiz çok şey borçluyuz. Ona en çok borçlu olanlardan biri de sanatçılar olsa gerek. Atatürk’ün devrimleri, aydınlanma hareketi olmasaydı sanatçılarımız olur muydu? Erol Evgin, kendi sanat gücüyle de örerek Atatürk’e olan borcunu bizce çok güzel ödemiş. Eline, diline sağlık diyoruz... Anadolu’yu karanlıktan çıkaracak güçlerin başında sanat geliyor. Karanlık sanattan korkar ama, sanat karanlıktan korkmamalı. Üzerine yürümeli... Önümüz 29 Ekim... Erol Evgin’in konserbelgeseli adım adım Anadolu’yu dolaşmalı. Atatürk’ü ete kemiğe ve sanata büründürerek anlatmak ne güzel! ankcum?cumhuriyet.com.tr Söğüt’te 1 kişinin kimliği tespit edildi Bilecik’in Söğüt ilçesinde Başbakan’ın yeğeni ve bir koruma polisine yönelik saldırıya ilişkin soruşturmanın sürdüğünü kaydeden Çalışkan, ‘‘Görüntüler incelendi ve saldırıyı gerçekleştirenlerden bir kişinin kimliği tespit edildi’’ diyerek, bu kişinin arandığını bildirdi. İsmailağa Cemaati’ne yönelik polisin yürüttüğü soruşturmaya ilişkin soruları yanıtlayan Çalışkan, ‘‘Polis olayı haber aldığı andan itibaren çalışmalarına başlamıştır. Soruşturma yapılmıyor haberleri doğru değil. Hazırlık soruşturması gizlidir. O bölgede 6070 kişinin bilgisine başvurulmuştur. Konu titizlikle araştırılmaktadır. En kısa sürede aydınlatılacaktır’’ diye konuştu. Selçuk’un karikatürleri 4 hafta süreyle Offenbach Belediyesi’nde sergilenecek. Selçuk’un karikatürlerinin Almanya turu sürüyor MEHMET CANBOLAT Bakanlıktan açıklama OFFENBACH Türkiye’nin karikatür duayenlerinden Cumhuriyet gazetesi çizeri Turhan Selçuk’un eserleri Almanya’da sanatseverlerle buluşuyor. Selçuk’un karikatürleri önümüzdeki günlerde 4 hafta süreyle Offenbach Belediyesi’nde sergilenecek. Selçuk’un toplam 52 seçme karikatürünün yer alacağı sergi, 22 Eylül Cuma günü saat 18.00’de Offenbach belediye binasındaki kokteylin ardından açılacak. Kreis Offenbach Türk Alman Forumu’nun öncülüğünde, Offenbach Belediyesi’nin desteğinde gerçekleşecek olan serginin açılışında Offenbach Anakent Belediye Başkanı Horst Schneider ile Türkiye’nin Frankfurt Başkonsolosu Salih Boğaç Güldere de hazır bulunacak. Sergiyi Almanya çapında yönlendirmeyi üstlenen ve Almanya’da yayın hayatını sürdüren Hessen Toplum Gazetesi sahibi gazeteciyazar Mehmet Canbolat ise Turhan Selçuk’un sanat yaşamını ele alacağı ve eserlerini 60 yıllık siyasi yelpaze içinde değerlendireceği bir bildiri sunacak. Kokteyle katılması planlanan Selçuk ise sağlık problemleri nedeniyle sevenleriyle buluşamayacak. 20 Ekim’e değin gezilebilecek sergiye, Deutsche Bank Offenbach Şubesi ile IHKOffenbach kuruluşlarının yanı sıra Offenbach Türkiye Dostları Derneği de destek veriyor. Selçuk’un yapıtları, Offenbach’tan sonra 25 Ekim24 Kasım tarihleri arasında Rüsselsheim kentindeki Opel otomobil firmasının sergi salonunda gezilebilecek. ‘Öl’emri bilimselmiş ZEYNEP ŞAHİN PKK’ye yönelik operasyonlarda 6 terörist ölü ele geçirildi Erciş’te çatışma: 2 şehit VAN (AA) Van’ın Erciş ilçesindeki güvenlik güçleriyle teröristler arasında çıkan çatışmada, 1 uzman çavuş ile 1 geçici köy korucusunun şehit olduğu, 6 teröristin de ölü ele geçirildiği bildirildi. Alınan bilgiye göre, terör örgütü PKK’ye karşı operasyonlarını sürdüren Jandarma Komutanlığı Özel Harekât timleri ile geçici köy korucularından oluşan güvenlik güçleri, Kardoğan köyünün kuzey kesimindeki kayalıklarda bir grup teröristle sıcak temas sağladı. Terör örgütü üyelerinin, güvenlik güçlerinin ‘‘Teslim ol’’ ihtarına ateşle karşılık vermesi sonucu, ilk ateş sırasında Ulupamir köyünde geçici köy korucusu olarak görev yapan Abdusselam Yar şehit oldu. Hava ve kara destekli askeri birliklerin bölgeye sevk edilmesiyle operasyona devam eden güvenlik güçlerinin teröristlerle ikinci kez sıcak temas sağlaması üzerine çıkan çatışmada 6 terörist ölü ele geçirildi. Çatışmada, uzman çavuş Mustafa Yıldız yaralandı. Yaralı uzman çavuş helikopterle kaldırıldığı Van Askeri Hastanesi’nde yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Askeri yetkililer, 6 kişi olduğu belirlenen grubun tamamının etkisiz hale getirildiğini ve operasyonun sona erdiğini belirttiler. ANKARA Tasarruf gerekçesiyle karşılığı geri ödenmeycek ilaçlar listesine kanser tedavisinde kullanılan Neupogen’in alınmasını Sağlık Bakanlığı onayladı. Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Uzman Dr. Orhan Gümrükçüoğlu, kararın afaki olmadığını, bilimsel kurul kararına dayandığını ve ‘‘Gracyt 34’’ adlı ilacın tedavide aynı etkiyi yapacağını savundu. TTB yetkilileri ise Gracyt 34’ün Neupogen’in yerine geçmeyeceğini dile getiriyor. Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Gümrükçüoğlu, Neupogen’in geri ödeme listesinden çıkarılmasının, yapılan bilimsel değerlendirmelerin sonucu olduğunu söyledi. Gümrükçüoğlu, ‘‘Komisyonun içinde 11 profesör ve doçent var. Ülkede başka uluslararası kabul gören bilimsel komisyonlar varsa onların da görüşlerini, incelemelerini değerlendirmeye her zaman hazırız’’ dedi. Gümrükçüoğlu, kararı savunurken ilacı listeden çıkaran komisyon üyelerini açıklamak istemedi. Karadeniz Teknik Üniversitesi Farmakoloji Anabilim Dalı Başkanı ve TTB İlaç Danışma Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ersin Yarış, muadil olarak gösterilen ilacın sosyal güvenlik kuruluşlarınca kabul edilmediğine dikkat çekti. Yarış, ‘‘İlaç bakanlık tarafından kabul ediliyor ama Emekli Sandığı, BağKur tarafından eşdeğer kabul edilmiyor’’ dedi. Yarış, her iki ilacın üstlendiği görevin birbirine büyük oranda benzediğini ama etkin maddelerin tamamen aynı olmadığını söyledi. Ankara Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden Dr. Cihangir Özarslan ise ‘‘Benzerinin fiyatı da hemen hemen aynı. Bir şirkete yol açarken diğerine kapattılar’’ dedi. CUMHURİYET 15 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear