Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 12 EYLÜL 2006 SALI 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI PB PB PB PB B B B B PB 24 26 25 26 30 31 33 33 23 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya Y Y Y Y PB PB PB PB B 23 23 23 20 25 24 24 22 33 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars B B B B B B B B B 34 32 33 35 32 34 30 26 22 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurdun kuzey iç ve batı kesimleri parçalı bulutlu, Orta Karadeniz kıyıları, Doğu Karadeniz, Sinop ve Tokat çevreleri sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Hava sıcaklığı yurdun doğu ve iç kesimlerinde azalacak diğer yerlerde değişmeyecek. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih B B B Y B B Y B B 20 18 22 25 27 26 28 25 25 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih B B Y B B B Y B Y 25 25 25 23 24 24 29 29 26 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı Y B B B Y B Y B B 18 33 25 35 22 30 25 33 35 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada göreceği tepkilere karşı sureti haktan görünen tavrı; kimliği ve karakteri üzerindeki bu kanının giderek yoğunlaşmasına olanak tanıyor. Konuşmasında yine esip savurdu. Uzakdoğu’dan Balkanlar’a, Ortadoğu’dan Afrika’ya kadar Osmanlı’nın ‘‘özlemle arandığını’’ söyledi. Bu türden övünülere sık sık rastlanıyor. Fakat nedense bizdeki Osmanlı tarihçileri ve RTE gibi din devleti özlemi çekenler, Balkanlar’da, Ortadoğu’da, Arap ülkelerinde, Avrupa’nın hemen bütün ülkelerinden halk indinde bugünkü Türkiye’ye neden bu denli olumsuz baktıklarını açıklayamıyorlar. ??? RTE, inanılmaz bir vurdumduymazlıkla göstericilere şöyle seslendi: ‘‘Burası siyasetin yapıldığı bir alan değil. Ama biz kavganın, gerginliğin tarafı olmayacağız.’’ Söyleyene bakın. İktidara geldiği ilk günler iktidarını halka yutturmak için bireylere yumuşak davrandı. Ne ki koltuğunu sağlamlaştırdıktan, herhangi bir müdahale ile karşılaşmayacağı güvencesini aldıktan sonra aşama aşama gerçek yüzünü gösterdi. Sertleşmeye, halka, bireylere hakaret etmeye, saygın kurullarla kavgaya başladı. Kavganın, gerginliğin yanında olmayacağını söyleyen adamın, dinime dahleden bari Müslüman olsa deyişini adeta anımsatarak, dört yılda geride bıraktığı tabloya bakın: Memurla, emekliyle, köylüyle, çiftçiyle, esnafla, medyayla, tüccarla, sendikalarla, şehit analarıyla, sivil toplum örgütleriyle, toplumu oluşturan kurumlar, kuruluşlar... Ne gelirse aklınıza hemen hepsi ile kavgalı. Üstelik her biriyle kavgaya çanak tutan kendisi. Üstüne üstlük toplumda gerginliği de yaratan kendisi. Fakat dört yıllık geçmişini yansıtan bu tablo RTE’yi asla bağlamaz. O, ola ki kendini Tanrı’nın bir mucizesi sanıyor. Tıpkı Londra’da uçak kazasından sağ kurtulan Menderes’i, çevresinin bir süre sonra Türkiye’yi bir kez daha yaratmak için Allah’ın gönderdiğine inandıkları gibi. ??? Dincidinsiz ayrımının bu iktidar sayesinde giderek yoğunlaşmasını, toplumda gerginlik yaratır aşamaya gelmesini acaba nasıl açıklayacak? Soru abes. Zira bu adam ve adamlar camideki olayın cinayet mi, linç mi olduğunun ortaya çıkarılması için parmaklarını bile oynatmadılar. Ne de laik rejimin temelini oyan tarikatları araştırmaya soyundular. Lübnan’a asker gönderilmesin diyen bir pankart açan gençlere yönelik linç girişimini neredeyse kutlayan İstanbul polis müdürü de cami cinayetinin gerçek yüzünü aydınlatmak için çaba harcamadı, örtbas etmeye çabaladı. Cami cinayeti, tarikatlar, şeyhler üzerindeki yayınlar karşısında suspus. Ama şu veya bu partiden insanlar; ‘‘Başbakanlık’ın yan gelip ‘satma’ yeri olmadığını’’ yüzüne haykırdıkları zaman fena bozuluyor. Velakin; alttan alta okşayıp büyümelerine, gelişmelerine destek verdiği tarikatlardan birinin önde gideni, Cüppeli Ahmet Hoca’nın Beykoz’da iki milyon dolara aldığı villanın suyunun nereden geldiğini soruşturmuyor. Tarikatların artık parasal çıkarlar sağlamak için mafyaya dönüştüğünün araştırıp incelenmesine girişilsin diye emir veremiyor. Çünkü, bu iktidar tarikatlarla bağlantılı. Tek umut; Müslüman halkın ülkeyi Müslümanlığı kullanarak siyaset yapan ve iktidarda kalmaya çalışan ve çalışacak olan RTE’den kurtarması! TSK, koordinatöre karşı Komutanlar ‘Irak yönetimiyle yapılacak temas, devamında terör örgütü PKK ile doğrudan teması getirir’ endişesini taşıyor. Hükümet ise tavrını netleştiremiyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK), PKK ile mücadelede özel koordinatör atanması konusuna karşı olduğu, bunu da ‘‘Önerilen adım PKK’yi önce yasallaştırır, sonra siyasallaştırır’’ görüşüne dayandırdığı öğrenildi. ABD’nin PKK koordinatörüne karşılık Türkiye’nin atayacağı isimle ilgili tartışmalar sürüyor. Edinilen bilgilere göre TSK, koordinatör atanması fikrine sıcak bakmıyor. Askeri kanadın konuyla ilgili yapılan iç değerlendirmelerinde, koordinatör sıfatıyla bir ismin atanmasının PKK ile mücadelede Türkiye’ye yarardan çok zarar getireceği görüşü vurgulandı. Yapılan değerlendirmelerde, terör örgütüyle mücadelenin koordinatör aracılığıyla yürütülemeyeceği dile getirilirken komuta kademesinin üst düzey yetkilileri ‘‘Önerilen adım PKK’yi önce yasallaştırır, sonra da siyasallaştırır’’ görüşünün altını çizdi. Görev çerçevesini, neyle uğraşacağını bilmiyoruz. O yüzden bir şey söylemem mümkün değil’’ demişti. Bu arada hükümetin, konuyla ilgili çalışmaları da sürüyor. Koordinatörün resmi statüsünü belirlemeye çalışan iktidarın, olasılıklar üzerinde çalıştığı belirtiliyor. Bu çerçevede, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in koordinatör atanması konusunu doğru bulmayacağı veya atanacak isimle ilgili kararnameyi imzalamayabileceğinden çekinen hükümetin, daha farklı bir formül üzerinde durduğu kaydediliyor. mil Çiçek, şöyle konuştu: ‘‘Bu isim geçtiğimiz günlerde basında da yer aldı. Sayın Edip Başer. Bununla ilgili henüz netleşmiş bir durum yok. Bu ismin olabileceği, bizim tarafımızdan da prensip itibarıyla kararlaştırılmış bir husus. Ancak birkaç gün içinde bu durum daha da netlik kazanmış olacak. Bu ayın 13’ünde ABD’nin atadığı koordinatör Türkiye’ye gelecek ve temaslarda bulunacak.’’ Konunun hukuki prosedürünü de anlatan Çiçek, geçmişte de Filistin koordinatörü olarak Vehbi Dinçerler’in atandığını, aynı usul çerçevesinde böyle bir görevlendirme yapılacağını dile getirdi. ‘‘Bu görevlendirme Başbakanlık genelgesiyle mi olacak’’ sorusuna da Bakan Çiçek, ‘‘Evet, aynı şekilde’’ dedi. GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY AKP’nin Sezer çekincesi Özellikle Irak’ın kuzeyinde yaşanan olumsuzluklarda Türkiye’yi memnun edecek bir gelişmenin olmadığı bu dönemde koordinatör atamanın uygun olmayacağının altını çizen yetkililer, ‘‘Irak yönetimiyle, PKK ile mücadele konusunda yapılacak temas, devamında PKK ile doğrudan teması getirir’’ görüşünü vurguladı. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt da koordinatör konusunda temkinli açıklamalar yapmıştı. Orgeneral Büyükanıt, ‘‘Bu yeni bir konu. Vehbi Dinçerler formülü Bakanlar Kurulu’nun ardından gazetecilerin konuya ilişkin sorularını yanıtlayan Hükümet Sözcüsü ve Adalet Bakanı Ce DTP Başkanı Türk PKK’ye ‘ateşkes’ çağrısı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Demokratik Toplum Partisi (DTP) Genel Başkanı Ahmet Türk, terör örgütü PKK’ye ‘‘ateşkes çağrısında’’ bulunduklarını belirterek ‘‘PKKKongraGel’in bu çağrımızı yanıtsız bırakmayacağını umuyor, olumlu karşılık vereceğine inanıyoruz’’ dedi. Türk, partisinin genel merkezinde, DTP Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ve Tunceli Belediye Başkanı Songül Erol Abdil ile birlikte basın toplantısı düzenledi. Terör örgütüne ‘‘ateşkes’’ çağrısında bulunan Türk, ‘‘PKKKongraGel’in bu çağrımızı yanıtsız bırakmayacağını umuyor, olumlu karşılık vereceğine inanıyoruz’’ dedi. Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Türk, şehit cenazelerinde yaşanan tepkileri nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine çocuğunu kaybetmiş ailelerin tepkisini doğal karşılamak gerektiğini söyledi. Türk, ‘‘Ateşkes ilan etmek için bir yerden işaret mi aldınız’’ şeklindeki soruyu yanıtlarken ‘‘Gelişmeleri dikkatle izliyoruz, halkın taleplerini göz önünde tutuyoruz’’ yanıtını verdi. Türk, ‘‘Daha önce iki tarafa da ateşkes çağrısında bulunuyordunuz, şimdi neden sadece PKK’ye çağrıda bulunuyorsunuz’’ sorusuna ise ‘‘yeni bir ortam için yeni bir şans verilmesini istediklerini, çağrıyı bu sebeple yaptıklarını’’ söyledi. Trafik çilesiyle dersbaşı Haber Merkezi Okul zilleri dün ‘‘minikler’’ için çaldı. Milli Eğitim Bakanlığı, yeni uygulaması kapsamında yurt genelinde 1. sınıfa başlayacak yaklaşık 1 milyon 300 bin öğrencinin ‘‘uyum sağlaması’’ için dün 20062007 eğitimöğretim dönemini bir hafta önce açtı. İstanbul’da yağmurla birlikte trafik sabah saatlerinde bir süre kilitlendi. Çalışanlar işyerlerine saatler sonra gitmek zorunda kalırken, otobüs duraklarında kuyruklar oluştu. Öğrenciler, ilk gün heyecanını yaşarken, velilerin de çocuklarının okula başlamasından duydukları mutluluk gözlerinden okunuyordu. Minikler sıralardaki yerlerini alır almaz, kalem kâğıtlara sarılarak, kimi adını, kimi de çeşitli şekilleri karalamaya başladı. Kıyafet zorunluluğunun olmadığı, velilerin de katılabileceği ‘‘uyum programına’’ isteyen öğrenciler katılıyor. Yarım gün uygulanacak ve öğrencilerde devam zorunluluğu aranmayacak bir haftalık uyum programı çerçevesinde, sınıf içi ve sınıflar arası kültürel etkinlikler, eğitici oyunlar ve dramalar düzenlenecek. Çocuklar kalem tutma, defter, tahta ve diğer sınıf araçgereçlerini kullanma konusunda da bilgilendirilecek. saldırıya uğramamış, topraklarında hiç düşman izi görmemişti... ABD, küresel aktörlerin en güçlüsü, tek kutuplu dünyanın lideriydi. Kimse ABD’ye kendi topraklarında bir şey yapamazdı... 11 Eylül’le birlikte ABD’nin de saldırıya uğrayabileceğinin görülmesi, bir anlamda 21. yüzyılın şekillenmesini beraberinde getirdi. Bu saldırıyı kimler, niçin düzenledi? Hedef, neden dünya ekonomisinin sembolü haline gelen ikiz kulelerdi? ABD’nin efsanevi koruma kalkanları neden hiç işe yaramadı? Bu sorular hâlâ askıda duruyor. Böylesi saldırılarda, küller dağıldıktan sonra şu soru sorulur: Saldırı kime yaradı? ??? 5 yıl sonra sorunun yanıtı şöyle verilebilir: Bush’u vitrine koyan ‘‘Yeni Amerikan Yüzyılı’’ projecilerine! Bir başka deyimle neocon’lara, yani yeni muhafazakârlara... 11 Eylül’ün hemen arkasından ABD, Afganistan’ı işgal etmeye karar verdi. Terörle sonuna kadar savaşmak gerekiyordu. Tüm dünyaya şu ikilem sunuldu: Ya Bush’tan yanasınız ya teröristten, üçüncü bir seçenek yok! Bush yönetiminin bu dayatması hâlâ sürüyor. 11 Eylül ürünü olan Afganistan ve Irak işgallerine baktığımızda görünüm şu: İkisi birbirinden beter! Afganistan’daki sözcüler demeç veriyor, ‘‘burası Irak’tan beter’’ diye... Irak’tan haberler geliyor, ‘‘iş giderek kötüye gidiyor’’ diye... Bunlar işin görünen yanı... Öteki yüzü ise şöyle: ABD, Orta Asya’nın ve Ortadoğu’nun girişlerini eline geçirdi, bırakmıyor! Her gün onlarca insanın ölmesi, ABD açısından başarısızlık olarak algılanmayabilir. Bir an tersini düşünelim: ABD, Afganistan ve Irak’a girdi, kısa sürede yeni bir düzen kurdu. Demokrasi rayına oturdu. Halk kendisini temsil edecek bir yönetim seçti. İşler tıkır tıkır gidiyor. Bu durumda ABD’ye, ‘‘artık git, sana gereksinmemiz, kalmadı’’ demezler mi? Derler... Bu durumda ABD, girdiği yerde istikrar ister mi? İstemez! ??? Geçen 5 yıla bu pencereden bakınca önümüzdeki 5 yıllar nasıl geçecek? Görünen o ki, ilk 5 yılı kısa sürede tersine çevirmek kolay olmayacak. Başlıkta vurguladığımız gibi ABD dünyaya iki seçenek sunuyor: Terör kurbanı mı olmak istersin, savaş kurbanı mı? 40 Bush mu 40 Saddam mı? Neocon’lar mı El Kaide mi? Emperyalizm mi şeriat mı? Yeni mandacılık mı sömürge mi? Nükleer silah mı intihar bombası mı? Fakirlik mi ölüm mü? Girişteki dileğimizi tekrar tekrar yineliyoruz: ABD bir daha hiç mi hiç saldırıya uğramasın... Hiçbir Amerikan kenti terör belasıyla karşı karşıya kalmasın... ABD’nin dünyayı kana bulamaması için... Yeryüzünün Amerikan gölüne dönmemesi için... ankcum?cumhuriyet.com.tr DENKTAŞ’TAN ANNAN’A MEKTUP Memura trafik ayarlaması Yeni eğitimöğretim yılının 18 Eylül’de başlaması nedeniyle, okulların açılış ve kapanış saatlerindeki trafik yoğunluğunu önlemek amacıyla, devlet dairelerindeki mesai başlangıç ve bitiş saatlerinin geçici bir süre için yarım saat ileriye alındığı bildirildi. İstanbul Valiliği’nden yapılan yazılı açıklamada, 20062007 eğitimöğretim yılının başlamasıyla, ildeki trafik yükünün artacağının göz önüne alındığı belirtilerek, okulların derslere başlama ve bitiş saatlerindeki trafik yoğunluğunun azaltılması amacıyla geçici bir önlem alındığı kaydedildi. Açıklamada, bu nedenle 1829 Eylül 2006 tarihleri arasında, devlet memurlarının 08.3012.30 ve 13.0017.00 olan ildeki mesai saatlerinin 09.0012.30 ve 13.0017.30 şeklinde uygulanacağı ifade edildi. TBB BAŞKANI ÖZDEMİR ÖZOK: PKK ve Hizbullah 12 Eylül’ün eseri ? Baştarafı 1. Sayfada ‘Gerçekçi bir rapor istiyoruz’ REŞAT AKAR Uygar, çağdaş ve aydınlık düşünce temsilcilerinin yok edildiğini, sindirildiğini belirten Özok, ‘‘Buna karşın tutucu ve statükocu düşünce temsilcilerinin her alanda önü açılarak hızlı bir biçimde örgütlenmelerine olanak sağlanmıştır’’ görüşünü vurguladı. ‘‘Bu politikaların sonucu tarikat ve cemaatler gelişmeleri için serbest bir ortam bulmuşlardır’’ diyen Özok, şunları kaydetti: ‘‘Yapılanların tümünün terörün kaynağının kurutulması amacına yönelik olduğunu söylemek mümkün değildir. İzlenen politikalar sonucunda PKK ve Hizbullah terörü azmış, Çarşamba gibi kurtarılmış dini bölgeler ortaya çıkmış, yeşil sermaye ekonomide görülmemiş aşamalar kaydetmiştir.’’ SHP Genel Sekreteri Ahmet Güryüz Ketenci de, 12 Eylül’ün bugün yaşanan temel sorunların kaynağı olan bir zihniyet sorunu olduğunu vurguladı. Ketenci, ‘‘Türkiye bu zihniyetle hesaplaşmadan hiçbir sorununu çözemez. Bugün toplumun hiçbir kesimi yaşadığı koşul ve ortamdan hoşnut değil ise bunun en büyük sebebi 12 Eylül’dür. 12 Eylül Anayasası ve onun kısıtlamaları kaldırılmadığı sürece Türkiye bir kriz ülkesi olarak yaşamaya devam edecektir’’ dedi. Hürriyet ve Değişim Partisi (HÜRPARTİ) Genel Başkanı Yaşar Okuyan, ‘‘12 Eylül darbesini yapanlar mutlaka yargılanmalı. Bunun için anayasanın geçici 15. maddesi değiştirilmeli’’ diye konuştu. Basın toplantısı düzenleyen Okuyan şu açıklamayı yaptı: ‘‘Kayıtlara göre, o dönemde 650 bin kişi gözaltına alındı, 1 milyon 683 bin kişi fişlendi, 7 bin kişi için idam cezası istendi ve bunlardan 50’si idam edildi. Bu rakamlar bile ihtilalin maliyetinin yüksekliğini ortaya koyuyor.’’ Kassel kentindeki Katolik kilisesinde görevli rahibin hayati tehlikesi bulunuyor Almanya’da bir Türk, rahip bıçakladı Paraşütle atlayan pilot yara almadan kurtuldu Askeri uçak düştü ÇANAKKALE (Cumhuriyet) Balıkesir 9’uncu Anajet Üssü 191. Filo’ya bağlı F16 savaş uçağı, Kazdağları’nda düştü. Fırlatma koltuğunu çalıştırarak düşen uçaktan atlamayı başaran pilot Üsteğmen Özgür Alagöz, kazadan yara almadan kurtuldu. Hava Radar Mevzi Komutanlığı, dün öğle saatlerinde F16 savaş uçağının, Bayramiç ilçesi Ayazma mevkiinde eğitim uçuşu sırasında düştüğünü tespit etti. Bunun üzerine askeri birimler uçağın düştüğü yeri belirlemek ve pilota ulaşmak için harekete geçti. Kısa süre sonra pilot Alagöz’ün düşüş anında uçaktan atladığı, paraşütünün ormanlık olan bölgede ağaçlara takıldığı saptandı. Yeri belirlenen Alagöz, saatler süren çalışma sonucu asılı kaldığı ağaçtan indirilerek helikopterle Balıkesir Askeri Hastanesi’ne kaldırıldı. Uçağın motor arızası nedeniyle düştüğü kaydedildi. açan papaz yardımKASSEL (AA) cısını birçok kez bıAlmanya’nın Kasçaklayarak hızla osel kentinde Muhlay yerinden uzakterem Gökhan adlaştığını açıkladı. lı bir Türk’ün, KaPolis, rahibin bıtolik kilisesindeki çaklanma nedeni70 yaşındaki bir ranin henüz bilinmehibi bıçakladığı diğini, zanlı Muhbildirildi. Bıçaklaterem Gökhan’ın ma olayının 11 Eyve lül saldırılarının Muhterem Gökhan. arandığını yıldönümünde yapılmasının olayla ilgili soruşturmanın sürdürüldüğünü bildirdi. dikkat çektiği ifade edildi. Polis, zanlının silahlı olKassel polisi, görgü tanıklarının ifadesine göre, 28 ya duğunu ve kendisini görenşındaki Muhterem Gök lerin, müdahalede bulunmahan’ın saat 14.00 sıraların dan 110 acil polis hattını arada, Katolik kilisesi rahibinin malarını istedi. Rahibin haçalıştığı mekâna gelerek ka yati tehlikesinin devam etpı zilini çaldığını ve kapıyı tiği kaydedildi. LEFKOŞA KKTC’nin 1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Kofi Annan’a bir mektup göndererek görevinden ayrılırken Güvenlik Konseyi’ne Kıbrıs’la ilgili gerçekçi bir rapor sunmasını istedi. Denktaş mektubunda, Kıbrıs adasının iki halklı iki devlet esasını barındıracak kadar büyük olduğunu, ileride, dostluk ve güvenin sağlanması halinde, bu iki devletin daha da yakınlaşarak karşılıklı ihtiyaçlar ve çıkarların Kıbrıs’ı yeni bir Belçika yapabileceğini belirtti. Denktaş, ‘‘Ancak başlangıç sağlam temele dayanmalı, Rum tarafı Kıbrıs’ta Türk halkının ilelebet Türkiye’nin garantisinde hür yaşama hakkı olduğunu kabul etmelidir’’ dedi. Mektubunda Kıbrıs sorunundaki süreçleri anlatıp eski BM Genel Sekreteri Perez De Cuellar belgesine atıfta bulunan Denktaş şunları söyledi: ‘‘Temennim, ricam ve duam, görevden ayrılmadan önce gerçekleri ve malum Güvenlik Konseyi mandası değiştirilmediği sürece Kıbrıs’ta Rum tarafının kendilerinin Enosis için yaratmış oldukları meselenin kendi leyhlerine bu manda ile halledilmiş olduğu görüşünü muhafaza etmeye devam edeceklerini Güvenlik Konseyi’ne duyurmanızdır.’’ Emperyalist güçlere suçlama Denktaş, 24 sayfalık mektubunu ‘‘Görevden ayrılmadan önce eski genel sekreterler gibi sizin de bir son gayret içine girdiğinizi, sizin adınıza üzülerek izlemekteyim’’ diyerek şöyle sürdürdü: ‘‘Dünya da bilmelidir ki Kıbrıs meselesi denilen meselenin 43 yılda halledilememesinin tek nedeni emperyalist lider güçlerin, kendi çıkarları için, Kıbrıs meselesine gerçekçi bir teşhis koymaktan kaçınmış olmaları ve ‘iyi niyet görevi’ diyerek genel sekreterlere vermiş oldukları buyruğun gerçeklerle ilgili olmamasıdır.’’ CUMHURİYET 08 K