24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 28 HAZİRAN 2006 ÇARŞAMBA 2 HER ÜLKENİN hukuk tarihinde öyle mahkeme kararları vardır ki, etkileri kuşaklar boyu sürecek birer dönüm noktasıdırlar. Yekta Güngör Özden başkanlığındaki Anayasa Mahkemesi’nin ‘‘yürürlüğü durdurma’’ kararı bunlardan biriydi. Niçin dönüm noktasıydı? Çünkü, o karara kadar, aslında anayasaya aykırı bir tasarıyı bazen Çankaya’ca geri çevrilişine de aldırış etmeden yasalaştıranlar, açılmış iptal davalarının sonucunu beklemeksizin yapacaklarını yapıyorlardı. Yani, satılan satılmış, yıkılan yıkılmış oluyordu. Mahkeme, bu gibi durumlarda giderilemeyecek zararlar ortaya çıkmasın diye, yönetim hukukunun ‘‘yürütmeyi durdurma’’ yolunu anayasa hukukuna uygulayarak kendisine de ‘‘yürürlüğü durdurma’’ yetkisinin tanınmış olması gerektiği sonucuna varmıştı. Bu yorum, sistemde ‘‘kapı gibi sağlam bir hukuk anıtı’’ olarak duruyor. Şimdi, yine hukukumuzda kapı gibi sağlam durması gereken bir karar daha var: Danıştay 13. Dairesi’nin bir Bakanlar Kurulu işlemi konusunda 30 Mayıs 2006 günü oybirliğiyle aldı OLAYLAR VE GÖRÜŞLER AÇI MÜMTAZ SOYSAL ğı ‘‘yürütmeyi durdurma’’ kararı. amu İşletmeciliğini Geliştirme Merkezi (KİGEM) Vakfı’nın böyle bir istemi de ekleyerek açtığı iptal davası, ‘‘yapişletdevret’’ modeliyle İzmir bölgesinde doğalgaza dayalı olarak kurulan bir termik santrala ilişkindi. Yapım ve işletme için bir şirketle imzalanan sözleşme, aslında bir ‘‘imtiyaz sözleşmesi’’ olduğu ve o tarihteki kurallar gereği Danıştay incelemesinden geçirilmesi gerekirken geçirilmediği için açılan bir davaydı bu. Kamu işletmelerine ilişkin bu tür durumlardaki dava ehliyeti uzun uğraşlarla Danıştay’ca kabul edilen KİGEM açmıştı davayı. Sonuçta, Danıştay’ın 13. Dairesi, istenen ‘‘yürütmeyi durdurma’’ kararını vermiş, İdari Dava Daireleri Kurulu’na yapılan itiraz da reddedildiği için bu karar kesinlik kazanmıştı. Hukuk devletinde ne olur? Yetkili Bir Dönüm Noktası K mahkemenin kararına uyulur, değil mi? Hayır, en önemli kamu hizmetleri bile ‘‘piyasa’’laştırıldığı için, eski TEK’in bir bölümü önce TEAŞ’laştırılıp sonra Türkiye Elektrik Ticaret ve Taahhüt AŞ’ye dönüştürüldüğünden, bu AŞ Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na yazı yazmış, ‘‘Finans yapımız bozulacak, enterkonnekte sistem dengesiz hale gelecek, elektrik kesintileri olacak’’ diye ‘‘Aman n’olur, her türlü önlemi alın’’ demiş. Bakanlık da, ‘‘Artık her şey piyasalaştırıldı, başınızın çaresine bakın’’ diyeceğine Bakanlar Kurulu’na gidip bir ‘‘prensip kararı’’ çıkartarak ‘‘üretim faaliyetinin devamı’’nı sağlamış. Öyle bir prensip ki, evlere şenlik. Bir kere gizli; metni açıklanmıyor. İkincisi, ‘‘Kamu yararına aykırı yargı kararı uygulanmaz’’ diyor. Danıştay da, ‘‘Bir kere, Bakanlar Kurulu’nun böyle bir yetkisi yok; ikincisi, hukuk düzenimizde mahkeme kararlarının idarece geciktirilmeksizin yerine getirilmesi kaçınılmaz zorunluluktur’’ dedi. Haydi, kaçın bakalım. Sonuçta, Yüce Divan’da bulursunuz kendinizi. İzmit’in 85. Kurtuluş Yıldönümü Şakir BALKI PENCERE Yunus Nadi’den Bugüne ve Yarına... Bugün Yunus Nadi’nin ölüm yıldönümü... Ancak bu yıldönümü, ölümle değil, hayatla ve sanatla iç içe yaşanıyor, geçmişe değil geleceğe dönük bir anlam kazanıyor... Yunus Nadi 1920’de İstanbul’da Yeni Gün gazetesini çıkarırken Ankara’ya geçmiş, Mustafa Kemal’in emrinde ‘Milli Mücadele’ye katılmıştı; zaferden sonra Gazi’nin emriyle İstanbul’a dönüp 1924’te Cumhuriyet’i yayımlamaya başladı... Elinizde tuttuğunuz gazetenin ilk sayısındaki başyazısından birkaç satır: ‘‘Acaba dört beş sene süren serapa rüyalarla dolu bir uykudan mı uyandım, yoksa tahakkuk etmiş rüyalar karşısında mı bulunuyorum?.. Canım, daha dün şu İstanbul’un limanını ecnebi ve düşman gemileri, sokaklarını, kışlalarını ve evlerini ecnebi ve düşman askerleri doldurmuyor muydu?.. Canım, daha dün bu İstanbul değil miydi ki sokaklarında düşman kırbaçlarından ve palikarya kabadayılıklarından geçilmiyordu?.. Canım, şimdi şu, Cumhuriyet’e merkezi idare yaptığım bina daha dün düşman zabıtasının İstanbul’a mezalim yağdırdığı ve dayak altında Türk öldürdüğü yer değil miydi?.. Canım, şimdi izlerinden eser bile kalmayan o işler birer galiz hakikat mıydılar?.. Yoksa ben kâbuslu bir rüya mı görmüştüm?..’’ Cumhuriyet gazetesi işte bu tarihsel ve ulusal bilinçle tohumlandı... ? Bu bilinci derinleştirip saydamlaştıran bir başka gerçeği yine Yunus Nadi’nin Menemen olayları ve Kubilay’ın şehit edilmesi nedeniyle yazdığı başyazısından aktarıp birlikte okuyalım: ‘‘...İslam devletlerinin bütün tarihlerinde görülen bir hâdisenin bu münasebetle tekerrür etmesi kolay anlaşılır bir meseledir. Dinin dünya işlerine karışmasından birtakım menfaat sınıfları vücude gelmişti. Bunlar hasis menfaatler için daima din perdesi altında cidal etmişler ve binbir fesat ve entrika çevirmişlerdir. Yeniçeriler bile Padişahtan para koparmak için: ‘Şer ile davamız vardır’ diye ileri atılırlardı. Şeyhlerin ve hocaların dini kendilerine arpalık ittihaz etmiş oldukları malumdur. Cumhuriyet dini dünya işlerinden ayırırken çok iyi bir iş görüyor, fakat birtakım menfaatleri baltalıyordu. Menfaatleri baltalanan bu heriflerin imkân buldukça ellerinden kaçan nimete tekrar kavuşabilmek malihülyasıyla ‘din elden gidiyor’ fesadını istismar etmeye çalışacakları çok kolay anlaşılır bir iştir.’’ ? Bugün Yunus Nadi’nin ölüm yıldönümü... Cumhuriyet’in kurucusunu anarken bizlere ve gelecek kuşaklara emanet bu gazetenin çıkış amaçlarına bugün de yarın da bağlı kalacağına inancımızı ve güvenimizi vurgulamak istiyoruz... Ölümü yaşama dönüştürmenin başka yolu yok... 15 Mayıs 1919’da İzmir’e çıkan ‘‘Küçük Asya Felaketi’’nin mimarları ve yönlendiricileri, buradan Anadolu içlerine yayılırken, acaba bir geriye kaçışın dramını akıllarına getirmişler midir? Hayır. Ama onlar sonradan yılgın bildikleri o ‘‘Çılgın Türk’’ün namlusu altında ezilmişler, denize dökülmüşlerdir. Bir sabahın şafağında İzmitli uyanır ve görür ki İngiliz Armadası duru/sakin Körfezin sularında demir atmıştır. İzmit, tarihin geçmiş dönemlerinden günümüze değin hep ilgi odağı olmuştur. Çünkü İzmit, önemini hiç yitirmeyen Batı ve Doğu kapısıdır. Kent halkı önce düş görüyorum sanmıştır. Donanmanın namluları İzmit’e çevrilince, Çuhahane topa tutulunca ve kimi hedefler tahrip edilince o acı dolu günler başlar. Her şey belli olmuştur artık. Bu durumun ardından da yeni yeni gelişmeler meydana gelir. ‘‘İşgal Kuvvetleri Komutanı, İngi liz General Milne emrine verilen Bandırma’daki 16. Yunan Alayı 31 Temmuz’da Derince’de karaya çıkarak doğruca Çuha Fabrikası’na gider. Eylül 1920 sonlarına kadar diğer iki alay da (9. Girit ve 17. Piyade) İzmit’e getirilerek 11. Yunan Tümeni (Manisa Tümeni) bölge sorumluluğunu alır. Bu suretle Batı Cephesi Komutanı Ali Fuat Paşa’nın (Cebesoy) deyimi ile ‘‘Dahili Cephe’’ olan BilecikBursaİzmit çevresi işgal kuvvetlerinin eline geçer.’’(1) İşgalin o ‘‘sis’’li ve bulanık günleri sürerken, Anadolu’da başka gelişmeler olur. güzel haberler İzmit’e geldikçe Yunanlıların ve işgalci güçlerin davranış biçimleri de değişir. 28 Haziran’a doğru yıldırma ve öldürme haberleri yayılmaya başlar. Vahşet sürmektedir. Katliamların ardından; bir günün sabahında, Körfezin o sakin sularında bir İngiliz zırhlısı gelip demir atar. ? Arkası Sa. 8, Sü. 1’de Dosya No: 1998/31 Müflisin adı, soyadı ve adresi: Suntasan Orman Sanayi ve Ticaret AŞ, Sinanpaşa Mah. Ortabahçe Cad. No: 55/57 Oda No: 24 Beşiktaş/İstanbul Müflis masasında, sıra cetvelinin ilanından sonra geç kayıt yaptıran 36 ila 41 numarada kayıtlı alacaklar ilgili olarak tahkik ve tetkik işlemleri bitirilmiş ve İcra ve İflas Kanununun 206 ve 207’nci maddeleri gereğince düzenlenen alacaklılar sıra cetveli incelemeye hazırdır. Alacağın esasına ve miktarına ilişkin itirazların (15) gün içinde iflasa karar verilen yerdeki Ticaret Mahkemesi’nde dava yoluyla ileri sürülebileceği; yalnız sıraya ilişkin itirazların ise (7) gün içinde şikayet yoluyla İcra Mahkemesi’nde ileri sürülebileceği İİK.’nun 166, 232, 234 ve 235. maddeleri gereğince tebliğ ve ilan olunur. 23.06.2006 Basın: 31458 İSTANBUL 2. İFLAS MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN EK SIRA CETVELİ İLANI CUMHURİYET 02 CMYK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear