28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
25 HAZİRAN 2006 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER 9 KADINLARIN YAŞAMA KATILIMI TÜRKİYE’DEN İLERİDE Ekonomist Ege Cansen ‘Homo Economicus’u anlattı ‘İnsan gereğinden fazla ekonomik!..’ ODTÜ İşletme’de lisans, Pennsylvania EGE CANSEN KİMDİR? Üniversitesi U. Wharton School’da MBA yaptı. Çeşitli özel kuruluşlarda üst düzey yöneticiliklerde bulundu. Televizyon kanallarında yorumculuk, Marmara Üniversitesi’nde İşletme Ekonomisi hocalığı yaptı. Halen kendine ait danışmanlık şirketini yönetiyor. Hürriyet gazetesinde köşe yazarlığı yapıyor. İranlı kadınların türban savaşı adın okuryazarlığı, kadının çalışma hayatına ve günlük yaşama katılımı bakımından İran bizden ileride. Sadece İran değil, Arap ülkelerinden Ürdün ve Mısır bile bizden ileri. Türkiye’de okuryazar olmayan 7 milyon kişiden 6 milyonu kadın. Kadınları müzelerde rehber, uçaklarda hostes, ticarethanelerde çalışan olarak gördük. Biriki yıl önce Zafer Çarşısı’nda açılan İran Sergisi’nden aldığım İran elçiliğinin resmi tanıtım broşürlerinde bunu özellikle vurguluyorlar. Eğitim ve sağlıkta kadın işgücü oranı yüksek, üniversitelerdeki kız öğrenci oranı yüzde 33, birkaç devlet bakanlığı ile 342 genel müdürlük makamı kadınlarda. Bu metne göre hukuk alanında kadınlar 1995 yılına kadar hiç yokmuş. O yıl yapılan yasal düzenlemeden sonra bugün 400’den fazla kadın hukuk danışmanı ve avukat olarak çalışıyormuş. Bu metne göre yargıçlık açık mı değil mi anlaşılmıyor. Hukuk neden kadına kapalıydı, pek çok yer açıkken? İlginç! 400 kadın hukukçu, bizde Ankara Barosu’ndaki kadın avukat sayısının bile 35’te 1’ini ancak bulur. 290 üyeli parlamentoda 13 kadın milletvekili var. Türkiye’den daha kötü değil. Eğitime savunmadan daha çok pay ayıran Ortadoğu’daki tek ülkenin İran olduğunu övünerek yazıyorlar. Kadınlar, evlendikleri zaman baba soyadlarını taşıyabiliyorlar, eşlerinin soyadını almak zorunda değiller. AMELİYATI YAPANLAR ÇOĞUNLUKTA BURUN ‘Şöyle bir model kurdular bizim yöneticiler... Bir ihtimal düze çıkacak bir model. Çok dar bir açı var ama.. iki kişinin kafasının arasından horozu düşürttük mü hedefe ulaşır gibi. Mümkündü ama muhtemel değildi. Mümkünü muhtemel sandılar. ’ K E konomi yazarı Ege Cansen ‘ekonomi filozofu’ olarak tanınır. Ülkemizde dalgalı kura geçildiğinden beri uygulanan ‘düşük kuryüksek faiz’ politikasının bizi bir krize doğru sürüklediğini yazdı. Neredeyse tüm sisteme karşı olan savındaki haklılığı 4 yılın sonunda kanıtlandı ve krizin ucu göründü. Ege Cansen’le ekonomi felsefesini ve güncel konuları konuştuk: Ege Bey, insan ekonomik bir canlı mıdır? Veya ‘homo economicus’ diye bir insan türü var mı? Şöyle söyleyeyim; sadece canlılarda değil, cansızlarda bile ekonomi vardır; su en kısa yoldan gider mesela. Hayvanlar zaten çok ekonomiktir; pusuya yatar, avını en kısa mesafede, en az enerji harcayarak yakalamaya çalışır. Avı yakalamak enerji almaktır, avın peşinde koşmak enerji sarf etmektir. Bunun girdisini çıktısını hesaplayan hayvan ekonomik davranmış olur ki, hepsi öyledir. Zaten tabiatta temel kural enerji sakınımı yasasıdır. İnsan da ekonomiktir. Fakat ekonomiyi bir türlü rayına oturtamıyor insanoğlu... Hele biz, daha rayı bile oturtamıyoruz... İnsanın amacı şu: Beslenecek, kendini koruyacak, neslini sürdürecek. Ve bunları en az enerji sarf ederek yapacak. İnsanlar hayvanlıktan uzaklaştıkça bir şeyin farkına varmışlar ki, toplu olarak yaşamak bireysellikten daha kazançlıdır. İnsan bunu keşfettiği andan itibaren toplu yaşıyor; önce kabileler, köy, kasaba, kent, ülke derken.. şimdi küresel ekonomiye dönüştü iş. Hepsinin aslında gerekçesi bireye daha müreffeh bir hayat sağlamak, soyunu sürdürmesini kolaylaştırmak. Fakat kolay olmuyor... Özellikle bizde.. Aslında insan iç içe iki tane yapı. Bir birey insan var, bir de toplumun üyesi olan insan. İnsanın kazancı da iki kaynaktan gelir: Bir, bireysel kaynaktan; iki, toplumsal.. O halde insanın iki şeye hizmet etmesi lazım; bir bireysel kazancına, bir de topluma... Temel çelişki şurada ki, insanın hayvan tarafı, sonradan kazandığı insan tarafı arasında gidip geliyor. Şunun farkında ama... Bir toplumun üyesi olmadan benim refahımı çok arttırmam mümkün değil. Ben toplumun faydalarından istifade edeyim, ama topluma katkıda bulunmayayım derseniz o zaman kazancı maksimuma ulaşıyor. Belediye park yapsın, hastane yapsın, fakat ben ona katkıda bulunmasam harika bir şey olur diye düşünüyor. Yani insan gereğinden fazla ekonomik. ram oluyor. Tabii.. din bir ihtiyaç olmasa yaratılmazdı zaten ve ihtiyaç işte budur. Dinlerin ilk kuralı, insanın ‘Bu dünya fanidir’ inancını yıkmak. Bu dünya faniye inandıkça hayvanlık tarafı ağır basıyor insanın, bu dünya bakiye inanırsa toplumsal tarafı artıyor. Bu dünyada görülmeyen hesapların öbür dünyada görüleceğine, mükâfatını orada alacağına ikna edebilirsek, toplumun ömür süresi ile insanın ömür süresini çakıştırabiliriz. Fakat bakıyoruz, bizimkiler mükâfatı burada almaya çalışıyor. Evet, Allah’ı kandırmanın yöntemlerini buluyor; işte başını saracaksın, İslami bankacılık, faiz yasak, şu bu. Buna kul bile inanmıyor, Allah nasıl kanar? Allah’a en az inanan kesim bu kesimdir. Allaha inanan biri için, bu kâinatın ve bütün kâinat ların mutlak hâkimi olduğuna inananlar için, ‘Hâkimiyet Milletindir’ diye yazınca hâkimiyet Allah’ın olmaktan çıkar mı? Bu nasıl inanç... Ekonominin kanunları insan yapısı mıdır, yoksa kendiliğinden mi ortaya çıkar? Tıpkı fizik, kimya gibi ekonominin de kendi kuralları vardır ve bilim bu kuralları arar, bulur. Ekonomi bilimi olmadan önce de ekonomi vardı kuşkusuz. Azteklerde de vardı mutlaka, ama.. ekonomi bilimi yoktu o zaman. Ekonomi hep vardır, ama bilimin ortaya çıkmasından sonra doğallığı bozulmuştur. Hele paranın bulunmasından sonra parayı suiistimal etme dönemi başlamıştır. Yanlışlar yapılıyor. YANLIŞLAR VE BİZ Evet.. ben de onu soracaktım, biz bir şe yi yanlış yapıyoruz ama, neyi yanlış yaptığımızı galiba bilmiyoruz. Sizce nedir o? Temel çatışma nerede dedik. Bireyin kendi çıkarlarını kollarken, bir de sonradan öğrenilen toplum üyesi olma bilinci, süper egosu olması lazım dedik. O doğuştan yoktur, sonradan kazanılır. ‘‘Yapma bunu, canın çok istiyor ama bunu yapma. Bunu yaptıkça topluma yararın olmadığı gibi, toplumdan gelecek yararı da azaltmış oluyorsun.’’ İşte bu öğretilebiliyor. Yani eğitim sorunu? Eğitim denince okullar falan geliyor akla daha çok. Bir öğrenim vardır, bilgi noksanlığı... Bir de davranış değişmesi için yapılan eğitim. Davranış değişmiyorsa eğitim yok demektir. Ve bu bir fasit dairedir; kaçak inşaat kaçak inşaatı arttırıyor; biri onları kolluyor, kollayanları başlarındakiler kolluyor ve ahlak bozuluyor. Batı’dan belediye imar düzenini, katsayıyı alıyoruz ama onun altyapısı olan ahlakı almıyoruz. Ben bir Amerikan üniversitesinde mastır yaptım. Belgesi burada duvarda asılı. Bak üzerinde bir yazı var: ‘‘Ahlakı olmayan kanunlar işe yaramaz’’ diyor. Ekonomi bilimi buna bir çözüm bulamıyor mu? Bu ekonomi bilimi değil artık. Bir bilgi noksanlığı meselesi de değil, bizde bilgi var, halen yurtdışında bulunan dünyanın en iyi 10 iktisatçısı arasına giren iktisatçılarımız var. Olmasa bile yabancı iktisatçı bulabiliriz; nedir maaşı adamın, veririz. Ama sadece bilgi noksanı değil mesele... Her şey biliniyor ama, yapıyı kuramamışız. Üç şerit yol yapıyoruz, iki şeridi otopark. Vatandaş uzağa gitmemek için hemen oraya bırakıyor aracını, kendi kazancını maksimize ederken (az yürümek, otopark parası, benzin gideri, amortisman gideri harcamamak gibi) arkasında bekleyen 250 kişiyi zarara uğratıyor. Neyin devreye girmesi lazım? Yola park eden adama öyle bir ceza verecek ki devlet, onun oraya park etmesindeki kazancını yok edecek, hatta zarara sokacak. Benim bir sözüm var: ‘‘Her ihlalde kâr vardır” diye, bir kişi bir kuralı ihlal ediyorsa kârı vardır, onun kâr hesabını bozmak lazım. zi için kadınları ve ailece gidişleri, tur düzenlenmesini güçleştirir gibi görünüyor, ama İran’daki kadın giysisinin yarım başörtüsü (saçların yarısı açık) ve kalçayı kapatan uzun bir gömlekten başka Türkiye’dekilerden farkı yok. Onun dışında isteyen kadın pek modern giyiniyor, makyaj yapıyor (hatta başörtüsüne tepkiden, pek abartılı yapanlar görülüyor). Siyah çarşaflı kadınlarda bile kaş alma, göz sürme, dudak ruju vb. görülüyor. Kadınlar zorlayarak baş örtüsünü yarım baş örtüsüne çevirmişler, arkadan omza düştü düşecek, öyle emanet duruyor başlarındaki örtü. Kot pantolon kızlarda yaygın. Burun ameliyatı yaptıran kız çokmuş. Burnu bantlı kızlar gördük. Kadınları, eşleriyle birlikte kahvelerde, araba kullanırken sıkça gördük. ERKEKLERLE CUMA NAMAZINDA KADINLAR DİN VE EKONOMİ Bizim sorunumuz da bu galiba. Evet öyle... Buna karşı insanlar devleti yaratmışlar. Sen şahsi çıkarını kollarken, toplum çıkarlarına zarar verme diye. Şimdi bir adım daha gideyim, temel çelişki şu: İnsan sonlu, yani fani.. ölümlü. Toplum ise baki, sonsuz, ölümsüz. Bütün mesele insanı fani değil, baki olduğuna inandırmak... Dinler bu ihtiyaçtan çıkıyor; o zaman bireyin hesabı ile toplumun hesabı aynı zaman çizgisi, sonsuz zaman üzerine oturuyor. O zaman din de ekonomik bir kav Ege Bey, son döviz kuru yükselmesinden önce siz sürekli kur yükselmeli, yoksa bu işin sonu yokuş diyordunuz. Şimdi galiba o yokuşu tırmanıyoruz. Ekonomik açıdan şu anda ne durumdayız? Önce bunu yapanlar salak mıydı? Seni okumadılar mı? Okumadılarsa bile birçok ortamda dinlediler. Yazılarımı okumadılar diyelim, konuşma yaptığım ikiüç yerde Merkez Bankası yöneticileri de vardı.. Babacan da vardı, yani dinlediler. Her şeyi biliyorlardı. Niye bilmiyormuş gibi davranıyorlardı? Şöyle bir model kurdular bizim yöneticiler. Bir ihtimal düze çıkacak bir model. Çok dar bir açı var ama.. iki kişinin kafasının arasından horozu düşürttük mü hedefe ulaşır gibi. Mümkündü ama muhtemel değildi. Mümkünü muhtemel sandılar. Aradaki fark nedir ? Bir basketbolcunun potanın dibinden öbür potaya topu atıp sokması mümkün mü? Mümkündür. Ama ihtimali çok azdır. Yani muhtemel değil. İşte biz onu yapmaya çalıştık. Son olarak; siz tıpkı Nasrettin Hoca gibi, bindiğimiz dalı keserken düşeceğimizi bildiniz. Fıkrada Hoca’ya sorar İyi halimiz buysa... lar; Sonumuzu da sen bilirsin diye... Ben de size sorayım, bu işin sonu nereye varır? Türkiye’de hâkim olan temel iktisadi inanç, başkasının parasıyla kalkınma inancıdır. Bütün devlet erkânımız, bankacımız, iktisatçılarımız Türkiye’ye dışardan para gelmezse Türkiye fukaralık çemberini kıramaz diye düşünür. Avrupa Birliği sevdası, ABD’ye topraklarımızdan geçiş hakkı falan filan.. hepsinin arkasında bu yatıyor. Peki yanılıyor muyuz? Şu düşünce doğrudur:Kalkınma sermaye birikimi ile başlar. Sende birikim yok, öyleyse kim biriktirmişse ondan olacağız. Alıyoruz ama götürüyorlar. Daha önemlisi senin adalelerini zayıflatıyorlar, senin biriktirme kabiliyetini yok ediyorlar. En kötü tarafı bu, işin... Vatandaşa bir akıl verin, bu durumda ne yapsın? Estağfurullah, akıl değil ama tavsiye olabilir: Fırsat ve tehlike bir paranın iki yüzüdür. Fırsatçı olmasınlar, tehlikeye atılmasınlar. Fırtınalı havalarda mesafe alınmaz. Devrilmemeye çalışılır. Her gördükleri yeme atlamasınlar. Bazen solucanın içinde zoka vardır. Fırsatı yakalayayım derken eldekini de kaybederler. Çok teşekkür ederim. ‘‘İran’da kadın her yerde’’ derken bir yerde olmadığını, oraya sokulmadıklarını vurgulayalım: Stadyumlar, futbol maçları. Radikal dinci Cumhurbaşkanı Mahmut Ahmedinejad, Tahran Belediye Başkanlığı günlerinde aldığı yasaklayıcı kararların aksine, halk desteğini biraz daha arttırabilmek için, mayıs ayında bu yasağı kaldırmak üzere bir kararname imzaladı, ama İmam Hamaney bunu veto etti. Yasağa devam.. 1978 Devrimi’nde sokağa döktüğünüz kadınlar bu kez sizi devirmek için sokağa dökülünceye kadar devam! Türkiye’de kimileri, 1978’de özendikleri İran gibi, kadınların örtünmesinin, türban takmasının mücadelesini 28 yıldır verirken, İran kadını türbanı başından atmanın savaşını veriyor. Bunu başardığı zaman Türkiye’de türbanı fetişleştirenler ne yapacak acaba? Humeyni, devrim sırasında kadınları şaha karşı gösterilerde sokağa yönlendirdikten sonra bir daha onları eve kapatamadı belki de. Ama kadının toplumsal yaşamdaki bu yeri daha çok İran’ın kültüründe aranmalı. Kadına örtünme zorunluluğu İran’a dönük turistik ge Genç kızların alımlı, bakımlı ve güzel olduklarını görmemek için uyurgezer olmak gerekir. Genç erkeklerde ise vücut geliştirme yaygın. Kahveler nargile kahveleri gibi. Genç erkekler çok içiyor. Hatta 18 yaş altı gençler de gelip nargile içiyorlar. İran’da her camide kadın bölümü var. Her ilde, her camide namaz kılan yüzlerce kadın gördük. ‘‘Erkeklerin arkasında’’ değil, onlarınkine paralel, uzunlamasına bir bölüm ayrılmış, bir örtüyle kapalı, kadınlar görünmüyor. Camilerin 34’te 1’i onlara ayrılmış. Kadınların giriş kapısı ayrı. Ayrı kapılardan giriş birçok yerde geçerli. Örneğin uçağa girişte ayrı güvenlik kapılarından giriliyor, ama uçağa giriş ve içerideki oturma düzeninde böyle bir ayrım yok. Biz hiç otobüse binmedik ama.. otobüslerde de girişler ayrıymış. Kadınları erkeklerden ayırmak için bu kadar uğraşıyorlar ama, çarşıpazarda mahşeri kalabalıkta herkes iç içe. Rejim kravattan pek hoşlanmıyor, kravat takılmasına karışılmıyor ama hoş karşılanmıyormuş. Giyim tamamen Batılı tarzda, kravata gelince ‘‘İslami değil’’. Esaslı bir tutarsızlık! İçki yasak, ama evlerde yabancı içkiler dahil her tür içki bulunuyor ve içiliyormuş, yeter ki para olsun. Alkolsüz bira ise her yerde bulunuyor. Ben ilk alkolsüz birayı orada tattım. Şerbet gibi. İçilecek bir şey değil. Dokuz gün boyunca molla kılıklı sadece üç kişi gördük. Molla diyarında ortada molla giyimli kimse yok. Erkekler hep Türkiye’deki gibi, kadınlarda ise siyah çarşaf ağırlıklı giyim. Uzun sakallı insan çok görünmüyor. Dikkatimi çektiği için ‘‘kirli surat” resmi erkek yüzü olmuş demek zorundayım. Polisler hep gençti. Bıyıksız insan çok. SÜRECEK Dosya No: 2004/1749 Esas Satılmasına karar verilen taşınmazın; niteliği, kıymeti, adedi, önemli özellikleri: Tapu Kaydı: 1) Yalova, Merkez, Kadıköy, Mezarlık mevkii, pafta: 4, parsel: 929 (116 ada, 68 parsel olmuştur.) sayılı 940,00 m2 miktarlı tarla vasıflı taşınmazın 3/8’er hissesi her iki borçlu adına kayıtlıdır. Toplam borçluların hissesinin değeri: 3.525.00. YTL’dir. Satış Saati: 11.00’den 11.10’a kadar. 2) Yalova, Merkez, Kadıköy, Mezarlık mevkii, pafta: 4, parsel: 931 (116 ada, 70 parsel olmuştur.) sayılı 5700,00 m2 miktarlı tarla vasıflı taşınmazın 3/8’er hissesi her iki boçlu adına kıyıtlıdır. Toplam borçlunun hissesinin değeri: 21.375.00 YTL. Satış Saati: 11.20’den, 11.30’a kadar. İmar Durumu: Kadıköy Belediye Başkanlığı’nın 29/06/2004 günlü yazısında, söz konusu taşınmazların imar planı dışında olduğu bildirilmiştir. Halihazır Durumu: 1) Pafta 4, parsel: 929 sayılı taşınmaz; boş durumda, Kadıköy yerleşik alanı dışında, kadastro yolu bulunmayan, doğubatı istikametinde meyilli, eski Kadıköy yoluna 330 m. mesafede, alt yapısı bulunmayan, ulaşımı zor bir mevkidedir. 2) Pafta 4, parsel 931 sayılı taşınmaz; boş durumda Kadıköy yerleşik alanı dışında, kadastro yoluna cepheli, doğubatı istikametinde, meyilli, eski Kadıköy yoluna 360 m. mesafede, alt yapısı bulunmayan, ulaşımı zor bir mevkidedir. Satış Şartları: 1 Satış, 04/08/2006 günü, saat: 11.00’den 11.30’a kadar Yalova İcra Müdürlüğü’nde; açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen değerin %60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü saklı kalmak şartiyle 14/08/2006 günü, aynı yerde saat: 11.00’de ikinci artırmaya çıkarılacaktır. Bu artırmaa da tahmin edilen değerin %40’ını, rüçhanlı alacaklıların alacağını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla, en çok artırana ihale olunur. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin %20’si oranında ey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lâzımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. Tellaliye resmi, damga vergisi, K.D.V. tapu harç ve masrafları alıcıya aittir. Birikmiş vergiler, satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça, paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4 Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse, İcra ve İflas Kanunu’nun 133’üncü maddesi gereğince, ihale feshedilir. İki ihale arasındaki farktan ve %10 faizden alıcı ve kefilleri mesul tutulacak ve hiçbir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edilecektir. 5 Şartname, ilân tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup, gideri verildiği takdirde, isteye alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2004/1749 Es. sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. (İİK. m. 126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. (Basın: 31105) YALOV A İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLANI ADANA 4. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTIRMA İLANI Dosya No: 1998/2 E. Satılmasına karar verilen gayrimenkulün; cinsi, adedi, evsafı, kıymeti: 1) Tapu Kaydı ve Nitelikleri: Adana ili, Seyhan ilçesi, Küçükdikili köyü, 2932 ada, 1 parselde kayıtlı arsa vasıflı taşınmaz. Küçükdikili köyü, Söğütlü mahallesi, semt pazarının doğusunda bulunan, 290 m2 alanlı, boş arsa 4.350 YTL. (4.350.000,000 TL) muhammen bedel üzerinden, 2) Tapu Kaydı ve Nitelikleri: Adana ili, Seyhan ilçesi, Küçükdikili köyü, 4304 ada, 5 parselde kayıtlı, kayden tarla vasıflı taşınmaz. Küçükdikili köyü, Kavaklı mahallesi, 7. sokakta, tren hattının kuzeyinde bulunan, 363 m2 alanlı boş arsanın, borçluya ait 196/363 hissesi olup 1.960 YTL (1.960.000.000 TL) muhammen bedel üzerinden, 3) Tapu Kaydı ve Nitelikleri: Adana ili, Seyhan ilçesi, Döşeme Mahallesi, 42. Sokak, 71 pafta, 1635 ada, 629 parselde kayıtlı, 2548 m2 arsa üzerinde inşa edilen, 9 kapı numaralı, bodrum, zemin ve 10 normal kattan oluşan Kardelen Apartmanının, 1. normal katındaki 4 no’lu, mesken vasıflı taşınmaz, Mesken olarak kullanılan taşınmaz, güneybatı cepheli, 160 m2 oturum alanlı, 3 oda, salon, antre, yatak holü, banyo, wc ve iki balkondan oluşmaktadır. Salonda yerler ahşap parke, mutfak seramik, diğer bölümler karo döşeli, duvarlar saten boya, kapı ve pencereler ahşap ve eskitme boyalı, kartonpiyer ve asma tavanlı, tavanı fasaritli, ıslak hacimlerde yerler seramik, duvarlar tavana kadar fayans olup, elektrik ve su tesisatı eksiksizdir. Taşınmaz 78.000 YTL (78.000.000.000 YTL.) muhammen bedel üzerinden satışa çıkarılacaktır. 1) Satış Şartları: Birinci Satışlar; a) 2932 ada, 1 parselde kayıtlı 290 m2 alanlı taşınmaz 31.07.2006 pazartesi günü 13.3013.40 saatleri arasında, b) 4304 ada, 5 parselde bulunan 363 m2 alanlı taşınmazın borçluya düşen 196 m2’si 31.07.2006 Pazartesi günü 13.4513.55 saatleri arasında, c) 71 pafta, 1635 ada, 629 parselde kayıtlı mesken 31.07.2006 Pazartesi günü 14.0014.10 saatleri arasında, Adana Adliye Binası 4. kat, 407 no’lu odada açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen kıymetin %60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakların mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa, taşınmazlar en çok artıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla, 10.08.2006 Perembe günü aynı yer ve aynı saatlerde ikinci artırmaya çıkarılacaktır. Bu artırmada da bu miktar elde edilememişse, gayrimenkul en çok artıranın taahhüdü saklı kalmak üzere artırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok artırana ihale edilecektir. Şu kadar ki; artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin %40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa, satış talebi düşecektir. 2 Artırmaya iştirek edeceklerin, tahmin edilen kıymetin %20’si nispetinde pey akçesi vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir. Alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Tellaliye, resmi ihale pulu, %18 KDV., Tapu alımsatım harç ve masrafları alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile onbeş gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça, paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. İş bu ilan ulaşamayan ilgililere, tebligat yerine kaim olmak üzere ilan olunur. 4 İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri, teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın, Dairemizce tahsil olunacak, bu fark varsa öncelikle teminat bedelinden alınacak. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için, dairede açık olup, masrafı verildiği takdirde, isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satış iştirak edenlerin, şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 1998/2 E. sayılı dosya numarasıyla Müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 6 Haziran 2006 (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. (Basın: 30914) NİHAT OKAL 19552004 SEVGİLİ NİHAT’IMIZ Aramızdan ayrılalı iki yıl oldu. Seni her geçen gün daha çok özlüyoruz. Unutmadık Unutmayacağız. Çocukları Aylinsu, Önder ve eşi Mevlüde Okal Aziz Ülkü ve kardeşleri 2006/222 Esas / 2006/252 Karar Davacı Düzgün Şahin tarafından mahkememizde açılan isim tashihi davasında verilen karar uyarınca; Yukarıda esas ve karar numarası yazılı karar ile, İstanbul ili, Kağıthane ilçesi, Kağıthane Mahallesi cilt 8, hane 1251’de nüfusa kayıtlı Haydar ve Fadime’den olma 31.10.1983 doğumlu (TC No: 21092198406) Düzgün Şahin’in adının ‘‘Murat Düzgün’’ olarak düzeltildiği hususu ilan olunur. 21.06.2006 Basın: 31296 ÜMRANİYE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN CUMHURİYET 09 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear