28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
17 HAZİRAN 2006 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Muhalefet, Başbakan’ın cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin sözlerine tepki gösterdi 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA ‘Bu Meclis seçemez’ Balandı’dan hadis sorusu ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anavatan Partisi Milletvekili Reyhan Balandı, ilahiyat fakültelerinde okutulan ders kitaplarında, kadına yönelik şiddete onay veren hadisler olup olmadığını sordu. Balandı, Devlet Bakanı Mehmet Aydın’ın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na sunduğu önergesinde şu sorulara yer verdi: ‘‘Sayın Başkan’ın, ‘İslam, teknolojik anlamda da bir temizlikten geçecek’ diyebilmesi için kaç tane Güldünya’nın, Ayşe’nin, Yasemin’in ölmesi gerekiyordu? Sayın Başkan’ın, ‘İslam dini, kadın hakları konusundaki olumsuzlukları besleyen, töre cinayetlerine, aile içi şiddete ve ayrımcılığa onay veren görüntüsünden, konumundan kurtarılmalıdır’ sözleriyle kastettiği kötü imajı yaratanlar kimlerdir? Bu kötü imajı önleme görevi kimlere aittir?’’ Satır Araları... Dünya Futbol Şampiyonası karşılaşmalarında ilk maçlar bitti... Ben, HollandaFildişi Sahili, ArjantinS. Karadağ, İtalyaABD maçlarının sonucu ne olacak, merakla bekliyorum.... Her akşam televizyon başındayım... Benim Dünya Kupası’ndaki adayım Brezilya... İlk maçlarda ne Brezilya ne Almanya ne de İtalya beklenen futbolu verdi... İngiltere, Trinidad Tobago karşısında son yedi dakikada attığı iki golle işi bitirdi... Bugün futbol yazmaya kararlıyım... Ama, Türkiye’de olup bitenleri de satır aralarına koymak istiyorum... Becerebilir miyim acaba? Gazeteci Ecevit Kılıç’ın Güncel Yayıncılık’tan çıkan ‘‘Politik Goller’’ adlı kitabı Türkiye’deki futbolun perde arkasını anlatıyor, ‘‘politik çelmeler’’in kimlere atıldığını belgeleriyle ortaya koyuyor... Cumhurbaşkanlığına soyunan ve dün gazetelerin birinci sayfalarında yer alan, gençliğinde futbol oynamış olan Başbakan Erdoğan, Cumhuriyet’in manşetine göre ‘‘Çankaya Özlemi’’ çekiyor... Ecevit Kılıç’ın kitabı bu bakımdan çok önemli... Aslında bizde futbol, 1990’lı yıllarda ‘‘siyasetticarettarikat’’ üçgeninde buluştu, mafyayla sarmaş dolaş oldu... Elbet bunun öncesi de vardı... ANAP’ın 1983 seçimlerinde iktidar olmasından sonra ‘‘hayali ihracat’’ 1986’da patladı... Hayali ihracattan ve kara paradan nasiplenenler kimi kulüplere başkan olup ‘‘hatırlı kişiler’’le yakın ilişki kurdular... ??? Karayib Adaları’nın 1 milyon 100 nüfuslu küçük ülkesi futbolun beşiği sayılan İngiltere önünde nasıl devleşmişti!.. Christoph Colomb, batı Hindistan’ı keşfetme peşinde koşarken bulduğu Trinidad Tobago, oynadığı futbolla İspanyolların sömürgesi olmuştu... Sahip ve köle... Tıpkı PortekizAngola maçı gibi... Köleler sahiplerine başkaldırıyordu... Maçların devre arasında öteki kanallara geçerken, Beyaz’ın NTV’deki ‘‘Biri Bana Anlatsın’’ programında bir süre kaldım... Tartışma konusu eğlenceliydi... Bir de baktım Sting konseri konuşuluyor... Binlerce kişi Sting konserini izlemişti... Kişi başına 100 YTL ödeyenler ‘‘Boğaz manzaralı’’ konserden hoşnut ayrılmışlardı... Zeki Coşkun yazdı, güzel bir yazı: ‘‘Sosyetik Sting seferinde’’ Hülya Avşar’ın kız kardeşi Helin, Beyazıt Öztürk’e ne de güzel anlatıyor Sting’in, oğlu Joe’yla yedikleri yemeği... Halkımız yoksuluylavarsılıyla eğlenmeyi çok severdi... Davulzurna eşliğinde Belgrad Ormanları’nda mangal yapan güzel yurdumun insanı ateş yakardı... Erkekler çizgili pijamayla ne de güzel yellerdi mangaldaki kömürleri... Sting konserine gidemedim... İyi ki de gitmemişim... O kalabalıkta ne yapardım ki? ??? Sting konserini on beş bin kişi izlemiş... Peki Emirgân’daki Sabancı Müzesi’nde açılan Rodin’in yontu sergisini ekim ayına dek on beş bin kişi izleyecek mi? Dünya Kupası’nı yazacaktım, nereden nereye geldim... Yaşamı futbolla anlatıp siyasetin fotoğraflarını ortaya koyacaktım... Neyse borsa biraz yükseliyor... İzmir’in Kınık İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, Muzaffer İzgü’nün ‘‘Sömürgeden Farkımız, Demokrasi Parkımız’’ oyununun sahneye konulmasını, oyunda ‘‘milli ve estetik değerlere zarar verici’’ sözler bulunması nedeniyle yasaklamış... Biliyorsunuz.. yeni doğan bebekler ölüyor hastanelerde... Üstelik eğitim hastanelerinde... Çorum Müftülüğü ise Çorum’daki ‘‘kene ısırması’’na karşı dün camilerde ‘‘hutbe’’ okuttu... Keneler en çok Afrika ve Asya ülkelerinde ısırıyor insanları... Neyse!.. Ben, en iyisi, Dünya Kupası maçlarını izlemeyi sürdürüp Ecevit Kılıç’ın ‘‘Politik Goller’’ kitabını okuyayım... ? Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçimine ilişkin sözlerini samimi bulmayan muhalefet temsilcileri, “Cumhuriyetin değerleriyle çatışan bir zihniyet, cumhurbaşkanı seçmemeli” uyarısı yaptı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili açıklamalarına muhalefet partilerinden tepki geldi. Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı konusunda kendisini tarif ettiği değerlendirmesini yapan muhalefet sözcüleri, devletin kurumları ile ‘‘kavgalı’’ birisinin, anayasada cumhurbaşkanının görevleri arasında yer alan ‘‘devlet kurumları arasında eşgüdümü sağlama’’ görevini yerine getiremeyeceği görüşünde. Erdoğan’ın ‘‘Vakti geldiğinde AKP grubu olarak bu ismin kim olacağına oturup karar veririz ve Meclis’teki demokratik haklarımızı da en ideal şekilde kullanırız. Cumhurbaşkanlığına seçilecek kişi barışa, sevgiye, birliğe, beraberliğe, dostluğa zemin hazırlayacak, bu zemini iyi GÜL, BAŞBAKAN’IN ‘TARİFİNİ’ BEĞENDİ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin olarak ‘‘çok güzel bir tarif’’ yaptığını savundu. Asya’da İşbirliği ve Güven Arttırıcı Önlemler Konferansı için Kazakistan’a giden Gül, Esenboğa Havaalanı’nda gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Gül, muhalefet partilerinin, cumhurbaşkanı adayını, AKP grubunun seçmemesi gerektiği yönündeki açıklamalarına ilişkin düşüncesinin sorulması üzerine şöyle konuştu: ‘‘Sayın Başbakan’ın nasıl bir cumhurbaşkanı olmalı tarifine koordine edecek lider özellikli bir insan olmalı’’ açıklaması, siyasette yankı yarattı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Özyürek, Erdoğan’ın yaptığı açıklamadan cumhurbaşkanlığı için kendisini tarif ettiğinin ortaya çıktığını belirterek, ‘‘Oysa toplumda genel istek, cumhurbaşkanının uzlaşma ile seçilmesi, tek parti tarafından desteklenen birinin halkı kucaklayamayacağı, ülkenin birliğini bütünlüğübakarsanız gayet güzel bir tariftir. Türkiye’de herkesin uzlaşacağı, Türkiye’de gerginlikleri körüklemeyecek, azaltacak ve Türkiye’ye liderlik yapacak. Sayın Başbakan gayet güzel, herhalde herkesin de üzerinde mutabık kalabileceği bir tarif yapmıştır. Dolayısıyla bunun ötesinde konuşmanın iyi niyetli olmadığı kanaatindeyim. TBMM seçeceğine göre oradaki gruplar karar verecektir bu işe. Buna daha çok var.” Türkiye’nin, enerjisini daha önemli konulara yoğunlaştırması gerektiğini ifade eden Gül, ‘‘Günü geldiğinde de şüphesiz ki şimdiye kadar nasıl yapıldıysa o şekilde yapılacaktır’’ dedi. kanının ‘‘devlet kurumları arasında eşgüdümü sağlama, devletin başı olarak ülkenin birliğini bütünlüğünü sağlama’’ görevleri olduğuna dikkat çeken Özyürek, Erdoğan’ın bu görevleri yerine getirmesinin mümkün olmadığını belirterek şu görüşleri dile getirdi: ‘‘Çünkü Tayyip Erdoğan ve AKP’nin önde gelen temsilcilerinin ‘Gerekirse Anayasa Mahkemesi’ni kaldırırız’ anlayışına sahip olduğunu biliyoruz. Danıştay, Yar nü sağlayamayacağı çok açık’’ dedi. Ancak AKP’nin seçimlerde aldığı yüzde 35’lik oy oranına güvenerek, ‘‘Cumhurbaşkanını da tek başına ben seçerim’’ dayatması ile hareket etmeyi planladığını kaydeden Özyürek, ‘‘Bu toplam oyların yüzde 25’ine denk geliyor. Yani sorun bu anlayışla çözülürse, toplumun yüzde 75’i tarafından kabul edilmeyen bir insan Çankaya Köşkü’ne çıkmış olur’’ dedi. Anayasaya göre cumhurbaş gıtay gibi diğer yargı kurumları ile ilgili görüşleri, YÖK’e karşı tavrını biliyoruz. Kara Kuvvetleri Komutanı’nın Genelkurmay Başkanı olmaması, önünü kesmek için Şemdinli iddianamesinden başlayarak tertip üstüne tertip kurduğunu biliyoruz. Böyle bir kişinin devletin kurumları arasında işbirliği, eşgüdüm sağlayamayacağı açık. Yine tek partiye dayalı seçilen bir kişinin milletin birliğini temsil etmesi düşünülemez.’’ DYP Genel Başkan Yardımcısı Nevzat Ercan da, ‘‘Elbette ki, cumhurbaşkanının belli vasıfları olacak, donanımlı, bilgili, temsil kabiliyeti olan bir kişi olacak. Kimse bilmiyordu da bunu Başbakan mı açıkladı? Olay gündemi saptırmak. Bu Meclis döneminin tamamlanmasına 6 ay kala 7 yıl görev yapacak bir cumhurbaşkanını seçecek. AKP bugün halk desteğini kaybetti, böyle bir Meclis cumhurbaşkanını seçmemeli. Mutlaka erken seçime gidilmeli. Erken seçim yapmazlarsa o zaman çok geniş bir uzlaşma zemini yaratmalılar. Meclis’teki partilerle, Meclis dışında da baskı gruplarıyla uzlaşma aramaları lazım’’ dedi. ANAVATAN ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART DSP Danıştay’a XRay cihazı alındı ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Danıştay 2. Dairesi Başkan ve üyelerine yönelik silahlı saldırının ardından arttırılan güvenlik önlemleri kapsamında, kurumun giriş kapısına XRay cihazı konuldu. Bir güvenlik şirketinden alınan XRay cihazının giriş kapısına konulmasıyla, Danıştay’a gelenler, çanta ve eşyaları XRay cihazından geçirilerek içeriye alınıyor. Avukat Alparslan Arslan adlı tetikçi tarafından gerçekleştirilen silahlı saldırı sonucu 4 yüksek yargıç yaralanmış, üyelerden Mustafa Yücel Özbilgin yaşamını yitirmişti. ‘Kendini tarif ediyor’ Anavatan Partisi Grup Başkanvekili Süleyman Sarıbaş, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili sözleri konusunda ‘‘AKP grubu seçecek, hoşgörü ve diyalog sahibi olacak, lider olacak, diyor. Kendine göre hoşgörülü, diyalog sahibi ve lider o. Kendini tarif ediyor’’ dedi. Başbakan Erdoğan’ın ‘‘Adayı AKP belirleyecek’’ sözlerini eleştiren Sarıbaş, ‘‘Sonra bir de, uzlaşma istiyoruz, diyor. Adayımız Erdoğan, uzlaşmak istiyoruz, diye bize, CHP’ye gelecekler. İstedikleri Erdoğan’ı seçmekte uzlaşmak. Bunun adı uzlaşma değil, dayatmadır’’ dedi. Sarıbaş, Erdoğan’ın bu tür açıklamalarla zaman kazanmaya çalıştığını, takıyye yaptığını vurguladı. Sarıbaş, ‘‘Süreci erken seçim yapmadan nisan ayına kadar götürebilmek istiyor. Oraya taşıdıktan sonra kimsenin yapacağı bir şey yok. 355 milletvekili kendi partisinden, ona güveniyor. Kamuoyunu oyalamak istiyor. Buna aldanmamak lazım. Kesinlikle kafasında kendisinden başka bir isim yok. Bu parlamento değişirse, AKP’nin sandalye sayısı 275’e düşerse Yüce Divan’dan kendini kurtaramaz. Kurtuluşun tek yolu Çankaya’dır’’ görüşünü dile getirdi. Sarıbaş, kendilerinin cumhurbaşkanını halkın seçmesini istediklerini söyledi. ‘Köşk Erdoğan’ı kurtarmaz’ DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, Erdoğan’ın ‘‘kendisini toplumun uzlaştığı kişi imiş gibi gösterip, uzlaşmamanın kılıfını hazırlamaya çalıştığını’’ söyledi. Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı’nı ‘‘kaçış yolu’’ olarak gördüğünü vurgulayan Sezer, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘‘2002 seçimleri sonucuna göre seçmenin ancak dörtte birini Meclis’te temsil eden AKP’nin, iktidarının sona erme aşamasında sandalye sayısına dayanarak, uzlaşma yoluna gitmeden cumhurbaşkanını seçme girişiminde bulunması büyük gerginliklere yol açacaktır. O aşamada biz de DSP olarak halkımızın tepkisini demokratik yollardan ortaya koyması için her türlü desteği veririz. Buna rağmen, Erdoğan cumhurbaşkanı seçilse dahi, bunun kendisini, ülkeyi getirdiği durumun ve yolsuzlukların sorumluluğundan hiçbir zaman kurtaramayacağını bilmesi gerekir. Elbette o koltuktan indirilmesi için de her yol denenecektir.’’ İncirlik kararnamesi ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İncirlik Üssü’nün, BM Güvenlik Konseyi’nin almış olduğu kararlar çerçevesinde Irak ve Afganistan operosyonuna katılan ülkeler tarafından insani amaçlı olarak kullanımına izin veren kararnamenin süresinin bir yıl daha uzatılmasının, bakanların imzasına sunulduğu bildirildi. Süresi 23 Haziran’da dolacak olan kararnamenin içeriğinin değiştirilmediği belirtildi. ABD’ye blok izin vermeyen kararnamenin metin çalışması Genelkurmay Başkanlığı tarafından ayrıntılı olarak yürütülürken her uçağın inişi, kalkışı, ne taşıdığı ayrıntılı olarak belirleniyor. musakart@yahoo.com MHP ‘Tehlikeli bir tartışma başlar’ MHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Şandır, Cumhuriyet değerleriyle çatışan bir zihniyetin cumhurbaşkanı olmasının çok büyük sorunlara neden olacağını belirterek, Erdoğan’ın bugüne kadarki tavır ve davranışlarıyla Cumhuriyet değerleriyle sorunlu olduğu izlenimi yarattığını vurguladı. Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı için ısrar etmesinin Cumhuriyet değerleriyle demokrasiyi karşı karşıya getireceğini ve Türk siyasi yaşamında çok tehlikeli bir tartışmaya başlangıç yapacağını vurgulayan Şandır, şöyle dedi: ‘‘Sayın Başbakan’ı samimi bulmuyorum. Dünkü açıklamasıyla takıyye yapmaktadır. Baş bakan ve AKP iktidarı bugüne kadar hiçbir konuda bir toplumsal uzlaşma arayışı içerisinde olmamıştır. Devlet politikası olmuş, milli dava olmuş konularda bile herhangi bir istişare ihtiyacı duymamıştır. Onun için Başbakan’ın ‘uzlaşma ararız’ sözünü samimi bulmuyoruz.’’ Anayasaya göre cumhurbaşkanının TBMM tarafından seçilebileceğini kaydeden Şandır, halk tarafından seçilmesiyle ilgili önerileri ‘‘Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi bir sistem meselesidir. O başkanlık ya da yarı başkanlık sistemidir. Eğer toplum buna onay verirse sistem bütünüyle değiştirilir. Bugünkü haliyle halk seçsin demek anlamsız’’ dedi. hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 DANIŞTAY SALDIRISI Bilim insanı ve yazarlar, Yargıtay Başsavcılığı’nı AKP ve Arınç hakkında göreve çağırdı Roj TV soruşturması ? DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Roj TV’nin kapatılmaması için Danimarka Başbakanı Anders Fogh Rasmussen’e mektup gönderen DTP’li 56 belediye başkanı hakkında hazırlanan iddianame Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, 56 belediye başkanının ifadeleri ile İçişleri Bakanlığı’nın görevlendirdiği 2 Mülkiye başmüfettişinin konuyla ilgili raporlarına da yer verildi. Erdoğan’a ‘azmettirici’ suçlaması ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Bilim insanı ve yazarlar, Başbakan Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı Bülent Arınç ve AKP hakkında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundular. Suç duyurusunda, Erdoğan’ın Danıştay’a yönelik saldırının ‘‘azmettirici’’ olduğu savunuldu. Dilekçede, AKP’nin de ‘‘Cumhuriyetin getirdiği erdemleri kullanarak cumhuriyet düşmanlığının odağı haline’’ geldiği belirtildi. Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Altıntaş, Ömer Öneren, Necmi Şahin, Vecihi Timuroğlu ve Ali Ekber Ataş, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurarak, TBMM Başkanı Bülent Ayhan Parlak tahliye edildi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Danıştay 2. Dairesi’ne ve gazetemize yapılan saldırılarla ilgili olarak ‘‘örgüte yardım’’ suçu ve saldırgan Alparsan Arslan ile bağlantısı olduğu gerekçeleriyle tutuklanan Ayhan Parlak tahliye edildi. Danıştay 2. Dairesi ve gazetemize yönelik saldırıyı gerçekleştiren Alparslan Arslan’la ilişkisi olduğu iddiasıyla aranan, teslim olmasının ardından da 3 Haziran’da tutuklanan Parlak’ın avukatı Osman Oğuzhan’ın itirazını değerlendiren Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi tahliyeye karar verdi. Toplam 13 gün tutuklu kaldığı Sincan F Tipi Cezaevi’nden dün tahliye olan Parlak’ın İstanbul’a gittiği öğrenildi. Saldırıda “kilit isim” olduğu ileri sürülen Parlak, polise verdiği ifadede kendisinin çağdaş ve demokrat bir insan olduğunu, yasadışı oluşumlara her zaman karşı olduğunu, saldırıların faili Alparslan Arslan ile avukatmüvekkil ilişkisinden başka ilişkisi olmadığını söylemişti. Parlak’ın saldırgan Arslan’la yüzbaşı Muzzafer Tekin arasındaki bağlantıyı sağladığı ileri sürülüyordu. Tekin de sorgusunun ardından serbest bırakılmıştı. ? Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Altıntaş, Ömer Öneren, Necmi Şahin, Vecihi Timuroğlu ve Ali Ekber Ataş, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurarak TBMM Başkanı Bülent Arınç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve AKP hakkında ayrı ayrı suç duyurusunda bulundu. Arınç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve AKP hakkında ayrı ayrı suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusunda, ‘‘Siyasi Partiler Yasası’yla siyasi partilerin kapatılması istemiyle başsavcılığa başvurma hakkımızın olmadığını biliyoruz. Başvurma hakkı olanlar bu haklarını kullanmadığından yetkili kurumları göreve çağırma anlamına gelmek üzere’’ başvuru yapıldığı vurgulandı. Dilekçede, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin türbanlı Leyla Şahin’in Türkiye aleyhine açtığı davayı kaybettiği ve Türkiye’nin haklılığının kesinleştiği anımsatıldı. AİHM’nin kararı üzerine Erdoğan’ın vicdan ve din özgürlüğü konusunda yetkinin ‘‘ulemaya’’ ait olduğunu belirttiği vurgulanarak, ‘‘Ülkesi lehine verilen kararı yanlış bulan, kabul etmeyen bir hükümet başkanı dünyada yoktur. Laik devlet aleyhine yapılan bu açıklama Erdoğan’ın yeminine de aykırıdır’’ denildi. Danıştay 2. Dairesi’nin türbanı kamusal alanda yasaklayan kararına ilişkin Başbakan Erdoğan’ın tepki gösterdiği anımsatıldı. Dilekçede, Erdoğan’ın karara ilişkin açıklamalarıyla Danıştay’a saldırıyı gerçekleştiren Alparslan Arslan ve benzer duyguları taşıyanları ‘‘tahrik ettiği ve kışkırttığı’’ savunuldu. Dilekçede, ‘‘Erdoğan, türbanlı yurttaş aleyhine karar veren Danıştay 2. Dairesi’ne ve üyelerine karşı girişilen katliamda azmettirici olarak sorumludur’’ denildi. Dilekçede, TBMM Başkanı Bülent Arınç ile Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün de Erdoğan’a benzer açıklamalar yaptıkları anlatıldı. AKP hakkındaki suç duyurusunda, ‘‘AKP, Cumhuriyetin getirdiği erdemleri kullanarak Cumhuriyet düşmanlığının odağı haline gelmiştir. Parti dinsel bölücülüğün de odağı halindedir. Partinin faaliyetine devam etmesi halinde onarılması olanaksız yıkıntılar yaşanacaktır’’ denildi. Suç duyurusunda, Erdoğan, Arınç ve AKP hakkında ‘‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama, azmettirme, suç işlemeye tahrik, yargı görevini yapanı etkileme’’ ve ‘‘Türklüğü, Cumhuriyeti, devletin kurum ve organlarını aşağılama’’ suçlarından soruşturma yapılarak, dava açılması istendi. CUMHURİYET 05 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear