26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 17 ARALIK 2006 PAZAR 14 KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr Yeni yıl müzayedesi bugün yapılıyor Kültür Servisi Portakal Sanat ve Kültür Evi bugün saat 15.00’te İstanbul Conrad Otel’inde “Yeni Yıl Müzayedesi” düzenliyor. Müzayedede Halife Abdülmecid imzalı Yavuz Sultan Selim portresi, son Mısır Hidivi Abbas Hilmi Paşa için özel yapılmış işlemeli levhalar, saray ressamı Fausto Zonaro’nun “İstanbullu Hanım” portresi var. Türkiye Cumhuriyeti tarihinden ise 19501960 yılları arasında başbakanlık yapan Adnan Menderes ve eşi Berrin Menderes’e ait aile mücevherlerinin yanı sıra klasik ve modern Türk resminin önemli ressamlarının tabloları bulunuyor. İbrahim Çallı’ya ün kazandıran Maşlahlı Kadınlar serisinin en nadide örneklerinden Maşlahlı Kadınların Büyükada Sefası adlı tablosu, Türk hat sanatının ustaları Hafız Osman, Kazasker Mustafa İzzet, Hasan Rıza, Bakkal Arif ketebeli levhalar, Kanuni Sultan Süleyman tuğralı secere, Sultan I. Abdülhamid’e ait tuğralı beratı hümayunlar, tombak ve tuğralı gümüş eserler müzayedenin nadide eserleri arasında. Ayrıca müzayedede Osmanlı Devleti’nin son padişahı Vahdettin’in Sultan Mührü (Mühri Hümayun) 140 bin YTL ’den açık artırmaya çıkarılıyor. SANATA BAKIŞ SELMİ ANDAK Cumhuriyet İçin Önce, “Sanata Bakış” köşemde yazılarım, düşüncelerim, dünya görüşüm ve yorumlarım için gösterdiğiniz olumlu ya da olumsuz ilgiye ve tutumunuza içtenlikle teşekkür ediyorum. “Cumhuriyet” deyiminin her şeyin ötesinde çok geniş ve tarihsel bir anlamı vardır. Bu gerçeği kesin olarak bilmek gerekir. Çünkü bilmez ya da hatalı ve eksik bir anlamda kullanırsanız, sadece kendinizden değil, bulunduğunuz toplumdan da uzaklaşmış olursunuz!? Şimdi bugünkü yazımda ne yaptığımı soracak olursanız... Yanıtım şu amaca yöneliktir: Ben kendim için bir gösteri yapmıyorum. Sadece onurlu, aydınlık, çağdaş ve ileri bir Türkiye Cumhuriyeti için Cumhuriyet gazetemizde gereken görevimi yapmaya çalışıyorum: Kültür ve sanat için ve uğraş verdiğim müzik alanında çalışmalarımı yoğunlaştırmaya gayret ediyorum... Cumhuriyet için Cumhuriyet’te “Sanata Bakış” köşemde aydınlık Türkiye yolunda emek veriyorum. ‘Merhabarev’ adlı sergi 23 Aralık’a, ‘Paris’ ise 13 0cak’a kadar Karşı Sanat’ta görülebilir Nefesliler maçı Bu haftaki yazıma, yukarda kısaca görevimi açıkladığım bir önsöz ile girmemin nedeni de son yıllarda özellikle müzik alanındaki kargaşadır diyebiliriz... İşte, nasıl oldu bilemiyorum, İDSO’nun (İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası) son konserlerinde, katılan solistler ile birlikte başkemancı görevini üstlenenler: Yusuf Güler Aksöz ve Ayşe Özbekligil ile koro şefi Gökçen Koray vd. müzisyenlerin emekleri her zaman anılmalıdır... Özellikle İDSO’nun konuk İtalyan şef Antonio Pirolli yönetiminde ve solistler Selim Aykal (fagot) ile E. Coşkun (korno) performansları asla unutulmayacak olağanüstü bir konser dinletti müzikseverlere... Programda: W. Mozart’ın Korno Konçertosu No. 1 ve 3 (No. 1 Kadans Hüseyin Coşkun), C. M. von Weber’ın Fagot Konçertosu ve şef Antonio Pirolli yönetiminde orkestradan L. van Beethoven’in Op. 36 Re Majör 2. Senfonisi seslendirildi. Bu olağanüstü başarılı ve ilginç İDSO konserinin orkestra şefi Antonio Pirolli Roma’da 1959 yılında doğdu. Önce tanınmış Santa Cecilia Konservatuvarı’nda piyano, orkestra şefliği, kompozisyon, koro şefliği bölümlerini başarıyla bitirdi. Önemli bir yarışma olan Parma Arturo Toscanini Uluslararası Orkestra Şefliği Yarışması’na katılarak 1987 yılında üçüncülük kazandı. 19941995 mevsiminde İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nde genel müdürlük görevi, sonra 19952001 yılında Ankara Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü görevini üstlendi. Uluslararası kariyerini İtalya, Japonya, Portekiz, İsviçre ve tekrar İtalya’da yönetmenlikle sürdürdü... İstanbul’da günümüzde izlediğimiz İDSO 20062007 mevsimi konserleri solistleri arasında sanki bir maç havasını taşıyan etkinlikte her iki solist olan Enç Coşkun (korno) ile Selim Aykal (fagot) müzisyen sanatçı kimliklerine uygun nitelik taşıyarak büyük alkış aldılar... Korno ve Fagot gibi müzik dünyasının özgün karakter ayrıcalığına sahip enstrümanlarına değer kazandırdılar... Bravo genç sanatçılarımıza... Sanatçılar ve önyargıları kırmak ÜMRAN BULUT Akbank Sanat’ta izlediğimiz Abbas Kiarostami’nin filmiyle gittiğimiz ama bitiremediğimiz yollar boyunca iç dünyalarımıza daldık. Karla kaplı dağlardan, vadilerden geçerken gece ya da gündüz, duygularımız, duyumsamalarımız Kiarostami’ninkine benziyor muydu? O küçük televizyonda izlediğimiz yollara koyulup galeriden çıkan ve sessizce uzaklaşan insanlar mı oluyorduk? Ne çok yol gitmiştik! Ne kadar gitmişlerdi? Ne kadar daha gideceklerdi? Filmi izlerken (salona yerleştirilmiş olan diğer televizyondan bizim bulunduğumuz bölüme karışan sese rağmen ki bunu nedense bizim küratörler hiç önemsemiyorlar) dinlediğimiz müziğin görüntülere sakince ve içten uyumu en az film kadar etkileyiciydi. Bu arada ayakta kalanlar, yaşlısı genci yorularak da olsa 32 dakikalık filmi yoğunlaşmış izliyorduk. Artık herkes yoldaydı. Yolculukların içinde barındırdığı o romantik duyguyu yaşıyorduk. Baş artistler duygudan yanaydı, ümitti, tükenmişlikti, varmak ise söz konusu bile değildi. Mekân kar, bulut, güneş, gece, gündüz, ışık, gölgeydi. Neydi o? Nasıl bir şeydi? Tamam tamam, tamamen doğaydı, doğal olandı bizi içine çeken... Belgesel fotoğrafçılar ‘UZMAN İŞİ’ HIRSIZLIK 19. yüzyıl mezarlarından büstler çalındı Kültür Servisi Paris’te Moliere, Marcel Proust, Edith Piaf ve Maria Callas’ın mezarlarının bulunduğu, yılda iki milyon ziyaretçi alan PereLachaise mezarlığı hırsızların baskınına uğradı. Aralarında Carmen’in bestecisi Georges Bizet’nin de bulunduğu 19. yüzyıla ait mezarlardan altı adet bronz büst çalındı. 19. yüzyılın ikinci yarısında zamanın tanınmış sanatçıları tarafından yapılan büstlerin maddi değeri 5 bin ile 10 bin Avro arasında değişiyor. Olayla ilgili kaynaklar, hırsızlığın ‘uzman işi’ olduğunu ve ‘büyük olasılıkla bir koleksiyonerin emriyle’ gerçekleştirildiğini belirttiler. Paris Mezarlık İşçileri Sendikası’nın temsilcisi JeanClaude Hitz, mezarlıkta güvenliği sağlamak için çalışıldığını, ancak, ‘halka açık beş kapısı bulunan ve içeri giren birinin rahatlıkla bir mezar taşı ya da anıtın arkasına saklanabileceği bir yerde yirmi nöbetçinin yeterli olmadığını’ söyledi. (The Guardian) Kar ve Yol’un ardından izleyeceğiniz fotoğraf sergilerini de en az onun kadar etkileyici bulacak, önce İstanbul’dan Erivan’a daha sonra da Paris’e gidebileceksiniz. Şehirler, insanlar, yaşantılar karelerdeler bugünlerde. Doğu’dan Batı’ya ya da Batı’dan Doğu’ya savruluverin öylesine. Bakmayın fakirliğe, zenginliğe, kadere ya da kedere. Hiç olmazsa sanatla buluşturuverin halkları, toplumları, kültürleri. Kuşkusuz düşüncelere dalacaksınız. Belki düş kuracak, belki de yorgun ve bitkin düşeceksiniz. Olsun hepsini insanca duyacaksınız. Karşı Sanat’ta Merhabarev’deyseniz (Barev Ermenice merhaba demekmiş) kendinizi Kadıköy’de, Abovyan Caddesi’nde, Şişhane’de bulacaksınız. Bir an Salı Pazarı’nda dolaşabilecek, diğer odaya geçtiğinizde ise Ararat Brendi Fabrikası’nda oluvereceksiniz. Gitmişken Surp Grigor Kilisesi’ni bile gezebilirsiniz. Haydi gelin karşılaştıralım semt pazarlarımızı, anıtlarımızı, mezarlıklarımızı diyerek neşeli bir oyuna dalabilirsiniz. Size buraları tanıtan sosyal ve belgesel fotoğrafçılar K. Mirzoyam, S. Akcan, N. Shismanyan, T. Sezgin, R. Mangasaryan, M. Kaçmaz, G. Avagyan, Ö. Yurdalan, A. Hayrapetyan, K. Uzel öncelikle itirazı, eleştiriyi ve öneriyi fotoğrafçılıklarının odağına yerleştirmişler. Siyah beyaz kompozisyonlarını lekeyle, çizgiyle, tonal geçişle, hareketle, istifle, espasla, dokuyla çarpıcı ve anlatımcı kılmışlar. Sergi, çekilen binlerce fotoğraftan bir seçki. Karşı Sanat’ın tüm odalarında ‘iş’ler titizlikle düzenlenmiş, duvarlar dolu dolu. Her birinin önünde fotoğrafın belgeselliğini sanatsal çizgiyle buluşturuyorsunuz. Etkinliğin birçok ülkede gezeceğini öğrenince içinizde bir ışık parlayıveriyor. Bugünlerde Beyoğlu’nda sergileri gezerseniz kârlı çıkacaksınız. Taksim’e doğru yürüyüp bir de İstanbul Fransız Kültür Merkezi’nde Tamer Hartevioğlu’nun “Panoramik Bir Rüya: Paris” fotoğraf sergisini izleyecek olursanız, teknik gelişmelerden de haberdar olacaksınız. Paris’in şaşaası ve ışığı, sizi bambaşka bir dünyaya götürecek. 360 derecelik panoramik fotoğraflar başınızı bile döndürebilecek. Ama belki siz de bir önceki sergide kalmış olarak sakince kendinizi yola koyuvereceksiniz. Mozart yapıtları Yıldız Üniversitesi’nde ? Kültür Servisi Mozart’ın doğumunun 250. yılı nedeniyle 22 Aralık Cuma günü Yıldız Teknik Üniversitesi’nde bir etkinlik düzenlenecek. Etkinlikler kapsamında saat 14.00’te Ruhi Ayangil, Afşar Timuçin, Aydın Karlıbel, Aydın Büke ve Muzaffer Çorlu’nun konuşmacı olarak katılacağı bir panel düzenlenecek. Barok dönemden romantik döneme uzanan ve klasik dönem olarak adlandırılan süreçte, Mozart’ın öneminin vurgulanacağı panelde, Mozart döneminin sanatsal ve felsefi özellikleri irdelenecek. Panelin ardından YTÜ Müzik ve Sahne Sanatları Bölümü’nden Ezgi Özbey, Mozart’tan aryalar seslendirecek. Aydın Karlıbel ise 40. senfonisinin solo piyanosu için yaptığı düzenlemeyi seslendirecek. CUMHURİYET 14 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear