23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 4 EYLÜL 2005 PAZAR 12 J V v_rlN VJ \ J U leyia.tavsanoghı(a cumhuriyetcom.tr IstanbulBarosu Başkanı Kazım Kolcuoğlu: Yargı siyasallaştırılmak isteniyor Hükümetyasamave yaıgıya egemen Demokrasinin artık vazgeçilmez değerleri var. Bu değerleri kabul ederseniz, tam olarak Mtygularsanız demokrasiyi ttatn olarak uygulamış oltırsunuz- Yoksa sadece sandık demokrasiyi ^ oluşturmaz. / Bülent Ersoy, "Çoğu konuyu İnci Baba 'yla hallederdim. Yeraltı dünyasıyla sorunlarımızı çözerdik " diyor. Devletle olan ilişkisinde de bir avukata ihtiyaç duyduğunu ifade ediyor. fr Birbirimiziyadsımak, birbirimizi dinlemeden sorunlan çözmekte direnmek, demokratik hukuk düzeni içinde kabul edilebilir durumlar değildir. Bu diyalogları çok iyi fj kurabilmeliviz. ' SÖYLEŞİ LEYLA TAVŞANOĞLU Yargı, barolar kan ağlıyor. Hukuk in- sanlan ülkede kuralsızlıktan, demokrasi karşıtı "Ben yapOm, oldu" anlayışıyla yargı ve hukuka yakJaşılmasından kay- gılı. Yargının siyasallaştınlma çabalan da başka bir ciddi kaygı unsuru. Adalet Bakanhğf nın 4 bin yeni yargıç alma ha- zırlığı var. Bunlarhangi kurallara göre ah- nacak? Yoksa AKP hükümetinin kadro- lu siyasal güçlerine yenileri mi eklenecek? Bütün bu sorular akıllarda çengellenip kalıyor. Bu toz duman arasında 6 Eylül günü adlı yıl açüışı yapılacak. Türkiye Ba- rolar Birliği adli yıl açılışı nedeniyle bir yürüyüş ve toplantı düzenledi. "Adti Yıl Açıhşında Avukatlar Ankara'da Buluşu- yor" sloganıyla yola çıkan Türkiye Ba- rolar Birliği, hedefinı de şöyle açıkladı "Hedef,eksiksizdemokrasi,gerçek hukuk devieti. bağunsız yargı ve bağunsız savun- ma.' Eylemın öncülennden Istanbul Ba- rosu Başkanı Avukat Kaam Kolcuoğ- hı'yla karşılıklı oturup Türkiye'deki yar- gının kuralsızlığı, bağımhlığı ve siyasal- laşma tehhkesını konuştuk: - Türkiye 'de insanlannyargıyagittik- çe güvenleriniyitirmekte olduklan, bir yandan da birilerininyargıyıyıpratmak içîtt kollan stvadıklan gibi bir izlenim var. Sizce böyle birpsikoloji ülkemizde neden oluştu? KOLCUOĞLU'- Bu yılın mayıs ayın- da Türkiye Barolar Birliği"nın genel ku- rulunu Antalya'da yaptık. Genel kurulda, Türkiye'deki hukukun gidişini, demokra- siyi, insan haklannı, ayru zamanda yar- eının sorunlannı tartışmaya açalım, de- dik. Ama o bir günü seçimle, bir günü de konuşmalarla geçen süreçte bu konula- nn hepsini tartışmak, değerlendirmek, sonuçlandırmak olanağı olmadığı için şöyle bir karar aldık: Önümüzdeki dönemde tüm bu sorun- lan kamuoyuyla paylaşacak, görüşleri- mizi kamuoyuna yansıtacak bir etkinlik yapalım. Kendı kendimize bildiri yayun- layarak, belli yerlerde belli şeyleri tarü- şarak bu ış olmuyor. Çünkü yargı halkiçin- dir Halkın bazı şeyleri bılmesı gerekir. Hem düşüncelerimizi halka iletip pay- laşmak ve kendı sorunlanna sahip çıkma- sını sağlamak büyük önem taşıyor. tşte, o toplantıda bir etkinlik karan al- dık. Adli yılın açılışının yapılacağı 6 Ey- lül günü eksiksiz demokrasi. gerçek hu- kuk devleti, bağımsız yargı ve bağımsız sa\unmayı hedefleyen bir avukatlar bu- luşmasını Ankara'da gerçekleştirmeyi ka- rara bağladık. - Anladığım kadanyla Ankara 'da bir yürüyüş yapacak, bir de bildiri yayım- layacaksınız». KOLCUOĞLU-Evet Görüş ve düşün- celerimizi de bir manifesto şeklinde ka- muoyuna açıklayacak ve bunlan kamu- oyuyla paylaşacağız. Burada şu noktalar üzerinde duruyoruz: Birincisi eksiksiz demokrasi. ikincisi hu- kuk ve hukukun üstünlüğü, üçüncüsü yar- gı bağımsızlığı, dördüncüsü de savun- manın bağımsızlığı. Bunlar demokrasi ve çağdaşhğın bütününü oluşturuyor. Demokrasinin artık vazgeçılmez de- ğerleri var. Bu değerleri kabul ederseniz, tam olarak uygularsanız demokrasiyi tam olarak uygulamış olursunuz. Yoksa sade- ce sandık demokrasiyi oluşturmaz. - Neden, sadece sandık demokrasiyi oluşturmaz, dediniz? KOLCUOĞLU - Çünkü sandık mo- narşılerde de var. 0nun ıçin sandığın dı- şında demokrasinin kendine özgü önem- li değerlen var. Bu değerleri uygulama- dığınız zaman demokrasiyi kurmanız mümkün değil. Uzun zamandan beri Türkiye demok- ratik bir yapı içinde gelişiyor; tercihleri- ni bu yönde kullanmış durumda. Ama biz iki çok önemli eksik görüyoruz. Bi- rincisi, demokrasi öncelikle katılımdır. Halkın görüş ve düşüncelerini karara yan- sıtmasını sağlayan kaülımdır. Bu da se- çımJe olur. - İyi de bizdeki seçim sistemi halkın görüş ve düşüncelerinin kararayansı- tılmasını sağlıyor mu? KOLCUOĞLU - Son seçimlerde 40 milyon insan oy kullandı; 14 milyon in- sanın seçtikleri TBMM'yi oluşturdu. 26 milyon seçmenin görüş ve düşünceleri seçım ve siyası partiler kanunlan nede- niyle Meclis'e yansımamıştır. Neredey- se yüzde 60'a yakını TBMM dışında kal- mıştır. Böyle bir yapılanmanın demokrasi ve kanhmcıhkla bağdaşmadığını söyKiyoruz. Bu konularda eksikJiklenmizi tamamla- mak zorundayız. tkincisı, demokrasinin olmazsa olmazlanndan siyası partiler var. 1982 Anayasası'nın siyasi partileri nere- lamalan aslında toplumun bu yapısını or- taya koyuyor. Insanlann 25 yıl sonra bi- rileriyle hesaplaşmak isteyecekleri ko- nularolabilir. Ama orada çok dikkati çe- ken iki konu var. Bülent Ersoy, "Çoğu konuyu Inci Ba- ba'yia haflederdim. Yeralü dünyasıyla so- runlanmızıçözerdik" dıyor. Devletle olan ılışkısınde de bir avukata ihtiyaç duydu- ğunu ıfade ediyor. Orada şu çarpıcı söz- leri de söylüyor: "Banatam olarakgüvencevermeyeo bir avukatı da istemem." - Bir davanın sonucunun kesinliği nasıl güvence altına alınabilir? Bura- da yine rüşvet verir, mahkemeden ka- rar çıkarünm manüğı mı hâkim oluyor? KOLCUOĞLU-Böylebırşeynasılola- bılir? Bu, işte toplumun anlayışını, man- tığını ortaya koyuyor. O anJayış, o man- tık Türkiye'de yargıya olan güvenin hem tam olarak kurulamadığı, hem de yargıy- la, içındeki unsurlarla ılgili, zaman zaman siyasetle ya da parayla belli sonuçlar alı- nabileceği düşüncesınin, kanısının ka- muoyunda yerleşmiş olmasının sonucu- dur. Bu da çok tehlikelidir. lan için Anayasa Mahkemesi'ne götür- dü. Dolayısıyla hukuka uygunluk konu- sunda da Türkiye'de çok önemli sorun- lar yaşaruyor. Birbirimizi yadsunak, bir- birimizi dinlemeden sorunlan çözmekte direnmek. demokratik hukuk düzeni için- de kabul edilebilir durumlar değıldir. Bu diyaloglan çok iyi kurabilmeliyiz. - Sizin söylediklerinizden yola çıkar- sak, hukuka, anayasaya aykın yasala- nn hayatageçirilmesindebüyüksorun- laryaşanmaz mı? KOLCUOĞLU - Yaşanmaz olur mu? Çıkanlan yasalar uygulanmaz hale gelin- ce halk, zaten yasalar uygulanmıyor, di- yerek hukuka aybn tavırlar içine girer. Haklannı aramak için kendı gücünü kul- lanma ya da başka güçleri araya sokma konusunda cesaret alrruş olur. Dünyada artık genel hukuk değerlen oluştu. însan hakJan ve dığer konularda olmazsa olmaz knterler var. Ben yaptım, oldu, anlayışınuı aksine. ortak kaçınıl- maz. uygulanması gerekli değerler oluş- tu. Bunlar uluslararası sözleşmelerle de açık olarak ortada. Kazını Kokuoğlu, Türkiye'deki hukukun gidişini, demokrasiyi, insan haldarun, aynı zamanda yargının sorunlannı tartışmaya açalım diyor. deyse kadro ve lider partileri haline dö- nüştürdüğünü, katılımın tam olarak TBMM'ye yansımasını onledığim görü- yoruz. Partiler içindeki oligarşikyapının demokratik yapıya dönüşmesini sağla- yacak değişikliklerin yapılması zorunlu- dur. - Yani bir vatandaş hakkını kullandı- ğı zaman onunyansımasını beklemesi- nin en doğal bir arzusu olduğunu mu söylüyorsunuz? KOLCUOĞLU - Evet. Bunun yansı- masını görmediği zaman tepkiler olabi- lır. Bu tepkiler toplumda elbette kural dı- şına dönüşebilir. Toplumumuza baktığımız zaman çok büyük bir kargaşa yaşanıyor gibı görünü- yor. Bukargaşanın en önemli nedenlerin- den birisi, bu yapüanma iyi sağlanama- dığı için yargının da tam olarak görevini yerine getiremediği karusı. Dolayısıyla herkes kendi hakkını kendisi arama an- layışı sergilemeye başladığı anda insan- lann suç işleyerek haklanm aramaya baş- ladıklan bir yapı ortaya çıkar. Demokratik bir yapı ya da bir toplum için bu çok tehlikeli bir gelişmedir. - Bunun en son örneğini Bülent Er- soy 'un sözleriyle görmedik mi? Devlet dışı işlerinde mafya babtmndan, ama devletle halletmesigereken sorunlann- da bir avukattan yardım istemiş... KOLCUOĞLU - Evet, nasıl ve neden ortaya çıkanldıysa BülentErsoy'un açık- Yargısı başlamamış, sonucu ne olaca- ğı belli olmayan bu- sürecin güvencesini talep etmeye kalkıştığınız zaman eksik- lik, anlayış noksanlığı ya da bir suçlama olduğu da açıkça görülüyor. Onun için biz yargının bağımsızlığı konusunu da çok önemsiyoruz. Yargının işlemesi ve adil yar- gılamanın tam olarak sağlanması, halkı- mıza bu konuda güven verebilmesiyle il- gili bazı önerilerimiz var. - Yargının bağımsızlığı derken, Ada- let Bakanlığı 'yla yargı arasında bulu- nan bağlantıyargiyı tam anlamıyla ku- şatmış durumda değil mi? KOLCUOĞLU-Tabıı kı kuşatmış du- rumda. Bundan önce de hukuk sorunu- muz var. Hukuk, hukuka bağlılık çok önemli. Demokrasinin en önemli unsur- lanndan birisi hukukla kendısini bağlı hhnasıdn-. Bizim anayasa denetimınden geçen bir yasal sistemimiz var. Bu hükü- met döneminde 600'ün üzerinde yasa çı- kanldı. Bu yasalardan 63 'ü ana muhalefet par- tisi tarafindan (CHP) anayasaya aykınlık gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi'ne gö- türüldü. 39 yasa da Cumhurbaşkanı tara- findan hukuka uygun olmadığı, anayasa- ya uygunluklarbulunmadığı gerekçesiy- le iade edildi. Ama bunlann 19"u TBMM tarafindan, hiç bu eleştırilere kulak asılmadan oldu- ğu gibi gen gönderildi. Sonunda Cumhur- başkam, 9 yasayı anayasaya aykın olduk- "Anayasaya ay kın olsa da ben öyte dü- şünüyorum" ya da "Hukuka uygun de- ğiL ama olsun, bizim gerçeklerünize uy- gun" diyerek sorunu çözemezsiniz. Tam tersine, daha geniş ve derin sorunlar ya- ratırsınız. Biz barolar olarak yeni sorun- lar yarahlsın istemiyoruz. Sorunlan çö- zerek daha sağlıklı, geleceğe doğru ülke- yi taşımak için çabalıyoruz. Biz hukuk- çular. barolar olarak bu konuda çok du- yarhyız. Öte yandan iktidarlaradaön yar- gıyla bakmıyoruz. Biz çalışmalan, yap- tıklanyla onlan değerlendiriyoruz. Bu dediğimiz eksiklikler var. - Bir de hükümetin herşeyin sorum- luluğunun kendisineyüklenmek isten- diğigibi bir yakınması var. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? KOLCUOĞLU-Eskiden beri sürege- len yanhşlar bugüne kadar gelmişse bun- da ısrar etmenin bir anlamı yok. Yanlış var- sa düzeltilmesine çalışılmalıdn-. Biz onu talep ediyoruz. 1982 Anayasası. 1961 Anayasası'ndan çok gen düşmüştür. Yani yasama, yürüt- me, yargı erkleri birbirinden bağımsız ol- ması gerekirken önceliği yürühneye ver- miştir. Hatta yürütmenin yargıya etkisi ve TBMM'yehâkimiyetini sağlayan bir ya- pı oluşfurmuştur. Bu yanlışı devam ettirmek, bu anaya- sa böyle yapılmışhr, bizim de işimize ge- lıyor, diyerek bunu devam ettirmenin bir anlamı yok. Biz "Bunlan değiştirelim'' di- yoruz. Hükümet 2802 sayılı Hâkimler ve Sav- cılar Yasası'nda reform niteliğı taşıya- cak bir değişiklik yapacağını açıkladı. Doğru bir yaklaşımdı. Ama bakrık ki böy- le bir şey yapılmadı. Hiç kimsenin yetkı- lennden fedakârlık etmek ıstemediği gi- bi o yetkileri daha da pekıştirdiklerini gördük. - Nasılpekiştirildi? KOLCUOĞLU - Yenı hükümler getı- rildi. Örneğin ara temyiz mahkemesi nı- teliği taşıyacak bölge mahkemeleri kuru- luyor. O mahkemelerin yargıçlanm bile Adalet Bakanlığı'na bağlı tefhş kurulu de- netleyecek, biçiminde bir hüküm getiril- di. Tarafsız, siyasetten uzak, gerçek adil an- lamda bir yargılama yapıldığı güvenini bu durumda halka nasıl vereceksiniz? - Bu durum kuvvetler aynlığı ilkesi- ne ne kadar uygun? KOLCUOGLU - Olmadığı açıkça gö- rülüyor. 1982 Anayasası'nda Yüksek Hâ- kimler ve Savcılar Kurulu 1962 Anaya- sası'ndan farklı oluşturuldu. Adalet Ba- kanı'yia müsteşan kurulun üyesi haline KAZEVl KOLCUOĞLU Rize-Çayelı, 1945 doğumlu. Ortaöğremminı Istanbul Haydarpaşa Lısesi 'nde, f yükseköğrenımını IV Hukuk j Fakültesı 'nde tamamladı. \ Öğrencihğı döneminde Prof. Dr. ; Tarık Zafer Tunaya 'nın başkanı \ olduğu Türk Devrim Ocakları 'nın yönetim kurulu üyeliği yaptı. Daha sonra 1968- 70 arası Türkiye Milli , Gençlik Teşkilatı Başkanı oldu. 12 • Mart 1971 'de tutuklandı. ', Cezaevinden çıktıktan sonra askerlik hizmetım yaptı 1978 de Avukat Orhan Apaydın ın başkanlığı , döneminde Istanbul Barosu Yönetim Kurulu 'na girdi. 1998-2001 arası i Türkiye Barolar Birliği yönetim kurulu üyesi oldu. Serbest avukathğa devam etti. 2002'deIstanbul Barosu • Başkanlığı 'na seçildi. getirildi. Bu kurulun ne bütçesi, ne çalı- şacağı kendine aıt bir binası, ne özlük iş- lerini yürütebılecek bir özlük kalemi, ne birpersonel, ne de teftiş kurulu var. Bun- lann hepsi Adalet Bakanlığı'na verilmiş. Yüksek Kurul adı altında böyle bir ku- rulu çalıştınp bağımsız yargıyı oluştur- mak mümkün mü? Bunu her hükümet kullanmıştır. Artık kullanmasın. Demokrasilerde gerçek an- lamda yargınm bağımsızlığı ve tarafsız- hğı sağlanamadığı sürece orada hukuk dev- letinden söz etmek de mümkün değıldir. Türkiye bu sıkıntılan uzun zamandır ya- şıyor. Kendi adamıdır. kendi memleketlisidır ya da aynı tankattandır anlayışıyla bırbi- rini kayırmaya devam edıldıği, objektifkri- terler, kurumlar oluşturulmadığı sürece halka hiçbir güven verilemez. - YüksekHâkimler ve Savcılar Kuru- lu 'nunyeniden düzenlenmesi için Tür- kiye Barolar Birliği olarakyeni bir tas- lak hazırladıeınızı biliyoruz— KOLCUOGLU- Evet. biz kurulun tam tarafsız ve bağımsız hale gelmesi için öz- lük işleri bütçesi, teftiş kurulu olan, ken- di seçimini, atamasını kendisi yapan bir kurul olmasını taslakta öngördük. Yargı bir bütün olduğu için kurulun içerisine Türkiye Barolar Birhği'nden, avTikatlardan da üye bulundınodması ge- rektiğini savunduk. Sav, savunma, karar üçlüsü yargıyı oluşturuyor. Hemşeri mantığıylayargıç ataması olmaz ' Yargı bir bütün olduğu için kurulun içerisine Türkiye Barolar Birliği'nden, avukatlardan da üye bulundurulması gerektiğini savunduk. Sav. savunma, karar üçlüsü yargıyı oluşturuyor. - Daha çokyakın geçmişte iargıtay Başkanı Eraslan Özkaya medya ve ba- sın yoluyla kamuoyu önünde küçük düşürtülüp istifaya zorlanmadı mı? KOLCUOĞLU - Siz yargıçlan, hu- kukçulan siyasi etki ve çevre etkisine açık buakttğınız zaman, onlan koruma- ruz mümkün değildir. Bunu herkes kul- lanabüir. Haklı haksız isnatlarda buluna- bilir. Bunlar olduğu zaman o kişinin ken- disini aklamaktaîd çabasının sonuç ver- mediğini de açıkça görüyoruz. - Bu yıl 4 bin hâkim ve savcı alına- cak. Bu 4 bin hâkim ve sa\'cı, acaba hü- kümetin kadrolaşma politikasının bir parçası olacak mı? KOLCUOĞLU - Evet, hükümet bu yıl 4 bin hâkim ve savcı almakta haklı. Bu bir ihtiyaç. Ama bu ihtiyacı giderme- ye çalışırken hâkim ve savcı alımını ta- rafsızlığı ortadan kaldıracak biçimde ve siyasi manipülasyona açık olarak yapar- sanız, o zaman başka bir sorun ortaya çı- kar. Yani Adalet Bakanlığı'namülakatia hâ- kim ve savcı almaya kalkıştığuıız zaman bu sorunun altından kalkmamz müm- kün değildir. Bu mülakatı yaparken ne sorular soracaksınız, hangi ölçülere, kri- terlere önem vereceksiniz? Yazılı kural- lar, denetlenmesi yok. Mülakat oluncayar- gı denetimi de bulunmuyor. Böyle bir şey yapılacaksa bağımsız bir kurul oluşturulur. O bağımsız kurul hâkim ve savcılann mülakatını belirle- nen kurallara göre yapar. Idarenin hâkim- lerin ve savcılann alınmasında herhan- gi bir yetkisı olmaması gerekir. Olduğu zaman yargı bağımsızlıgı tartışma konu- su haline geliyor. - Yani hükümetter kendiyargılannı kendileri mi yarattyoriar? KOLCUOĞLU - O zaman da kamu- oyunda hükümetlenn yargıya etki yap- tıklan görülüyor, hem de başka bir teh- like ortaya çıkıyor. TBMM Başkanı zaman zaman "Tek yetkffi MecHstir" diyor. Evet. ama 14 önemli yasa 4 saat gibi jet hızı kısa bir zamanda TBMM'den geçerken hiçbir milletvekili ağzmı açıp da bunlann ni- teliği konusunda birtartışma açmıyor. O zaman da idare hem yargıya hem de ya- samaya hâkim duruma geliyor. Demokrasilerde meclis yasa tasanla- nnı tartışır, hattabu tarûşmalarkamuoyu- na yansır. Bu 14 yasa halk için yapılmış yasalar, halkı ilgilendiriyor. Halkın bun- lardan haberi yok; Meclis'teki vekillerin bunlan tartışma olanağı bulunmuyor Ondan sonra da birçok hata ortaya çıkı- yor. - Bu çıkan yasalann altyapıları var mı? KOLCUOĞLU - Yok. AB'ye uyum için hemen çıkması lazım, deniyor. Po- lonya bile, AB'ye tam üye olmadan ta- sa süre öncesine kadar ceza yasasım de- ğiştirmedi. Böyle, hemenyasa çıkaraum, telaşına da gerek yok. AB'den müzake- re tarihi almak için sadece niyeti göster- mek önemli. Yoksa, olmayacak şeyleri yasalara yığıp altyapüan, uygulama ola- naklan olmadan, "HadJbuynın" demek bir şey ifade etmiyor. O zaman Avrupa- lı, "Bu yasalan çıkartünız, ama uygula- ym da göreüm" dediğinde de şaşınp ka- lıyoruz. - Bir de ilk defa bizim hukuka geti- rilen uzlaşma müessesesi var. Bu na- sıl ve nerede uygulanacak? KOLCUOĞLU - Bu da bir sorun çı- kanyor. CMK'de değişiklik yapıldı. Üst seviyesi beş yıldan fazla olanlara zorun- lu avukathk getirildi. Aynı zamanda mağ- durlara da zorunlu avukatlık verilmesi hükme bağlandı. Bir de dediğiniz gibi uz- laşma müessesesi getirildi. Şimdi biz nasıl uzlaşmacı vereceğiz? Niteliği nedir, hangi kurallan uygulaya- cak, nasıl bir ölçü kullanacak, uzlaşma nerede yapılacak? Hiç Irimsenin haberi yok. Bize, "Yazıhanenizdeyapu]. Yada barolann gösterdiği yerde uzlaşmaa ça- hşsın" djyorlar. Ben öyle bir sorumlulu- ğu nasıl yüklenebilirim? Dünyada bunun kriterleri konulmuş. Adhyelerde özel uzlaşmacı odalan var- dır. Onun güvenliği sağlanır. Uzlaşma- cılann nitelikleri beurlenmıştir. Uzlaşma- cı a\Tikatlar belirli eğitimlerden geçiri- lir. Bunlann hiç birisi bizde yok. - Hâkimlerle Ugili dünyada etik ku- rallar saptaması yapıldu Bu bizde na- sıl işliyor? KOLCUOĞLU-Avrupa Konseyi bu- nun tespitini yaptı. Şimdi bu etik kural- lann uygulanmasuıa bakılıyor. Artık biz de etik kurallan koyalım, kurumlaşalım. Insanlan kendi görüşlerimize, düşünüş- lerimizegöredeğerlendirmeyelim. Yar- gı organlannm seçımleri kurallara bağ- lansın. Benim arkadaşım, dostum, hem- şerim anlayışıyla yapılan seçimleri bua- kın. Bunlar bizi iyi sonuçlaragötürmez.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear