23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
ÖAYFA CUMHUflhTET 6 AĞUSTOS 2005 CUMARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER TARİHÇİİLBERORTAYU, geçenlerde yayımlanan bir ya- zısında "Sümerbank olayı, en _ _ az, bir zamanın savaşlannda denizleri tutmuş eski bir zırh- lının hurdaya çıkanlması ka- darhüzünlü ve tahammülüzor bir olaydır" diyordu. Yazı, kuruluş tarihi ve adı bakımın- dan bir cumhuriyet bankası olan Sümerbank' ın aslında imparator- luktan kaima temeller üzerinde yük- selen bir ulusal vartık olduğunu vur- guluyordu: Ordunun donanımı için kumaş ve fes üreten Feshane, as- ker kunduralan için Beykoz Fabri- kalan gibi tesisler, "yeni ve acıma- sız dünyaya intibak" sıkıntısı çeken bir devletin ilk sınaileşme girişimle- ri olmuş, oralarda yetişen mühen- dis ve teknik elemanlar, bir bakıma, Sümerbank'ın devraldığı insan mi- rasını oluşturrrMjştu. Böyle bir geçmişten gelen ve hep o geçmişi anımsatan, yıllar yılı hem ordunun, hem de ucuz ürünleriyle yoksul halkın yaşamını bir nebze fe- rahlatan bir kuruluşun kapanmas el- bet katlanılması zor ve hüzünlü ol- ması gereken bir olaydı. AÇI MUMTAZ SOYSAL Hoyrat Burjuvad Ortaylı, bu gibi kuruluşlann satıl- masına ve kapanmasına karışan peşkeşi, talanı, yolsuzluk, kayııma ve riişvet olaylannı işin içine sokma- dan bile böyle bir hüzünlü sonuca vardığına göre, bir de o olayları dü- şününce hüznün tahammülsüzlü- ğü insanı kahreden derin bir acıya dönüşmüyor mu? Ama, asıl kahredici olan, Maliye Bakanı'nın o satışlar ve kapa- nışlar dolayısıyla ettiği sözlerdir. Nedemek "Sümerbank'ı bitirdik, tarihe gömdük" sözü? Sanki bu ülkeyi, bu halkı sömü- ren, soyup soğana çeviren bir ku- ruluş söz konusudur da, ondan kur- tulmuşuz. Kendisi başlı başına ta- rih olan bir kuruluşu nasıl tarihe gö- mersiniz? Sizin kafanızdaki tarih an- layışının sığlığına sığar mı o? Sizle- rin değılse bile, babalannızın ana- lanneın kunduralannı yapan, okul önlüklerini dokuyan, savaş yılla- _ nndaki yokluklan bir ölçüde azal- tan o değil miydi? Birbirlerine kar- _ şı kolayca nankör olabilen insan- lann hiç değilse ulusal kurumla- ra karşı birazcık kadirbilir olma- lan gerekmez mi? Kaprtalizmin ve onu yaratan bur- juvazinin yöntemleri özde son derece gaddardır ama, bu acıma- sızlık çoğu zaman hiç değilse kadi- fe eldivenlere, gurur okşayıcı anla- tımlara, yumuşak sözcüklere bü- ründünilür. Feodal beyterin yerine ge- çenler soyluluğun değerlerine büs- bütün sırt çevirmemeye, görüntüde ve sözde hoyratlıktan uzak durmaya çaba göstermişlerdır. "Burjuva ah- lakı" diye hafıfe alınan davranışlann temelinde en azından böyte bir özen yatar. Türkiye'nin kırsalından ve tarikat yuvalanndan sınıf atlayarak gelen ve birdenbire ülkenin kaderine egemen olan bu şimdiki "orta sınıf" nasıl bir topluluktur ki, ne kendi tarihine saygısı vardır, ne de özenip yamanmak istediği yabancı top- lumlann değerlerine? Göğüs Göğüse Aspendos Savaşlan NeşeKAREL 1 2. Uluslararası Opera ve Bale Festivali tüm güzel rüyalar gibi çabuk bitti. On iki yıldan beri hiçbir temsili kaçırmamaya çalışınm. Birbirinden güzel opera, bale, konserleri izlemenin yanı sıra Türk ve yabancı izleyicilerin gönüllerine göre bir yere oturabilmek için verdikleri amansız uğraşlara da tanıklık ettim... Efendim, gidenler bilirler, sahnenin hemen karşısına gelen basamaklar, protokol için aynlır. İki bin yıllık taşlann üstüne minderler sıralanır. Gelen konuklann önemine göre bazen serilen halılann üzerlerine minderler atılır. Yaslanmalan için arkalanna gelecek bölümlere yastıklar yerleştirilir. Bu yerleri protokol dışından kimselere kaptırmamak için her basamağın başına özel eğitim almış, siyahlar giyinmiş özel bir koruma şırketinin elemanlan olan babayiğit delikanlılar dikilir. Kapılar açılıp da seyirciler tiyatroya girmeye başlayınca yerlisi yabancısı önce başında nöbetçiler dikili bu minderli yasüklı yerlere oturabümek için protokol basamaklarına doğru can havliyle hamle yaparlar. Görevliler, korumaları altındaki yerleri kaptırmamak için tüm kibar tavırlanyla bu yerlerin protokole ait olduğunu anlatmaya çahşırlar. Birkaç dilde laf anlatmaya çalışan bu delikanlılar ecel terleri dökerek göğüs göğüse adeta vuruşmak zorunda kaldıklan dünya insanlanndan çeşitli laflar işitseler de kibarlıklarını yitirmeden devam etmelerini söylerler. TürkJer, kocaman amfıtiyatronun boş yerlerini görmezden gelerek "Peki biz nereye oturacağtz" derken, yabancılar dünyarun hıçbır yerinde yüz elli kişilik protokol için yer aynldıgını görmedik- lerini söyleyerek homur homur üst taraflara doğru yollanna devam ederler. Yabancı hanım izleyicilenn bazılan M Arkası Sa. 8, Sü. Vde teknoloiinin türkçesiwww.vestel.com.tr UCRETSıZ DANISMA MERKEZı 0 800 219 01 12 (Q)ZORLU PENCERE Boşuna Yazılmış Bir Yazı... Geçmişteki koşullanmalarla düşünmek kişiyi çoğu zaman düş kırıklığına uğratır, çıkmaza sü- rükler, yanılgıya düşürür... Peki, bizim geçmişteki koşullanmamız nedir?.. Aslan Türk polıtikacısı, vaktiyle komünizme karşı savaşımda Amerıka ve Avrupa ile hemhal olduğundan, bu dünyanın devlet ya da hükümet adamlarıyla sanki hısım akrabadır... Televizyonlarda izliyoruz.. llgınç tablolar görüyoruz.. Bizim Recep Tayyip ıle Abdullah Gül bu adamlan yakaladıklar? yerde kucaklaşıp el sıkı- şıyorlar, kolu dırsekten tutup tokalaşmak, herifi omuzdan yakalayıp öpüşmek, sarılıp koklaş- makla yakınlık kurduk sanıyorlar... Eskiden Avrupalıda böyle sulu davranışlar yok- tu. Adamlan biz mi kendimize benzettik?.. • Ancak bütün öpüp koklaşmalardan sonra gö- rüldü ki, Avrupalılann niyetlen pek iyi değil... Eskiden Türkiye "komünizm tehlikesine karşı ıleri karakol" sayıldığından ışımiz kolaydı... Bugün ne dıyoruz: - Bizi içınıze alın!.. - Neden?.. - Çünkü AB bir Hınstiyan kulübü olmaktan kurtulur; çağdaş uygarlığa daha çok yakışır; üs- telik Türkiye Islam dünyasına açılan bir köprü iş- levı görür... AB bunu yer mı?.. Hesabını yapar.. Çıkanna uygunsa yer, işıne gelmiyorsa yemez. • AB ıçe dönük yüzünde uygar, ama dışa dönük yüzünde emperyalist bir kurumlaşma deneme- sidın eğer böyle olmasa, Türkıye'den Kıbns Rum devletını tanımasını ısteyeceğine, Ingiltere'ye Irak'tan derhal çekılmesı için zılgıtı çekerdi. Ancak bu türgerçeklenn vurgulanması ayndır, içınde yaşadığımız acımasız dünyada Türkiye'nin gerçekçi bir yol yordam bulmasını akıl ve man- tıkla hesaplamak ayndır... En başta Fransa olmak üzere kimi AB'Iİ ülke- nin 3 Ekim'de müzakereye başlamak için Türki- ye'den Kıbns Rum devletini tanımasını isteme- si karşısında bızimkıler eşekten düşmüş karpu- za döndüler... Neden?.. Çünkü düş görüyorlardı.. Anlaşıldı ki öpüşüp koklaşmak başka.. Alışveriş başka.. Iş başka!.. • Avrupalının kafası böyle çalışıyor, Türkiye'ye bu açıdan bakıyor, kendımizi onun yerine koyarsak adamın mantığını anlayabiliriz... Türkiye, Kıbns Rum devletini (bir ölçüde tanı- dı, ama) tam tanımazsa neolur?.. 3 Ekim'de müzakereler başlar mı?.. Başlaması doğaldın üstelık bu gibi sorulara kar- şı bakla falı açmanın hiçbir yararı yoktur... AB Türkiye ile müzakere sürecine başlarsa ne kaybedecek?.. Hiçbir şey.. Biz ne kazanacağız?.. Hiçbir şey.. Ama ucu açık, sonu belirsiz, yazgısı 25 üye- den birinin vetosuna bağlı bir müzakere süreci- ne gırmek için bile AB bizden anasının nikâhını ıstıyorsa, adamlann niyeti bellidir. Bütün Öğretmenlerin, Eğitimcilerin, 'Aydınlanmacıların' ve CUMOK'ların okuması gereken kitap: TEVFİK FİKRET ve HALÛK CERÇECİ • ORHAN KARAVELİ'den YENİ ve ÖNEMLİ BİR ARAŞTIRMA '... Ben Inküap Rûhunu Fikret'ten Aldım!..' ilhan S«lçuk'un önsöz'üyle: 'Fikri hür, irfanı hür, vkdanı hür bir şairtn ve oğlu Halûk'un yafam öykûsü... Mustafa Kemal'e ışık tutan 'Aydınlanma' savaşçısı... Mehmet Akifle kavgası... İlk kez yayınlanan fotoğraflaria 'Papaz' Halûk'un ağzından Amerika yılları ve bilinmeyen se^kin, saygın ve yurtsever kişiliği... FİKRET'in yeniden sadeleştirilmiş başlıca şiirieri. KOOPC KÜLTÜREL ETKİIMÜKLERİ - 4 KÜRESELLEŞME SÜRECİNDE TÜRKİYE'NİN BİÇİMLENDİRİLMESİ Sunuş: Dr. Erdal ATABEK Konuşmacı: Prof. Dr. Izzettin ÖNDER 7 Ağustos 2005, Pazar Saat: 14.00 Silivri-Çanta Cumhuriyet Mahallesi Kır Kahvesi N0T: Etkinlik günü saat 12.00'de Taksim AKM önünden araç kaldınlacaktır. lletişim Tel: 0 212 - 514 18 08109
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear