Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
2 Q AĞUSTOS 2005 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
17
Ombudsman
/Vnkara'dan okurumuz
Gültekin Artay, eskl
Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel'in
"Fecep Tayyip
Erdoğan Kürt sorununu
çtplak bırakmış,
giydirmesi gerekir"
sözleri üzerine bir
karşılık verilmesini
zorunlu bulmuş:
"Siz, 30yıl 'Benim
kasabım, benim terzim,
benim esnafım, benim
berberim, benim cahiller
ordusu olacağına işsizler
ordusu olan üniversite
mezunlanm' diye diye
oylarını aldığınız
insanları giydirdiniz mi?
Işfn başında iken
akıllannı kullanmayanlar,
emekli olduktan sonra
'ombudsman'
kesiliyorlar."
Kardeşlik
Emperyalizmin bildik
dizgesidir; böl, parçala,
yönet...
O dizgede pompalanan
Kürtçülük, Türkçülüğü
kabartır. Irkçılık ırkçılığı
kamçılar.
Cumhuriyetçiliğin
dizgesi ise; "eşitlik,
özgürlük ve kardeşlik"
ile örülür.
Türkiye Cumhuriyeti
topraklarında yaşayanlar
arasında aynm olamaz.
Yurttaşlar kardeştir. Biz,
kardeşiz...
ISIKKANSU
Evpim kuramıEğitimi ve bilimi ortaçağ kalıp-
lanna sokmak isteyen takım, bu
kez evrim kuramı ile ilgili yazılar
yayımladığı gerekçesiyle TÜBİ-
TAK'ın Bilim ve Teknik dergisini
hedef seçti.
Evrim kuramının öncülerinden
Charies Darvvin, "Insanın Türe-
yişi" adlı yapıtının giriş bölümün-
de söyle der:
"Insanın kökeninin daima karan-
lıkta kalacağı, çok zaman, büyûk
birinatla, zannediliyordu. Inat, bil-
giye nispetle, bilgisizlik ortamın-
da daha kolay kökleşir. Şu veya bu
problemin bilim tarafından asla
çözülemeyeceğinisananlar, çok bi-
lenler, pozitif fikirli olanlar değil,
her zaman bilgisizler olmuştur."
Mümtaz Soysal. geçen gün-
lerde biryazısını "En tehlikelikim-
ya, cahillikle hainliği birleştiren
kimyadır" diye bitirmişti. Türkiye
tam anlamıyla böyle bir kimyasal
deney tüpünün içineatıldı, kayna-
tılıyor...
Eğitimde, sağlıkta, yaşamın
hemen her alanında insan
giderek yalnızlaştırılıyor.
Doç. Dr. Kayıhan Pala, Türk
Tabipleri Biriiği'nin yayın
organı "Tıp Dünyası''na
açıklamış:
AKP'nin dayattığı genel
sağlık sigortası kapsamında
olmalan, yurttaşlann sağlık
hizmeti almalanna
yetmeyecekmiş. Tam
tersine, uygulama ile
Türkiye, "ailenin, bireylerinin
yaşadığı sağlık sorunu
nedeniyle yoksullaşması"
olarak tanımlanan "tıbbi
yoksulluk" kavramıyla
tanışacakmış...
Türk Tabipleri Birliği Başkanı
Dr. Füsun Sayek de
dergideki yazısına,
Yaşamak ve çalışmak
karikatürist Piyale
Madra'dan bir alıntıyla
girmiş:
"Hayat, biz başka
programlar yaparken
başımıza gelendir."
Sayek, "Başıma gelenle
başka programlarımın
yerlerini bir süre için
değiştirmek, yani kişisel
gündeme dönmek zorunda
kaldım" diyerek sürdürüyor
yazısını. "Sevgi, bilimsellik
ve dostlukla kucaklandığım
ortamımda; şehir
efsanelerinin aksine
tedavimi oluyorum" derken
"kişisel gündem'de bile
hekim duyaıiılığını
sürdürdüğünün ipucunu
veriyor bize:
"Uzun ve zaman zaman
yorucu bu süreçte;
hastalanmızın bizden,
kendini sürekli geliştirme
(bilimsellik, sürekli eğitim
vb.), moral (olumluluklan
öne çıkaran biryaklaşım)
beklediklerini bir kez daha
hissediyorum ve öyle bir
ortam bulabildiğim için
'şanslı hasta' sınıfına
giriyorum."
Sayek, "Işimiz çok" diye de
yazmış, "Şimdi daha
yakından da izlediğim ilaca
ulaşmaktan, tedaviyi
sürdürebilmeye dekpek çok
sorun var ve bu sorunlann
biz hekimler aracılığıyla
çözülebilme olasılığı..."
Tıp Dünyası dergisinde
yazılanlan okurken,
bir güzel hekimin,
Anton Çehov'un "Üç
Kızkardeş" oyununda Mâşa
ile irina'nın konuşmalan
düştü aklımıza:
Mâşa - Hayatımıza yeniden
başlamak için yalnız
kalıyoruz. Yaşamak lâzjm...
Yaşamak.
Irina - Bir gün gelecek...
Herkes, bütün bunların, bu
ıstıraplann sebeplerini
ögrenmiş olacak. Gizli
kapaklı hiçbir şey
kalmayacak. Şimdilik
yaşamak lâzım... Çalışmak
lâzım... Yalnız çalışmak...
ÇALIŞANLARIN
SORULARI/SORUNLARI
YILMAZ ŞİPAL
SSK'nin 40 Yılı (2): (Mart
1969 - Mart 1981 Dönemi)
506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasası, 1 Mart 1965'ten 1 Mart
1969'a kadar geçen 5 yıl içinde 3 kez (672, 899 ve 1186 sa-
yılı yasalarla) değiştirilmiştir. 899 sayılı yasa ile,
1) Maden işyerlerinin yeraltı işlerinde çalışanlardan, 50
yaşını dolduran ve yeraltında geçen çalışma süresi 2.500 gü-
nü dolduranlara yaşlılık aylığı bağlanması sağlanmıştır.
2) Evlenen kadın sigortahlara, kendileriyle işverenlerinin
ödediği malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalan primlerinin ya-
rısının, istekleri durumunda "toptan ödeme şekünde" geri
verilmesi hükmü getirilmiştir.
1186 sayılı yasa 3 Aralık 1969 günlü Resmi Gazete'de ya-
yımlanmış, ancak 23. maddesiyle "1 Mart 1969 tarihinden
itibaren yürürlüğe" girmiştir.
1186 sayılı yasa ile, ilk kez 506 sayılı Sosyal Sigortalar Ya-
sası'nın bütününü etkileyecek değişiklikler yapılmıştır.
1965'ten günümüze kadar geçen 40 yıl içinde, Sosyal Sigor-
talar Yasası çok sık değiştirilmiştir. Görüşümüze göre bu de-
ğişikliklerden dördü, 506 sayılı yasanın bütününü etkileye-
cek düzeydedir. Bu yasalar, 1186, 2422, 3395 ve 4447 sayı-
\ı yasalardır.
Bize göre, 1 Mart 1969'da yürürlüge giren 1186 sayılı ya-
sa bir dönem başlangıcıdır. Bu yasa ile, Iş Kazalanyla Mes-
lek Hastalıklannı düzenleyen hükümler büyük ölçüde değiş-
tirilmiş, bu sigorta kolundan sigortalı, eş ve çocuklar ile ana
ve babaya gelir bağlanması için yeni kurallar getirilmiştir.
Malullük sigortası ile ilgili olarak malullük aylığından ya-
rarlanma koşullan ile malullük aylığının hesaplanması ku-
rallan da yeniden düzenlenmiştir.
Genele dönük en önemli değişiklik ise Sosyal Sigortalar
Yasası'nın "Yaşhhk Aylığından Yararlanma ŞartfarTnı be-
lirleyen 60. maddesinde yapılan düzenlemedir. Bu düzenle-
me ile,
-A) Yaşhhk ayığından yararianabilmek için, sigortahnın:
a) Kadın ise 55, erkek ise 60 yaşını doldurmuş olması,
b) En az 25 yıldan beri sigortalı bulunması,
c) En az beş bin gün malullük, yaşhhk ve ölüın sigortalan
primi ödemiş ohnası" koşullan değiştirilmiştir. Bunun yeri-
ne.
1 Mart 1969'dan geçerli olmak üzere:
-Yaşhhk ayhğmdan yararianabilmek için sigortahnın:
i) Kadın ise 50, erkek ise 55 yaşını doldurmuş olması ve en
az 5 bin gün malullük. yaşhhk ve ölüm sigortalan primi öde-
miş bulunması veya,
b) Kadın ise 50, erkek ise 55 yaşını doldurmamış ohnakla
beraber en az 25 yıldan beri sigortah bulunması ve bu süre zar-
finda en az 5 bin gün malullük, yaşhhk ve ölüm sigortalan pri-
miödemiş olması ve yaalı takpte bulunması şarü" getirilmiş-
tır.
Bununla, 25 yıllık sigortahlık süresi içinde 5.000 günprim
ödeyenJere uygulanan yaş sınırı (kadın 55, erkek 60) kaldı-
nlmıştır.
Bunun yanı sıra, sigortalılardan, "Kadın ise 50, erkek ise 55
rapnı dolduran, sigortahhk süresi en az 15 yıl olan ve her yıl
için ortalama en az 120 gün malullük, yaşhhk ve ölüm sigor-
tabn primi ödemiş bulunan sigortahya da yaşhhk ayhgT bağ-
lınması öngörülmüştür.
Böylece, 15 yıllık sigortahlık süresi içinde 1.800 gün (5 tam
yılı prim ödeyen kadın sigortalı 50, erkek sigortalı ise 55 ya-
şuu doldurunca yaşlılık aylığı almaya hak kazanmıştır.
1186 sayılı yasa ile getirilen yeniliklerden biri de 506 sa-
yılı yasanın 'Yaşhhk Ayhğınm Hesaplanması' ile ilgili 61.
maddesidir. Bu maddede yapılan değişiklüde: "Yaşhhk ayh-
ğıbağlanmasına hak kazanan sigortahya, işten aynldığı tarih-
teı önce malullük, yaşhhk ve ölüm sigortalan primi ödenmiş
soa on takvim yılının prim hesabma esas tutuian kazanç ru-
tarian toplamı en yüksek olan yedi takvim yüma göre bulu-
aacak ortalama yıDık kazancının yüzde 50'si oramnda ydhk
lajhlık geHri bağlanır" koşulu, yerüıi "yaşhhk ayhğı bağlan-
nusına hak kazanan sigortahya işten aynldığı tarihten önce
EuhıOük,yaşhhkve ölüm sigortalan pirimi ödenmiş, son 5 tak-
\ta yıhmn prim hesabına esas tutuian kazanç tutarlan topla-
toj en yüksek olan 3 takvim yıhna göre bulunacak ortalama
vıfek kazancının yüzde 70'i oramnda ydhk yaşhhk geüri bağ-
bnr" koşuluna bırakmıştır.
3u aylık hesaplama yöntemi büyük haksızlıklara yol aç-
mj$ ve emekli ayhklan arasındaki farkı da arttırmıştır.
Hatıplatma
Mülkiyeliler Birliği,
geçen temmuzayında
açıklama yapmıştı:
"Iktidar partisi, son
olarak partamento
içindeki sayısal
üstünlüğe dayanarak,
muhalefetin söz hakkını
kesmek için içtüzükte
temel kanunlaria ilgili
düzenleme yapmış ve
kendi oylanyla temel
kanun olarak
belirleyeceği konulan
muhalefete söz hakkı
tanımadan
yasalaştırmayı
sağlamıştır. Böylece
muhalefeti susturmanın
yolu açılmıştır. Bu
antidemokratik
yöntemle, eşine
dünyada
rastlanmayacak bir hızla
iki günde 24 yasa kabul
edilmiştir. Almanya'da
1933'te faşizmin yolunu
benzeri biçimde, bir
içtüzük değişikliğinin
açtığını kamuoyuna
hatıhatmayı bir görev
biliyoruz."
TBMM Genel
Sekreteriiği, bu
açıklama üzerine
TBMM'de çalışan
Mülkiyeliler Birliği
Başkanı Ali Çolak
hakkında soruşturma
açtı...
Sahi, Mülkiyeliler Birliği,
söz konusu
açıklamasıyla hangi
dönemi ve rejimi
hatırlatmayı bir görev
bilmişti?
HARBİ SEMtHPOROY semihporoyc yahoo.com
- ı
4itrUYoi
r
1
1
~ı
HAYAT EPtK TtYATROSU MVSTAFA BILGIN hayatepikfa mynet.com
"ETIKTEN
. DÖNME"
BİR MEDYA'NIN.
•ERKEKTEN
DÖNME*
BtR SARİCCI
İLE..
ORTAK
SAHNE
5OVUNU
tZLEDINtZ! T.V.'NIZI
SASTENtZt
COPE
ATMAYI
UNUTMAYINIZ!
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 29Ağusto$ tcwic.mutntaz-arikan.com
JAPONIAR ŞANGHAY'I BOMBALirOR!
133?'PE St/Sif/V, J4POM UÇA/eisief, ÇfAJ'iA/
Ğ BÜYÜK
rurMUfTlf. İKİ DÜNYA
AGASfUDAICt YIU.A/ZDA, JAPONYA, H£-D£FL£Pİ-
Ğt ASYA £GEMEMÜĞt İÇİN AOtM ACHM it£g-
L£MEKT£YPi. i33O'ui Y/LLA£tN BAŞLA&tfJPA
MAMÇUZV4 'H/M İŞGAÇİ V4MAMLANMIŞ, ŞİMPİ
StGA ÇİN'E GELMİÇTİ. KA&A OfSOUSUNUN YO-
LUNU TEMİZLEMEK fÇ.iN, UÇAKLAR BOMBAZ-
DIMANA KOYULMUÇTU. ÖZELLİKLE ÇANGHAY BU
eYLEMDEN 8ÜYÜK ÇAPTA ETKİLENMİfT/. EN AZ İKİ
BİN KİŞİNİH ÖLPÜSÜ BU F£LÂKETTB/ÇOK SAYIOA
PA YABALANAN OLMUŞTU. PAUA SOMRALARf AN-
KARA'DA 6Öeei/ YAPAN (NGİLTSGE ELÇ.İSİ HUGE
KMATCHBULL -tiuGESSEN DE R
TC
AFŞfcV SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
Dosya No; 2004/395
Hâkiın: Gültekin Demir 41841
Kâtip: Ashhan Köş 457
Davacılar: Mekser Doğuç, Mehmet Doğuç, Feriha Doğuç, Metin Doğuç, Mete Doğuç, Emine Güneş, Sultan Sönmezcan, Zeynep
Şeker, Münev\'er Yeşil, Veli Doğuç, Ahmet Doğuç, Semahat Doğuç, Gülcan Karakuş, Nezihe Yıldız Tamer
Vekilleri: Av. Inan Kesen, Elbistan
Davalılar: Mehmet Doğuç mirasçılan, Abdülkadir Doğuç mirasçüan, Remziye Doğuç mirasçılan, Ali Rıza Doğuç mirasçılan
Dava: Ortaklığın giderilmesi
Davatarihi: 21.10.2004
Davacılar vekili tarafından davablar aleyhine açılnuş olan ortaklığın giderilmesi davasınrn mahkememizce yapılan açık yaıgılaması
sırasında verilen ara karar gereğince, Necibe Sakarya (Doğuç), Naime Ünal (Doğuç), Saıme Erdem Ünal (Doğuç), Türkan Doğuç,
Mehmet Doğuç mirasçüan Kamuran, Nadire, Gûler, Gülseren Yıldız (Doğuç), Nevin Eldeliklioğlu, Hatice Doğuç, Hacı oğlu Meyse
Köksal, Ahmet Kemal Köksal Abdülkadir oğlu, Izzettin Köksal Abdülkadir oğlu, Hacı Abdulhamit Köksal Abdulkadir oğlu, Hacı Ha-
san Köksal Abdulkadir oğlu, Mehmet Esat Köksal Abdulkadir oğlu, Şerife Köksal Abdulkadir kıa, Fatma Köksal Abdulkadir kızı,
Nuriye Köksal Abdulkadir kızı, Dunnuş. Aydoğan Şaban oğlu, Baren Doğuç, Ziya Doguç, Remziye Doğuç, Müedded Nakipoğlu, Peri-
han San, Handan Dönmez, Nüvit Yaman Nakipoğlu, Remziye Öztimur, Müfît Nuri Nakipoğlu, Necat Nakipoğlu Mehmet Ali oğlu,
Atıf Nakipoğlu, Mehmet Nakipoğlu, Rıfat Nakipoğlu, Ziya Levent Doğuç, Durmus Doğuç, Faruk Doğuç, Sermin îlhan (Doğuç), Na-
dire 1943 d.lu Kamuran Doğuç mirasçüan 1936 d.lu Gülseren, 1928 d.lu Güler, 1945 d.lu Hatice, 1953 d.lu Nevin, 1956 d.lu Gülcan
Doğuç adlanna yapılan adres araştırmasında adreslerinin tespit edilemediğinden ilanen tebligat yapılmasuıa karar verilmiştir.
Yukanda isürîleri yaa bulunan davacılann mahkememize ait 2004/395 esas sayılı dava dosyasırun duruşmasının 23.09.2005 günü
saat 9.30'dan itibaren mahkememizde hazır bulunmalan ve delillerini ibraz etmeleri veya kendilerini bir vekille temsil ettirmeleri, aksi
takdirde yargılamalannın yokluklannda devam edeceği ve karar verileceği davetiye ve dava dilekçesi yerine kaim olmak üzere ilanen
tebliğ olıînur. 21.06.2005 Basın: 30845
YUMUKTALIK ASLİYE HUKUK MAHKEMESt'NDEN
Sayı: 2005/108
Yumurtalık ilçesi Gölovası köyü'nde kain 574 ve 575 parselde maliye hazınesi hissesi olan 4650 sayılı kanunla değiş 2942 sayılı
Kamulaştırma Kanunu'nun 8. ve 30. maddesine göre bedel tespiti ve tescil davası açılmıştır.
Maliki olan maliye hazinesi adına kayıtlı olan taşınmazm yukanda bahsedildiği şekilde kamulaştırması nedeni ile ilan tarihinden iti-
baren 30 gün içinde kamulaştırma işlemini idare yargıda iptala veya adli yargıda maddi hatalara karşı düzeltim davası açabilecekleri
açılacak davalarda husumetin Botaş boru hatlan ile Petrol AŞ adına yöneltilmesi gerektiği ilan tarihinden itibaren 30 gün içinde kamu-
laştırma işlemine karşı idare yargıda iptal davası açanlann dava açtjdannı ve yürütmenin durdurulması kararı aldıklannı belgelendir-
medikleri takdirde kamulaştırma işleminin kesinleşeceği ve mahkemece tespit edilen kamulaştırma bedeli üzerinden taşınmazın kamu-
laştınlan kısmının kamulaştırma yapan idare adına tescil edileceği, mahkemece tespit edilen kamulaştırma bedelinin hak sahibi aduıa
TC Ziraat Bankası Yumurtalık Şube Müdürlüğü'ne yatuılacak, konuya ve taşınmaz mahn değerine ilişkin tüm savunma ve delillerinizi
ilan tarihinden itibaren 10 gün içinde mahkemeye yazılı olarak bildirmeniz gerekmektedir.
Duruşmanın bu-akıldığı 27.10.2005 günü saat 09.10'a mahkememizce bizzat hazır bulunmanız ve bir vekil ile kendinizi temsil ettir-
meniz aksi takdirde yokluğunuzda duruşma yapılıp karar verileceği hususu 2942 sayılı yasanın 4650 sayılı yasa ile 8. ve 30. maddesi
gereğince ilan olunur. 19.07.2005 Basın: 40306
SAGNAK
NİLGÜN CERRAHOĞLU
Çizme'de 'Aryan |pk'
Tartışması
ROMA - Afef Jntfen Italya'da bir "çokkültûhülük"
ikonası, Avrupa'nın da iktidar sahibi ender Müslü-
man kadınlanndan biri. Arap güzeli eski mankenin gü-
cü, kocası, Marco Tronchetti Provera'dan kaynak-
lanıyor. "Pirelli ve Telecom"ur\ patronu Tronchetti
Provera ile evli olan Afef Jnifen, ağzını açtı mı herkes
kulak kesiliyor.
Bu defa da öyle oldu. "La Stampa" gazetesine ver-
diği bir röportajda Afef ne Oriana Fallaci'nin "mane-
w teröryardakçılığınr bıraktı, ne Italyan Senatosu Baş-
kanı Marcello Pera'nın "ırkçılığım"...
Tronchetti Provera'nın kansı özetle hem Italyan Se-
natosu Başkanı Marcello Pera'ya, hem ülkenin en
çok satan yazanna "bayrak açtı."
Güzel mankenin öfkesi
"Manevi terorizm, eli silahlı terorizmden farklı de-
ğildir!" dedi özetle Afef: "(Islama nefret kusan) Falla-
ci'nin söylemlehde bu etkiyiyaratıyor. Kendilerini aşa-
ğılanmış ve reddedilmiş hisseden fanatikleri büsbü-
tün reaksiyoner olmaya ve teröre itiyor..."
Devlet protokolünde "ikinci" adam konumunda
bulunan Marcello Pera'yı da "aryan ırk arayışı için-
de" olmakla suçlayan Afef, senato başkanının "sa-
vaş çığırtkanlığı yaptığını, gerilimi arttırdığını ve (Is-
lamcı) teröristlerin oyununa geldiğini" söylüyor.
Afef'i bu kadar öfkelendiren neden, Pera'nın geçen
hafta yaptığı bir konuşma. İslam karşıtı ın\çılıöın"
simgesi Fallaci hayranlığını herfırsatta ifade eden ıtal-
yan Senatosu Başkanı Pera, geçen hafta gençlere yap-
tığı bir konuşmada "çokkültüriülüğe (-yani 'İslam 7a
entegrasyona-) set çekme zaman geldi!" dedi. Hızı-
nı alamayan senato başkanı konuşmasını özetle şöy-
le sürdürdü:
Bir üstün 'değerier partisi' aranıyor
"Kapılannı kontrolsüz göçe açan Avrvpa, 'melez-
leşiyor'. Kimliğimizin (yani Hıristiyan kökenlerin) yiti-
rilmesine gözyumamayız.. Gerekirse güç kullanma-
lıyız. Demokrasiler tüm kültürleri (İslam kültürünü)
aynı terazide tartmakhatasına düşmemeli. LJberal de-
mokrasiler, 'temel değerteri' (Batı'nın Hıristiyan de-
ğerierini) savsaklayan bir oylama mekanizmasından
ibaret kalırsa içleri boşalır. Hedef sırf bir 'konsensüs
demokrasisi' değil 'anlamlar manzumesi' olmalı. Ye-
ni, 'birieştirici' birparti, bu talebe kulak vermeli ve bu-
nu siyasi program ve birharekete dönüştürmeli!"
Pera'nın -bizim Fethullah Gülen cematinin Kato-
lik karşıtı olan- "Comunione e liberazione" toplantı-
sında yaptığı bu konuşma Italya'yı sarstı. "Dini de-
ğerieripekiştinnek" amacıyla kurulan ve Fethullah Gü-
lenciler gibi "eğitime" odaklaşan "Comunione e li-
berazione"r\\n hedef kitlesi her şeyden önce gençler.
Pera'nın katıldığı toplantı da gençlere yönelikti. Genç-
lerin zihninde "ıri<çılıkyangınım" fıtillemekle eleştiri-
len Pera'nın "kunjmsalkimliği", baştan sona kaygı ve-
rici konuşmayı; ülkenin bir numaralı polemiğine dö-
nüştürdü.
Ve üstün 'değerier çağına' geçiş
Yalnız Afef değil, eleştiri korosuna birer birer aydın-
lar da katıldı. Demokrat yazarlann özellikle üzerinde
durduklan nokta; Marcello Pera'nın bir kâbus olarak
sunduğu "Avrupa kültürünün melezleşmesi mesele-
si" oldu. Sergio Romano ve Barfoara Spinelli gibi
ülkenin prestijli kalernleri; 20. yüzyıl başında benzer
kavramlara "faşistlerin" başvurduğunu hatıriattılar ve
"ın\çı teorilere" gönderme yapan senato başkanını kı-
nadılar.
En çarpıcı yazıyı "Repubblica" gazetesinde (27
Ağustos) etkili hukukçu Prof. Stefano Rodota yaz-
dı. "Hukuk devleti"r\in dayanağını teşkil eden temel
kavramlann yalnız Italya'da değil "Batı" genelinde bir
aşınma süreci içinde olduğunu belirten Rodota, "kural-
lan yeniden yazma" hevesine kapılan Batılı liderler-
de "kazanılmış haklann" gitgide alerji yarattığına dik-
kat çekiyor.
Blair'in "İnsan Haklan Sözleşmesini askıya alma"
emellerine gönderme yapan Rodota," 'anayasal hak-
lar çağından', yepyeni bir (üstün/manevi) 'değerier
çağı'na geçiş aşamasında olabileceğimizi" söylüyor.
"Hukukun karşısında alternatif olarak (manevi ya
da üstün) 'değerleri' çıkarttığınızda" diyor Rodota,
"hukuk devleti kurallannın yerie bir olması işten değil-
diri"
Afef'in yalınlığı içinde olmasa da Rodota da öz
itibanyla aynı uyartyı yapıyor "Dikkat... Yeni faşizm-
lerin alarm çanlan bunlar!"
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
SOLMNSAĞA:
1/Yassıbirta-
şı ayakla kay-
dırarak oyna- 2
nanbirçocuk 3
oyunu. 27 Es-
ki Türk güreş-
lerindenbiri...
Bir kumar 6
aracı. 3/Atle-
tin yanş sıra-
sında attığı
adımlardan
her biri... Reçine
Haber toplama ve 1
yayma işiyle uğraşan 2
kuruluş... Göklerin 3
en yüksek katı. 5/ II. 4
Dünya Savaşı'nın 5
sonlannda Japonlar 6
tarafindan kullanılan
intiharuçaklannave- 8
rilen ad. 6/ Bilgiçlik 9
taslayan kimse. 7/Üzerine yazı yazılan tabaklan-
mış ceylan derisi... Duyguyüklü. 8/Sahip... "Ey-
van gerek oturmaya yaz ile/'Bir de sâki mey dol-
dura — ile" (Köroğlu)... Boru sesi. 9/Mercanköşk
bitkisine verilen bir başka ad... Erzincan'ın Ke-
maliye ilçesinin eski adı.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/Bir tür bilye oyunu. 2/Nijerya'nın başkenti...
Hatay ilinde bir ırmak. 3/Çam ağacınm çiğnenip
emilen iç kabuğu. 4/Kedi ya da köpek yavrusu...
Bir soru sözü. 5/Şarkı, türkü... Ölçü aygıtlannda
gösterge çizelgesi. 6/îskambilde bir kâgıt... Al-
çak enlemlerde esen düzenli rüzgâr. 7/lspanya'da,
Endülüs Araplanndan kalma saraylara verilen ad.
8/ Gübre, tezek... Uluslararası Tiyatro Emstitü-
sü'nün simgesi. 9/Birine dokunsun diye söylenen
söz... "tnsan bir — misali/Seni eken biçer bir
gün" (Karacaoğlan).