23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 14 AĞUSTOS 2005 PAZAR 12 PAZAR KONUGU leyla.tavsanoglu(n cumhuriyet.com.tr SPK nin eleştirdiği konular TMSF'nin yıllardır bize sormadan yaptıkları ve TMSF'nin bu yaptıklarını uygularken bize sorma, hatta bilgilendirme nezaketini göstermemesiyle ilgili y / Etibank 'ta kamuya borcum yok. Borcun çok dahafazlası ödendi. Yani onlara göre daha ödenmedi; garantiye alındu Satışlardan elde edilen paralar muhtemelen TMSF'nin cari harcamalarının bir kısmım karşılamaya gidiyordur. Çünkü tamamını karşılaması çok zor. 9} (Löyle bir kin duygum yok. Kimseye de çokfazla kızmıyorum. Şimdi, infial, dedim. Belki biraz ağır oldu. Tetikçigflzefedlercferı sorumhpm'Sabah, atv veEtibankhn eskipatronu Dinç Bilgin, bankacıhk sektörünegirmesinin büyük hata olduğunu söyledi SÖYLEŞİ LEYLA TAVŞANOĞLU Sabah, atv ve Etıbank'ın eskı patronu Dinç Bilgin"in işi zor. Kıra evinde onunla konuşuyoruz. Sıkıntıh... Konuşurken ara- dabırgülüyor.amabakışlankaygılı... Bir zamanlar Türkıye'nin iki medya patro- nundan bınsıyken bugün önünü göremi- yor. 14 yülık hapis cezasını bozduımak için gerekirse e\Tensel hukuka başvuracağını söylüyor. Etibank macerası yüzünden ma- lından mülkünden olan Bilgin, bütün var- lıklanna el koyan TMSF'ye sınırsız yet- ki tanıyan 5020 sayılı kanuna göre kuru- lan özel mahkemenin uygulamalanru da eleştiriyor. Mahkeme Başkanı yargıç Mus- tafa Aydın'ın "Aran Makas RTÜK" kıta- bında kendısınden ağır ifadelerle söz et- tiğıne dikkat çekiyor, "Böyle hukuk an- layışı obnaz. O nedenle reddi hâkim tale- binde bulunduk" dıyor. Etibank'ı satın aldığında zaten batık banka olduğunu baş- ta o dönemın Devlet Bakanı Güneş Ta- ner'in çok iyı bildiğını, buna rağmen ban- kanın kendısıne satıldığını belgesiyle an- laüyor. Vatan gazetesınde Sabah ve atv'nin, ışadanıı TurgayCiner'e satışıyla ilgili ya- pılan yayın konusunda, "Ölçüsüz büyük iyttik, ölçüsüz büyük kötülüğü cezbeder" dıyor. TMSF'nin Suudi Arabistan köken- lı Al Baraka finans kurumu güdümlü ol- duğu yolunda bilgiler bulunmasını nasıl karşıladığını sorduğumda ise kanımı don- duran şu yanıtı veriyor: "Buna cevap ver- diğijT) takdirde başıma gehneyen kalma- yabiür." Dinç Bılgın'le konuşmamın tam metını - Sermaye Piyasası Kurulu 'nun (SPK) sizinle ilgili suç duyurusunda bulunma- sını nasıl karşıladınız? BİLGİN - SPK'nın eleştirdiği konular TMSF 'nın yıllardır bize sormadan yaptık- lan ve TMSF 'nin bu yaptıklarını uygular- ken bize sorma, hatta bilgilendirme neza- ketini göstermemesiyle ilgili. Bu durum- da biz ne şekilde SPK'ye bilgi vermemiz gerektıği konusunda hiçbir fikır sahibi değilız. A-tell konusunda durum daha da vahım. Öncelilde 2004'te TMSF'ye dev- redilen şirketin yüzde 25'inin değil, yüz- de 50'sınin devir işlemi yapıldı. Devir sı- rasında da TMSF'yle anlaşma yapılarak 2003 yıhnda 270 milyon dolara devredil- di. BugünküTMSF'cilerbunubeğenme- yıp bize sormadan bu anlaşmayı değıştir- diler. Vatan'da bu da yazıldı. Irademiz dı- şında oluşan bu uygulama için bir başka devlet kurumu tarafından savcılığa veril- dik. Üstelik SPK suçlamasında sorulan bu A-tell'ın hangi borçlan kapatacağı so- rusu ise bızım yıllardır TMSF'ye sorup ce- vap alamadığımız bir konu. Şöyle ki, bu- güne kadar yapılan tüm bu ödeme veya de- virler sonrası TMSF'ye borç kalmadığı ıçın A-tell devn sonrası holdingin TMSF dı- şındakı tüm borçlannı kapatacağı da açık. Ancak bunun olması ıçın TMSF'nin bize bılgi vermesı lazım. Ama bundan kaçıru- yor. - Siz Etibank davasından 14yıl hapis, 440 milyon dolar dapara cezasına mah- kûm edildiniz, 8. Ağır Ceza Mahkeme- si'nin bu kararını nasıl karşıladınız? BİLGİN - Tabıı kı şaşkınlıkla karşıla- dım. Etibank'ta kamuya borcum yok. Bor- cun çok daha fazlası ödendi. Yani onlara göre daha ödenmedi; garantiye alındı. Ama bana göre ödendi. Sonuçta ben ar- tık Sabah ve atv'nin sahıbı değilim. On- lan sattım. Bana para ödendi. Öbür var- lık devirleriyle çok daha büyük rakamlar ödendı. 900 milyon dolara yakın çeşıtli yön- lerde tahsılat yaptılar. Bankaya el İcoy- duklannda değeri için o tarihte söyledik- leri rakam 438 milyon dolardı. Benim du- rumumdakı bir başka özellik de bankaya el konduğundan ben başkalannın yaptığı gıbi hemen para bulup ödemedim ya da bende var olan paralan onlara ödemedim. Zaten bankanın elindekı, teminat olarak tutulan şeylere el konulmasından sonra, ön- ce kamuya geçen Etibank önce BDDK'ye, sonra da TMSF'ye devredilmişti. BDDK ve TMSF o değerleri nakde çevirerek sö- zünü ettikleri tahsilatlan yaptılar. Yani ben aldığım bir şeyı ıade etmedim. Zaten bankada mevcuttu. - Bakıyorum da sizinki ve benzeri da- valannyargıcı hep aynıyargıç. Yanisiz- dendesözettiği 'Altın Makas RTÜK'ki- tabının yazarı Mustafa Aydın. O kitap- ta size ağır eleştiıileryöneltmişti Size kar- şı önyargtlı olduğu gerekçesiyie reddi hâkim talebinde de bulunmuştunuz, ama bu talep reddedilmişti. Sizce bağımsız yargı böyle davranabilir mi? Ya da böy- le bir hukuk anlayışı olabilir mi? BİLGİN-Bu özel bir mahkeme. Butür bir hukuk anlayışının tabıı ki olmaması la- zım. Reddi hâkim talebimızin esası da o, zaten Ama gördüğünüz gibi bizim ülke- de her şey oluyor. Ben önce DGM'de yar- gılandım. O tarihte çete kurma gibı bir suç yüklemişlerdi. Sonradan çete suçu olma- dığı ortaya çıktı ve mahkeme beni beraat ettirdi. Daha sonra bu tür suçlar kanun değışikliğiyle DGM kapsamından çıkanl- dı. Ben daha tutukluyken 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanmama geçıldı. Dava neredeyse karar aşamasındaydı ve beraatla sonuçlanmak üzereydı. Bilirkışi raporlan, her şey lehimizeydı. Ama o ara- da Uzanlarolayı patlak verdi. Bunun ar- kasından hemen 5020 sayılı yenı bir ka- nun çıkardılar. Amacı da Üzanlar'dan tah- sılat yapabılmektı. Benı şimdı yargılayan 8. Ağır Ceza Mahkemesı, 5020 sayılı ka- nuna göre kurulan olağanüstü bir mahke- me Yani bu mahkeme suç tanhinden son- ra kuruldu. Bu, hukukun doğasına aykın. Bu, Avrupa Insan Haklan Sözleşmesi'nin 6. maddesınde tanımlanan adıl yargılan- ma kuralında yennı bulan tabii hâkim ıl- kesine aykın. Hiç kimse eyleminden son- ra kurulmuş bir mahkemede yargılana- maz. Ama Türkıye'de bunlar oluyor. - Bir anlamda hukuku geriye döniik mü uyguluyorlar? BİLGİN -Tabiı kı olumsuz oldu. Mes- leğınden uzaklaşan, ama kıdemli arka- daşlanna göre çok daha fazla para kaza- nan yenı gazeteci tipleri çıktı. Bu canava- n yoğuran ve ortaya çıkaranlardan bırisı olarak benim de bu işte sorumluluğum var. - İyi de, niyeyaptınız bunu? BfLGİN-Bu, bilinçle filan yapılmış bır şey değıl. Basın o tarihte öyle biryola gir- di. Belki hatırlarsınız.. Sabah o tarihlerde gazete sahiplerinin basın dışında ışi olma- ması gerektiğının kavgasını verdi. Sabah'a karşı olan gazeteler de bunun çok aksını savundular. Hatta iş âlemi de onlann ya- nmda yer aldı. Örneğm, rahmetlı Vehbi Koç'un bana mektubu var. Yurtdışında işadamlannın da basın sektörüne gırdığı- ni örneklenyle yazıyordu. Bütün basın kuruluşlannın aynı zamanda bankalan ol- du. Bankası ohnayan basın kuruluşlan da bankası olanlann eline geçtı. Ama o dö- nemde Sabah'ın bankası yoktu. Henüz bankacılık krizı yoktu, ama bır ekonomik knzin patlayacağırun işaretleri vardı. Bu seziliyordu. Evet, çok büyük hata yaptım. Bankacılık ışıne girdim. Böylece de ban- kası olmayan hiçbir basın grubu kalma- dı. - En son Aydın Doğan da bankastnı Fortis grubuna sattı... BİLGİN-Evet. Bankacılık krizi patlak verdiği zaman, bu, el konan bankalann pat- ronlannın krizi değildı. Yani bunlar kn- minal insanlar olduklan için bankalar kri- tığı anda Sabah 'taki çok kadim dostla- rınız toplu halde gazeteyi bırakıp gitti- ler, Vatan gazetesini kurdular. Siz bunu nasıl karşıladınız? BİLGİN - Ben o zaman bunu çok bü- yük bır tepkıyle karşıladım. İlk kez Cum- huriyet'e ve size verdiğım mülakatta da onlara karşı nasıl tepki duydugumu anlat- mıştım. Ama kendimi frenlemeye çalış- tım. Şimdi görü)orum ki onlar stratejik bir sürecin parçası olmuşlar. Benimle de- vam etmek ve bir başka tarafa gitmek ara- sında kararsızlık geçırmişler. Kendi hesap- lanna göre de doğru olanı yapmışlar. - Peki, \ atan 'da son yayımlanan Sa- bah ve atv 'nin satışıyla ilgili yazıyı na- sıl buldunuz? BİLGİN - Bu konuda sadece Bocca- cio'dan (Floransalı ortaçağ dönemi yaza- n. Ünlü kıtabı Decameron) bir cümleyle cevap \ ermek ıstıyorum: La grande bene- \ olance attıre la grande malevolance, ya- ni bü>ük \e ölçüsüz ıyılık, büyük ve öl- çüsüz kötülüğü cezbeder - Yöneticileri \ atan 'ın bağımsız bir gazete olduğunu söyliiyor. Vatan bağım- sız mı? BİLGİN - O konuda konuşmak ıstemı- yorum. ama elbette değıl. Öyle bır şey ol- ması mümkün değil. Sabah ne kadar ba- ğımsızsa, Hürnyet ne kadar bağımsızsa, Millıyet ne kadar bağımsızsa Vatan da o kadar bağımsız. - Yeniden TMSF konusuna dönmekis- tiyorum. TMSF bütün batık bankalar rettim. Alacağım olan şirketin yönetim kurulu başkanı Cem L'zan. yönetim kuru- lu başkan yardımcısı da Hakan Uzan'dı. 2001'deki TMSF yönetıcılen Uzanlar'ın üzenne gıtmeye cesaret edemedıler. Çün- kü Star televizyonundakı Kjrmızı Koltuk programına onlar çıkıyorlardı. Bu alaca- ğın takıpçisı oldum. Hemen her ay ken- dileri>le konuştum. Ama her sefennde de bazen sertleşen, "Bu işin üzerine fazla var- ma" gibisinden garip tepkilerle karşılaş- tım. Bana sorduğunuz soruya cevap ver- meye çok samımı olarak korkuyorum. Bu- na ce\ap verdiğim takdirde başıma gehne- >en kalmayabilir Siz bunu bana sorma- mış olun. Ben de size cevap vermemiş ola>ım. - Çok merak ediyorum. Etibank niye battı? BİLGİN - Bır kere bankayı özelleştir- meden ben almadım. O zaman CavitÇağ- lar ıhaleyi kazanıp Etıbank'ı ahnıştı. Son- radan bana teklıf etti. Bir ortak gırişim grubu kurarak bankanın peşınatı olan 62 küsur milyon dolan ödedık. Orada da bir olay var. Cavıt Çağlar ekonomik krize gir- di. Bunun üzerine bankasının vıizde elli hissesını ben almak zorunda kaldım. Ve Özelleştırmeldaresi'ne 172 milyon dolar para ödedim. Bu para da ortadan kaybol- du. O paranın hesabını sorduğum zaman viizüme öylece bakıyorlar. Ne olduğu bel- lı değıl. Devlette paranın kaybohnası dı- ye bır şey söz konusu olmamalı. - İyi de, devletin vatandaşa teminat W T R E DİNÇ BİLGİN 1940, tzmir doğumlu. Gazeteci bir ailenin oğlu. Yükseköğrenimini Izmir Iktisadi ve Ticari llimler Akademisi nde vaptı. Bir süre Ingiltere 'de kaldı 1960 'ta gazeteciliğe başladı. Babası Şevket Bilgin in sahibi olduğu Yeni Asır gazetesini Ege Bölgesi 'nin en çok satan gazetesi haline getirdi. Daha sonra Ege nin en önemli gazetelerinden Demokrat tzmir ve Ekspres in de sahibi oldu. Türkiye nin, "Rapor " isimlı ilk ekonomi gazetesini çıkardı. Bunlann ardından Istanbul 'da ulusal bir gazete çıkarma kararı aldı ve börlece Sabah gazetesi fıkri şekillendi. Yeni Asır 'ı da tstanbul 'a taşıdı. Ancak tutmadı. Sabah gazetesi önce Sabah Yıldızı adıyla çıktı; sonradan Sabah 'a döndü. Daha sonra özel tele\izyonlar furyasında at\- 'nin sahibi oldu. Başkapek çok yayın organmı grubunun bünyesinde topladı. Türkive 'nin iki büvük medya patronundan birisi haline geldi. Ancak Etibank 'ı satın alması başına olmadık işler açtı. Bankavı hortumladığı suçlamasıvla tutuklanarak hakkmda dava açıldı. Tahlive olduktan sonra birkaç vıl işadamı Turgav Ciner 'le Sabah ve at\' 'nin vönetimini vürüttü. Ancak birkaç ay önce Sabah ve at\- tümüvle Turgav Ciner in oldu. BİLGİN - Evet. Bu da belli bır düşün- ce yapısmı gösteriyor. - Siz bir gazeteci ailesinin oğlu ve ga- zeteci kökenlisiniz. Siyeelinizin altında Yeni Asır, Sabah gazetesi, ATVve öbür yayın organları dururken isadamlığına, daha doğrusu bankacılığa sıvandmız? Açıkça da sormam gerekirse sizi kimya da kimler bu işe teşvik etti? BİLGİN - O tarihlerde Türkiye çok ga- np olaylar zincıri içinden geçtı. Bır kere ıkı grup arasında kıran kırana büyük bir rekabet vardı. O rekabet çok sertleşrı. Bır- birinı karalama, küçük düşürmeye dönüş- tü. O arada da yeni gazeteci tipleri ortaya çıktı. - Tetikçi gazeteciler mi? BİLGEV - Evet, tetikçi gazeteciler.. ya da patron adına saldtn yapan gazeteciler, diyebiliriz. Sonuçta dabasın kendı işlevin- den uzaklaştı. Yıne o tarihte bır seçım ya- pıldı. Bir kısmı. aynen siyası parti gibı. Tan- su ÇiDer, bır kısmı da Mesut Yümaz yan- lısı oldu. Ikı başbakan adaymdan daha çok, iki basın grubu birbiriyle kavga eder oldu. Onunla birlikte de yeni genel yayın müdürü, yazar türleri ortaya çıktı. Ben bunlan sankı hiç sorumluluğum yokmuş gıbi anlatıyorum. Elbette gazete patron- lannın bu işte büyük sorumluluklan var- dır. Büyük teknolojı, tiraj kavgalan, bası- nın bü>ük sermaye, büyüme ıhtiyacı.. bo- zulma demeyeyım de, büyük bır değişi- me götürdü. - Peki, bu değişim sizce olumiu mu, olumsuz mu oldu? ze gırmedıler. Bunlann ıçinde yasadışı iş- ler yapan banka yöneticılen olabilir. Asıl sebep Türkıye'de büyük bir ekonomik kn- zın patlamasıydı. Bu, sonradan bankacı- lık krizine dönüştü. Benim konumum öbür banka ve gazete patronlanndan biraz fark- lıydı. Düşünce yapımın onlardan daha li- beral oknası nedeniyle Türkıye'de hem dincı sağ hem devletçi sol bana karşıydı. Siyasilerle hiçbir zaman sıkı fıkı ılişkile- rim ohnadı. Onlardan hep uzak durmayı tercih ettım. Yani Ankara'ya gıden. An- kara'daki devlet kademesinı bılen bınsı değılım. İki tarafin da tepkısinı çektiğim için belki de zincinn en zayıf halkası ben- dim. Asıl sebep o. - Sizin, evde sürekli gazete ve kitap okuduğunuzu biliyoruz. Bundan sonra ne yapmayı planlıyorsunuz ? BİLGİN - Bır kere önümde uzun bır yargı sürecı var. Türkiye adaletine güve- niyorum. Adalet çok yüce bir ka\Tam \e beni mahkûm eden mahkemenm dört du- van arasında değıl. Daha başka yerler de var. - Türkiye 'de adalet süreci tıkandı di- yelim. Neyapacaksımz? BİLGİN - Türkıye'de dediğim gibi da- ha uzun bir süreç var. Ben oradaki yüce hâkimlere büyük güven du\uyorum. Ama burada hukuk yollan tıkanırsa Türkiye 'nın anlaşmalarla kabul ettıği e\Tensel hukuk var. İnşaliah böyle bir şey yapmak zorun- da kalmam. Ama öyle olursa da gidip kav- gamı oralarda yapacağım. - Sizin banka sorunlarınız ortaya çık- nedeniyle sahiplerinin, yöneticilerinin mallanna, mülklerine el koyuyor. Daha sonra bunlann yok pahasına satıldığı söyleniyor. TMSF neyapıyor? Bir bilir- kişi bu malların değerlerini tespit ediyor mu? \eyegöre satılıyorlar ve satışlardan elde edilen paralar nereye gidiyor? BİLGİN - Satışlardan elde edilen para- lar muhtemelen TMSF'nin cari harcama- lannın birkısmını karşılamaya gidiyordur. Çünkü tamamını karşılaması çok zor. - TMSF o kadarpahalı ve masraflı bir KİTmi? BİLGİN-Evet. öyle. Yaptığı işın icabı olarak çok büyüdü. Ama kamu kendi za- rannı zarardan görmüyor. Ona çeşitli isim- ler veriyorlar. Görev zaran, şu. bu, diyor- lar. Öyle geçıştiriyorlar. Bu hıssedilmı- yor, ama sonradan enflasyon olarak Türk halkına dönüyor. Bu iş, Türkiye'de bırta- kım aşağılık hortumcunun üzerine gitmek için başladı. Ama zaman içinde büyüdü- ler, devleştıler. - TMSF Başkanı Ahmet Ertürk'ün portresi, uzun özgeçmişi bir gazetede ya- yımlandı. Aynı gazete TMSF'yle ilgili başka bilgileryayımlamadı. TMSF'nin aynı zamanda Suudi Arabistan kaynak- lı Al Baraka 'nın güdümünde olduğu id- diaları bu yazılarda yer alıyor. Siz bu bilgilere ne diyorsunuz? BİLGİN - Uzanlar'dan Yargıtay karany- la kesınleşmış 50-60 milyon dolarlık bir alacağım vardı. Bu alacağımı, 2001 'de bü- tün malvarlıklanma el konduğu için, be- nım adıma tahsil edın, diye TMSF'ye dev- olması gerekmiyor mu? BİLGİN - Gerekiyor. tabiı. Ondan da- ha da \ ahimı duruşmalar srrasında orta\ a çıktı. Mahkemede eskı Ekonomıden So- rumlu Devlet Bakanı Güneş Taner'i filan dınledıler. Besbelli, Etibank konusunda beni ağır şekilde yanıltmışlar. Bana a> ıp- lı mal satmışlar. Yani sattıklan Etibank. bana devredıldığı zamandan ıtibaren ba- tık bankaymış. Ben batık bankayı adam et- mek ıçın bü)oik paralar harcamışım. Bun- lar mahkeme zabıtlannda meydana çıktı. Mahkemede hâkim, Güneş Taner'e, "Ba- uk bir bankaözefleştirilebairmi?1 " dıye sor- du. Taner'in, "Öyle şe>' olur mu?" karşı- hğı üzenne 12 Ocak 1*998 tarihli bır bel- ge önüne sunuldu. Belgede Güneş Taner, ımzasıyla o zaman Hazine Müsteşan olan YenerDinçmen'eşunuyazmış: "Banka- yı taldbe aİm." O anda Güneş Taner belgeye baktı ve gayetprofesyonelce, 'Buyazıveimza ba- na att" dedi. Mahkeme Başkanı,u Nasıl böyle bir şej olur?" dıye sorunca, "De\r - letin menfaadan bazen böyle davTanma- y\gerektirebiür*' gibı bu->anıt verdi. Bu- nu Güneş Taner'in niye yaptığı da mey- dana çıktı. Bilıyorsunuz, Sabah'ın Güneş Taner'le de önemli bır kavgası vardı. Bir toplantıya oğlumla birlikte katılmıştık. Tam çıkıyorduk, Güneş Taner geri çağır- dı. A\nen, "Şimdi benim arka bahçeme girdiniz. Bundan sonra benim sözümden çıkmayacaksnuz" dedı. Ben şımdı kendi- mi büj'ük bır sıyasi komplonun parçası ola- rak görmeye başladım. -Komplo teorüeriylemiuğraştyorsunuz? BİLGİN - Evet. komplo teorilerini çöz- meye çalışıyorum. Bankayı adam etmek için 270 milyon dolar harcadık. Bu kadar insafsızhk olur. 433 milyon dolara Sabah'la atv'yi, 270 milyon dolara A-tell'ı sattım. TMSF'nın yeni yönetimi,"Bu de\irolmaz. Önce biz satacağız. Sonraparasuuödevece- ğjz"dediler. 86 milyon dolar çeşitli vesile- lerle tahsilat yaptılar. Yani, yine TMSF'nin elinde olan değerleri nakde çevirdıler. Bu kendi beyanlan. Üzerinde durduğum 55 milyon dolarhk Uzan alacağım var. 2001 yılında yaptığım de\irle o zaten kamu ala- cağı haline geldi. Eğer onu şimdiye kadar tahsil edemedilerse suç ışlediler. Ya bana 200l'de hacizbelgesi vermeleri, "Cem ve Hakan l zan'da böyk bir para yok" deme- İşsizlikten canım çok sıkılıyor'leri lazımdı. Ya da bunu benim hesabıma geçmeleri gerekiyordu. Daha paraya çevır- mediklen bır sürü gaynmenkul var. Onlar- la birlikte de\Tettiğim değerler nerede>se 900 milyon dolan buluyor. - Peki, tahsil ettikleri varlıkları değer- lerine uygun bîçimde mi sattılar? BİLGİN - Bu konuda en ufak bır bılgi- miz yok. Onlara güvenmıyoruz. - Bütün dünyada şeffafbiçimde bir he- sap vermeyöntemi vardır. Bunun ulusla- rarası hukukun birkuralı olduğunu da bi- liyoruz. Peki, bu kural nasıl çalışmıyor? BİLGİN - Bu konuda hesap verme mü- essesesi işlemiyor. Çünkü ünlü 5020 sayı- lı kanunla TMSF mensuplannın yaptıkla- n icraatlardan dolavı sorumlu ohnayacak- lanna dair kanun hükmü var. -Böyle bir hukuk anlayışı nasıl oluyor? BİLGİN - O dönemde. "Türkiye fevka- lade bir dönemden gechor. Uzanlar ortab- ğı duman edip kaçölar. Bu bir tür, madem ö\1eiştebö>tekanunıT denmış. Onda da ka- bahatım \ar. Çünkü, "Madem ö>1e işte böy- le". bizım bır promosyon kampanyamızın sloganıydı. Her yerde bu açıkça,"Madem öyle işte böyle kanunudur" di\e söyleni- yor. Dolavısıyla da bunlar yaptıklan ıcra- attan yasal olarak hesap vermekle hiçbir şe- kilde yükümlü değiller. - Bütün bu başınıza gelenlerden dola- yı ne hisşediyorsunuz? BİLGİN - Bır kere işsizlikten canım sı- kılıyor. Bakın, ben hiçbir yasadışı işin içın- de olmadım. Banka hortumlamadım. Mah- keme karan beni çok fena yaraladı. Kesin- likle beraat etmeyı beklıyordum. Gerçı gerekçeh karar daha çıkmadı. Ama karann gerekçelen beraat sebepleri. Geri dönmemek üzere banka kavTiaklannı boşal- tıp zımmetime geçırmekle suçlanıyorum. Gen dönme\ecek denilen kajnaklann hep- si geri döndü. Zaten hepsi teminat olarak mevcuttu. İddia edildiği gibı hortumlama niyetiyle bankajı almadan önce Türkiye'nin iki büyük medya kuruluşundan bınsının patronuydum. Ustelik Türkıye'nin önemli zengin insanlan arasındaydım. Bankayı aldım. Bende 10 küsur ay kadar kaldı. Şimdi kirada oturan, bütün servetini kaybetmiş bir adam durumundayım. Bu da bende inanılmaz bir infial yaratıyor. - Yine de hiç kimseye karşı kin duyma- dığımzı söylüyorsunuz... BİLGİN -Öyle birkin duygum yok. Kim- seye de çok fazla kızmıvorum. Şimdi. in- | fıal, dedim. Belki biraz ağır oldu. Ama bu da zamanla geçecek. Bugünler- de boş kaldığım için kendi iç hesaplaşma- mı yapmaya gayret ediyorum.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear