Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 19 HAZİRAN 2005 PAZAR
HABERLER
DUNYADABUGÜIV
ALt StRMEN
Başka Bir Türkiye...
Sevgili,
Dostum, uluslararası çapta tiyatro adamı
Mehmet Ulusoy, Paris'teki törenden sonra Tür-
kiye'ye gönderildi. AKM'deki törende, kendi ül-
kesinin insanları, dostlan bir kez daha andılar
Mehmet'i ve çalışmaJannı; onun ardından topra-
ğa verildi.
Paris'teki törenin en duygulandıncı yanlann-
dan biri de çeşitli uluslardan sanatçılann, Meh-
met' in çok sevdiği Bodrum türküsü "Çökert-
me"y\ aksansız, mükemmel bir Türkçe ile söyle-
meleri oldu.
Ulusoy'un Paris'te yaşayan Türk dostlannın
da katıldığı törende başka dikkati çeken nokta
da Türkiye Büyükelçilıği veya Başkonsoloslu-
ğu'ndan kimsenin bulunmayışıydı.
Oysa şu sıralarda, dışandaki görüntüsü pek
parlak olmayan Türkiye'nin adının Fransız bası-
nında olumlu bir şekilde geçmesini sağlamıştı
Mehmet. Le Monde, La Liberation ve Le Figa-
ro'da "Türk Tiyatro Adamı" Mehmet Ulusoy'dan
övgü ile söz eden yazılar yayımlandı ölümünün
ardından.
Şu sıralarda pek kolayca sağlanabilecek bir
şey değil bu.
Ama hemen belirtmeliyim ki UNESCO'daki
Büyükelçimiz Selçuk Bey, Mehmet'i hastanede
ziyaret etmek vefakârlığını göstermişti.
• • •
Mehmet Ulusoy ile kırk beş yılı aşan dostluğu-
muzun sonucu birçok ortak anımız var.
Artık onlara yenilerinin eklenmesi olanaksız ne
yazık ki...
Dostlar ile ilgili anılann hepsi okurian ilgilendir-
miyor, ama insan bir yakınını kaybedince her za-
man bu gerçeği kavrayamayabiliyor ve yine de
yazıyor.
Gel gelelim kimi anılar var ki mutlaka paylaşıl-
ması gerekiyor. Onlan kendine saklamamak da
bir görev.
Mehmet'in kendi anlattığı bir olayı mutlaka
hem seninle hem de bütün okurlanmla paylaş-
mak istenm.
Mehmet Ulusoy, tiyatroya Galatasaray Lise-
si'nde öğrenciyken oyuncu olarak başladı.
llk önce okuldaki oyunlara çıkan Mehmet, za-
manla profesyonelliğe geçti. llk profesyonelliği
de Ulvi Uraz'da oldu. 0 yıllarda Ulvi Uraz Tiyat-
rosu okulun iki adım ötesindeki Küçük Sah-
ne'de perde açıyordu.
Mehmet, temsillere katılabilmek için geceleri
okuldan kaçıyor, oyunu bittikten sonra, yine aynı
yöntemle kaçak olarak okula dönüyordu.
Istersen gerisini Mehmet
1
in kendisinden dinle-
yelim:
"Bu iş birzaman böyle sürdü gitti.
Bir akşam, oyun bittikten sonra selama çıktık,
bir de ne göreyim! En ön sırada okul müdürü
AJi Teoman Bey oturuyor. Yapacak bir şey yok,
renk vermedim, arna içimden 'Şimdi hapı yut-
tun oğlum Mehmet' dedim..."
• • •
Nitekim ertesi gün, daha ilk ders başlar başla-
maz, Müdür Ali Teoman Bey, Mehmet'i odasına
çağırtır.
Bizimki içeri girer girmez de Ali Teoman Bey
konuşmaya başlar:
- Bu iş böyle devam edemez, çok utanç verici
bir şey bu. Ben buna izin veremem.
Mehmet ne diyeceğini bilemeden dinler.
- Her gece okuldan kaçıp oyuna gitmek çok
yakışıksız, buna son vermek gerek.
"Bu iş burada biter" diye düşünür Mehmet.
Tam o sırada Ali Teoman yeniden başlar:
- Buna bir çare b>ulmak gerek. Düşündüm de,
en iyisi ben sana oyun geceleri için bir izin kâğı-
dı vereyim. Adam gibi o kâğıdı gösterip kapıdan
çık git, sonra da temsil bitince vakitlice dön!..
Dikkat et, kontrol edeceğim, oyundan sonra
orada burada eğlenme!
Olay, her şeyin bugünkünden daha sıkı oldu-
ğu. disipline bugünkünden daha değişik açıdan
bakıldığı altmışlı yıllann başında geçmektedir.
Işte bin dokuz yüz altmışlar Türkiye'sinden,
eğitim sisteminden bir kesit.
Görüyorsun Sevgili, bir başka Türkiye daha
var.
Ve ondan asla umut kesilmez.
asirtnen@cumhuriyet.com.tr
12 EYLÜL ARŞÎVt OLUŞTURULACAK
78liler Araştırma
Derneği Mersin 'de
MERSİN (Cumhtıri-
yet) - Mersin 78'liler
Araştırma Derneği bina-
sı açıldı. Derneğin, 12
Eylül dönemi ve öncesi
için geniş bir arşiv o>luş-
turmayı hedeflediğini be-
lirten Başkan Müslüm
Tank, yurttaşlann elle-
rinde bulunan fotograf,
bilgi ve belgeleri derne-
ğe sunmalarmı istedi.
Tank, "12 Eylüldönemin-
deyaşananlann aydınla-
tılması için TBMM'de
arasürma komisyonu ku-
rulmah" dedi.
Kuruluşunu geçen ni-
san ayında tamamlayan
Mersin 78'üler Araştırma
Derneği'nin binasımn
açıhşı çok sayıda davet-
linin katılımıyla yapıldı.
1970'liyıllaraaitfotoğ-
rafvegörüntülerden olu-
şan bir gösteri ile başla-
yan etkinlikte, dernek ku-
rucu üyelennden Etfaem
Dmçer, 12 Eylül 1980
öncesinde ve sonrasmda
sokak çaüşmalannda, in-
fazlannda ve idamlarda
yaşamını yitirenler hak-
kında bilgi verdi.
Dernek Başkanı Müs-
lüm Tank ise 78"lilerin
temel hedeflerinin mem-
nu haklann iadesi, ana-
yasanın geçici 15. mad-
desinin kaldınlarak 12
Eylül darbecilerinin yar-
güanması ve TBMM'de
araştırma komisyonu ku-
rularak dönemin incelen-
mesi olduğunu belirte-
rek "Hedeflerimizde kıs-
men başanholduk Ama
TBMM'de bir araşürma
komisyonu kurulmasıve
darbedkrin yargdanma-
9 hedefineıdaşmanuziçin
kamuoyunun desteğine
ihtiyacımızvar" diye ko-
nuştu.
CHP, hükümetin IMF'den gelecek 833 milyon dolar için sosyal haklardan vazgeçtiğini belirtti
'AKP yurttaşıpazarlıyor'AYŞESAYTN
ANKARA - TBMM Plan ve Bütçe
Komisyonu'nda bu hafta görüşülme-
si beklenen "Sosyal Sigortalar ve Ge-
nel Sağhk Sigortası" Yasa Tasansı
(GSS) ile devletin yurttaşa sağladığı
temel sosyal haklar arasmda yer alan
sağhk hizmetinden yararlanma, "prim
ve kaûhm payıödeme" koşuluna bağ-
lanıyor. CHP'lı TBMM Sağlık, Aile.
Çalışma ve Sosyal Işler Komisyonu
Üyesi izzetÇetin. hükümetin "kaza-
nümış haklann korunacağT yönün-
deki açıklamalanna karşın, yasanın yü-
rürlüğe gıreceğı 1 Ocak 2006"dan iti-
baren tüm sosyal kesimlerin olumsuz
etkilenmeye başlayacağını söyledi.
Talı Komisyon niteliğindeki TBMM
Sağlık, Aile, Çabşma ve Sosyal Işler
Sağlık, eğitim, güvenlik ve adaleti kamu hizmeti olarak sağlamasının sosyal devletin
"olmazsa olmaz" 4 koşulu olduğuna dikkat çeken CHP'li Çetin, tasanyla sağlık hizmet-
lerinin "hak olmaktan çıkanldığını ve piyasalaştırıldığını" söyledi.
Komisyonu'nda kabul edilen GSS
Yasa Tasansı ile Emeklı Sandığı, Bağ-
Kur ve SSK"ye tabi çalışanlar tek bir
sosyal güvenlik kurumu çatısı altın-
da toplanıyor. Ancak, tasanda adı ge-
çen "tek çan" kurumu niteliğindeki
" Sosyal GüvenlikKurumu Başkanh-
ğı"nın kuruluşuna ilişkin yasa tasa-
nsı henüz TBMM'ye ulaşmadı. Ta-
sanyla, "maluDük" nedeniyle emek-
liye aynlma koşullan da ağırlaştınlır-
ken özellikle kısa vadeli sigortalılar
için emeklılik olanağı neredeyse or-
tadan kalkıyor.
CHP'li komisyon üyesi ve Kocaelı
Milletvekili tzzet Çetin, sağlık, eği-
tim, güvenlik ve adaleti kamu hiz-
meti olarak sağlamasının sosyal dev-
letin "olmazsa olmaz" 4 koşulu oldu-
ğuna dikkat çekti. Tasanyla sağlık
hizmetlerinin "hakobnaktançıkarü-
dığını ve piyasalaşünldığınr kayde-
den Çetin. "Eğer bu 4 unsur çaürda-
maya başlanuşsa devletin çivileri oy-
namtş demektir" dedi. Tek çatı uygu-
lamasıyla "iyinin örnek alınacağT
beklentisinın yaratıldığma işaret eden
Çetm, "Şimdi bütün kurumlara bağ-
h olanlar daha olumsuz koşullarda
emeldi olacak Hele kısa vadeli sigor-
tah çahşanlar, 'Bir zamanlar annemız
babamız emekli bile olmuş' diyecek-
ler. Çünkü emekli olmalan imkânsız
hak gehyor. Zaten emekli olabilseler
de emekli maaşı bağlama oranlarm-
da yüzde 30'lara varan gerilemeler
yaşanacak" görüşünü dile getirdi.
AKP hükümetinin "fakir fukara"
edebiyatı yapıp, "IMF'den gelecek
833 milyon dolar için 72 milyon yurt-
taşmı pazariadjğmı" kaydeden Çetin,
"Bu durumdan kendi bakanlan da ra-
hatsız. Ben bakan adına da üzülüyo-
rum" dedi.
Tasandaki önemli düzenlemeler ve
hak kayıplan özetle şöyle:
i/ Hiçbir geliri ve sosyal güvence-
si olamayan kız çocuklan babalann-
dan ömür boyu yetim aylığı almayı sür-
dürebilecekler. Ancak halen hem ken-
disinin bağlı olduğu sosyal güvenlik
kurumundan maaş alan hem de baba-
sından yetim aylığı alanlann babala-
nndan aldığı aylık, yasanın yürürlü-
ğe girdiği tarüıten itibaren kesilecek.
• Malulen emeklilik hakkından
yararlanma koşullan ağırlaştınlıyor.
Mevcut yasada 5 yıl veya 1800 gün
pnm ödeyenlerin malulen emekli ol-
malan mümkünken, tasanda en az
10 yıl çalışmış olma veya 3 bin 600
gün prim ödeme zorunluluğu getiri-
liyor.
• Devlete prim borcu olan Bağ-
Kur'lular yasanm yürürlüğe gireceği
1 Ocak 2006 tarihinden sonra borç-
lannı ödemedikleri takdirde sağlık
hizmetinden yararlanamayacak.
'ERKEN SEÇlMlN HABERClSl'
Doktor adayları
zorunluhizrnete
karşıçıkü
tZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Genç doktorlar,
AKP'nin Meclis gündemine getirdiği "zorunhı
hizmet yasası"nı istemiyor. Dokuz Eylül
Üniversitesi Tıp Fakültesi 6. dönem öğrencileri,
2003 yıhnda adıl ohnadığı ve sorunlara çözüm
getirmediğı gerekçesiyle kaldınlan yasanın tekrar
gündeme getinknesinin, popülist politikalardan
kaynaklandığmı ileri sürerek zorunlu hizmet
yasasuıın erken seçım sinyali olduğunu belirttiler.
tzmir Tabip Odası'nda basm açıklaması yapan
öğrenciler, tasannın yasalaşmaması için dığer tıp
fakültelerinden öğrencilerle ortak hareket etmek
için girişimlere başladıklanm dile getirdiler. Türk
Tabipleri Birliği'nin de kendilerini desteklediğini
beluien öğrenciler, yasanın tekrar gündeme
getirilmesinin altmda farklı amaçların yattığını
vurguladılar. Öğrenciler adına basuı açıklamasuıı
okuyan Yûcel Yıhnaz, sorunlan çözemeyen
— — — — — — — — — sistemin, sadece
Dokuz Eylül "A>'ağuııza hekim
Cniversitesi Tıp gönderdik" demek için
Fakültesi kullanılmasının yanlış
x x . « . n ' i ^ olduğunu sövledi.
oğrencılen, ümversıtevebaşlarken
sorunlara çozum b ö y l e b ı r y j ^
getırmediği olmadığını anımsatan
gerekçesiyle Yılmaz, "Ancak bu yasa
kaldırılan yasarun î
u
***&* okumakta olan
ÎĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇtN
Cuma günkü karikatürün devamı:
tekrar gündeme ? ^
.. ., devlethızmeü
getmlmesının, yükümlülûp getiriyor. Bn
popülist yerinegetirilmediği
politikalardan takdirde. meslegimizi icra
ka>naklandığını ileri etmemiz engeüenhor. Yani
sürdüler ^ ^ cttiğinıiz hekimük
__,...„_<_-,—.., ™__™ diplomamız verilmiyor.
100 bin hekimin bulunduğu ülkemizde sağlık
hizmetlerinin sorununun sadece bizim üzerimizden
çözülmesinin adil olmadığını düşünüyoruz" diye
konuştu. Yenı düzenlememn anayasaya ve
uluslararası hukukun, özellikle zorla çalıştırma
yasağını içeren maddelerine aykın olduğunu dile
getiren Yılmaz, "Clkemizde en önemli sağhk
sorununun, sağhktaki eşitsizlik olduğuna inamyoruz.
Bu alandaki eşitsizliğin gjderÜmesi için elimizden
geleni yapmaya hazır olduğumuzu beUrtmek
istiyoruz. Ancak daha önce denenip hiçbir başan
elde etmenıiş bir yöntem olan' sadece hekim
gönderme'nin. bu sorunu çözmeyeceğini, hatta daha
da dermleştireceğini düşünüyoruz" dedi.
Tabip Odası adına konuşan Dr. Zafer Şişli de,
AKP'nm bu yasavı gündeme getirmesinin "yeni bir
seçim dönemine girildiğinin'' göstergesi olduğunu
öne sürdü. Zorunlu göreve giden doktorlar
kullanılarak "Ayağmıza doktor getirdik''
politikasmnı izleneceğini öne süren Şişli, AKP'nin
yasalan adeta sorunlan devam ettinnek için
çıkardığını söyledi.
TASARIYA TEPKİBÜYÜK
BASK 'ölümüne'
açlıkgreviyapacak
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Memurlar.
IMF'nin 833 milyon do-
larlık krediyi serbest bı-
rakması için önkoşullan
arasmda yer alan Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağ-
lık Sigortası Yasa Tasan-
sı'nda memur ve emekli-
lerin temel kazanımlannı
yok eden hükümler geri
çekilmezse, "ölümüne"
açlık grevi başlatma kara-
n aldı.
Bağımsız Kamu Görev-
lileri Konfederasyonu
(BASK) Genel Başkanı
Resul Akay yaptığı yazı-
lı açıklamada, Sosyal Si-
gortalar ve Genel Sağlık
Sigortası Yasa Tasansı'nın
TBMM Sağhk, Aile ve
Çalışma Komisyonu'nda
kabul edildiğine dikkat
çekerek "Bu tasan me-
murlannkazanıhnışhak-
lannı yok etmek için ha-
znianmış bir sosyal yıkım
tasansıdır" dedi. Hükü-
metin memurlann kazan-
dığı ne varsa, tamamına
göz diktiğini ifade eden
Akay. hükümetin bu ta-
sanyı gündeme getirerek
"memur düşmam oldu-
ğunu" kanıtladığını kay-
detti. Akay, "Kısacası hü-
kümet, sosyal yıkım ta-
sansı ik memurlan can
evindenvurmaktadır. Me-
murlann kayıplan sineye
çeküecek cinsten değüdir.
Memurlann tüm kaza-
nımlannı bir celsede al-
maktadır" diye konuştu.
Tasannın TBMM Ge-
nel Kurulu'nda görüşül-
meye başlandığı gün
BASK'a bağh sendikala-
nn başkanlarmm açlık
grevi başlatacağını belir-
ten Akay, şu görüşleri di-
le getirdi:
"Açhk grevi, vardiyah,
nöbetli veya dönüşümlü
olmayacaktır. Ölümüne
olacaktır. Elimizdeki işe
sorramızdaki aşa, zor-be-
la sağladığımız refahmu-
za ve sosyal güveıüiğimi-
ze el uzatan iküdara dur
demek için sağhğmuzı ve
hayatımızı riske atma ko-
nusunda hiçbir tereddüt
duymuyoruz. BASK baş-
kanlan açhk grevine yat-
nğmda yüz binlerce me-
munın yüreğinde kaba-
racak öfke seli, iktidan
boğmaya yetecektir."
Zücaciyeci, Oramiral Dervişoğlu'ndan bu yana tüm komutan eşlerini suçladı
c
Başka Füsıın Eirdîller de var'
ANKARA (ANKA)- Eski De-
niz KU\A etleri Komutanı Orami-
ral Ühami ErdU'm eşı Füsun Er-
dil'in, askeriyeyi zarara uğrattığı
iddia edilen vazo faturasının al-
tında imzası bulunan zücaciyeci
YümazÇelik, alış\enşlerle ilgili
olarak Oramiral Salim Dervişoğ-
lu'ndan bu yana tüm komutan eş-
lerini suçladı.
tddianameye göre, Oramiral Ü-
hami Erdil'in eşi Füsun Erdil.
Ankara Beymen mağazasından
kristal bir vazo aldı. Bilsan Bil-
luriye isimli firma, vazonun be-
deli olan 3 milyar 117 milyon li-
rayı Beymen'e ödedi. Daha son-
ra Bilsan Billuriye söz konusu
vazo için 6 milyar 992 milyon tu-
• Füsun Erdü'le birlikte yargılanan Bilsan Billuriye
fîrmasının sahibi Yılmaz Çelik'in anlanmına göre
komutan eşleri, istedikleri yerden ahşverişleri yapıyor,
para Çelik'ten çıkıyor, Çelik daha sonra üzerine bir
miktar kâr payı ekleyip DKK'den tahsil ediyordu.
tannda bir fatura düzenledi. Fa-
tura, Deniz Kuvvetleri Komutan-
hğı Satın Alma Komisyonu Baş-
kanlığı tarafindan onandı. Daha
sonra 6 milyar 992 müyon liralık
rutar, Yıhnaz Çelik'e ödendi.
Bu nedenle Yılmaz Çelik hak-
kmda, görevi kötüye kuUanmaya
iştirak suçundan dava açıldı. Çe-
lik, halen Deniz Kuvvetleri Ko-
mutanhğYndayargılanıyor. Çelik,
hazırlık ifadesinde, 1983 yılında
Bilsan Billuriye fırmasını kurdu-
ğunu belirterek şunlan anlattı:
"Oramiral Salim Dervişoğlu
zamanından itibaren Deniz Kuv-
vederi'nin çeşim birimlerine, Sa-
hfl Güvenlik Komutanhğı'na ve
Lalahan'daki bnüklerine tabak-
çanak, mutfak malzemeleri, sa-
nayimutfaklanvebflumumzüca-
ci\e malzemeleri satnm. Genel-
de, Deniz KmTetieri persooeti ve
komutanlan beğendiginde öde-
nekleriobnasa da kendileri. güve-
nedayaholarak ahşverişyaparlar-
dı Aldıklan yeri bana bildirirler.
Ben malzeme alınan yere ödeme-
yi yapanm ve ödeme yapıldıktan
sonra ufak bir kârla bunu ilgilibi-
rime fatura ederim. Ödenekleri
gekfikten sonra da paramı abnm.
Mesela, bundan önceki (tlha-
mi Erdil'den önceki) Deniz Kuv-
veüeri Komutanı Oramiral Bü-
lent Alpkav a" nın eşi de (Kenman
Alpkaya) Kızılav Paşabahçe'den
bazımalzemeleri beğenmiş. Bun-
lanakhlar. Malzemelerinahmm-
dan sonra Paşabahçe bana fatu-
rayı kestL Ben de bilahare a\m
yöntemle Deniz Kuvvetleri Ko-
mutanhğı'ndan tahsil ettirn. Bu-
nun miktan haöriadığım kada-
nvia 23-3 mOyarâV
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Türkiye'nin AB üyeliğine karşı çı-
kanlar şu günlerde çok mutlu. Çünkü
Avrupa Biriiği kendi içinde büyük so-
runlaıia yüz yüze. Aynca Türkiye ile
ilişkilerin de çok iyi olduğu söylene-
mez. Son olarak Almanya Pariamen-
tosu'nun 1915'teki Ermeni tehcirini
"katliam" olarak niteleyen karan ger-
ginliği daha da arttırdı.
Almanya'da şu anda iktidarda bu-
lunan Sosyal Demokrat Parti, Türki-
ye'nin üyeliğini en çok destekleyen-
lerden birisi olarak biliniyordu. Onlann
çoğunlukta olduğu bir mecliste böyle
bir karann çıkması, Avrupa Birliği'ne
yönelik umutları olanlann canını sık-
maya yetecek kadar önemli.
• • •
Gerçekten durum umutsuz mu?
Ben her zaman iyimser biri olarak
umutsuz olduğumu söyleyemem. 10
üyeden 25 üyeye çıkan Avrupa Birli-
ği'nin bu kadar büyük bir lokmayı
hazmetmesi kolay olabilir mi? Her bi-
rinin farklı sosyal, kültürel ve mali ya-
pısı olan bu kadar çok ülkenin bir-iki
senede uyum sağlaması mümkün
Avrupa Nereye, Türkiye Nereye?
mü?
Böyle hayal kuranlar mutlaka vardı.
Şimdi ortaya çıkan sorunlan görünce
moralleri bozulmuş olabilir. Gerçek
duruma bakarsak her şeyin eşyanın
tabiatına uygun olduğunu görebiliriz.
Yeni katılan ülkelerle eski üye ülkeler
arasmda maddi olanaklar açısından
önemli bir fark bulunuyordu.
Eski üye ülkeler, bu ülkeleri bir pa-
zar olarak, bir yatınm alanı olarak gör-
düler. Bu nedenle yeni katılımlardan
farklı beklentiler içindeydiler. Onlann
bekledikleri olmadı. Bu gelişmeden
nispeten daha yoksul olan ülkeler
kârlı çıktılar. Yatırımlar yeni ülkelere
yönelirken eski üyelerdeki işsizlik ora-
nı arttı, yatınmlar azaldı.
• • •
Işte eski üye ülkelerdeki şaşkınlığın
ve tepkinin ana nedeni, uğranılan
maddi kayıplar... Birieşmenin ve yeni
katılımlann kendilerine zarar verdiğini
düşünüyorlar. Kısa vadeli olarak ba-
kıldığı zaman haklı sayılabilirler. An-
cak her büyümenin, her farklı olanın
bir araya gelmesinin bir bedeli olduğu
muhakkak. Avrupalılar da genişleme-
nin bedelini ödüyorlar. Çok ileri olma-
nın bedelini ödüyorlar.
Almanya çok kötü durumda diyen-
ler, göreceli bir kötüleşmeden söz
ediyorlar. Almanya hâlâ adam başına
gelir düzeyinde dünyanın en zengin
ülkelerinden birisi olmaya devam edi-
yor. Ancak ekonominin eşitsiz geliş-
me kanunu nedeniyle hızlı bir büyü-
me ve refahın ardından şimdi bir dur-
gunluk yaşanıyor. Diğer birçok Avru-
pa ülkesi için de aynı şeyi söyleyebili-
riz.
Ben, Avrupa'daki krizin geçici oldu-
ğuna ve de bu aşamalardan geçme-
sinin kaçınılmazlığına inananlardanım.
• • •
Gelelim Türkiye-Avrupa ilişkilerine:
Avrupa'da bir kesimin Türkiye'yi iste-
mediğini biliyoruz. Son ekonomik kriz
nedeniyle Türkiye gibi yoksul ve bü-
yük bir ülkenin daha fazla sorun yara-
tacağı da bir gerçek. Bu dönemde
Avrupa'da Türkiye karşrtlığı artıyor. Bir
süre daha artmaya devam edecek.
Sorunun ikinci ayağı ise Türkiye'nin
aşamadığı iç sorunlan. Başbakan Re-
cep Tayyip Erdoğan, birlikte yaptığı-
mız Lübnan gezisi sırasında, AB ile
ilişkilerde sorunun yasalardan çok uy-
gulama boyutunda olduğuna dikkat
çekti. Haklıydı. Ancak uygulama ko-
nusunda hükümetin de çok duyarlı
olduğu söylenemez. Başbakan Erdo-
ğan, Diyarbakır'da faili meçhul cina-
yetleri ortaya çıkarmaya çalışan sav-
cının görevden alınmasından haber-
dar değildi.
Bu bir uygulama zaafı. Bu zaafın
düzeltilmesi ancak Başbakan düze-
yinde bir duyarlıkla çözülebilir. Ben
söz konusu savcının görevden alın-
masının Başbakan'a yansımasını di-
lerdim. Ancak o düzeydeki bir duyar-
lık bu engelleri aşabilir.
Aynı şekilde Ortıan Pamuk'un ki-
taplannı toplatan, Nâzım şiiri okuyan
genci gözaltına alan kaymakamlar da
hâlâ görev başında. Anadilde öğreni-
mi savunduğu için ülkemizin en bü-
yük öğretmen örgütü kapatılma teh-
didiyle yüz yüze. Kızıltepe'de öldürü-
len baba-oğul davasının sanığı polis-
ler terfi etmeyi sürdürüyorlar. Ermeni
sorunu konusunda konferans düzen-
lemeye çalışan akademisyenler bu ül-
kenin Adalet Bakanı tarafindan vatan
hainliğiyte suçlandılar. Türk Ceza Ka-
nunu, özgürlükleri hedef alan hüküm-
lerie yürürlüğe girdi.
•••
Bizim görüp eleştirdiğimiz bu geliş-
meleri Avrupalılar görmüyorlar mı?
Kafalarında tereddüt olanlann, bu
olaylara bakarak olumlu yönde görüş
değiştirmeleri mümkün mü?
Türkiye, Avrupa Birliği üyeliği için
çabalannı sürdürmek zorundadır. Bu-
nun inişli çıkışlı bir süreç olacağı da
ayn bir gerçek.
Yolculuk sürecek.