17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1 1 HAZİRAN 2005 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 Kışlalı Kiiltür Merkezi Atatürkçü Düşünce Derneği'nin 3atıkentteyapmaktaolduğu "Ahmet ~aner Kışlalı Kültür Merkezi"n\n kaba nşaatı tamamlandı. Geçen kış 150 jgrenciye verilen ücretsiz Türkçe, •natematik, fen bilgisi, tiyatro, drama, •esım kursları ve çocuk korosu ;alışmaları da "şantiye"de gerçekleştirildi. ADD Batıkent Şubesi / önetim Kurulu üyesi Hamza Saykan, artık bu tür etkinlikleri şantiyeden kurtarmak, adıyla sanıyla 'Ahmet Taner Kışlalı Kültür Merkezi "ne taşımak ıstediklerini söylüyor: "Bu hedefimizi yaz îylarında başarmak istiyoruz. Duyariı Atatürkçülerle başaracağız da. Tarn ia eski Halkevleri gibi yani. Aydınlanma ateşi yanıyor. Tüm 'ürkiye'yi de aydınlatacak." Kültür merkezinin yapımına katkıda DLilunmak isteyenler için hesap iLimarasını verelim: 'Türkiye Iş Bankası Batıkent Şubesi •>&sap no: 51081" ISIK KA.NSÜ Seçmecelere seçmece sözler... Recep Tayyip Erdoğan ABD'ye giderken seçmece gazetecilerle bir bir, diz dize, göz göze, özel özel, güzel güzel, uzun uzun, hem de uçağının çalışma bölümünde, üstelik 11 bin metrede konuştu. Başbakanı olduğu Türkiye Cumhuriyeti'nin kabul ettiği bir devletten, Kuzey Kıbns Türk Cumhuriyeti'nden de "Kuzey Kıbns" diye söz etti. Yani, CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen'in ifadesiyle "Kuzey Kıbns Tûrk Cumhuriyeti" demeye dili varmadı: "Kıbns'ı baştan çıkarmış zaten. 30 yıldır izlediğimiz politika yanlıştır, o politikayı sürdürseydik, dış baskı olacaktı, kuzu kuzu çekilecektik diyor. Bu, düpedüz teslimiyetçiliğin itirafıdır." Onur öymen'e, Erdogan'ın "teslimiyetçiliği" kabul etmediğini, AKP'yi Amerikancılıkla suçlayan CHP'yi de "Amerika karşıtı" ilan ettiğini anımsattık. "Amerika'ya itibar kazanmaya gitti" diye girdi söze, "Amerika'dan gelen hoşnutsuzluklara karşı kendini yeniden sevdirmek için, 'Siz merak etmeyin Amerika'dan büyüğü yoktur' demek için gitti. Bunu yapmak için de muhalefeti suçladı. 'Her konuda daha fazla taviz verirdim ama muhalefet engel oluyor' demeye getirdi." "Açıkçası" dedi öymen, "Amerika'ya yaranmak için gitti." Emekli Anayasa Mahkemesi Başkan- •ekili Güven Dinçer'den, AKP'nin Tür- •uye'yi "vekâleten atamalar"\a yönetme •jtkusuna ilişkin "hukukçu sorumlulu- p" ile kaleme aldığı ve "küçük dağlan senyanattımcılann ders alması gereken •otlar - Üst düzeyde görev yapan ve yasa- aria belirlenen kamu görevlilerinin atan- •nalan, ilgili bakan ve bakanlar, başba- xarı ve cumhurbaşkanınca imzalanan nüşterek karamamelerte oluşur. Yasala- nrnıza göre, "vekâleten atama" asale- ten atamanın şekil ve esas şartlanna ek- siksiz uyularak yapılır. Başka bir deyişle, atama yapılacak kadro için yasalann tespit ettiği öğrenim Güven Dinçer'den dersler.. ve kıdem gibi esas şartlarla atamadaki şekil ve yetki kurallanna titizlikle uyulur. Boş kadrolara en kısa zamanda asale- ten atama yapılması gerekir. Vekâleten idare, süreklilik arz edemez. - Başbakan'ın savunduğu biçimdeki "vekâleten atama" işlemleri hukukumuz- daki atama usullerine uymamaktadır. Ya- pılan vekâletle atamalar aslında görev- lendinme veya tedvir işlemleridir. Aynca görevlendirme ve tedvir, kurum içine mahsus uygulamalardır. Tedvir ve görevlendirme, idarenin iç düzenlemelerine ve geleneklerine göre günlük işlerin zamanında gecikmeden yapılması ve kamu hizmetinin, görevlile- rin kısa aynlışlan nedeniyte aksamama- sı için kullanılan geleneksel bir yöntem- dir. Tedvir ve görevlendirme, atama işlem- lerinin yerine geçemez. Yasalara uygun atama işlemleri yerine "vekâleten ata- ma" adı altında kurum içinden ve dışın- dan görevlendirme yapılamaz. Kanuna aykın bir bıçimde görevlendirilenler (söz- de vekâleten atananlar) bulunduklan ye- rinyetkilerinı kullanamazlar. Inha (görev- lendirme önerisi) ve atama yapamazlar. Sicil dolduramaz, disiplin amiri olarak ceza veremezler. Disiplin kurullan üyeli- ği gibi münhasıran o görevin sahibine tevdi edilen kurul üyeliklerinde buluna- mazlar. - Cumhurbaşkanınca imzalanmamış bir karamamenin hukuki variığı yoktur. Hu- kuken gerçekleşmemiş bir karamame- den sonra aynı işlemin vekâleten atama adıyla yapılması, o işleme geçeriik kazan- dırmaz. Bu tarz idari işlemler "sakat" iş- lemlerdir. Bazı hallerde de "yok" işlem- lerdir. Bunlann dava edilmesi durumun- da, idare mahkemelerince bu işlemlerin iptal edileceği veya yokluğunun tespit edileceği muhakkaktır. Vekâleten atayanlar ve vekâleten ata- nanlann yakın ilgisine sunulur! îstanbuüu Olma Bilincinde Yaşamak tCÜRŞENKAFKAS Tarihi ve coğrafi dokusu ve dillere destan güzellığiyle, ye- di tepeye serili yedi şehir Is- tanbul. Yaşayanların büyüsü- ne kapıldığı, duygusal bağlar- la kenetlendıği koca şehir. Sek- sen bir ilden, ilçeden ve köy- lerinden göçen insanların sa- hiplendığı, yerleştiği, yaşadı- ğı yer. Sosyal dokusunda ne aransa var olan koca dünya şehri. Kültürel, sanatsal ve eği- timsel değeri, bilimsel çehre- si, sıvil toplum kuruluşlann- daki akıcı çalışmaları, güçlü medyası, ticari, turistik, eko- nomik verilen ve bu geniş yel- pazedeki yaşama biçimi seç- kinlığinde yer alan "Istanbul Sakinleri". Gün boyu bir kar- maşa ve yoğunluk içinde her yan kalabalık, insan seli... Iş arayan, iş kuran, ticaret ya- pan, evlenen, boşanan, eğiti- len.terörden kaçan, gönenç- li, gönençsiz insanların yaşa- dığı Istanbul. Tarihin derinlik- lerinden gelen yapısıyla, uygar- lıklarta kucaklaşan, yorgun ve gerilimli koca Istanbul. Kimi- lerine göre sosyal çözülme sü- recınden ırak, kimilerine göre de yaşanası bir kent olmaktan uzak. Yoksulluk, hertürlü kir- lilik, gerilim, gecekondu, ezi- yet, trafik ve güvensizliğin yo- ğun yaşanıldığı kent. Bu kent- te yaşama sevincini tadanla- ra göre; "Istanbul kimsenin vazgeçemeyeceği", boğazı- nı, denizini, tarihi dokusunu, doğasını, koruluklarını, piknik alanlannı, renkli yaşamını, eğ- lence yerlerini, sanatsal de- ğerlerini ve kenti özgür duru- şuyla seviyorlar. Biryanda bü- yük kentin getirdiği sorunlar, diger yanda da insanlan yaşam tarzlarını değiştirecek koşulla- n bir yana iterek, yöresel ya- şamlannı, geleneklerini, göre- neklerini, her tür folklorik ya- pılarını aynen sürdürmekte- dîrter. Geçmişten bugüne uğruna aşk şiirleri, şarkılar, türküler, öyküler, romanlar, masallarya- zılmış, uygarlıklar beşiği Is- tanbul. Coşkulu âşıklann, şa- irlerin yaşadığı, şarkılann bes- teJendiğisoylulukşehri. "Istan- bul efendisi" betimlemesiyle tanınan yerlisi; "Kızsen Istan- bul'un neresindensin" dize- siyle güzellerinin ve güzelliği- ninsorgulanması; "Istanbul'u düşünüyorum gözlerim kapa- lı" şiiriyle düşlerde yer edinen sultan Istanbul. Bir soyluluk, birgizem, öncülden ardıla va- ran bir koca kent Istanbul. Sa- natın, sanatçının yoğun ken- ti; kültürün, turizmin, ticaretin köprüsü; ulaşımın ve iletişi- min küresel geçit kapısı. Böy- lesı sanatsal ve uygarlıklar şeh- rinde Istanbullu olmak ayrıca- lık ister. Burada yaşayan insan- lann en önemli özelliği kültür- lii, görgülü, kibar ve özgüven- li ve "Istanbullu bilincini" ye- tennce taşıyabilmek olmalıdır. Her Istanbullu yüreğinin ay- dınlık duvarıyla, beynindeki geçit yollannı birleştirip bu gü- zel kente sevgiyle yaklaşırken davranışlarında özsaygıyı unutmamalı. Istanbul'dan alı- nacaklara karşılık, verici ol- mayı, üretken olmayı bilmeli. Türkçenin düzeyli konuşuldu- ğu, "Istanbul şivesi" tamla- masını haklı göstererek yerin- de diline özen göstermeli. Her alanda ulusal gerçeklerde yer- leşik "Türkiye standardı (öl- çüsü)". Genç kızların, erkek- lerin düşlerini, kurgulannı ve rü- yalannı süsleyen "rüya şehir Is- tanbul". Yaşanan tüm güzel anılarzincirinin unutulmazhal- kalanndaki dev şehir. Işıl ışıl ge- ce yaşamındaki aşkların her sabah yenilendiği, geçim sıkın- tıst, ulaşım, trafik ve birçok sorun için kızılan, fakat vazge- çilemeyen tutku şehir Istan- bul. "Sevgi tapınağı Istan- bul!.." "Dünya koca birülke olsay- dı, kuşkusuz başkenti Istanbul olurdu" özdeyişindeki, yaza- nn övünç betimlemesi yerin- de bir görüştür. Bu kentte ya- şamak, kentin sosyal, sosyo- kültürel, ekonomik, turistik, ekolojik verilerinden yararian- mak bir haktır. Ancak burada yaşayan insanların da davra- nışlan, duruşları, saygınlıkla- rı, konuşmaları ve eylemleriy- le uyum bilincinde olmaları beklenir. öncüllerde Osman- lı'nın, ardıllarda Türkiye'nin gözbebeği, övüncü "kültür başkenti" Istanbul, folklorik yapısryla da nice kültürleri, uy- gartıklan, gelenek ve görenek- leri kucaklayan; çan, ezan ve hazanın mistik değerdeki bu- luşma merkezi,. Istanbullu ol- ma gerçeği, insanların düşün- sel tasanmının uygunluğunda yer alıyor. Kentin büyüsüyle ve gelişkenliğiyle karanlıklar aydınlığaduruyor. Düşünceler büyüyor ve gelişiyor. Merkezde ve otuz iki ilçede yerleşen halkın; seviyeli dav- ranışı, saygınlığı, hoşgörü ve anlayışı, düzgün ve düzeyli Türkçesiyle örnek olmalıdır. Tarihin gizlerindeki "yedikör- lerülkesi" Istanbul; korku, te- rör, şiddet, kapkaç, kabada- yılık, üçkâğıtçı vb.. aykırı un- surlardan, davranış bozuklu- ğundan uzaklaşmalı. Insanlar, sevgi, hoşgörü ve anlayışın yer aldığı, çocuk, kadın ve hay- van haklarına saygılı, odak kenti Istanbul'dagönençle ya- şamak isterler. Işte "Istanbul- lu olma bilincinin" erdemliliği budur. Ayfer Akaydın'ın mistik di- zeleriyle, "Bazen birmısra olur şehir, I Tevfik Fikret'in ses/n- de kaybolur, I Sirkeci garında Nâzım'ı bekler, I Rıhtımlann üzerinde Attilâ llhan'ı, I Or- han Veli'yle gözler kapanır, I Ancak, bu cihan yandı, I Mûs- tesna Istanbut'da yaşanır" duygu selimizde yol alır, gi- der... Genel kurula önem verilmeli Eğitim-Sen'deki grupçukla- nn sendikanın kapatılmasına ilişkin hukuksal süreçte "bi- reylerin anadillerinde öğrenim görmesi"ne ilişkin tüzük mad- desini sendika içinde tartış- maya açmamalanna değinen yazılanmız üzerine Eğitim-Sen Başkanı Aiaaddin Dinçer ara- dı. Eğitim-Sen'in "Cumhuri- yetin temel ilke ve nitelikleri ile hiçbir sorunu olmadığını" söyledi. "Entemasyonal'ızmin öngördüğü emek eksenli her türlü sembol ve simgenin ar- kasında" olmanın yani sıra 'ulu- salsimge vesembollere deso- nuna kadarsaygı" gösterdik- lerini aktardı. Eğitim-Sen'in genel çizgisi- nin.TÖSveTÖB-DER'in "ba- ğımsızlıkçı, antiemperyalist, antifaşist, antikapitalist" ge- lenekleriyle örtüştüğüne de- ğindi ve birçok alanda müca- dele eden bir sendikanın "sa- dece anadille uğraşıyormuş gibi göstehlmesinin kendileri- ni üzdüğünü" vurguladı. Din- çer, Eğitim-Sen'in genel kuru- lunun çoğunluk sağlanırsa 25 Haziran'da toplanacağını da sözlerine ekledi. Eğitim-Sen genel kurulu, tüzüğün ilgili mad- desinin tartışılması, düzeltil- mesi, değiştirilmesi açısından kaçınlmaması gereken bir fır- sattır. Aynca, öğretmenlerin iğ- neyle kuyu kazarak, emek ve bedeller ödeyerek yarattığı bir büyük örgütün geleceğinin sağlıklı ve ciddi bir yola otur- tulması açısından çok dikkat- le kullanılması, önem verilme- si gereken bir olanaktır da. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇAK behicak ı turk.net ÇtZGILIK » ^ ı \ 1 ^ KÂMİL MASARACI ^ ' ~ 1 X kamilmasaraci <• mynet.com * \ / t ' I , r 1 ^ t ' " ""-^ f •*• ı \ 1 •ı HARBÎ SEMİH POROY semihporoy(q yahoo.com oLDUM... HAYAT EPtK TtiATROSU MUSTAFA BÎLGÎN hayatepik'i mynetcom TARİHTE BUGÜN MIMTAZAMKAN 11 Haziran icicic.nuinttaz-ariktin.com Süriicü belgemi kaybettim. Hükümsüzdür. NURTEN D/LEK BAS/C4 ST&IUSS 1864-'7S BUGUM, ÜNUJ /4LMAU B£STECİSÎ STRAUSS£t?tuA£D ŞTEAUS), MuNICH'TE DOĞDU- SASASIMIM KORKIO ÇALAM B/K MÜZf/CÇ/ OLMASI NEbENtYL£ ÇOK KÜÇJJ* YAftt MÜZrĞE BAŞLIYA- CAK, 18'İHDEYZ£M DE /LK ^SNFONISİNİ >S4ZAC/U£- TIK. AVUSTueYALI V/tLS SESrBCİLERj ST&4USS' Lmu* HfÇ Bie sOJOeABALtGl OLMAYAN &CHAZD STEAUSS, KlÂSttC. Y£ MOO0&J toÜZ/K. ÇAĞLA- R( A&ASlMOA YE.fi ALAU, AMA OAHA Ç.OK. UyiAM MÜZ.İK M/&1S/A/A BA6L1 KALAcAK BJ/l BESTBCl'Pİti. LIEDLEZ, setJFOHİH. Şi(l£L£R DE 8ES- L/VeC£K.,AAJC4K. £N Ç.OK SBVİLECEKTİ/S. "SALOM£°(jf9oS) , " ) " "ÇJ933) Sf-rauss'un ilk "Sabme'de* SAGNAK NILGUN CERRAHOGLU Huntington'dan Soros'a Beni en çok hayrete düşüren, muhafazakâr "reel po- litik-çi" Huntington ile büyük "demokrasi gurusu, açık- toplum-cu" George Soros'u buluşturan zeminin böyle- sine yakın olması oldu: "llımlıIslam modeli" ve "Islam de- mokrasisi"... Hatırlayacaksınız, on beş gün once Türkiye'ye gelen Huntington "AB'ye girme ihtimaliniz sıfır" deyip; Türki- ye'ye "ılımlı Islam modeli"n\ telkin etmiştı. Soros, Türkiye'nin AB sürecini destekliyorancak, "böl- ge ülkelenne ömek, Islam demokrasısi modelini" savun- maktan da geri kalmıyor. "Demokrasi ve özgûhükler" ko- nusunda Türkiye için kullandığı ölçüler, "Batı demokra- sisi kriterieh" değıl, "Islam demokrasısi kriteıieh"... Çarsamba günü, Çırağan'da yaptığı konuşmaya; dı- şarda kalan gazeteci meslektaşlar ve Atatürkçü kadın ör- gütlerinin protesto gösterileri arasında gırdik. "Açık top- lum" ve sivil toplum örgütierinin mücadelesini savunan bir toplantıdan, hangi sebeple dışlandıklannı anlayama- mışlardı. Soros -başka pek çok şeyden- habersiz oldu- ğu gibi, beili ki bundan da haberdardeğıldi. Çıkıştaçün- kü, toplantının sonunu bekleyen gazetecilerin sorulannı yanıtlamaktan kaçınmadı. "Vaktim yok" diye topu taca atmadı. "Dışarda kalanlar", büyük ihtimalle Türkiye'de sık rast- ladığımız; "kraldan çokkralcı" yaklaşıma kurban olmuş- lardı. Sonuç itibanyla konferans için işadamı, gazeteci, akademisyen ve sivil toplum örgütleri temsilcilenne 300 davetıye gönderilmiş; davete 8O'ı icabet etmişti. Dışar- da ıçeri alınmayan protestocular, ıçerde yan boş koltuk- lar... Soros'u böyle dınledik. 'Islam demokrasisine model...' Soros'a ben, Türkiye'deki demokratikleşme sürecini nasıl değerlendiriyorsunuz? Islamcı AKP'nin demokra- si değeriehne bağlılığını ikna edid buluyormusunuz? AKP sizce demokrasi ve özgühûklenn -sözgelimi basın öz- güriüklerinin- güvencesi olabilirmi?Ankara-Washington ilişkilehnin geleceğini nasıl görüyorsunuz? Bu ilişki ta- mir edilebilir mi? Tamir edilebilırse nasıl?" şeklınde bir soru yönelttim. ABD'nın ünlü liberalizm ve demokrasi gurusu lafa "Tür- kiye hakkındaki bilgilerin kendisine TESEVBaşkanı Can Peker tarafından verildiğini" belirterek gırdı. Verilen bil- giler ıştğında da "AKP demokrasiye bağlı bir partiydi. Kendisinden önceki hükümetlene karşılaştmldığmda yoz değil, dürûsttü. Üstelik yalnız Türkiye değil, açık toplu- ma dönüşen Islamcı bir demokrasi adına da desteklen- meliydi. Nitekim Bush da Islam dünyasında demokra- tikleşmeyi savunmuyor muydu? Türkiye bu durumda bölge ülkelenne ömek olmalıydı..." "Doğru mu duydum?Bir Islam demokrasisinden mi' söz edıyorsunuz?" diye üsteJeyince, Soros bu kez; "Hak- lısıntz. ffademeaçıklıkkazandırmam gerekir!" Ğedi: "Böy- le bir tanım şeriat anlamına da gelebilir. Ancak kastetti- ğim bu değil. Söylemek istediğim 'Bir Islam ülkesinde dedemokrasininmümkünolabileceği'... AKPİktidantam da bu nedenle, Ortadoğu 'da demokrasiyi savunan Baş- kan Bush tarafından olumlu değeriendınlmeli. Türkiye'de anti-Amerikanizmin güçlü olduğunu biliyorum. Ancak bu yalnız Türkiye 'ye mahsus bir şey değil. Amehkan kar- şıtlığı, dünyanınpekçokyerinde var. Daha pragmatik bir yaklaşım benimseyen ıkinci Bush yönetiminin bunlan göz önüne alarak, Ankara ile daha iyi ilişkiler içinde ola- cağını düşünüyorum..." 'Laiklikte çok ileri gittiniz!' Soros'un sözünü ettiği "Islam demokrasisi"; Hunting- ton'ın önerdiği "ılımlı Islam modeli"nden ne kadarfark- lı? Soru-cevap bölümünde bir kez daha söz alamadığım için kendisine bunu soramadım; ancak çıkışta, kaptda ken- disine şu soruyu yönetttım: "Bu söylediklehnizde laiklik ve sekülenzmin yeri ne- dir?" Soros büyük bir açık sözlülükle şunu söyledi: "Laiklik ve sekülerizm bu ûlkede çok ileri gitti ve gidi- yor. Devlet-din işlerinin birbirinden aynlması ilkesiönem- lidir ve korunmalıdır. ABD'de bu ilke zemin kaybediyor ve ben buna karşıyım..." İki ara bir derede kendisine, Türkiye'de de benzer bir süreç yaşandığını; kaçak Kuran kurslannın liberalizasyo- nu ile yenı TCK'de basın özgürlüklerine getirilen kısıtla- malan anlatmaya çalıştık. Soros bunlardan haberdar ol- madığını söyledi; ancak şunu ekledi: "Ifade özgürlükleri; üniversitede türbanı da, hafta so- nu okullarda verilebilecek Kuran kurslannı da kapsama- lıdır. Bunda yanlış bir şey yok. AKP, Batı'dakı Hm'stiyan Demokratlar benzeri bir parti..." "S'ız 17 Aralık öncesinde kalmışsınız!" dedik o zaman Soros'a: "Bugûnün AKP'si düne göre, daha Islamcı bir ajandayla gündeme geliyor..." Soros; bu kısa görüşmeden ne sonuç çıkarttı, bile- mem. Benim çıkarttığım sonuçlargelecek yazıya... BULMACA SEDAT YAŞAYA\ SOLDANSAĞA: 1/Boluiündeki. doğal güzelli- ğiyle tanınmış YedigöDer'i oluşturan göl- cüklerden biri 2/ îhanet eden kimse... Her- hangi bir işi yapmak, başar- makiçınharca- nan güç. 3/ Is- panya'yaözgü, içkilerle birlikte servis yapılan küçük mezeta- baklanna verilen ad... Birilimiz. 4/Uğraş... Japon mafyasına veri- len ad. 5/ Herhangi bir biçimde edinilen dene- yimlerin ve bilgilerin 6 toplamı. 6/ En küçük izcikumluşu...Tuzağa 8 düşüriilenşey... Adlan 9 sıfat yapan bir yapım eki. 7/ Deride sinirler boyunca birtakım ağnlı fiskele- rin dökülmesiyle beliren hastahk... Leyleğe benzer bir kuş. 8/Geceleri dolaşarak insanlara kötülük ettığine ina- nılan hortlak... Bir sayı. 9/Sır... Argoda bilip bilmedi- ği her konuya atlayan kimselere verilen ad. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Üstderinin boynuzsu katmanında aşın gelişme, de- ride kuruma ve pullanma ile ortaya çıkan kahtsal bo- zukluk. 2/ Ölen kimsenin \iicudu.. Gemilerde ağır yükleri taşımakta kullanılan el arabası. 3/ Elazığ ilin- de bir baraj... Pir SultanAbdal' ın doğum yeri olan köy. 4/ Fazla bön. avanak.. Şöhret. 5/ "Yîlbik, rutank" gi- bi adlarda verilen sinirhastalığı... Sahip. 6/011180.456- na'nın bir oyunu .. C vitaminince zengin bir meyve. 7/ •'Adam, herif" anlamında argo sözcük... Ülkemiz su- lannda yaşayan ve "şip" de denilen mersinbalığı türü. 8/ iki sıra sütunla üç salona aynlmış, dikdörtgen biçi- minde kilise. 9/ Bir cins antibiyotik. c ı
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear