Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
18 NİSAN 2005 PAZARTESİ CUMHURİYET
IİJJÜLVJİI\_I1YIJ. ekonomi(a)cumhuriyet.com.tr
TÜGlAD üyelerine göre anlayış değişmedikçe gelir idaresinde yeniden yapılanma da işe yaramayacak
Vergide sorun ahlaki çöküntüEkonomi Servisi - Türkıye Genç lşa-
damlan Derneğı'nın (TÜUİAD) üyeleri
arasında düzenledığı "Vergi ve Kayıt Dı-
şı Ekonomi" aııketınde, vergi idaresinde-
kı en büyük soruıı olarak "ahlaki çökün-
tü" gösteı ildi. _ _ _ _ _ _
TUGlAD'dan yapılan
yazılı açıklamada, "TÜGÎ-
AD üyeleri, anlayış değişme-
diği müddctçe, gelir idaresi-
nin yeniden yapılandırılma-
suıuı, vergi gelirlerinin art-
tnılnıası konusunda bekle-
nen sonucu orlaya kuyanıa-
yabilcccğini ifade ettiler"
dendi. Anketten çıkan en il-
ginç sonuçlardan biri, TÜ-
GÎAD üyelerinin, bugünku
vergi idaresindeki en dnem-
li sorun olarak ahlaki ço-
küntüyü işaret ctmeleri ol- """~~"~~™~
du. Ankete gore ikincı önemlı yanhşlık
ise organizasyonel yanhşlık. Kalıtesız
personel ve bilgi yetersızlığı üçüncü sı-
rada yer ahrken teknolojik yetersizhk ile
• Vergi idaresinin
en ileri teknoloji ile
donatılması
gerektiğini
vurgulayan
TÜGlAD üyeleri,
böyleliklc gelir
idaresinin bilgiye
kolayca ulaşmasının
sağlanacağına
işaret ettiler.
vergi idaresinde çalışanlann özlük hak-
larındaki kifayetsizlik önem derecesi açı-
sından 4. sırayı paylaştılar. TÜGÎAD
üyeleri, öneelikle vergi idaresinin en ile-
ri teknoloji ile donatılarak böylelikle ge-
_ _ _ _ _ _ lir idaresinin bilgiye kolay-
ca ulaşması ve hız kazan-
ması gerektiğini vurguladı-
lar. TÜGlAD üyelen ayn-
ca, gelir idaresinde çalışan-
lann maaşlannın en az 2 ka-
tına yükseltılmesinı, sözleş-
melı personel uygulaması-
na geçılmesını de ıstediler
ve bu sayede, çahşanlann
motivasyonu arttırılarakka-
muoyunda yaygın bır kam
olan rüşvet ve kayırmayla
ilgılı endışelerın de gideri-
lebileceğini savundular."
Açıklamada ankete katı-
lan TÜGlAD üyelerinin yüzde 55.2'si-
nın doğrudan veya dolayh vergi oranla-
rını çok yüksek, yüzde 37.9'unun yüksek
olarak değerlendirdiği kaydedildi.
Koç Holding CEO'su Bülend Özaydmlı:
Yapı Kredi 'nin alınması
yazdan önce bitebilir
İSTANBUL (AA) - Koç Holding Üst Yöneticisı
(CEO) Bülend Özaydınlı, Koç Finansal Hiz-
metler'in, Yapı ve Kredi Bankası hisselermı
satın almasına yönelik süreçle ilgili olarak "Ya-
pı Kredi sürecinde çabamız, yaz tatilinden önce so-
nuçlandırmak yönünde" dedı. Istıhdam yaratıl-
ması ve vergi gehrınm devlete aktanlması açısın-
dan mıllı sermaye ile yabancı sermaye arasında bir
fark olmadığını ilade eden Özaydınlı, "Örneğin,
Koç Topluluğu'nun Yapı Kredi Bankası'm yabancı or-
tagıyla alıyor olması sonucunda, Türkiye'ye aynı zaman-
da yabancı ortağnnızın koyacağı yabancı sermaye girişi
de olacak. Neticede mevcut bir yatınma yönlenmiş de ol-
sa, Türkiye'ye bir yabancı sermaye geliyor" dedı.
Hyundai otomobil fabrikasını ziyaret eden Kore Cumhurbaşkam Roh, çalışanlarla hatıra fotoğrafı çektirdi.
Cumhurbaşkanına minibüs
İZMİT (AA) - bşı ile bırhkte
lzmit'tekı Hyundai otomobil
fabnkasmı ziyaret eden Kore
Curnhuriyeti Cumhurbaşkanı
Roh Moo Hyun'a fabrika
yönetımı tarafından bır mınıbüs
hedıye edıldı. Devlet Bakant
Beşir Atalay, Kıbar Holding
Yönetim Kurulu Başkanı Asım
Kibar ve Hyundai Company
Türkıye Temsılcısı Ali Kibar ile
fabrıkayı gezen Cumhurbaşkanı
Roh, çalışanlar tarafından Türk
vc Kore bayraklarıyla karşılandı
Kore C'umhurbaşkanı Roh Moo
Hyun, töıende yaptığı
konuşmada, "Hyundai'nin
başansı sizlerin başansı
olacaktır" diyerek şöyle devam
etti: "Bu da Türkiye
ekonomisinin daha çok gelişmesi
demektir. Hyundai Avrupa'da da
başarıh olacaktır. Burada 1700
işçi çahşıyor. 60 bin otomobil
üretiliyor. Bu da sizin ne kadar
çalışkan olduğunuzu gösteriyor.
Kısa bir süre sonra üretimin 2
katnıa çıkacağı söylendi. tki
katma çıkması, kapasitenin
ariması daha çok üretim
demektir." Fabrikayı gezerken
işçileıle tokalaşan
Cumhurbaşkanı Roh, töreni
izleyen ve aralarında Kore
gazilerinin de bulunduğu
Muharip Gaziler Derneğı
lstanbul Şubesı üyelerıyle bır
süre konuştu. Roh, 1950 yılında
Kore'ye gelen 15 bin asker için
Kore halkının Türk milletine
şükran duyduğunu behrterek
herkesın gazılen alkışlamasını
istedi. Konuşmanın ardından
Asım Kibar, Ali Kibar ve
Cumhurbaşkanı Roh, dernek
Başkanı Vedat Tüfekçı'ye 2 adet
Starex marka minibüsün
anahtarını teslim etti.
DÜNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ / ERGİN YILDIZOĞLU LONDRA erginyCçötr.net
10 yıl önce "Küreselleşme engel-
lenemez, önünde durulamaz bir
güçtür" deniyordu. Adeta öznesi ol-
mayan doğal bir evrimin ürünüydü
küreselleşme. Şımdi "aman birşey-
leryapmak gerekiyor, yoksa çöke-
cek, altında kalacağız" telaşı baş-
ladı. "Takkedüştükelgöründü": Me-
ğerse küreselleşme aslında (bizimi 0
yıldır anlatmaya çalıştığımız gibi) kü-
resel bir serbest piyasa kurmayla il-
gili toplumsal mühendislik projesi de-
ğil miymiş; bir kapitalist ütopya...
Bu mühendislik projesinin daha
önce de sonu hüsranla bitmişti. Şim-
di, bir süredir belirtiler yine bu yönde
yoğunlaşıyor. Geçen hafta da bu
bağlamda önemli gelişmelere tanık
olduk.
Siyasi tedbir almak
gereklyortnu;
Dün, devlet eliyle serbest piyasa
inşaederken kureselleşiyoruz, uyum
sağlamak gerekir, devleti ekonomi-
den çıkarıyoruz diyorlardı. Şimdi bu
toplumsal mühendislik projesi, yarat-
tığı çelışkiler altında çatırdıyor. Siya-
si müdahale yeninden kıymete bındı.
Geçenlerde tarihçi Naill Fergu-
son'un uyarılarını aktarmıştım. Onu,
dünyanın en çok okunan ekonomi
yazarlarından, Financıal Tımes'dan
Martin VVolf'un uyarıları izledi.
Instıtute for International Eco-
nomics'de bir konferans veren
Wolf, "Küreselleşmenin zaferi
kaçınılmaz değildir, siyasete
bağlıdır" deyiverrniş ve eklemiş
"Başarılı bir ABD liderliğinden
yoksun kaldığı taktirde, bu kü-
reselleşme de daha öncekiler
gibi çökebılir". Ustelik "bu çö-
küş olasılığı heryıl biraz daha"
artmaktaymış, Wolf'a göre (The
VVashington Times, 10/04)
Morgan Stanley'in başeko-
nomisti Stephen Roach'da aynı ka-
nıda. 11 Nisan tarihli yazısında, dış
ticaret alanında gerginliklerin siyasi
alana sıçramaya başladığına, gelış-
mekte olan ülkelerde iç talepte bek-
lenen artışın hâlâ gerçekleşmemiş
olmasına işaret ettikten sonra, uya-
rıyordu: "Tarih bize, geçmişte küre-
selleşmenin tam da bu aşamasına,
korumacılık ve jeopolitik çatışmala-
rın çirkin başlarını kaldırdıklarını söy-
lüyor". Daha sonra, Prof Jeffery Wil-
liamson'ın bizim de, 1999'da bu kö-
şede aktardığımız çalışmasına dö-
nerek küreselleşmenin ülkeler içinde
ve arasında gelir dağılımdaki eşitsiz-
likleri derinleştirmesinin, uluslarara-
sı ticaret ve malı sermaye akımları-
nın yarattığı istikrarsızlığın ve jeopo-
litik gerginliklerin küreselleşmenin
sonunu hazırladığına ılışkin tezıni ak-
tarıyordu. Roach'a göre, "küresel-
leşme, kendi çöküşünün tohumları-
nı ekiyor ve bu tarihte ilk kez gerçek-
leşen birşey değil". Roach umudu-
nu, bir uluslararası işbirliğiyle yeni-
den dengelenmenin yumuşak bir bi-
çimde, gerçekleşmesıne bağlıyor.
Âma çok iyimser değil.
Hava değişti
önceki hafta sonunda VVashing-
ton Post'ta bir yorumu yayımlanan,
eski Federal Reserve Başkanı Paul
Volcker'de kötümser. Volcker, ABD
ekonomisinde bir yumuşak inişin
(dolayısıyla küresel yeniden denge-
lenmenin) teorik olarak olanaklı, an-
cak uluslararası düzeyde gereken
politikaların uygulanması olasılığının
çok düşük olduğunu savundu ve ek-
ledi, "Gittikçe incelmekteolan birbu-
zun üzerıne paten yapıyoruz"
Buzdaki çatlaklar
Geçen hafta buz birçok noktadan
çatlamaya başladı. Hafta, IMF yarıyıl
raporunun tartışılmasıyla başladı. Ra-
por, dünya ekonomisinin 2004 yılın-
da yüzde 5.1 olan büyüme hızının
2005 yılında yüzde 4.3'e gerileyece-
ğini söylüyor, dünya ekonomisinin bir
sürekli "petrol şoku" tehlikesiyle kar-
şı karşıya olduğunu saptıyordu. Ra-
por, MarketVVatch'tan ekonomist
Greg Robb'un deyişiyle "hemenher
alanda tehlike işaretleriyle doluydu".
Financial Times çarşamba başyazı-
sında, IMF'in analizlerinin sağlıklı ol-
duğunu vurguladıktan sonra, "Küre-
sel dengesizlikler daha da bozulu-
yor. ABD dış ticaret açığı şubat ayın-
da yeni bir rekor kırarak 61 milyar
dolara yükseldi. Bunun böyle olma-
ması gerekiyordu. Ekonomik çevirim
(cycle) olgunlaştıkça dengesizlikle-
rin daralması gerekiyordu. Halbuki
genişliyorlar. IMF bu trendin, gele-
cekte sert bir düzeltmeye (siz mali
kriz olarak okuyunuz- E. Y)yol açacak
riskleri arttırarak devam etmesinden
kaygı duyuyor" (14/ 04)dıyordu.
Haftanın son üç gününde IMF'in
kaygılarının pratikte ne anlama geldi-
ğini görmeye başladık. ABD ekono-
misinin yarattığı tüketici talebi,
2000'den bu yana dünya ekonomi-
sini peşinde sürüklüyordu. Ancak
ABD bu tüketici talebini finanse et-
mek için, faizlerı hızla (500 puan) dü-
şürmüş, parasal birgenişlemeyarat-
mıştı ve dünyanın geri kalanından,
hergün 2 milyar dolartasarruf trans-
ferediyordu. Bu arada hem cari açık,
hem borçlar hızla büyüyordu. Bu
sonsuza kadar gidemezdi, uluslara-
rası yatırımcıların dolara karşı çekin-
genlikleri arttıkça, dolardüşmeye, fa-
izler yükselmeye başlayınca da ABD
tüketicisi ister istemez kemerleri sık-
maya başlayacaktı.
Geçen hafta yayımlanan veriler,
perakende satışların, tüketici güven
ındekslerının ve beklentı ındekslerının
belirgin bir biçimde gerilemeye baş-
ladığını gösteriyordu. Haftanın ikinci
yarısında, başta ABD'de olmak üze-
re dünya borsalarında şiddetli düşüş-
ler yaşandı. Dow Jones ve Nasdaq
indeksleri haftayı, toplam yüzde 3.6
ve yüzde 4.6 gerıleyerek kapattılar.
Nikkei'de yüzde 4.2 düştü. Wall Stre-
et Journal'ın aktardığına göre, 2003
Mart'ından (savaştan - E.Y) bu yana
yaşanan bu en sert gerilemenin arka-
sında salt tüketıcinin ruh haline ılışkin
olumsuz veriler değil, en büyük şir-
ketlerın (GM, Ford, IBM vb.) açıklan-
maya başlanan birinci dört aylık dö-
nem bilançolarının, piyasada yarattı-
ğı düş kırıklığı vardı. Global Value In-
vestors'ün baş yatırım uzmanı Ram
Kalluri'ye göre "piyasa resesyona
giriyormuşuzgibi davranıyor" (CNN,
15.04)
Çatlakların ekonomik alanla sınırlı
kalamayacağına, Stephen Roach'ın
işaret ettiğı gıbı, siyasi alana sıçra-
maya başladığına ilişkin belirtiler de
artıyor. Örneğin The Asıa Times'da
"Tıcaret Savaşlan" başlığıyla yayım-
lanan bır araştırma, ABD ile Çin, Av-
rupa Birliğı, Japonya, Hındistan ara-
sında son aylarda ticaret anlaşmaz-
lıklarında, karşılıklı suçlama-
ların dozunda bir artış oldu-
ğunu örnekleriyle sergiliyor-
du. q(2/05)
Ama geçen haftanın en
önemli hikâyesı, Uzakdo-
ğu'daki siyasi gerginliklerol-
du. Japonya'nın Çin ve Gü-
ney Kore'yle arasındaki II.
Dünya Savası'ndan kalma
sorunlarla ilgi tartışmalar, ge-
çen hafta, Çin'de Japonya
karşıtı gösterilere, Japon şır-
ketlerinin yağmalanmasına
kadar tırmandı. Bu gelişmelerin arka-
sında ideolojik, tarihsel nedenler ol-
duğu gibi, Japonya'nın bölgede gi-
derekABD'yebenzertekyanlı bır dış
politika izlemeye, ülkesinde milliyet-
çiliği körüklemeye, Çin'i tehdit eden
bir tutum almaya başlamış olması
yatıyor (M Auerback, "Japan: The
Uniletaralist of Asia", Prudentbear,
12/05). Çin Komunist partisi de ülke-
de eşitsizlıkler attıkça mıllıyetçılığe
sıgınmaya başladı. Bir başka açıdan
bakarak bölgede bir liderlik rekabe-
ti sorunu başladığını da söyleyebili-
riz. Çin, ABD- Japonya ekseni tara-
fından kuşatılmakta olduğuna, Ja-
ponya'dayükselmekte olan Çin kar-
şısında bölgesel gücünün gerile-
mekte olduğuna ınanıyor. Ayrıca Çin
ve Japonya arasında, bölgedeki gaz
ve petrol rezervleri üzerinde ve dün-
yada enerji piyasalarında sertleş-
mekte olan rekabet de sorunları ağır-
laştıran bir diğer etken. önümüzde-
ki ay Fransa, bir ay sonra da Hollan-
da'daAvrupaBirlığiAnayasası'nıoy-
lanacak. Ya sonuçlar hayır çıkarsa?
Birden aklıma geldi, kemerleriniz
bağlamış mıydınız?
Ceza sıfirlamaya devam
MÜRATK1ŞLALI
ANKARA - Mahye Bakanlığı Ge-
lirler Genel Müdürvekili Osınan An-
oğlu, üyesi olduğu Maliye Bakanlığı
Merkezı Uzlaşma Komısyonu'nun
gelen bazı vergi dos-
yalarını "İnceleme
elcmanlarının, rapor-
larını bakanhk görüş-
lerine aykın yazdıkla-
n için sıfuiadıklaıinı"
açıkladı. Komisyonun
son dönemde sıfırla-
dığı ortaya çıkan dos-
ya sayısının 4'e yük-
selmesi nedeniyle bir
u
Af Komisyonu" gıbı
çalıştığı ıddıalarını da
değerlendiren Arıoğ-
lu, "4 de olur, 5 de...
Gelecek sefer de sıfır-
lanz. Bakanhğın gö-
• Gelırler Genel
Müdürvekili Arıoğlu, bazı
vergi cezalannın üyesi
bulunduğu Merkezi
Uzlaşma Komisyonu'nda
sıfırlanmasını, 'Bakanhğın
görüşlerine aykırı
kesılmelerıne' bağladı.
Uzmanlar yasaya göre
Uzlaşma Komisyonu'nun
sıfirlamaya
gidemeyeceğini belirtiyor.
rüşüne karşıysa başka yolumuz yok"
diye konuştu. CHP tstanbul Milletve-
kili Kenıal Kıhçdaroglu ise komisyo-
nun yargıya gıhnesı yenne cezalan sı-
fırlamasının "şık" olmadığını söyle-
yerek "Bakanhğın 'Bakanhk görüşü-
nün aksine rapoı hazırlanmaması'na
dönük bu gcnelgesini bi/ o zaman çok
eleştirmiştik. Böyle sorun çıkacağı bel-
liydi" dıye konuştu. Kıhçdaroglu "Ba-
kanhk, üstündeki bu şaibeden kurtul-
_ _ _ _ _ _ _ ınak istiynrsa mükel-
lefleri açıklamadan
olay bazında niçin sıfir-
lama karan verdikleri-
nin gcrekçelerini açık-
lamalıdır" dedi.
Merkezı Uzlaşma
Komisyonu Maliye
Bakanlığı Müsteşarı
Hasan Basri Aktan,
Müsteşar Yardımcısı
Mehnıet Şirin ve Ge-
lirler Genel Müdürve-
kili Osman Anoğ-
lu'ndan oluşuyor. Ko-
misyon, 5 trilyon lira-
^ ^ ^ ~ ^ ^ ^ ^ lık vergi ve cezasını,
TÜSlAD'ın eski başkanlanndan Mu-
harrem Kayhan'a ait Söktaş firması
ile Denızbank'ın ve Bolu Tüneli'ni
yapan ltalyan Astaldi firmalarmın
vergi borçlarını "sıfırlamışü."
MANAVGAT1. İÇRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTTIRMAİLANI
Sayı 1999/2783
Satılmasma karar verılen gayrımenkulun LIIISI, kıynıelı, adedı, evsafı
Munavgut Aks.ı/ koyu ^26 ııolu parsel, tupııda 11 kı^ı adına hısselı olarak kayıtlıdır Borçlunun
144/960 hısscsı mevcuttur Bu hiisenın karşılığı 1.815 m2'dır Tarla vasıflıdır. Parsel Antalya Alan-
ya yolunun yuney tarafinda ve yoldan 10 nı kadar uzaklıkta yer almakUidır Motopompla sıılaına ıııı-
kjnı vardır Parsel Livanndj ha/ı parseller u/erınde o/ellıkle de ann yol kenarında evler mevcuttur
Doğudan balıya doğru yu/de 3-4 cıvarında genel meyıllı bır topogralyaya sahıptır loprak yüzcyı
diiz olup, kıllı kumlu tın karaktcrdedır. 11er türlü sulu ve kuru tarım yapmaya elverışlidir Parselın
tarımsal o^elhğının yanı sıra ızınsız de olsa ınşaatlaşma ba^ldinı^tıı Yül, SU, elektnk sıırunu olma
nıası da değer arllmcı bır ozellık ularak du^unulmekludıı Burçlıı hısbebinın muhaınmen bedclı
27 225 00 -YTL 'dır. 1 ıhalesı 31/05/2005 tarth ve saat 14.40-14 45 arasında yapılacaktır
Manavgat Pazarcı Mah. 703 ada 59 nolu parsel, tapuda arsa vasıflı olarak kayıtlı olup, 88 91
m2'dır llç kı^ı adına eşıt hısseleıle kayıtlıdır Paısel Manavgat'ın lıcaıı laalıyet bakınundun en yo-
ğun caddesı ıızerınde yer almaktadır t adde halk pn7anndan geçen çok hareketlı bır ana eaddedır
Bu eıvarda gerek ı^yerlerı gerekse konutların kıra gelırlcrı oldukça yüksek düzcydedır Belcdıyenın
hcr türlü altyapı ımkânından yararlanmaktadır Parselın tamamını kapsayan 88 91 nı2 otıırum alanlı
ın^aal nievuıltur liT)aal belonarnıe k.ırkas taı/ında olup, uı» kalhdıı Alt kal dukkâıı, ust ıkı kat da
kıınut olarıık yapılmı^lır Halen bu amaçla kullanılmaktadır Bına bakımhdır. 5 kat ıns.aat yapımına
müsaıttır Borçlu hıssesının muhammen bedelı 80.000 OO.-YTL.'dır. 1. ihalesı 31/03/2005 tarıh ve
14 50-14 55 arasında yapılataktır
S:ıtı-j ^artlan:
1- Sdtıij, 31/05/2005 tanhınde Manavgat Aksaz koyu 326 nolu parsclın saat 14 40- 14 45 arasında
ve Manavgat Pazarcı Mah 703 ada 59 nolu parsclın saat 14 50-14 55 arasında Manavgat 1 Icra Da-
ırcsı'nde açık arttırma suretıyle yapılacaktır Bu arttırmada tahmın edılen kıymetın yu/de dO'ını vc
ru<>h.ınlı alataklılar varsa alacaklaıı mecmuuııu ve satış nıasraflarını geçmek sartı ile ıhale olunur
Boyle bır bedelle alıcı çıkma/sa, en çok arttıranın taahhudu bakı kalmak ^artıyla 09/06/2005 günü
aynı yerde ve aynı saatler arasında ıkıncı arttırmaya çıkarılacaktır Bu arttırmada da tahmın edılen
kıymetımn yuzde 40'ını ve ruçhanlı alacaklarm alacağını ve satı^ ınasıaflaıını g«,ıııesı sartıyla en
çok arttııana ıhale olunur
2- Arttırmaya ıştırak cdcccklcrın, tahmın edılen kıymetın yüzde 20'sı nıspetınde pey akçesı veya
tcmınat mcktubunu vcrmelerı lazımdır Satış, pe^in para ıledir, alıcı ıstedığınde 10 gunu geçmemek
uzere nıehıl verılebılır Fellalıye resmı ıhale pulu tapu harç ve masraOan alıcıya aıttır Bırıkmı^ ver-
gıleı satı^ bedelınden odenır
3- Satış bedelı hemcn veya vcrilcn mühlct içındc ödcnmczsc Icra vc ltlas Kanunu'nun 133. mad-
desı gereğınce ıhale feshedılır tkı ıhale ar.ısııul.ıki farktan ve yu/de 10 faı/den alnı ve kefillerı me
sul ttıtulaeak ve hıçbır hukıııe haeet kalıııadaıı kendılerıııden tahbil edıleeeklıı
4- Satışa titırak edenlerın şartnameyı görmüi ve mündereeatını kabul etmıs iayılacakları, başkaca
bılgı almak isteyenlerın 1999/2783 sayılı dosya numarasıyla memurluğumu/a başvurmaları ilan olu-
nur 04/04/200'i Basın 17004
ÇUBUK ASLtYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo 2004/100
Davacı Mıı.stafa Özen'ın davalı Nerıman Özen aleyhıne açmış olduğu boşannıa davası nede-
nıylc davalı adına mahkememi/den çıkartılan teblıgatın teblığ edilemedıgı, yapılan araştırmala-
ra raftnıen a d r e s ı l e s p ı t edılemeıli)5ı .ınlaşıIıııakl.ı, d a v a l ı N e r ı n ı a ı ı O / o n ' e ılııııışıııaîıın
11 ÜS 200S g u n u saat 10 2(l'de yapılacağı, d u r u ^ m a y a g e l m c d ı ğ ı takdırde d u r u ^ m a n ı n yoklu-
ğunda sonuçlandırılacağı ılanen teblığ olunur 30 03.2005 Basın 16869
ANKARA PAZARI
YAKÜP KEPENEK
Çizgiler
Dün, 17 Nisan, Köy Enstitüleri'nin 65. kuru-
luş yıldönümüydü. Enstitü çizgileri düzgün öğ-
retiler içerir. Işte onlardan biri.
Enstitülerde öğrencilerle öğretmenler arasın-
da tam bir kaynaşma vardı. Bu kaynaşma, öğ-
renme sürecini derinleştiriyordu. Ders dışında
soru sorma olanağı ve bunlara öğretmenlerin
verdiği yanıtlar, biçimsel derslerden çok daha
öğretici ve o nedenle de etkiliydi.
Bir gün tarih öğretmenimiz Fuat Altan ile bir-
likte öğle yemeğine gidiyorduk. Kendisine:
- "Öğretmenim, Hitler bir kişi miydiyoksa bir
grup insan mı?" diye sordum. Hitler'in adında-
ki "ler"i çoğul takısı sanmıştım; sorumun nede-
ni oydu.
Fuat Bey, yayvan kahkahalarından birini attı
ve:
-"Hitler bir kişiydi, ancak, destekçileriyle bir
çete oluşturmuştu; onlar, insanlık düşmanıydı;
önce kitap yaktılar, sonra da insanlan; Alman
halkını perışan ettiler, kendileri de yok oldular"
dedi.
Öğretmenimiz sonra da yöneticilerin hak-hu-
kuktanımamasının sakıncalarını anlattı; "insan-
Wcdü£/nan/"kavramınaaçıklıkgetirdi. İnsan, in-
san olduğu için değerliydi; bu nedenle, insanın
düşüncesine, özgürlüğüne, onuruna saygı du-
yulmalıydı.
Köy Enstitüleri bu değerlerle oluşturulmuştu.
Okulumuzda Lazca, Rumca ve Gürcüce bilen
çok sayıda arkadaşımızın varlığı hiçbir biçimde
sorun olmuyordu; bizim etnik köken farkına ya
da bir başka "farka" dayalı ayrı gayrımız yoktu.
Böyle bir eşitlikçi ortamda biçimlenen düşün-
cemiz, toplumun demokratikleşmesinin temel
altyapısı olabilirdi; olmalıydı.
Olmadı; 1950'lerin başlarında, "demokratik-
/e?en"Türkiye'nin sağ siyaseti, çelişkili birtu-
tumla Köy Enstitülerini kapattı. Bununla da ye-
tinmedı, bırer demokratik kültür ve sanat yu-
vaları olan Halkevlerini ve Halkodalarını da yok
etti.
•••
Aradan yıllargeçti. Ülkenin eğitim düzeni dü-
zeltilemedi. Şimdilerde Hitler'in "Kavgam" ad-
lı yapıtı çok sayıda satılıyor; okumayanların ül-
kesinde, Kavgam nasılsa okunuyor! Bir kayma-
kam kitap yasaklıyor ve yerinde kalıyor, bildiri
dağıtan kişiler linç edilmek isteniyor.
Genel olarak devletin, özellikle de güvenlik
güçlerinin en temel görevi, hak sahiplerinin hak-
larını kullanmalarını "güvence altına" almaktır.
Hakkın kullanımını sağlamaktır. Ülkeyiyöneten-
lerin ilk işi budur.
Ancak, böyle olmuyor. Haklarını kullananlar
cezalandırılıyor. Buna karşılık o hakkın kullanıl-
masını küfürle ve sopayla engelleyenlere doku-
nulmuyor, tersine bunlar okşanıyor. İnsan onu-
runa saygı, demokratik hoşgörü, özgürlük, eşit-
lik ve dayanışma gibi değerler, sopalara, yum-
ruklara, tekmelere karışıyor; yok oluyor. Hakkın,
hukukun, gıderek demokrasinin linç edilmesi
sürecine giriliyor.
Ülke siyaseti, bütünüyle ve hızla sağa kayı-
yor. Tarihin kanıtladığı gibi, hak ve özgürlükle-
rin yok edilmesine seyirci kalanlar, giderek al-
kıştutanlar, sonuçta kendileri yok oluyor, ancak
olan da topluma oluyor. Bu nedenle, başta hü-
kümet olmak üzere, tüm siyasetçilerın, toplu-
mun yeniden bir karanlıktuzağadüşmesini, da-
ha çok demokrasi, hak ve özgürlük açılımıyla
önlemeye çalışması gerekiyor.
yakup@metu.edu.tr
PANEL
"TÜRKHERMBVİ _İŞK_HRİNDE
TARİHİ GERÇBdfit"
lstanbul Teknık Ünıversıtesı, Maslak Kampusu, Süley-
tnan Demirel Kültür Merkezi'nde 18 Nisan 2005 tarihin-
de yapılacak olan "Türk-ErıiK'iıiİlişkiluriııdi1
larihiGtr-
çekler" konulu panelımıze katılmanızı dılenz.
Sivil Toplum Kumluşlan Girişimi Adına
Prof. Dr. Aysel Ekşi - Prof. Dr. Bülent Berkarda
Program:
16.00-17.45 Sunuşlar:
Erneklı Büyükelçı Şükrü Elekdağ
Prof. Dr. Hc Ench Feıgl
Prof. Dr Hıkmet Özdemır
17 45 - 18.15 Kahve, çay ıkıamı
18.15 - 20 00 Sorulara yanıtlar
tngilizce - Türkçe simültane tercüme yapılacaktır.
LCVTel 02122380321
0532 406 19 67 (Bıricik Arcan)
e-nıail-
birıcık(aJsuperonlıne com
GAZİOSMANPAŞA
2.AİLE MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo 2004/5h6
DavaLi Sadel Udlu taralından davalı Zullîkar Udlu aleyhıne
açılan bosanmıı davasında Uğur Mumcu Mahallcsı 2282 Sokak
NÜ: 6 Sultançıttlığı (iazıosmanpaşa/lstanbul adresinde ıken ad-
lesı meçhule gıden davalı /ulfikaı Ihllnya mahkeme kaıaıının
ılnnen teblıgıne kanıı verılmış olmııkla,
Bavacı dava dılekeesınde eşı ile arasında ruhen ve fıkren an-
laşmazlıklar bulundugunu, evlılık hırlığının temelınden sarsıldı-
ğırıı bıldırerek davalı ıle bo')anmalanna karar venlmesını talep
ellığı ve duruşmanın 01 0S 2005 günü saat 09 45'de yapılması-
na karar venldıgı HUMK. 'nun 213 vc 509-510. maddcleri ge-
reğınce ozru olmaksı/ın bellı gun ve saatte mahkemede ha/ır
bulunmadığı lakdırde yargılamaya yoklugunda devam edıleceğı
ve yoklugunda eereyan eden ıslemlere ıtıraz edemeyeceğı teblığ
ycrınc geçmek üzere Uğur Mumcu Mahallesı 2282 Sok. No 6
Sultançıftlığı Ga/ıosmanpaşa/ lstanbul adıesinde ıken meçlıul
kalan !jukru oglu IU
4") d lıı davalı /ultıkar tldlu'ya ılanen teb-
lığ ulunur 12 04 200"; Bas,ın 17074