Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 16 NİSAN 2005 CUMARTESİ
OLAYLAR VE GORUŞLER
AÇI
MÜMTAZ SOYSAL
Basiret
BAZI SÖZCÜKLER vardır;
başkadillerden gelmedirama,
çok uzun süredir kullandığımız
içın kolay tanımlanmaz bir an-
lam kazanmışlardır; Türkçeleş-
tirmeye kalksanız, karşılığını
bulmakta zorlanırsınız; ya da
anlam kaybına uğrayarak tam
anlaşılmaz olursunuz. lyisi mi,
Türkçede anlam bakımından
aynısının tıpkısı yaratılıncaya
kadar kullanılmalıdır o sözcük.
Türk Dil Kunımu'nun sözlüğü-
ne bakıyorsunuz, "basiref'm
karşılığında bir açıklama: Ooğ-
ru görüş, uzağı görüş, seziş,
uyanıklık, anlayış, kavrayış, dik-
kat, sağgörü.
Peki ama, hangisi? Belki hep-
si birden.
Yânn Kuzey Kıbrıs'ta cum-
hurbaşkanlığı seçimi var.
Tek ya da iki turda seçilecek ki-
şi az çok belli. Görüşleri de bel-
li: Ne pahasına olursa olsun,
Türkiye'den koparak Rumlar-
la birleşip AB'ye girmek ıstıyor.
llk bakışta çok tuhaf gelebi-
lirama, böyle. Başbakan olan,
hele devlet başkanlığına soyu-
nan bir kişinin nasıl olup da
devletin bağımsızlığını bitire-
rek, kuruluşundaemeği geçmış
°anavafan"ından koparak baş-
kalarına yamanmak istemesi
gerçekten inanılacak gibi değil.
Ne var ki, her toplumda boyle
insanlar çıkabilir. Tuhaf olan,
böyle ınsanlardan birınin cum-
hurbaşkanı olmak istemesi.
Ama, daha da tuhaf olan,
yalnız onun değil toplumunun
büyükçe çoğunluğunda da ay-
nı yaklaşımın, aynı niyetin, ay-
nı özlemin bulunmasıdır.
Elbet, istenirse buna bin bir
gerekçe bulunabilır: Abluka-
dan bezginlik, kötü yönetime,
haksızlığa, eşitliksizlığe, yol-
suzluklara tepki, geçmişteki
sömürge yaşamının kahntılan,
falan fılan.
Ama şu önemli: Bu kopuş
ve başka bir düzene özlem du-
yuş, eğer o düzen umut dolu,
daha iyi ve daha sağlam bir
gelecek içerse, yine de anlaşı-
labilir belki. Oysa, karşı taraf
reddettiği içın bundan sonra
daha kötüsüne katlanılacak
olan Annan Planı asla böyle bir
gelecek göstermiyor. Türki-
ye'nin de ıçinde olmayacağı bir
Avrupa Birliği'ne gelince, ora-
da da Türkler konusunda ne-
ler olduğu ve olabileceği Batı
Trakya'daki Türk nüfusun du-
rumuna bakılarak çıkanlabilir.
Türkiye'nin tam üye olup ımda-
da yetişmesi ise, Mösyö Chi-
rac'ın en son söyledığıne ba-
kılırsa, yirmi yıldan önce olma-
yacağa benzer.
Kendisine yamanmak ve bir-
likte "mutlu bir bırliktelik" ya-
şanmak istenen Rum toplu-
munun Türkler konusunda ne
düşündüğü de bilinmiyor mu?
PJütün bunlar ortadayken iki
Dyüz bin kişiye yakın birtop-
lum böyle bir "toplu intihar"a
nasıl karar verebilir?
Bencillik mi? Yanlış bir hesa-
ba da dayansa, daha çok re-
faha erişme ısteğı mi? Anado-
lu Türkleri konusunda otuz yıl
önceki kurtanlmabeklentısının
çok tartışmalı nedenlerle bir
çeşit nefrete dönüşmesı mi?
Yoksa, söylemeye dilin var-
madığı başka bir şeyler mi?
Fazla uzatmayıp "Basiretle-
ri bağlandı galıba" dıyerek nok-
talamak belki daha iyi.
Köy Enstitüleri Gerçeğiyle Yüzleşmek...
Ayhan DAYAN Eğitımci
"Köy Enstitüsü" men" ve benzen pek
kavramıyla ılgılı yazı- çok yapıtı okudukça,
ları, kitapları ve de-
ğişik kaynakları ka-
nştırdıkça içımde her
zaman, anlatısı söz-
cüklere sığmayacak
çok değişik duygular
uyanmıştır. Kimı za-
man "Keşkeodönem-
leri yaşamış olsaydım"
dıye düşünüriim. Bu
durum belki de hem
köy çocuğu olmam-
dan hem de sınıf öğ-
retmenı olarak çeşit-
li köylerde çahşmış
olmamdan kaynakla-
nıyor. Üstelık benim-
le bu konuda aynı dü-
şüncede birçok mes-
lektaşımın olduğunu
da biliyorum. Hasa-
noğlan'ı, Akçadağ'ı,
Çifteler'i, Kızılçul-
lu'yu, Ortaklar'ı ve
daha nicelerini hiç ta-
nımamışken özlüyo-
rum. Bu özlemim;
Server Tanilli'nın
u
Nasıl Bir Eğitimisti-
yoruz", Can Düıı-
dar'ın"KöyEnstitü-
leri",MuaMEvüboğ-
lu'nun "Hitit Güne-
şi", Mehmet Başa-
ran'ın "Köy Enstitü-
leri Özgürleşme Eyle-
nıi", TaiipApaydın' ın
u
BozJann Çiçekleri",
Dursun Akçam'ın
«KafDağınınArdT,
Fethi Ülkü'nün "öğ-
rctnıcn Hatice Sök-
Can Dündar'ın kita-
bıyla aynı adı taşıyan
CD'yi izledikçe içim-
de daha da büyüyor.
Neydıbu"Köy Ens-
titüsü" kavramı? Kı-
sa ömürlü olmasına
karşın eğitim sistemi-
mize bunca etkin
damgasını vurması-
nın nedcni neydi? Ve
neydı bu Türk eğitim
tansığı (nıucızesı).
Adına çok sayıda şi-
ir, öykü ve roman ya-
zılan eğitim projesi,
yıllar sonra bile her
zaman gurur ve hüz-
nü bir arada yaşata-
rak nasıl da anımsanı-
yordu böylesine?
Uzun ve yorucu
mücadeleler sonucu
ulaşılan cumhuriye-
tin, o dönemler için
özgün olduğu kadar,
en cesur atılımların-
dan biri olan "Köy
Enstitüleri", kısa sü-
rede yurdun dört bir
yanına dalga dalga ya-
yılırken, projenin fi-
kir babası Hasan Âli
Yücel ve mükemmel
derecede uygulayıcı-
sı olan tsmail Hakkı
Tonguç,belki de böy-
lesine bir verim ve ba-
şan beklemiyorlardı.
O dönemde yüzde
75'i okulsuz olan
Anadolu köylerinin
istenilen şekilde bi-
lınçlenmesi, kalkmıp
gelişmesı içın başlatı-
lan proje, yoğun bir
ılgi odağı olmuştu. Yi-
ne aynı dönemlerde
ülkemize gelerek, çe-
şitli Köy Enstitülerin-
de gezi ve inceleme-
lerde bulunan Ame-
rikalı eğitim bilimci-
si John Dewey bile,
kısa zamanda Türki-
ye'nin bu okullar sa-
yesinde çok iyi yerle-
re geleceğini özellik-
le vurgularken haksız
mıydı?
Ulke çapında böl-
gesel üç dört ilı so-
rumluluk alanına da-
hıl ederek açılan top-
lam 21 Köy Enstitü-
sünden kısa sürede
binlerce eğitmen, öğ-
retmen ve sağlık me-
muru ve köy ebesının
yanı sıra çok sayıda
şaır, yazar, bilim ada-
mı, vali, milletvekili
ve bakan yetişti. Fakir
Baykurt,Talip Apay-
dın, Mahmut Makal,
Mehmet Başaran,
Dursun Akçam, Ümit
Kaftancıoğlu ve daha
nicelen hep Köy Ens-
titülerinin birer ürü-
nüdür. Bu enstitüle-
nn can damarı sayı-
lan Hasanoğlan'da Sa-
bahattin Eyüboğlu,
Mııalla Eyüboğlu,
Mahir Canova, Rııhi
50 KONTOR
YADA
15DAKİKA
OKI
ÂPLA
UVM
10.00Qı»
SHUBUO'DÂN^İf
ösîfrrıı?
Nisan- 15Haziran2005
hleri arasında cep
fonundan
.turkcell.com.tr adresine
•jucunun gösterdiği servisi
r'VVAPLA KAZAN Katılım
Noktası'ndan çekiliş hakkı kazan!
fa
* P'a daha çok gir,
„ a çok tıkla, daha çok kazan.
\PIS nayat, oh ne ranaü-
iîenen Turkcell WAP sitesi ile bilgi ve
ığlenceye birkaç tıkla anında ulaş. Logo ve
lelodi indir, e-postalarını oku, sohbet
lının keyfini çıkart. Yani hayatını
yıâştır, ona yenilik ve eğlence kat.
myarlarını henüz yapmadıysan
VVAP yaz, boşluk bırak, cep telefonunun modelini
ekleyip 2222'ye kısa mesajla yolla
(Örnek: VVAP 6600).
VVAP ayarların cebine gelsin.
Ayıırıtılı lulıjı wap.lurkcell.com.tr ve www.turkcell.com.tr'dcı
1
Konlorve konuşmo hediVR'öri TurkcollVltjn rıırkcdll'i.1
ynpılan
konuşmalarda goçerlldir
HAZI TURKCELL
Su ve Âşık Veyscl gi-
bı eğiticilerin büyiik
emeği vardır.
Burada görev yapan
özverıli ve çalışkan
eğiticiler, öğrencıle-
rine çok şeyler kazan-
dırdılar. Her öğrenci
kendı yeteneklen doğ-
rultusunda yetiştiri-
lirken, öteki konular
hakkında pek çok bil-
gi ve becerıyle dona-
tıldılar. öğleye kadar
gördükleri günde se-
kiz saatlık külrür ders-
lerinden sonra geriye
kalan zamanlarını da
uygulama ağırhklı iş
dersleri alıyordu. Za-
ten bu okulların teme-
li de "İş tçinde Eği-
tim" ilkesine dayan-
maktaydı. Tarım bil-
gısı, inşaat, maran-
gozluk, demırcıhk,
biçki-dikiş, hayvan
sağhğı, arıcılık, mey-
vecilik gıbı derslerdı
bunlar.
Her öğrenci bir eği-
tim dönemınde en az
yirmi beş klasık eser
okumak zorundaydı.
Köy Enstıtülerinin asıl
amacı, cahıl Anadolu
insanını her yönüyle
eğitcrek çalışkan,
üretken, özverili, bi-
linçli ve topluma ya-
rarlı örnek insan tipı-
nı yaratmaktı. Ihtiyaç-
larını kendılerı karşı-
layan, ürettiğinin faz-
lasını satarak okuluna
katkıda bulunan; sev-
gi, saygı, arkadaşlık
ve örnek dayanışma-
nın en üst sevıyelere
çıktığı, cumlıuriyet ta-
nhımızm eğitim siste-
mine altın harflerle
damgasını vuran, kı-
sa ömürlü birer boz-
kır yuvasıydılar her
biri Savaştepe'sıyle,
Cılavuz'uyla, Gö-
nen'iyle, Arifiye'siy-
le, Gölköy'üyle ve
Aksu'suyla...
Cumhuriyetin ay-
dınlanma hedefleri,
ülke gerçeklen ve çağ-
daş eğitim-bilimüı ve-
nleri arasında yapıl-
mış başarılı bir sen-
tezin ürünü olan Köy
Enstitüleri, köy insa-
nının, bılımın ışığın-
da, bilinçli bir lıderlık-
le kendi yazgısını de-
ğiştirmeye yönelik bir
eylem olarak ebedı-
yen hatırlanacaktır.
Bu hareket; kendi
ülkemızın beyın gü-
cüyle yaratıcılığını
bırleştirerek toplumun
en yoksul çocukları-
nın kendi emeklerıy-
le ücretsiz eğitim-öğ-
retım görebilecekle-
rini ve demokrasınin
sözle değil özle yaşa-
nabıleceğini kanıtla-
nııştır. 1940 yılında
başlayan bu proje,
1946'da iktidara ge-
len sıyası anlayışın
politika malzemesı
oluyor ve projenin iki
yaratıcısı Yücel ıle
Tonguç'un görevden
alınmalarıyla ılk
önemli darbesini yi-
yordu. 1947'deenstı-
tülerin kalbi Hasanoğ-
lan Köy Enstitüsü ka-
patılıyordu. Bu olay
Türkiye'nin eğitim
sıstemine vurulan ka-
ra lekeden başka bir
şey değildı aslında.
Ardından ukullarda-
ki çalışmalardan bir-
çoğu engellendı.
195O'de kızlar ile er-
keklerın aynı yerde
okumalarına son ve-
rildi. Okulların sağ
lık bölümleri kapatıl-
dı. 1954'te de enstı-
tülerle ilgili her şey
bittı.
Klasik okul anla-
yışı yerleştirildı. Bu-
günkü ezberci eğitim
sıstemı oturtulmaya
çalışıldı. Böylece; o
dönemin topıak ağa-
lannın, din ıstismarcı-
larının istedığı oluyor
ve sürekli baskı kur-
dukları "komünizm"
suçlamalanyla amaç-
larına ulaşıyorlardı.
Acımasız karalamayı
yapanlar Köy Enstı-
tülerinin her yönüyle
ve yalnızca bu mem-
leketın gelişmesı içın
mücadele verdikleri-
ni niçin göz ardı ede-
rek konuyu anlamaz-
lıktan geldiler?
Köy Enstitüleriyle
ilgili olarak, yazar Os-
man Şahin'in söyleşi-
sınde eski DP Van
Milletvekili Kinyas
Kartal, sanki çok iyi
bir şey yapmışlar gi-
bi acı bir gerçeğm ıti-
rafmı şu ifadelerle be-
lirtmiş: "Köy Ensti-
tülerikesinlikle komü-
ııist uygulama değil-
dir. Doğuda en yük-
sek eğitim gören in-
san beninı. Köy Ens-
titüleri, bizim, devlet
üzerindeki gücümü-
zü kaldırmaya yöne-
lik(i. Bunu içimize sin-
diremcdik. Benim Van
yöresinde 258 köyüm
var. Bunlar devlcttcn
çok bana bağlıdırlar.
Ben ne dersemonu ya-
parlar. Ama köylere
öğretmenler gidince
benimgücümden baş-
ka güçler olduğunu
öğrendiler. DP ile pa-
zarhğa girdik, kapat-
tık."
lşte size yıllarca ay-
nı zihnıyetın halk üze-
rindeki hegemonya-
sını nasıl kendi çıkar-
ları doğrultusunda
kullanarak, en önem-
lısı de ınsanları kan-
dırarak ülkemızın ya-
vertalihini değiştiren
karanlık kafalar.
Köy Enstitülerının
mimarı, Ortaklar ve
Pulur Köy Enstıtüle-
rinin kurucusu olan
ve birçok Köy Ensti-
tüsünde çahşmış Mu-
allâ Eyüboğlu "Hitit
Güneşi" adlı kitapta
o dönemi şu anlamlı
sözlenyle dıle getiri-
yor:
u
Köy Enstitüleriyü-
zünden adımızı konıü-
niste çıkardılar.
Mevlevi şeyhlcriyle
dostluğumuzdan do-
layı gericiye.
Her boyaya boyan-
dık anlayacağuı. Hep-
sine de gülüp geçtik.
Sabahattin Ağabc-
yimin dediği gibi, biz-
den memlekeri sev-
mek..
Gerisi boş..."
Dünya eğitim sıste-
minin literatürüne ge-
çecek kadar önemli
olan bu özgün model,
yıllar boyu ıçımızde
ayn bir özlemle anım-
sanıp gidecektir. Ola-
yın en acı yönlerin-
den biri de; günümü-
zün gelişmiş ülkele-
rınde bile (tsviçre gi-
bi), bizım yıllar önce
yarattığımız "Köy
Enstitüsü" modelini
benımseyerek kendi
sistemlerini oluştur-
malarıdır.
Bugün Köy Ensti-
tülerınden geriye ne
kaldı ki? Eskımeye
yüz tutmuş, içi başka
dışı başka okulların
kuru taş duvarlarıyla,
bahçelerinde bahar
ycli estikçe, ta o gün-
lerden kalma, coşku-
lu olduğu kadar bir o
kadar da hüzünlü me-
lodilerini mırıldanan
yaşlanmış ağaçların-
dan başka? Bir de yıl-
lar önce çeşitli kara-
lamalarla Köy Ensti-
tülerinı kapatarak, eği-
tim sistemimızi bal-
talayan, günümüz eği-
tımınin önünü kapa-
tan, cunıhunyetle bir-
likte başlayan böyle-
sine önemli büyük bir
aydınlanma atılımını
yok ederek, ülke ge-
leceğini karanhğa sü-
rükleyen, her zaman
kın ve nefretle anıla-
cak dönemin kötü zih-
niyetinden başka? Her
şeye karşın 17 Nisan
Aydınlanma Bayra-
mı'nı kutlarken onla-
ra da iki çift sözüm
olacak: Sizin gibi zih-
niyetelanet olsun....,
PENCERE
Aptesi Şüpheli'
Bir Maliye Bakanı
Kamu maliyesi ne demek?..
Devletin gelir ve gıder kaynaklarının tümünü
kapsayan parasal yönetim...
Maliye Bakanhğı kıme emanet edilmiş?..
Başında kim var Bakanlığın?.. ,
Unakıtan!..
Al Baraka Türk'te (bir Arap kökenli banka) yö-
netıcıyken AKP -nam-ı diğer Takıyye- iktidan ku-
rulunca Kemal Unakıtan Maliye Bakanhğı koltuğu-
na oturuyor...
Otursun mu?..
Otursun, ama, sırtındaki dava dosyaları ne ola-
cak?..
Yolsuzluk iddiaları?..
Müfettiş raporları?..
Devletin parasal işlerini ve de gelir gider yöne-
tımını emanet edecek bir şaibesiz kişi bulamamış
mı AKP'nin Takıyyeci iktidan?..
•
Kemal Unakıtan'ın sırtında yolsuzluk ve rüşvet
dosyaları var mı?..
Var!..
Peki, doğru dürüst bir devlette önce davaların-
dan aklanıp sonra Bakanlık koltuğunda oturma-
ya hak kazanması gerekmez mi?..
Dıyeceksiniz ki:
- AKP iktidan ortada doğru dürüst bir devlet mi
bıraktı?..
Sabık Al Baraka, güncel Türkiye Cumhuriyeti
yöneticisi Unakıtan'ın müfettiş raporlarında yazılı
'hayali ihracat' ve 'evrakta sahtecilik' sanıklığın-
dan kendini kurtarmak için yaptığı konuşmada
kullandığı üslubu ve savunma yöntemini vurgula-
mak için Maliye Bakanı'nın kimi tümcelerini aşa-
ğıya alt alta diziyorum...
Diyor ki Unakıtan:
"- Çığyemedık.."
"- Karnımız ağrımaz bızım.."
"- Herkes kendi işine baksın!.."
"- Bızımle ilgili bir iş oldu mu iyi reyting yapı-
yor.."
"- Aptesımızden şüphemiz yok!.."
Türkiye Cumhuriyeti tarıhınde böyle konuşan
bir Maliye Bakanı görülmüş mü?..
Karnı ağrımazmış..
Aptesınden kuşkusu yokmuş..
Çiğ yememış..
Bu ağızlar Bakan'ın üstündekı ıddıalan gidermez,
kuşkuları koyulaştırır.
•
Ancak bu işlerin ciddiyeti de artık kalmadı.
AKP'lılerın bir dünkü yolsuzluk dosyaları var, bir
de iktidara geçtikten sonra kabaran yolsuzluk dos-
yaları...
Bir yandan Müslümanlık edebiyatı; türban, çar-
şaf, tesettür, namaz, niyaz vaazları ortalığı sarar-
ken yürütülen rüşvet ve yolsuzluk tezgâhının gü-
rültüsü de beş vakit ezan seslerini bile bastırma-
ya başladı...
Unakıtan diyor ki:
- Ben suçsuzum...
Yanıt:
Ama sanıksınL
Savcıların ve müfettişlerin gözünde suçlu görü-
len bir Maliye Bakanı koltuğunda oturabilir mi?..
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, devlet mi aşiret
mi?..
tSTANBUL İJNtVERStTESİ MEZUNLARIDERNEĞ1
ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE BIRNEĞI Kadıköy Şb. DFIH0KRA1İK DAYANIŞMA DER.
AYDINLANMA SÖYLEŞİLERİ
2004 - 2005 Doneını No. 9
Konu
TÜRK ÖĞRETMENLERİ,
KÖY ENSTİTÜLERİ VE AYDINLANMA
Yönetmen
Prof. Dr. NUR SERTER
Konıifmacılar
Dr. ENCîtN TONGUÇ
MEHMET BAŞARAN
Dr. NtYAZİ ALTUNYA
Giin : 16 Nisan 2005 ( umartes.1, saat 10.30-13 00
Yer : üesıkta^ Beledıyesı, Oıiakny Kullur MeAen
Dereboyu Caddesı. Dere Çıkma^ı, No 1 - Ortaköy
llctişim : IÜ Me/ıınl,ıı Oeıııegı (fato> Iaştan)O 212 23803 21
AydınlıkYarınlarÖzlemi tçindeki Tiim Yurttaşlanmız Davetlidir.
Giriş Serbest ve Ücretsizdir.
GAZİANTEP CUM0K ÇAGRISI
17 NİSAN 200SSAAT 11.00
AYDINLANMA ATEŞİNİ GAZİAN I KP'TE YAKIY-
ORUZ
27-1
Konuğumuz
OSMAIU ÜZÇALIŞKAN
KÖY ENSTtTÜLERİ GÜNÜ
BEN GELMEZSEN BİR EKSİĞİZ
Kahvaltı bedeli • 7.-YTL
Yer . Tabipler Lokali
lletişim Bilgi • T Doğan Özdınç 0 532 232 93 99
Tabipler Lokali 0 342 22015 00
EGE CUMOK ÇAGRISI
Ulusalcı, aydınlanma ve emekten yana
Ege'li CUMOKUR,
Izmir Tüyap Kıtap Fuan'nda her gun yüzlerce
CUMOK aramıza katılıyor.
Bu görkemli çalışmayı toplantımızla taçlandınyor;
Antalya - Zonguldak hattının batısındaki illerde yaşayan
tüm Cumhurıyet Gazetesı okurlarını ve CUMOK
oluşumlannı
Ege Bölge Toplantısı'nda hazır bulunmaya çağınyoruz.
16 Nisan 2005 Cumartesi günü 19.30'da Izmır Fuar
alanında ADA Restoran'da yazarımız
Sayın Mustafa Balbay ile birlikteyiz.
Sen gelmezsen bir eksiğiz.
Namık Kemal Boya Şadi Aşiroğlu
Istanbul CUMOK fzmirCUMOK
: 06326927608-05337655267-05359605474-05335637868