23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2 7 ARALIK 2005 SALI CUMHURİYET SAYFA Patatesçi Ccşkun Ongun: "Başbakan, ilk seçimde kendilerine oy verecek Izmirlilerin, üz^rierindeki 'gavur' yaftasını atacaklannı ima ettL Anımsar mısınız? Ne^mettin Erbakan dakendisineoy vereceklerin Islam dinnden, verneyenlerin de 'patates dini'nden old_ıklannı söilemişti." Tefc 0.212.343 72 74 Faks: 0.212.343 72 60 17 - Demirel, hükümeti uyarmış... "Takkeyi bırak, şapkayı bırakma!" Süfçe açığına öneri: Kapıkute çalışanlan Maliye'de görevlendirilsin! ANKARA'DAN dostumuz Mustafa Yıldınm, oyun içinde bir oyundan söz ediyor: "Diplomat kocasına Türkiye'de âşık olan Valerie Plame Wilson adlı bayan, CIA elemanıymış. ABD'nin eski Savunma Bakan Yardımcısı Paul Wolfowitz ve müşteşar Douglas Feith bir dolap planlamışlar. Elbette Beyaz Saray'dan habersiz olmaz. Irak'a özgürlük getirmeye kararlı olan Israil elemanlan, yan resmi subay görünümünde ABD Bağdat Komutanlığı Karargâhı'na yerleşmiş. VX sinir gazı Rusya'dan Bosna Kosova'ya oradan da Türkiye'ye gelecekmiş. VVilson ve arkadaşları Türkiye'ye gelmişler; alınlannda CIA yazacak değil ya; Brevvster Jennings ve Ortaklan adlı bir şirket olarak girmişler. Amaç, VX sinir gazını gizlice Irak'a sokmak, Pis işlerIsrail elemanlannın yardımıyra yerleştirmek, sonra bulmak ve 'Vay canına, Saddam Hüseyin kimyasal silah gizlemiş' demek. Böylece dünyayı işgal saldırısına yandaş etmek! Türkiye'yi de ABD askerlerine kuzeyden yol açması için ikna etmek. Yani bildiğiniz 'pis işler'den biri. Ama olmamış. ABD güvenlik uzmanlanna göre, Irak'taki dost kuvvetler, time yanlışlıkla ateş açmış. Eski CIA yöneticisi George Tenet bu işleri örtmek için 38 milyon doları Isviçre'deki Volksbank'ta aklamış. Bu işler 2003'te olmuş. Şimdi özel savcı ve büyük jüri soruşturma açtı. Wolfowitz istifa etti, Feith görevinden alındı. Yeni CIA yöneticisi Porter Goss, Tennet'in konuyla ilgili hazırladığı raporu savcıya vermeyi reddetti! Öte yandan Sibel Edmonds, Türkiye Cumhuriyeti asıllı genç bir bayan. Kendisi FBI'da çevirmen olarak çalışıyordu. lleri sürdüğüne göre bir gün önüne konan belgelerde 11 Eylül 2001 saldınsının ön hazırlıklan için, resmi yönetimin bilgisi içinde, yüklü miktarda dolar harcandığını anladı. Durumu üstlerine bildirince işler kanştı; işinden atılmakla kalmadı, ulusal güvenliğe zarar verdiği gerekçesiyle mahkemeye verildi. Sibel Edmonds'un davası sürüyor. Geçenlerde yapılan duruşmaya ABD memurları ifade vermek üzere getirildi. Ancak kendisini savunarak aklamak durumunda olan Sibel Edmonds ve avukatı mahkeme salonundan çıkarıldı. Şimdi siz sivil kere sivil aydınlann Şemdinli'de kitapevi açmaya gitmelerine ne diyorsunuz?" Düzeltmeıt Mehmet Ali Kılınç: "Başbakanın söylediklerinden yanlış anlaşılanlan Akif Beki düzeltiyor. Peki, vücut diliyle anlattıklanndan yanlış anlaşılanlan kim nasıl düzeltiyor?" Sevince Mustafa Canpolat: "Meğer Cumhuriyet'i çok sevmiş, 'Çok sevmiştim hâkim bey' dıyen bir katil gibi." SESSIZSEDASIZ(!) Vergi iadesinde geçersiz belgeler VERGİ iadesi zarfı hazırtıyor ve hangi belgelerin geçerli hangilerinin geçersiz olduğunu merak ediyorsanız; Akif Kökçe bir liste hazırlamış: Elektrik, su, telefon, doğalgaz gibi düzenli faturalar her ay "düzenli olarak" ödendiği için geçmez. Park parası, zorunlu bağış, kayıt parası "itiraz etseydin ödemezdin" gerekçesiyle geçmez. Gazete, kitap, dergi, sinema, tiyatro, konser gibi etkinlikler "zaman kaybına yol açtığı için" geçmez. Ev için gerekli olan dayanıklı tüketim malı harcaması "dayanıklı olduklan için" geçmez. Odun, kömür, tüp gaz için yapılan harcamalar "aşkın ateşiyle de yanabilirdin" diye geçmez. Devlet hastanelerinde yapılan ödemeler f "teşvik kapsamında olmadığı için" geçmez. Nalbur, kırtasiye, tuhafiye gibi "tuhaf" yerferden alınan belgeler geçmez. Eve meleklerin girişini önledikleri için evcil hayvanlara yapılan harcamalar geçmez. Parfümeri, berber, hamam, terzi harcamalan "tahrik edici olduğu için" geçmez. Diş macunu ve diş fırçası gibi giderler misvak satışlannı arttırmak için" geçmez. Devlete ait lojmanların kirası "lojmanlar boşaltılsın da bir an önce satılsın" diye geçmez. Çalışanlara geçmeyen bu belgeler, patronlara geçer. Hayali ihracatçılann böyle belgeleri toplamasına gerek yoktur, onlara ödemedikleri vergilerin iadeleri "plaketler eşliğinde" yapılır. Cuıııhuriyet Şehidi Kubilay İ.GÜRŞENKAFKAS 23 Aralık 1930'da Mene- men'de bir grup yobazın Cumhuriyete başkaldırmalan- nın yıldönümüydü. Menemen ve çevresi uzun yıllar düşman işgali yaşamıştı. Ulusal kurtu- luş ve özgürlük yeni gerçek- leşmiştı. Amaçları, Cumhuri- yet erdemliliğine, Atatürk ilke ve devrimlerine, yenileşme, gelişme ve aydınlanmaya kar- şıkoymaktı. Kubilay'ın Mene- men'de şehit edilmesinin kü- çük birtoplumsal olay olmadı- ğı; planlı, örgütlü bir yapılaş- manın ürünü olduğu bilinmek- tedir. Karanlık ve gerici güçle- ^j aydınlanmaya, çağdaşlaş- maya, dahası bilgi üretkenliği- ne karşı koyuşunun günüdür. Cumhuriyetimiz 82. yılında- dır. Karanlık güçler dün oldu- ğu gibi bugün de ulusal ege- men olma uğraşındadırlar. Ge- ricilik, irtica ve yobazca dü- şünceler aydınlık geleceğimi- zin önünde büyük bir engel ol- maktadır. O yıllarda başbakan olan Ismet Inönü, Mustafa Kemal e Menemen olayını telgraflabildirir. "Menemen'de irtica ayaklanması oldu." Kı- sa, anlaşılır ve anlamlı bir du- yuru. Mustafa Kemal, o sıra- larda Kırklareli ve Edirne illerin- de incelemelerde bulunuyor- du. Halkla görüşüyor, yenileş- me, gelişme ve bütünleşme- nin örneklerini veriyordu. Me- nemen'de Kubilay'ın şehit edilmesi olayı nedeniyle çok üzülen Mustafa Kemal, kabi- neyi Istanbul'da topladı. Baş- bakan ismet inönü, içişleri Ba- , kanı Şükrü Kaya ve Genel- kurmay Başkanı Fevzi Çak- mak'ın katıldığı ve sabaha ka- dar süren toplantıda üzüntü ve şaşkmlık vardı. Ancak Türk ulusunun yenileşme, gelişme ve çağdaşlaşma yolunda iler- Jemesi için umutsuzluk yoktu. Menemen olayının soruşturul- Tiası için ordu müfettişi Fah- rettin Atay görevlendirildi. Mustafa Kemal, beklemediği ve büyük bir üzüntüyle karşı- ladığı bu olayı kendince ceza- landırdıveşöylededi: "Mene- men'i yıkın, ortasına kara bir taş dikin." Mustafa Kemal, jzûntü birikimiyle söylediği bu sözü tabii ki gerçeğe dönüş- rüTnemiş, sadece söylemde sa<lı tutmuştu. 23 Aralık günü Menemen'i oasan birtakımyobazlartekbir sesleriyle taraftar toplayarak gcsteriler yaptılar. "Şeriat isti- /oruz, biz şeriat ordusuyuz" şeKİİnde bağnşıyor, tekbirses- eryle giderek çoğalıyorlardı. "Ey ahali!.. Din elden gidiyor, şapka kâfir icadıdır. Şeriat ge- lecek, bize kurşun işlemez" seslenişleri ile bağırıyorlardı. Onlara engel olmak isteyen Hasan ve Şevki adlı iki gü- venlik bekçisini şehit ettiler. O sıralarda askeri görevini yapan öğretmen kökenli ye- dek subay Mustafa Fehmi Ku- bilay, bir manga askerle olay yerinde gerekli uyarıları yaptı. Isyancılar ateş ederek karşılık verdiler. Kubilay yaralandı, ya- ralı haliyle askerterine geri çe- kilmelerini söyledi. Amacı, ola- yı durdurmak, toplumu dağıt- maktı. Gericiler Kubilay'ın ya- ralı durumundan yararlanarak üzerine üşüştüler, başını kör bıçakla gövdesinden ayırdılar. Müftü camisinden aldıklan ye- şil bayrağın sopasına Kubi- lay'ın kanlı başını geçirip tek- bir sesleriyle sokak aralannda dolaştılar. Halkı korkutup yan- daş toplamak, çoğalmak isti- yorlardı. Menemen olayı yeni Cumhuriyetimizin karşılaştığı önemli ikinci engeldi. 1925'te Şeyh Sait isyanı ve Kubilay'ın Menemen'de şehit edilmesi Cumhuriyete başkaldın niteli- ğindeki acı ve kötü istenmez örneklerdendir. General Mustafa Muğlalı başkanlığındaki Harp Divanı 41 isyancıya hapis, 36'sına ölüm cezası verdi. Korku ve baskı ile amaçlanna hizmet et- tirdikleri, suç işlettikleri küçük yaştaki çocuklara da ağır ha- pis cezaları verildi. 3 Şubat 1931 'de ölüm cezalan gerçek- leştirildi. Derviş Mehmet ve yakın adamlarının, Kubilay'ın şehit edildiği yerde idamları gerçekleştirildi. Atatürk, halkın kullukçu kimlikten birey olma yolunda, özgür düşüncede yeralmasını istiyordu. Ulusça, Cumhuriyetdegerlerini, ulusal biriik ve beraberliği her koşul- da korumak ve kollamak ama- cındaydı. Menemen'de Kubi- lay'ı şehit edenlerin uzantılan- nın bugün de sürdürüldüğü görülmektedir. Atatürk ilke ve devrimlerine, Cumhuriyetin te- mel niteliklerine, yazılı ve gör- sel basındaki düşünceleriyle karşı koymak, engel olmak, hattayıkmak gibi girişimleri ür- küntüyle izlenmektedir. Bugün bilgi fırtınasının yaşandığı dün- yamızda çocuklarımıza ve gençlerimize duyarlı, çağdaş ve içeriği bilim, kültür ve bilgi olan Cumhuriyet erdemliliğin- den başka miras bırakılmama- lıdır. Laik ve demokratik başa- n ile taçlandırılmış bir cumhu- riyet, ulusumuzun vazgeçil- mez güvencesidir. ÇtZGİLİK KİMtL MASARACI kamilmasaraci ı mynet.com HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BILGİN hayatepik n mynet.com "DUYDUK DUYAMDIK DEMEYtN: 10-11 YASLARINOAia KIZLAR1MIZ FUHUŞ BATAIOIÖINDA ESIR! YAR6I DA BIZE KARISMAMALE. 1 BIZDE - OTOBÜSTEKİLER KEMAL LRGENÇ k_urgenc(q yahoo.com TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIICAN 27Arohk www.mumtaz-arikan.com ERZINCAN DEPREMIL 1319'M BU6UN,SABAHA KAGŞl O2 'P£, £*ZİN- CAN Ve Ç£VZES/ND£ SÜYÛt gfg OePGEU OLDU., 52 SANİYB SÜeSN VE R1CHTER ÖLÇ£ĞİN£ SÖfi£ ?.9 pDberiNDEid PEPGEM^LASANÜSTÜ BİR flKIMA YOL AÇMlÇa. D€PR£MİN ÇİPP€TİYLE 16 BİN S8S EV VE YAPt YtKlLMIÇ, KÖPftÜLEK KULLAHIUAAZ DURUUA SEIMİŞ, TELSeAF HAJlMl KOPMUŞ, KENTİN Dfİee KENTLE/SLE İUÇKJSİ KESİtMİÇTİ. BU NBDEMJE, TÜA YU/tTTA HflSBR. GEÇ ALINACAK, YARDtU £tÜPLE& OE ANCAK K6PRÛL£Z ONAK/LDK- TAN SONIZA EflZİHCAN'AULA$ABİLEC£Ki£H- Oİ.PEPÜEMİH ASIL BÜYÛK. ZARAR] İSE, İN- SAN KAYet AÇ/SIMPANOt. KOHKUNÇ Sfe ÇAVlYDf Su : 4O BİN KİSİ ' İSTANBUL 13. ASLİYE TİÇARET MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI'NDAN EsasNo 2005 416 Da\acı Tokal Inşaat ve Yapı Malzemeten Saa Tıc Lti Şri. tarafmdan davaü Gûiîoylar Per- scnel \e Senıs Taşımacılığı Tur. Tic. Ltd. Şn., Çetm Altay. Naûn Irak, Hall Irak a)e>hııie ıkame d ısım ve adresı j'azıb davalı\ - a gönderüaı dava dilekçesı ile duruşma günü bikhrir meş- iıatlı davetıv'e bıla tebhg lade edılmış. yapılan araşnrma sonucu davajınm adresı tespıt edılemedı- jüden adı geçen dav^İTı'a duıuşma günü olan 13 22CO6 günü saai 15 OO'te bızzat mahkememızde anrbuhınmalan vey^ kendilennı bir vekılle temsil etnrmelenne ve bu dava ık ılgılı ibraz etmek ıs- Bbğı belgelen duruşma gününe kadar ıbraz etmesı vev^ duruşma günü genrmesı. getirmedıg] tak- örde HUMK'mn 3^7 ve 213 2 raaddelen uyannca tahkıkata \e v^rg))ama>2yokJuğunuzda devam stleceft ve karar venleceö hususu teblıjı makamına kaım olmak üzere ılanen tebhs olunur 2f' 12 2005 Davalr Çenn .-Üuy Adresr Kaptanpaşa Mah. Darülaceze Cad No 45 Famaş Iş Meıkea B Blok K. 2 D" Z Olone\danı ŞlŞLl B Tashıh ı 1 | TC KADIKÖYİFLAŞ DAİRESİ >IÜDÜRLÜĞÇ'NDExN İFLASA İLİŞKEN İLAN Dosya No: 2005-24 Iflas ^füf]ISİn adı. soyadı ve adresi: Aitın- seri Mermer San. ve Ticaret Ltd. Şti. Kıziltoprak-Asum Us Sok. No: 1 1 Kadıköy-lstanbul. Istanbul Ticaret Sicıl Memurluğu'nun Kadıköy- 5104 sıcil sayısında kayıth yukanda adı. soyadı ve adresı yazılı şir- ketin Kadıköy 3. Asliye Ticaret Mahke- mesi'nin 2005-124 Esas sayılı dosyasın- dan 16.12.2005 günü saat 15.35'ten iti- baren iflasma karar verilmiştir. IİK. 166. maddesi gereğince keyfiyet tebliğ ve ilan olunur. 22.12.2005 Basın: 60898 VEFAT Baromuzun 8751 sicil sayısında kayıth AVUKAT TUNCAY YALÇEVYUVA vefat etmiştir. Aziz meslektaşımızın cenazesi 27.12.2005 Salı günü (bugün), Beşiktaş, Sinanpaşa Camii'nde kılınacak ikindi namazını müteakip ebedi istirahatgâhına defhedilecektir. Merhuma Tann'dan rahmet, kederli ailesine ve meslektaşlanmıza başsağlığı dileriz. İSTANBUL BAROSU BAŞKANLIĞI GÖRÜŞ BEDRÎ BAYKAM DemokrasiyiHazmetmek... 28 Kasım gecesi BBC VVorld'de, Fransa'da aşın sağcı görüşleri ile tanınan Le Pen'le yapılan bir söyleşıyle kar- şılaştım. Stephan Sackur röportajı yönlendiriyordu ve programın adı "Hard Talk"\u (sert-zor söyleşi). Imrene- rek izledım. Gazeteci, köşeye sıkıştıncı sualleri art arda Le Pen'e yöneltiyor, o da hiç çekinmeden en açık yanıt- ları vermeye çalışıyordu. Irkçılık, faşizm, nazizm, insan hakları, aklınıza ne gelirse. Böyle bir program bizde niye yok diye üzüldüm. Televizyoncuların korkaklığı mı, yok- sa siyasilerin neden olduklan otosansür/sansür müydü bunun nedenı? Baykal'a. Erdoğan'a veya başkasına, en kritik sorulan bodoslama sorabılen yayıncımıza henüz rastlamadım. Pamuk davasında yaşananlar bana her açıdan bu ül- kede demokrasi kültürünün yerleşmemiş olduğunu bir daha gösterdi. Demokrasi, her şeyden önce konuşma ve tepki verme özgürlüğüdür. Ancak herkes bu haklann yal- nız kendi kesimleri için geçerli olduğu havasındadır. Yurt- sever Hareket üyeleri olarak bu konuda çok net bir dü- şüncemiz vardı: "Pamukyargılanmasın, ancak onu eleş- tirip yanıtlamak bizim görevimızdir. Pamuk da bir demok- rasi kahramanı değildir!" Gittik, barışçı bir üslupla bildiri dağıtıp ayrıldık... Vay, sen misin bunu yapan! Konunun dolaylı olarak ağızdan kulağa dedikodusunu duyan, haberlerin göriin- tülerini kafasına göre montajlayan kimi kişiler, konuyla il- gili bana karşı bir linç kampanyası başlattılar. Orada sağ- cı gruplarla beraber yumurta ve kufürte Pamuk'a saldır- dığım, onun hapse girmesini istediğim, kin kustuğum, reklam için bunu yaptığım, zaten kötü ressam olduğum, AB düşmanı olduğum ve daha binbir iftira dolu yorum üzerime yığıldı. Bunların uydurulmuş bilgilerin komik yo- rumları olduğunu konuyu bilmeyen insanlara anlatabilme- mız için tekziplerimın yayımlanması lazım. Üçü bekleme- de. Göreceğız kim demokrat. Unutmadan, Sabah'tan Hıncal Uluç ve Humyet'ten Yurtsan Atakan'a teşekkür edeyim. Çekinmeden bu saptırmalara karşı sorumluluk alarak doğrulan savundular. Gerçek demokrasi nedir ve gerçek aydın insan kimdir, onun üstüne gittiler. Kendinı "liberal demokrat" olarak tanımlayan insanla- nn bir alışkanlığı da laiklikten kopuk, çarpık bir demokra- si fıkrini yalnız kendilerine ait bir alan olarak görüp geri kalan ınsanlan sansür etmeleri veya yaylım ateşine tut- maları. Pamuk olayında da onlan rahatsız eden, ulusalcı, Atatürkçü ınsanlann sokağa çıkışlannı engelleyememiş olmalanydıü Anlaşılan bu olay, onlan medyada yok say- maktan daha zoıi! O zaman akıllarına gelen düşünce şu oluyor hemen: "Efendim, o davayaya demokrasidüşmanı faşıstiergider ya da liberal, Avrupa/Pamuk hayranlan. Ikisinın ortası ol- maz. Bu adamlar çıkıp 'Pamuk yargılanmasın' dese bile, bızim şablonda düşünmedikleri için makbul ınsanlar sa- yılamazlar ve demokrasi adına onlan teşhir etmek, şıddet yanhlan ile bir tutmak lazım." Bu saptırmalann bir yolu daha var Koca bir "profesö- njn" yaptığı gibi, televizyonda henüz beş dakika önce söylenmiş sözleri inkâr ederek "Sizzaten şöylesiniz, böy- lesiniz" diye yaygara yapmak. Zaten çok yerieşik bir ta- vır bu neo-liberallerde. Ait olduklannı iddia ettıkleri özgür ufuklann tam tersi bir yol izleyerek hemen her ulusalcıya "resmi ıdeoloji faşisti" demek ya da her kendinı "milliyet- çı" olarak tanımlayan insanı, ne dediğine bakmaksızın "kafatasçı, aşın sağcı, faşist vs." şeklınde saldınlarla hır- palamak. Ben şahsen 20 yıldır neredeyse hiçbır "milliyet- ç/"nin, Atatürk milliyetçiliği sınıriannı aşıp bir ırk/kafatası yorumuyla olaya baktığını görmedim (Bazı olgunlaşma- sını beklediğim genç gruplar hariç). Bu tavırda, kanıt ara- madan her demokrat insana "Bunlann alayı gomonist" diye bakan yobaz faşistlerinkiyle aynı seviyesizlikte. 32. Gün'de bütün somut açıklamaJanmdan sonra, Bi- rand hâlâ bana "Peki ne ışıniz vardı orada?" diye sora- biliyordu. Herhalde üçüncü tur izahata başlarken "Adli- yenin önünde arabamın sıgortayenilemepolıçesi için ran~ devum vardı" desem rahat edecekti! Aldığı yanıtları, ön- yargılarına ters düştüğü için kabullenemiyordu. Ortıan Pamuk'un zırvalama özgürtüğünü, ben ülkemin uluslara- rası plandaki prestijinden daha çok sevmeye mecbur mu- yum? Kim buna zorlanabilir ki? Başbakan, demokrasiyi inilip binilecek bir tramvay ola- rak tanımlıyor. Osmangazi Belediyesi alışveriş merkezin- de içkıyi yasaklamak için "karayollan" yakınlığını baha- ne ediyor. Genç kızlarımız, zorla türbana sokulup bir er- keğin ikinci sınıf kölesi konumuna terfi ettirildikleri süre- ci, kendı demokratik "kişılik bulma" dönemleri sanıyor- lar. Tam birtoplumsal "demokratik"şizofreni yaşıyoruz. TÜSlAD'ın böylesine kaypak bir ortamda Aşkın'a, Mustafa Koç uzerinden sahip çıkması ve DlSK'in bu ko- nuda patronlarla arasındaki geleneksel uçurumlara rağ- men somut destek vermesi önemli puanlar. Tabii üç te- lefonda bu işin nasıl "tatlıya" bağlanabileceği ayn bir so- ru işareti. Ne değişti? Başsavcı, Başbakan işaret verince inceleme başlatıp sonra da ikinci bir işaretle dosya mı ak- lıyor? Ya da bu kritik süreçte, "yargıyı etkilemek" gibi öz- nel ve yoruma açık bir konuyu kim gerçekçilik içinde de- netleyebilecek? Bu mantığa göre, sürekli olarak herkes her konuda bu suçu işliyor. Yani Yücel Aşkın vakasında lehte ve aleyhte konuşmalarta, herhalde ülkenin yüzde 85'i suçlu konumuna yükseldi! Biraz ciddi olalım. Yoksa Türkiye'ye toptan dikenli te\ çekıp "mahpushane" diye ta- bela asmamız gerekecek. E-mail: bedbayltnn.net Web: www.bedribaykam.com E-mail: info©yurtseverhareketorg BULIVIACA SEDAT YAŞAYAı\ SOLDANSAĞA: 1/ Kıymayla yapılan bir tür sebze yemeği. 2 2/Balkoymaya yarayan küçük tekne... Bir elektroliz aygı- 5 tındaki artı ku- tup. 3/ Utanç du>Tna... Tahta perde ya da tah- 3 ta bölme. 4/Di- „ 1 2 3 4 \an edebiyatın- da içki ve içki âJeminin övülerek anlatıldığı manzum yapıtlann ge- nel adı. 5/ Bektaşi der- vişi... '"Ben koyun ola- jımsendebir—/JAe- leye meleye getirek ya- zı'" (Türkü). 6/ Radyo 6 dalgalannın yankısını alarak cisimlerinyerini 8 ve uzaklığını saptayan 9 aygıt. 7/Karakter... Os- miyum elementinin simgesi... Bir nota. 8/Yiğit... Ev- de ya da odada saygıdeğer kişilerin oturduğu baş köşe. 9/ Kocaeli ilınde turistik bir belde. YUKARBOAN AŞAĞIYA: 1/thtimal. 2/Tarla, bağ, bahçe gibi yerlerden toplanan üründen artakalanlar... Sert bir içki. 3/ Eli işe yatkın, becerikli... Istavrit balığının küçüğü. 4/ Karahındıba- nın sebze olarak yenen yapraklan... Yemek. 5/ En kı- sa zaman süresi... Benzer yapıdaki hücreler topluluğu. 6/ tçine küçük çakıl taşlan gibi taneler konan ve vur- malı çalgı olarak kullanılan boş ve kuru kabak. 7/Mer- sin'inbirilçesi... Borusesi. 8/Aşınşişman... Pullann saklanıp korunması için özel olarak hazırlanmış kar- ton sayfalar. 9/Soyundan gelinen kinıse... Özsu.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear