Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 18 ARALIK 2005 PA2AR
8
Istanbul
HABERLERtN DEVAMI
TURKIYE
Y 13 Sinop B 14 Adana Y 18
Edirne Y 11 Samsun PB 15
Kocaelı Y 16 Trabzon Y 15
Çanakkale
Izmır
Y 15 Gıresun PB 12
Y 17 Ankara Y 11
Manısa Y 14 Eskışehır Y 10
PB 10Aydın Y 15 Konya
Denizli Y 12 Sıvas B
Zonguldak Y 14 Antalya Y 19 Kars
Mersin
Diyarbakır
Şanlıurfa
Mardin
Sıirt
Hakkâri
Van
Y
B
B
B
B
K
K
19
11
13
12
10
5
8
Butun bolgelenmız
parçalı çok bulutlu,
Marmara, Ege, Akde-
ni2. Iç Anadolu'nun
kuzeybatısı, Batı Kara-
denız'ın batısı. Doğu
Karadenız ıle Doğu ve
Guneydoğu Anadolu
yağışlı geçecek. Doğu
Anadoiu'nun doğusu
ve Doğu Karadenız'ın
ıç kesımlennde kar
şeklinde olacak.
DIS MERKEZLER
Oslo
Helsınkı
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Pans
Bonn
PB
K
K
PB
Y
K
PB
K
-6
-3
-2
3
5
1
3
2
Münıh K 2 Zünh
Beriin
Budapeşte
Madrid
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
K
K
PB
K
Y
Y
Y
PB
1
2
13
2
4
5
14
18
K 2 Şam
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tiflıs
Kahire
K
PB
B
PB
PB
B
Y
PB
-2
22
0
15
16
8
2
19
Y 14
Û£9.
Taşkent
Tahran
Açık Parçalı bulutlu ! Sıs.ı - Buluîlu > ÇOK bulutlu ı Yagmurtu S u H j k a r
, Gök gürüttülü
G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
bir milyon Ermeni, 30 bin Kürt öldürüldü sözü mah-
kemelik olmuş; Pamuk ünlü bir isim ve AB içın ün-
lü isim, Türkiye'de ifade özgürlüğünün olmadığını
kanıtlamak ve kımi istekleri dayatma olanağı.
Eurlıngs'in açıklamalarından öğrendik: AB stan-
dartlanna göre AB'nin kabul edeceğı ıki türlü tep-
ki var. Birincisi yuh çekmek! Kabul edilebilir tepki.
Ikincisi yumurta atmak. Kabul editemez tepki!
Bu açıklamaya göre, demek ki Eurlings ve diğer
AB temsilcileri yuhalanmayı onurlu bir tepki kabul
ederek sineye çektiler,
Şiddet gösterisi diye nitelenen yumurtalı tepki-
lere gelince; bu ülkede Başbakan'a yumurta atıldı.
Dünyanın pek çok yerınde ünlüler yumurta ile ağır-
landı ve fakat, Türkiye'ye gelince Pamuk'un ara-
basını omlete çeviren eylem şiddet diye niteleni-
yor, kabul edilebilir bir hareket olmuyor.
• • •
Mahkemeyi izlemeye gelenler duruşma başla-
madan önce Pamuk'un beraat etmesı geregıni, ge-
rek ne demek, zorunlu olduğunu içeren demeçler
verdiler.
Yargıya dış baskı uzun süredir devam ediyor.
AB'nin Türk yargısı üzerine sürdürdüğü baskı eyie-
mine kaç kezdeğindik, Lafla peynirgemısi yürütme-
yi pek seven sözüm ona haksever, hukuksever, yar-
gısever, bağımsızlıksever iktidarımız -nihayet, evet
nihayet- dün RTE, Konya'da AB'nin "şu anda bizim
yargımızı baskı altına almaya çaJıştığını" söyiedi.
Ne ki, elmalarla armutları birbirine karıştırarak:
RTE'nin elmaları AB, armutları ıse Van'da rektöre
uygulanan hukuksal haksızlıkları kınayan medya
ile sivil toplum örgütlerini yargıya baskı yapmakla
suçlaması!
Çıkın ortaya, yasalar Pamuk'u yargılamamızı em-
rediyor. llk ve son yasalar ne gerektiriyorsa ona gö-
re davranılacak. Bağımsız yargının karartarını bek-
leyin ve susun... bu hükümet diyemedı aylardır.
Adamlar tsunami dalgaları gibı. Hemen her gün
bir olaya yeni bir aşama kazandırıyor. İfade özgür-
lüğünde "Türk hükümeti ciddiyse derhal harekete
geçmeli" diyorlar. Neyapmalı? Tabii "adilolmayan
dava durdurulmair. Pamuk'un beraatı sağlanma-
lı, bu bir. Iki, TCY'deki 301 ve 305. maddeler de der-
hal kaldırılmah.
• • •
AB'den gelen baskıya çare aramaya başlamış-
lardır bile. Yakında örneğin Adalet Bakanı Çiçek, -
Dışişleri Bakanı gibi- "Henüz mahkûm olmadı, o/a-
cağı da kuşkulu, bu telaş niye" diye AB'ye sesle-
necek olursa veya AB talimatı üzerine yasadaki
maddeleri değiştireceğimizi "müjdelerse" elbette
şaşırmayacaksınız!
AB'nin elindeki silah: şunu bunu derhal yapmaz,
AB'nin söylediklerine uygun davranmazsan (örne-
ğin Güney Kıbrıs'a limanlarını açmazsan) tam üye-
lik müzakereleri tehlikeye girer, askıya alınabilır. Bu
tehdidi şimdi bir aşama daha ileri götürdüler; Pa-
muk'u beraat ettirmez, davanın düşmesine olanak
sağlamazsan... Bak haaa, AB üyeliğin suya düşeri
Geçenlerde AB Komisyonu'nun Genişlemeden
Sorumlu Direktörü, hele şubat mart aylannda üye-
lik müzakereleri başlasın, daha nelergöreceksıniz,
ne dayatmalar diye demeç vermedi mi?
Pamuk' la şubatı martı beklemediklerinı göster-
diler.
AB önünde hükümetin boynu bükük!
AL GÖZÜM SEYREYLE
IŞIL ÖZGENTÜRK
Mardin 'de bir hş masah
• Baştarafı Arka Sayfada
dürü'ne gjdelim." "Olur" demiş Bema, "Gidelim." Ma-
haileden. bın gebe beş kadın ve Bema. Emnıyet Müdü-
rü'ne gitmışler. Bema biraz tedirgin.. ne olacak, neler ko-
nuşulacak?.. Dahakapıdaniçeri girmışler, kadınlardan bi-
n dövünmeye başlamış. Kadın dövünüyor haklı, onun el
emeği göz nuru diye dokuyup duvara astığı kilimin bir ör-
neğiyerde duruyor. Ayaklaraltında. Kadın bu hikâyeyı an-
latınca, Emniyet Müdürühemen halıyı toplatıp kaldirtmış
ve "Buyurun bayanlar, sizi dinliyorum" demış. Kadın-
lardan sözcü seçılenı, mahallelerinde kurmak ıstediği bır
yuvadan söz etmiş: yerini bulduklannı. lakın kıra parası-
nı bulamadıklannı söyleyip "Kira parasını da siz öde-
yin" demiş. Emniyet Müdürü bir an düşünüp "Peki" de-
miş "üç aylık kirayı biz öderiz..." Kadınlar hemen itiraz
etmişler, "Ohoo, ha kurban. bizim daha çok masrafı-
mız olacak, içeriye sedir lazım. çocuklara oyuncak, kâ-
ğıt kalenı lazım. Biz bunlan tedarik edene kadar üç ay
geçer. ev sahibi de bizi kapının önüne koyar. Sen gel şu
kirayı biraz daha uzun öde." Emniyet Müdürü. "PekT
demış, "altı ayuk kirayı ödemeyi kabul ediyorum". Ka-
dınlar hep bir ağızdan gene itiraz etmişler. sözcü,"Baka-
sın, Müdür Bey" demişu
benim çocuk hırsız olur, uğur-
suz olur, kötû yola dûşer, adam öldürür ama, o benim
çocuğumdur kapıya koyamam. bağnma basmaya de-
vam ederim, ama senin zorluklann artar. gerisini bir
düşün." Emniyet Müdürü bıraz şaşkın, "Peki düşünece-
ğün" demiş
Ertesı gün Bema bir telefon almış, telefondakı kişi Em-
niyet Müdürü, "Ben" demiş, "böyle cesur bir pazarhk
görmedim. Bir yülık kirayı buradan ödeyeceğim, ayn-
ca yuva için polis kantininden yiyecek ve yakacakyar-
dımı yapılacak."
Evet efendım, yuvanın ilktohumlan böyle atılmış, son-
rası nasıl gelmiş... Çevremdeki kadınlar Bema"ya bakıp
gülüyorlar. "Anlat anlat." Efendim ilk zamanlar kadın-
lar yuvaya gelmeye çekınıyorlannış, malum erkekler,
"Orada ne olduğu belh" değil, gidemezsiniz" diye emir
yağdırmışlar. Ama birkaç kadın Berna'ya gelip şöyle de-
mişler. "Diğer arkadaşlarla siz, bizim evleri bir bir zi-
yaret edip kaynanalan ikna edin, gerisi kolay." Bema
ve mahallenin öncü kadınlan başlamışlar evleri bır bır zı-
yaret etmeye. Kayınvalideler. "O yuvada ne yapılıyor?
Namuslu bir yer midir? " diye sormuş ha sormuşlar... So-
nımda ıkna olmuşlar ve ertesi gün yuvaya gelen kadın ve
çocuk sayısı anında artmış. Hikâye böyle gelişmış. Tam
burada yanı başımızdaki kadınlardan bın çocuklara buğ-
daydan, pirinçten, mercimekten kocaman çıçekler yap-
mayı öğretirken. "Ya işte böyle" diyor. "sonunda koca-
lar, kayınvalideler. buranın çocuklarunıza ne kadar ya-
rarlı olduğunu anlayıp bize özgürlüğûmüzü tanıdılar."
isilozgenrurk@superonline.coni
Olaylarm ardından Iran çıktı
UMUT davasınm gerekçeli karannda, Tahran'm dış politikasmda araç
olan terorizmi Türkiye'ye karşı sık sık kullandığı tespitinde bulunuldu
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Gazetemiz yazarlan
Uğur Mumcu, Prof. Dr. Ahmet
Taner Kışlab, Prof. Dr. Muam-
merAksoy ve Doç. Dr. Bahriye
Üçok cinayetlerinin faillerinin
yargılandığı UMUT (Uğur
Mumcu Uzun Takip) davasmın
gerekçeli karannda, tran'a işaret
edildi. Kararda, "Iran'ın dış po-
litikasında araç olan terorizm,
mevcut potansiyelden yararla-
nüarak bölgede kendine karşı
en büyük rakip olarak gördü-
ğü Türkiye'ye karşı da sık sık
kullamlmıştır" denildi. Cina-
yetlerdeki kilit isim Ferhan Öz-
men'in Iran'da eğitildiği de vur-
gulandı.
Gazetemiz yazarlan Mumcu,
Prof. Dr. Kışlah, Prof. Dr. Aksoy
ve Doç. Dr. Üçok'un öldürülme-
si olaylannın da aralannda bu-
lunduğu çok sayıda cinayeti kap-
sayan UMUT operasyonuna iliş-
kin davada, Ferhan Özmen'ın
KİLİT İSİM FERHAN ÖZMENI EGITTİLER
Gerekçeli kararda îran'ın 1981'den sonra devrimi diğer
Müslüman halklann yaşadığı ülkelere yaymak için ba-
kanlık kurduğu, bu ülkelerden Iran'a 15'er günlük ücretsiz
seyahatler düzenlendiği ve Iran'a gidenlerin devrim muha-
fızlan komutanlanndan askeri ve siyasi egitim aldıklan an-
latıldı. Cinayetlerdeki kilit isim Ferhan Ozmen'in 1988 yı-
lında Iran'a gittiği ve Kudüs Ordusu'na katıldığı, El Burz
Dağı'nm eteklerinde bulunan bir kampa götürülerek 15
gün süreyle 2 Iranlı tarafindan sılahlar ve bomba yapımı
konulannda teorik ve pratik eğitim aldığı anlatıldı.
ağırlaştınlnuş müebbet, diğer sa-
nıklann çeşitli hapis cezasma
çarptınlmalanna ilişkın karann
gerekçesi belli oldu. Gerekçeli
kararda, sanıklara yönelik suç-
lamalar ve savoınmalar özetlen-
dikten sonra, Islami teröre ilişkin
değerlendirmelere yer verildı.
tslami terör eylemcilerinin,
Islami düşünceyi bütün dünya-
ya yayma ve evrensel bir îslam
de\leti kurmaya yönelik her
türlü terörü mubah saydıklan
ifade edilen kararda, 1970'li
yıllarda kendini göstermeye
başlayan Ortadoğu kaynaklı te-
rörün, Batı kamuoyunda "ts-
lam terorizmi" kavramının or-
taya atılmasına neden olduğu
belirtildi. Kararda, "1979 yüı-
na gelinceye kadar tslam
dünyasına atfedilen terör ey-
lemleri, çoğunlukla Filistin ve
Libya eksenindeyken devrirn-
den sonra bu yöndeki iddiala-
rın ve eylemlerin merkez üs-
sü İran olmuştur" denildi.
Türkiye'nin cumhuriyeti be-
nimsemesinden sonra dinin si-
yasallaştınhnası yönündeki po-
litik tavnn, cumhuriyet düşmanı
gerici çevreleri harekete geçirdi-
ği vurgulanan kararda, şöyle de-
nildi: "1979 yılında Iran'da ya-
pılan devrim, tûm Müslüman
ülkeler üzerinde büyük bir he-
yecan yaratmıştı. Bu süreç
içinde devrimin etkileri yavaş
yavaş ülkemizde belli bir ke-
sim üzerinde yankı bulmaya
başlamıştır. tran'ın dış politi-
kasında bir araç olan terorizm,
mevcut potansiyelden yararla-
nılarak bu ülke tarafindan böl-
gede kendine karşı en büyük
rakip olarak gördüğü Türki-
ye'ye karşı da sık sık kullanıl-
mıştır.Küçükörgütler, tran'ın
stratejik hedef olarak gördü-
ğü hedeflere saldırırken bölü-
cü terör çetesinden de azami
ölçüde yararlanılmıştır."
DSP'nin
2005yılını
değeriendirme
toplantsında
DSP flamalan
veTûrk
bayraklan
sallayan
partililer sık sık
"Halkçı Ecevit",
"Başbakan
Sezer" ve
"Türkiye'de tek
yol demokratik
sol" sloganlan
attı. Toplantının
sonunda,
Rahşan
Ecevit'in
82. doğum
günü kutlandı.
(Fotoğraf: AA)
Sezer>AKP hükümetinin ülkeyi içinden çıkılamaz bir duruma sürüUlediğini söyledi
'Türkiye Afrika'ya dönüyor'
Istanbul Haber Seni-
si - Demokratik Sol Parti
(DSP) Genel Başkanı Ze-
ki Sezer ve Onursal Ge-
nel Başkaru Bülent Ece-
vit, DSP'nin Istanbul'da-
ki toplantısmda AKP'nin
ülkeyi kötü yönetmesinı
eleştirerek, sağ partilerin
tek alternatifinin DSP ol-
duğunu bildirdi.
DSP tarafindan Grand
Cevahır Otel'de "DSP
2004 ydı iç ve dış politi-
ka değeriendirme top-
lantısı" düzenledi. Genel
Başkan Sezer, Istan-
bul'un dertler kenti hali-
• DSP Genel Başkanı Sezer. 3 yıllık AKP iktidan sürecinde, halkın
hayat pahalılığı altında inlediğini, Türkiye'nin kırmızı çizgilerinin
unutulduğunu, anlaşmalardan doğan haklann korunamadığını söyledi.
ne geldiğini belirterek
"tstanburun eski bele-
diye başkanı başbakan
oldu diye umutlananlar
oldu. Ama bu umutlar
tek tek sönüyor. Çünkü
Tayyip Bey, arkasında
dert dağları bırakarak
Ankara'ya gitti" ıfade-
sini kullandı. 3 yıllık
AKP iktidan süresinde
Türkiye'nin büyük kayıp-
lara uğradığıru, halkın ha-
yat pahalılığı altında inle-
diğini dile getiren Sezer,
"Beceriksiz hükümet
yüzünden içinden çıkıl-
maz bir duruma sürük-
leniyoruz.Türkiye Afri-
ka'ya döndürülüyor. Bu
hükümetten en kısa za-
manda kurtulacağız"
diye konuştu.
Sezer, şöyle devam et-
tı "Ülkenin milli kırmı-
zı çizgileri unutuldu. A-
ma kırmızı sokaklar
oluşturuluyor. Ülke kö-
tü yönetiliyor.Anlaşma-
lardan doğan hakları-
mız korunamıyor, sa-
nıklar adliye önünde
korunamıyor. Bu hükü-
met seçimde kendisini
de koruyamayacak. Gi-
diyorlar, geliyonız."
Bülent Ecevit de
AKP'nin Cumhuriyet ta-
rihinde eşi görülmemiş
hatalar yapmasını eleşti-
rerek "Hükümetin dış
Hişkilerdeki sorumsuz-
luğu, kaygı verici. Bir
hükümetin kendi ülke
sınırları içindeki hata-
lan tamir edilebilir. A-
ma uluslararası tutu-
mundaki hatalar, zor ta-
mir edelir. Uluslararası
alanda göz göre göre
karşı karşıya gelinen bu
sorunları çözmeye biz
talibiz. Bizi yeni bir ik-
tidar görevi beküyor. D-
SP, yeniden ve müm-
künse tek parti olarak
iktidara gelmeli" dedi.
ARINÇ'IN MESAJI SEZER'DEN ÖNCE
TRTyayınında
protokol skandalı
ÇANKAYA'DAN MEVLANA MESAJI
'Çatışmayerine
uzlaşma olmalı'
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - TRT'de Mevla-
na'yı anmak için düzenle-
nen "Şeb-i Arus" törenle-
rinde TBMM Başkanı Bü-
lent Arınç'ın konuşması-
nın, Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer'in konuşma-
sından önce yayımlanması
dikkat çektı. TRT yetkılile-
ri, yayın sırasında bir hata
olduğunu, Arınç'ın konuş-
masmın Sezer'in konuşma-
sından önce yayımlanma-
sında bir kasıt bulunmadı-
ğını kaydettiler.
TRT 2, TRT INT ve TRT
TÜRK'te dün saat 19.45'te
başlayan ve nakJen yayımla-
nan Şeb-i Arus törenlerinde
protokol krizi yaşandı. TB-
MM Başkanı Annç 'ın Mev-
lana'nın 732. Vuslat Yıldö-
nümü nedeniyle yaptığı ko-
nuşma. Cumhurbaşkanı Se-
zer'in konuşmasından önce
yayımlandı.
Cumhurbaşkanı'nm ko-
nuşmasmm protokol gere-
ğince önce yayımlanması-
nın gerektiği yayına ilişkin
TRT yetkilileri, bir hata ya-
pıldığuu kaydettiler.
Yetkililer, konuşma sıra-
lamasında bir kanşıklık
yaptıklannı belirterek
"Arınç'ın konuşmasının
Sezer'in konuşmasından
önce yayımlanmasında ke-
sinlikle bir kasıt yoktur.
Bir hata yapılmış" iddı-
asında bulundu.
Jl
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Cumhurbaşkanı
Ahmet Necdet Sezer, Mev-
lana'nın "Gönül birliğine
dayalı öğretileri, düşünce-
leri ve felsefesiyle, 13. yüz-
yılda şiddetin ve aynmcdı-
ğın olmadığı, barış içinde
bir dünyanın yolunu gös-
terdiğini" bildirdi. Sezer,
toplumsal hayatta çatışma
yerine hoşgörü ve uzlaşının
benimsenmesini de istedi.
Sezer, Mevlana'nın 732.
Vuslat Yıldönümü nedeniy-
le dün bir mesaj yayımladı.
Sezer mesaj ında, insan sev-
gisi, yardımlaşma, dayanış-
ma ve farkhlıklarla bir ara-
da yaşama bilincinin top-
lumsal yaşamda banşı ve
huzuru egemen kılacak te-
mel öğe olduğunu belirtti.
Mevlana'nın birçok düşü-
nürü etkilediğini. içindeki
Tann ve insan sevgisini en
güzel ve yalm biçimde an-
lattığını ifade eden Sezer,
şöyle devam etti: "Ahmed
Yesevi, Mevlana, Yunus
Emre ve Hacı Bektaş Veli gi-
bi simge ve örnek kjşilikle-
rin dile gerirdikleri sevgi,
saygı ve hoşgörünün, hu-
zuru ve toplumsal barışı
sağlamanın önemli koşulu
olduğunu unutmamalı, da-
ha güzel bir gelecek için
birbirimizi anlamalı. çatış-
ma yerine uzlaşma ve hoş-
görüyü yaşam biçimi ola-
rak benimsemeliviz."
GUNDEM MLSTAFA BALBAY
H Baştarafı 1. Sayfada
Filmin insanları (oyuncuları demeyeceğim) zeytin
ağacının gövdesı kadar asırtık, incir ağacının meyvesi
kadar taze duygulan ete kemiğe büründürdüler.
Film beni aldı, 12 Eylül 1980'in öncesıne sonrasına
götürdü. Orada bıraktı, günlerdır getirmıyor!
Dönemin devrimcı delikanlısı Sadık, üniversite ça-
ğında babasını dınlemez... 12 Eylül günü çocuğu do-
ğarken, eşı ölür. Çocuğu Deniz okul çağına yaklaşır-
ken, IzmirSeferihisar'a anne-babasının yanına gitmek
zorunda kalır. Sadık, babasıyla oğlu arasındadır...
•••
Filmin adı bile 78 kuşağının yaşama bakışından bir
kesit; Babam ve Oğlum... Ben, değıl!
Çok Sadık'lar yitıp gittı, 12 Eylül'ün öncesinde, son-
rasında...
Ne büyük hayalleri vardı, anlatamam! Devrimi kendi
kuşaklan içinde yapmak, tamamlamak istiyorlardı. Ba-
şarabilirterdi, çok az kalmıştı! O, olaylarm kızıştığı 1979
yazında birbırlerini uyardılar:
- Arkadaşlar, bu yaz tatilinde memleketimize gitme-
yelim. Devnmci durum oluştu, her an gerçekleşebilir.
Sonbaharda devrime ulaşmış olabılıriz!
Ne büyük özvenler gösterdtler, tanf edemem! Her şey
bir yana, canlannı verdiler. 5 bın genç yitip gitti... Iz-
mir'de Bayraklı'nın, Ankara'da Dıkmen'ın, (stanbul'da
Ümraniye'nın dılı olsa. "Halkımızın konutsorununu çöz-
meliyiz" dıyen devrimci gençler, gecekondulan nasıl
da bır çırpıda bıtirmişlerdi...
Devrime öylesine inanmışlardı ki, çoğunlukla devnm-
den sonrasını konuşur olmuşlardı. Belki çok can yite-
cektı, ama halkın eşıt ve mutlu yaşaması için ne gere-
kiyorsa yapılmalıydı. Devrimden sonra Izmir'de Karşı-
yaka ve Bınncı Kordon evlen, Istanbul Boğazı'nın iki ya-
kası hangı sektörün işçılerine verilecekti; çok adil ve
dikkatlı dağıtmak gerekiyordu... Kendilerine hiçbir şey
ayırmıyorlardı. Devrim onlanndı ya, yeter!
Devrimi kendilerinden başkası yapamazdı. Bundan
çok emindıler. öyle ki, 12 Eylül 1980 sabahı anneleri,
"Kalk evtadım, ihtilal oldu" dediğınde ilk tepkileri şu ol-
muştu:
- Sahi mı, hangı fraksiyon yaptı?
Evlıliklerde devrim ıçindı, çocuklarda. Bırının bir ço-
cuğu mu oldu; kız-erkek fark etmez, şöyle duyurulur-
du:
- Müjde, bir devrimci daha dünyaya geldi!
12 Eylül bu kuşağın üzerinden bır buldozer gibi geç-
ti. Sağ çıkanlann çoğu, sağlam çıkmadı. Sadık gibi...
Hayalleri gökyüzünde bir buluta dönüştü; hem çok
uzaklarda, hem gölgesi tepelennde!
•••
Film, 78 kuşağından ince bir kesiti mağma tabaka-
sına kadar dennlemesıne ınerek güle ağlaya anlatıyor.
Yüreğinize bir acı çökerken kahkahalar atıyorsunuz.
78 kuşağı öyküleri öyledir!
Kahkahalan koyverdim, gözyaşlannı tutmayı yeğle-
dim... Ama baba Hüseyin, oğlu Sadık'ın cenazesini eve
getirirken...
Hani gür bir çeşmenin ağzını çaputla, tahta parça-
lanyla tıkayıp kapatırlar da, yıne de su çeşmenin dibin-
den sızıntıyla akar ya...
öylesine bır yaş süzüldü gözlenmin altından... Q^
ğırmak ıstedım, hey gıdı güzelım gençlik hayallerı, hey
gidi güzelım aıle bağları diye...
Bağırmaaak... Bağırmak...
Eline sağlık Çağan Irmak...
ankcum / cumhuriyet.com.tr
Marmara Vakfı'ndan etkinllk ;
Fransa Senatosu'na
Türkiye çıkarması
Haber Merkezi -
Marmara Vakfı, Fran-
sa'run başkenti Paris'te
bugün "Laiklik Türki-
ye'de 68, Fransa'da
100 Yaşında" konulu
bir toplantı düzenliyor.
Fransız Senatosu'nda
Türk ve Fransız parla-
menter, düşünür, akade-
misyen, sml toplum ön-
derleri ve devlet adam-
lannın katılımıyla ger-
çekleştirilecek toplantı-
da Fransa, Senato Baş-
kan Yardımcısı Bayan
MicheleAndre başkan-
lığındaki bir heyetle
temsil edilecek.
Türk tarafindan ko-
nuşmacı olarak CHP
mületvekili GülsünTo-
ker Bilgehan, TBMM
Dışılışkiler Komisyonu
Başkanı ve AKP millet-
vekili Mehmet Dülger,
eski Dışişlen Bakanı ve
AKPmılktvekilıYaşar
Yakış, ünlü felsefeci
Prof. Dr Yoanna Ku-
J
çuradi, Fransa tarafin-
dan da senatörler Joset-
te Durieux, Jean Mas-
seret, Jean Pierre Su-
eur gibi ısimler kaftla-
cak.
Marmara Vakfı Baş-
kanı Dr. Akkan Suver
toplantıda laiklik, cum-
huriyet ve demokrasinin
kazanımlannı ortaya
koyacaklannı belirtti.
Denktaş: Kıbrıs gözden çıkanMı
• Istanbul Haber Servisi - KKTC'nin 1. Cum-
hurbaşkanı Rauf Denktaş, Türkiye'nin AB'ye gir-
mesi için Kıbns'ın gözden çıkanldığını söyle-
di.Türkiye Emekli SubaylarDerneği'nin düzenle-
diği "Türkiye-AB îlışkiİerinin Geleceği ve Bu
Cerçevede Türkiye'nin Açılunlan" konulu sem-
pozyumun açılışında konuşan Denktaş, AB ile Ek
Protokol'ün TBMM'den geçmesi durumunda Tür-
kiye'nin Kıbns'ı konıyamayacağını sa\ıınarak
"Acaba Türk Hükümeti, Arinan Planı'na 'evet' de-
mekle Kıbns'tan kurtulmak mı istemiştir?" dedi.
'AB, Aşkın'a duyarsız'
• tstanbul Haber Servisi - Bahçeşehir Üniversi-
tesi A\Tupa Birliği Merkezi Başkanı Dr. Cengiz
Aktar, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörii
Prof. Dr. Yücel Aşkın hakkında açılan davanın,
yazar Orhan Pamuk'un davasından daha vahim
olduğunu ifade ederek "AB, Aşkın davasına yeter-
li duyarhhğı göstermiyor" dedi. Sabancı Üniversi-
tesi AB Kulübü'nün düzenlediği "AB-Türkiye
Ilişkileri" panelinde konuşan Aktar, "AB, Aşkın
davasına yeterli duyarhhğı göstermiyor. Aşkın' m
davasında ciddi hukuk ihlalleri söz konusu." dedi.