17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 13 KASIM 2005 PAZAF 8 HABERLERÎN DEVAMI TURKIYE fstanbul _Y" 13 Sinop Y 13 Adana Edirne PB 12 Samsun B 24 Y 14 Kocaeli V 13 Trabzon Y 13 Çanakkale PB 14 Giresun Y 13 Izmir B îî Ankara Y 12 Manisa Âydın PB 17 Eskişehir Y 11 Denizli 20 Konya PB 12 18 Sıvas PB Zonguldak Y 11 Antalya B 24 Kars Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van B B B B B K K 22 16 19 15 17 6 8 Yıroı,n kjzey ve ıç ke- STilert parçalı bulırtlu, Marnara nın doğusu, Ba- D Karadenız, Orta ve Doğu Karademz kıytlan, Iç Ara- dolu'nun kuzeybatısı, Do- 0d AAadoHi'nun doğusu ıteArtvmçevresıyağışiı dı- ijer yerter az buluüu geçe- cek Batı Karadenız'ın ıç kestp-len leDoğuArado- IÜ nun doğusunda yağış karia kanşık yağrrur ve kar Md ö k DIS MERKEZLER Oslo Y 9 Berlin PB 11 Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksei Paris Bonn Münıh PB PB Y Y Y PB PB PR 10 12 12 11 10 9 10 15 Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih PB PB PB PB PB PB PB PB 9 15 9 13 11 19 17 10 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bışkek Tıflis Kahire PB PB PB Y Y Y PB PB 4 14 3 13 11 10 10 23 Şam B 19 Taşkent Tat-rai QtAçtk Parçalı bulutlu Sıslı ^ Çok bu'utlu ı Yağmurtj »_°AİW KarİF > Gök gurûltulü G U N C ELcÜPsEYT ARCAYÜREK M Baştarafı 1. Sayfada lan çalmaya başladı ve saldırı düzeninde eyleme gi- riştiler. l Annç bugün karann hukuken ne kadar boş, de- ğersiz, etkisiz ve deyetersiz olduğunu kanıtlayaca- ğını açıkladı. Boylece Türk ve dünya kamuoyu, Üç Büyükler'in medyamızdan sonra AlHM'ye açtığı ye- ni cihad-ı türban adındaki meydan savaşının yeni bölümünü izlemiş oldu. Bakın nasıl: RTE dünya ahret iki elimiz yakanızda demeye ge- len açıklamalanndaAlHM'yi sorguluyor. Söyleyin ba- kalım, diyor; "srzin ülkenizdeki mevcut yasalannızın inançlarla örtüşcn veya çakışan yanlannı değerten- dirdiniz mi?" Ya! Demek sormadınız ve yanrt alma- dınız ha? öyleyse "böyle bir karara varmak bir defa din ve vicdan özgüriüğüne ters düşer". Hızını alamayan RTE, dışardan içeriye dönüyor. AlHM'nin türban sorununa nokta koyduğunu yazan- lan artniyetli diye suçluyor. Veriyor veriştiriyor: Ne demekmiş nokta koymak, nereye nasıl koyuyorlar? Oysa AlHM'nin koyduğu nokta ortada. Medya, medya... AİHM, AİHM! Duy sesimizi: "In- sanlannhukukunuyanlışyasalariageçicibirsüreyok edebilirsiniz, ama eninde sonunda bu hukuk yasa haline gelir, gelcfiği zaman da beklenen çözüme ka- vuşulmuş olur" diyor. Türbanlı başlar, eşler, genç kızlar, anladınız mı şim- di AİHM kararı karşısında bu iktidarın olası tutumu- nu. Tabii anlamadınız, ama sorabilirsiniz: Bugüne dektekbaşınailctidarolmasına karşın bu Başbakan, bu Dışişleri Bakanı ve bu Meclis Başkanı... Üç Bü- yükJer... Şayet bir yasayla sorunu çözme yeteneğinde ise- ler, bugünlere dek türban sorununa bir yasa getire- rek neden çare bulamadılar? • • • RTE'nin türbar sorununu çözememenin ezikliği ve buna ek olarak AlHM'den gelen darbenin şidde- tiyle söylediklerini... parti başkanıdır, başbakandır, üç yıldır vaat ettiği ancak bir türlü çözemediği bir so- runla ilgili sert çıkışlannı makul ve mazur gösteren- ler olabilir amma velakin: Dışişleri Bakanı Gül'ün Başbakanını da aşan, AlHM'ye, içerideki karşıtlarına meydan okuyan hat- ta yeni birsavaşı tetikleyen demeçlerini nasıl yorum- layacağız? Türkiye'nin artık türban konusunda adım atama- yacağı yönündeki yorumları anımsatanlara öyle bir yanıt verdi ki; öf ki öff... bir cümlesiyle tüm karşı cep- heler (dağlar) yıkılır. Dedi ki: "lleride görürsünüz, ya- pılırmı, yapılmaz mı?" Iç içeliği tartışılrnaz iç ve dış hukukla zıtlaşmayı bu denli veciz biçimde, ama içinde hiddet, şiddet hat- ta intikam duyguf arını gızleyen tek cümleyle özetle- yebilecek bir devlet adamını ancak Türk analar do- ğurabilir. Gül'ün hırçınlaşması, hiddetlenmesi için bir değil pek çok neden var; örneğin ah şu Batı basını: AİHM karannı "laiklerin vzun süren yasal savaşın ardından kazandıklan bir zafer" olarak yorumlayınca; mantık gereği bu iktidarı... AKP'yi, FiTE'yi, Gül'ü, Annç'ı, kı- saca Üç Büyükler'i... laiklik kanşıtı, laiklere karşı sa- vaşan bir iktidar diye nitelemiş olmuyor mu? • • • Peki ama Çankaya'daki sağduyu, Cumhurbaşka- nı Ahmet Necdet Sezer ne diyor? Olayı içerden dı- şanya doğru sağlıklı hukukçu mantığıyla irdelerken... türban sorunu "zaten Anayasa Mahkemesi karanyla bitmişti. AİHM de bu doğrultuda karar verdi. Bağla- yıcıdır. Konu hiç kuşkusuz hukuken kapanmıştır" di- yor. Üç Büyükler acaba AJHM'den Anayasa Mahke- mesi karannın aksine türban yasağını antidemokra- tik ve insan haklanna aykırı bulan bir karar mı bekli- yordu? Olabilir; insan hayal ettiği sürece yaşar! Erdoğan: AlHM'nin türban karan genellenemez Çelik: îç hukuku bağlamıyor AKP kabullenemedi• Baştarafı 1. Sayfada nu hukuken kapanmıştır' dedi. Bu konu hukuken kapandı mı? Bundan sonra hangi düz- lemde tartışılacak" sorusuna şuyanıtı verdi: "Ben düşünce- lerimi daha önce söyledim. Sayın Cumhurbaşkanı Ue bir atışma içerisine girmek iste- mem. Benim düşüncem belli- dir. Bu genellenmemelidir. Burada verilen karar bir ge- nel karar değildir, bir dosya ile ilgili karardır. Dolayısıyla bundan sonraki süreci de bu anlayış içerisinde değerlen- dirmenin gereğine inanıyo- rum. AB sfirecine kim saygı duyuyorsa, AB üyesi ülkeler- deki icraatlara da saygı duy- sunlar. Çünkü yüzde 99'u Mflslûman olan f ürkiye'deki bu uygulama, AB üyesi ülke- lerden acaba hangisinde var. Bu soruya da cevap bulmala- rını özellikle isterim. Eğer bu soruya da cevap bulabilirler- se o zaman bu düşüncelere çok daha farklı bir şekilde ben de saygı duyarım." Çelik de Istanbul'da katıldığı sertifika töreninde, basın men- suplanna yaptığı açıklamada, hukukçu olmadığırn ve AlH- M'nin verdiği karan hukukçula- nn tartışacağını vurguladı. 'Bu bir Dreyfüs davası' Çelik, sözlerini şöyle sürdür- dü: "Bu karar, hukuki olmak- tan ziyade siyasi bir karar ma- hiyetindedir. Avrupa hukuk tarihinde bu ve benzeri karar- lar vardır. Buna bakılırsa ka- rar, bir çeşit Dreyfus davası- dır. Bu dava nedir diye ansik- lopedilere bakarsanız, onun detaylannı görürsüöûz..." Başbakan Erdoğan ile Dışişle- ri Bakanı Abdullah Gül'ün ge- rekli açüdamaian yaptığını, on- lann dediklerine katıldığını açık- layan Çelik'in, "Ancak AİHM kararlan iç hukuku bağlayan hükümler değildir. Türkiye'de böyle bir problemin, talebin ortadan kalktığı anlamına gel- mez. Özgürlükçü olmak lazım. tnsanları ötekileştirmemek la- zım" sözleri dikkat çekti. Sangül, CHP lideri Baykal'm delegelere 'siyasi rüşvet' verdiğini iddia etti 'Kurultayın geçerliliği yok' AL GÖZtİM SEYREYLE IŞIL ÖZGENTÜRK Geçmişe Yolculuk • Baştarafı Arka Sayfada Fotoğraflar devam ediyor. yıl 1983. 30 Ekim'de Er- zurum'da deprem olmuş. Ko> r unören Köyü'nde yıkın- tılar arasında bir anne, çaresızlik çığlıklan atıyor. Önünde tam beş çocuk ölüsü. Boy boy. Hayır, dayanı- lır gibi değil. Bence Mustafa Bozdemir'in bu fotoğ- rafi hastanelerdeki sus işareti yapan hemşirenin fotoğ- rafi gibi büyütülüp. her yere asılmalı Bir deprem ül- kesi olduğumuzu sık sık anımsamakta fayda var. Bu kadar gözyaşı yeter. şırndi keyifli bir fotoğrafa geçmek istiyorum. Yd 1985. ÜlkeÇin. Ülkedepekçok _jjeydeğişiyoııDaha_ çok demokrasiısteniyûr, dahaçok söz hakkı. Her ülkede olduğu gibi reform taraftarlan- nı sindirmek için tankJar sokağa çıkmış. Ama genç bir Çinli, tek başına tankJann önünde duruyor. Tanklar yollanna devam etmek için onu çiğnemekzorundalar. Genç adam kıpırtjsız, sanki arkasında mılyonlarca Çın- li var. Öyle güvenli ve vakur. Evet, yerim bitmek üzere, diğer fotoğraflan anlata- madım. Sözün kısası. benim için çok uzun bir yolcu- luk oldu. ZamanJar nasıl geçmiş?.. Beni bu yolculuğa çıkaran M. Emin Erol'a teşekkür ederim. Bu arada ak- lıma geldi. Herkes kendi tariMne tanıklık eden fotoğ- raflan yan yana getirerek böyle bir seçki yapabilır ve her türlü yolculuğa çıkabilir. Hadi iş başına!.. isilozgenturk(fi saperonline.com Cumhuriyet Ajandası • Haber Merkezi - Cumhuriyefin geleneksel ajan- dası 2006 >ılı için yeru bu- içerikle yeniden tasarlandı. Cumhuriyet Ajanda 2ı)06"da ulusal ve uluslararası gün ve haftalar, mali vükinılülük tarihleri, anılarda kalan düşün ve sanat insanlanmız. inançlann kutsal gün ve geceleri ile Cumhuriyet tarihinin önemli siyasal ve sosyal olaylan yer ald Ciltli ve 384 sayfadan oluşan ajanda 14 Kasım Pazatesi tarihinden itibaren gazete bayileri ile kitapçılarda 10 YTL fiyatla satışa sunula- cak A>nca yurtiçı ve ;.-urtdışı gönderi ücreti alıcıya aut olmak üzere internet ortamında kredi kartı ile sipa- riş verilebilecek. Cumhuriyet okurlan. ajanda 2006'yı gazetemizin Istanbul SişH'deki merkezi ile Ankara, Lzmir, Adana ve Antaha bürolanndan da alabilecek. Istanbul Haber Servi- si - Şişli Belediye Başka- nı Mustafa Sangül, CHP'nin 31. Kurulta- yı'nda genel başkanlığa aday olmayacağını ifade ederek "Bu bir kurultay değildir. Meşruiyeti ve geçerüiiği yoktur" dedi. CHP Genel Başkanı De- niz Baykal'ın delegelere "siyasi rüşvet" verdiğini iddia eden Sangül, "Bu kurultayda Baykalcılar çalacak, Baykalcılar oy- nayacak, ben halkımı- zın çalıp oynadığı ku- rultaylara gitmek isti- yorum" diye konuştu. Mustafa Sangül, dün eşi Aylin Kotil Sangül ile birlikte Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sara- yı'nda bir basın toplantı- sı düzenleyerek, CHP 31. Genel Kurulu'na ilişkin görüşlerini anlattı. San- gül, CHP lideri Deniz Eşi Aylin Sangül ile basın toplantısı düzenieyen Şişli Belediye Başkanı Musta- fa Sangül, 31 'inci CHP kurultayında aday olmayacağını açıkladı. (Fotoğraf:AA) Baykal'ın, 28 Mart se- çimlerinde başansız bir tablo çizdigini belirterek "Türkiye'nin en büyük siyasi örgürü olan parti, 3 bin 225 seçim bölge- sinden 1174'ünde adav dahi gösteremeyecek duruma düşüyorsa, bu partiyi yönetenlerin ye- niden yeniden, yeniden aday olmaya hakkı var mıdır?" diye konuştu. 31. Kurultay'da halk desteği olmadığı gibi par- tili desteği de olmadığını belirten Sangül, şunlan söyledi: "Tüzüğümüzün 12. maddesini yalama ede- rek tam 67 bin kişiyi bu yolla usulsüz biçimde kaydedip il ve ilçe kong- releriyle oynamışlardır. 37il,242Uçedeğişikne- denlerle ya düşürülmüş ya da görev den abnnuş- tır. Kendilerini seçtire- cekleri kadrolan belir- lemişlerdir, şimdi iş ku- rultay adı altında ken- dilerini seçtirmeye gel- miştir. Herhangi bir ak- silik çıkmaması için 'si- yasi rüşvet' unutulma- mıştır. Ancak CHP dı- şında bir arayışın da içinde olmayacağını." Sangül, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a da çağnda bulunarak, "Baykal,'CHP'yiiktida- ra taşıyamadığım gün ik- tidan bu^kıyonım" diye deklare etmeli. Artık CHP'Uler ve Türkiye için başbakan çıkara- cak bir CHP'ye ihtiyaç vardjr" dedi. Erdoğan 'ayazılan mektup önceMEB 'e, oradan dagereğininyapılması için YÖK'egönderildi Rotkn'lu rüyaya resmi muamele FIRAT KOZOK ANKARA - Rüyasında Nak- şibendi Tarikatı Şeyhi Mehmed Zahit Kotku'nun kendisine eği- tim ve sağlıkla ilgili "emirler verdiğini" gören ve kendisini Prof. Dr. olarak tanıtan tsmail Tuncay Uslu, Başbakan Recep TajTİp Erdoğan'a mektup yaz- dı. Mektubu dikkate alarak res- mi işlem yapan Başbakanlık, ko- nuya resmi yazıyla Milli Eğitim Bakanlığı'na iletti. Bakanlık da "gereğinin yapılması" için Yük- sek Öğretim Kurulu'na (YÖK) talimat gönderdi. Edinilen bilgilere göre, Istan- bul'da oturan ve kendini Prof. Dr. tsmail Tuncay üstu diye tanıtan bir kişi, geçen eylül ayında •'Muhterem başkanım. kader dostum" dediği Erdoğan'a bir mektup yazdı. Mektubunda, da- ha önce Nakşibendi Şeyhi Kot- ku'nun Uzanlar'la ilgili rüyala- nndaki emirlerini kendisine ilet- ERDOCAN'IN NAKŞİBENDİ MERAKI ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Recep Tay- \ip Erdoğan, Istanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde 10 aylık hapis cezasının onaylanmasından bir gün sonra, restore ettirdiği Maktül Mustafa Paşa Cami- si'nde bir Nakşibendi şeyhinin kıldırdığı cuma namazın- da saf rutmuştu. Başbakan olduktan sonra daABD'deki Nakşibendi Tarikatı Şeyhi Hişam Kabbani ile görüş- müştü. ABD"de gerçekleşen görüşmenin ardından cüppe- si, sanğı ve uzun sakalıyla dikkat çeken Kabbani, Erdo- ğan için "en büyük". "mükemmel" anlamına gelen "Greatest, the best" sözcüklenni kullanmıştı. tiğini anımsatan Uslu, "Yaptığı- nız müdahaleleriniz sayesinde üJkemize, ulusumuza, hükü- metimize ve partimize çok bü- yük yararlar sağlanmıştı. Evli- yamızm emiıieri üzerine parti faaliyetlerine katkıda bıılun- mak üzere Beşiktaş merkez şu- bemize dahil oldum" dedi.Kot- ku'nun kendisine daha sonra da YÖK ve Sağlık Bakanlığrnın uygulamalanyla ilgili uyanlarda bulunduğunu belirten Uslu, "l ygulamalann çok yanüş ol- duğu yine evu'yamız tarafindan ben fakire ikaz edilmektedir. Görevim size duyurmaktır" diye yazdı. Uslu. yazısında şun- lan kaydetti: "Milli Eğitim Ba- kanüğrnın İngilizce öğretmen açığı bir hakikat olduğu halde İstanbul Çapa tngilizce öğret- meni yetiştiren bölümünde ikinci sınıf barajında kasten bekletilen; YÖK'ün merkezi sistemle hazırlanan sorularıy- la 69 puan aldıklan halde 5 bin öğretmen namzerinin bekletil- diği her basiret sahibi vatan- daş tarafindan esefle ve üzün- tüyle takip edilmektedir." Erdoğan'a Sağlık Bakanlı- ğı'nnı uygulamalanm da şikâyet eden Uslu, doktorlannTürk tari- hinde görülmemiş bir aşağılama ve baskı polirikası ile karşı kar- şıya olduklannı belirtti. Uslu, "Asgari geçim standartlanna mahkûm edilen tıp doktorlan- mız zecri yönetmeliklerle 18 ay müddetle şark hizmeti mahkû- miyetine zorlanmaktadır. Hal- kımız küstürülmekte.partimi- zin geleceğini tehlikeye düşür- mekte, kaş yapayım derken göz çıkartmaktadırlar" dedi. Mek- tubunu Erdoğan'a "Aziz kar- deşim" diye seslenerek bitiren Uslu, Kotku'nun, kendisinden bu soruna da çözüm bulunmasını talep ettiğini bildirdi. AYGÜN'DEN 'PROTESTO' ÇAĞRISI TIME ileATOkarşı karşıya ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TIME dergisı, An- kara Ticaret Odası (ATO) ta- rafindan hazırlatılan, Türki- ye'nin tanıtım filmi ve Türk- Ermeni ilişkilerini konu alan "San Gelin" belgeselinı içeren 600 bin adet DVD'yi dağıtınca, Ermeni lobileri tepki gösterdi. Tepkiler üze- rine dergi, DVD'nin incelen- diği ve kabul edildığıni yazı- lı olarak Türkiye'ye bildirdi- ği halde, Ermenilerden "Içe- riğinden haberimiz yoktu, pişmanız, üzgünüz" ifade- leri üeözürdiledi. JIME dergısınin özrünü "Özrü kabahatinden bü- yük" sözleriyle değerlendi- ren ATO Başkanı Sinan Ay- gün, "TTME dergisinin cid- diyetine yakışmadı. Biz Er- meni lobisine golü artık an- cak, meğer kalede TIME dergisi varmış" dedi. Ay- gün, Ermeni lobilerinin pro- testolanrnn aynnım Türkler tarafindan da yapılması çağ- nsında bulundu. ANTALYA'DA 13 KlŞl TUTUKLANDI %ete'de 5 kamugörevlisi Haber Merkezi - Antal- ya'da polisin organize suç ör- gütlerine yönelik gerçekleş- tirdiği "Sahil" adlı operas- yonda gözaltına alınan 17 ki- şiden 13'ü tutuklanırken sa- nıklardan 2'sinin polis, 2'si- nin mahkemede mübaşir, bi- rinin de infaz koruma me- muru olduğu ortaya çıktı. Samklann otostop yoluyla bindikleri araçlarda yankesi- cilik, alışveriş merkezleri, halı sahalan, çay bahçeleri ve plaj gibi yerlerde hırsızlık yaptıldan belirtildi. Operas- yonda 12 otomobil, 3 taban- ca, döner bıçağı ve ziynet eş- yalannın da aralannda bu- lunduğu çok sayıda malze- meye el konuldu. Operasyo- nun günübirlik tatilcilerin şi- kâyetleri üzerine başlatıldığı ögrenildi. Çetenin bazı üye- lerinin zaman zaman yakala- narak cezaevlerine girdikle- ri ancak eylemlerinin birey- sel olarak ele alınması sebe- biyle cezalannın uzun süre- li olmadığı kaydedildi. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada kalım. Şemdinli olayı çözüldükçe düğümleniyor. Yeni ipuçları beraberinde yeni kuşkuları getiriyor. Önü- müzdeki hafta bu konuda net yazabileceğimiz bir aydınlanma istiyoruz. Şemdinli'ye daha geniş ölçekten bakınca ola- yın özü, terör. Nereden gelirse gelsin, kim yapar- sa yapsın, hedefi ne olursa olsun, terörün hertür- lüsüne hayır diyoruz. Ancak AKP iktidan, Türkiye'nin temel konulan- nı böldü: Kendisini ilgilendirenler ve ilgilendirmeyenler. Terör olayı, AKP'nin ilgi alanına girmiyordu. Ey- lül ayında, olaylann artması üzerine, CHP'nin ko- nuyu TBMM'ye taşıma çabasını engellemek için her şeyi yapmıştı. Muhalefetin Meclis'i toplama gücüne ulaşması üzerine AKP'liler genel kurula girmiş, terörün konuşulmaması için her şeyi yap- mışlar ve başarmışlardı. Bugün Şemdinli olayına bakan AKP'liler, herke- sin cezasını çekeceğini söylemekten başka bir şey diyemiyorlar. • • • Türban konusunda AKP'nin çokyüzlülüğü de- vam ediyor. Avrupa İnsan Haklan Mahkemesi'nin (AİHM) Türkiye aleyhine karar vermesi için her şe- yi yapmaya hazır bir Türkiye Cumhuriyeti Hükü- meti ile karşı karşıyayız! Olacak şey değil... Türban olayının kesiti şu: Davalı: Türkiye Cumhuriyeti Devleti. Davacı: Türban takmakta ısrar ettiği için okul- dan atılan bir öğrenci. AKP hükümeti kimin kaybetmesini istiyor? Tür- kiye'nin. Başka yorum yok! Başbakan ve yardımcısının yanı sıra TBMM Başkanı Bülent Annç da Türkiye Cumhuriyeti'nin davayı kaybetmesinden yana olduğunu gösterdi. Annç, Cumhurbaşkanı'nın Köşk'teki uygulaması- nı ağır bir dille eleştirdikten sonra şöyle dedi: "Sezer 'den sonra böyle bir uygulama olmaz!" Bu tümce AKP içindeki Cumhurbaşkanlığı ya- nşının küçük bir yansıması. Konunun bu yanını sonraya bırakalım, Annç'ın tutumuyla devam ede- lim. Arınç, bugün bir basın toplantısı düzenleye- cek. Hafta içinde gazetecilerin bu yöndeki soru- suna şu karşılığı verdi: "Sizikırmayacağım, pazargünü çok detaylı açık- lama yapacağım. Istediğinizden daha fazJasını bu- lacaksınız." Devletle kavgaya hükümetten sonra Meclis Başkanı da girmiş oluyor! • • • Türkiye'de olaylar çok hızlı geliştiği ve değişti- ği için en önemli haberin üç günden fazla ömrü olmuyor. Van Cezaevi'nde bir rektöryatıyor... Henüz han- gi suçlamalaria mahkemeye çıkacağı bile belli de- ğil. Tutuklandığında 5 dosyası bulunuyordu. Sav- cılık, dosyalardan bazılannı YÖK'e gönderdi, ken- di sahasına girmediğini açıkladı. Şimdi tek dosya kaldı, çete kurmak! Rektör, suçluysa elbette cezasını çekecektir. Ancak, önce cezaevine koyup sonra hangi suç- lamaların gündeme getirilecegine karar vermeye çalışmak, çok tartışılacak bir durum. Van olayı hükümetin, devlet kurumunun önem- li bir parçası olan yükseköğretimle kavgasının bir yansımasıdır. önümüzdeki yılın bütçesini yapar- ken YÖK'ün ve ÖSYM'nin parasal anlamda iple- rini ellerinde tutmak üzere plan kurdular. AKP, bindiği dalı kesmekten öte, oturduğu ma- kamın duvarlarını yıkıyor! ankcumS cumhuriyet.com.tr maflduruAvukat, yanlı$ ahı CHP'nin Yimpaş gafı AYTOJT KÜÇÜKKAYA Islami holding Yimpaş 'ın Isviçre'deki kuruluşu Yimpaş Group AG'ye karşı bu ülkede yürütülen soruşturma kapsamında, yeşil sermaye mağdur- lannı temsil eden avukatlardan Yetkin Geçer, CHP'nin internet sitesinde yer alan "İslami Fi- nans Kunımlan ve Vurgun Dosyası" başlıklı yazıda "yanlışükla" "Yimpaş şirketinin avu-~ katı" olarak gösterildi. CHP'ye avukat Atalay Aksay aracılığıyla "ihtarname" gönderen hu- kukçu Geçer, yanlışın düzeltilmesini talep etti. CHP'nin, gazetemizin 3 Haziran 2005 tarihli sayısında manşetten verilen "Soyguna Din Kı- lıfi" başlıklı haberden yaptığı "yanlış auntı" ilginç bir hataya neden oldu. CHP'nin internet sitesinde 14 Temmuz'da yer alan ve Geçer'in is- minin "şirket avukatı" olarak geçtiği makale- de şöyle denildi: "...Şirket avukatı Yetkin Ge- çer, 'Biz savunmamızda sadece hâkimi aydın- latmak için Kuran'ın AJ-i Imran suresinin 130. ayetine dayanarak Islamda kati bir faiz yasagı ohnadığını, sadece fahiş faizin günah olduğunu iddia edeceğiz...' demiştir. Yani dolar üzerin- den yüzde 20 kâr payı fahiş olmuyor, rüm Av- rupa'da geçerli, en yüksek yüzde 4-6 düze- yindeki faiz fahiş ve haram oluyor. Bu geri kafahlık, İslami holdinglerin yapmış oldukla- n soyguna sadece kılıf bazırlamak için geliş- tirdikleri bir senary odur..." "Mağdur avu- kat" Geçer, makalenin yayımlanmasmın ardın- dan yaşananJan şöyle anlattı: "Ben, Yimpaş'm savunmasında kullandığı 'Faiz Kuranıke- rim'de haramdır" savunmasına, karşı savunma sunmak suretiyle, kendi silahlan ile Yimpaş'ı vurdum. Buna karşın geri kafalı ilan edildim. Almanva'daki Yimpaş mağdurlan da sitede- ki yazıyı dayanak göstererek tsviçre'nin Frankfurt Başkonsolosluğu'na yaptıklan müracaat Ue ben ve avukatlık ofisi hakkında soruşturma açılmasına neden oldular."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear