23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
EYLÜ1_ 2004 PAZARTESİ + CUMHURİYET SAYFA kultur(S cumhuriyet.com.tr 15 NhiEaffer Önlemir'le saz keyfl • Kûltür Servisi - Saz sanatçısı Muzaffer Özdeımir, pazartesi günleri Akşam Sefası Restoran'da yapacağı programlarının ilkine bugün başlıyor. Beyoğlu'nda, edebiyat çevrelerinin devam ettiği mekânlardan olan Akşam Sefası, Aysel ve Saygı Yağmurdereli'nin yönetiminde geçen ay Semih Poroy'un 'Sanatçı Portreleri' sergisi eşliğinde açıhnışO. Değişik saz çalma tekniğı ve kendi dizayn ettiği enstrûmanlarla tanınan Muzaffer Özdemir'e eşi Dilek Özdemir'in de sesiyle eşlik edeceği program saat 21.00 'de başlıyor. (0212 243 28 26) Laodîkya turizme açdryor • DENİZLİ (AA) - Denızli Valisi Gazi Şimşek, 3 yıldır kazı çalışmalan yapüan Laodikya antik kentini, turizme açmanın zamanının geldiğini bildirdi. Vali Şimşek, Denizli Polisevi'nde düzenlenen 'Laodikya'nın Geleceği' konulu toplantıda, MÖ 3. yüzyüda Helenistik dönemde kurulan, ancak daha sonra depremle yıkılan ve 3 yıl önce kazılara başlanan, Eskihisar Köyü yakınlanndaki Laodikya'run, yavaş yavaş gün ışığına çıkmaya başladığını ve antik kentin kazı çalışmalan sürerken, ziyaretçilere açılmasını istediklerini söyledi. Pamukkale Üaiversitesi (PAÜ) Rektörü Prof. Dr. Hasan Kazdağlı ise kısa süre öncesine kadar, Denizli'deki birçok insarun bile bilmediği Laodikya'nın, kazılarda çıkan eserlerle dünyada tanınmaya başladığını belirtti. Kazılara başkanhk eden PAÜ Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Celal Şimşek de öncelikli sorunun, kazılarda ortaya çıkan yapıtlann sergileneceği müze kurulması olduğunu söyledi. Çağdaş sanat sergisi • İSTANBUL (AA) - Türkıye-Almanya Kültür Forumu, Türkiye-Yunanistan Dostluk Girişimi ve Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nce düzenlenen 'Buluşma Noktası: Çağdaş Sanat - Türkiye ve Yunanistan'dan Çağdaş Sanat Sergisi', Aya Irini Müzesi'nde açıldı. 3 Ekim'e kadar gezilebilecek olan serginin küratörü Inge Baeker. Sergide Michalis Arfaras, Adnan Çoker, Theodulos Grigoriu. Ender Güzey, Gülsün Karamustafa, Kostas Tsoklis'in de aralannda bulunduğu Türk ve Yunan sanatçılann yapıtlan yer alıyor. Türkiye- Yunanistan Dostluk Girişimi Onur Başkanı Zülfü Livaneli, yazar Yaşar Kemal ve Fener Rum Patnğı Bartholomeos da serginin açıhşına katılanlar arasındaydı. ÇACRIŞIMLAR AYŞE EMEL MESCt Jinti HendPix 'The Marquee'de • LONDRA (AFP) - Rock müziğinin efsanevi ismi Jimi Hendrix, ölümünün 24. yılmda Londra'da, kendi adına açılan bir sergi ile anıhyor. Sergiye, sanatçının 27 yıl önce sahneye çıktığı 'The Marquee' adlı gece kulübü ev sahipliği yapıyor. Serginin küratörü Ted Owen, The Marquee'nin duvarlannın Hendrix'in Woodstock, Monterey ve Isle of Wight Festivalleri'nde çekilmiş resimleri ile donatüdığını, Hendrix'in memorabliyasından aralannda ünlü çiçek motifli Fender Stratocaster gitarlannın da bulunduğu 20 bin parçanın sergileneceğini belirtti. 68 kuşağmın rock ikonu haline gelen Hendrix, 'Purple Haze', 'Foxy Lady' gibi birçok şarkısıyla büyük kitleleri peşinden sürüklemişti. Usede sinema-televizyon • Kültür Servisi - Özel Kadıköy Anadolu Güzel Sanatlar Lisesinin ülke genelindeki ilk ve tek lise seviyesinde sinema-televizyon bölümü bugün açılıyor. Müzik Bölümü'nde Timur Selçuk ve Nedim Otyam, Resim Bölümü'nde Bedri Baykam, Tiyatro Bölümü'nde Işıl Kasapoğlu, Sinema- Televizyon Bölümü'nde Atıf Yılmaz birikimlerini öğrencilerle paylaşacaklar. (0 216 345 90 00) Ttazar Şiir Akşamları 1 • ELAZIG (AA) - Elazığ Vaksi Kadir Koçdemir,' 12. Uluslararası Hazar Şiir Akşamlan'nı (23-25 Eylül), Harputlu şair Nusret Dedenin anısına düzenleyeceklerini söyledi. Koçdemir, Valiük Toplantı Salonu'nda düzenlediği basm toplantısında, geçen yıl Azerbaycan'da yapdması gereken etkinliğin, Azerbaycan Devlet Başkanı Haydar Aliyev'in vefatı üzerine gecikmeli olarak bu yıl Bakû'da düzenlendiğini hatırlattı. Etkinliğin, ilk defa aynı yıl içinde 2 kez gerçekleştirildiğini hielirten Koçdemir, "ilk gün belediye önünden öğretmenevine yürüyüş düzenlenecek. Burada açılış konuşmalan, mehteran ve halkoyunlan ekiplerinin gösterileri olacak. Etkinliğe, yurtdışmdan 14, Elazığ'dan 19 ve ülke geneli katılımlarla birlikte toplam 58 şair ve yazar katılacak. Bu yıl etkinliği Harputlu Şair Nusret Dede'nin anısına yapacağız" dedi. Tiyatroda düş zaıııaıu I Günümüzde insanlığın kültür alanında can alıcı iki varoluşsal sorunu var: 1) Bel- leği zayıf, çabuk unutuyor... 2) Acelesi var. Belleği zayıflayan, çabuk unutan insan dündenkoptuğu gibi nasıl bir şimdive na- sıl bir yann sorulannda da netleşemiyor, çünkü geçmişin veri bankalanndan, in- sanlığın ortak mirası olan birikimlerinden uzakJaşıyor. Toplumsal ve bireysel kimlik sorunla- nnın yanı sıra beğenileri de gelişmiyor, o nedenle sanat/estetik alanında 'vasat', 'seçkin'i, kalitesizlik kaliteyi kovmaya başlıyor: Popüler kültür bu bağlamda ge- lişiyor. Bu gelişme, serbest piyasa kural- lanyla en iyiyi öne çıkarma iddiası taşı- yan sistemin kendini inkâr ettiği, çürüttü- ğü noktalardan birini oluşturuyor. Diğer yandan, acelesi olan insan hızh tüketmek istiyor; piyasa kurallannın mut- lak egemenliği ve popüler kültür olgusu bu durumla çakışınca sanatkültür alanı- nın üretici profili de değişmeye, akıl ve bilgi giderek dışlanıyor, kurnazlık ve (bi- lir)-miş gibi yapma geçer akçe oluyor. Kültürel boşluk Aslında Batı toplumlan da bu tip so- runlar yaşıyor, ama dayandıklan (ve bü- yük ölçüde Rönesans'a ve Aydınlanma'ya borçlu olduklan) sağlam felsefidüşünsel gelenek, sanat estetik alarunı ve genelde kültürü piyasa destekli popüler saldınlara karşı koruyan mekanizmalan hâlâ ayakta rutabilme- lerini sağlıyor. Ama bizimki gibi en az yüz elli yıldır kimlik bunalımı (Doğu/Batı, vb.) yaşamasına karşın özgün fıkir üretiminde çok geri kalmış, üstelik son 20 yılda kamusal eğitimi tamamen çökertip kültürü alabildiğine popülerleştirmiş ve 'med- yokrasi' (medyanın ve vasatlığın egemenliği) düzeninde üreticisi-tüketicisi tencere kapak ol- muş toplumlarda sorun iyice yakıcı bir hal alı- yor. Bugün en önemli, acil, hatta tehlikeli işlerde bile toplumsal aklı egemen küamayışımızın, tar- tışılan her konuyu sağırlar diyaloğuna çevir- • 'Evren'in yaratılışıyla başlayıp insanoğlunun yaratılışına ve oradan da anlatılan güne kadar gelen bir öyküyü, kökenlere uzanma kaygısım hepsinde bulacaksınız. Neden? Kökenlerden (gerçek ya da varsayımsal) şimdiki zamana kadar gelen bu zaman/mekân yolculuklan aslında seslendikleri toplumun o güne dek sözlü geleneklerle biriktirilmiş tüm imgelem dünyasının da kayda geçirilişi değil midir? Bu metinlerde, toplumun ortak çağnşım çerçevesini oluşturma ve simgeler coğrafyasını kurma isteği de yok mudur? mekte gösterdiğimiz üstün becennin ve hep Amerika'yı yeniden keşfetmek zorunda kalışı- mızın altında böyle bir kültürel zemin eksikliği yatıyor. Kurucu metlnler Bugün insanlığın ortak kültür mirasında bel- ki de en önemli yeri rutan kurucu metinlere bir bakın. Yaratıhş destanlannı, Homeros'un llya- da ve Odysseia'sını, Hintlilerin Mahabhara- ta'sım, Fin destanı Kalevala'yı, kutsal kitapla- n inceleyin. 'Evren'in yaratılışıyla başlayıp insanoğlunun yaratılışına ve oradan da anlatılan güne kadar gelen bir öyküyü, kökenlere uzanma kaygısını hepsinde bulacaksınız. Neden? Kökenlerden (gerçek ya da varsayımsal) şimdiki zamana ka- dar gelen bu zaman mekân yolculuklan aslında seslendikleri toplumun o güne dek sözlü gele- neklerle biriktirilmiş tüm imgelem dünyasının da kayda geçinlişi değil midir? Bu metinlerde, toplumun ortak çağnşım çerçevesini oluşturma ve simgeler coğrafyasını kurma isteği de yok mudur? Aborljlnlerde düs zamanı' Aborijinlerin (Avustralya yerlilerinin) kültü- rünü tanhsel ve antropolojik açılardan incele- yen, bu amaçla uzun süre Türkiye ile Avustralya arasında mekik dokuyan Eser Coşkun, "İnsanın Yaşayan Geçmişi" ad- lı kıtabında şöyle diyor: "Düş zamanı, yerli yaşam ve düşün- cesinin en önemli kavramıdır. 'Düş za- manı' evrenin ve evrende var olan her şeyin varoluşunu anlatan kutsal yara- tıhş zamanıdır. (...) 'Düş zamanı', yer- li söylencelerinde söz edilen ve kuşak- tan kuşağa en az kırk bin yıldır ileti- len ata ruhlarının uzaklardaki geçmi- şidir. (...) Ruhsal atalann evreni nasıl yarattıkları, toprağa nasıl hayat ver- dikleri, yaşama ait kuralları nasıl oluşturdukları düş zamanı'nı anlatan şarkıların, öykülerin, sanatın ve tüm ritüellerin temel konusudur." * Rirüelin, mitosun, geleneğin; köken- lerle, yaratıhşın ve yaratımın kökenle- nyle. müziğin, dansm, tiyatronun, ede- biyatın, yani sanatm, yanı yaratıcılığın kökenleriyle ıç içe geçmişliğini bu ka- dar güzel ifade eden bir deyim zor bu- lunur doğrusu: "Düş Zamanı..." Bu bağlamda gelenek kavTamı, mo- derniteyle birlikte sırtına yüklenen olumsuz çağnşımlardan, 'tutucu' alt- anlamlardan sıynlır, düşün yaratıcı, uçuşkan ve kapsayıcı dokusuyla sanhp sarmalanır. Sanatın hem gününe hem geleceğe yönelen yaratıcı gözü, geçmi- şe bakışla, köklerinden kopmama iste- ğiyle bütünleşir. Gerçekten tutuculuk tınısı ağır basan sözde gelenekçilikle, kendi kültürel çağ- nşunsal zeminıni inkâra yatkın taklitçi- lik yönü ağır basan sözde modernizm arasın- daki yapay çelişki siliniverir. Unutmayahm ki, bu yapay çelişkinin kes- kinleşmesiyle popüler kültürün yükselişi tam anlamıyla örtüşmektedir. Güncel kımlik bunahmlannın altındaki te- mel etkenlerden biri, akıl ve bılginin kamuya aktanlmasında yaşanan sorunlar ve ilgili alan- lann (eğitim, bilim, sanat, kültür) aktörleri- nın piyasa kurallan karşısmda eli kolu bağlı kalması veya bırakılmasıdır. * Eser Coşkun, İnsanın Yaşayan Geçmişi. Avustralva Yerlileri, Dharma Yayınları, Istan- bul. 20Ö3, s. 81. Mösyö îbrahim ve Kuran 'ın Çiçekleıi', 1960 'ların Fransası 'nı günümüze taşıyor Her nehir aynı denize akar EMRE ERDEM Aynı dili konusan, aynı toprak- larda yaşayan insanlar arasında din, kiini zaman bütünleyici kimi zaman bölücü bir rol oynuyor. Ön- yargı ötesinde kin ve nefrete bürü- nüveriyor bu çelişkiler. Mösyö İbrahim ve Kuran'm Çiçekleıi'nde ünlü Fransız tiyat- ro yazarı Eric-Emmanuel Schmirt de, 1960'lann Fransa pa- noramasını yapıtında günümüze taşıyor. Schmitt'e bakılırsa, asluı- da dünden bugüne bir şey değiş- memış... Schmitt, insan olgusunu ipekbö- ceği gibi dokuyan yazarlardan. Cl- kemizde ses getiren oyunlanndan Enigmalar. Oscar ve Pembe Me- lek'ı Serap Babür taraftndan di- limize kazandınldı, Devlet Tiyat- rolan ve Kent Oyunculan tarafın- dan sahnelenmekte. Ben Arap değllim Yazann dinler ve kültürler arası etkileşimi ön plana çıkardığı ro- manmı beyazperdeye Francois Dupeyron taşıyor. 2004 yaz sezo- nunda Avrupalı sinemaseverleri et- kisi altına alan film, 17 Eylül'de ül- kemiz sinemalannda gösterimde... Başrollerini Ömer Şerif ve Pier- re Boulanger'in paylaştığı film- de Fransa'mn ara sokaklannın perdesi arala- nıyor... Moses adlı Yahudi delikanlınm genelevler, hayat kadınlan arasmda geçen yaşam savaşı- mında, ilk cinsel deneyimi, sorumsuz bir ba- banın sorumluluklannı üstlenen delikanlınm günlük yaşamı ve hayat arkadaşı bakkal İb- rahim yer alıyor... Bitmek bilmeyen Yahudi-Arap savaşmda Moses'e îbrahim, Arap olmadığının altını çi- zerek yaklaşıyor... Bu bir anlamda her Müs- lümamn Arap olmadığma bir gönderme... Pe- ki sen kimsin Mösyö îbrahim? Türkiye'den göçen, geçimini bakkal işleterek sağlayan bir Sufi, îbrahim... Moses'i Kuran ile tanıştıran ilk arkadaş. Babanm duyarsızhğı karşısmda baba, arka- daş, ağabey paylaşımını Moses, îbrahim ile yaşamaya başlar. Akşam babası için hazu"la- yacağı yemekten kız arkadaşıyla ilişkisine ka- dar yaşamını paylaştığı tek dostu îbrahim olur... Kuran, Sufizm ise Ibrahim'in Moses'in çözmesi için ona sunduğu bulmacadır. Ansik- lopedileri devirir, sorar soruşturur meraklı de- likanlı. Annesi tarafmdan terk edihniş deli- kanlı için babasmın evden aynlması ve inti- har haberi, hayatm omuzlanna çöken ağır yü- küdür... Toplumsal genellemeler ve kodlamalar Îbrahim Moses'i evlat edinir. Ama bir ya- bancı olarak îbrahim, Moses'i evlat edinmek için binbir güçlükle karşılaşır. O bir yabancı- dır. Evlat edinme ötesi araba satm alırken, eh- liyet sınavma girerken de îbrahim'e yükle- nen yabancı bakışını Dupeyron kısa kısa ka- relerde anlamlı bir biçimde ortaya koyuyor. Bu önyargı dolu bakış açısı 11 Eylül ardın- danhızla tırmanmakta, toplumsal genelleme- lere ve kodlamalara değin varmakta... Bu ger- çeği de gözardı etmeyen yönetmen ve yazar aslmda güncel temalan başanyla beyazperde- ye yansıtıyor... Sinema eleştirmenlerinin Bin- bir Gece Masalları na benzettiği bu filmde Moses, dinlerin ve kültürlerin anavatanı Tür- J D aşrollerini Ömer Şerif ve Pierre Boulanger'in paylaştığı filmde Fransa'nm ara sokaklannın perdesi aralanıyor... Dogmalardan annmanın bariyerleri yıkmaktan geçtiğini ortaya koyan, din gibi zorlu olguların çocuklara yaptırım getirerek değil oyunla, ödülle, sevgiyle işlenildiğinde onlann kendi yollannı bulabileceklerini gösteren başanlı bir film. Yaşamakta olduğumuz şu gerilimli günlerde bu filmden alacağımız çok önemli dersler var. kiye'de ortodoks kilisesinden camiye, sema- zenlere.. îbrahim'in ona sunmuş olduğu bulmacala- nnparçalanm çözmeye çalışu"... Kilise Tür- kiye resimlerinin ötesine geçen dış ve iç me- kân sahneleriyle merak uyandıran bir boyut kazanan bu Türkiye turu. bizim yönetmenle- rimiz için de ilginç bir örnek oluşturuyor... îbrahim 1 in geçirdiği trafik kazasıyla Moses yapayaüıız kalır kahnasma ama.. îbrahim'in tüm mirası ötesinde ondan geriye kalan bir Kuranıkerim vardır. Moses genç bir adam ol- muş, îbrahim'den kalan bakkalı işletmekte- dir.. Her nehir aynı denize akar... Moses de dükkâna gelen küçüğe: "Ben, Arap değilim" diye seslenir... Dogmalardan annmanın bariyerleri yık- maktan geçtiğini ortaya koyan, din gibi zorlu olgulann çocuklara yaptınm getirerek değil oyunla, ödülle, sevgiyle işlenildiğinde onla- nn kendi yollarını bulabileceklerini gösteren başanh bir film. Yaşamakta olduğumuz şu gerilimli günlerde bu filmden alacağımız çok önemli dersler var. Türk-Kore sergileri ve Gong Ju Bienali Kültür Servisi - Güney Kore ile Türki- yeli sanatçüar arasından düzenlenen Türk- Kore Dostluk Sergjsi'nin üçüncüsü, bu yıl 17-23 Eylül tarihleri arasında Güney Ko- re'nin încheon kentinde yapılıyor. Birincisi, 2002 Dünya Kupası nedeniyle încheon ve Seul kentlerinde açılan iki ser- giyle başlayan etkinliğin, 2003'te Anka- ra'da ikincisi gerçekleştiribrvişti. Koreli sa- natçılardan yoğun ilgi gören Türk-Kore de- ğişim sergileri, her yıl karşılıkh olarak Tür- kiye ve Kore'de açılacak sergilerle sürecek. Türklye'den 20 sanatçı 40 yapıtia katılıyor Organizasyonu Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinden Hüsnü Dokak, Nec- la Rüzgar ve Mehmet Örs tarafindan yü- rütülen Türk-Kore Dostluk Sergisi'ne, bu yıl Türkiye'den 20 sanatçı 40 yapıtla katı- lıyor. Serginin öncekilerden farkı, yapıtlardan, jürinin seçeceği 10 yapıtın, 22 Ekim-5 Ka- sım tarihleri arasında Gong-Ju kentinde, Amerika, Fransa, Kanada, îngiltere'nin de aralanndabulunduğu 20 ülkenin katılımıy- la gerçekleşecek olan Uluslararası Gong- Ju Sanat Bienali'ne katılacak olması. Sergiye katılacak sanatçüar arasında Hüsnü Dokak, Mustafa Salim Aktuğ, Necla Rüzgar, Mehmet Örs, Canan Ata- lay, Mesut Yaşar, Serdar Milli, Lütfı Öz- den, Serap Emmungil, Cezmi Orhan, Harun Antakyalı, Ali Sarugan, Ozan Bilginer, Ceyda Alpaslan, Damla Torun, Nihal Martlı, Tugay Karamanoğlu, Ali Kotan, Sun Ae Ann, Nil Köken de yer alıyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear