23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 12 AĞUSTOS 2004 PERŞEMBE 14 LJ JA kultur@cumhuriyet.com.tr Türk ve Koreli yazarlar buluştu, birbirlerine yazmlannı anlattılar, şiirlerini okudular Kültürler arası iletişimOAMZEAKDEMİR Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS). Türk-Kore Kültür Derneği ve Kore Ya- ratıcı Yazarlar Derneği işbirligiyle dü- zenlenen 2004 Türkiye Uluslararası Ya- ratıcı Yazma Sempozyumu önceki gün TYS Genel Merkezi'nde yapıldı. Toplantı, TYS Genel Başkanı Cengiz Bektaş. Türk-Kore Kültür Derneği Baş- kanı Yong-Durk Park ve Kore Yaratıcı Yazarlar Derneği Başkanı Soo- bok Kim'ın açılış konuşmalanyla başladı. Günün ilk bildirisini Cengiz Bektaş sundu. Bektaş'ın saydam gösterisi eşli- ginde yaptığı 'Anadolu Kültürii ve Halk Yapı Sanaü' konulu sunumunun ardın- dan; Prof. Dr. Kim Da Eun kişisel mek- tuplann yazınsallığı üzerine, Fransa, tn- giltere, Almanya, Çın, Japonya ve Ko- re'den örnekler verdiği bildirisini sundu. Anadolu'dan Kore'ye Dokuz Eylül Üniversitesi'nden Prof. Şadan Gökovah Anadolu mitolojisi ko- nulu sunumunda tannlann, yan tannla- nn, kahramanlann ve eski uygarlıklann öykülennden oluşan mitolojinin ana- yurdunun Anadolu olduğunu anlattı. Prof Duk-kyu Park, 'ÇağdaşKorero- manındaSavaş' başlıklı bildınsinde. sa- vaşın Kore yazınındaki etkisinin yadsı- namayacağını vurgulayarak Irak savaşı- nın da diğer tüm savaşlar gibi yeni asker öyküleri yaratacağıru, yazına yansımala- nn kaçınılmaz olacağını söyledi ve bu- güne kadar benzer yapıtlara imza atmış Kore- li yazarlardan örnekler verdi. Prof. Young-han Park da 'tnsanhgın Şafa- ğı' başlıklı sunumunda yine savaş ve yazın ıliş- kisı üzerinde durdu. Sempozynmun ilginç su- numlanndan bın. Prof. Jin Soo Ahn'ın. yaşam serüvenleri ve yazgılan benzeşen iki kadının, Thomas Hardy'nin Tess'i ile yazan bilinme- yen bir Kore halk öyküsünün kahramanı Chonn- byang'ı karşılaştırdığı çahşmasıydı. Eşinin rahatsızlığı nedeniyle sempozyuma katılamayan Tahsin Yücel'in 'Türk Halk Ma- saDan' başlıklı bildirisini Aydın Hatipoğlu sun- du. Yücel bildirisinde, Türk masallannın kar- şıdakinin imgelemine seslenen egretilemeler- le, uyaklarla bezenmiş, güzelduyumsal ve ay- nı zamanda dolaylı söylemler olduğunu vur- gulayarak bu masallarda dilin hem benzersiz bir iletişim hem de aynı ölçüde benzersiz bir gizleme aracı olduğu vurguluyordu. Prof. Young-mi Oh, mitolojide teatral yeni- den yaratım sürecıni anlatırken; halk edebiya- tı uzmanı Sabri Koz 'Halk Kültüründe Üç Gül- mece Tıpi: Nasrettin Hoca, İnciB Çavuş, Bekri Mustafa' başlıklı bir bildiri sundu. Prof. Dr. Eun-chang Yang'ın 'Kore'de sa- vaş sonrası romanlar' ve Sabahattin Türkoğ- hı'nun 'halkgryimi,yemekleri,müziğivedans- TYS Başkanı Cengiz Bektaş ve Kore Yaraücı Yazariar Derneği Başkanı Soo - bok Kim bir arada. (Fotoğraf: SERKAN YILDIZ) oplantıda sunulan bildiriler bir kitapta toplandı. Kore'de basılan kitapta şairlerin; toplantıda okuduklan şiirlerinin Ingilizce çevirileri de yer alıyor. lan' konulu sunumlannın ardından; Kemal Özer, Sennur Sezer, Refık Durbaş, Gülsüm Cengiz, Egemen Berköz ve Vaşar Miraç'ın şi- ir okumalanyla toplanh sona erdı. Postluğu sanatçılar kurar îzlenceye verilen bir arada görüşünü aldığı- mız Cengiz Bektaş şunlan söyledi: "Uluslara- rası ihşkileri biz aydınlar, yazariar, çizerler, sa- natçılar kurmalryız, bu tür ilişkilerle bir ara> a gelmetiyiz; ondan sonra ticaretiydi, rurizmh di vesaire getirse gelir. Birbirimize resmi tarih yap- maktan vazgeçmetiyiz arük. Lnsancılkk adına yazartara, sanatçılara dü- şen budur. O yüzden, bu bir ilk. Konusunda uz- man olan arkadaşlannuzı toplayıp bu bir gün- lükseminerdeoruaria buluşturdiık Savaşlar ta- rihi yapmak istemiyoruz, insanhk tarihi olsun istiyoruz. Bu nedenk bugün aülan adını çok önemli. Koreli aydın, yazar, ögretim üyesi konuklan- nuz Türk kültürü üzerine ögrendiklerini öğren- cilerine, onlar da başkalanna aktaracak; kinıi- si burada ögrendikleriniyazacak. belki Türk şa- irlerin şiirleri Kore diline çevrilecek ve ilk to- humlar böylece aülmış olacak. Bu arada, buluşmanın yanhş anlaşümalaruı gkterBmesi adma da önemli birişleviolacak; çün- kü Genel Başkan Prof. Dr. Soo-bok Kim özel- likk mitoloji konusunda öğrendiklerinin çoğu- nun Yunan kökenli oiduğunu sandığnu söyle- di Kendimizi tanıtmak konusundaki eksildiği- mize bakm! Bir kere bizim yurdumuzda dün- yanın ilk yerleşmesi var, şehircibğin ilk adınıı var. tarih burada yazılmaya başlandu insanlar psikolojhi burada öğrendiler. matematik bura- da başladı, böyle anlatüğuuzzaman insanlar şa- şınp kahyoriar. Bunu önce kendimize, sonra da başkalanna doğnı dürüst tamtmayı bilme- fiyiz." Kore dlllnln bağımsızlığı Bektaş'ın ardından Kore Yaratıcı Ya- zarlar Derneği Başkanı Soo-bok Kim ile de konuştuk. Öncelikle Doğu toplumlan olmanın getiri- sı ortak duygu yoğunu davranış ve algı biçim- lerine değinen Kim. bunun öyküleri farklı top- raklarda, farklı yer ve isimlerde benzer kılan bir etken olarak yorumladı. Kim, iktidar, güç sahibi olanlann neden ol- duğu tragedyalann, kavuşamayan aşıklann, coşkulann, açlann, zenginlerin, yoksullann, savaşlann yaşamsal benzerliklerini anlattık- tan sonra sözlerini şöyle sürdürdü: "Yeni yeni fark ertigim üzere Türkhe'deki nıitolojik öykülerin. Nasrettin Hoca nkralan- nın, Karagöz öykülerinin Kore'de de benzer- leri, karşıhklan var. Fakat Türklerin edebiya- ü daha bir donanımh, çeşitlitik içeriyor. Uzakdoğu'da obnak doiayısry la yabancıgüç- lerle çok ilişkimiz obnaması bizi kültür ve uy- garlık kaynaşmalanndan epey uzak tutmuş; dolayısıyİa akınlaria, fetihlerte ve göçlerie kül- türünde çeşitiOiği pekiştiren, kavnaşnran Tiirk- lere kryasla daha kapaiı bir toplumuz. Kore "nin bu anlamda en çok etkilendiği kay- nak kuşkusuz Çin. Edebiyataıuanunda Çin'den gelen edebiyatın zaman içerisinde Kore kültü- rü içinde geliştirilerek, Kore'ye özgü bir türe dönüşmesini sağlanuşız. Bu bağlamda Kore örneğin Konfüçyüs'ün felsefesini olduğu gibi kabul etmemiş, özünü ahp kendi kültürüne uyariamıştır. Koreliler Ortaçağ'a kadar edebhatlannda ve konuşma diDerinde Çin harflerini kuHannuşlantır. 1443'ün çok öncesinde lehçe gibi konuşulan Korece 1443'te kendi harfleriyle biriikte ken- di özgün kültürümüze uygun bir dile dönüş- meye başlamış ve 17. yüzyıldan itibaren de bu dönüşüm tamamlanmış. Sizde de Türkçenin Atatürk'ün Harf Devrimi'yle birtikte Arapça sözcüklerden kurtularak geüşmesi gibi." DÖNER SAHNESİ OLAN İLK OPERAMIZ Mersin Operası kentinde kalsın... ELGİZPAMtR Burhan Öçal (IX Genco Erkal (2), Zuhal Olcay (3), Toros Can (4) ve Hüseyin Sermet (5). 3. Mersin Uluslararası MüdkFestivali Kültür Servisi-Bu yıl 3.'sü düzen- lenecek olan Mersin Uluslararası Müzik Festivali 30 Eylül-12 Ekim tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Yurtdışı ve yurtiçinden birçok ün- lü ismin katılacağı festivalde klasik müzikten tangoya birçok etkinlik yer alacak. 30 Eylül Perşembe ak- şamı MKM ve CM TSK Bando- su'nun konseriyle açılacak festiva- lin en dikkat çekici performansı ise 'Nâzım Oratoryosu'... Bilkent Senfoni Orkestrası ile Kül- tür ve Turizm Bakanlığı De\let Çok- sesli Korosu eşliğinde Genco Er- kal'ın okuyacağı şiirlere, FazüSay'ın piyanodaki notalan ve Zuhal Ol- cay'ın sesi can verecek. Mersin Devlet Opera ve Balesi NevitKodaflı'run 'VanGoghOpera- a' ile dinleyenleri zaman içinde yol- culuğa çıkanrken Burhan Öçal & The Trakya All Stars Fearuring Smadj'ın gösterisi de müziksever- lere farklı bir tat sunacak. Ülkemiz- de ve Mersin'de yetişmekte olan genç sanatçılan teşvik etme amacı- nı taşıyan 'Parlayan Yüdızlar' bölü- münde, 7 yaşında üne kavuşmaya hızlı adımlarla koşan piyanist Mer- tol Demirelli, Mersin Ûniversitesi Konservatuvan öğrencilerinden Ve- riko Çhumburidze (keman) ve Ha- san Gökçe Yorgun (keman) müzik- severlerle buluşacak. Mersin Kültür Merkezi, Stadyum, St. Paul Müzesi, Kızkalesi, Kanlı- divane \e Tarsus Gösteri Merke- zi'nde düzenlenecek festival kapsa- mında aynca Toros Can, Rajko Or- kestrası, Şirin Pancaroğlu, Tatjana Masurenko, Ayşegül Kirmanoğlu, Gülden TezteL Reyent Bölükbaşı da konser verecek. 12 Ekim günü ün- lü piyanist Hüsejin Sermet'in resi- taliyle sona erecek olan festival kap- samında yapılacak söyleşilere de Andre Velter, YangLian ve Özdemir tnce katılacaklar. Başta Mersin Valisi olmak üzere Akdeniz Bölge Garnizon Komutan- lığı. BüyükşehirBelediyesı, Mersin Ûniversitesi, Mersin Devlet Opera ve Balesi, Erdemli Kaymakamlığı, Tarsus Belediyesi. Akdeniz Beledı- yesi ve Sanat ve Kültür Dernekleri gibi birçok kurum ve kuruluşun des- teklediği festival kapsamında ayn- ca '9. Arkeoloji Günleri'nde Kazı Gruplan bildin sunarken, 'Edebi- yatia Buluşma Noktası'nda 'BUim- sd, Nesnel Eleştiri ve Asun Bezirei' üzerine bir oturum yapılacak. 24 Temmuz tarihli Cumhuriyet gazetesinde yer alan Mersin Devlet Opera ve Balesi'nin Adana'ya getirilerek Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası ile birleştirileceği bilgisini şaşkınlık ve ibretle okuduk... Bakan adına açıklama yapan Anakent Belediye Başkanı Sayın Aytaç Durak, bu konuda Sayın Erkan Mumcu ile anlaşmaya vardıklannı söyleyerek operayı seyirlik bir "eğlence" olarak gören düşünce yapısının taşeronluğunu mu yapmaktadır?.. Cumhunyet de\Tİminin tüm kazanımlarının art arda yok edildiği bir ortamda, ödenekleri kısarak bir operayı altyapısı (sahne ve binası) bulunmayan bir ile aktarmak ile ne amaçlanmaktadır?.. Devletin ve bu görevle ilgili Kültür BakanJığı'nın işlevi, opera ve orkestralan birleştirerek yöre halkım estetik beğeniden yoksun bırakmak yerine, yeni orkestralar ve operalar kurarak halka daha yetkin olam, çoksesli müziği sevdirmek olmalıdır. Oysa, daha 1946 yılında Vali Tevfik Sun Gür ve Mersin halkının çaba ve emekleriyle kurularak, Madame Butterfly ile sahnelerini açan Mersin Operası. Türkiye'de Ankara'dan sonra kurulan ve ilk döner sahnesi olan opera olma özelliğini korumaktadır. Bağnndan devşirdiğı Nevit Kodalh gibi yerel olduğu kadar evrensel bir bestecinin büyülü ezgilennin yankılandığı Nevit Kodalh gibi yerel olduğu kadar evrensel bir bestecinin büyülü ezgilerinin yankılandığı Mersin, fiziksel altyapısıyla olduğu kadar ekinsel (kültürel) binkimiyle de operayı hak ediyor. Mersin, fiziksel altyapısıyla olduğu kadar ekinsel (kültürel) birikimiyle de operayı hak etmektedir hiç kuşkusuz... Cumhuriyet devrimini bir ekin (kültür) devrimı olarak tasarlayarak uygulamalanyla yaşamda ışımasını sağlayan Mustafa Kemal, eğitim alanında olduğu gibi (eğitim alanındaki düzeltim (reform) için çağın ünlü eğitimci-düşünürü John Devey'i ülkeye çağırması anımsanmalı), müzik alanında da en yetkin müzik türü olan çoksesli müzik eğitimi veren konservatuvarlann kuruhnası direkrifini vermiştir. Yüce Önder, kültürün diğer alanlannda olduğu gibi müzik alanında da ulusu için en yetkin olanın arayışı içindedir. Oysa günümüzde, bilime, araştırmaya ve bilim adamına değil de, dine, inana ve hafıza değer biçen kafa yapısımn bedelini Pamukova'da hızlandınhnış tren kıyımıyla ödeyen halkın, bu kez de yıllann çaba ve emeğiyle oluşturulan ekinsel değişimüı gelişimin bedelim estetik düzeyinin geriletilerek yoz bir müziğe yargılı kılmakla ödemesi istenmektedir. Düşüncede ve eylemde teksesli olmaktan öteye geçemeyenler, bu nedenle de çoksesliliğe tüm kurum ve kuruluşlarda karşı olanlar, toplumdaki saygın ve onurlu yerimizı almamızı sağlayan cumhuriyet devriminin kazammlanyla beslenen biz cumhuriyet kuşaklannı her zaman karşılannda bulacaklardır. King Kong'un aşkı öldü NEW YORK (AA) -1933 yılında çekilen ilk Kıng Kong fiunınde dev gonlin âşık olduğu kadını oynayan Fay Wray, geçen pazar günü 96 yaşında öldü. Bugüne kadar 100'den fazla fılmde oynayan Wray, en çok King Kong' filmindeki rolü ve Meksikalı bir soylu kadını canlandrrdığı 'Villa Vılla' filmıyle tanmmıştı. VVray, kamuoyunun karşısma son olarak 1998de, 70'inci Oscar ödül töreninde çıkmıştı. Sıvas'ta antik yerleşim yeri • SrVAS(AA)-Sıvas'ta, Bakû-Tiflıs-Ceyhan Petrol Boru Hattı (BTC) Projesı kapsamında Yrd. Doç. Dr. Yücel Şenyurt başkanlığında yapılan kazılarda, Helenistik-Roma dönemlerine ait olduğu bildirilen, antik yerleşim yeri bulundu. Merkeze bağlı Akpınar köyünün 1.5 kilometre doğusundaki Ziyaretsuyu mevkiinde yer alan yerleşim alanında yapılan kazılarda. Helenistik-Roma dönemlerine ait olduğu bildirilen yapı kalıntılan günışına kavuştu. Ulaşılan kalmtılann doğal yıkım \ e kaçak kazılarla karşı karşıya olduğuna dikkat çeken uzmanlar, koruma için bulunan yapılann toprakla tekrar kapatılarak, alanın tarıma ve yerleşıme kapatılmasını önerdi. Sıvas Müze Müdürlüğü denetimınde yapılan kazı çalışmalannın ardından bu alanın jandarma gözetimine alındığı belirtildi. Clapton'm el izi 'Rockvvalk'ta LOS ANGELES (AFP) - Rock&Roll idolü Eric Clapton'ın el izleri, artık Hollyvvood'un 'Roclcvvalk' adı verilen kaldınmında. Dünyaca ünlü yorumcu ve gitar ustası sanatçının el izleri ve imzasını taşıyan bir plaka, bu kaldınma geçen pazartesi günü yerleştirildi. Rockwalk'un yöneticisi Dave Weiderman. "Clapton, son derece etkileyici bir sanatçı ve tüm zamanlann en iyi gitarcılanndan biri" dedi. Rockwalk, 1985 yılında, müzik tarüıinde önemli çalışmalanyla yer eden sanatçılan onurlandırmak amacıyla kuruldu. Soloi-Pompeiopolis kazıları MERStN (AA) - Mersin'ın Mezıtlı Beldesı'ndeki Soloi - Pompeıopolis Höyüğü'nde 6 yıldır de\am eden kazılarda bugüne kadar 5 heykel, 6 sütun başlığı ve İ.Ö. 1500'lere kadar gıden küçük parçalar halinde tarihi eser ortaya çıkanldı. 9 Eylül Ûniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Remzi Yağcı başkanlığındaki kazı çalışmalan 16 Ağustos'ta sona erecek. Finansal problemler ve yeni eğitim yılının açılacak olması nedeniyle kazı çalışmalan bu yıl 1 ay sürecek. Kazı çalışmalannın amacı antik kentin dip tarihine, Sütunlu Cadde'deki araştırmalann amacı ise Roma ve Helenistik çağa ait bulgulara ulaşmak. Aynca kazılarda Tunç ve Demir çağlanna ait eserler ve daha önce gövdesi bulunan Nemesis Heykeli'nin (Ahlak ve Adalet Tannçası) de başı bulundu. BUCUN • BEYOĞLU StNEMASI'nda '9. Onat Kutiar Şenüği'kapsamında 12.15. 14.30. 16.45, 19.00 ve 21 15te 'John Malkovich Olmak' adlı filnun gösterimi. (0 212 251 32 40)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear