25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 8 TEMMUZ 2004 PERŞEMBE 2 OLAYLAR VE GORUŞLER ARADABİR ŞEVKET ÇORBACIOĞLU Birkaç Kişi... Son günlerde Atatürk'e çok >önden saldırılar başladı. Dünyada emperyalizme kar- şı ilk savaşı verip yengiye/utkuya cönüştüren Ata- türk'e karşı çok yönlü bu saldınlar tarihte olduğugibi" em- peryal güçler ve onun ülkemizdeki uzan- tılan tarafından yapılmaktadır. Özellikle üniteryapınıntemeliulusalcılıkvedevlet- çüikilkelerinesaldınlarakTürkiye'de "de- rin devletin " kuaıcusunun bile Atatürk ol- duğu söytenerek evrensel kimliği "Sabe- tayizme"dayandınlmaya başlandı. Fakat bunlann en önernlisi "banaoöre'onunsöy- lem ve söylevlerine olan saldındır. llginç ve düşündürücü bir saldın. Neymiş efen- dim; bazı özlüsözler Atatürk'e ait değilmiş!.. Aydınlığa kapalı, karaçıhğa açık güçlerin, benzer eleştirilerle yıllardır saldınlannı iv- mefendirmeye çalıştıklan birgerçek. Böy- lesi bir tartışmanın, böylesi karanlık güç- leri tetikleyeceği de bir gerçek. Peki ne dt- ye bu tartışma?!.. Bunu hoımonlu ve Is- lami basının ve onun dönme katsayısı yüksek yeni teorisyen eski solculann yap- masını anlıyorum. Anlayamadığım, solun bazı kesirrtlerinin ve özellikle CHP küskün- lerinin bunu yapması. Bugün buna zemin oluşturanlan yann Atatürk'ün söylevleri- ne (Nutuk) saldınldığında ne yapacaklar?! Ulkemizde yıllardır yaşanan ekonomik, sosyal ve siyasal olumsuzluklar karşısın- da olduğu gibi tüm bu gelişmelerde de özellikle solda birkaç kişinin düşünce üret- tiğini, bu birkaç kişi dışındaki kişi ve ku- EVET/HAYIR OKTAYAKBAL Yazanmızyıllık izninin birbölümünü ku- lanacağından yazılanna ara vermiştir. rumlann görüşleri- nin önemsenmedi- ğini gözlemliyoruz. Düşünceleri sivil- leştirip yaygınlaştı- racağımıza, birkaç kişi ile lokalize edip dayatmaya dönüş- türüyoruz adeta. CmeğinAlatürk ilkevedevrimlerini, 27 Ma- yıs'lan, siyaseti, siyasetin CHP'sini, eko- nomiyi, sağlığı, çevreyi, hukuku, depremi ve mühendislik yapılannı vs.'leri hep bel- li insanlar, Prof. Dr.'ler, Doç. Dr'ler, eski ba- kan, eski elçi, milletvekilleri, ilgili STÖ'le- rin genel başkanlan yazıyor, konuşuyor. (Burada Tabipler Odası'nın, Barolar Birli- gi'nin ve de TMMOB'nin bu bağlamda is- tenen boyutta dikkate alınmadığını vurgu- lamak isterim.) Nasıl ki, siyaseti hep bilinen kimliklerya- pıyor, düşünce ve görüşleri de hep aynı insanlar söyleyerek "siyaseti olduğu gi- bi" düşünce ve görüşleri de bir grubun te- keline bırakıp geniş krtlelerin ufkunu da- raltıyor. Düşünce ve görüşleri birkaç in- sanın söylemesi mi etkinliği ve yaygınlığı arttınr, yoksa birçok insanın söylemesi mi? Elbetteki birçok insanın söylemesi! Çünkü birkaç insan birkaç şey, birçok in- san ise birçok şey söyleyerek; demokra- tik ve çağal süreci ivmelendirip sivilleş- tirme bağlamında katlımının katsaytstnı art- tırabilir. Bu yaklaşımım kesinlikle her kafadan bir ses olarak algılanmasın. Buradaki amaç, çağcıl ve evrensel doğrulann çok kimşe tarafından seslendirilip; sivilleştirmenin yaygınlaşmasını sağlamaktır. Aslında birkaç kişilik oyun, yaşamın her alanında var. Eğer bu bir oyunsa, seyret- meye zoriar sizi. Oyun değil de birçok ki- şinin haykınşı ise katılmaya zoriar insanı. Birkaç kişi olmaktan kendimizi kurtar- mamız gerektiğini düşünüyorum. Çünkü karşımızdakiler birçok kişi ve kurumla üzerimize gelmektedir. HSYK ve Yargıç Güvencesi... Dr. Mehmet Zeki GENÇ Emekli Yargıç H âkimler ve Savcılar Yük- sek Kuru- lu"nun 26.01.2004 tarih ve 16 sayılı ilke karan ülkemiz- de yargı bağımsızhğı ve yargıç güvencesini daha da tartışılır hale getirmiş- tir. Devletin başta gelen görevlerinden belki en •öncelikii görevi adalet dağıtmaktır. Ancak iyi bir adaletin başlıca ko- şulu bunu dağıtan yar- gıçlann bağımsız olma- larından geçer. Bütün hu- kuk devletleri yargının bağımsızlığıru anayasal bir kural haline getirmiş- lerdir. Bağımsızlık taraf- sızlıkla birlikte o kadar önernli sayümıştırki ulus- lararası sözleşmelerde yargıcın bir niteliği ola- rak anlatılmakla kalma- mış, daha çok bir hak ola- rak görülmeye başlamış- tır. Yargıçlara, görevlerini yerine getirirken siyasal dış etkenlerden anndırma güvencesinin sağlanma- sı gerekir. Bu güvence, yargıcın işlevi nedeniyle, insanlann güveni ve mut- luluğu ve hukuk devleti içın tanınmalıdır. 23 Mart 1976 tarihinde yürürlüğe giren Kişisel ve Siyasi Haklar Uluslararası Söz- leşme'nin 14/1. madde- si yukanda açıklanan ge- rekleri tekrar etmektedir. Bu sözleşmeye göre adil yargılama kavramı yargıç bağımsızhğıni ve yargıç güvencesini de kapsa- maktadır. Anayasamızın mahke- melerin bağımsızhğı baş- lıkh 138. maddesi, yargıç- lann ve mahkemelerin yargı yetkisini kullanma- da ve genel olarak görev- lerinde bağımsız olduk- lannı belirtmiştir. 2802 sayılı yasada yargıçlann, mahkeme ve yargıçlann bağımsızhğı ilkesine gö- re görev yapacaklannı hükme bağlamıştır. An- cak aynntılan düzenle- yen yasa yönetmelik ve ilke kararlan her neden- se tam anlamıyla hâkim teminatı ve mahkemele- rin bağımsızlıklannı yan- sıtmamaktadır. 33.300.000'E ENTEGRE KAMERALI SIEMENS MC60 ARCELİK'TE A55 Siemens A60 ya da MC60 alana, Benetton marka çanta hediye! Koç 33.300 000 TL.'Siemens MC60'ın peşin+11 aylık paketinınaylıktaksididir. 444 0 888 www.arcelik.com arcellk tşte yukanda söz ko- nusu ilke karan da bu dü- zenlemelerden biridir. Bugüne kadar ulkemizde gerçekleşen anayasalar örneğin 1876, 1909, 1924,1961,1982 anaya- sa ve değişiklikleri yar- gı bağımsızhğından bah- setmekle birlikte yargıç- lann güvencesi hep özel yasalara bırakılmıştır. Böylece yasama organı- nın yargı bağımsızlığı ko- nusundaki düşünce ve amacı önem kazanmış, her şey yasama organının iradesine terk edilmiştir. Bize göre yargıç gü- vencesi şu unsurlan içer- melidir: 1 - Yargıçlann tüm öz- lük işlerinin çerçevesi, anayasanın buyurucu hü- kümleri içinde yer alma- lıdır. Çıkanlacak hiçbir yasa ve düzenleme, ana- yasanın bu hükümlerine aykın olmamahdır. 2- Yargıç. yürütme, ta- raflar, baskı gruplan kar- şısında kendisini güven- cede hissetmelidir. Ka- rarlannı her türlü kuşku ve endişeden uzak ola- rak verebilmelidir. 1961 Anayasası genel olarak hukuk devleti, yar- gı bağımsızhğı, yargıç bağımsızhğı ve yargıç güvencesini bütün ku- rumlanyla gerçekleştir- meye çalışmış, 1982 Anayasası bu güvence- leri sınuiama yoluna git- miştir. Yargıçlar, idari ve ma- li işlerinde yürütme orga- nından ve genellikle Ada- let Bakanlığı'ndan aynl- malıdır. 1961 ve 1982 anayasalannda öngörül- düğü gibi tıpkı Anayasa Mahkemesi veya Yargı- tay gibi ayn bir bütçeye sahip olmah veya bütün yargı tek bir bütçeye Ada- let Bakanhğı bütçesin- den ayn olarak bağlanma- lıdır. Bu çözüm, kuvvet- ler aynhğı ilkesine mali yönden geçerlilik kazan- dıracaktır. Aynca bu büt- çe anayasaya konacak bir hükümle genel bütçenin belli bir oranından aşağı olmayacak şekilde gü- venceye kavuşturulmalı- dır. Yargıçlann denetimi mutlaka bağımsız kuru- lun içinde yer alacak bir bölüme bıralalmalı ve de- netleyenler, denetlenen yargıçtan kıdem itibany- la iki veya daha üst dere- cede olmalıdır. Hatta kurulacak dene- tim kurulu Yargıtay'dan seçilmeli. Bu yöntemle yargıca öğretici, eğitici bir ortam sağlanmahdır. Yargıçlann disiplin ve ce- zai soruşturmasını yapa- cak kurulun yargıç ba- ğımsızlığıni sağlayacak nitelikte ve düzeyde ol- ması gerekir. Bunun için yargıçlar hakkında yapı- lacak soruşturmalar ve verilecek kararlar 1961 Anayasası'nın öngördü- ğü çerçevede yapdmalı- dır. Aynca kurul içinde oluşturulacak bölümler; soruşturma ve kovuştur- ma talep eden bölüm, so- ruşturma ve kovuştunna yapan bölüm ve karar ve- recek bölüm şeklınde bir- büierinden aynlmalı, yet- ki ve organik bağlılıİda- n olmamalıdır. Yargıç, kurulun genel kuruluna itiraz edebilme- li, genel kurul kararlan- na karşı ya Anayasa Mah- kemesi ya Yargıtay ya da Danıştay tarafından oluş- turulacak bir daireye yar- gısal başvuruda buluna- bibneli, herkese açık bu- lunan yargısal başvuru hakkı yargıca da tanın- malı, normal yurttaşa ta- nınan yargısal başvuru hakkı yargıçtan esirgen- memeli. Önemli olan husus, yargıcın atanması sıra- sında gösterilecek özen- dir. Şimdi bu görüşler- den sonra 26 Ocak 2004 tarihli 16 No 'lu karan in- celeyelim. tlke karannın birinci maddesi, birinci sınıf olan adli yargı hâ- kim ve cumhuriyet sav- cılan ile idari yargı hâkim ve savcılan hakkında uy- gulanacağını açıklamış- tır. Kanuni dayanak ola- rak 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu'nun 35. maddesinin 5. fikra- sı gösterilmiştir. Karar kapsamı, kanuni daya- nak, birinci sınıf olan hâ- kim ve savcılann başan- lı sayılmalannın genel şartlan, birinci sınıfa ay- nlmayı gerektiren nite- liklerin yitirilmesi, birin- ci sınıf olan hâkim ve sav- cılann çalışmalannın de- ğerlendirilmesi esaslan, başanlı sayılmak için ge- rekli not oranı ve iş yüz- desi, inceleme usul ve za- manı yürürlük başlıklı 8 maddeden oluşmaktadır. Anladığımız kadarıyla birinci sınıfa aynlmış yar- gıçlann mevcut çalışma- lannı aksatmamalan için öngörülen karann 3. ve 4. maddeleri, iyi niyetli ol- duğuna ınanmak istediği- miz önlemler olarak dü- şünülebilir. Kazanılmış özlük ve mali haklann idari bir ta- sarrufla karara bağlan- masını hukuk devleti, yar- gı bağımsızlığı, yargıç bağımsızhğı ve yargıç güvencesi bakımından son derece tehlikeli ve yanlış buluyoruz. İlke karannın 5. mad- desi, "birinci sınıf olan ve beürlenen en yüksek ekgöstergeve yüksek hâ- knniktazıninatlarmıalan hâldm ve savcılann bu- huıduğu bölgede başan- h olup olmadığuıın de- ğerkndirilmesi: 1. Mü- fettiş hal kâğrtianna, 2. İş cetveflerine, 3. Not oran- lanna, 4. Öbür bilgi ve belgeleregöre\'apdır n de- mektedir. Bilindiği üzere adalet müfettişleri politik bir makam olan adalet ba- kanına bağlıdır. Onun ata- tna ve buyruğu doğrultu- sunda görev yapmaktadır. Madde başanlı olma öl- çüsünün ilk sırasında yer almakta 2,4 No'lu koşul- lar da yıne adalet müfet- tişinin değerlendirmesi, başka bir deyişle idarenin değerlendirmesi içinde- dir. Hele mali yönden ka- zanılmış birhakkın (mük- tesep hakkın) da geri ahn- ması tam bir tedırginlik, kuşku kaynağı olacaktır. 6. maddeye gelince, üç yıllık dönem içinde dev- reden ve gelen toplam iş miktannın en az yüzde 70, yine bundan başka denetim yetkisine sahip mahkemelerden en az yüzde 70 oranında iyi not alması ve mahkemenin yerine ve iş hacmine gö- re çok değişebilen iş mik- tannın ölçü alınması. dos- ya miktannın devreden ve gelen dosyalann top- lamının başanya esas tu- tulması başından beri açıklamaya çalıştığım yargı bağımsızhğı, yargıç bağımsızlığı, yargıç gü- vencesi, güçler aynhğı ve hukuk devleti ilkele- rine paralel ve uygun de- ğildir. Esasen halen yürürlük- te bulunan anayasanın 139. maddesinin genel esprisine de aykındır. Hâ- kimlik ve savcılık mesle- ğibaşhklı 140. maddesin- deki mahkemelerin ba- ğımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslanna göre hâkim ve savcılann özlük işlerinin denetleneceği- ne ve kovuşturulacağına ilişkin hükmüne. bir öl- çüde anayasanın, kuru- lun bu düzenlemeyi yap- masına ortam hazırlayan 144. maddesine, yargı ba- ğımsızlığı ve yargıç gü- vencesi ölçütlerine aykı- ndır. Buna koşut olarak adil yargılama ölçülerine de aykındır. Şu sıralarda Av- nıpa Birliği Hukuku kri- terlerine göre yapılan anayasa değişikliklerinde bağımsız yargı ve hukuk devleti esaslannı içeren değişikliklere öncelik ve- rilmesi önkoşuldur. PENCERE Sezer'e Neden Saldınıyorlar?.. Bir bilim adamı -ya da bilim kadını- neden rek- törolmak ister?.. Bilim adamı kendi dalında yeni gerçeklere ulaş- makhırsındadır. Koltuk merakı nereden kaynaklanıyor?.. Cumhurbaşkanı Sezer, 22 üniversitenin rektör- lerini belirieyince kıyamet koptu.. iktidara yakın gazetelerin manşetlerine dek tır- manan tepkiler doğdu.. Neden?.. • Galilei'ye dek iniyorTürkiye'deki üniversite kav- gasının kökleri... Galileo Galilei Padova Üniversitesi'nde öğretim üyesiydi; bir gün dedi ki: "-Dünyadönüyor.." Galilei, kilisenin yani siyasal iktidann dinci ide- olojisinin karşısına çıkıyor, Dünya'nın evrenin mer- kezi olmadığını, Güneş'in çevresinde döndüğünü ileri sürüyordu... Batı'da -Amerika o sırada yeni keşfedilmiş bir kı- ta idi- bilimsel devrim yeni başlıyordu; 'Aydınlan- ma'ya daha zaman vardı; üniversitelerde bilim öz- gürlüğü yoktu; Galilei'yi mahkemeye verdiler... Üniversite rektörieri dinci ideolojinin birer neferi idiler... • Dincilik kavgası bizim tüm öğretim düzenimizde sürüyor. Irticagünümüzde bütün Islam dünyasının üstünde kara buluttur, Türkiye'yi de ele geçirmek yolundayürüyor... Üniversite üzerine kavga, bu çatışmanın yükse- köğretime yansımasından başka bir şey değil... Cumhurbaşkanı Sezer'in hukuksal ve yasal yet- kisini kullanarak üniversite rektörü seçmediği bir profesör, basına açıklama yaparak demiş ki: "- Avrupa İnsan Haklan Mahkemesi'ne başvu- racağım!." Aman, hiç durmasın, başvursun!.. Ikinci birtürban davası yaşanır. Tüm Islam dünyasında tek demokratik ülke Tür- kiye'dir; üniversite özerkliği de ancak bu kapsam- da boy atabilir, bilim ile din arasındaki ilişki -ne ya- zık ki- çoğu Müslüman toplumda çözülemedi... Bir buçuk milyar nüfuslu Müslüman coğrafyası niçin geri kaldı?.. • AKP'nin iktidara gelir gelmez, iki hedefe yönel- mesi neden?.. Birincisi tesettür.. Ikincisi üniversite.. Kadının başını bağlamak ile bilim adamının ba- şını bağlamak, dinci ideolojinin politikada öncelik- ii iki hedefıdir... Ikisinde de karşılanna kim çıkıyor?.. Sezer!.. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, laik Cum- huriyetin temel değerierini görevi üstlenirken etti- ği yemine göre savunan bir kaleye dönüştü... Elbette Cumhurbaşkanı'na saldıracaklar... Bu saldınlar, Ahmet Necdet Sezer'in laik ve de- mokratik Cumhuriyetin Cumhurbaşkanı olduğunu kanıtlayan tanıklıklard;:. Laikliğin temel ilke olmadığı ülkede ne bilim öz- gürlüğü olabilir ne de üniversite... TEŞEKKUR Geçirmiş olduğum rahatsızlığım nedeniyle başanlı ameliyatla, sa|lığıma kavuşmamı sağlayan, Göz Hastalıklan Uzmanı Doç. Dr. ŞÜKRÜ BAYRAKTAR a, ameliyat hemşıresı BE\HAN ŞENYOL'a, hemşire ÇİLEM KAYA'ya ve tstanbul Cerrahi Hastanesi çalışanlanna teşekkür ederim. HAYATİASILYAZICI LORYMA R E S O R T H O T E L Turunç, Güney Ege'ninfiyortlariabezenmiş nefes kesıci coğraf- yasının en güzel koylanndan biri... Loryma Resort Hotel yamaç- lannın vejetasyon dokusuna gizlenmiş, koyun büyüleyici. mistik panoramasına tümüyte hükmederkonumda. sıra dışı birtesis. Or- manlardan inen serinletici esintiler, düşük nem oranı ve bol oksı- jenli, sağlıklı havasıyla ideal iklim koşullanna sahip. Eko-çiftliğin- den kendi sütünü, peynirini, kremasını, yumurtasını temin eden. kendi ürettiği -yörenin en kaliteli- zeytinyağını kullanan, damak zevki kadar sağlıklı beslenme ilketerine de duyarlı bir mutfak. Konfortu apart daireler, açık bûfe restaurant, pool-bar, Outdoor- Bar, açıkAapalı yüzme havuzlan, jakuzi,fitness-center,sauna, sü- per disko, bilardo, dart, tenis, masatentsi, çocuk kulübü. doktor servisi... üsanslırehberierlemountainbiking. sea kayaking, trek- king, canyonıng, scuba diving, rafting... Ruh-zihin-beden sağlığı programlan, Ayurveda ve Anti-Agıng Merkezi, Aromaterapi ma- sajlan, Yoga seanslan, doğal zayıflama kürleri, yüz-vücut bakh mı... "Özel animasyonlar", "sürpriz showlar*dan anndınlmış, ara- besk müziği uzaktan bile duyamayacağınız, kent yaşamının yıp- rattığı insanın pozitifyaşam enerjisiyte dolu günlükyaşamınadön- mesini hedefleyen, kürtür ve çevre dostu bir işietme anlayışı. DetaybMgc www.loryma.coin Turunç, 48700 Marmaris Tel: 0 252 476 72 20-24, Faks: 0 252 476 72 25 infofiloryma.com Cumhuriyet Dostlanna % 15 indirim, 1+3 taksit
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear