23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 13 TEMMUZ 2004 SALI OLAYLAR VE GORUŞLER ARADABİR MACIDE TAMRPevletSanatç^ Sayın Başbakan Kızmış! NATO zirvesine katılan delegeler onuruna Cum- hurbaşkanımızın verdiği davete protokol gereği davetlilerin tümünün smokin giyerek katılmalanna karşınTürkiyeCumhuriyeti Başbakanı'nın, protes- to ederek günlük elbisesi ile geldiği haberini tele- vizyonda spikerden öğrendim; o anda kafamda çözürnleyemediğim bir soru belirdi. Sevgili okur- lar sizinle bu konuyu paylaşmak istiyorum. O ne- denle adım adım gidelim: Şimdı efendim: Yüce Atatürk 15 yıl gibi çok çok kısabirsürede, akılalmaz, inanılmazdevrimlerya- parak, laik demokratik Türkiye Cumhuriyeti'nin te- mellerini attı. Bizi kapıkulu, Padişahımız efendimi- zin ümmeti olmaktan kurtanp millet olmamızın, bi- rey olmamızın kurallannı koyma adına ömrünü har- cadı ve de gençhğe hitabetinde bu günleri ve de ne olacağı belli olmayan geleceğe karşı tedbirli ol- mamızı bir bir söyledi. Bugün. Riyaseti Cumhur makamında oturan ki- şi, büyük Atatürk'ün koyduğu yasaları, kurallan harfi harfine uygulamak için yüreğiyle çırpınan bir büyük hukukçu, Atatürk ilkelerine bağlı, sade, adam gibi bir adam. Buraya kadar yanlışım yok. Bir de: Laik demokratik Türkiye Cumhuriyeti'nin hiç mi hiç uygulanmayan kıyafet yasası var. Şimdi, Sayın Başbakan'ın eşi dini hiçbir gerçeğe, dini kurallara dayanmayan, ancak ve ancak şeriatın simgesi olan biçimiyle başını örten bir hanım. Oysa Peygamber Efendimiz, zamanında evli ha- nımlann bekârhanımlardan aynlması için, eviilerbaş- lanna birer örtü atsınlar diye buyurmuş. Olay bu... Pekiii, daveti yapan Reisicumhur, Atatürk ilkele- rine aykırı şeriatın ayakseslerini nasıl buyuretsin? Bu ulusun dört kişisinden üçü Sayın Cumhurbaş- kanımızın düşünceleriyle aynı doğrultuda. Çok isa- betli, titiz bir düşünceyle Başbakan'ın, Dışişleri Ba- kanı'nın eşlerinin, şeriatın ayak izleri, Ata'nın bu- lunduğu yertere giremez demiş. işte sevgili okur- lar, anlayamadığım noktaya geldik. Başbakan ön- ce kızmış.. gitmek istememiş, ikna etmişler ve pro- testo için kravat-kostüm giymiş. Şimdi bundan, laik demokratik Türkiye Cumhuriyeti'nin Başba- kanı. yasalan, kurallan uygulamak isteyen Cumhur- başkanı'na kızıyor, yani laik Cumhuriyeti reddedi- yor anlamı çıkmıyor mu? Sonra bir noktaya daha değinmek istiyorum: Emine Erdoğan ın Laura Bush'u çayda konuk ettiği fotoğraf da aynca düşündürücü.. öncelikle biz- leri, beni temsil etmesini kabul edilemez buluyo- rum. Ikincisi, hanım hanıma otururken sıkma ba- şını koruduğuna göre hanımların saçlarını hanım- lara göstermesi de günah demek... Şeriat kuralla- n bunu gerektiriyor anlaşılan... Pekiii.. sokaklarda sıkma başlı genç kızlanmızın elleri, kolları, ayakları çıplak görünümünün güna- hına ne cevap vereceksiniz? Ayrıca gönül isterdi ki; Sayın Başbakan'ın laik demokratik Türkiye Cum- huriyeti vatandaşı olarak kızacağı yerde evine te- lefon edip eşine: "Senin saçlarını saklamanın Is- lam dininde yeri olmadığına göre, hemen berbe- re git, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nın eşi ola- rak, Türkiye nüfusunun 4/3'ünün sade giysiieriy- le bu kutsal davete gel, çağdaş Türkiye'yi temsil etmeye çalış" demeliydi. İşte o zaman Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin vatandaşı olarak gö- revlerini yerine getirmiş olacaktı. llaveten türban konusunda AİHM'nin aldığı ka- rar da Cumhurbaşkanı'nın haklılığını bir kez da- ha vurguladı. Herkes bunu böyle bilsin ve de ulu- sun 4'te 3'ünü tedirgin ve mutsuz etmekten vaz- geçsin. Çağdaşlaşma Kolay Değil... Dr.KemalONEN Ç ağdaşlaşma kolay değil. Sosyal, siyasal yaşam ve sistem ya da düzende ve de bilimde. düşünde, sanatta vb. alanlarda da çağdaş- laşmak kapsamlı, zor bir süreç- tir. "Çağdaş uygarbk düzeyini anıaçlayaıT Atatûrkün kastettiği bu idi. De\Tİmlerin çok boyutlu olması da bunun kanıtıdır. Çağ- daşlaşmanın temel öğeleri ise rasyonalizm ve laiklik-sekülerleşmedir. Çağdaşlaşama- mak veya geçmişe çakılıp kalmak bir yeter- sizlik ve bir uyumsuzluk olup bunun daha da ötesi ve beteri 'taassup'tur (bağnazlık). Taassup göreli (izafi) bir deyim-kavram- dır. Zamana. toplumlara. uğraş türlerine, konulara göre değişebilir. Genel olarak ni- teliği, uyum sürecinin yetersizliği, aksaklı- ğı ve bir fikre. inanca veya nesneye körii kö- rüne veya aşın şekılde bağlanmadır. Degi- şik alanlarda gözlemlenebılen bir olgudur. Dinsel taassup da bunlardan biridir ve de en belırgın, dayanıkJı olanlanndandır; belki de tabiatı gereği. Nitekim hâlâ çağdaş dediği- miz toplumlarda da şekıl ve aynntılan de- ğişmekle birlikte başlıca "evren kavramı- na ve anlayışına" ilışkın taassup, yumuşa- tılmış bir şekilde de olsa sürüyor. Aslında bilimlerin ve düşünün bugün ulaş- tığı ve modernizmin deyeryerasılarakpost- modernizmin konuşulduğu, moleküler bi- yoloji ve "genom -DNA- epijenetik" gibi konulann öne çıktığı bir dönemde eğer in- sanlar hâlâ yüzyıllar önceki anlayış, yaşam, görüş, tutum ve uygulamalan "değişmez gerçekler ve korunması zorunhı değerier" gibi algılıyorlar ve mitlere bilimden, rasyo- nel buluş ve verilerden daha çok önem ve- riyorlar ve de sağduyuya daha uygun gözü- ken mitolojik anlatımlar veya aktanmlan ör- neğin moleküler bıyolojinın bulgulanna ter- cih ediyorlarsa bu taassuptur. Evolüsyoner (evrimci) epistemolojiyi (bilgi Jcuramı) ve düşün tarihini bir yana itiyorlar, asırlar bo- yunca süren ve pek çok yorum. değişim ve anlayışlar içeren "insanın dinsel deneyimi- ni" göz ardı ederek hem çağda yaşamak. onun nimetlerinden yararlanmak ve hem de yüz- yıllar önceki değer yargılannı, ritüelleri ve o günkü retoriği (söylemi). inaç adına sür- dürüyorlarsa bunlara da mutaassıp denile- bılir. Taassup da bunun ötesi yobazlık da çağ- dışıhktır \r e bir bakıma irticadır. Hatta bu ay- nca ambivalans (karşıt değerlilik) içeren bir ruh halidir Zira bunlar. söylemlerde, dış görünüşlennde modern bilimin yanında gi- bi görünürken yaşamlannda ve buna daya- lı bazı eylemlerde taassubu sergilerler. Ge- rek eMİmci ve gerekse hatta kreasyonıst ev- ren görüşlerinin sürekli geliştiği ve de de- ğiştiğı, dinle bılim arasında bir diyalog oluş- turma çabalannın yaşandığı, "evolüsyoner kreasyonizmden (evrimci yaraticıhk)" bah- sedildiği çagdaş düşün ve din dünyasında. köktenci düşüncelerin ve yaklaşımlaruı için- deyseniz çağdaşlaşmadan uzaksınız demek- te pek de hata yoktur. Dinsel eğıtim ve öğretimin kendine özgü yapısını göz ardı ederek onu laik eğitim sis- temıne sokarak genel eğitim ve öğretimin doğal bir kısmı haline getirmeye yelten- mek; ya yanılgı içinde ya bir özel amaç pe- şinde olmayı veya taassubu çağnştınr. Büyük bölümüyle sekülerleşmiş çağdaş (modern) toplumlarda ve de ülkemizde say- gın yeri ve fonksiyonu belli olan dini, fark- lı olarak algılıyor veya siyasallaştırmaya yöneliyorsanız taassuptasınız ve gerçek an- lamda çağdaş değilsiniz demektir. "lnanç, kişi özgürlüğü, gelenekler" gibi sloganlarla dinsel dogmatizm ve hatta fanatızmi sim- geleyen girişimler, yazı veya beyanlara kar- şı, hoşgörüden de öte. müsait yaklaşımlar taassubun belirtileridir. "Çocuklan, dinlerini Ki öğrenmeleri için iınanı hatip okuluna göndermeyi" dini öğ- renmenın tek yolu ve yöntemi olarak gör- mekJe milyonlarca Müslüman yurttaşın ade- ta dinlenni bilmediği izlenimini bırakmıyor musunuz? Modern ve seküler ülkelerde ve de AB'de çocuklar ve gençler genel öğre- nim dönemlerinde ruhban okullan veya ben- zeri kurumlarda zorunlu din eğıtimi almı- yorlar. Dini öğreten, telkin eden veya öğüt- leyen aileler. dinsel kıtaplar, medya. ma- betler. din adamlan, din bilginleri veya özel eğitim programlan vardır. Türkiye'de din. Cumhuriyet döneminde çe- şitli boyutlanyla ibadetler. âdetler, bayram- lar ve diğer şekil ve uygulamalan ile ve de din-ahlak dersleriyle hep öğrenildı, öğretil- di, sürdü ve sürüyor. Dini öğrenmek için özel bir okul veya öğretim kurumu gereksinimi doğmadı. Bu hususun genel bir ihtiyaçmış gibi gösterilmesı sadece son 25-30 yıllık dönem işidir. Ancak din görevlisi ihtrvacı için amacıbeffiokullaraçılması daha 19201ı yıllarda da öngörülmüştür. Kımse dini dış- lamamıştır ve ne de dışlayabilir. Esasen Jslam dininde amaç, "belB koşui- lar ve esaslann" yanında ve onlarla birlik- te olmak üzere bir 'sahih hadis'te de belir- tildiğı üzere \\lekârim-iahlâkıikmakiir\ Bu- nun yolu yordamı, ille de dinsel okullarple- torası oluşfurnıak değildir. Bu yaklaşun is- ter istemez dinsel taassuba yol açabiür; he- le antientelektüel saldın. çahm, demagoji ve tantana ile birtikte ise». Çağdaşlaşma aktanm değil. bir beyinsel ceht (çaba) işidir. Dedim ya kolay değil. ABD-NATO-Türkiye TANTİK CAFE & BAIt RESTAURANT HER SALI VE HER AKŞAM CANLI HALK MÜZİGİ İSTIKLAL CAD. BALO SOK. NO:1 KAT3 BEYOCLL www.otantikbar.com intCHioUntikbar.com Rezervasyon: 0 212 293 6515 . 02122451197 / Tanju ERDEM AmiralfE) 2 1 "inci yüzvTİın başında ABD'yi yöneten kadrolar dünyaya ege- men bir güç olduklarına ve bu gücün sürdürülebılmesi için Avras- ya'ya hâkim olmalan gerektiğine ka- rar verdiler ve bu kararlannı bir ey- lem planı halinde uygulamaya baş- ladılar. Bu planın düşünce bazında kökleri çok daha derindedir. En azından 2'nci Dünya Savaşı sonra- sına uzanır. Sovyetler Birliği'nin ABD'den kısa bir süre sonra nük- leer bomba yapması ve bü\ük kon- vansıyonel gücü. sadece Doğu Av- rupa"ya değil, ulusal kurtuluş sava- şımı veren ya da milli demokratik devrim sürecini yaşayan ülkelere ve halklara desteği, bu Amerikan rü- )asını o zamanlardondurmuştu. ABD. BOP ginşimleri ile dünya hâkimiyeti projesını şimdi ha\ata ge- çiriyor. Sahip olduğu askeri, polı- tik, teknolojik güç öğelerine güve- nerek acele hareket etmek istiyor. Belki de Avrasya'da Rusya. Çin. Hindistan üçlüsü ve onlarla daya- nışabilecek bölge ülkelerinin katı- lınuyla yeni bir güç merkezi oluş- madan, AB'nin bağımsız bir güç merkezi olarak yükselmesinden ve bu potansiyel güçlerin olası daya- ruşmalanndan evvel sonuç alarak bu önemli petrol. doğalgaz zengini je- opohtik konumda egemenliğinin sürdürülmesini istiyor. ABD, üstün teknolojiye sahip as- keri gücüyle bir ülkeyi işgal etse bile, o ülke halkı direndiğinde iste- diği düzenlemeleri yapmada zorla- nacağını gördü. Uluslar sömürge yönetimleri istemiyorlar. Askeri ha- rekâtın karar ve eylem asamalann- da BM'leri dışla>an ABD, Irak'ta zo- ra gelince NATO'nun Avrupalı müt- tefiklerini de\Teye sokmak istiyor. NATO zin'esinde bu konu da gün- demde idi. Zirve uzlaşma arayışla- rıyla geçti. Afganistan'da NATO bayrağı altında mevcut güvenlik kuvvetinin nitelik ve nicelik olarak arttınlma karan dışında. Irak ve BOP'la ilgili tasanmlanna NATO Avnıpa ayağı başat ülkelen mesa- feli davranıyorlar Bunun sonucu olarak BOP kapsamındaki ülkele- rin istedikleri düzene dönüşümleri için arayışlar sürecek. öncelikle di- yalog yöntemlenyle Avrasya'nın gelişmekte olanJanna hâkimiyet saglanma>a çalışılacak gibi görünü- yor. Ama sonuçta NATO, temelde bir kolektif savunma paktı. Başlan- gıçta caydıncı nitelikte olsa da as- keri güce gereksınim duyulacaktır. ABD, NATO'voı BOP içıne çeker- ken AB'yi de kontrol etme olana- ğını bulacaktır. Bu noktada NATO içinde Türki- ye'nin dunımu ön plana çıkıyor. Türkiye yeni NATOnun merkez üssü yapılmak isteniyor. Bunun için ABD'nin. Türkiye'nin hemen her yöresıni kapsayan askeri üslenme ta- iepleri gündeme gelme durumunda- dır. AvTasya'ya demokrasi, özgür- lük. neo-liberal ekonomiler getirme söylemıyle ülkeleri kontrolleri al- tına almayı planlayan ve bunun için NATO'yu kullanan ABD, üsleriy- le. limanlanyla, konuşlandıracağı askerlen>le Türkiye^-i Batı'nın as- keri kalesi haline getirmek istiyor. Eğitim ve hazırhk düzeyi üstün bir muharip güç olan TSK'nin de bu projenın ihtiyaç duvıılabileceği böl- gelerde acil mukabele gücü olarak kullanılmak isteneceği değerlendi- riliyor. Kendi de bir BOP ülkesi olan Türkiye'nin yeniden yapılandınlıp model ülke niteliğiyle sunumu da gündemde. Bu faaliyetler sonucu Batı'da yıldızmız parlar. ekonomı- nize katkılar sağlanır vb. takdirkâr ve teşvikkâr söylemlerle Türkiye 'de kamuoyu oluşturuluyor. Bunlar em- per> r alizmin işlerini görene kadar kullanacağı boş sözlerdir. ABD yönetimi acaba hangi cü- retle Atatürk'tenbu ülkeye miras ka- lan banş ve istikrarlı güvenlik po- litikalannı terk etmek anlamında. Montreus'jü delmeye, komşulan- mıza yönelık tecavüz ve tehditlenn odağı haline gelmemize ve terörün Türkiye'yi hedef almasma. ülke- mizin istikrarsızlaştınlmasına. kom- şulan ve İslam dün)asıyla karşı kar- Bir devre-tatil var... sntfım Ttırtar Vlasım ûahildir) Yûeelen Hotel - Gokova f€o t tmtry - Kazdağt (5 Gün 10 yıl tatil yapın 10 ayda ödeyinî Nasıl mı~> "Tatil Aboneliği*" sistemiyle. Bu sistemle 5 veya 10 yıllık tatilinizi bugünden güvence attına alacaksınız. Ustelik tatil yapacağıne yeri*, dönemi ve süreyi siz belirieyeceksiniz. Ve bir kez abone olduktan sonra her yıl sadece bavulunuzu toplayıp tatile gideceksiniz! afresn ayaret vkv. Aynca üjm sonJama yaaic@yaaic.cam.1T ye yazat>lırsımz "ftvacağm Bd abone* sod^mea, Tûtetayı Koruma Yasas ve 2003 Haaran aymda ç t o s n Oevrs T3fif YSretTDetğTne uvgureJıf Tata AboneBği AvanUjlan Düşük Abonelik Fıyatian Sabrt ve Uygun Aıdatiar Devre_. jCahvalp Muesseseden1 •n imkanıTam de < 7 Gün Y.P.) 10- l'Jİzmrı, 5 ve ya 10 Yıllık Abonelik Seçenekteri lOAyttkÖdemePtanı Yücelen Otel - Gökova, Muğla GoHo*a mr talDtnae denızın \a~t\m ^e dsğafin a n rjtta&ınaa lcun.imuş olar Tuceifrn Dte ahşK) mıman ve de<0'*sv0'^-'Y t 3 saiıtrm <e l>uzuu oır stmoste r s salvo Efes ICaanos Fedr Daîça ve Bocrum gjfcn turstf* merteıerın ıam orasmda \& alan tesıs p ^ fravuzu bariar Ongen Country Hotel - Küçükkuyu, Çanakkale 3c-ğantn tazeııâın j * g i^'.asıni" üwp4)irn ve mrcıopinın Düvûsöf'iJ ırnsa'ırterne iCunîrv tarzı e$sız rtr tes sıe ^aşafmav amaçla-.ar eko-!aıılın Tjrtr^ede < orçusu Qrgen Ccvrv* -to'el'9e tait v* dtnıcv--en her ate^arıfi .ar ^omıne* viiiatar' kSfneir s^jper h&tuzv gerrş fopJarrj s3tönu, kendı çttf&yte 3esîefc%c* rnu^ağı tJcğal vunj^jş partufu kutjpnar-est Assos Truva gibı b"*Çûit îârıhı merltîe ve"u.Tfctye'nır ^^ remır d«ifii"« yakıntıği b, (esıa 4 mevsım unu(u*nayacah »atıllar geçıreceğnc tw yer t*aine getırr fO' Tropic Hotel - Side, Antalya C«rMze "str* arft* S"W ve 3CO- A«ı z btf Ta-il ,aa«dry0 - .yapic.cofn.tr y a p i c @ Y a p ( c . c o m . t r Türk Ocağı Cad Bas-n Sarayı No 1 <at t IGazetecıler Cemıyetı ustû) Cağalojlu - IslanDul T a l : ( 0 2 1 2 ) 5 2 0 2 1 9 1 - 9 2 / ( 0 2 1 2 ) 5 2 2 4 9 2 6 Faks 0212)5205023 şıya gelmesine neden olabilecek planlann hazırlığındadır. Yakın geç- mışinde empeıyalizmle savaş ver- miş. utku kazanmış, mazlum ulus- lann umudu olmuş bu onurlu. ba- ğımsız yaşamaya meftun özgür Türk ulusunu. çevrelerindeki egemen ış- birlikçi kadrolara bakarak, tarih bi- lıncinden. akıldan, sagduyudan yok- sun mu sanıyorlar? 1 Mart tezkere- sinin reddıyle gerekli dersleri alan- lar şimdı NATO'yu kıyısından ke- nanndan de\Teye sokrnak suretiy- le bugüne değın NATO ittifakı için- de uyum gösteren Türkiye'nin nza- sını almayı düşünüyor olabilırler. NATO, koşullan gereği alan dışı operasyonlara yönelecekse -ki öy- le gözüküyor- Türkiye bulunduğu bölgede teennı ile hareket etme, gerçek anlamda banşı koru\ r ucu ve sürdürücü maksatlarla ve diğer NA- TO ülkeleriyle dengeli, ölçülü des- tek ve katkı sağlama durumunda olmalıdır. Bu coğrafyada Türki- ye'nin Batı emperyalizminin hâki- miyetprojelerinde öne çıkması yan- lışhr. Fazla risk alması, zamanı gel- dığinde bir ateş çemberinın ortası- na kendisini atması anlamına gelir Aksi. ABD ve NATO'nun bölgeye daha banşçı, yumuşak yaklaşımla- nna sebep olacaktır. BOP tasanmında ABD'nın NA- TO aracıhğıyla Türkiye topraklan- ru kullanma talepleri ıttifak dayanış- masını aşan nıtelıktedır. Bu bir Or- tadoğu ülkesi olan Türkiye'nin iş- gali yolunda atılmış bir adımdır. Istikrarsızlaştınl- masıdır. Atatürk Cumhuri- yeti'nin, ulusal ve üniter Cumhuriyetimizin temel de- ğer ve ilkelerinin tasfıyesi ile olanaklıdır Bu taleplerin kabulü parçalanmanın da yollannı açabilir. TSK'miz ise görevleri anayasa ve ya- sa ile belirlenmiş ulusal or- dudur. Emperyaİizmin ezi- len milletlere kullanabıle- ceği acil mukabele gücü de- ğıldır. Sonuç olarak; Türkıye'yi NATO'nun merkez üssü ya- pacak cüretkâr talepler ka- bul edilmemelidir. Hatta NATO'ya tahsısli ve SE- IA'la ABD tarafindan kul- lanıhnakta olan üslerin fe- aliyetleri, yeniden değerlen- dinlerek Türk ulusu ve kom- şulan yaranna olmak üze- re sınırlandınlmalıdır. Bağımsız, demokratik. la- ik ve sosyal hukukde\letin- de özgürce yaşamak iste- yen onurlu Türk ulusu ve Türk devleti BOP'un mer- kez üssü olma rolünü kabul etmeyecektir. Büyük Atatürk'ün öğre- tisiyle gaflet ve dalalet ve hatta hıyanete uzanan bir yolu inanıyoruz ki bu ülke- de kimse ızlemeyecektir. Bi- zim ulusal çıkarlanmızı ve bölgenin çıkarlannı ön pla- na alan davranışlarunız dün- yamızın ve ABD'nin de yarannadır. Türkiye, ABD'nin her koşulda istediği gibi kul- lanabıleceği arka bahçesi değildir. Hâlâ öğrenilemedi mı? PENCERE Başbakanlık Nikâhının Kerameti Ne?.. Bir dostumla pazar günü buluşacaktık, telefon edip dedi ki: - Görüşmeyi erteleyelim.. - Niçin?.. - Başbakan Erdoğan ın kızı evlenecek diye yol- lan kesmişler... HayAllah!.. Aile, eksik olmasın bana da davetiye yollamış; ama, gidemedim. Gençlere mutluluklar diliyorum. • Ancak iş bu kadarla bitmiyor.. Çünkü bu olay özelliğini yitirdi; toplumsal ve si- yasal sorun oldu.. Dilimizde birtakım sözcükler vardır ki insan ya- şamında önemlidirier Görgü.. Gösteriş.. Estetik.. Etik.. Görgü, 'adabı muaşeref anlamını dataşır; söz- gelimi birsofradaönünüzegelen çorbayı bitirirken dibini de mideye indirmek istiyorsanız, tabağı ken- dinize doğru değil, ters yöne eğeceksiniz; bu yol- da kanun zoru yoktur; ama, kural böyle... Nikâha giderken damadın giyimi kuşamı nasıl ol- malı dersiniz?.. Gelin tesettüre uyuyorsa, damadın da başını ört- mesi gerekmez mi?.. Agel kefiye, sank ya da fes, türban ya da sıkmabaşa daha çok yakışmaz mı?.. Neden kadınları örtüyor da sere serpe dolaşıyor erkek milleti?.. Eşitliğe sığar mı bu?.. Demokrasi kadın-erkek eşitliği değil mi?.. Yasa 'Insanlar özgür ve eşit doğartar' demiyor mu?.. Başbakan Erdoğan'ın kızının nikâhı tam bir 'an- tidemokratikmanzara' sergiliyordu. • Ama gösterişe gelince.. Maşallah!.. 7000 kişiye davetiye ne demek?.. Seçim propa- gandası mı yapılıyor?.. Yoksa Recep Tayyip ailesi gösterişe bu denli mi düşkün?.. Bana bile davetiye gönderildiğine göre kim bilir kimlerçağrıldı?.. Devlet başkanları mühürtü mum- la buyur edildi!.. Bir nikâhı bu denli gösterişe kur- ban etmek görgüsüzlük sayılmaz mı?.. istanbul'da Başbakan'ın kızı evleniyor diye yol- ları kesmek, polisi seferber etmek; alçakgönüllü, erdemli, dengeli, demokrat bir başbakana yakışır mı?.. Nikâhtan sonra Boğaz'da yat sefasına ne buyu- rursunuz?.. • Peki, ya estetik?.. Yaetik?.. Bu iki güzelim kavramı da bu ilginç nikâhta ara ki bulasın!.. Bir kez yoksulluktan kınlan Türkiyemde bunca tantanalı bir evlenme töreni etik olamaz; halk ara- sından çıkmış Recep Tayyip, dengesini mi yitir- di?.. Ne oldum delisi mi oldu?.. Islamda böyle bir şey kesinlikle yoktur, gerçek bir Müslüman, yoksullann önünde görgüden uzak bir gösterişle nikâh yapmaya kalkışmaz. Recep Tayyip nikâh eylemineyatırdığını fakirfu- karaya dağıtsa Anadolu'daki Hazreti Muhammet ümmetine daha çok yakışan bir başbakan olurdu. TEŞEKKÜR Bırkaç hafta önce ani bir rahatsızlık sonucunda apar topar gıttıeım Florance Nıghtıneale Hastanesı'nın Voğun Bakım SerMsrnın o akşamkı nöbetçi hekimlen Dr GÜLHAN BAYRI« or ZEKİ ÖZYEDEKv. daha sonra ıncelemeye alındığım aym hastanenin Kardıvolojı Senısı'nde değerlı ılgisıni esirgemeyen prof or NURAN YAZICIOĞLU ve yıllardır kahnmı çeken arkada^ım Dr METtN SEZGIÇ e anjıyomu bü\iık bir başanvla \apan, anji\o ustası Prof Dr VEDAT AYTEKlN e dıyabetıme karşı amansız bır savaş açan Prof Dr HASAN İLKYUVA va ve Dr SERKAN TATLIAĞAÇa \e Florance Nıghtıngale Hastanesı 'nde kaldığım sürece. müşfık \ardımlannı esırgemeven rüm hemşıre \e görevlılere %e hastaneye yartığım andan ıtıbaren benı koruyucu bir kalkan altma alan YAPI ve KREDÎ SİGORTA n,n sevımlı sorumlularına \e daha sonrakı günlerde konuya dıkkatle eğılen dostianm Pro.Dr B İ N G Ü R S Ö N M E Z ™ Prof Dr BAKİ K O M S U O Ğ L U na ve gene > rilardır benım v e hemen tüm aiiemın kahnnı çeken \e bu arada anjıyo \e elektrolarımı Prof Dr ZEKl Ö N G E N e de okutan deSerlı arkadaşım Prof Dr VEDAT HAMURYUDAN a. ve endoskopımi ve kolonoskopimı büyük bır başanyla ve dostluk çerçevesınde aerçekle^jtıren Dr ORHAN SAMÎ GÜVEN ve bu konuda en başından ben ilgısini esirgemeyen Doç Dr AYKUT ÇELÎK'e. ve hastane ve ev ımi arayan, hatır soran. çıçek gönderen tüm arkadaşlarıma. gazetenız aracılığıv la reşekkür edenm TOKTAMIŞ ATEŞ Türkiye Gazeteciler Cemıyetı'nın yayinladığı günlük Bizim Cazete Ülke sorunlanna ilişkin raporlanyla, araştırmalanyla. köşe yazılanyla, tarafsız haberteriyte s/vil toplumlann gazetesi. Düzenlı okumak ıçın abone olun. Td: 0.212.511 0875
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear