22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİVET 5 HAZİRAN 2004 CUMARTES HABERLER DÜN1M>ABUGIJN ALİ SİRMEN Pat Tillman Şehit mi, Yoksa Niyazi mi? Pat Tillman Amerikan futbolunun pariak yıldız- lanndan biriydi. ABD gibi yanşmanın hızlı olduğu bir ülkede, fut- bol ya da basketbol yıldızı oldunuz mu, rahat ve parlak bir yaşamı güvenceye almışsınız demektir. Bir yandan rahat bir yaşam, bir yandan toplumun hayranlığını çekmek 27 yaşındaki gençlerin hemen hemen tümü için tatlı bir düştür. Bu düşü gerçeğe çevirebilenlerin oranı ise mil- yonda birdir. Pat Tillman işte bu milyonda bir diliminde yaşa- yanlardandı. Son olarak da kendisine 3.5 milyon dolarlık bir kontrat önermişlerdi. Ama o bunu elinin tersiyle itti ve 11 Eytül'den son- ra Rangers'e (gönüllüler) katılarak asker oldu. Futbol yıldızı, artık ulusal bir kahraman olmuştu. Herkes ona hayrandı. Pat, Amerikan askerleriyle birlikte, Afganistan'da görev yapmaya başladı. Ve bu yılın 26 Nisanı'nda da Afganistan'ın Pakistan sının yakınlarında, ilk açıklamalara göre düşman kuvvetlertarafından vu- rulup öldürüldü. Amerika, ünlü şehidini bağnna bastı. 0 artık ta- rihsel bir kahramandı. Buradaki şehit kavramı üzerinde biraz durmak ge- rek. Acaba Müslüman olmayanlar şehit olabilirler mi? Bu konudafikiryürütecek kadar uzmanı değilim konunun. Ama, 1970 yılında Cezayir'in Oran kentinde din- lediğim bir Arapça marşta şu dizeler yer alıyordu: "Che Guevara, Che Guevara Ey reis ül şüheda!" Eh Che Guevara bile Cezayirli din kardeşlerimiz tarafından "reis ül şüheda" rütbesine layık görü- lürse, Pat neden şehit olmasın?... • • • Ancak burada başka bir soru geliyor gündeme. Amerikan ordusunun askerleri maaşlı profesyonel- ler olduklarına göre yaralanma gazilik, ölüm şeha- det mi sayılır, yoksa basit bir iş kazası mı? Unutmayalım ki profesyonel Amerikan ordusun- da maaşlı asker olmak için Amerikan vatandaşı ol- mak bile gerekli değil. Bu durumda, vatan savunması da söz konusu olamayacağından, şehitlik ve gazilikten çok, bir iş kazası nitelemesi daha akla yakın geliyor. Ayrıca, özelleştirme bu alana da girmıştir. Irak'ta kullanılan askerierin içinde, doğrudan Amerikan ordusuna bağlı olmayan, özel şirketlerin adamları paralı askerler de yer alıyor. Onlar, dünyanın nere- sinde silahlı çatışma olursa, götürü usulü, taşeron olarak çalışan özel öldürme şirketlerine büyük pa- ralar karşılığında hizmet veren süper profesyonel- ler. Bugün karşısında savaştıkları ülke ve güçlerin yann hizmetine bile girebilirler. • * • Ama Pat Tillman'ın durumu buniann hiçbirinin- kine uymuyor. O vatan sevgisinden gitmiş askere, para pul düşünerek değil. Futbol yıldızı "demokrasiyitehditeden, teröre kar- şı özgürlüğü savunmakiçin" elli yıldızlı bayrağın si- lahına sarılıp, Afganistan'a gitmiş. Pekâlâ Irak'a da gidebilirdi. lyi de, artık Amerikalı politikacılar, haber alma örgütü üyeleri, gazeteciler bile 11 Eylül'den sonra, George W. Bush'un açıkladığı saldırı gerekçeleri- nin, Irak konusunda olduğu kadar, Afganistan ko- nusunda da geçerii olmadığını ısrarta söylüyorlar; olaylar, kanıtlar da onlan haklı çıkarıyor. Ayrıca, "büyük şeytan"E\ Kaide'nin de, bir Ame- rikan yaratması olduğu artık herkesçe biliniyor. Bu durumda, Pat Tillman'ın gerçekten inandığı idealler için mi, yoksa bir aldatmaca uğruna mı öl- düğünü söylemek çok zor. Aynca şehit olmak düşman silahıyla öldürülme- yi gerektirmez mi? Eğer öyle ise yandı garibim Tillman. Çünkü Fort Bragg'da, Amerikan Ordusu Yarba- yı Pihillip R. Kensinger, geçen cumartesi mayıs- ta yaptığı bir açıklamada, ilk araştırmanın tersine, Tillman'ın düşman tarafından değil de bir "dost ateşi" (friendly fire) sonucunda öldüğünü, zaten o sırada o bölgede düşman da olmadığını bildirdi. Bu durumda, Pat Tillman'ın durumu iyice kanşı- yor. Uğrunda çarpıştığı ideallerin gerçektetehlike- de olmadığı ya da bu çarpışmalann tam o amaç- larayönelmeyip, bir aldatmaca ürünü olduğu çıkı- yorortaya, öte yandan öbürsilah arkadaşlan, Bağ- dat'ta, özgürlük götüreceklerini söyledikleri Iraklı- lara işkence ederlerken elde silah Afganistan boz- kırlarında dolaşan Tillman'ı da düşmanın değil, Amerikalılann öldürdüğü çıkıyor ortaya. Ben bu işin içinden bir türiü çıkamadım. Siz ne dersiniz, Pat Tillman şehit mi, gazı mi; yoksa b.k yoluna gitmiş bir Niyazi mi? Haraç almakla da suçlamyor Çeteciemniyet müdür yardımcısı tutuklandı ADAINA(AA)-Çıkar amaçlı suç örgütü oluş- turduklan iddiasıylagö- zaltına alınan, Kırıkka- le Emniyet Müdür Yar- dımcısı ile bir astsuba- yın da aralannda bu- lunduğu 11 kişiden9'u Adana DGM'ce tutuk- landı. Konya Emniyet Mü- dürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlar Şube Müdürlüğü ile İstihba- rat Şube Müdürlüğü ekiplerince gözaltına alınan Emniyet Müdür Yardımcısı MehmetAB Yavuz ve Astsubay Sü- leyman Oral'ın da ara- lannda bulunduğu 11 kişi, Adana DGM'ye çıkanldı. Saruklar Mehmet Ali Yavuz, Süleyman Oral, Abdullah L nver, AtüTa Demir, Ali Çeükler, KürşatAltıner, Musta- fa Buruç, Yüksel Yetiş- ti ve Recep Aksoy "çı- kar amaçb suç örgütü oluşturduklan" ıddı- asıyla tutuklandı. Mev- lüt Kömür ve Mustafa Koyuncuoğlu ise ser- best bırakıldı. Sanıklann, Kara- man'da yaralama ve Manisa'nın Soma ilçe- sindeki Tekel Satış De- posu'na yönelik silah- lı saldın olayını gerçek- leşnrdikleri ve Konya'da bir şirketin yöneticile- rınden 270 bın dolar "haraç" alma girişimin- de bulunduklan iddia ediliyor. Olayla ilgisi olduğu belirlenen Cihan D' nin de yakalanmasına çah- şılıyor. TÜSÎAD: Parti tabanını memnun etmek için kamu yönetiminin işleyişi aksatılmamalı AKP'yekadrolaşmauyansıMEHMET ALİ SOLAK ANTAKYA - Türkiye Sanayici ve tşadamlan Derneğı (TÜSİAD) Baş- kanı Ömer Sabancı. hükümete kad- rolaşma uyansı yaptı. Devlet kadro- lannda başan ve liyakatın tek ölçüt olması gerektiğini belırten Saban- cı. "Parti tabanını memnun edecek kadrolaşma çahşmalanyla kamu yö- netiminin işle>işi aksatılmamah. hiz- met kaiitesidüşürülnıemelidir" dedi. Türkiye SlAD Platformu Başkanlar Kurulu bıldirisınde de YÖK yasa ta- sansı tartışmasıyla da gündemden sa- pıldığı ve boşuna zaman yıtınldiği savunuldu. Sanayici ve Işadamlan Demeklen (SlAD) Platformu"nca eski Hatay Devleti Meclıs Salonu'nda gerçek- leştinlen toplanrıya TÜStAD Başka- nı Ömer Sabancı. Türkiye SlAD Plat- formu (TSP) Jcra Komitesi Başkanı • Devlet kadrolarında tek ölçünün başan ve liyakat olması gerektiğini belirterek hükümete 'kadrolaşma' uyansında bulunan TÜSİAD Başkanı Sabancı, "Türkiye'nin gerçek gündemi son günlerde tartışılan konulardan çok daha derinlere indi. Ülkenin gündemini muhafaza etmek, gemiyi rotasında tutmak hükümetin görevidir" dedi. Şehmus Akbaş, AKP Grup Başkan- vekıli Sadullah Ergin, mılletvekille- n ve çok sayıda işadamı katıldı. Toplannda bir konuşma yapan Ömer Sabancı, Türkiye'de siyası ıstikrann kalıcı kılınmasuun ve AB'nin siyasi kültürüne uygun bir yapıya kavuş- masının dört temel gereğinin bulun- duğunu anlattı. Sabancı şöyle dedi: "Çoğunluk, hangi oranda ve hangj sistenıle sağlannuş olursa olsun. udaş- ma külrürü korunmabdır. Çağdaş de- mokrasilerdegeüşmişlik. çoğunhığun azmbkhakbrmı neöiçüde koruduğuy- la ölçülmektedir. Seçim sistemimiz. karma bir yapıya yönehneh'dir. AB normlanna uygun yeni bir seçim sis- teminin benimsenmesi> le vönetimde istikrar ile temsilde adaJetin denge- lenmesimümkünolacakor. Siyasipar- tilerin iç işleyişi, siyasi kadrolarda de- ğişimi engellemeyen, şeffaf ve demok- ratik bir yapıya kavuşturulmaüdır. De\1et kadrolannda başan ve liyakat tek ölçüt olmaJı, parti tabanını mem- nun edecek kadrolaşma çahşnıalany- la kamu yönetiminin işleyişi aksatılma- malı. hizmet kalitesi düşürülmemeli- dir." Türkiye ekonomisuıin kronik mak- roekonomık dengesızlik ve yüksek reei faız kıskacından kurtanlması, iç borç sorunlanndan anndınlması ve ya- pısal olarak güçlendirilmesi gerekti- ğini belirten Sabancı, Türkıye'nın IMF ile ılişkilerinin de en kısa süre- de sonuca bağlanması gerektiğini \iir- guladı. Sorunlan sırayla çözmeye çalışma- nın akılcı olmadığını, topyekûn bir strateji uygulanması gerektiğini vur- gulayan Sabancı, "Türkiye'nin gerçek gündemi son günlerde tartışılan konu- lardan çok daha derinlere indL Llke- nin gündemini muhafaza etmek, ge- miyi rotasında tutmak hükümetin gö- revidir" dıye konuşru. Türkiye"run 18 aydır belırlı bir eko- nomık ve siyasi istikrar yaşadığını ifade eden Sabancı şöyle devam etti: "Aneak. biraz gerhe çeküip resmin bürününe baktığunızda, bu istikrarı kahcı lalacak bazı çok önemliyapı taş- laruun eksikolduğunu görüyoruz. Bu DÎSK'in 12. Olağan Genel Kurulu'nda AKP iktidanna sert eleştiriler yöneltildi Hükümet sınü gündem yarabyor BARIŞDOSTER DlSK'in 12. Olağan Genel Kurulu başladı. Genel kurulda, hükümete vönelik sert eleştiriler öne çıkarken Istanbul'da toplanacak NATO Zirvesi'ne karşı, toplumsal muhalefetin birlikte hareket etmesı ıstendi. DlSK'in, Grand Cevahir Kongre Merkezi'nde başlayan genel kurulunda konuşan DİSK Genel Başkanı SüJeyman Çelebi, ABD'nuı emperyalıst politikalannı, Irak'ı işgalini ve Büyük Ortadoğu Projesi'ni eleştirdi. Küreselleşmeye karşı ulusal ve uluslararası dayanışma ağlan örmek gerektiğini, DlSK'in bu konuda elınden gelenı yaptığını dile getiren Çelebi, hükümetin çizdiği Türkiye tablosu ile gerçekler arasında uçurum olduğunu vurguladı. Hükümeti sunı gündem yaratmakla suçlayan ve çalışma yaşamında ıleri değil, daha geri düzenlemeler _ ^ ^ _ ^ _ _ ^ ^ _ — yapıldığına değinen Çelebi, • . . . ışsizliğin arttığına, ücretlerin T şsızlıgm eridiğine, satın alma gücünün X arttıgını, azaldığına dikkat çekti. Iktıdann Meclis aritmetiğıni yanlış okuduğunu belirten Çelebi, "Emperyafizmin en büyük savaş örgütü \\TO'nun İstanbul'daki zirvesina karşı biz de alanlarda olacağız. Her zaman olduğu gibi, demokrasinin, özgürhıklerio, bagımsızugın. iaik ve sosyal hukuk devktinin, iç banşın, vergi ve gelir adaktinin sağlanması için enmizden geleni >apacağız" dedi. ÇHP lideri Deniz Baykal da, ülkemizde sendikacılık hareketının yaşadığı sorunlann, sadece küreselleşmeden " ~ " ^ ^ ~ " ^ ~ ^ ~ ~ kaynaklanmadığının altını çizerek Türkiye'nin kendine özgü sorunlannın da çalışma yaşamında baskı yarattığmı söyledi. 12 Eylül 1980 darbesinin, bu olumsuz sürecin başlangıç tanhi olduğunu anımsatan Baykal, "Bu süreçte Türkiye, hızla borçlandırıldı. Borçlanma ülkemizi yönlendirir hale geldi. Türkiye, uluslararası etki \e telkinlere tesüm oldu. Borçlanma ve yolsu/Juk, ülke ekonomisini iflas ettirdl Dtş merkezier çok açık biçimde Türkiye'ye yön vermeje başladüar" diye konuştu. CHP'nin, bu iki olumsuz gelışmeye karşı toplumu sürekli uyardığma işaret eden Baykal, ancak bu konuda yalnız kaldıklaruıı, hak ettikleri destegi alamadıklannı, toplumun ÇHP'nin bu duyarlılığını yeterince sahiplenmediğini ifade etti. "Türİdye'yi u\ardığımızda kamunun zaran 3^ nıirvar dolanta, şimdi 80 milyar dolar" diyen Baykal, özelleştirmelerin hiçbirinin yarar getirmediğini, özelleştirmeyi en çok savunanlann bile, özelleştirmelerin sağlıklı ve kârlı olduğunu söyleyemediklerini belirtti. " şsizliğin . arttıgını, ücretlerin eridiğini, satın alma gücünün azaldığını vurgulayan DlSK Başkanı Çelebi, iktidan Meclis aritmetiğini yanlış okumakla suçladı. Genel kurula Baykal'ın>-anı sıra Çahşma \« Sosyal Güvenlik BakanıBaşesgjoğhı da kankfa. (GÜL TAŞLI) y 'reform*adıaltında 'yerelimparatorluklar*yaratıyor yönetimlereiflas yolu ANK\RA (Cumhuriyet Bü- rosu)-AKP'nin "Yerdlönetim- ler Reformu" adı altında hazır- ladığı yasa tasanlan adeta "ye- relimparatorluklar" yaratıyor. Pakette yer alan Kamu Yöneti- mi Yasa Tasansf nın tamamla- vıcı ayaklan niteliğindeki Ü Özel Idareleri Yasa Tasansı ile bir yandan belediyelere borçlanma" hakkı tanınırken, bir yan- dan da "kamu hiz- meti niteliğinde ol- mayan maliarın haczedilebileceği'' hükmüyle "iflas" yolu açılıyor. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşül- meye başianan II Özel Idarele- ri Yasa Tasansı, yerel yönetim- leri adeta birer "pi\'asa unsu- ru" haline getiriyor. Tasanda şu düzenlemeler yer alıyor: I özel idarelerinin mal ve gelirleri, "devlet mau, devlet alacağı" hükmünde değerlen- dirilmiyor. Tasannın 7. mad- desinde "Ü özel idaresinin mal- larma karşı suç işleyenler dev- let mahna karşı suç işlemiş sa- >iur v ' denılerek geçıştınlıyor. Tasan, "vergi-resim-narçgeli- ridışındaki getirler" ve "kamu suursız hizmetlerinde fiilen kullanıl- • TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşmeleri süren II Özel Idareleri Yasa Tasansı, "kamu hizmetlerinde kullanılmayan maliarın haczedilebileceğini" hükme bağlıyor. Tasan, belediyelere 'sınırsız borçlanma' olanağı tanıyor. mayan mallan" haczedilebilir hale getiriyor. Bu hüküm. il özel idaresinin "iflasının" da yolunu açıyor. • 11 özel idarelerine neredey- se her alanda "yürütme" yetki- si veriliyor. Idare, bu hizmetle- ri kendisi doğrudan \ erebilece- ği gibi ihale-ımtıyaz yoluyla yaptırabilecek. Bu hızmetler arasında eğitim. sağlık, bayın- dırlık, sulama, sosyal yardım gibi hizmetler de yer alıyor. ^ Idarenin organlanndan il genel meclisi, özel idare adına imtiyaz vermeye, yatınmlann yap- işlet-de\xet \eya yap-işlet modeli ile yapılma- sına, özel ıdareye ait şirket, işletme ve iştiraklerin özel- leştirilmesine ka- rar\erebilecek. Ay- rıca yurtıçındekı v e yurtdışındakı yerel idareler ve yerel idare birlikleriyle karşılıklı iş- birliği yapabilecek. \/ İl özel idarelerı hem ken- dileri hem de bağlı kuruluşlan yetkdli organlann karan ile borç- lanabilecek. Bu, iç ve dış borç- lanma için geçerii olacak. yüzden, bi/i kahcı siyasi ve ekonomik istikrara görürecek siyasal ve ekono- mik refornüann gereğinin altını kuv- vetle çtzhoruz. Bunlara ek olarak. AB üyeKkmüzakereleri sürecinde hareket kabilryetirni/i arttıracak bir gehşme stratejisinin gereldi olduğunu \ıırgu- luyonız." SİAD Platformu Başkanlar Kurulu bildirisınde de Türkiye'de her kesimin dikkatle odaklanması gereken gün- dem maddelerinin AB üyelik müzake- relerinın başlatılması ve makroeko- nomık istikrar ıçınde büyümenin sağ- lanması olduğu beiirtildi. Son yıllar- da sık sık ana gündemden sapıldığı ve gereksiz zaman ve kaynak israfına yol açıldığı ifade edılen bıldınde. "Bu- nun son örneği YÖK yasa tasansında görüldii. Konunun rüm taraflann ka- tıumıyla sonuca ulaştuıhnası, bugüne kadar vitirilen zamanuı boşa gitme- nıesinin tek koşuludur" denıldı. ADD Denizli Şubesi Kaygılar haklı çıktı tZMİR (CumhumetEge Bü- rosu) - Denizli Belediyesi'nin, sergi salonunu tarikat İcermesi- ne açması tepkilere neden oldu. ADD Denizli Şube Başkanı Er- can Yücei kermeste yaşanan gö- rüntülerin. İaik cumhuriyerin ge- leceği açısından duyulan kaygı- lan bir kez daha haklı çıkardı- ğım vurguladı. Denizli Belediyesi, Turhan Ba- hadır Sergi Salonu'nu Nakşi- bendi tarikatının yasal kanadı Kasr-ı Arifan Vakfi'nın kerme- sine açmış; gelişmeler daha ön- ce 11. Piyade Tugay Komutan- hğı'nın irtica ve tarikatlar ko- nusunda valilik ve cumhuriyet başsavcılığını uyardığı kentte şaşkınlık yaratmıştı. Kermeste, satışa sunulan ürünlerden çok, kara çarşaflı vakıfüyeleri dikkat çekmıştı. ADD Denizli Şube Başkanı Ercan Yücel yaptığı açıklama- da, sözde muhtaçlara yardım adı altında gerçekleştirilen kermes- teki görüntülerin, kamusal alan- da kabul edilemeyeceğini vurgu- ladı. Kermesle, "iaik devlerin kamusal alandaki yasaklaruıı deune \e kendi yaşam biçimleri- ni topluma kabul ettirme" ama- cının açık biçimde ortaya konul- duğunu kaydeden Yücel, şugö- rüşlereyer verdi: "Bu görüntülerin yaşanması- na izin veren kamu görevüleıi,İa- ik cumhuriyetin olanaklanndan yararlanarak işbaşma geldikle- rini asla unumıamalıdırlar. Türk halkı 1923 aydınlanma devTİmi ile kendine hedef olarak İaik ve çağdaşWryaşam biçjminiseçmiş- ör. Toplumumuzu bu yaşam bi- çiminden döndürme>e çahşanlar bflmdktirierki, karşüarmda cum- hurhetin uyaruk bekçileri ola- rakhertüriü oiumsuz koşulda da- hi göre>imizin başındayız. Yasal ve demokratik haklarunızı so- nuna kadar kuilanarak toplu- mumuzu ortaçağ yaşanü biçimi- nedöndürmeye çauşanlarageçit vermemeve kararliMz."' IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr Önümde kitaplar duruyor. Sevgili Necmi (Tanyolaç) Ağabey'in 8.15 va- puru yazılarından oluşan "Martılı Kah- ve " kitabı duruyor. Bu kitap Adalar Vak- fı Yayınlan'ndan çıktı. Gelirı de Adalar Vakfı'na kalacak. Bir insan sıcaklığıy- la dolu bu yazılan heyecanla okuyorum. Çünkü yazılann çoğu Büyükada'ya iliş- kin. Necmi Tanyolaç adalıdır. Adayı en çok sevenlerdendir. Bizim mesleğin, gazeteciliğin en deneyimli kalemlerin- dendir. Onunla Büyükada'da sık sık karşı- laşır, buluşur, konuşuruz. Karşılıklı ada- nın güzellıklerine kadeh kaldınnz. Eşi Nilüfer Tanyolaç, bütün bu sohbetle- rin, günlük yürüyüşlenn en etkın ismi- dir. Nizam'daki evde, kızlan Nedret, to- runlan Ege'yle keyifli anılarla iç içeler. Necmi Ağabey kitabına aldığı son ya- zısının son cümlesini şu mısrayla biti- riyor: "Sevdalann ve dostluklann en coştuğu yer adadır." Gazeteci meslektaşlanm Şaban Ars- lan ve Devrim Tosunoğlu'nun Gün- cel Yayıncılık'tan ç/kan kitaplannın baş- lığı "behşetSenaryosu." Arslan veTo- sunoğlu, yargılaması geçen günlende Necmi Tanyolaç'tan İnsan Haklan Raporuna başlayan İstanbul'daki intihar saldın- lannın ıçyüzünü araştınyorlar. Arslan ve Tosunoğlu, ilginç bir tartışmayı da gündeme getiriyorlar. Başbakan Tay- yip Erdoğan ilk saldırılann hemen ar- dından söylediği "Terörün mesajını ayağımın altında ezerim" sözleri ıkin- ci saldınnın kışkırtıcısı olmuş muydu? Kitap ikinci saldınnın daaylaröncesın- den planlandığını, sanık ifadeleriyle or- taya koyuyor. Yine bir başka gazeteci meslektaşım, Aksam gazetesi yazarı Şakir Süter ise Maviağaç Yayınevi'nden çıkan kita- bında "Merkez Sağda Tapu Kavga- s;"nı ele alıyor. Süter, siyasetin sağ cephesindeöndegelen bütün liderler- le Menderes'ten miras kalan gelene- ği tartışıyor. Merkez sağın ve merkez solun iflas ettiğinin tartışıldığı günümüzde krtap da- ha da önem kazanıyor. Siyasal Bilgiler Fakültesi'nin 68'lile- rinden Hüseyin Ergün de siyasi ara- yış inadını sürdürüyor. Solun açmaz- lannı araştınyor, sürekli birşeylerin pe- şınde koşuyor. "Bilişim Çağında Sol" kitabında solu tartışıyor. Murat Kara- yalçın'ın önsözünü yazdığı kitapta Hü- seyin Ergün önemli konulan günde- me getiriyor. 177 madde halinde tar- tıştığı sola ilişkin konulan ele alırken baştan şunlan belirtiyor: "Dincilik, soy- culuk, boyculuk, ırkçılık, milliyetçilik vb. kendi dinlerinin, ırklannın, soylan- nın, uluslannın ötekilerinden üstûn ol- duğu kabulüne bağlandılar. Libera- lizm, piyasayı fetişleştirdi. Sol dışında- ki bu ve benzerisiyasal ve sosyalakırn- lar. hep küçük gruplann çıkarlannı ve egernenliklerini gözettiler. Sol ise ge- niş yığınlann, özgürlük, eşitlik ve refa- hı için sürekli biryürüyüştür... Aynca- lıklan, akla, bilime ve ahlaka aykın gö- rerek reddetmektir. Ekonomik çıkarla- ra değil. Yaşamın tümüne bakmaktır. Insanlığın bayram sevinciiçinde yaşa- ması için çalışmaktır." Nihat Behram, yine etkileyici bir eserle karşımızda. Everest Yayınla- n'ndan çıkan "Miras" kitabı bızlerı yüz- yılın başındayaşananian; "Osmanlı'nın Ermenileri, Ermenilerin Türkleri kıyı- mı(nı); kıyımlann öksûz ve yetim bı- raktığı çocuklann" dramını anlatıyor. Yazdıklannın yaşanmış öyküler oldu- ğunu biliyorum. Anılarolduğunu biliyo- rum. Tarihe tanıklık eden bu öyküleri bir solukta okuyacaksınız. Çekılen acıla- rı, işin insani boyutunu iliklerinizde his- sedeceksiniz. Ali Artun, resim sanatı üzerine araş- tırmalarını sürdürüyor. Resim üzerine yazılmış, kıyıda köşede kalmış yazıla- rı deriemiş. Arrf Dino'dan Abidin Di- no'ya, Nejad Devrim den Tiraje Dik- men'e kadar birçok önemli ressamın eserlen üzerine yazılmış yazılar bılgilen- diricı olmanın ötesınde, bir ressamlar ansiklopedisi özelliği de taşıyor. Sa- natı ve resmi sevenler için önemli bir başvuru kitabı. Ali Artun'un "Resme Ba- kan Yazılar'ı Galeri Nev Yayınlan 'ndan. Aydın llgaz, Çınar Yayınları'ndan basılan kitabında Rrfat llgaz n Haba- bam Sınıfı eserinin yankılannı ele alı- yor. Hababam Sınıfı, yayımlandığı an- dan itibaren Türkıye'de üzerinde en çokfilm çekılen, oyun yapılan eser ha- line geldı. işte bu sürecin öyküsünü anlatıyor Aydın llgaz. Konsalık'in "Don'daAşk" krtabı Pen- cere Yayınlan'ndan. Don'da Aşk ro- manı, Kazakların KGB'ye direnişinin öyküsü... Önümdeki son kitap Türkiye İnsan Haklan Vakfi'nın yayımladığı". Türkiye İnsan Haklan Raporu 2003" Türkiye İn- san Haklan Vakfı Başkanı Yavuz Onen, kitaba yazdığı önsözde şunlan belirti- yor: "Tüm ulusal ve uluslararası yasa- larda, anlaşmalarda en temel hak ola- rak düzenlenen 'yaşam hakkı'na yö- nelik ihlallerde son birkaç yılda göre- ce bir azalmadan söz etmek müm- kündür. Ancak biz hâlâ yargısız infaz- lann sürdüğü, faili meçhul cinayetle- rin işlendiği, insanlann kaybedildiği, sorumlulann yargı önüne çıkanlmadı- ğı ve cezalandınlmadığı bir ülkede ya- şıyoruz." Bütün bunlar gerçek değil mi? lyi okumalar diliyorum.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear