Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
1 A HAZİRAN 2004 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
JliJvf_liıUIVJJ. ekonomi@cumhuriyet.com.tr 13
tşyeri sahipleri defterlerini incelemeye açmak yerine uzlaşmayı tercih ediyorlar
e ikna dönemi
Tahsilat yüzde 1 1 d e kaldı
Kamu
banşmak
istemediANKARA (Cumhuriyet) - Devlet ile
•vergi borçlulan arasında banş
sağlamak için uygulamaya konulan
Vergi Banşı Kanunu'na en aykın
davranan kesim yine kamıınun
kendisi oldu. Vergi banşından
yararlanmak için başvuruda bulunan
KlT'Ier, belediyeler ve il özel
idareleri, yatırmalan gereken her
100 lira vergüıin ancak 11 lirasını
ödedi. Vergi Banşı Kanunu ile
sayılan 1785'e ulaşan kamu
nıteliğindeki kunüuşlann toplam
vergi borçlan,
Vergi denetmenlerinin ziyaretieri sonucunda Laleli'de bir işyeri daha önce 500
milyon Kra olarak beyan ettiği kira bedebni 20 milyar Kraya çıkardı.
• Vergi banşından 1 katrilyon
yararlanmak için
3 9
[ t"
1
?
0 1 1 3 6
KJT ler, beledıyeler N ı s a n s o n u
ve il özel idareleri, itibanyla
nisan sonu KÎT'ler,
itibanyla 1.2 iktisadi devlet
katrilyon lira teşekkülleri
.. , , • ve mahallı
odemelen idarelerden
gerekirken sadece Vergi banşı
137 trilyon 68 uygulaması
milyar lira ödediler. çerçevesinde
137 trilyon 68
Mükellefler beyan matrahlannı arttırdı
Denetimden korkan ödedi
ANKARA (ANKA) - Vergi banşı en
çok, geçmişe ilişkin vergi
incelemesinden korkarak pişmanlık
duyanlara veya kendiliğinden
matrah arttınmına gidenlere yaradı.
Bu yolla vergi denetiminden
kurtulmak isteyen mükellefler
geçmişe ilişkin vergi matrahlannı
arttırarak 1.4 katrilyon lira ödediler.
Vergi banşı kapsamında geçen yıl
ve bu yılın ilk dört ayında yapılan
toplam tahsilat 3.6 katrilyon lira
olarak gerçekleşti. Vergi banşı
kapsamında yapılan tahsilat, 1.4
katrilyon kesinleşmiş ancak
zamamnda ödenmemiş olan vergi
alacaklanndan yapılan
tahsilatlardan oluştu. Bu kapsamda
2003 yılında 1 katrilyon 147 trilyon
lira olan tahsilat bu yılın ilk dört
ayında da 344.3 trilyon lira olarak
gerçekleşti. Vergi Banşı Yasası,
pişmanlıkla veya kendiliğinden
beyan ve matrah arttınmına giden
mükelleflere yönelik olarak
geçmişe dönük vergi incelemesi
yapılmayacağı hükmünü
içeriyordu.
• Maliye Bakanlığı, 'ikna turlan'
sonucunda tahsilatı 5 katrilyon lira daha
arttırmayı hedefliyor. Vergi vermemek için
direnen bir anlayışm, hukuku zorlayıcı
yöntemlerle kınlmaya çahşılması sistemdeki
çarpıklığı daha iyi gözler önüne seriyor.
melerin katma değer ver-
gısini olabildiğince az
ödemek için başvurduğu
türlü yöntemler, zarar be-
yan etme ahşkanlığı dev-
letin vergi gelirlerinin ne-
den bu kadar az olduğu-
nun önemli göstergelerin-
den biri. Cumhuriyet'e
bılgi veren vergi denet-
menleri, görüştükleri iş-
yerlerinin neredeyse hep-
sinin. "Benim defterlerim
tamam, asüsız beyanım
yok, buyurun hepsini ince-
İeyin" demek yenne 'uz-
laşma" yolunu seçtiğini
anlatıyorlar.
Uzlaşma sağlanması
durumunda söz konusu iş-
yenne herhangi bir ceza
kesilmıyor.
Vergi vermemek için di-
renen bir anlayışın, huku-
ku zorlayıcı yöntemlerle
kınlmaya çahşılması. sis-
temdeki çarpıkhğı daha
iyi gözler önüne seriyor.
Maliye Bakanlığı, 'ikna
turlan' sonucunda tahsila-
tı 5 katnlyon lira daha art-
tırmayı hedefliyor.
OZLEM YTJZAK
Onlar kendilerini şakay-
la kanşık 'vergi ikna poK-
si' olarak tanımlıyorlar.
Tespit ettikleri işyerinın
kapısını çalıp ıçeri giriyor-
lar ve kimliklenni gösteri-
yorlar. Ardından pazarlık
başhyor. Kimı zaman göz-
dağı, kimi zaman tatlı sert
uyan... Sonuçta işyen sa-
hibiyle, düşük gösterdiği
kıra bedelini 4-5. hatta ki-
mi durumlarda 40 misli bı-
le arttırması konusunda
'uzlaşmaya' vanlıyor.
100 katnlyon liralık ver-
gi gelin hedefine ulaşmak
için düğmeye basan ve bu-
nun yansını îstanbul'dan
tahsil edeceğini planlayan
Maliye Bakanlığı. ikna
ekibıne Anadolu'nun bel-
li kentlerinden geçici gö-
revle çağırdığı 150 kadar
vergi denetim elemanını
da ekleyince Istanbul'dakı
operasyonun boyutlan da
büyüdü. Düşük göstenlen
kiralar yüzünden ödenen
stopajın düşüklüğü, işlet-
miryar lira vergi tahsilatı yapıldı.
Oysa bu kuruluşlann, nisan sonu
itibanyla 1 katrilyon 236 trilyon
476.8 milyar lira vergi ödemesinde
bulunması gerekiyordu. Böylece
devlet kuruluşlan, yatırmalan
gereken vergüıin yü2de 89.9'unun
üzerine yattılar. Kesinleşmiş
alacaklılar listesindeki mükellefler
ise borcunu ödememekte ısrar eden
ikinci kesim oldu. Banş sonrası 3
katrilyon 797 trilyon 828 milyar lira
vergi borcu kalan bu grubun, nisan
sonu itibanyla 3 katrilyon 375
trilyon 847 milyar lira ödeme
yapması gerekiyordu.
Elektrik satış fiyatının düşürülmesine katkıda bulunacak santrallar satılmayacak
17 HES özelleştirıne dışında
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Enerji sektörünün yeniden
yapılandmlması çerçevesinde
belirlenen "Elektrik StratejiBel-
gesi" kapsamında özelleştirme
programından hariç rurularak
Elektrik Üretım AŞ'de (EÜAŞ)
kalacak olan hidroelektrik sant-
ral projelen belirlendi. Yetkililer,
özelleştirme dışında kalacak
santrallann, belirli kriterlere gö-
re seçildiğıni kaydediyor. Buna
GEBZE 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
(KAMULAŞTIRMA DUYURUSU)
Kocaeli - Gebze Kömürcüler Organize Sanayı Bölgesı tarafindan açılmış olan değer
tespit davasmda; aşağıda yazılı kamulaştınlmasına karar venlen taşınmazlann öncelık-
le 2942 S. Y (değışık 4650) 8. maddesıne göre pazarlıkla satın alma usulü denenmış an-
cak anlaşma sağlanamadığından aynı Yasa'nın 10 maddesı geregınce mahkememızde
aşağıda dosya numaralan yazılı kamulaştırma bedelının tespiti ve tescil davası açılmıştır
İli: Kocaeli, İlçesi: Gebze, Köyü: ÇerkeşU
Dosya
No.:
2004/233
204'234
2004 235
2004 236
2004 237
Malik Adı ve soyadı
Ali Kamil Yanık
Ismet L'zun
Fatma Tüze
Cengız Ünal
Cmmü Şenfe Ağdur
Parsel
No:
2254
2158
2136
2259
2121
Kamulaştırılan
Alan (m2)
3980
874
598
5400
470
Hisse
Tam
Tam
Tam
Tam
Tam
2004 238
2004739
Sunay Erdem
Kuray Ağdur
Seyhan Sudan
Fevziye Ann
Aşır Ann
Nebi Güner
2184
2244
3540
1300
1-8
1/8
1'8
1/8
4/8
Tam
2004240
2004/241
2004 242
2004/243
2004/244
2004/245
2004 246
2004/247
2004 248
2004 249
2004 250
2004'251
2004'252
2004 253
2004 254
2004'255
2004 256
Nuray Agdur
Ethem Uzun
Seyfettin Dursun
Dursun Akar
Yaşar Yılmaz
Hayri Ozel
Mustafa Tıraş
Üırunü Şerife Ağdur
Sunay Erdem
Nuray Ağdur
Seyhan Sudan
Fevziye Ann
Ethem Uzun
Mehmet Kürt
Aşu Ann
Cmmü Şerife Şimşek
Hasan Zümrüt
Mehmet Tuna
Muharrem Tuna
Ismet Uzun
Ümmü Şenfe Şimşek
2195
2167
2236
2253
2250
2234
2129
2124
2126
2159
2191
2132
2163
2143
2219
2166
2155
1280
1200
384
6580
1620
1340
1840
244
700
558
3980
360
1000
1380
1620
1240
320
Tam
Tam
Tam
Tam
Tam
Tam
Tam
Tam
1/4
1/4
1/4
1/4
Tam
Tam
Tam
Tam
Tam
1/2
1/2
Tam
Tam
1. Tebhgat ile ılan tarihinden ıtibaren 30 gün içinde kamulaşhrma ışleminı ıdari yar-
gıda iptal veya adlı yargıda maddı hatalar düzeltim davası açabileceklerdir.
2. Husumet Gebze Kömürcüler Organize Sanayi Bölgesi'ne yöneltilecektir.
3. Kamulaştınna işlemine karşı ıdari yargıda iptal davası açanlann, dava açtıklannı
veya yürütmenin durdunılması karan aldıklannı belgelendinnediklen takdirde, kamu-
laştırma bedeli üzennden taşınmaz mal kamulaşnrmayı yapan idare adına tescil edile-
cektir.
4. Mahkemece tespit edilen kamulaştınııa bedeli hak sahibi adına T.C. Ziraat Bankası
Gebze Şubesi'ne yatınlacaktır.
5. Konuya ve taşınmaz malın değerine ilişkin tüm savunma ve delilleri ilan terihınden
itibaren 10 gün içinde mahkemeye yazılı olarak bildiraıeleri.
Keyfiyet 2942 sayılı Yasa'nın (değişik 4650) 10. maddesi uyannca duyunılur.
31.05.2004. : . .
• '"•
: ;
'•'- »' Basın: 27183
göre hukuki süreçleri devam
eden, üretim kapasiteleri yüksek
olan, elektrik satış fiyatının dü-
şürülmesine katkıda bulunacak
şekilde üretim yapan, elektrik
üretiminde önemli yeri bulunan
santrallar özelleştirme kapsamı-
na alınmadı.
Enerii ve Tabii Kaynaklar Ba-
kanı Hilmi Güier tarafindan da
onaylanan ve EÜAŞ'de kalacak
toplam güçleri 7 bin 55 megava-
tıbulan santrallar vekurucugüç-
leri şöyle:
"Keban (1328 mw), Karakaya
(1.800 mw), Atatürk (2.405 mw),
Kıralkızı (94.5 nro), Dicle (110.0
nrn), Batman (198.0 ww), Seyhan
1 ve Seyhan 2 (54 mvv ve 12 m«),
Kadıncık 1 ve Kadıncık 2 (70 m\v
ve 56 nro), Sır (283.5 mw), Berke
(510 mw), Yüreğir (6.0 mw), Ke-
pez 1 ve Kepez 2 (26.4 mw ve 5.82
mw), Manavgat (48 mw) ve Ka-
racaören (42 mw)".
İSTANBUL'DA CECEKONDU
YERİNE TOPLU KONUT
Istanbul HaberServisi- Is-
tanbul Büyükşehir Belediye-
si'nin Kentsel Dönüşüm ve
Sosyal Rehabilıstasyon Pro-
jeleri'nin ilk adımı atıldı.
"tkheffi, Ayazma ve Tepeüs-
rü Bölgeleri Kentsel Yenile-
me (Gecekondu Dönüşüm)
Projesi'ne ilişkin protokol,
tBB Başkanı Kadir Topbaş
ve Başbakanlık Toplu Konut
Idaresı (TOKl) Başkanı Er-
doğan Bayraktar ve Küçük-
çekmece Belediye Başkanı
AzizYeniay tarafindan imza-
landı. Proje kapsamda Istan-
bul'daki gecekondular yıkı-
larak yerine sosyal konutlar
inşa edilecek.
Saraçhane'deki protokol
töreninde konuşan Topbaş,
projenin imzalanmasını, *ls-
tanbul'ıuı çehresinin değiş-
mesi için tarihi bir gün" ola-
rak tanımladı. Bayraktar da
"İstanbul'da 700 bin kadar
binanın ya yenilenmesi. ya
değiştiribnesi ya da güçlendi-
rilmesi gerek, Bu nedenk in-
sanca yaşamanın gerekleri
olan konutlan üreteceğiz'' dı-
ye konuştu. Proje kapsamın-
da, ilk aşamada Halkalı Be-
zirgan Mahallesi'nde, 1800
konuduk "Çağdaş Kent" in-
şa edilecek. Yurttaşlar, bu
konutlara yüzde 10 ile 25
arasında peşinat vererek or-
talama 120 ay vadeli taksit-
lerle sahip olabilecek.
ANKARAPAZARI
YAKUP KEPENEK
tele@aptal.com.tr
Yıllar sonra bu ülkenin iktisat tarihini yazacak olanlar, bugün-
leri, bir büyük aptallığın yapıldığı günler olarak adlandıracaklar-
dır. Çünkü, TBMM'de görüşülmekte olan bir yasa ile, Türk Te-
lekom'daki kamu mülkiyeti sona erdirilmekte, tamamına yakı-
nı satılmaktadır.
Telekom'un satılması neden bir aptallıktır? Çünkü Telekom
sıradan bir kamu işletmesi değildin bir başka şeydir.
Kapitalist üretim biçimi, 2000'li yıllara da, iletişim devrimi de
denilen bilişim teknolojisindeki gelişmelerle, kendini yepyeni bir
düzlemetaşıyor. Sanayileşmiş ülkeler, 1980'lerde, ekonomikve
toplumsal gelişmenin motorunun, teknolojik gelişmeolduğu-
nu keşfettiler. Küreselleşme sürecindeki hızlı devinim bu dönü-
şümün çocuğudur. O yıllardan başlayarak, ulusal bilim ve tek-
noloji politikası oluşturmak ve bunu ısraria uygulamak, geliş-
miş ülkelerin hükümetleri için, olmazsa olmaz bir özellik ka-
zandı. Gelişme politikasına ilişkin her alan, bilimsel ve teknolo-
jik ilerleme eksenine yerleştirildi; orada biçimlendirilir oldu. Bi-
lişim teknolojisi ise, bilimsel ve teknolojik gelişmenin temelini
oluşturur; onun altyapısıdır. Bu niteliğiyle de, telekom, yani te-
le-iletişim, ekonomik gelişmenin stratejik sektörlerinin başında
gelmektedir.
•••
Türkiye, telekom alanında yerli ürünler geliştirerek güçlene-
bilecek olan TELETAŞ'ı, 1980'lerin ikinci yansında adım adım
özelleştirdi; sudan ucuza sattı. O yıllann Genel Müdürü Fikret
Yücel, 1997'de TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası tarafin-
dan yayımlanan Anılar'ında, 20-30 milyon dolar karşılığında,
"ayak oyunlan" ve belki "ideolojik" nedenlerle nasıl satıldığını
özetledikten sonra, şöyle diyor:
"Aradan geçen bunca zamandan sonra görülen odur ki,
Türkiye'de transmisyon sistemleri açısından hemen hemen
bütün ülke ihtiyacını karşılayan yerti tasanm ve buna dayanan
üretim tamamen ortadan kalkmak üzeredir. ...Dünya teknolo-
jileriyle gittikçe kapanmaya başlanmış olan fark, yeniden hız-
la açılmaktadır..." (s. 189).
Türkiye, TELETAŞ'ın satışının sonuçlanndan hiç ama hiç ders
almamışçasına, aynı olayı, bugünlerde, Türk Telekom'un satı-
şıyla tekrar yaşamaya hazırlanıyor.
• • •
Türk Telekom kâr etmektedir; son sekiz yıl boyunca, yıllık or-
talama kâr 1.1 mityar dolardır ve bu tutann yaklaşık yansını
Bütçe Yasası gereği Hazine'ye aktarmaktadır. Diğer özelleştir-
me örneklerinin kanrtladığı gibi, satıştan sonra, özelleştiriten
şirketin bu kadar kâr sağlaması ve Hazine'ye ödeme yapma-
sı söz konusu olmayacaktır. Hükümet, Hazine'ye sürekli gelir
getiren bir kurutuşu, attın yumurtlayan tavuğu satıyor.
Telekom konusunda, sermaye çevreleri ve onlar için çalışan
basın-yayın aracılığıyla, kamuoyu yanıltılıyor. AB ülkelerinin
büyük bölümünde, telekom şirketlennde kamunun sermaye
payı yandan fazladır: Fransa yüzde 63.5; Almanya yüzde 58;
Belçika yüzde 51; Yunanistan yüzde 51. Son on yıllarda tekno-
lojide büyük bir atılım yapan Finlandiya'da telekomun yüzde
53'ü kamu mülkiyetindedir.
Aynca, başta Ingiltere, çoğu AB ülkesi de telekom şirketleri-
ni birilerine toptan satmamışlardır; halka arz yoluyla özelleş-
tirmişlerdir. Tek bir sermaye sahibi yerine mülkiyetin halka-ya-
yılmasıyla, telekom şirketlerinin özerk, etkin ve verimli yönetil-
meleri ve yeni yatınm yaparak, ülkelerinin teknolojik birikimine
katkı yapmalan sağlanmaktadır. Ek olarak, birçok ülkenin tele-
kom şirketi, dığer ülkelerin telekom şirketlerıni stratejik ortak
seçerek, bu alanda uluslararası yanştan kopmamak amacıyla
ek önlemler almaktadır. Ömeğin, Alman ve Fransız telekom şir-
ketleri birbirinin stratejik ortağıdır.
Türkiye
1
de bu noktalar tartışılmıyor; bunlan tartışmak nere-
deyse suç sayılıyor.
• • •
Yasanın gerekçesinde, eğer Türk Telekom'un sermayesinin
yüzde 51 'i kamunun elinde olursa, satış fiyatının yüzde 25 da-
ha az olacağı öne sürülmektedir. Bunu fiyat açıklanınca öğre-
neceğiz. Ancak, yüzde 51'in kamunun elinde tutulmasıyla ge-
lecek yıllarda elde edilecek ek gelir, bugün elde edilecek geli-
rin çok üzerinde olacaktır. özerk çalışacak Türk Telekom'un,
araştırma-geliştirme yatjnmlarryla ulusal ekonomiye sağlayaca-
ğı doğrudan ve dolaylı getiri, satış fıyatı ne olursa olsun, çok kı-
sa sürede bunun yüzde 25'inin çok üzerinde olur.
• • •
Hükümetin, ekonominin bilim ve teknoloji eksenli gelişmesi-
ni öngören bir makroekonomi politikası yoktur. Böyle olunca da,
ülkenin gelişmesinin kilit kuruluşlan, bilinçsız biçimde satılıyor.
Yanlış özelleştirmelere karşı çıkanlar, basın yoluyla baskı altına
alınarak satın grtsin ortamı yaratılıyor. Sonuçta, olan, ülkenin
gelecegine oluyor.
Çok kâriı olmasına ek olarak, AB ülkelerinde olan biteni algı-
lama yetersizliği; yüzde 25'e göre fiyat hesabı ve hepsinden
önemlisi ülkenin teknolojik gelişmesine yapacağı çok olumsuz
etkiler düşünülmeden, Türk Telekom'un satışını, bir ulusal ap-
tallık durumuna getiriyor.
yakup@metu.edu.tr
DÜNYA E K L O J N O M İ S İ I N E BAKIŞ / ERGİrV YILDIZOĞLU
Bush yönetimi BM Güvenlik Konse-
yi'nde elde ettiği başanyı G-8 toplantısın-
da tekrarlayamadı. NATO Irak a asker
göndermeyecek. G-8 toplantısından çı-
kan deklarasyonda, Ortadoğu ile Kuzey
Afrika'yı ayıran, inisiyatif yerine ortaklık
sözcüğünü koyan, Arap-israil sorununun
çözümünü içeren ifadelerse "Büyük Or-
tadoğu Pro/es/"nin AB lideriiğinin (Fran-
sız Alman ekseni) baskısıyla "sulandınl-
maya"başlandığını gösteriyor. Bunda şa-
Şilacak bir şey yok. ABD ile AB, her ikisi
için de büyük öneme sahip Ortadoğu ve
Kuzey Afrika üzerinde eninde sonunda bir
anlaşmaya varmak zorundalar.
Kapitalist medeniyet 100 yıldır petrol ve
gaz enerjisiyle yaşıyor. Bu enerji kaynak-
larının yüzde 6O'ı Ortadoğu'da. öyleyse,
her hegemonyacı ülke küresel üstünlüğü-
nü korumak ve sürdürmek için bu kaynak-
lan denetlemek zorunda.
Ama bu bölgenin önemi, salt enerji kay-
naklarının varlığıyla sınırlı değil. Bölge,
dünya ekonomisinin merkez ülkelerinin
karşı karşıya oldukları ekonomik sorunla-
ra (kapasite fazlası, talep yetersizliği, gir-
di maliyetleri) etkin çözümler sunabilecek
özelliklere de sahip. Merkez ülkelerde
ekonomik toparlanma yeni yeni yatınm
olanaklan açamıyor, yüksek ücretli iş ya-
ratamıyor dolayısıyla, enflasyonist baskı,
kredi köpükleri yaratmadan talebi güçlen-
dirmek zorlaşıyor. ABD ve Avrupa, özel-
likle Uzakdoğu'dan gelen, düşük iş gücü
maliyetlerine dayalı rekabetle karşı karşı-
ya.
Bunlara karşılık, Arap Kalkınma Ra-
porian (UN Arab Human Development
Report, 2002 ve 2003) Ortadoğu ve Ku-
zey Afrika'daki Arap ülkelerinin, hem ye-
ni yatınm alanları (alryapı, enerji, özelleş-
tirmeler), ucuz işgücü rezervleri hem de
krediyle (mali sermaye) canlandırıldığı tak-
dirde bir sıçrama yapabilecek bölge oldu-
ğunu gösteriyor. Gerçekten de Bush yö-
netiminin, bu raporlardan hareketle hazır-
ladığı BOP, bölgenin piyasa ekonomisi te-
melinde, Batı yanlısı, yaygın Ingilizce ko-
Hangi BOP' ?
nuşulan bir kültüre, kitle tüketimı normla-
nnı kabul etmeye, ÇUŞ'lerin etkinliğine
açık bir biçimde, ekonomik, kültürel ve si-
yasi olarak yeniden düzenlenmesini
amaçlıyordu. Bu gerçekleştirilebilirse
ABD, Batı merkezli dünya ekonomisinin
sorunlannı hafıfletebilir, hem lideriiği res-
tore edilebilir hem de Uzakdoğu'da baş-
layan Çin merkezli yükselme sınırianabi-
lirdi.
EvdeM hesap çarşıya uymadı
Ancak Irak'ın işgalini izleyen gelişmeler,
ABD'nin bu potansi-
yelleri tek başına hare-
kete geçiremeyeceği-
ni gösterdi. ıkincisi, •*
ABD diplomatik süre-
ci dayanmaya çalıştığı Jjjş.
ittifaklar zincirini zayıf-
latacak yönde yüzüne ^ ^
gözüne bulaştırdı. As-
lında şöyle olacaktı, /
ama olmadı: önce '
ABD'nin bölgedeki
uydusu, Türkiye, Su-
udi Arabistan, Mısır, Ürdün gibi yönetim-
lerin söyleminde "reform" çağnsı öne çık-
maya başlayacaktı. Bu arada ABD, BOP
planı için gereken diplomatik arka planı
oluşturacaktı. Sonra G-8 toplantısı, ana-
list Maggie Mrtchell Salem'in Arab
News'te ironiyle işaret ettiği gibi bu "re-
form çağrısına" adeta mucize gibi bir
planla cevap verecek, ABD-AB NATO zir-
vesi bu çağrıları yükseltecek (07/04/04),
BOP'ye destek verecek bölge ülkelerine
dağıtılmak üzere ulufe (pardon, mali kay-
nak demeliydim) bulunacak, böylece BOP
yola çıkacaktı. Ancak ABD'nin projesiSu-
udi sermayeli El Hayat gazetesi eliyle 13
Şubat günü basına "sızdırıldı" (*).
Avrupa ve Arap ülkeleri bir oldubittiyle
karşılaştıklarını düşündüler ya da böyle
gözükrnek işlerine geldi. 12-14 Mart ta-
rihlerinde, Tunus zirvesi öncesinde, Mısır
Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek'in spon-
soriuğunda Iskendenye Kutüphanesi'nde
düzenlenen, Arap ülkelerinden temsilcile-
rin, aydınların ve sivil toplum örgütlerinin
katıldığı toplantıdan çıkan deklarasyon,
birçok şeyin yanı sıra Israil-Filistin sorunu
çözülmeden BOP'nin kabul edilemeye-
ceğini ve "reformun" ülkelere dışandan
dayatılamayacağını, iç süreçlerin belirle-
yici olduğunu saptadı(**). Bu saptamalar
bölgedeki hemen tüm Arap liderierin pay-
laştığı iktidannı
kaybetme korku-
sunu (BOP, mantı-
ğı gereği yerel yö-
netici sınıfların
tasfiyesini içeri-
yor) çok iyi yansı-
tıyordu. Nitekim
Tunus, Islam zir-
vesinden BOP'ye
destek çıkamaya-
cağı anlaşılınca,
Bush yönetimi zir-
veyi iptal ettirdi. Daha sonra Mısır ve Su-
udi Arabistan G-8 toplantısına da katıl-
madı. Avrupa da kendi altematif BOP pla-
nını gündeme getirmeye ve ABD ile yeni
bir pazaıiık alanı açmaya başlamıştı.
Aslında, Avrupa'nın da "Barselona Sü-
reci" adlı ve bölge ülkelerini ekonomik,
kültürel ve siyasi olarak, var olan egemen
sınıflarla işbiriiği içinde etki attına almayı
amaçlayan bir projesi vardı. Bu Arap ege-
men sınıflannın da işine geliyordu. Ikinci-
si bu proje, bölgede herhangi bir gelişme-
nin, özellikle zamana yayılacak bir biçim-
de planlanmasını, sürecin başlangıcına da
Filistin-israil sorununun konulmasını öne-
riyordu. Buysa, BOP'yi salt Israil'in gü-
venliği açısından değertendiren, bu yüz-
den de bölgede rejim değişiklikleri öngö-
ren ABD yaklaşımından çok farklıydı. An-
cak başka önemli farklar da vardı.
Avrupa'nın itirazlarını hep Fransa dile
getirdiği için kimi zaman sorun bir ABD-
Fransa uyuşmazhğı gibi görünebiliyor. Bu
yüzden Almanya Uluslararası llişkiler
ve Güvenlik Sorunları Enstitüsü'nün
(Stiftung VVİssenchaft un Politik) yayımla-
dığı Volker Perthes imzalı "Amerika'nın
'Büyük Ortadoğusu' ve Avrupa" başlık-
lı çözümlemeye bakmak aydınlatıcı olabi-
lir (***). Avrupa'nın yaklaşımını anlatmayı
amaçladığını söyleyen çözümleme, yuka-
ndaki iki noktanın yanı sıra dört noktaya
daha dikkat çekiyor 1) Orta Asya ve Kaf-
kas ülkeleri, tarihsel/siyasi nedenlerden
dolayı BOP'ye sokulamazlar. Çünkü on-
lar eski SSCB coğrafyasının bir parçası.
Böylece AB, Rusya'nın çıkariannı da ta-
nımış oluyor. 2) Türkiye de bir Ortadoğu
ülkesi sayılmamalı, çünkü o NATO üyesi
ve AB üyesi olmayı bekliyor. 3) Avrupa'nın
geçmiş sömürgecilik deneyimleri. bölge-
nin yeniden düzenlenmesi yerine bölge-
sel yapılar kurulmasının daha gerçekçi
olacağını gösteriyor. 4) Bölge ülkelerinin
her birinin kendi özgün koşullan olduğu
için örnek tek bir modelden hareket edi-
lemez.
Uzun bir dönem için uluslararası jeopo-
litiğin merkezine oturmuş olan Ortadoğu
üzerinde, ABD ve Avrupa Birtiği arasında
sürmekte olan pazariık ve yaklaşmakta
olan ABD seçimleri Türkiye'ye göreli ba-
ğımsızlığını güçlendirmek için yeni ola-
naklar sunuyor. Ancak önce, "Ortado-
ğu'da rejimlerinin demokratikleştirilme-
si" gibi oryantalist fantezılere, BOP gibi
sömürgeleştirme planlanna karşı çıkmak
gerekiyor. Hem AB'ye girmeye, hem
ABD'ye yaranmaya çalışarak, diğer bir de-
yişle iki sandalyeye birden oturmaya ça-
lışarak bu iş zor?
(*)http://english.daralhayat.com/
(**)www.memri.org/bin/latestnews.cgi
(**^ www.swp-berlin.org/