Catalog

Cumhuriyet tntiyaz Sahibi: CUMHURİY ET VAKFl alına İLHAN SELÇUK Genel Yavın Yönetmeni: İbrahim YıJdız # Yazuşleri iMüdürü: Satim Alpaslan#Sorumlu Müdür: Mehmet Sucu # Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara Istıhbarat Cengiz Yıldırım # Ekonomi Özlem Vtizak • Kültür Egemen Berköz # Spor: Ab- dülkadir Yücelman % Makaleler: Sanıi Ka- raören • Düzeltme' Abdullah Yazıcı • Bıl- gı-Belge Edibe Buğra • Yurt Haberlen. Meh- raet Faraç # Avrupa Temsıleısı Gürav Öz Yavın Kurulu İlhan Selçuk (Başkan). Emre Kongar (Da- nışman).Orhan Erinç, Hikroet Çetinkaya. Şiikran Soner. İb- rahinı Yıldız, Orhan Bursalı, Mustafa Balbat, Hakan Kara. •\nkaraTemsılcısı MustafaBalba> AlaturkBukanîso 125.Kal4. #.\IuesseseMü- Bakanlıklar Te! 4195020rhaU Faks 419502" 7 #tzmırTemsılcısı duru. Erol Erkut SerdarKı/ık.H Zı>aBK 1352 S 2 ?Tel 4411220. Faks 4418745 • Bılgı Işlem • Adana Temsılcısı Çetin \ iğenoğlu, Inonu Cd 119S No 1 1. \hmet Korulsan Tel.3&3 12 ll.Faks 363 12 15 \xıtal>aTem:,ılcısı.AhmetOruçoğIıı # Satış Fazilet Cumhun\etCad SO 5 Tel 0242 2480057 Fa\ 2430509 Kuza # Cumhuriıet ReUam •Genel Mudur Özlem \\de 0 Genel Mudur VardımcıSı Semra ^ a/ıcıTel ıO212l51 41 19 -512 48 30 -512 4 7 " Fa\ v o; 12)513 84 61 Va>ımla>an: 'lenıGunHate \ıansı Bjbin >e'i.r.ıncılık ^1} Turt.ocağı Cad 3141 Cagaloğlu J4334Islanbul PK Z46-Sırkeeı344'5 Kl îel {() 212ı '12 1/5 (15 ı2ııhaı Faio, • 0 2 I 2 I 5 P 8 5 " : Bnskı: Meri,ez(ja7eteDe'rgı übım'ı aj ıncılık San veTıc AŞBarhâroi Bulıan Vo 125 Beşıtoş- t î Dagllım: \krkcz DaŞmm Pazarüma San .c Iıc KŞ 24MAYIS20O4 Irasak 3 33 Güneş. 5 32 Öğle 13 0S !kmdıl"04 U , a m 2 O 3 : Yatsı 22 15 Turizm güzellik yarışması • Ml'ĞLA (AA) - Muğla'nın Ula ılçesine bağlı Akyaka beldesınde düzenlenen 2004 Tunzm Dünya Güzellik Yanşması'nda Ukrayna Güzeli Olena Razimova binncı oldu. Akyaka Beldesı Beledıyesi'nin Yücelen Otel'de düzenlediğı yanşmaya. Muğla Valisi Hüseyın Aksoy, Muğla Belediye Başkanı Osman Gürün ve çok sayıda davetli katıldı. Yanşmanın jünsi, Lkrayna güzeli Olena Razımova'yı kralıçe seçti. Litvanya güzeli Valentina Bezusaja ikinci. Letonya güzeli Kristına Djadenko da üçüncü oldu. KKTC güzeli Cemile Coşkun ile Yunanistan güzeli Anastasia Chritakis banş ödülünü aldı. Finlandiya güzeli Sanna Kankanpaa, Miss Karya Antik Ödülü'nün sahibi oldu. 'Çöp posta'lann işgali | \ E W YORK(AA)- Geçen yıl istenmeyen reklamlan ıçeren çöp posta niteliğindekı e- postalann gerçek e- postalann sayısını geçtiği ıfade edilirken, çöp posta ile mücadeie firmalan tarafından verilen bilgılere göre. bu yıl durum çok daha kötüye gittı. Bu fırmalar tarafından sağlanan verilere göre, nisan ayında çöp posta nitehğmdeki e-posta sayısı dünyada dolaşan bütün e-postaların üçte ıkısinı oluşturur hale gelerek yenı bir rekor kırdı. E-Posta izleme şırketi MessageLabs Inc.'e göre. durum ABD'de çok daha kötü durumda ve bu ülkede çöp posta oranı beşre dört şeklinde gerçekleşmekte. Kapadokya'ya öğrenci akını • ANKARA (AA) - Türkiye'nin önemli turizm merkezlerinden Kapadokya bölgesi, hafta sonu tatillerinde öğrenci gruplannın akınına uğruyor. Kapadokya Tunstik Işletmeler Derneğı (KAPTİD) Genel Sekreteri Nazif Demir. havalann ısınmasıyla birlikte bölge turizminin hareketlenmeye başladığını. özellikle öğrenci gruplannın hafta sonu tatillennde bölgeye yoğun ilgi gösterdiğini belırtti. Bölgenin tarihı ve runstik yerlerini hafta sonu tatillerinde 10 bıne yakın öğrencınin ziyaret ettiğini bildiren Demir, "Türkiye'nin dört bir yanından gelen özellikle ilköğretim öğrencileri cuma günü başlayan Kapadokya tatıllerini pazar akşamına kadar sürdürüyorlar" dedi. Hasta Akdenizfoku kayıp tZMtR(AA)-Sualtı Araştırmalan Derneği Akdenizfoku Araştırma Grubu(SAD-AFAG) »Basın Sözcüsü Yalçın Savaş, geçen ay Çandarlı Körfezi'nde hasta halde bulunan ve tedaviden sonra denıze dönen foktan bir daha haber alınamadığını belırterek. bölgede geniş çaplı arama sürdürdükJerini bildirdi. Hayvanın kıyıda dınlenmenin verdiği enerjiyle denize geri dönmek istediğini ve güçlükle zapt edildığını belirten Savaş, "Tedavi sonrasında fok denize geri dönerken bir daha izine rastlayamadık" dedi. Brad Pitt'in başrolünü oynadığı filmde şimdiye kadar 28 çekim hatası belirlendi Troya'danlamaçıküA.NKARA (AA) - Tüm dünyayı ka- sıp kavuran "Trova-Troy" fılminin ina- nılmaz çekim hatalanyla dolu olduğu ortaya çıktı. Filmde. daha şimdiden fılm ekibinden birinin gölgesinden o dönemde henüz icat edilmeyen üzen- gilere, sadece Latin Amerika'da yaşa- yan lamalara kadar tam 28 çekim ha- tası saptandı. Intemetteki sinema eleş- tirmenlerinden, sıradan bir izleyiciye kadar herkesin gönderdiği e-maillerin değerlendınlmesiyle derlenen "film hatalan" sitesinde bu dev yapımdaki yanlışlann listesi yer alıyor. Listedeki bazı akıl almaz hatalar şöyle: • Troya Krairnın Aşil'in çadınna geldiği sahnede Hektor'un kuzeni yağ- mur altında otururken birden ınanılmaz bir görüntü ekranda yansıyor. Film eki- • Tüm dünyada büyük bir ilgiyle izlenen Troya filminde o dönemde icat edilmeyen üzengilere, olmayan bıyıklara, sessiz kalabahktan çıkan çığlıklara, güneşin batıdan doğmasma, bir sağa bir sola giden gölgelere kadar pek çok çekim hatası bulunuyor. binden birinin gölgesi çadınrı üzerine düşüyor ve daha sonra bu kişi gayet sa- kin kaikıp gıdiyor. »/ Bir sahnede hemen her atın üzen- gilerle dizginlendiği görülüyor. Oysa üzengi 4. yüzyılda icat edildi. • Antik Yunan'dasavaşçılannhiç- biri bıytklı değilken Troya Savaşı'nda- kiler nedense daha o dönemlerden bu akıma uymuş. t/ Hektor'un Troya Savaşı'nın baş- ladığını Troya halkına habervermek için seslendığı sahnede askerlerden "Ya- şa" nıdalan yükseliyor. Kalabalığa baktığımızda herkesin kıpırdamadan baktığını görüyoruz. • Hektor, bir gece yansı kaçma- ya çalışan Helen ı durduruyor. He- len gözyaşlanna boğulmuş. gözlen şışmış. kanlanmış ve yaşlar yanak- lanndan akıvor. Arkasını döndüğün- de ıse daha makyajını yenı yapmış, pırıl pınl parlayan gözlerle bakan bir Helen görüyoruz. %/ Hektor"u canlandıran ve saçlan gerçek hayatta oldukça kısa olan Eric Bana'nın Roma dönemıne uygun ol- ması ıçın saçına ek yapılmış. Hek- tor'un Aşil ile savaşmak içın babası- na veda ettığı sahnede postış kayıyor, kısa saçlar alttan olduğu gıbi görünü- yor. */ GrekJer'ın Troya kapılanna da- yandığı sahnede gölgelenn yen sürek- li değışıyor. Bir sağa bir sola oynayan gölgeler seyirciyi bile yoruyor. t/ Hektor'un Aşil ile savaşmaya git- mek için hazırlandığı sahnede Helen Hektor'un solunda duruyor ,\ma Hek- tor kalktığında Helen biranda arkasın- da yürürken görülüyor. ^ Aşil, Hektor'un dıreğe bağlan- mış kuzenını bulmak üzere çadınna gidiyor. Kızmelleri direğearkasından bağlanmış Bir sonraki sahnede elle- rini önünde görüyoruz. •Aşıl'ın annesıyle kumsalda yürü- düğü sahnede gündüz ay çıkmış... t/ Güneş bir sahnede batıdan doğu- yor... • Troyalılar"ın kaçış sahnesınde la- malan görüyoruz. Lamalar bılindiği gibi sadece Latin Amerika'da yaşar. Yoksa Troya yakınlannda hayvanat bahçesi mı var° TOTAL FİLM D E R G İ S İ En iyiölüm sahnesi 'Sapık'ta Kremlin'i Anadolu Ateşi sardıRusva'nın başkenti Moskova'da önceki gûn başlman Türk Haftası etkinliklcri çerçe\esinde Kremlin Saravı'nda gösteri vapan "Anadolu Ateşi", büyük beğeni topladı. StÂyeÜer Biriiği döneminde Komünist Parti'nin kongresinin düzenlendiği salonda sahneve çıkan "Anadolu Ateşi'", salonda bulunan 6 bin izievici tarafindan dakikalarca alkışlandı. Salondaki Türk vurttaşlannın yanı sıra Ruslann da gösterhi ayakta dakikalarca aJkışladığı görüldü. "Anadolu AteşTnin genel sanat yönetmeni Mustafa Erdoğaa, gösterinin ardından Rus basınının ilgi odağı oldu. Birçok Rus tcle\iz\on ve gazetesL, Erdoğan ile oyun hakkında röportaj ku>ruğuna girdi. ÇuTdeki gösterilerini de devasa bir salonda yapöklannı ve salonun tamamen dolu olduğunu ifade eden Erdoğan, Kremlin Saravı'ndaki ilgiden çok etkilendiğini ve gö/> aşlannı tutamadığını söyledi. Erdoğan, 'Anadolu Ateşi'nin bir grubunun da önceki gün BevTufta 8. gösterisini yaptığını söyledi. (Fotograf: AA) ANKARA (AA)- AMred Hitchcock'un efsanevı filmı "Sapık- Psycho" filmındekı duş sahnesi, uzmanlar tarafından sinema tarihinin "en iyi ölüm sahnesi'" seçıldı. "Total Füm" adlı sinema dergisı tarafından 50 film arasında sinema eleşrirmenlennın yaptığı değerlendırmede. 44 yıl önce çekilen "Sapık" filmi binnci oldu. Toplam 45 sanıye süren sahnede Anthony PerkJns, Janet Leighi öldürmüştü. Ankette. "Sapık" fılmını. Stanlej Kubrick'in yönettığı 1964yapımı "Strange Lo\e Or: How I Learned to Stop \Vorrying and Lme The Bomb" ızledı. Lıstenın üçüncü sırasında yine "eski bir dost" King Kong yer aldı. Değerlendırmede, Alan Rickman'ın yönettiği, Bruce \VîUis'in başrolünü üstlendiği "ZorÖlüm-DieHanT fılminin ölüm sahnesi dördüncü, 1967yapımı "BonmeveChde" filminde hırsız çıftin öldürüldüğü sahne beşincı oldu Disney'in 1942yapımı*Bambr adlı çızgı filminde Bambi'ninannesinin öldüğü sahne de bu filme altıncılığı gerirdi. Marlon Brandonun efsanevi fılmı "Baba- The Goodfather" filmı ıse lıstede çok genlerde kaldı. Fılmdeki olüm sahnesi 50 film arasında 22. olurken Quentin Tarantinonun "Rezmııar Köpekleri'" 23. sırada veraldı. SÖYLE$I ATTİLÂ İLHAN Ve Bir Kerre,V 6ayrık Yeter!' Demesinler!.." Makyahn fazlası a'ıunSt Petersburg ken- laiorier. vücut ve ür- nak boyayan sanatçılar ara- sında her yıl düzenlenen yanşma. birbirinden renkli görüntülere sahne ol- du. Bir Rus manken. rengârenk tırnaklan ve yüzüyle yanşmaya katılır- ken birdiğeri de vücudundaki desenleri sergiledL (Fotoğraflar: RJEUTERS) ANTALYA'DA AZtZNAME'YE tZtN VERİLMEDİ Kapalı gişe oyuna sansür ANKARA (Cumhurijet Bürosu) - Antalya ll Milli Eğirim Müdürlüğü, AzizNesin'ın ünlü "Azizname" adlı eserinin, lise öğrencileri tarafından hazırlanan tiyatro oyununa. içerisinde "argo keümeier bulunduğu" gerekçesiyle izin vermedi. Ankara'da 5 yıl kapalı gışe oynayan oyunuu sansürleyen" komisyonun başkanı Hami Dorul, itiraz gerekçelerini "tam olarak anımsamadığını" savunurken "Ama mutlaka öğrenciye uymayan şeyier vardır, argo ketimeler \'ardır, sivaset vardır" dedi. .Antalya Büyükşehir Beledıyesı tarafından bu yıl 11 'incisi düzenlenen Antahu Munüpaşa Usesi öğrencileri tiyatmşenliğine '.•izizname 95' ovumıyla katılmak istedi. Oyunıı inceleyen knrıd yönetmeliğe a\>hn ımsıaiar btdunduğu için 'Azizname'nin sergilenmestne izin vermedi. "Liselerarası Tryarro ŞenliğTne Antalya Muratpaşa Lisesi öğrencileri "Aziznanıe 95" adlı oyunlanyla katılmak istedi Okul öğretmeni Vedat Er yönetimındeki 8 öğrencinin oynayacağı 1.5 saatlik oyunun metinleri, onay için Antalya Mılli Eğıtım Müdürlüğü'ne göndenldi. Metinlen inceleyen Millı Eğirim Müdür Yardımcısı Hami Dorul başkanlığındakı — ^ — Milli Eğitim Müdürlüğü Eser Inceleme Kurulu, oyoınun sahnelenmesine. içensınde "argo ketimeler bulunduğu" gerekçesiyle izin vermedi. Kurul. oyun metnının yeniden düzenJenmesmi istedi. Kurul Başkanı Dorul, kendilenne gelen eserlen, "Egitsel Koüar Yönetmeliğrne göre ınceledıklerini. bu yönetmeliğe aykın unsurlar ıçeren eserlere ya izin vermedıklerinı ya da düzeltilmesini istedikJenni söyledi. "Bin taneye olur verirsin, bir tane olmaz. Binlerce ojıın ovnaoyoruz, ne ^'ar ki" dıyen Dorul. onaylamama gerekçelerini "anımsayamadı." (O iki mektup, kaç gündür, rnasamın üzerinde du- ruyor: birisi, Umrtköy'den (Ankara) yazmış, Or- han Gülsöken, 'Ermeni' bir yurttaşımız; öbürü, Kadıköy'den (Istanbul), Sedat Dipşo. o Çerkez: 'etnik nitelikler', yeniden gündemde ya, 'totaliter ırkçılığa' kaymadan, -hele bizimki gıbı, eski ve bü- yük bir imparatorluk toplumunda- sorunu, ınsan- ca ve dürüstçe, nasıl eie almalıyız? Onu düşünü- yorum. Türkler, bu manada o mertebe insancı bir kavımlerki. dillerinde 'etnicrte' kelımesinin, tam kar- şılığı yok; ımparatorluğa bakarsanız, sadaret ma- kamına yükselmiş 'Devşirme' paşalardan tutunuz; Hıristıyan ya da Musevi devlet adamlanna; Beyaz Rus, Çerkez. Boşnak 'sultan hanımlara' kadar, her türlüsü mevcut: İmparatorluk sonrası toplumlarda, din, dil ve ırk çeşitlilığı kaçınılmaz: Fransa öyledir, Ingiltere öy- ledir, her ikisi de 'suret-ihaktan görünüp', el altın- dan 'öbürlerine' ikınct struf ınsan muamelesi eder- ler; Osmanlı'da, doğrusu ya, durum tersine idi, Türk'e ıtibarazdı; Cumhuriyet'te, eşıtliği sağlamış- tık. Tabiı, 'Batılı, Beyaz ve Hıristıyan' Düvel-i Muazzama'nın 'tahrikleri'riı hesaba katmazsınız!.. Işte o iki mektubun sahipleri, bu 'tahriklerin' e\- letutulurtanıklan!..) '... Babam Kevork cülsöken hakkındadır...' ... İyi de, o zaman, Ermeni biryurttaşın faksla geç- tiği, şu yürek ağrıtan mesajın anlamı ne? Böyle ya- kışıksız ve çiğ bir 'muameleye' siz maruz kalsanız, ne hissederdiniz? Yoksa Mr. Fuller, oturduğu yer- den ahkâm mı kesıyor? Evet, Türkiye'de, Türk'ü, Ermenısi, Kürdü, Çerkezı, Yahudisi; yine bölgesı- ne ve ülkesine sarkan, Emperyalizm'e karşı; gıt- tikçe 'ulusallaşarak', tek vücut haline dönüşmek- tedir, bu doğru: iyi de hal böyle iken: Istiklâl Sa- vaşı 'gazilerinden' bir Ermeni yurttaşın oğlu için. 'yurttaşlık bilinci', 'din başka, millet başka' il- kesi; hele de 'bağımsızlık tutkusu', -Irak'ta ol- duğu gibi-, dünyayı ona yaşanmaz mı kılıyor? "... Cumhuriyet'teki yazınızdan (bkz, 7 Nisan 2004, 'Din Başka, Millet Başka!' sonra, geçen akşam TV/2'deki konuşmanızı, yüreğim kaba- rarak ve sonunda göz yaşlanmı tutamadan iz- ledim. Ankara'nın, bir zamanlar 'Ermeni Mahal- lesi' denilen Hacı Doğan'da, (şimdi Doğanbey); paskalyalarda, bayram yerine dönen sokakla- nnda, pek çok Müslüman komşu ve arkadaşım- la doğup büyüdüm. fstiklâl Marşı'nı, Onuncu Yıl Marşı'nı, heyecanla dinleyip söyledim. Ne gü- zel söylemiş Tosunyan Efendi, memleketinı sev- memek olur mu, elbette din başka, millet baş- ka!'..." "Size bu mektubu uzun yıllar süren, yüre- ğimdeki bir sızının, sona ermesine vesile oldu- ğunuz için, minnet ve şükranlanmı arz etmek üzere yazıyorum. Rahmetli babam, 1987'de ve- fatına kadar, gündüz radyo, akşam TV başın- dan aynlmaz; hele TV'nin akşam haberlerini (o 'ajans' derdi) hiç kaçırmazdı. O zamanlar, 'ana haber' bülteni sonunda, o gün vefat eden Is- tiklâl Madalyalı gazileri bildirirlerdi: babam için 'madalyası', en büyük iftihar vesilesi idi; günü gelince, benim de ısmimı okuyacaklar' drye ade- ta sevinirdi..." "... Ölümünün ertesi günü, gerekli belgeler- le, TRT Haber Merkezi'ne gittim; birkaç masa dolaştırdıktan sonra, bana 'üzerinden bin\aç gün geçtiği içın. olayın 'haber değerini' kaybettiğıni, dolayısıylayayınlayamayacaklannı' söylediler. Yı- kılmıştım, perişan halde eve döndüm. Babamın tek vasiyeti vardı, onu da yerine getirememiş- tim. Hiç unutamadığım bu acı, yüreğimin bir kö- şesini sızlatıp durdu; ve o akşam, o mutlu ak- şam, nasıl bir dürtü bana TRT/2 kanalını açtır- dı: güzelim kasketinizi gösterdi ve sizi dinleme- me sebep oldu, bilemiyorum. On yedi yıl son- ra sevgili babacığımın vasiyeti yerine gelmiş, ismi televizyonda söylenmişti; hem de tam is- tediği gibi: Istiklâl Madalyası Sahibi Kevork Gül- söken! Onun ruhu bunu hissetmiştir, buna ina- nıyorum; artık benim içim sızlamayacak, baba- mın vasiyeti yerine geldi..." Öbur taraftan bizi ayıplıyorlar...' Türkiye, 'çok etnik bir ülkeymiş' öyle mi? Laf! Batı Anadolu da bir halk deyimi vardır, birisi böy- le ıpsiz sapsız iddialarda bulundu mu, 'bunna se- pet götü laf derter; nerden mi çıkardım, ılahı, rah- metli dedem, sık kullanırdı, oradan... O ne, sözün tam burasında, sanki uzak ve dokunaklı bir ses, kulağıma Nâzım'ın, halkımız için yazdığı o unutul- maz şiirden, mısralar fısıldıyor: "... 'O yunusu biçâredir / baştan ayağa yâre- dir', ağu içer su yerine. / fakat bir kerre bir dert anlayan düşmesin önlerine / ve bir kerre vak- terişip '-gaynk yeter demesinler' / ve bir kerre dediler mi / 'israfil surunu urur / mahlûkat ye- rinde durur' /toprağın nabzı başlar onun nabız- lannda atmaya / ne kendi nefsini korur/ ne düş- manı kayırır, / dağları yırtıp ayınr / kayaları ke- sip yol eyler, âbıhayat akrtmaya..." Şimdi söyleyin bana, siz, 'Istiklâl Madalyası' sa- hibi, er Kevork Gülsöken'i (Zirj nasıl onlardan ayı- rabilirsiniz? Hepsi, 'öbürtaraftan' ibretle bize ba- kıp, şu yapılmış olanı ayıplıyorlar: Gâzi. madalya vermişti; bunlar, adını telaffuz etmeye korkuyor: ne- reden nereye gelmişiz, baksanıza! Bundan iyi kıstas mı olur? e-mail:tilahan'/ isnet.net.tr http://www.bilgiyayinevi.com.tr/ailhan Faks:0-212 / 260 19 88