23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 23 MAYIS 2004 PAZAF HABERLER DUNY4DABUGUN ALİ SİRMEN Ne Kadar Troyalıyız? Ihıva Ne Kadar Bizim? Sevgili, Hani bir deyişvardır, "komşuda pişer, bize de dü- $er"diyeya. Bu kez komşuda değil, taaayedi dağ, üç deniz ötede pişti, yine bize de düştü. Başrolünü Brad Pitt'in oynadığı, Hoolywood ya- pımı Troya filminden söz ediyorum. Filmin bütün dünyada gösterime girmesi üzeri- ne, Türkiye'ye olan ilginin, ülkemize gelecek olan turist sayısının artacağında hemen herkes hemfi- kir. 16Mayıs'ta, HalukŞahin, "TroyalılarTürkmüy- dü?" başlıklı bir yazı yazdı. llk kez ortaya atılan bir sav da değil bu. Rivayet edilir ki, Mustafa Kemal 10 Eylül 1922'de Izmir'egirdiğinde, "Tnıva'nın intikamınışimdialdık" demiştir. Mustafa Kemal Atatürk çağdaş bir tarih bilinci- ne sahip olan, bize yalnızca bir kavmin, bir dinin, bir hanedanın değil bu toprak üzerindeki bütün zenginliklerin tarafımızdan benimsenmesini telkin eden bir liderdi. Anadolu'nun bütün geçmişinin Türkler ile bağ- lantılandınlması, bana göre, bir ırkı yücettmekten çok bir ulusa topraklannın bütün tarihini benimsetmek amacını güdüyordu. Tıpkı Ingilizlerin, aslında ırk olarak kendilerine yabancı olan Norman krallannı da benimseyip tarihlerinde onlan da kendilerinden olarak okutmalan gibi... • • • Bizde çok kişi, Truva savaşını, Ege'nin iki yaka- sı arasındaki bir Yunan iç savaşı olarak algılar. Bu düşünce külliyen yanlıştır. Her şeyden önce, Ege'nin öte yakasında oturan- lar Yunan değildirter. Aslında Perslerin, lyonyalıla- ra kendi dillerinde verdikleri addır "Yunan". Yani Yu- nanlılar Ege'nin doğu yakasında oturan batı Ana- dolululardır. Bu açıdan bakınca, Truva savaşı Akhalar ya da Attikalılar ile Yunanlılar arasında bir savaştır ki, Mus- tafa Kemal 1922'de bunun intikamının alındığını söylerken haklıydı. fürk aydınlanmasının kimi öncüleri, Mustafa Ke- mal Atatürk'ün düşüncesinden yola çıkarak lyon- ya'nın bizim vatanımız, eski lyonyalılann da atala- nmız olduğunu ileri sürerier. Sabahattin Eyüboğ- lu, Halikarnas Balıkçtsı, Melih Cevdet Anday, Az- ra Ertıad gibi kişilerin öncülüğünü yaptığı bu akı- mın üyeleri şu Truva savaşı ile ilgili tek yazılı kay- nak olan llyada'nın bizim ilk efsanemiz olduğunu söylerler. Aynca, şimdilerde pek yaygınlaşmış olan "Mavi Yolculuk"u da onlann bir kültür gezisi olarak baş- lattıklannı belirtmek isterim. "Bütün Anadolu medeniyetlerinin ne kadar mi- rascısı ne kadar devamı olduğumuz" şorusunun yanıtının ise "onane kadarsahip çıkabilirsek, o ka- dar" olduğunu düşünüyorum. Başka bir deyişle ne kadar Ekrem Akurgal'lar ne kadar Kenan Erim'ler yetiştirebilir, Sebahattin Eyüboğullanmızı, Halikarnas Balıkçılanmızı, Melih Cevdetlerimizi ne kadar arttırabilirsek o uygariıklar da o kadar bizim, biz de o kadar onlann devamı- yız demektir. • • • Işte tam bu noktada Sevgili, Mine Kınkkanat'ın 19 Mayıs günkü köşesinde yazdığı "Troya bizim, at bizim, kim ne kanşır?" yazısına değinmek isti- yorum. Aziz dostum, bu yazısında, Arkeoloji Müzesi'nin dokuz yıldır personel yokluğundan kapalı olan Tro- ya bölümünün Kültür Bakanı Erkan Mumcu tara- fından yeniden ziyarete açılmış olmasından duydu- ğu sevinci dile getirdikten sonra, çok haklı olarak bir soruyu da at/yor ortaya. Demek ki, diyor Mine "Türkiye'de ya müze per- soneli olacak nitelikte adam yok ya da müze per- soneli istihdam edecekpara." Sonra da, ekliyor: "Oysa dokuzyıldır Türkiye'de binlerce imam ve hatip yetiştirildi, çoğu işsiz. De- mek ki, Türkiye bunca yıldırihtiyacı olmayan sayı- da imam hatip yetiştirmek için para buldu ama ih- tiyacı olan sayıda müzeci yetiştirecek ya da istih- dam edecek sayıda para bulamadı." Doğru söze ne denir? Hatta Troya'yı ve topraklanmız üzerindeki birçok zenginliği padişah fermanı ile kefereye hediye eden de bıziz. Şimdi, kimileri daha ileri giderek eski zenginlik- lerin kalıntılannı, halkımızin binayapımındataş ola- rak kullandığını söyleyecektir. Doğrudur ama ben gaflet-i amiyaneler değil, gaf- let-i şahaneler üzerinde durmak ıstiyorum. Sultan, elin gavuruna "algötür!" diyecek de yoksul zaval- lı da bunu ınşaatında taş olarak kullanmayacak mı? Üstelik salt bize mahsus birdavranış değil baş- ka ülkelerde de görülüyor. Maltalılann yaptıklan Bodrum Kalesi'ne baktığı- nızda, Halicarnassus Mosoleum'undan alınmış taş- lan görebilirsiniz. Ama bu durum da, bizim bir zamanlar, salt Sel- çuk - Osmanlı eserierini onarmamızı öneren daha öncekileri ise gavur işi olarak niteleyen kişileri, kül- tür bakanı olarak başımıza getirtmemizi de mazur gösteremez. Bütün bunlardan sonra Sevgili, ne kadar Truva- lıyız, Truva ne kadar bizim sorusuna maalesef ke- sin bir yanıt bulamıyorum. "Ama, diyorum, bir za- manlarbugün olduğundan daha fazla bizimdi." Baykal'ın girişimi sonuç verdi Sosyalist Enternasyonal Istanbul'da toplanacak ANKARA (ANKA) - Sosyalist Enternasyonal, CHP'nın daveti üzerine IstanbuFda toplanacak. CHPGenelBaşkaıu De- niz BaykaL mayıs ayının ılk günlerinde Brüksel'de katıldjğı PES Genel Ku- rulu'nda Avrupalı sosya- list ve sosyal demokrat partilerinin Türkiye'ye bakışlannda edindiği olumsıız tzlenim üzerine girişimlerini artördı. Bay- kal"ın, toplantı sırasında Sosyalist Enternasyo- nal'inbirtoplantısını Tür- kiye'de gerçekleştirmesi için yaptığı girişimler so- nuçverdi ve SosyalistEn- ternasyonal bir toplantı- sını Türkiye'de yapma karan aldı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Oymcn yaptığı açıklama- da, Sosyalist Enternas- yonai'in haziran ayında, NATO zirvesinden önce Istanbul'da toplanacağı- nı bildirdı. Öymen, top- lantı ile ilgili çalışmala- nn sürdügünü belirtti. AKP'nin 'ekonomide yanlış adımlar attığını' vurgulayan Hisarcıklıoğlu iktidan eleştirdi TOBB'den hükümeteuyanTOBB'den eleştiriler. • Ekonomide gerekli adımlar atılmadı. ^ Birbiriyle çelişen açıklamalar yapıldı. • Halk beyanat değil, somut icraat bekliyor. Erdoğan'dan anında yanıt: •* Yaptığımız reformlan gÖrmüyorsunuz. v' Ekonomi, sadece göstergelerle izah edilemez. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TOBB. 59. genel kurulunda hüküme- tin son dönemdeki ekonomi politıka- lannı eleştirdi. Başbakan RecepTay- yip Erdoğan ise TOBB'nin eleştirile- rine anında yanıt verdi. TOBB Baş- kanı RifatHisarcıkhoghı reform prog- ramına sahip çıkıldığının topluma an- latılamadığını, birbiriyle çelişen açık- lamalar yapıldığını ve gerekli adım- lann atılmadığını vurgulayarak, "Ka- mnoyu hükünıettcn sadece beyanat değil, pozitif şok şekünde somut icra- adarbeklemektedir'dedı Erdoğan'ın eleştirilere yanıtı ise, "Reformlan- mıa gÖrmüyorsunuz.Ekonomide tek bir göstergeye bakmaym" oldu. TOBBnin 59. genel kurulu dün si- yasilerin yoğun katılımıyla gerçek- Cenel klirul liyilttU Uzunsürenkonuşmalarzaman2araaııkurulakatilanbazıkonuklanvordu. Başbakan Erdoğan ve Devlet Bakanı GüJdaJ Akşit bir ara uyuklarken, DevJet Bakanı Aü Babacan ve Adalet Bakanı Cemil Çiçek ise uykuya yenilmemek için kendilerini zorladı. (SERDAR ÖZSOY) leştirildi. Genel kurula TBMM Baş- kanı Bülent Annç. Başbakan Devlet Bakanlan Ali Babacan, Kürşat Tüz- men,Güldal Akşit, Adalet Bakanı Ce- mil Çiçek, Sanayi ve Ticaret Bakanı AfiCoşkun, CHP lideri DenizBaykal ve DYP liden Mehmet Ağar katıldı. Kurulun açüışını yapan TOBB Baş- kanı Hisarcıklıoğlu, piyasalarda son dönemdeki dalgalanmalann bir uya- n olduğunu belirtti. Geçmişe bakıl- dığında kısa dönemli ekonomik iyi- leşmelenn siyasi amaçlar için sorum- suzca harcandığına şahit olduklanna işaret eden Hisarcıklıoğlu, hüküme- tin reform programına sahip çıkıtma- dığuıı ve konuyla ilgili çelişkili açık- lamalar yapıldığını söyledi. Hisarcık- lıoğlu, "Kanıuoyu hükümetten sade- ce beyanat degiL Pozitif şok şeldinde somut icraarJar beklemektedir. 2003 vılında ekonomideki yapısaJ reform- lar açısından yav-aş kabnnuşür. 2004 yılmda bu gidişaOn tersine çevTİlme- si gerekmektedir n diye konuştu. Sıyaset künsenin tekeÜnde değil Hisarokhoğlu, sıyaserin bu top- lumda yaşayan herkesin ortak sorum- luluğu olduğunu voırgulayarak, "Siya- set hiç kinısenin ve hiçbir göriişfin te- ketinde değildir'' dedi. IMF'yle ilgi- li tartışmalara da değüıen Hisarcıklı- oğlu, IMF siz bir ekonomi yönetinü- ne sahip olmanın yolunun uygulan- makta olan programı başanyla so- nuçlandırmaktan geçtiğini belirtti. Hisarcıklıoğlu, cari açıkla ilgili son gelişmelere de dikkat çekti. Cari açı- ğın Macaristan, Polonya, Çek Cum- huriyeti gibi ülkelerde de ciddi ra- kamlara ulaştığını, ancak bu ülkele- re her yıl mılyarlarca dolar doğrudan yabancı sermaye yatınmı geldiğini Mirgulay'an Hisarcıklıoglu, Türkiye'de ise yatınmcının 170 imza ahnak zo- runda olduğuna işaret etti. Bu soru- nu "bürokratiktaassuba"* bağlayan Hi- sarcıklıoğlu, "Bunun kmtanası için hükümet, siyasiiradesinigüçlü biçim- de ortaya koymalT dedi. Erdoğan'dan anında yanıt Hisarcıkhoğlu'nun hükümete yöne- lik eleştirilerine salonda bulunan Baş- bakan Erdoğan anında yanıt verdi. Reformlann geç kaldığı eleştinleri- ni kabul etmeyen Erdoğan, "Biz bir yandan ekonomik göstergeleri iyileş- ürirken; ekonomry i de sağlam temel- lereoturtma çabasmdaolduk. Ama bir degörünmeyen, ya da görüünek isten- nieyen, ısrarlagöz ardı edilen reform- lanmızvar~dedı "Birtekrakamabir tek göstergeye bakılarak ekonominin geneö üzerinde yorum yapmanın or- manı bırakıp ağacıgörmek oldugu^nu savunan Erdoğan, reformlann devam edeceğini ve ekonomik programdan sapmayacaklanm söyledi. 'Uçak sağlam' Ekonomide en küçük bir sarsmtı- da "estekköstekolanlann" bulundu- ğunu savunan Erdoğan, "Uçak kö- çük bir türbülansa girince paniğe ka- pılanlar, ortahgı veKefeye\erenkr var. Oysa uçak sağlam. Uçak işini bifea tecrübeü kaptanlann eünde. En kü- çük sarsınöda krizvardiye bagmrsan kendine zarar vıerirsin, çevTene de* diye konuştu. Büyük rüyalar görmeyenlerüı, bü- yük diişlerkurmayanlann büyük adım- lar atamayacagını savunan Erdoğan, şöyle devam etti: "Ülkenin başanla- n rahatsız edryor birilerini. Çünkü hayalkri ahnıy or... Birileri başını kıı- ma gömmüş. bütün görebüdiği ka- rannk. Dünyayı da göremiyor, Türki- ye'yi de» Hiç kuşkumuz yok ki, ha- len sorunlanmız var. Ama bu sorun- Ian da çözeceğiz. Khnse kötü sürpriz bekJemesin. hayal kmkbğı ummasm. Bunlara asla mahal vermeyeceğiz. Ekonomik programımızdan sapma ya da tavizsöz konusu oJmayacakOr." CHP lideri, dış ticaret açığının 24 milyar dolara ulaştığını, bunun çok tehlikeli olduğunu söyledi Baykal kriz uyarısında bulundu• CHP lideri Baykal, Derviş'in bir dönem yürüttüğü IMF programrnı eleştirirken ekonominin borçla felç edildiğini, borç kuşatması sürdüğü için "ekonomi rahatladı" denilemeyeceğini vurguladı. ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - CHP lideri Deniz BaykaL dış ticaret açığına dikkat çekerek hükümete kriz uyansı yaptı. Baykal, eski yar- dımcısı Kemal Deniş'in bir dönem >oirüttüğü IMF programını eleştirerek programın sonuç verme- diğini söyledi. TOBB' Genel Kuru- lu'nda konuşan Baykal, ekonominin durumunun soğukkanlılıkla tartışıl- ması gerektiğini belirtti. Türkiye'nin 5 yıldır uy- guladığı ağır IMF prog- ramını sürdüreceğinin or- taya çıküğını anlatan Bay- kal, bunun programın so- nuç vermediğini, başan- lı olamadığınıgösterdiği- ni bildirdi. Ekonominin borçla felç edildiğini, borç kuşatması sürdüğü için "ekonomi rahatla- dı" denilemeyeceğini vurgulayan Baykal, 12 ayda dış ticaret açığının 24 mih/ar dolara ulaştığı- nı, bunun çok tehlikeli olduğunu söyledi. "25 milyardolarhk bir dış ti- caret açığının daha önce krizitetikledigini hiçbiri- mizunuünuyoruz" dıyen Baykal, sıcakpara teme- linde istikrar programı uygulanmasını eleştirdi. Hükümetın moral açıkla- malanyla ekonominin düzelmediğini anlatan Baykal, "Sıcak paraya yıkîa dolar bazmda yiiz- de 85 kazanç sağlayacak bir ekonomi işletiyorsa- nız,yabancı sermayegel- mesinibeklemekgerçek- çi olmaz" dedi Türkiye'nin sıcak pa- ra cenneti olmaktan çı- kanlması gerektiğini bil- diren Baykal, "Yoksa Türkekonomisindeki ka- namayı önleyemezsiniz. Türkiye'nin istikran ya- kaladığını^anneünekteh- tikeü bir kendini aidat- maca olur" dedi Yüksek vergi oranla- nnın ülkeyi "kötürüm'' ettiğini anlatan Baykal, Türkiye'nin altına girdi- ği borç yükünü bugünkü mekaruzmalarla karşıla- ma şansınıngiderek azal- dığını söyledi. İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇlN Kurultay istemi CHP'de muholifler birleşiyor BAHAR TANRISEV^R AMtARA-CHP'deya- yımladığı deklarasyonla olağanüstü kurultaya gidil- mesi çağnsı yapan 'tktidar Yürüyüşü Hareketi' içın- deld bazı miOetvekilleri dün CHP'nın eski genel sekre- terlerleri Ertuğrul Günay, Adnan Keskin, eski Adı- yaman Millervekili Celal Topkan ve eski PM üyesi Erol Tuncer'in de aralann- da olduğu muhalifgruplar- la bir araya geldi. Hareket, diğermuhalifgruplarla bir- likte davranma karan ala- rak cepheyi genişletri. CHP'nin Iktidar Yürü- yüşü Hareketi ile diğermu- halif gruplann önümüzde- ki günlerde ortak basın top- lantısı yaparak bu karan açıklaması bekleniyor. Tü • zük değişikliğı ve yeni kad- ro için seçimli kurultaya gi- dilmesi istenilen toplantıda. ortak hareket edilmesi ge- rekriğinin altı çizildi. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tı 18 Mayıs 1973, Diyarbakır'dan Ib- rahim Kaypakkaya'nın ölüm ha- berinin geldiği tarih. Bizler o sırada Ankara MamakAskeri Ceiaevi'ndey- dik. Ben 11 Temmuz 1971 tarihinde Gaziantep'te yakalanmıştım ve Ibra- him'i en son o gün gördüm. Yaka- lanmadan önce biriikteydik, Muzaf- fer Oruçoğlu nu bekliyorduk. Oru- çoğlu, Gaziantep'te bir akrabasının yanında kalryordu. Biraz gecikince sı- kılmış, ibrahim'i oturduğumuz çay bahçesinde yalnız bırakıp dolaşma- ya çıkmıştım. Gaziantep Emirgân Çay Bahçe- si'nin yanı başında, o yıllarda Kızılay binası vardı. Orada bir kalabalık top- landığı görünce oraya yöneldim. O yıllarda eski Içişleri Bakanı Faruk Sükan'ın başında bulunduğu De- mokratik Parti'nin birtoplantısıymış bu. Konuşan da Faruk Sükan'dı. Bu partinin millervekillerinden birisi de Tarsuslu Hilmi Türkmen'di. Karde- şi Ekrem Türkmen de benim sınıf arkadaşımdı. Beni orada görünce tanımışlar ve hemen partililere ve Kaypakkaya'yı Anmak ve 68'i Anlamak polise haber vermişler. Ben oradan yeniden Emirgân Çay Bahçesi'ne yönelince arkama bir grup DP'li ta- kıldı. Çay bahçesine gelip Ibrahim'e beni takip ettiklerini söyledim. Ibra- him'le farklı yönlere yönelmeye ka- rar verdik. Gaziantep'in Tabakçılar (dericiler) çarşısındaki bir kovalama- cadan sonra yakalandım. Ibrarıim'in de peşine düştüklerini, onun kurtul- duğunu daha sonra başka arkadaş- lardan öğrendim. Ibrahim, 1949 doğumluydu. Ben yakalandığımda o henüz 22 yaşın- daydı. İki yıl sonra öldürüldügünde ise 23 yaşına yeni gimnişti. Ibrahim, bizim kuşağın okumaya, araştırma- ya meraklı olanlarındandı. Istanbul Çapa Yüksek öğretmen Okulu'nda okurken, birbildiri yüzünden birçok arkadaşıyla birlikte okuldan kovul- muştu. O dönemde çıkan Türk So- lu dergisine, Işçi Köylü gazetesine ve Aydınlık dergisine yazılaryazıyordu. Tahlilci bir bakış açısı vardı. Türkiye'deki düzene, Türkiye'nin yakın tarihine bizlerden farWı bir yak- laşımı olduğunu söyleyebilirim. Bir kısmı tartışılsa bile 22 yaşındaki bir gencin böylesine araştırıcı, eleştirel birtutumla, genel geçerfikirlerekar- şı çıkması, o yaşta birçok insanı ör- gütleyip birşeyleryapmak üzere ha- rekete geçmesi önemli bir olaydır. Daha da önemlisi, Türkiye'yi o za- man yönetenlerin bizim kuşağa kar- şı acımasızlığı ve öfkesiydi. Bizim kuşağın belki bugün çılgınlık sayıla- bilecek eylemlere girişmesinin bir nedeni de köşeye sıkıştırılmış ruh halidir. Numak Dağlan'nda Sinan Cemgil, Alparslan Özdoğan ve Kadir Manga'nın çok kolay yakala- nabilecekken kurşuna dizilip öldürül- meteri o dönemki darbecilerin ruh ha- lini yansıtıyor. Ibrahim Kaypakkaya'nın dayaka- landıktan sonra yaşadıklan aynı an- layışın ürünüydü. Birileri bizim kuşak- tan intikam almak, bizim kuşağın öncülerini yok etmek istiyordu. Bu- nu büyük bir istekle yapıyordu. Bu ülkenin özgüriük ve eşitlik isteyen gençleri, daha ne yapacaklannı tar- tışırken kendilerini silahlı bir gücün karşısında buluvermişlerdi. Savunmayla direnme arasına sıkı- şan bizim kuşağın en yetenekli, en sağlam olanları ilk çatışmada yok edildiler. Denizler'in idamı da aynı anlayı- şın sonucu gerçekleşti. Tabii, dev- rimci gençlerin en sevilen, en atak, en yetişkinlerinin acımasızca yok edilmesi, Türkiye'de devrimci hare- ketin belki de sağlıklı bir zemin üze- rinde gelişmesini engelledi. Duygu- lar, çoğuzaman aklın önüne geçme- ye başladı. Hakselık çok büyüktü. Ya- pılanlar, hâlâ içimize sindiremediği- miz büyük öfkeler, hepimizde trav- malara neden oldu. Türkiye'nin dört bir yanında veAv- rupa'da binlerce insan, Denizler'ir idamını, Kaypakkaya'nın Diyarbakıı Cezaevi'nde öldürülmesini anıyor, c acryı unutmuyor. Aradan tam 31 yı geçtiği halde, bir kısım gençler hâ- lâ bu toplumun yüreğinde bir yere sa- hipse, bunun bir anlamı olmalı. • • • Türkiye'yi yönetenler bizim kuşa- ğı anlamadılar. Belki de iyi anladıiar Süleyman Demirel'i düşünüyorum Denizler'in idamı için ne kadar ço\ gayret göstermişti. O gün Denizler'ir idamını, Ibrahimler'in acımasızc; yok edilmesini isteyenler de bir da ha doğru ve sağlıklı bir noktaya ge lemediler. Türkiye geçmişiyle hesaplaşmaya bir ülke. Geçmişinden korkan bir ül ke. Ne Deniz'in, ne Ibrahim'in öldü rülmesine neden olan olaylann he sabı görüldü, ne de tarihimizdeki bü yük katliamların ve cinayetlerin. Su suriuk'un hesabı bile görülemed Bu hesaplaşma olmadan top lumumuz sağlıklı bir hale gelemez
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear