Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
WIAYIS 2004 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
J İ ı l V U i N 1_I1VI_1 ekonomi@curnhuriyet.com.tr 13
'Ulusal Girişimcilik Kongresi' işsizliğe çözüm arayışma sahne oldu
îş aramayın,işinizi kurun
feviziştemeye
Bdesteği
I VAN(AA)-Van'ın
(utak üçesindeki Mirava
(rviz Ağacı tşleme
Âölyesi. AB destegiyle
kpasıtesini arttıracak.
>!ölye sahıbi M. Tevfık
Srendağlı, bu destekle
iünleri kendi
ıarkalanyla üreterek
pzarlayacaklannı söyledı.
bğalgaz ithalatı
SBPtestleşiyor
1 AİSKARAJAA)-
herji ve Tabii KaynakJar
kkanı Hilmi Güler,
oğalgazda serbest
p/asaya geçişte ithalatın
srbest bırakılmasının
aha yararlı olacağını, bu
knudakj yasa teklıfıni
hşbakanlık'a sunduğunu
aıkladı. Güler, sanayi
aonelerine elektrik
trifelerinde indirim
cmayacağını söyledi.
Mcposoftun
jöneticisi gefyor
I Ekonomi Servisi -
Nicrosoft Icra Kurulu
laşkanı Steve Ballmer'in
";irketin yapmayı
panladıği eğitim
jıtınmlannı görüşmek
iıere" Türkiye'ye
gleceği duyuruldu. 5
Nayıs 2004'te Izmir'e
jslecek Ballmer,
Nanisa'daki Vestel City'i
zyaret edecek.
Itorterm CEO'su
irten çıkankh
| Ekonomi Servisi -
Kanadalı
ttmekotnünikasyon
edpmanlan üreticisı
>ortel Networks'un Icra
Kurulu Başkanı Frank
Dunn'ın görevine,
nuhasebe kayıtlannda
nstalanan bazı
ısulsüzlükler nedeniyle
sm verildi. Dunn'ın yerine
2002'den beri yönerici
kadrosunda bulunan
Viliam Owens getirildi.
NECDETÇAUŞKAN
BURSA - Bursa Ticaret ve
Sanayi Odası tarafından "Giri-
şjm ve Büyüme'' temasıyla bu
yıl ikıncisi düzenlenen "Ulusal
Girişimcilik KongresTnde ko-
nuşan BTSO Yönetım Kurulu
Başkanı Cdal Sönmez, kongre-
deki amaçlarının iş dünyasına
yeni atılan gençlerin donanım-
lannı arttırmak olduğunu söy-
leyerek, "Ben nasü iş bulurum
kaygısını taşıyan bireye, ben na-
sd iş kuranm sorusunu sorma
cesaretiniverecek başan öraek-
lerini sunmak arzusundayız"
diye konuştu.
Toplumun en önemh sorunu-
nun işsizlik olduğunu belirten
Sönmez, "Ne yazık ki bu işsiz-
ler ordusunun üçte birini eği-
timli işsizJer ohışturuyor. Bu so-
runun sağhkh ve kalıcı tek bir
çözümü vardır. O da girişimi
desteklemek" diye konuştu.
Türkiye'nin geleceğinin gi-
rişimcilikte olduğunu vurgula-
yan Sönmez, "tnanıyorum ki
başan guişimcilikle gelecek*
dedi. Sönmez, bu kapsamda
Türkiye'de bir ilk olarak "En
Işşizliğegirişimci
çözümü
Bursa'da Ddndsi düzen-
lenen kongredeşikâyeive
önerlerdflegetirfldLZor-
hı Holding Başkanı Ah-
met Nazif Zorlu'nun iş-
siziiktefl yakuKbğı Kong-
re'dekonuşanBTSOYö-
netim Kurulu Başkanı
Celal Sönmez, "Kaygüj
bireye, ben nasd iş kura-
nm sorusunu sorma ce-
saretiniverecekbaşan ör-
neklerini sunmak arzu-
sundavız" dedL (AA)
lyi Girişim Fikri YanşmasTnı
düzenlediklerini ve diğer bir ilk
olarak ginşimd güven ve bek-
lenti endekslerini içeren "Bur-
sa Girişim EndeksT çalışması-
nı başlatacaklannı söyledı.
Kongreye katılan Türk-Avru-
pa Vakfi Yönetim Kurulu Üye-
si Can Baydarol da Türkiye'de
üniversiteyi bitiren gençlerin
yüzde 15'inın işe gırebildiğine
dikkat çekerek, "Bu ülkenin en
ciddi sorunu sürdürülebilir bû-
yümedir. Türkiye'nin ekonomi
politikası üretme>e kaynak ak-
taramıyor.Bizüretimi değil ran-
u teşvik ettik" diye konuştu.
Sorun yüksek maliyet
Kongreye katılan TOBB
Başkanı Rifat Hisarcıkboğhı da,
girişimcılerin sorunlannın te-
mel kaynağının yüksek vergi,
sosyal güvenlik primleri ve
enerjiden kaynaklanan maliyet
arhşlan olduğunu belirtti.
IMF ile olan ilişkilerin de-
vam etmesini herkesin kabul
etmesı gerektiğini vurgulayan
Sanayi ve Ticaret Bakanı AH
Çoşkun, dış ticaret açığında-
ki büyümeyle ilgili olarak,
"Endişe edecek bir tablo yok-
tur. Bizim yapabüeceğimiz tek
şey, sanaykiıün rekabetini art-
üracak girdi maüyetlerinin
düşürülmesidir" diye konuş-
tu. Coşkun, küreselleşen dün-
yada ayakta kalmanın tek şar-
tının rekabet gücünü yüksek
tutmak ve AR-GE faaliyetle-
rine daha fazla önem vermek
olduğunu belirtti.
Zorlu: Düşük
verlmden utanıyorum
Türkiye'nın girişimcilik açı-
smdan önündeki üç kaynağı
KOBÎ 'ler, genç nüfiıs ve kadın-
lar olarak sıralayan Zorlu Hol-
dıng Yönetim Kurulu Başkanı
Ahmet Nazif Zorlu da Türki-
ye'de nüfusun yüzde 70'inden
fazlasmın 35 yaş altında olma-
sına karşın, işsizlerin çogunlu-
ğunun 30 yaşın altındaki genç-
ler olduğuna dikkat çekti.
Türkiye'de her şeyin güllük
gülistanhk görülmeye başlan-
dığını belirten Zorlu, "Cretim
yapmamız lazun tüketim değil.
Eğertüketineye devam edersek,
sonu hüsran olur" diye konuş-
tu. "Verimliliğimîz bana göre
yüzde 20 hatta daha düşük ama
utanıyorum onu söylemeye" dı-
yen Zorlu, bunun için girişim-
cıliğin ve üretimın desteklen-
mesi gerektiğini savundu.
Fona borcu olana müjde
Kredi borcuna
yüzde 60 indirim
Ekonomi Servisi -
Tasarruf Mevduatı Si-
gorta Fonu'na
(TMSF) ve Fon bün-
yesindeki Bayındır-
bank'a devredilmiş
bankalara kredi borcu
bulunanlara ödeme
kolaylığı sağlandı.
Borcunu peşin öde-
yenlerin faiz borçlan-
nın yüzde 6O'ı ahnma-
yacak.
TMSF'den yapılan
açıklamada, 30 Hazi-
ran 2004'e kadar
Fon'a başvuran, kredi
kartı ve kredili mevdu-
atborçlulan ile kefılle-
rine faiz oranlannda
indirim yapılacağı be-
lirtildi. Borcunu peşin
ödeyenlere yüzde 60
oranında indirim plan-
lanırken taksitler ha-
linde ödeyerek kapat-
mak için başvuruda
bulunanlara ise toplam
borç tutan içinde bi-
rikmiş faiz toplamı
üzerinden yüzde 40
oranında indirim yapı-
lacak.
Kalan anaparaya fa-
iz uygulanmayacağı,
bakiye borç tutannın
eşit taksitler halinde ve
ilk taksit tutan peşin
ödenmek kaydıyla, en
fazla 9 ay süreli bir ge-
ri ödeme sözleşmesi-
ne bağlanacağı bildi-
rildi. Başvurular
TMSF'ye, Bayındır-
bank merkez şubeleri-
ne. tzmir ve Ankara
Bölge Grup Başkan-
lıklarına ve Bayındır-
bank şubelerine yapı-
lacak.
Arasıl: Şirketin değerini kaybetmemesi için iş uzamamalı
Telsîm hemen satdmab
OLCAYBUYUKTAŞ
01.01.2003/31.12.2003 ZEHRA YILDIZ KÜLTÛR SAN
A- BRUT GELİPLER
03- Diğer Gelırier
Bağışlar
Gece Geiırien
B- İNDİRİMLER
C- NET GEÜRLER
E-FAAÜYETGİDERLERİ
1 - Amaca Yönelık Gıderier
a) Zehra Yıkta Anma Gıderlen
2- Genel Yönetm GkJerteri
a. Ulaştm Gıûerlen
b. Posta Kargo Gıderten
c. Eğrtime Katkı Paylan
d. Kırtasıye G'derien
e. Ilan-Reklam Tanrtım Gıderlen
f. Noter Gıderleri
g. Muşavıriık Giderieri
ğ. Tamir Bakım Gtderien
h. Teftış Haro
ı. Temsıl Ağırtama Gıderien
i. Telefon Haberieşme Gıderlen
FAALİYETZARARI
F- DİĞER FAAÜYETLERDEN OLAĞAN GEÜRLER
FazGelırien
G- ÖĞER FAAÜYETLERDEN OLAĞAN GİDERLER
1 - Komısyor Gıderlen
2- Kambıyo Zararlan
OLAĞAN ZARAR (GİDER FAZLASI)
H- OLAGANDIŞI GEÜR VE KÂRLAR
I- OLAGANDIŞI GİDER VE ZARARLAR
NET DÛNEM GİDER FAZLASI
280.000.000
7.986.973.800
10.763.118.266
714.686.065
94.929.162
31.600.000
15.271.340
230.100.000
71246.460
931.160.000
1.946.808.499
1290.000.000
465.998.000
1.266.600.000
IATVAKFI GELİR TABLOSU
8.266.973.800
10.763.118266
7.058.399.526
(")
4.066.759.611
H
372.374.543
707.683.235
(")
H
8.266.973.800
8.266.973.800
17.821.517.792
9.554.543.992
4.066.759.611
1.080.057.778
6.567.842.159
6.567.842.159
01.012003/31.12.2003 ZEHRA YILDIZ KULTUR SANATVAKFI BILANÇOSU
AKTİF (VARUKLAR)
1.DÖNEN VARUKLAR
A- HAZIR DEĞERLER
1-KASA
3-BANKALAR
DONEM VARUKLAR TOPLAMI
II DURAN VARUKLAR
D-MADDİ DURAN VARUKLAR
6- Demırbaşlar
DURAN VARUKLAR TOPLAMI
AKTİF (VARUKLAR TOPLAMI)
PASJF (KAYNAKLAR)
1 KISA VADEÜ YABANCI KAYNAKLAR
B-TİCARİBORÇLAR
1- Satıcılar
C-DİĞER BORÇLAR
1- Dğer Çeşıtli BorçSar Yönetrr Kurulu Başk.1
E- ÛDENECEK VERGİ VE DİĞER YÜKÜMLÜLÜKLER
1- Ûderecek-Verçı ve
c
onlar
KISAVAOEU YABANCI KAYNAKLARTOPLAMI
III ÛZ KAYNAKLAR
A- ÖDENMİŞ SERMAYE
D- GEÇMİŞ Y1LLAR KÂRLARI
E-GEÇMİŞ YILLAR ZARARLARI (-)
F-DÛNEM NET ZARARI
ÖZ KAYNAKLAR TOPLAMI
PASİF (KAYNAKLAR TOPLAMI)
85.862.297
11.252.838.396
3.448.572.589
756.100.000
2.737.000.000
537.482.447
11.338.301.321
3.448.572.589
756.100.000
2.765200.000
537.482.447
10.000.000.000
13.083.441.097
-) 5.758.607.473
I-) 6.567.842.159
11.338.301.321
11.338.301.321
3.448.572.589
3.448.572.589
14.786.873.912
4.029.782.447
4.029782.447
10757.091.465
10.757.091.465
14.786.873.912
Telsim'in çok değerli bir şirket oldu-
ğunu belirten Telekomünikasyon Kuru-
lu Başkanı Ömer Arasıl. Telsim'in yıl
sonuna kadar satılacağını söyledi. Şirke-
tin gerek dış pazarda gerek iç pazarda
değerini yitırmeden satılması istenıyor-
sa, sürecin fazla uzamaması gerektiği-
nin altını çizen Arasıl, GSM piyasasın-
daki rekabet açısından da Telsim'ın ya-
şaması gerektiğini vurguladı. Bir yandan
tüketicılerin iletişim hizmetlerini kesin-
tisiz alması, bir yandan da şirketin diğer
yükümlülüklerini yerine getirmesi için
çaba içinde olduklannı söyledi.
Arasıl, ulusal ve uluslararası şirketler-
den bilgilenmek üzere yoğun talep gel-
diğini, bilgilenmek isteyenlerin 20 bın
dolar ödemek zorunda olduğunu söyle-
di. Ulaştırma Bakanı BinaB Yddınm da
20 Mayıs'a kadar bilgilenmenin, 15
Temmuz'a kadar karşıhklı görüşmelerin
süreceğinı belirtti.
Sosyal boyut önemll
Telsim Yönetim Kurulu Başkanı Meb-
met Taşalon da Telsim'in 5 miryon abo-
nesiyle Türkiye'de 2, dünyada 18. büyük
GSM şirketı olduğunu hatırlatarak yeni-
den yapılanma sürecinden birkaç ay için-
de sonuç alacaklannı belirtti.
Türk Telekom'un özelleştirmeye hazır
olduğunu söyleyen Ömer Arasıl, süreç
içinde TT'nın değer kaybettiğıni \-urgu-
layarak "tşn$os\
ı
albo>'utuçokönemlL60
binin üzerinde çahşanı var. Çalışanlann
özlük haklanm kaybetmemeleri \e mağ-
dur ediunemeleri de çok önemli. Bu ko-
nuda ilgili kurumlann çözüm önerileri
üzerinde çahştığmı büi\t>rum'' dedL
Öte yandan Türk Telekom Yönetim
Kurulu Başkanı Erkan Akdemir. özel
sektörün uluslararası telekom lisanslan-
nı almasıyla Telekom'un bu alanda pa-
zar yitireceğini savıındu. "AB Yohında
TürkTelekomünikasyon Sektörü" pane-
linde sorulan yamtlayan Akdemir, Türk
Telekom'un 2003 yılında 10 katrilyon
brüt, 7 katriryon lira net gelir sağladığı-
nı, Türk Telekom'un geçen yıl Hazine'ye
doğrudan ve dolaylı 3 milyar dolarhk
katkı sağladığım da vurguladı.
tstanbul'da düzenlenen toplantıya Bakan Yddırun da katikh.
GSMşirketlerinden ortak tavır:
Vergiler indirilsin
Ekonomi Servisi - Turkcell
Genel Müdürü Muzaffer
Akpınar. TT&TIM Genel
Müdürü Cahh Paksoy ve
Telsim Yönetim Kurulu
Başkam Mehmet Taşaltm,
Telekomünikasyon
sektörünün serbestleşmesi ve
AB standartlan çerçevesinde
büviimesini
gerçekleştirmesinin önündeki
engellerden birinin yüksek
vergi oranı olduğunda
birleşerek "VergUeri azaltm"
mesajım verdi. Dünya GSM
Bırliği Başkanı Robert
ConwajT
da konuşmasmda,
629 GSM operatörü üyesi
bulunan birliğin 1 miryann
üzerinde aboneye ulaşmış
durumda olduğunu belirtti.
"Türkiye'de benzersiz
bulduğum nokta özel iletişim
\ergisi, hazine pa\laşımı_
Düm-anın hiçbir yerinde
Türkiye'deki gibi bu
kompozisyonu, bu derecede
bir vergilendirmeyi
görmedim. Türk mobil
endüstrisi 3.1 mfl>^ar Euro
gelir elde ediyor" dıyen
Convvay'e göre, Türkiye'nin
elinde müthiş imkânlar
bulunuyor. Toplantıda, Turk
Elektronik Sanayicileri
Derneği Başkanı Sah Gözüm.
Türk bilgi ve iletişim
pazannın geçen yıl 10 milyar
Euro büyüklüğe eriştiğim, bu
yıl da 11.5 milyar Euro'ya
ulaşacağının tahmin
edildiğrni belirterek AB'ye
uyum çalışmalannın
hızlandınlması gerektiğinin
altını çizdi. îstanbul Hyatt
Oteli'nde gerçekleştirilen
"A\mpa Birtiği Yolunda Türk
Tekkomünikas>on Sektörü"
konulu konferansta AB
Komisyonu Enformasyon
Topluluğu Genel Müdürlüğü
Uluslararası Konular Uzmam
Rkhard Harrfa ise AB'ye
uyum yasalan çıkarmamn
değil. uygulamamn önemli
olduğuna dikkat çekti.
tŞCİNİNEVRENİNDEN
ŞÜKRATS SONER
Ayna
1976'dan bu yana Türkiye, îstanbul'da yapılan
tüm 1 Mayıs etkinliklerini izlemiş biri olarak, gü-
nün sorunlarına göre çok farklı önceliklerimin ya-
nında altını çızmek gereğini duyduğum ortak pay-
dayı bir kez daha sizlerle paylaşmalıyım:
1 Mayıs'lar, kutlanma, hatta kutlanamama
biçimleri, gündemleri ile, ülkemizde ve dünya-
da hep düzenin emek hareketine yansıması
biçimlerinin aynası olmuşlardır. Ülkenin adını
vermeden 1 Mayıs etkinliklerinin görüntüleri-
ni sessiz verseniz, yanında Türkçe haber ola-
rak atılan sloganlar, pankartlarda yazılanlar
okunsa, üç aşağı beş yukan ülkesini, doğru-
dan adı ile olmasa da siyasal, sosyal, ekono-
mik koşullanyla yer aldıgı bloku, yılını bilebili-
riz.
Her şeyden önce dünya sendikacılık hareketi-
nin, dünya emekçileri için o yıl öncelikli olması ge-
reken sorunlara ilişkin kimi saptamaları söz konu-
sudur. örneğin 120 yıl öncesinin 8 saatlik çalışma
hakkı savaşımının gündemden düşmüş olması ge-
rekir. Trajikomik bir gerçeklik, küreselleşme olarak
bilinen yeni dünya sömürü düzeninin esnekleşme
adı altındaki uygulamalarının ardından, öncelikle
yoksul ülkelerde kölelik düzenine dönüş boyutun-
da çalışma koşullannda geriye gidiş söz konusu
olduğundan, başta Türkiye dünyanın pek çok ül-
kesinde 8 saatlik çalışma hakkı için yeniden sa-
vaşım verilmesi gerekecektir.
Sendikacılık hareketlerimiz 1 Mayıs geleneğine
uygun olarak işçilerin sorunlannın meydanlarata-
şınması gibi bir öncelikle yola çıkmış olsalardı, 1
Mayıs meydanları işçilerie doldurulsaydı, "120 yıl
sonra yeniden 8 saatlik çalışma hakkı için sava-
şım" esprili pankartlar, sloganlar öne çıkabilirdi.
Son yıllann 1 Mayıs'larında örgütlü işçi katılı-
mından doğan boşluğun, sol küçük partiler, siya-
setler, varoşların semt örgütlenmeleri ağırlıklı dol-
durulması nedeniyle, doğal olarak işçi sorunlan
gündemi ikinci planda kalsa da Türkiye'ye özgü
özelleştirmeler, özelleştirmelerdeki yağmalamalar
en güncelleri ile hep gündemde oldular. Elbette en
taze iktidar uygulamalarının emek haklarına yan-
siyan olumsuz boyutlan öne çıktı.
Sendikal hareketin zoraki de olsa Emek Plat-
formu çatısı altındaki buluşması bu yıl îstanbul için
bozulmuş olsa da Istanbul'da iki ayrı yerde, diğer
illerde birlikte yapılacak etkınliklerde, Erdoğan Hü-
kümeti'nin ünlü İş Yasası ile gelen esnek çalışma-
nın, gelemeyen iş güvencesinin yansıtıldığı espri-
li sloganlar ve pankartları görebiliriz.
Tabii ki dünyanın ve Türkiye'nin emek hareketi-
nin baş gündeminde savaş, giderek insanlığın ya-
şamından uzaklaşmış banş özlemi var. Dünyanın
her yerinde bu yıl 1 Mayıs alanlarında en çok
ABD'nin başta Irak'ı işgali, emperyal saldırılann
emek hareketine olumsuz yansımaları sloganlaşa-
cak.
Bugünün akşam haberlerinde televizyon kanal-
ları dünyadaki 1 Mayıs etkinliklerine anlamh yer ve-
rirlerse herhalde en çok Bush'u protesto eden,
Amerikan emperyalizmini karikatürize eden pan-
kartlara, gösterilere tanıklık edeceğiz. Tabii bizim
ülkemizde de haziran gündemli NATO toplantısı
bağlantılı "Bush gelme" içerikli sloganlar, pan-
kartlar öne çıkacak.
Kehanet değil; bu yıl 1 Mayıs alanlan ABD, AB
ülkeleri dahil dünyada çok daha büyük kalabalık-
ları toplayabilir. Refah toplumlarının göstergesi
şenlik ağırlıklı 1 Mayıs etkinliklerinin yerini de kü-
reselleşme, savaş karşıtı protestolar alabilir. Ne-
denleri çok yalın, çıplak gerçekler, yaşamın acılı
dayatması.
Ozellikle 1980'li yıllarsonrası yaşanan gelişme-
lerde, en zengin ülkelerden en yoksullara doğru
katlanan boyutlarda artışla, işsizlik, çalışanlar için
ise çalışma koşullannda bozulma, yoksullaşma
ve yoksunluk söz konusu. ILO'nun yılık istatistik-
leri, gündemi, demokrasiler dahil bütün ülkelerde
sendikal haklann gelişmesini değil, geriye gidişi-
ni ortaya koyuyor. Hiç de medyatik yönlendirme-
lerde söylendiği gibi, bireyin kurtuluşu, bilimsel
teknolojik devrimlerin ürünü klasik sendikal örgüt-
lenmeleregereksinimkalmaması ile ilgili bir durum
da değil.
Küreselleşen dünyada, 1980'ler sonrası geçiş
sürecinde gerçekten küreselleşen tek güç serma-
ye oldu. Üstelik üretim eksenli bile değil. Paranın
dinı imanı olmayan kuralları içinde, kutsanan tek
değer serbest piyasa ekonomisi. Evrensel örgüt-
lerin gelişenlerinin, güçlenenlerinin tümü de bu çı-
karlan gözetenleri. Insandan, insan haklanndan
yana güçlenen, küreselleşebilen güçler şimdilik
ortalıkta görünmediğinden, paranın, dünya tekel-
lerinin çıkartan adına giderek vahşileşen emper-
yalizm, kuralsız düzeni yaygınlaştırdı. Kuralsız dü-
zenin, kuralsız savaşları dünyamızı kasıp kavuru-
yor.
Dünya işçi sınrfı, emek hareketleri, her yerde, her
koşulda en ağır bedeli ödeyenler olarak, her za-
mankinden daha çok barışa özlem duyarak, sa-
vaş karşıtlığında, dayanışma içinde yerlerini al-
mak noktasında bulunuyorlar.
soner@cumhuriyet.com.tr
ÖRÜŞ /AYGÜL ÖZK4RAGÖZ (Finans Uzmam)
Bankalarda Sermaye Yetepliliği, Yabancı Sermaye ve Biiyüme
Nobel ödüllü iktisatçı Stiglitz Istan-
bul'da verdiği konferansta, bankalan
krize karşı korumak için kullanılan ser-
maye yeterliliği rasyosu ve yabancı ser-
maye arttınmının ekonomide büyüme
yerine küçülmeye yol açabilecek silah-
lar olduğunu belirtti.
Bu konuyu açmak için BDDK'nin
bankaların batmasının neden olacağı fi-
nansal krizleri önlemek için gözetimde
tuttuğu sermaye yeterliliği rasyosuna
bir göz atmamız gerekiyor. Sermaye ye-
terliliği rasyosu, banka sermayesinin
risk ağırlıklı varlıklanna bölünmesinden
elde edilmektedir. Krediler riskli, devlet
tahvilleri ise risksız varlıklar sayıldıkları
için banka, daha az maliyetli olan kre-
dileri azaltarak bu rasyoyu tutturmayı
tercih edecektir.
Ancak Türkiye'de uygulamada
BDDK, bu rasyonun tutturulması için
sermaye arttırımında ısrarcı olmakta ve
yabancı ortak alınmasını dayatmaktadır.
Hatta 2001 yılında toplam banka varlık-
lan içinde yabancı payı yüzde 4 dola-
yında iken 2004 yılının ilk çeyreğinde
bu oran yüzde 16'yı bulmuştur. Buna
sermayesinin yüzde 50'si yabancı orta-
ğa ait olan Koçbank'ın varlıklan dahil
değildir. Demek ki toplam aktiflerdeki
yabancı payı gerçek-
te daha da yüksektir.
Stiglitz'e bankalarda
yabancı sermaye artı-
rarak sermaye yeter-
liliği rasyosunu tuttur-
manın Türk bankacılık
sistemini krizlerden
koruyup koruyama-
yacağını sordum.
Stiglitz konuyagiriş
olarak 19. yüzyılda
ABD'de tüm bankala-
nn New York, Chicago gibi büyük fi-
nans merkezlerinin tekeline girmesini
engellemek için eyalet sınırı ötesinde
banka şubesi açmalanna karşı yasa çı-
karıldığını belirtti. Bu büyük finans mer-
kezlerinin dışında yaşayan Amerikalılar
bankalann daha geri bölgelere ve küçük
Nobel ödüllü iktisatçı Stiglitz
şirketlere kredi açmayacaklanndan ve
dengeli kalkınmanın gerçekleşmeyece-
ğinden endişe duymaktaymışîar. Günü-
müzde bu korkulanın gerçekleştiği ül-
kelere örnek olarak IMF reçetelerini
canla başla uygula-
yan ve sadece bir
bankası yerel serma-
yeli olarak kalan Mek-
sika ile tüm bankalan
yabancılann eline
geçmiş olan Arjantin'i
gösterebiliriz. Stig-
litz'e göre bu ülkeler-
de ekonominin bir
türlü büyüme hızını
arrtıramamasının ne-
deni yabancı sermaye-
li bankalann sadece çokuluslu ve büyük
şirketlere kredi açmayı tercih ederek kü-
çük ve orta boy şirketleri mağdur etme-
leridir.
Nobel ödüllü ekonomist aynı duru-
mun Türkiye'deki KOBİ'lerin de başına
gelebileceğini belirtti. Stiglitz, kriz sıra-
sında bankalara sermaye yeterliliği ras-
yosunu dayatmanın kredi arzının azal-
masına yol açarak işletme sermayesi
bulamayan KOBİ'leri iflasa sürükleye-
ceği ve bunun da sermaye rasyosunu
daha da kötüleştirerek kısır bir döngü-
yü harekete geçirebileceğinin altını çiz-
di. Zira sermaye yeterliliği rasyosunun
ekonomik aktivitenin yavaşladığı sırada
uygulatılmasının kredi arzında yarattığı
sıkışıklık açısından sıkı para politikasın-
dan birfarkı yoktur. Böylece dönüp do-
laşıp IMF'nin, günümüzdeki kredi kart-
lan gibi yeni finansal araçlar ve alışkan-
lıklar dünyasında, artık geçerliliği kal-
mamış hazır reçete politikalan her du-
rumda dayatmasının ekonomilerde ya-
rattığı yıkıma gelmış olduk. Burada bir
başka ilginç nokta da Stiglitz'in konuk
olduğu paneldeki iktisatçıların bu soru-
yu Stiglitz'in verdiği etraflı yanıta karşın
tekrarele almayarak krize karşı IMF'nin
sunduğu reçetelerin ötesindeki politi-
kalan tartışmaya henüz hazır olmadık-
lannı göstermeleriydi.