Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 4NİSAN2004PAZAR
10 P A Z A R Y A Z I L A R I dishabış cumhuriyet.com.tr
"foksul Meksikalınınzengin kültürü
Maya, Toltek ve Aztek uygarlıklannın
birbırini izledığinı ve 35 bin yıl öncesine
dayandığını bilıyorsunuz. Bu uygarlıklann çok
zengin düşün ve sanat dünyalannın bulunduğunu
biliyorsunuz ya da öğrenmeye çalışıyorsunuz. Ve
günün birinde yolunuz daha çok Amerikan
filmlerinden tanıdığıruz, Zapata'sıyla
övündüğünüz Meksika'ya düşüyor. Yola
çıkmadan önce "bilenler" hırsıza hatta hayduta
karşı dikkatli olmamz yönünde uyarmışlar sızi.
Taksilenn fazla para aldığını, herkesin sizi
kandırmak için adeta kurs gördüğünü, sokaklann
temiz olmadığını söylemişler... Bu bilgilerle
Meksiko'ya vardığınızda, en önyargılı
dikkatlerinizi seferber edip kendinizi güvenli
otelınize atıyorsunuz. Sonra öğütlere u>aıp
yanınıza az para alarak, ürkek adımlarla sokağa,
caddeye, "meydan"a çıkıyorsunuz. îşte hayat!
Şimdi bir Senyora sınız. Azteklerin torunlan,
gururlu bir konukseverlikle sizi ağırlamaya
hazır! "\raba gerekli mi Senyora?" "Ksiklet-
taksime binmez misiniz Senyora?" "Bir tako
buyurmaz mısınız Senyora?" Bunlar size asılan
değil, konukseverliklerini dile getiren gururlu
Meksikalılann sözleri. Sokalo Meydanı'na
ulaşmak ıstiyorsunuz. Ispanyolca bilmiyorsanız
kimseye yol sormayın; çünkü yanıt
alamadığınızdan değıl, karşıruzdakinin dilınızi
bılmemekten duyduğu ve gözlenyle, ellen
kollanyla dışavurduğu üzüntü karşısında
pışmanlık duyabilirsinız. Pekı sayılan bilmeden
nasıl alışveriş yapacaksınız? Elınızı parayla
doldurup uzatın satıcıya: o. tam gerektıği
kadanni alacaktır. (Önyargılı turistlenn
öğütlenni ruttuysanız, utanabılırsıniz.)
SakinJerinin Meh-hi-ko diye andığı ülkenin
başkenrinin açık müze denilebilecek Sokalo
Meydanı'na vardığınızda şöyle bir duyguya
kapılabilirsiniz: Tannlar, vagonlar dolusu insanı
yaratıp bu meydana boca etmişler: "Buyrun, işte
hayat, atalannızdan öğrendikierinizi hiç
unutmaksızın yaşa>ın çocuklanm. Burası dünya.
Burada kendinizi tanryacaksınız. Banş içinde,
hayattan tat alarak yaşavacaksınız. Ama Aztek
babanran sözlerini hiç akJınızdan çıkarmayuı:
Yeryüzüne yaşamak için geldiğimiz doğnı değil.
Sadece uyumak. düş kurmak için buradayız.
Bedenimiz bir çiçektir. Yüreklerimiz otlann
MEKSIKO
ŞEMSA\i:ĞtN
baharda yeşerdiği gibi
tomurcuk verir, açıhr. solar...
Atalannızın şu sözlerini de
unutmayın: Yalnızca
geçerken uğradımz
yeryüzüne. Gelin
yaşamlanmızı banş ve haz
içinde sürdüreHm;
varlığımızın tadını
çıkaraJım. Ancak o zaman sonsuza dek
yaşayacağız; hiç ölmeyecegiz.'' Ancak o zaman
Mısır, Güneş, Ateş, Yağmur, Gece, Büyü, Ölüm,
Savaş, Rüzgâr, Uygarlık ve Öğrenme tannlan
sizleri koruyacak, acı çekmemenizi
sağlayacaklardır. Siz de tanrılannızı koruyun,
saygıda kusur etmeyin, adakiannızı yerine
geririn... Arkeologlann çalışmalan Meksika'da
yaşam bulmuş uygarlıkJann tinsel değerleriyle
ilgili pek çok yeni bılgınin yanı sıra son derece
uzmanlaşmış, çok katmanlı bir toplumun,
gelişmiş ticaretin, tanm ekonomisinin bu
topraklara özenle uyarlandığını ve toplumu,
evrenin aynlmaz bir parçası olarak bir arada
tutan zihinsel ve dinsel bir bakışın geliştiğini
ortaya koymakta. Işte, kente indiğinızde sizi
karşılayan tako kokusunun yanı sıra binlerce yıl
öncesınde geliştirilmiş olan bu zihinsel ve dinsel
bakışla sarsılırsınız. Neredesiniz? ABD'nin en
büyük mağazalannın, Coca-Colalar"ın,
McDonald's restoranlannın, limuzinlerin yanı
sıra bunJar yokmuşçasına sunaklara adak taşıyan,
giyinıp kuşanıp plazalarda. parkJarda,
kaldınmlarda, oturulabilecek her yere çökmüş
art nıyetsız ve bekJentısiz gözlerle hayatı
seyreden insanlardan oluşan bambaşka bir
dünyadasınız. Onlar, kaldınmlarda oturan
işsizler degii, hayatı seyretmeye gelmişler, hayata
katılmaya gelmişler, evler uyumak için... Siz de
katılın Meksika yaşantısına. Bir Aztek'le
konuşun, ondan bir şey ahn (mutlaka bir şey
satıyordur); tako yiyin, kiliseye girin, kendinizi 5
bin yaşında duyumsayın; en süslü kuttören
giysilerini kuşanmış davul çalan şu Aztek sizi
çağınyor, gidin, size büyü yapsın, 10 Peso
verdiğinizde sevinsin, daha güçlü tütsüler üflesin
üzerinize: böylece sevgiden, sağlıktan ve
servetten yana hiç kaygınız kalmasın; bir
bisikJet-taksiyle otelinize dönün, sürücüye yavaş
gıtmesini söyleyin, pedal basarken ter içinde
kaldı. ama yakınmıyor, size hizmet sunmaktan
mutlu... Eziliyorsunuz... Bugün FridaKahlo
Müzesi "ne gidin. Yatak odasının altındakı sunağa
çiçek koyun ya da kendi yaptığınız bir tann
imgesini yerleştirin. Frida bahçede dolaşıyor. Bir
portre çalışıyor, bir yüzün yansını çizmiş...
Diego'ya gene kapris yapacak, iki adım ötede
oturan Troçki'yle buluşacak... O da yaşıyor.
Başında öldürüldüğü masa, az sonra gelip
oturacakmış gibi öylece duruyor. Meksika'da
ölmüş ya da ölmemiş, herkes, bütün tannlar
yaşıyor. Doğayla insanın, geçmişle geleceğin,
sonsuzluğun iç içe yaşadığına inannuş
Meksikalı, hayatı yaşıyor. Parası az olabilir
Meksikahrun, evi rahat olmayabilır. ama sımsıkı
sanldığı kültürüyle dünyanın en varsıl insanı.
"GeKşmiş toplum" hastalığı yabancılaşma, kültür
duvanna çarpıp geri tepiyorbelkı.. insanlık,
özgünlük, alçakgönüllü ama içten mutluluk
yaşamını sürdürüyor. Bir halkın kültürü,
müzelerde, küflü kitaplıklarda, yitık türkülerde
değil de insanının yüreğinde ve belleğınde
yaşıyorsa, o halktan zengini var mıdır?
Francine ve Claude
yeniden sandık başmda
Cude 28 Mart Pazar sabahı
şardan gelen kuş sesleriyle
uyandığında kendini bir hoş hissetti
Bir kez daha erken gelen baharın.
içinde kıpırdayan mücadele
heyecamnın bilınçaltı sevıncı miydı.
yoksa aktif hayatından kalma
alışkanlıkla hep erken kalkan
Francine'nin ocağa koyduğu kahveden
yayılan koku muydu pek bilemedi
Yıllarca kamyon, otobüs ve -55
yaşında düşük maaşla erken
emeklilığe aynlmazdan önce- yeni
Mercedes'lenn naklıye şoförlüğünü
yaptığı sıralarda. tiryakısı olduğu alkol
ve sıgaradan geçmış ama "espresso"
kahveden vazgeçememıştı Alkol
tedavisınden sonra doktonın
yasaklamadığı tek "içkj" de kahveydı.
80 lerde. Poiton-Charentes (P-Q
bölgesınde, şımdı oturduklan, üç
kuruşa satın aldıkları yıkık dökük
çiftlik evınde emeklilik yıllannı
geçıreceğinı hiç tahmin etmezdi. Gerçi
şimdi mutluydu Halbuki o zamanlar
birkaç kılometre ötedekı Cognac
yöresinde veya 50-60 km
mesafedeki okyanus
kıyısında üstünde çadır
kurabileceği bir araziye
sahip olmayı istemişti
Fakat oralar da Akdeniz
kıyılan kadar pahalıydı
Çocuklar henüz tam ortaya
çıkmamıştı. Francine'nin
sekreterlıkten kazandıgı. ^^^^—
artı emeklılik maaşı sosyal
konutlarda onjrmasalar elzem
ihtiyaçlan bıle zor karşılardı. Francine
de emekli olduktan sonra güneş. temız
hava gerekçelenyle yıllar boyu
uğraşarak ınşa ettıkleri Mesnac
kasabası yakınlanndakı evlerine
yerleşmışlerdı Akılları bıraz Paris'te
hayat kavgası veren çocuklarda, biraz
da sıyası gıdışattaydı. Francine de.
Claude da François Mitterrand ve solu
iktidara getiren 1981 seçimlerinden
beri sandıklara kırgındılar. 70'lerde
işyerinde sendika üyeliği, sosyal
sorumluluklan olan Francine ısrar ,
etmese. oldubitti anarşızan eğilimler
taşımış Claude seçmen kütüğüne bile
uğramayacaktı. "20 yü, arahklar da
olsa söziim ona solun iktidan vardı da.
ne oldu? Al birini vur ötekine... Gel gör
ki 2002 başkanlık seçimlerinde 2. turda
sağcı Chıraca karşı adav, faşist Le Pen
kalınca. 70 yaşından sonra elimize silah
aiıp partizan-direnişçi oiacak hatimiz
yoktiı ya. Uslu uslu sandık başına
PARIS
UĞURHÜKÜM
gfttik" dıye 21 yıllık perhızı nıye
bozduğunu anlatıyor Claude. "Chirac
yüzde 83 oyla yeniden cumhurbaşkanı
seçildi. Seçüdi de ne \apö? Başunıza o,
Notre-Dame'ın Kamburu Ue Bourvil
(50-70'li \illann çok popüler bir
sinema komedyeni) bozması, bizim
reklamcryı getirdi (Başbakan Jean-
Pierre Raffann.) Adam değil dar geürB
emekhTere bir şeyler vermek, clinden
gelse bizim kulübeyi bile götürecek."
"Ben bile, tövbe bir daha oy
kullanırsam iki olsun, diyordum" diye
söze gınyor Francine, "Komşularm
ısranyla La Zapareto'nun civardaki
bir toplantısına gittim. Kız, 21-28 Mart
bölge ve kanton seçimlerinde aklınızı
ve oyunuzu kullanın, dedi. Kaderinizi
ele ahn, oy kullanın. Her alanda söz
hakkınız var. Segolene Royal haklrvdı.
Ben Claude'u, Claude da komşulan
ikna etti. Her iki turda da oy kullandık.
Sonuç? Raflarin 15 yıldır en'nde
tuttuğu, babasının mabymış gibi
kullandığı bölge yönetimini kaybetti."
Kamuoyu araştırmalanna göre
Fransa'nın en popüler
kadın siması, sosyalıst
eskı bakanlardan 51
yaşındaki Royal, başında
olduğu "BirleşikSoT
lıstesiyle 28 Mart'ta
yüzde 54 çoğunlukla
başbakanı kendi doğup
büyüdüğü toprakJarda
-^—^^— deviriyordu. Birleşik sol
sadece P-C bölgesinde
değil. tüm Fransa'da 1988'den beri ilk
defa yüzde 50'nın üstüne çıkıyordu
(Bölge 50.4-Kanton 51.3). Jacques
Chirac perşembe günü, genel
seçimler olmasa bile sokağın ve
sandığın sıyasi sesini duyduğunu, bir
gun önce kurulan 3. Raftann
hükümetinden neler beklediğini
açıkladı. En büyük protestolara
neden olan bakanlar hükümetten
çekildığı gıbı, Chirac, Raffarin'den
ışsızlik ve emeklilik sıgortalan.
bilimsel araştırmalar bütçesi, gösteri
dünyası çalışanlannın Fransız
istisnasının devamı talepleri
konularının ilgililerin hak ıstemlen
doğrultusunda ele alınmasını
istiyordu. Bundan sonrası mı?
Claude un Bertolt Brecht'ten
aktardığma göre. "Savaşan
kaybedebitir, ama savaşmayan çoktan
kaybetmiştir."
ugur.hukum « paris.com
Emekliler
ayakta
İtalya'ıun
başkenti Roma
dün hayat
pahalıhğuıın
ardından ahm
güçlerinin ryice
düşmesinden
şikâyetçi olan
emektilerin
eyiemine sahne
oldu. Hükümeti
emekhlere karşı
duyarsu kalmakla
suçlayan
emekliler,
maaşlannın
artnnlmasını
istedi. CKJsteriye
katılan kişilerin
sayisı haklandaki
tahminler 500 bin
ile 1 miKon
arasında
değişiyor.
(Fotoğraf: AP)
Vakitlerden bir nisan akşamı...
'"Parihte en eski uluslararasılaşan
1. bayram Mezopotamya'da
kutlanan yeni yıl bayramı, diğer
adıyla 1 Nisan bayramıdır. Bu
daha sonra şaka bayramına
dönüşmüştür. İlk olarak eski
Romalılann Hilarya, Hintlılenn ıse
Huli Festivalleri'nde görülen
şakalann, daha sonra 1564 yılında
Fransa'da yapılan tak\ım
düzenlemesı ile gelenek
haline geldiğı sanıhyor. 1564
yılında Fransa kralı IX.
Charles, yıl başlangıcını Ocak
ayının birinci gününe aldı.
Daha önce Avrupa'da yaygm
olan yıl başlangıcı 25 Mart'tı.
O zamanki iletişim şartlannda
FX. Charles"ın bu karan fazla
yayılamadı. Duyanlar ise protesto
amacıyla eskı âdetlerine devam
ettiler. 1 Nisan'da partiler
düzenlediler. Diğerleri ise onlan
Nisan aptallan olarak
nitelendirdiler. 1 Nisan'a "Bütün
aptallann günü" adını \erdiler. Bu
günde diğerlerine sürpriz hediyeler
verdiler, yapılmayacak partilere
davet ettiler, gerçek olmayan
haberler ürettiler. Yıllar sonra ocak
ayının yılın ilk a>ı olmasına
ahşılınca, Fransızlar 1 Nisan'ı
kültürlerinin parçası görerek
devam ettirdiler. Oradan da bütün
dünyaya yayıldı. "1 Nisan'da
aptallan istedigin yere gönderirsin"
anlamına gelen deyım İngılızce ve
Almanca başta olmak üzere Batı
dıllerinın hemen hepsıne yerleşmış
durumda.. 1 Nisan'da Belçika'da
öğrenciler arkadaşlannın,
öğretmenlennin sırtına
çaktıımadan
BRUKSEL
ERDtSÇlTKlf
kâğıt üzenne
çizdikleri balık
resimlerinı
yapıştınyorlar ve
fark edilince de
bizdeki "Nisan
l"anlamında
"Nisan banğT
diye bağınyorlar.
Gazeteler, televizyonlar. rad>olar
ve ajanslar, 1 Nisan'da birbinnden
ilginç ve şok etkisi yaratacak şaka
haberler yayımlıyorlar. Belçikahlar
birbirlerine telefon, SMS ve e-
postayla şakalar yapıyorlar. Hiç
bekJenmedık bir anda çok iyı veya
çok kötü bir haber alınabiliyor 1
Nisan şakası, bir hediye paketiyle
de size ulaşabilir. 1 Nisan,
özellikle muzip yapılı kişiler için
bulunmaz bir firsat. Belçikahlar da
diğerleri gibi. yapılmayacak
partilere davet ediyor, gerçek
olmayan haberler üretıyorlar. En
klasik yöntem ıse insanlan
"oünayan" tohum türleri ve makas
vb. bazı aletleri almaya
göndermek. Du\ar ustasından
"sı^ çatalT, terziden "düğme
deliği'', boyacıdan "boya tohumu"
ve eczacıdan "fare bacagı yağı"
almaya göndererek 1 Nisan şakası
kurbanını ışletıyor Belçikahlar.
Yazı çağnştıran bir 1 Nisan
akşamında, Cahit Srtkı Tarancının
"Desem ki vakitkrden bir nisan
aksamıdır" şiirine rastlayınca,
Fransa'da "birteşerek kazanan" sol
ile Türkiye'de "bölünerek
kavbeden" sol ve Belçika solunun
durum analizini yapmayı bir tarafa
bırakıp 1 Nisan hakkında yazmaya
karar verdim. Zaten benim
rastladığnn en komik 1 Nisan
şakası, birkaç gün önce
gerçekleşse bile, 28 Mart'taJd
yenilgiden sonra DenizBaykal'ın
"CHP başanh" diye açıklama
yapması oldu. Belçikalı Türkıye'de
olsa ve binne "olmayan bir şeyi"
aldmnaya göndererek 1 Nisan
şakası yapmaya kalkışsa, hiç de
zorluk çekmez. Örneğin sol
partilerden sağduyu ve medyadan
da birazcık çokseslilik ve etik
isteyerek ışe başlayabilir.
Bahnhoflarda
vatan özlemi
/^ünlerden Cumartesi.
vJHava güzel. Sokaklar
insan almıyor. Tren
istasyonu ana-baba günü.
Bavullannı sürükleyen
yolcular, yakınlannı
bekleyen karşılayıcılar, son
anda trene yetişenler.
Peronlarda bir koşuşturma.
Sızlanan, yorgun
çocuklannı peşlerinden
çeken sınirli anneler; zor
yürüyen yaşlılar, sırt
çantalannın altında ezilen
gezginler, karşısındakine ses
ıni duyurmaya çabalayan
'cep'liler. deplasmana
gelmış futbol takımının daha
trende kafa) ı bulmuş
taraftarlan... Tüm bu
hırgürün ortasında, iki
vatandaşımız. Yaşlı,
omuzlan çökmüş. başlannda
kasket, ellerınde sıgara,
koltuklanrun altında boyalı
basırun en
bÜN'ük gazetesı'
Bu ülkede bir
ömür geçirmiş,
hep yalnız
kalmış ıkı
ınsanımız
Almanva"va
STUTTCART
AHMETARPAD
geldıkleri — ^ ^ ~ —
yirmısınden
altmış beşıne. tekdüze bır
yaşamlan olmuş Hafta
içinde çalışıp, hafta sonunda
hemşehrileri ile
buluşmuşlar. Bahnhof larda
1
Bu böyle gelmiş, böyle
gidiyor. Buluşma yerlen
yine tren istasyonlan. tki
toplum birbinne
dokunmadan, yan yana,
kabuğıına çekilmış, kendi
halinde yaşamını kırk küsur
yıl sonra hâlâ sürdürmekte.
Sadece yaşlılar değil, burada
doğup büyüyen genç nesil
de aynı sorunu yaşıyor.
Alman toplumu yabancılar
üzerine çok önyargılı
Öncelikle de Türklere. Son
yıllarda bu genç insanlar
arasmdan başanh sanatçılar,
öğretim üyeleri. futbolcular.
yazarlar, rejisörler de çıksa
önyargı sürüp gidiyor.
Toplum sadece kendisine
"Ben Alman film
nejisörüvüın, poütikacısıyım,
edebıyatçısıyTm" diyenbu
başanlı insanlan
kabulleniyor! Geri kalan
milyonlar içine kapanık
yaşamaya devam ediyor.
Kırk yıldır vatanından uzak
Çoğu artık gettolaşmış Türk
mahallelerinde. Doksanlı
yıllardan bu yana da kimi
kentte 'beşikten mezara'
Islamcılann kucağında!
Sayılan iki bini geçen cami
ve mescitler onlann günlük
yaşamı. Giderek daha çok
Almanya doğumlu genç de
boş saatlennı oralarda
geçırmekte İnsan isterdi ki,
önyargılara karşı camılerle
değıl, Türk Kultüru
Enstitülen ile dolduralım bu
ülkeyi. Almanya'da adını
duyurmaya çabalayan
edebi) at \ e sanat
ınsanlanmıza kucak açalım.
Türkıye'den
gelecek
sanatçılanmızla
birlikte tanıtalım
onlan Alman
toplumuna. Bu
insanlan
destekleyelım,
—^-^— heveslendırelim.
Gelmış geçmış
sağcı solcu. ya da 'ıhmh
İslamcf polıtıkacılanmızın
günlük çıkar hesaplan ne
olursa olsun, Batı ülkelen ile
kültür ilişkılerinin
oluşturulması. gelıştinlmesi
kaçınılmaz bir
sorumluluktur Kültür alış
venşınden yola çıkarak
toplumlararası dı\ aloğu
sağlamak hem Türkıye'run
hem de Almanya'nın
görevidir Bu ülkede en ufak
toplumun bıle bır Kültür
Enstitüsü var En büyük
toplum olan Türkler ıse
böyle bır şeyden 40 küsur
yıldır yoksun! Neden acaba?
Yalvar yakar AB'nin
kapısında bekleyen Türkıye
bu kültür köprüsünü nıçın
kuramadı
9
Demirel'inden
Erdoğan ına siyasilerimızin
bir bildiği olmalı.
www.perareklam.com.tr • (0212) 293 89 78
SES-1885 ORTAOYUNCULARISTIKLAL CAD. N0:140 TEL: (0 212) 251 18 65-66 FAX (0 212) 244 43 27
www.ortaoyuncular.coni
Ferhan Şensoy'un
UZUN DONLU KIŞOT
EROL GÜNAYDIN - FERHAN ŞENSOY
RASİM ÖZTEKİN - PARKAN ÖZTURAN - ERKAN UÇÜNCÜ
ALİ ÇATALBAŞ - HAKAN BİLGİN - ELİF DURDU
EBRU SOYUERDEN - ECE ERDOĞUŞ - NECMİ YAPICI
Çarşamba - Perşembe - C.tesi Saat:20.00
Pazar Saat: 15.00
BENİ BEN Mİ DELİRTTİM?psi-komik oyun
20.00
Bilet Satış/Rezervasyon: Ortaoyuncular Gişesi / 0 212 25118 65-66
PASTORAL
SANAT EVİ ve KAFE
"DENİZCİ RESSAMLAR"
Deniz Resimleri Sergisi
3 - 18 Nisan 2004
BÜLENT TURAN CELAL ÖZCAN
HALDUN SEVEL OKTAY EREŞ
ORHAN YUMAK
Tütüncü Mehmet Efendi Cad. Şair Ahmet Kemal Sok.
Çavlı Apt. No:2 GÖZTEPE Tel: 0216 360 1 1 85
<?(ffl
A T E Ş TTYAIROSU
FRtDAÖNETENOYNAYAH Julide Kural
SON OYUN
HER ÇARŞAMBA SAAT: 20.00
MUAMMER KARACA TİYATROSU
Gişe Tel: 0212.249 42 78
Cumhuriyef
n MeıtKI Tel «216 45415 55
'iSV>ÇJ!fH*SIM«Sl ^nnb<»i.
ir REİS ÇELİK anlatısı
11.00 13 00 15 00 17 00 İ9.OO,--2MS
Tehlikeli 5C
T İ
IA T
D
R
?Ç I X . 04-11-18-25 Nisan ^ F 0 R A
JCİpiânTI Pazar 18.30 wwwtıyatroforacom
İki Perde, Psikolojık Cenlır
Yazan N J Cnsp
Çevıren Durrın Tunç
Yöneten Tufan Karabulut
j Bıtet Fiyatı S 000 000TL |
Bılet Satış Noktaları
www mybilet com
I •imi.miüilri,-
g ISolugaıuzututar "**
KADIKOY- BARIŞ MANÇO KÜLTÜR MERKEZİ 0 (216) 41B 95 49
HAtUK ŞfVHET »TAStVIN - CUMHURIYtT
rufan Karabutut usta jeçışterle sey: ' ' " '
ı değiştirmeit antamifii gtlıyo* ve iijtıklı fostergrlercteTi.
otuşturuyor.
SEHN»Z PAK. ZEYNEf/UCSOY - MIUIYET KEHK»
Onlimi sad«e beyaıpçnfcde <fc£l tiyaro ul»wsiıxie * se
öncmli projeferte tiyaljD cdeyjcisMiinfcar$>s>rjçıkan Tîjıatro
ehlikeli Sdptantı'daavınınpeşınedu^nkumazbiravcının jvıyU hesâpUîn y
SERTAÇ CANİOIAT - FHM
Sizın sapüntmız ne? rıystroforanm y«ni oyunu Tehlikrfi SapUn".(ândctik yaşaındd hukü
p«k çok sjptjntıyı. psikolojilt 2vnlim bir hiUyenin ekseninde {ûn m^na çıkanyor
SEHNAZ PAK - RADİKAL
i çtkan ıryatro ı-o*? nın ytnı oyunu
ıvıyU hesâpUsması anlabltyor
İlanlannız İçin
(0212)293 89 78
[email protected]
[email protected]
www perareklam com tr
FIRÎINA
CUMARTESİ
PAZAR
Saat: 12.30da
uvarlayan 2ERRIN AKDENIZU
yöretm BABIŞERDENK
yapım ŞAKIR OEMIRPEHLIVAN
KADIKOY
, HALK EĞİTİM MERKEZİ
ÇOCUK O y U n U GİŞE TEL 0216.330 10 27