23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SATFA CUMHURİYET 7 MART 2004 PAZAR 8 HABERLERIN DEVAMI TURKIYE Ista tül Ecıne Kocae* Çsrmkkale Izm Mars= Ayd~ı Denzlı S S s sPB PB PB S 6 7 4 6 9 8 10 6 Sinop 3 Adana PB 16 7 Sarnsun Tratzon Giresun Ankara Eskşehir 6 Sıvas Zon: L daK 3 Antalya PB 15 Kars Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkân Van PB Y PB Y Y K K 16 9 11 8 8 3 4 Yuraun kuze', ve doğu kesımlen parçalı çok bu- İLt'j.OrtaKaradedızkıyı- _ . İ3-ı ı e Doğj Karadenız u s l ° DIŞ MERKEZLER B Doğu Anadolu nun do- HelSinkl PB -4 ğjsu kar yağ-şlı Guney- Stockholm Y 6 doğu Anadolu nun doğu- . rt y ğ su/ağmuriu.dığeryerter L o n a r a I E parçaiı ve az buiutiu ge- Amsterdam Y 8 Belgrad çecek Mamıara ı)e yur- BrÜksel dun ıç kesımlennde sıs p i g — Yurdun ıç ke- d r l : > Y sımiennde don ve buz- Bonn lanma göaılecek. Münih Berlın Budapeşte Madnd Viyana Belgrad Sofya Roma Atına B B PB Y Y B Y B b 4 13 5 12 9 13 11 7 Zürih Y 5 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bışkek Tıflıs Kahıre PB B B PB Y PB K B -3 25 1 20 10 17 0 20 Y 15 Parçaıı Dulutlu ! Sıslı '-. BUILÎU t Çok bulutlu , Yagmurkj > Sulu kar k Gok gunjltülu G L I V C E L CINEYT ARCAltREK • Baştarafı 1. Sayfada eritiLçevrelerirahatsızetti. Rauf Denktaş'ınAn- <arc"da karşılanışı, konuşması da... Hikjmet sözcüsü Çiçek Cemil'in Denktaş'ı karş layan, alkışlayan ka'abalıkları küçümseme- ye çalışması yetmıyormuş gibi; RTE de kendisi- ni kcrşılayan grupları "rrarjinal" diye tanımlaya- rak Denkiaş'ı "uyarmış!" Marjinal dedikleri kalabalıklar arasında genel başcan yardımcılarından biriyle temsil edilen CHF 'den söz etmek Istemiyorlar. * - * • BL ada-mlann politik davranış ve hesaplan çe- vir kazı yanmasın özdeyişiyle örtüşüyor. Kökü bere-çetsiz tanımıyla CHP'yi fırçalayacağım der- ken cumriunyetin onurlugeçmişini ve iktidarlan- rıtoplum dinamiklerinin kabul etmesini sağlamak ıçin sank urtaran gibı sanldıkları Atatürk ü aşa- ğılayan RTE, bırden çark ediverdi. Bu sözüyle - rneğer- Alatürk'ü kastetmemiş, CHP'nin 1994 yı- lını cnımsatmak istemiş! Bu ne idüğü belirsiz açıklamalara kargalann bile güldüğünün farkın- da rrı acaba? ChPGrupBaşkanvekiîı Haluk Koç'unemper- yalistlerden aferin alabilnek ıçin kalıptan kalıba girdiğini irdeleyen konuşmasına RTE ve yalaka- ları yanıt vermiyor. Oysa, medyada yer almadığından da anlaşıla- cağı gibı Haluk Koç, RTE'nın dünden bugüne "kimtikten kimliğe giren " çizgisinı yeterince özet- ledi: -"Meşru olabilmek içın, milletiçin utanç olan bir ernperyalist aferin alabilmek için kalıptan ka- lıba giriy&rsun. Bazen demokrat oluyorsun, ba- zen dayatjcı, bazen din bezirgânı, bazen sahte la- ik. Kimsint sen Allah aşkına? Kimlerin maşasısın sen? Senı/ ipinde oynatan kim?" • • • Dışişleri Bakanı Gül, doğrudan uğraşıları dı- şında olatn bir konuda TOBB Başkanı ile ATO Başkanı'm huzura çağırdı. Güya Kıbrıs konusun- da bilgi ve*riyormuş. Acaba gerçek böyle mi? Yok- sa iki başkan örneğin Kıbns sorununda görkem- li, gösterışli toplantılar yapmamaları konusunda uyanldı rrnı? Iktidar Denktaş'ın Ankara ziyaretinden tedir- gin. Basın kulislerinde Mart'ın 20'sinde Anka- ra'da -TOBB'un veya ATO'nun da desteğiyle- yüz binlerin katılacağı büyük bir Kıbrıs mitingi düzenleneceği haberinin yayıldığı günün akşam saatlerındle Bakan Gül'ün bu iki kuruluş başka- nını çağırrnası dikkat çekıci değil mi? Iktidarın tutumunun yanı sıra kalemlerini ver kurtul'a adayanlar hemen davrandılar. Kimisi An- kara'daki coşkuyu Kıbrıs konusunda statükoha- rekete geçti diye yorumladı. örneğin bir ana ha- ber sunucusu ekranda her gece eskimiş yaşlan- mış yüzünün farkında değil, Denktaş'a dede di- ye saldırdı. Kimileri deDenktaş'ın borsadadeğe- rini yitirdiğini öne sürdü. • • • Kimileri de son günlerde referandum telaşına kapıldılar. Kıbrıslı Türklerin "Annan'/n boşluklan doldurması durumunda dahi, AB üyeliğini des- tekleyeceğinden kuşku duymuyoriar". Fakat on- ları telaşlamdıran Güney Kıbns. Rumların referan- dumda plana hayır oyu vermeleri olasılığından müthiş kaygılanıyorlar. Kıbrıslı Rumları evet oyuna zorlamak için bul- dukları yoJ ve yöntem basit: Hayır oyunun Türklere neler kazandıracağını - üstelik EJrüksel kaynaklanna dayanarak- sayıp dökmek! Sayıp d«öküyorlar: Referandumda hayır çıkar- sa Rum kesimi AB'ye yine girer ama Annan Pla- nı iptal olur. AB, KKTC'ye tüm ambargoları kal- dınr. Bir kı sım yardımları Kuzey'e gönderir. Res- men tema.sa geçeceği KKTC ile ayrı bir anlaşma yapar. Böylece KKTC'nin egemenliği ve eşitliği AB tarafından kabul edilir. KKTC uluslararası alanda da meşrulaşır. Türk askeri çekilmez, Rum göçmenlerin tazminat mekanizması gündemden kalkar. Rumların referandumda hayır demeleri Kıbrıs- lı Türklere yıllardır duacı oldukları, uğraş verdik- leri bu olanakları sağlayacaksa: Güney Kıbrıs'ı olumlu oy vermeye çağıran, şa- /etplanıreddedersenizbaşınızaşufelaketlerge- ecek diye Rumları, Türkler aleyhine kışkırtan... Ne ki Türk,iye'yi ve Kıbrıs Türklerini harcayan ya- zılar döktürmenin âlemi veya amacı ne? Kaş yaparken göz çıkarmanın dik âlâsı. Ama </er kurtulcuların umurunda mı? Oktay Ekinci CKK'de konustu: Tarihidokuya özengösterilmiyor İstanbul HaberSer- -isi - Cunüıuriyet Kitap Culübü'niuı Cumartesi >öyleşileri"nin bu haf- aki konuğu, gazetemiz 'azarlanndan Oktay ikinci. "Verel Yöne- imler ve Kentsel De- nokrasi" konulu bir öyleşi gerçekleştırdi. ıkinci, CKJC'nin Tak- im'deki lokalinde ya- )ilan söyleşide, dünya- la tarihi ötneme sahip :entlerde kiıltürel yapı- ann kormıması ıçin 'oğun özer göstenlir- :en Türkıye'de yapılaş- nanın tarihLi dokuya hıç likkat e<lilmeksızın .•erçekleştimldiğini an- attı. Ekinci. "Kentya- amında bârçok soru- lumuz var_ Nerede bir orun varsa orada çı- kar sağlayan insanlar vardır. Bu rant sürsün diye çözüm aranmaz" dedi. Hiçbir siyasi iktida- nn imar rantını vergi- lendirmediğini ifade e- den Ekinci, Türkiye'de- ki siyasi yapının kar- maşık bir hal alarak kentlerin değil, siyasi yanşın öne çıkanldığı- nı söyledi. Ekinci, gazetelerin yerel seçim öncesi adaylann malvarlıklan- nı haber yapmaya baş- ladıklanna dikkat çe- ken Ekinci, "Nerede kültiir varbğı? Hiçbir adaya kütüphaneniz- de kaç kitap var, en son hangi kitabı oku- dunuz diye sorulmu- yor" diye konuştu. On biıderden hükiimete kırmızı kart MUSTAFA ÇAKIR ANKARA - Anadolu'nun dört bir yanından Ankara "ya akan 80 bın emekçi, AKP hüku- metince hazırlanan Kamu Yö- netimi Yasa Tasansı'nı protesto ederken hükümetten 28 Mart genel seçımlerinde "hesap so- racaklannı" bildirdı. Hüküme- tin istifasını isteyen on binlerce emekçi, "'maaşının yetersizli- ğinden yakınan" Başbakan RecepTa\"yip Erdoğanı vııha- ladı. Emekçiler 28 Mart'ta AKP'ye oy vermeyecekJerini belirtirken Başbakan Erdo- ğan"a, "Takke diiştü kel gö- ründü. Sermayenin imamı ka- ça sattın bu halkı" diye seslen- di. Kamu Yönetimi Yasa Tasan- sı'nı protesto mitingine katıl- mak için sabahın erken saatle- rinde çeşitli illerden bıne yakın otobüs Ankara'ya giriş yaptı. Hipodrom'da toplanan emekçi- ler saat 10.00'da Sıhhıye Mey- danı'na doğru yürüyüşe geçti- ler. AKP protesto edildl Kortejin en önünde sendika başkanlan ile CHP millervekil- leri yer alırken üzerinde "Re- forma Evet,Tuzağa Hayır. Ül- ke Pazar, Devlet Tüccar,Yurt- taş Müşteri Olamaz" yazılı pankart açıldı. Sıhhıye'ye geliş- te iki şeritli yolun bir yanında turuncu şapkalanyla Yol-Iş'e bağlı işçiler diğer tarafta ise me- murlar yürüdü. Yürüyüş sırasın- da katıhmcılar, "IMF'nin bey- leri kapanmasın Köy Hizmet- leri", "Sosyal yıkım yasası ge- ri çekilsin", "Kökü dışarda sözde kamu reformuna ha- yır", "Denktaş dayan, hükü- met uyan", "Kıbns'ı veren va- tanı da satar", "Köylünün can dostu Köy Hizmetleri ka- patılmasın" pankartlan taşıyan on binlerce emekçi, sık sık "AKP'nin imamı kaça sattın bu balkı", "IMF uşağı bükü- met istifa". "Gün geiecek dev- ran dönecekAKP halka hesap verecek", "Susma sustukça sı- ra sana geiecek", "îşçi bura- da Tayyip nerede", "Tayyip yasanı a] başına çal", "İşçivi satanı biz de satarız". "Eyle- me eyleme geldik. hükümeti mezara gömmeye geldik" slo- ganlan attılar. Yol-Iş Sendika- sı'ne bağlı işçiler ellerindeki "kırmızı kartlan" sallayarak Başbakana, "Tayyip çık dışa- rı" diye seslendıler. Yapılan anonslardaj "Tacir bunlar, her şeyi satar. Clkeyi de satar bun- lar" ıfadelenyle AKP hüküme- ti hedef alındı. Emekçilerden bazılarının KKTC ba\Taklan ta- şıdıklan gözlemlendi. Kortejin bir ucu öğle saatlerinde Sıhhıye Meydam'na girdığinde dığer u- cu hâlâ Hipodrom'dan çıkmaya çalışıyordu. Meydanı dolduran 80 bın emekçi dakikalarca, "Hükümet istifa, Tayyip AB- D'ye" diye bağırdı. Emekçiler. hep bir ağızdan Kamu Yönetimi Yasa Tasansf na karşı mücade- le sözü verdiler. Bu arada DİSKe bağlı Nak- liyat-lş Sendikası üyeleri ile Türk-îş'e bağlı TÜMTİS üyesi işçiler arasında kısa süreli kav- ga çıktı. Ka\ga sırasında 2 kışı yaralandı. Reform değil tuzak Mitıngde sendika başkanlan, konuşmalannı kar altında ger- çekleştirdiler. îlk konuşmayı ya- pan KESK Genel Başkam Sami Evren, Sıhhıye Meydanı'na yaklaşüc 500 metre ileride, "Ge- çinemedigi için ticaret yap- mak zorunda olduğunu söyle- yen bir başbakan bulunduğu- nu" söylemesı üzerine miting alanını dolduran on binlerce emekçi, "yuh" sesleri arasında, "Sermayenin imamı kaça sat- tın bu halkı" diye bağırdılar. Bütçemn 7.5 katrilyon lira açık verdiğini, bu nedenle IMF heye- ti havaalanına iner ınmez zam paketinin açıklandığım belirten Evren, "Hani ekonomi iyiye gjdiyordu" diye sordu. Kamu Yönetimi Yasa Tasansı'nın "re- form" değil "tuzak" olduğunu MITINGE KATILANLAR Mitinge KESK Genel Başkanı Sami Evren, DİSK Genel Baş- kanı Süleyman Çelebi, Yol-Iş Genel Başkanı Fikret Bann, TM- MOB Başkanı Kaya Güvenç, TTB Başkanı Füsun Sayek, Tür- kiye Ziraatçıler Derneği Genel Başkanı İbrahimYetkin, ADD Ge- nel Başkanı Ertuğrul Kazancı. DENETDE Genel Başkanı Atılay Ergüven. Türk Kadınlar Bırliği Genel Başkanı Sema Kendirci. TÜRMOB Genel Başkanı Mehmet Timur, CHP grup başkanve- killen Aü Topuz, Kemal Anadol. Haluk Koç ile 39 CHPlı mil- letvekıli, CHP Ankara büyükşehır beledıye başkan adayı Yılmaz Ateş, Eğitim-Sen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer, Türk-îş Genel Teşkilatlanma Sekreten Çetin Altun, SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın, Mülkıyeliler Bırlığı Başkanı Ali Çolak. EMEP Ge- nel Başkanı LeventTüzel. ÖTP Genel Başkanı AhmetTuran De- mir. DEHAP. ÖDP. IP'den temsilcıler ile çok sayıda kışi katıldı. dile getiren Evren. düzenleme- nın arkasında ABD'nın deneti- mındeki fınans kuruluşlannın bulunduğunu söyledi. Evren. hükümetin tasanyı gen çekme- mesi durumunda genel gre\ ya- pacakJannı vnrguladı. DİSK Genel Başkanı Süleyman Çele- bi, hükümetin işsizlik ve yok- sulluk gibı sorunlara çözüm ge- tiremedığını kaydederek "Ne yapıyorlar? Sorun üreriyorlar, tasannın üstünde reform yazı- yor ama kazıvınca altından çı- kan eskisini aratıyor" dedi. AKP'nın kendi çıkanna göre düzenlemeler yaptığını kayde- den Çelebi, tasannın yasalaşma- sı durumunda kamudakı istih- damın azalacağını. kamu ku- rumlannın satılacağını vurgula- dı. Tasannın geri çekilmesini is- teyen Çelebi. "Devleti batıran biz değiliz ancak fatura bize çıkıyor. Meclis'te çoğunluğu elde eden AKP, bütün yetkile- rini halk adına kötüye kullanı- yor" dedi. 70 mllyon bunlar Başbakan'ın, maaşının azlı- ğından yakındığına işaret eden Çelebi. "Başbakan hizmet için değil zengin olmak için o ma- kama gelmiş. Böyle bir zihni- yetten bir şey beklenemez. On- lar için her şey satılacak mal- dır. Hani halka hizmet Hakk'a hizmetti?" diye konuştu. Yol-Iş Sendikası Genel Başkanı Fik- ret Barın. Başbakan Erdo- ğan'ın emek örgütlerinin genel kurullannda sıkmtılar dile geti- nldiğinde, "Siz 70 müyon de- ğilsiniz'": seçim meydanlannda işsizler pankart açtığında ise "Biz 70 milyonu düşünüyo- ruz" dediğinı belırterek şunlan söyledi: iktidara oy yok "fşçi sıkıntıda olduğunu söylüyor, siz 70 milyon değilsi- niz diyorsunuz. Memur sıkın- tısını söylüyor, biz 70 milyonu düşünmek zorundayız di- yorsunuz. Çiftçi dertli. Siz hâ- lâ 70 milyonu arıyorsunuz, 70 milyon bunlar." 28 Mart'a ka- dar eylemlerini sürdüreceklen- ni anlatan Bann. konuşması sı- rasında elindeki kırmızı kartı alandakilere göstererek "Ben 28 Mart'ta bu iktidara oy ver- meyeceğim. Ya siz verecek mi- siniz?" dedi. Bunun üzerine alanda bulunanlar ellerindeki kırmızı kartlan sallayarak hep bir ağızdan "hayır" yanıtını verdiler. Türk-Iş'e rağmen on biııler IŞIKKANSU ANKARA - Onlarca kez ya- zıldı çizildi. AKP'nin sözde ka- mu yönetimi reformu "IM- F'nin, Dünya Bankası'mn, OECD'nin, ABD'nin isteği üzerine çıkanhyor" denildi. Sözde reformun, Cumhuriyetin temeline tuzak kurduğu söylen- di. Sözde reformu hazırlayanla- nn temel felsefesinin Cumhuri- yet ile didişmek olduğu \nrgu- îandı. Reformun ulus devletle kavgalı olduğunun altı çizildi. Reformun, sendikalann işlevle- nnı zayıflattığı, çahşanlann ka- zanılmış haklaruu ortadan kal- dırdıgı defalarca işlendi. Refor- mun, tüm kamu hizmetlerini ye- relleştirirken özelleştireceği, vurttaşlan müşteri kriacagı anla- tıldı. O yüzden, dün partileriyle, sendikalanyla, demokratik kıtle örgütleriyle on binler Anka- ra'daydı. Birtek,Türk-Işyoktu... Türk-Iş'ten turuncu kepleriy- le alanı dalgalandıranYol-Iş üye- si işçiler vardı, bir de mavi kep- leri ile Petrol-Iş üyeleri. Tez Ko- op-Iş ve Genel Maden-tş'in pan- kartlan arkasındaki cılız kalaba- lıklan da var sayarsak Türk-Iş, "sermaye" adına ve yaranna, küresel güçler adına ve yaranna; kamu hizmetini, ulusal çıkan, Cumhuriyetin ve emeğin kaza- nunlanm ve devlet yönetimini köktenci bir anlayışla "başka- laştırma"ya karşı duranlann yanında yoktu. Mitinge önce "28 Şubat'ta olmasın,yanlış çağnşımlar ya- par", daha sonra "Emek plat- formu miting yapmasm, hatta kinıse yapmasm" diyekarşı çı- kan, en son da >Timurta kapıya geldiğinde bir sıradan genelgey- le "Mitinge kaülacağız" duyıı- rusu yapan Türk-Iş Genel Baş- kanı Salih Kıhç alana hiç gel- memişti. Böylece, altında imza- sı olan o utangaç "Kaülacağız'' genelgesine kendisi bile u>Tna- mış oluyordu! Haydi, sözde reforma alttan alta "Tüm kamu hizmetleri ye- relleştirilirse. birçok işkolun- daki işçiler bizim işkolumuza girer, bizim sendikamız da bü- yür" gerekçesiyle sıcak bakan Belediye-Iş'in mitinge gelme- mesinin günlük çıkara dayalı bir nedeni vardı. Haydi, AKP'ye ku- ruluş sürecinde salonlannı açan Tes-Iş'in de haydi, genel başkan- lan Başbakan ile yakın dost olan Demiryol-İş"in de bir gerekçesi vardı. Peki, niçin diğer sendika- lar yoktu? Geçmişte kapatılan RP ve FP'-ye, bugün ise AKP'ye kad- ro kaynağı olmuş Hak-tş ile ay- nı noktaya mı gelmişlerdi? Dünkü miting; CHP'den iP'ye birçok siyasi partinin, tıp fakül- tesi öğrencilerinden öğretmen- lere, DENETDE'den TÜR- MOB'a, KESK'ten TM- MOB'ye, Türk Tabipleri Birli- ği'nden DlSK'e, reforma başın- dan beri yurtseverce karşı duran akademisyenlerden bastonuyla ve 80'ini aşkın yaşıyla bir ke- narda konuşmalan coşkuyla iz- leyen değerli hukukçu Haîit Çe- lenk'e değin on binlerce kişinin kanlımıyla gerçekleşri. Türk- Iş"e rağmen! Yol-tş Başkanı Fik- ret Bann'ın "Vatandaşın an- cak dörtte bir oyunu almış ve ancak o kadar konuşabiime hakkına sahip" AKP'nin mu- halefetin sesinı kısmaya yönelik yoğun perde arkası kulislerine rağmen! On binler, her şeye rağ- men AKP'ye 28 Mart'ta oy ver- memeye hep bir ağızdan söz ver- di! Miting karlı bir havada baş- lamıştı, sonra birden, ansızın gü- neşaçtı! GUNDEM MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada nıf öğrencisiyim. Bir genç gazeteci olarak memleketi- mın sorunlanna duyarlı olduğumu düşünûyorum. Oku- yonım ve çevremdeyaşananlan anlamaya çalışıyorum. Medyada yaşanan laçkalaşmadan rahatsızlık duyuyo- rvm... Yine hafta ıçi birgün, okuldayım... Sabah saat- leriydi... Derse girdim... Hocamız dersin başında gün- cel konulardan konuşuyor ve bazı konulan tartışmaya açıyordu. Nihayet tartışma gelip medyada yaşanan so- rvnlarüzerinde odaklandı. Hocamız, Stargazetesıve te- levizyonuna yapılanlan demokratikbulmuyor ve birmu- halefetkanalının iktidarpartisi tarafından susturulduğu- nu düşünüyordu. Hocamız konuşmasını sürdûrürken, bir bölümûnde şöyie söyledi: 'Medyada tek renklilik dönemi yaşanıyor. Içlennde farklı renk olarak Cumhunyet kaldı sadece.' Hocamız bunlan söyledikten sonra arka sıradan biri yüksek sesle şunu söyledi: 'Sıra ona da geiecek.' Öğrenci daha sözleıini tam bitirmeden sınrfın büyük çoğunluğu arkaya döndü ve hep bir ağızdan şunu söy- ledi: 'O birazzorışte.' Sonra tartışma sona erdı ve ardından da hocamız dersı bitirdi. Dışan çıktım... Boşbirbankbulupoturdum. Kafam daha deminki tartışmadaydı. Büyük çoğunluk olarak aynı tepkiyi vermiş ve bu tartışmada galip gel- miştik. Bu önemli birolaydı. Biz, aslında verdiğimiz tep- kiyle bir nebze de olsa kamuoyunun görüşünü yansıtı- yorduk. Kendi kendime kafamda buyorumlan yaparken, tartışmada sınıfta bulunan bir arkadaşım yanıma geldi ve tedirginlikle şu soruyu sordu: 'Sıra gerçekten Cumhuriyet'e gelir mi' Hiç tereddüt etmeden arkadaşımın gözlerinin içıne baktım ve şu cevabı verdim: 'Tabtı kı hayır...' Çünkü bilıyordum ki, Cumhunyet halkın gazetesidir. O birdevnme tanıklık etmiş ve o devnmin tanığı olarak bu zamana kadar gelmıştir... Cumhunyet gazetesinde Atatürk'ün, Yunus Nadi'n/n ve Nadir Nadi'n/n emegi vardır. Arkadaşım verdiğım cevap üzerine rahatlamış görünüyordu. Ancak kafasında hâlâ birtakım sorular ol- duğu da belliydi. Günümüzde medyada çalkantılı bir dönemin yaşan- dığı gerçektir. Ben ve benim gibi birçok öğrenci med- yamızda yaşananlann aslında biryozlaşma olduğunun farkındayız. Üstelik medyanın tek renklileşmeye doğru sürüklendiğini de görüyoruz. Hoiding sahibi medya pat- ronlannın kendi çıkahan doğrultusunda güçlü olanın yanında yer aldığını kendi aramtzda sık sık tartışmakta- yız. Ancak şunun da farkındayız ki, yavaşyavaş tek renk olma yolunda olan medyada tek farklı renk olarak Cum- hunyet kaldı... Gerçek olan şu ki, Cumhunyet gazetesi Türk insanı için bir semboldür... O fırtınalı bir denizde yeşil lamba- sı yanıp sönen bir liman gibidır. O, cumhunyet ve de- mokrasının etrafrnı çevreleyen birkale gibıdir, yıhlmaz..." Gecenin en karanlık olduğu an... Böyle bir ıletıyi, mesleğimize eleman yetiştiren birfa- kültenin öğrencısinden almak gerçekten güzel... Umut, onur ve sorumluluk verici... Zafer'in sözlerine eklenecek bir şey yok. Zafer, sa- dece 'sıra Cumhuriyet'e de gelir' dıyenlere değil; Uğur Mumcu, Abdi Ipekçi gazeteciliği çöktü diyenlere de yanıt veriyor... Başbakan'ın üzenne basa basa sansürden söz etti- ği bir ülkede, medyanın gerçek işlevıni yerine getirme- sı gerçekten zor. Iktidardakiler, medyanın büyük bölü- münü öyle ya da böyle kendi saflanna çekerek, her şe- yı çok pembe gösterebileceklenni, toplumu suskunlu- ğa itebıleceklerinı düşünüyorlarsa, yanılıyorlar... Dün Ankara'da bir araya gelen on binler, bir başka uyanışın sesiydı... Evet, karanlık bir dönemden geçiyoruz ama... Gecenin en karanlık olduğu an, günün aydınlanmak üzere olduğu andır... ankcum(« cumhuriyet.com.tr Madenler mercek altında BAHAR TANRISEVER ANKARA - Cumhur- başkanı Ahmet Necdet Sezer, Türkıye'nın maden varlığının haritasını çı- karttıracak. Sezer, maden kaynaklan ve kullanılış bı- çimlenni ıncelemek üze- re Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kuru- lu'nu (DDK) harekete ge- çırdı DDK'nınbortnade- ni ve altın konusuna da özel önem vereceği belir- tildi. Alınan bılgıye göre DDK'nın, maden varlığı, kullanılış bıçimi ve ruh- satlandınlması gibi konu- larda inceleme yapmaya başladığı belirtıldi. Uzmanlar, Türkiye'nın endüstriyel hammaddeler başta olmak üzere çoğu maden açısından kenduıe yeterli kaynaklara sahip olduğunu belirtiyorlar. Maden Tetkık ve Arama (MTA) Genel Müdürlü- ğü'nden Yusuf Ziya Öz- kan'ın "Türkiye maden potansiyeli değerlendir- meleri hakkında görüş- ler" başlıklı makalesine göre. Türkiye'nin gereksi- niminin tümünü vurtiçi kavTiaklardan sağladığı ve hatta bir kısmını ihraç etti- ği madenler şöyle: "Mermer, İ>or, krom, linyit, feldispat, perlit, ponza, sodyum sülfat, srronsiyum, kaya tuzu, barit, manyezit, lûietaşı. dolomit, alçıtaşı. kuvarsit, silis kumlan ve pirofUJit." Petrol. doğalgaz, taşkö- murii, altın, demir, manga- nez. bakır, molibden, fos- fat. kükürt. refrakter bok- sit, grafit, talk gibi maden- ler konusunda ise Türki- ye'nın kaynakları yetersiz durumda bulunuyor. Yurti- çi üretim yapılmaması ya da yerli kaynaklann kalite- sinin uygun ohnavışı gibi nedenlerle alüminjiım. an- timuaa cıva. volfram, kur- şun, çinko, kadmi)!^!, as- best. diyatomit, olivin, ka- olen, nadir toprak metallc- ri gibı birçok maden yurtdı- şından ithalat yoluyla alını- yor. Yurtiçinde kaynaklan olduğu halde üretim yapıl- ma>ışının çeşitli nedenleri arasında asgari ekonomik kapasitede bir işletme yatı- nmına yeterli yerel talep ol- ma\ışı, teknoloji ve serma- ye bulunamaması ya da uluslararası üreticilerle re- kabet edilememesi gibi un- surlar yer alıyor. MTA kayıtlanna göre al- tın rezervi yaklaşık 340 ton düzeyınde bulunuyor. Bu rezerv ile Türkiye dünya al- tın kaynaklan içinde yüzde 1 'e yakın paya sahip. Tür- kiye'nin jeolojisinin, başta endüstriyel hammaddeler, bakır, kurşun. çinko, gü- müş. nadir topraklar, lınvit gibi değişikmadenlerin ye- ni kaynaklannın bulunma- sına da elverişli olduğu be- lirtiliyor. Sürdürülecek aramalarla yenı kaynaklar bulma şan- sınınyüksek olduğu vurgu- laruvor,
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear