Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
2 3 ŞUBAT 2004 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
JliJvUiıU1VJJ. ekonomi@cumhuriyet.com.tr 13
Sayıştay'dan
«srji raporu
• ANKARA(ANKA)-
SayLştay'ın, eneıji
sekörüne ilişkin taslak
mporunda, Başbakan
layyip Erdoğan ile
JUrâanya Başbakanı
C'eıhard Schröder
•Urafindan yann açılışı
yıpılacak olan Iskenderun
İthal Taşkömürü Santralı
da dahil yap-işlet (Yt) ve
_yap-işlet-devret (YÎD)
saınrallarla ilgili ağır
îddıalarda bulunuldu.
Rapora göre, Yî ve YÎD
santrallannın uygulama
imüyaz sözleşmelen
defalarca değiştirildi.
Değişiklilder sonrasında
işletme süreleri uzatıldı;
erken üretim, eksik ve
fazla üretim fiyatlanyla
kamu aleyhine oynandı.
Yann açılacak santralla
bırlıkte 5 adet Yt
santralına, 35.3 milyar
dolarlık elektrik alım
güvencesi verildi.
25bmfiralap
tarRi oluyor
• Ekonomi Senisi - 25
bin liralık madeni paralar
bugün tedavülden
kaldınhyor. 25 bin liralık
madeni paralar yanndan
itibaren 24 Şubat 2005'e
kadar yalnız Mal
Sandıklan ile Merkez
Bankası ve Ziraat
Bankası şubelerinde kabul
edilecek ve değiştinlecek.
25 bin liralık madeni
paralar ilk defa 2 Ekim
1995 tarihinde tedavüle
çıkmıştı.
IMüteahhrt yapı
denetimine karşı
7
• EDİRNE(AA)-
Bayındırlık ve tskân
Bakanlığı Müsteşan Sabri
Erbakan, bır binanın
yapımıyla ilgili olan
herkesin sorumluluğunu
bilmesi gerektiğini
belirterek "Müteahhitler
işinin başmda olmak
yerine, elinde cep telefonu
saunalarda geziyor" dedi.
Erbakan binalann daha
güvenli olması içın
çıkanlan yönetmelik ve
kanunlann "hikâye"
olduğunu öne sürerek
"Birçok müteahhit yapı
denetim sistemini
istemiyor. Niye, çünkü
paralar gidiyor, konu sıkı
olarak ele alınıyor" diye
konuştu.
2DD4'te
Yatırıma
odaklananlar
Lojlstlk
Ekonomik gelişmeler açısından bir barometre
görevigören lojistik sektörü, ekonomideki
olumlu olumsuz gelişmeleri ilk önce hisseden
sektörlerdetı bir'u Gerek ihracatın artması
gerekse sektörün ilk kez biryasaya kavuşması
sonucu 2003 ytlında başarılı bir yıl geçirdiklerini
belirten sektör temsilcileri, kısa vadedepazar
büyüklüğünün 14-15 milyar dolara çıkmasını
bekliyorlar. 2004yıhna biiyüme hedefleri veyeni
projelerle girmelerine rağmen kurlardaki iniş
çıkışlardaki belirsizliklerden en çok etkilenen
sektörlerden biri olduklan için kurlara
müdahale edilmezse 2004 ve sonrasında ticaret
yapmanın zorlaşacağını düşünenler de var.
OMS AN, ortaklıkyaptığı Ispanyol Transfesa ile Almanya'da şirketkurma hazırlığında
40 mityondolarlıkyatınm2002 yılında ışbirlıği ortaklığı yaptıkla-
n Transfesa adlı tspanyol şirketiyle bu se-
ne içinde muhtemelen Almanya'da bir jo-
int venture şirketi kuracaklannı belirten
OMSAN Lojistik AŞ Genel Müdürü Ha-
kan Ertik bunun için yaklaşık 20 milyon
dolarlık bir yatınm yapacaklannı söyledi.
Yüzde 100 Oyak sermayesiyle 26 yıl ön-
ce kurulan ve 1982 yılında 15 araçlık fi-
.loyla nakliye işine başlayan OMSAN Lo-
jistik, bu yıl yeni yatırımlarla büyümeyi
hedefliyor.
2001 yılından itibaren ciddi bır yapılan-
ma içine girerek hizmet yelpazesi ve filo-
lannı genişlettiklerini belirten Ertik, bu-
gün 550 araç ve 800 çalışanı ile Türkiye'de
en büyük filoya sahip şirketlerden biri ol-
duklannı ifade etti.
2004 yılında, Transfesa şirketiyle birlik-
te yapacaklan blok tren taşunacılığının ya-
nı sıra Îstanbul-Anadolu yakasında TEM
yolu civannda 200 dönümlük çok büyük
antrepolann, depolann ve genel müdürlük
binasının bulunduğu bir lojistik üssü kur-
ma hedefinde olduklannı belirten Ertik,
bunun için de yaklaşık 20 milyon dolarlık
yatınm öngördüklerini söyledi.
Sektörün en önemli sorununun insan
kaynağı ve teknoloji olduğunu dıle getiren
Ertik. "Bu alanda üniversitelerde çok faz-
la bölüm yok Biz kurumlarla görüşmeler
yapıyoruz ve bir Lojistik \IBA programı-
na sponsor olmayı düşünüyoruz. YOK'ten
deonay alarak bir kurumda kalmasını sağ-
lamak istiyoruz" dıye konuştu.
Yurtdışı yatınmlannı potansiyel gördük-
leri için daha çok Bulganstan, Romanya,
Azerbaycan gibı komşu ve gelişmekte olan
ülkelere yaptıkJannı belirten Ertik, "Ama-
cımız, komşu ülkderde de birer OMSAN
yaratmak" dedı.
Ağırlıklı olarak ototnotiv, petrol ürünle-
ri, tekstıl ve inşaat sektörlerinde hizmet
verdiklenni belirten Ertik, daha çok pera-
kende sektöründe büyümek istediklerini
söyledi.
2003 yılını 110 milyon dolar cıroyla ka-
patan OMSAN, 2004 yılında 150 milyon
dolarlık ciro hedefliyor.
Borusan
Lojistik
irak'ta
büyüyecek
2003 yılı cirosunu yüzde 20 oranında büyü-
terek 52 milyon dolara çıkardıklannı belir-
ten Borusan Lojistik Satış ve Pazarlama-
dan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı tb-
rahim Dölen, 2004 yılında lojistik alanın-
da Avrupa'nın en büyük şirketlerinden bi-
ri ile stratejik ortaklık kuracaklannı söy-
ledi.
2004 için daha agresif hedefler belirle-
diklerini ve yüzde 35'in üzerinde büyüme ile
cirolannı 70 milyon dolara çıkarmayı hedefle-
diklerini belirten Dölen, 10 milyon dolar tutannda
yatınm gerçekleştirmeyi planladıklannı dile getirdi.
Bu yatınmlardan ilkinin parsiyel dağıtım ağı oluş-
turmak olacağını belirten Dölen, "2004te timanya-
ünmlanmızı sürdürecekve Ro-Ro terminal hizmet-
lerivermeyebaşlayacağız'' diye konuştu.
Dölen aynca, 2003 yılında girdikleri Irak paza-
nnda, bu yıl daha hızlı büyümeyi hedeflediklerini
ve şu anda Silopi, Zaho, Musul ve Bağdat'ta aktar-
ma istasyonlan ve depolannın faaliyetlerini sürdür-
düğünü ifade etti.
Aras Holding iddialı
2004 yılında
aynı hızla
Taşımacılık sektöründe 25'inci yılını pazar
lideri olarak kutlayan Aras Holding,
Türkiye genelinde 38 bölge müdürlüğü,
700 irtibat bürosu. 26 transfer merkezi ve
550 noktaya hizmet götüren mobil
ofısleriyle 6 bin kişiye iş olanağı sağlıyor.
Aras Cargo'nun, teknoloji yannmlan ve
şirket satın almalan ile 2003'te yüzde 35
büyüme gerçekleştirdiğini belirten Aras
Holding Yönetim Kurulu Başkanı Celal
Aras, geçen yılın bir diğer başansının da
Türkiye'nin ilk "Kargo Sorting SistemTnin
kurulması olduğunu ifade etti. Aras,
"Önem Taşır" sloganıyla faaliyet gösteren
Aras Cargo'nun, 2004 yılında hayata
geçireceğı projelerini 7 ana başlık altında
topladı: "Pazar Uderüğini koruyarak yine
iki haneti rakamlaria büyümek, yurtdışmda
stratejik ortakhk araşıyına gitmek, grup içi
dinamizmi artüran yeniden yapılanma
çauşmalannı sürdürmek, kurumsallaşma
çıtasını sektörün zirvesine taşımak, müşteri
memnuniyetini artüran yeniHkleri hayata
geçinneyi sürdürmek ve ekonomik
tstikrann devanı etnıesi halinde 200 mityon
dolar ciro elde etmek"
BalnakNakByattekstilciyiizüyor
2003 yılında Ulusal Kalite Büyük Ödülü 'nü kazanan şirket 2004
yılında daha çok insan ve teknolojiyatırımı yapacak
Yüzde 80 tekstil agırhklı çalıştıklannı belirten
Balnak Nakliyat'ın CEO'su Selma Akdoğan,
yatırım için hazırlık yapan firmalan
ızledıklerini ve bu bağlamda onlann ortak
seçecekleri bir yerde büyük bir olasılıkla
Diyarbakır'da nakliyat ihtiyacım
karşılamak için yeni bir şube
açacaklannı dile getirdi.
Akdoğan, 2003 yılında Ulusal Kalite
Büyük Ödülü'nü kazanan Balnak
Nakliyat'ın, 2004 yılında da daha çok
insan ve teknoloji yatınmı yapacağını
belirtti. Dövizin düşmesinin kendileri gibi döviz kazanıp
TL harcayan şirketler için kâr kaybına yol açtığını
belirten Akdoğan, yine de cirolannı 42 milyon dolardan
48 milyon dolara çıkardıklannı söyledi.
2004 yılında da satış ve kâr odaklı hedefleri
doğrultusunda 56 milyon dolar ciro beklediklerini
belirten Akdoğan, tüm operasyonel işleri online olarak
yürütmeyi sağlayacak bir yazılım projesi üzerinde de
çalıştıklannı ifade etti. Ocak ayı başında TGSD Yönetim
Kurulu'na da seçilen Akdoğan "Yüzde 80 tekstil
sektörüyle çahşan bir firmayız ve 16 yıldır lojistik destek
sağlıyorduk'' diye konuştu.
DÜNYA EKONOMİSÎNE BAKIŞ / ERGtN YILDIZOGLU LONDRA
Ekonomik, siyasi, askeri alanlardagüç
yansrtabilecek, Avaıpa sermayesini ko-
ruyabilecek, ona yeni alanlar açabilecek
bir blok oluşturma anlamında, Avrupa
Birliği Projesi'nde bir tıkanıklık söz konu-
su. Le Monde'un geçen hafta yayımla-
nan bir başyazısına göre "iyi gitmiyor,
yeni bir atılıma gereksinim var"(20/02).
Geçen hafta Schröder, Chirac ve
Blair arasında yapılan zirve toplantısı,
Almanya-Fransa eksenine Ingiltere'yi de
ekleyerek, bu atılımı başlatmayı amaçlı-
yordu. Zirve atılımı başlatmaktan daha
çok, biriik sürecindeki tıkanmayı gözler
önüne serdi, hem de 10 yeni üye alarak
genişlemeye hazırlandığı bir dönemde...
Abartmak olanaklı ıtıı?
Bugün Avrupa Birliği, bir ortak dış po-
litika oluşturamıyor. Bundan 10 sene ön-
ce olsaydı bu başansızlık bu kadar bü-
yük bir sorun oluşturmazdı. Ne ki, bugün
10 yıl öncesinden çok farklı bir dünya
var. ABD, öncelikle Avrupa'nın arka bah-
çesi sayılabilecek "Geniş Ortadoğu'yu"
hedef alan bir imparatorluk hamlesi baş-
lattı; artık Avrupa'nın biriiğini değil, dağı-
nıklığını amaçladığına ilişkin belirtiler var.
Ortak dış politika oluşturmadaki başan-
sızlık, Irak savaşı sırasında olduğu gibi,
bir iktidarsızlık yaratıyor ve biriik sürecın-
de, bizzat ABD'nin de yardımıyla, büyük
çatlaklaraçabiliyor. Avrupa Birliği ekono-
misini düzenlemek amacıyla oluşturulan
Istikrar Paktı, Fransa ve Almanya gere-
ken ölçütlere uymadığı için çöktü. Avru-
pa Birtiği'nın genişlemesi bır seri ekono-
mik ve siyasi yönetişim sorununu da be-
raberinde getiriyor. Bu yüzden birliğin
sağtam bir siyasi çerçeveye gereksinimi
Avrupa Tıkanıklığıvar. Ne ki AB anayasasına ilişkin görüş-
meler hiçbir sonuç alamadan tıkanmış
durumda. Çoğu siyasi olarak ABD'ye ya-
kın yeni ülkeler de birliğe katılınca ana-
yasayı oluşturmak çok daha da zorlaş-
mayacak mı? Ek olarak, Türkiye'nin üye-
liğine ilişkin alınması gereken karar, yeni
katılanlann getireceği göçmenlik sorun-
lan, artık lyice endişe verici boyutlara ula-
şan, yabana ve Yahudi düşmanlığı gi-
bi gittikçe ağıriaşan ciddi siyasi, ide-
olojik sonuçlara gebe sorunlar da var.
Başta Almanya ve Fransa olmak
üzere, Euro bölgesinin, ortak para bi-
rimine geçildiğinden bu yana en ya-
pışkan durgunluğunu yaşıyor olması
bu sorunlan daha da ağırlaştınyor. ör-
neğin Euro'nun dolar ve Yuan/Rem-
ninbi (Çin parası) karşısındaki konumu
AB yaranna işlemiyor. Jean Paul F\-
toussi'nin Le Monde'da yayımlanan
yorumunda vurguladığı gibi Avrupa
ekonomisi yavaşlarken Euro yüksele-
rek durgunluğu daha da ağırlaştınyor,
"istihdamın ve sanayi yapısının tehlike
altında olduğu bir dönemde" gereken
tedbirlerin alınamaması "çok daha bü-
yük riskleri gündeme getiriyor". Diğer bir
deyişle, Avrupa sermayesinin, kendi böl-
gesinde istihdam yaratmaya, dünya eko-
nomisindeyeni yatınm alanlanna, pazar-
lara gereksinim duyduğu bir dönemde,
bu hedeflere uygun ekonomik poiitika-
lar üretılemediği görülüyor.
Böyle bir ortamda, büyük sermaye
gruplannın, Avrupa çapında uygulana-
cak genel bir politika yerine, etkileyebil-
dikleri devletlerin aracılığıyla kendilerine
özgün çıkariannı izlemeye kalkma olası-
lığı gündeme gelebilir. Ikincisi, dış reka-
bet gücünün zayıflamasının ve emperya-
list yayılmanın, başka güçlerin basıncıy-
la tıkanmasının, etkileriyle artan işsizli-
ğin, yabancı ve Yahudi düşmanlığına dö-
nüşme süreci daha da hızlanabilir, kamu-
oyu, giderek Euro'yu ve diğer AB üyele-
nni suçiamaya başlayabilir. Kısacası Av-
rupa Birliği, ekonomiden uluslararası iliş-
kilere, toplumsal pdrbkalara kadar birçok
alanda, bloklaşmasına yardımcı olacak,
ortakve kendi içinde uyumlu, politikalar-
dan yoksun.
Troika' vb...
Ancak. Fransız, Liberation, Alman
Frankfurter Allgeimeine Zeitung gibi ga-
zetelerin de vurguladığı gibi Almanya-
Fransa ekseni artık bu politikalan oluş-
turacak enerjiye ve güvene sahip değil-
di. öyleyse, Ingiltere'nin de katılımıyla
oluşacak "troika", eğer, en önemli sorun
alanlannda ortak bir tutum saptayabilir-
se, diğer ülkeleri de ikna ederek tıkanık-
lıklar açılabilecek bir liderlik oluşabilir mi?
Fınancial Tımes, "18 Şubat zirvesi için
pek bir şey çıkmadı ama, olması bile
önemli bir gelişmedir" diyor ve zirvenin
yüreklendirici bir başlangıç olduğu-
nu savunuyor. Ben FT kadar iyimser
değilim.
Wall Street Journal'ın, diğer, üç
büyük (veABD eğilimli) ülke Itarya, Is-
panya ve Polonya liderlikleri kendi-
lerine dayatmada bulunacak bir
"sert çekirdeğin" iradesini kabul et-
meyeceklerini vurgulayan sinirii de-
meçlerine bakarak "zirve, biriikten
çok bö/ünme yarattı" saptaması
bence, gerçeğe daha yakın. Ikincisi,
toplantıdan bir gün önce yayımlanan
bir bilgi notundaki (Heather Grabb-
le&Ulrike Guerot, Centre for Europe-
an Refoım) çözümlemelerin düşündür-
düğü gibi, bu Tro/7ca"'nın önünde,
önemli kurumsal ve siyasi zorluklar var.
Kurumsal zorluk, troikanın içindeki eşgü-
düm sürecinin AB'nin var olan yapısının
içinde mi, dışında mı olacağıyla ilgili. Ikin-
cisi bu troikayi oluşturan grubun üzerin-
de biriikte, çalısabileceği ortak politika
alanlan bulmak gerekiyor. Ancak ortada
pek bir şey yok, vergi politikası gibi en di-
kenli sorunlara ek belki dış politika dü-
şünülebilir. Ancak dış politika söz konu-
su plunca Italya, Ispanya ve Polonya'da
erginy@tr.net
sürece dahil edilmek isteyeceklerdir.
Eğer edilirlerse, büyük ülkelerle küçük
ülkeler arsındaki aynm daha da derinle-
şecek. Üçüncüsü, GrabbleveGuerot'un
vurguiadığı gibi, üzerinde çalışılacak or-
tak politika alanlan bulunsa bile, o alan-
lardaanlaşmasağlamak kolay değil. Irak
savaşı bağlamında da gördüğümüz gibi
Almanya, Fransa ile Ingiltere arasında
önemli aynlıklar var. Fransa savunma
harcamalannı arttnrken Almanya azalt-
maya çalışıyor. Diğer taraftan, AB'yi bir
blok olarak inşa etme projesinde, dış po-
litika alanında Almanya ve Fransa, ıngil-
tere ile biıiikte çalışabilir, Ingiltere kana-
lıyla gelecek ABD basıncını biriikte gö-
öüsleyebilirier, ama Ingiltere'nin yanında
Ispanya, Kalya, Polonya gibi ABD eğilim-
li üç ülke daha eklendiğinde bu durum
ortadan kalkar, tüm proje anlamsızlaşır.
Avrupa çapında ekonomik politika eş-
güdümünü hızlandırmaya yönelik bir
"Super Commissionaire" oluşturmaya
kararvermiş olmalanna bakarak Alman-
ya, Fransa ve Ingiltere'nin, tüm bu zor-
luklara karşın, bu zirveyi kurumlaştırma-
ya niyetii olduklan anlaşılıyor. O takdirde,
AB'nin iç çelişkilerinin giderek derinleş-
mesi, iç uyumunun, özellikle genişleme-
den sonra daha da bozulması, beklene-
bilir. Bir de durgunluk uzar, büyük Avru-
pa şirkerjeri daha düşük maliyet alanla-
nna göç ederken küçük ve orta büyük-
lükteki sermaye içinde iflaslar, dolayısıy-
la işsizlik artmaya devam ederse, Türki-
ye görüşmelere başlamak için alacağı
varsayılan tarih geldiğinde, karşısında bu
günkünden çok daha kutuplaşmış bir
dünyada, yabancı düşmanı ve istikrarstz
bir Avrupa "birliği" manzarasıyla karşı
karşıya kalabilir...
ANKARAPAZABI
YAKUP KEPENEK
Kesilmesi Gereken
Uzan olayı, ekonomi ders kitaplanna girecek ilginç
bir örnektir. önce, olay, şimdiye dek açıklandığı kada-
nyla bile, çok yönlüdür. Ekonomik, siyasal, ahlaki ve
toplumsal boyutlanyla, kollan birbirine kanşmış çok
kollu bir ahtapotu andınyor.
Uzan olayı siyasaldır; içinden bir siyasal parti çıka-
ran, bu parti ile iç içe geçmiş bir sermaye hareketidir;
ya da sermaye ile iç içe geçmiş bir siyasal harekettir.
Bu iç içe geçiş, kaçınılmaz olarak, basın-yayın özgür-
lüğünü zedeliyor. El koyma olayı öncesi bir yana, son-
rasında, Uzan Grubu'nun denetiminde olan basın-ya-
yın kuruluşlarında çahşanlann, en temel hakları, dü-
şünceyi anlatım özgüriükleri ellerinden alınmış bulu-
nuyor.
Olayın, toplumsal ahlak tarafı da çok önemlidir. Doğ-
ruluk, dürüstlük ve erdem değerierinin aşındığı, yasa-
lann uygulanmadığı, kovuşturma, ülkenin yargı, kamu
denetimi, bilirkişilik gibi kurumlannın etkin çalışama-
dığı bu olayla bir kez daha kanrtlanmış bulunuyor. Olay,
yıllardır yaşanan toplumsal çöküntünün yeni ve ileri bir
ömeğidir. Sonuçta, 400 bin dolayında tasarruf sahibi
ve şirketlerin 40 bin çalışanı, bir yasal karmaşa orta-
mına atılmış, uğramış bulunuyor.
Ekonomiye gelince, Uzan Grubu, pek çok alanda
mal ve hizmet üreten çok büyük bir sermaye gücüdür.
Birikimin kaynağını araştırmak ayn bir konu; ancak
Uzan türü sermaye birikimi tek örnek değildir ülke-
mizdeki sermaye birikimi biçiminin kendine özgü ve
özgül bir ömeğidir. Bunca mal ve hizmet üreten gru-
bun, Imar Bankası dahil, yasalara uygun çalışıp çalış-
madığını denetlemek öncelikle devletin göreviydi.
Eğer, ta başından bu yana ortaklıklann yasalara uy-
gun çalışmalan kamu eliyle sağlansaydı; eskisi ve ye-
nisiyle hükümetler görevlerini eksiksiz yapsaydı, ki bu
bir zorunluluktu, bunlar yaşanmazdı; olay olmadan
önce önlenirdi; önlenmeliydi.
Getinen noktada, grubun borçlannın ödenmesi
amacıyla kimi sermaye vartıklanntn satışı girişimi, gün-
demdedir. Eğer yapılırsa, satış sonucu sermayenin
sahibi değişecektir. Kamuoyunun kanısı, bu el değiş-
tirmenin, çok ucuza satış yoluyla, AKP iktidannın yan-
daşlanna sermaye aktanmı biçiminde olacağıdır. Böy-
lelikle, bir siyasal partiyle evli bulunan sermaye, bir
başka siyasal partiyle evlendirilecektir. Eğer böyle ya-
pılır, özelleştirmenin Balıkesir SEKA ya da Malatya Sü-
merbank Dokuma ömeklerinde görüldüğü gibi, Uzan
sermaye varlıklan AKP iktidannın destekçisi olan ser-
maye kesimlerine aktanlırsa ne olacaktır?
Söylemeye gerek yok ki, üretimi ve iş bulmayı art-
tıncı hiçbir özelliği olmayacak olan böyle bir sermaye
değişimi uygulamasının piyasa oyununun kural ve ko-
şullanyla uzaktan yakından bir ilgisi bulunmuyor. Bo-
zuk olan, ülkemizde, piyasa koşulları ile sermayenin
mülkiyeti arasındaki ilişkilerdir. Bu nokta, aslında, bu
konuda yapılması gerekenleri de açıklıyor.
Kapitalist üretim biçiminde piyasanın sağlıklı işleme-
sinin temel kuralı, girişimcilerin yanşa eşit noktadan
başlamalan ve sürdürmeleridir. Rekabetçi piyasa böy-
le sağlanır.
Bir girişimci, öncelikle, kredi olanaklanna diğer gi-
rişimcilerie aynı uzaklıkta olmalıdır; sermaye kullanı-
mında onlaria eşit koşullarda çalışmalıdır. Bu neden-
le, banka sahibi olan ile olmayan girişimciler arasın-
daki eşitsizlik, yasalaria ve bunlann dosdoğru uygu-
lanmasıyla giderilmelidir.
Ikincisi, girişimciler, kendilerini kamuoyunatanıtma-
da ya da anlatmada da eşit olmalıdır. Bu nedenle de,
basın-yayın olanaklan olan ile olmayan girişimciler
arasındaki eşitsizliğe, haksızlıklara izin verilmemelidir.
Kimi mal ve hizmet üreticileri, sahip olduklan basın-
yayın organlannı, kendilerine övgü, başkalanna söv-
gü aracı olarak kullanamamalıdır.
Üçüncüsü, siyaset-sermaye bağıdır. Işadamı siya-
setle uğraşabilmeli.. ancak, siyaset ileticareti aynı an-
da yapamamalı; sermaye ile ilişkilerini kesmelidir. Baş-
bakan'ın şirket ortağı olması, bakan yakınlannın tica-
rete siyaseti dayanak yapmalan, haksız rekabetin en
yıkıcı biçimleridir.
Yapılması gereken, kirtiliği kaynağında kurutacak
yasal düzenlemeleri yapmak ve bunları karariılıkla uy-
gulamaktır. Ülke kamuoyu ve öncelikle de irili ufaklı gi-
rişimciler, piyasa eşitsizliklerine karşı durmalıdır.
Türkiye, banka, basın-yayın ve siyaset ile sermaye-
nin ilişkîlerini, AB benzeri bir yapıya bir an önce ka-
vuşturmalıdır. Bu üçlünün çıkar bağlan kesilmezse,
Uzan olayının çok sayıda benzerleri, yaratacaklan yı-
kım ve bunalımlaria biriikte yaşanır. Hükümet, kimi
sermaye sahiplerini korurken, kimilerine "Uzan işlemi"
yapar. Kendileri de az ya da çok Uzan benzeri olan
doğrudan ve dolaylı destekçileri de hükümeti, şimdi
yaptıklan gibi, halka iyi niyetii kurtancı olarak sunar;
allar. pullar ve pazariartar.
Sonuçta, sermaye-siyaset-medya sarmalı, faşizan
biryolun kaldınm taşlan olur. Unutulmamalı, Dante'nin
dediği gibi, Cehennemin kaldınmlan da iyi niyet taş-
lan ile döşenmiştir.
yakup@metu.edu.tr
Mahkemelik oldular
İslami holdingde
yönetici kavgası
ERKANTUYSAL
KONYA - Konya'daki
tslami holdinglerden Ka-
mer Holding'de eski ve
yeni yöneticilerin iktidar
kavgasına girdikleri be-
lirtildi. Yumruklaşmaya
varan kavgalann ardın-
dan holding yöneticileri-
nin mahkemelik olduğu
ortaya çıktı.
Kavgayla ilgili olarak
holding basın müdürlü-
ğünden açıklama yapıldı.
Açıklamada, bir süre Ka-
mer Holding Yönetim
Kurulu Başkan Yardım-
cılığı görevini yürüten
Adem Kocakafa'nın hol-
ding merkezinde olay çı-
kardığı, şirketleri zarara
uğratma çabası içine gir-
diği ifade edildi. Olayla
ilgili olarak 4 ay önce ya-
pılan suç duyurusu son-
rasında Konya 1. Asliye
Ticaret Mahkemesı'nin
holding lehine karar ver-
diğine ve Kocakafa'nın
Kamer Holding'de tem-
sil ve ilzam yetkisinin
kalmadığına dildcat çeki-
len açıklamada şöyle de-
nildı: " Kocakafa yetki-
leri ahndıktan bu \^na ge-
çen 4 ayhksürede hokfing
merkezine gelmemekte-
dir. Yönetim kurulu üye-
leriıün Alama'da bıdu-
nan Şahmer AŞ'nin yö-
netim kurulu toplannsuu
\apmak üzere Konya'da
bulunmadıklan bir gün-
de şirket merkezinde ar-
bede çıkararak gündem
oluşturma amacıyla ha-
reket etmiştin"
Yurtdışından gurbetçi-
lerden topladıklan para-
larla kurulan ve Konya ve
Alanya'da faaliyet göste-
ren Kamer Holding'in
Alanya'ya 20 kilometre
uzaklıktaki Şah - In isim-
li turistik tesisi islami an-
layışı göre yönetiliyor.
Harem-selamlık tesiste,
erkekler ve kadınlar için
ayn havuzlar bulunuyor