23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1 ARALIK 2004 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EGİTÎM YÖK'ün hazırladığı rapora göre Türkiye'de bin kişiye bir bilimsel yayın bile düşmüyor Bilimsel yaym yoksuluyuz • Türkiye, 2003 yılmda 12 bin 751 bilimsel yayın yaptı. 2003 yılında ortalama 68 milyon 620 bin olan nüfiısa bölündüğünde Türkiye'de bin kişiye düşen bilimsel yayın sayısının 0.19 düzeyinde kaldığı ortaya çıkıyor. Istatistiklere göre nüfusları 10 milyonu geçmeyen bazı Avrupa Birliği ülkelerinde bile Türkiye'den fazla bilimsel yayın yayımlanıyor. ANKARA (ANKA) Nüfüsu 70 milyonu ulaşan Türkiye'nin "bffimsel yayın" sayısı nüfusuna oranlandığında bin kişiye bir bilimsel yayın bile düşmüyor. YÖK'ün, "Yükseköğretimin Bugünkü Durumu 2004" başlıklı raporunda, ülkelenn bilimsel ve teknolojik gelişmişliğini ölçmek için kullanılan uluslararası bilimsel atıf endekslerinde yer alan makale sayısına ilişkin istatistiksel bilgiler Türkiye'nin nüfusuna göre oldukça düşük düzeyde bilimsel yayın yaptığını ortaya koydu. YÖK'ün 2004 yılı Haziran ayı itibanyla derlediği verilere göre Türkiye, 2003 yılında 12 bin 751 bilimsel yayın yaptı. 2003 yılında ortalama 68 milyon 620 bin olan nüfusa bölündüğünde Türkiye'de bin kişiye düşen bilimsel yayın sayısının 0.19 düzeyinde kaldığı belirlendi. Türkiye'deki bilimsel yayın sayısını Avrupa Birliği'ne üye ülkelerle aday ülkelerdekilerle de karşılaştıran istatistik, nüfuslan 10 milyonu geçmeyen bazı Avrupa Birliği ülkelerinin bile Türkiye'den fazla bilimsel yayın yayımlandığı gösteriyor. Nüfüsu Türkiye'nin nüfusundan yaklaşık 60 milyon daha az olan lsveç'in geçen yıl uluslararası endekslerde yer alan yayın sayısı Türkiye'den 7 bin 958 adet fazla oldu. 8 milyon 830 bin kişinin yaşadığı İsveç'ten 20 bin 709 yayın endekslerde yer aldı. tsveç yayın sayısı nüfusuna oranlandığında 2.35 ile bin kişiye düşen bilimsel yayın sayısı açısından listenin başında yer aldı. Nüfüsu 10 milyon 260 olan Beiçika'ın 15 bin 428 bilimsel yaymınbulunduğu endekslerde, 38 milyon 640 bin kişinin yaşadığı Fbtonya'nın 14 bin 680 bilimsel yayını kayıtlı. 5 milyonluk Fînlandiya'da ise 2003 yılında 10 bin 256 bilimsel yayın yaparken ülkede bin kişiye 1.98 yayın düşüyor. Istatistikler, uluslararası bilimsel atıf endekslerinde en fazla yayını bulunan ülkenin ise İngiltere olduğunu gösterdi. 59.5 milyon nüfuslu Ingiltere'nin geçen yıl endekslerde 122 bin 38 yayını yer aldı. Bu ülkeyi 93 bin 596 adet yaym ile Ahnanva, 63 bin 963 yayınla Fransa, 48 bin 330 yayınla da İtalya izledi. 'Silahoyuncakdeğir Turgutreis beldesinde düzenlenen "Silah oyuncak. sa\aş miın değikür" kampanyaa kapsammda çocuklardan toplanan 600 tabancanuı yerine. oıüara çeşitii armağanlar \ıeriML Turgutreis Bekdiyesi, Turgutreis Yıknziar Çocuk Kulübü, Turgutreis GönüDüler Derneği ile çeşHB sivfl toplum kunıluşlannın kaüknğı kampanyanm, dünyadaki tüm sav^aşlara ve silahlara "havn*" deme amacı taşKhğı vıırgulandL Turgutreis Atatürk Alanı'nda düzenlenen ve aüeleriyle biıükte yaklaşık 500 çocuğun katddığı etkinlikte. toplanan tabancalar Bekdhe Başkam Ali Server Yazgan ve çocuklar tarafından yakıkh. Yazgan, burada yapüğı konuşmada, "Toplumun tüm birimlerini bu konuda mücadelenıize ortak otanaya çağınyoruz. Masum bir kefime olan 'oyuncak'm ürkütücü bir kefime obn 'süah'la yan yana kullanıtanaması gerektiğini düşünüyor ve bireysel süahsdanma mücadelemize' oyuncak silah'la başbyoruz" dedl (Fotoğraf: ÖZCAN ÖZGÜR) EğitimSen düzenliyor çocuk işçi' azaldı Demokratik Eğitim Kurultayı • EğitimSen'in'Eğitim hakkınasahip çıkalım' istemiyle düzenlediği ve bugün başlayacak olan kurultaya, yerli ve yabancı çok sayıda bilim adamı, sendikacı ve uzman katılacak. Kurultayda eğitimin sorunlan ve altematif çözüm önerileri masaya yatınlacak. ANKARA(Cumhusı (TÖS) tarafından riyet Burosu) Eğitim 1968'de, ikincisinin sorunlan ve altematif TümÖğretmenlerBirçözümönerilerininma leşme ve Dayanışma sayayatınlacağı 4. DeDerneği (TÖBDER) mokratik Eğitim Ku tarafından 1978'dedürultayı bugün başlıyor. zenlendiğini ifade edeEğitimSen'ın "Eği rek Eğitim Sen'ın bu tim hakkına sahip çı geleneğı sürdürerek kahm" istemiyle dü üçüncüsünü 1998'de zenlediği kurultaya, gerçekleştirdiğini yerli ve yabancı çok saanunsattı. yıda bilim adamı, senDördüncü kurultayın dikacı ve uzman katı 5 Aralık Pazar gününe lacak Kurultayda, "eğikadar süreceğini belirtim hakla, çokdflt çokten Dinçer, kurultay sükultüriü toplumlarda recınde, "şube komisegitim. eğitim ve bilim yonlaraıın hazırladığı çaltşanlan, eğitimde tsaraşürma, anket, istatihdam ve çahşma ko tistikve çözüm önerüeşuHan, mesleki ve tekrini sunacağnu, yurtinikeğHim" ıle "eğitim çindenveyurtdışindan de değerler" konu başkatılacak konuklann lıklan ele alınacak. da eğitimde altematif Sendıka Genel Baş potitikalar üzerine tarkanı Alaaddin Dinçer. tışacağını" söyledi. EğitimSen Genel MerDinçer, eğitim siskezi'nde düzenlediği teminin son derece basın toplanüsında, kusorunlu ve sancılı olrultay hakkında bilgı duğuböylebirdönemverdi. Dinçer, iflc eğitim de kurultayın "ışık kurultayının Türkiye tutacağına" inandığını Öğretmenler Sendika sözlerine ekledi. 'SeMzyü' sokaktan kurtardı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 8 yıllık kesintisiz zorunlu eğitimin, 500 bin çocuğu "sokaktan" kurtardığı belirlendi. Uluslararası Çahşma Örgütü (ILO) verilerine göre, 1994'te kayıtlı 1 milyon çalışan çocuk sayısı, 1999'da 500 bine genledi. ILO temsilcisi Osman Zaim. çalışan çocuk kavramının aynı zamanda "sokağa itilmiş çocuk" olduğunu belirterek 8 yıllık zorunlu temel eğitime geçilmesiyle 500 bin çocuğun, eğitime yönlendırildiğine dikkat çekti. TBMM Sokak Çocuklannı Araştırma Komisyonu'nda, ILO, Çalışma Bakanlığı ve UNICEF temsilcileri, "sokakta yaşayan ve çahşan çocuklara" ilişkin bilgi sundular. Komisyona bilgi veren ILO temsilcisi Zaim, Türkiye'nin üzerine düşen yükümlülükleri içeren 90 sayfalık program çerçevesinin hazırlandığım belirterek her türlü çocuk işçiliğinin önlenmesi için Türkiye'ye 2015 yılına kadar süre tanındığını söyledi. Çalışan çocuğun işyerinde tacize ugrayabildiğini, parası olmadığı için eve gidemediğini ve sokaklara mahkum olduğunu belirten Zaim, "Tinerci çocuk" sorununun da bu noktada başladığını aktardı. Zaim, "Bu çocuklar sokaktan, tacizden korktuklan içintinerçekerek gerçek yaşanu unutmak istiyorlar" dedi. Kız çocuklannın okula gönderilmemesinın büyük sıkıntı olduğunu anlatan Zaim, "TürIdye'de kız çocuklannı hiç okula göndermeyen ilçe var" dedi. RTÜK'ten yeni önlem Zararlı yayına karşı akıllı işaret sistemi Şiddet/Kori<u ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Çocuklan, televizyonlardaki şiddet ve cinsellik açısından olumSUZ örnek oluşturacak yayınlara karşı korumak üzere "akılb işaretler'' geliyor. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), 2005 yıCınsellık lısonundauygulamayabaşlayacağı sembollen siyahbeyaz renklerde ekrana yansıtacak. Yayınlar 7, 13 ve 18 yaş grubuna göre ayn ayn katergorize edilerek ailelere uyan mesajı gönderilecek. Olumsuz RTÜK, aile ve çocuklan yayınDavramş lann zararlı içeriğinden korumak amacıyla 2000 yılından bu yana üzerinde çalıştıgı, "KoruyucuSeınbol Sistemi" projesini tamamladı. RTÜK'ün 325 bin Euro bütçeli proje başvurusu da Hollanda hüYedı Yaş kümetinin AB'ye aday ülkelere ve Uzen teknik destek sağlamak için açtığı fon tarafından kabul edildi. Aileler, 2005 yılı sonunda uygulamaya konulacak "koruyucu sembol sisteminde"; cinsiyet ve Onuç Yaş ırk aynmcılığı, sigara, alkol ve bave Üzen ğımlılık yapan maddelerin kullanımı, şiddet, korku, cinsellik ve kötü dil kullanımı gibi olumsuz örnek oluşturacak davranışlara karşı çeşitii sembollerle uyanlacak. "Alaflı işaretler" adını taşıyan sisOnsekız Yaş temde, çocuklara sempatik geleve Uzen cek "üzerinde bir göz bulunan TV ekranı görüntüsünde", "Tete" adlı bir logo kullanılacak. Semboller, her yaş grubuna göre değişecek. Ailelere, "Tüm izleyki ldtlesi için uygundur", "7 Genel Izleyıcı yaş ve üzeri için uygundur", "13 yaş ve üzeri için uygundur" ve " 18 yaş ve üzeri için uygundur" mesajı verilecek. Bu yolla küçüklerin korunması konusundaki sorumlulugun yaym kuruluşlan, yayın otoritesi ve ebeveynler tarafından paylaşılması amaçlanıyor. Cazeteci adayları Cumhuriyet'te a Özel Marmara Radyo, TV ve Gazetecilik Anadolu Meslek Lisesi öğrencileri, Cumhuriyet'i ziyaret etti, bir gazetenin nasıl hazırlandığım yerinde gördü. Okulun 2. ve 3. sınrf öğrencileri, öğretmenleri Tülay Uğur, Serdar Konak ve Halim Bektaş'la birlikte gazetemizin servislerini tek tek gezerek servis yetkililerinden Türk medyasına ilişkin bilgi aldılar. Servis yetkililerine çeşftli sorular yönelten öğrenciler, haberierin nasıl hazırlandığım, her gazetenin manşetinin çok zaman neden farklı olduğunu öğrenmeye çalıştılar. O Istanbul'un varoşlannda kurulan özel üniversiteler yaptıkları çalışmalarla bölgenin kültürel yapısını da etkiliyor Üniversiie toplumla buhışuyor HİLALKÖSE Istanbul'un varoşlannda bulunan bazı özel üniversiteler, çevre eğitimi konusunda çalışmalar yürütüyor. Bölge halkına yönelik seminerler, kurslar ve kültürel programlar sayesinde, toplum ve üniversite arasında bağ kuruluyor. Maltepe Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Felsefe Bölümü Başkam ıProf.Dr. BetülÇoI tuksöken, üniversitelenn toplum yaşamında belirleyeci olduğunu dilegetirerek "Üniversitelerin bu bağlamda dirençliolmasLflkeKbirdurumsergüe.,,,., mesigerekivor"deBetulÇotutaökea d l D ^ ğ ı ş ı m b a k l . mından çok daha uzun yıllara gereksinim olduğunu, bilgi toplumunu yaratmanın zorunlu koşullan üzerinde düşünülmesi gerektiğirıi anlatan Çotuksöken, asıl sorunun, yaşambilgi bağının daha iyi kurulmasıyla bağlantıh olduğunu ifade etti. Üniversitelerin yapısı gereği kamusal olan bir bilgiyi bıkmadan usanmadan toplumla paylaşmanın yollannı araması, toplumla güçlü bağlar kurmayı amaçlaması gerektiğini dile getiren Çotuksöken, sivil toplumun ürünü olması gerektiğini düşündüğü vakıf üniversitelerinin ise bu işbirliğini daha kolay bir biçimde paylaşmasının olanaklı olduğunu kaydetti. ^Maltepe Üniversitesi'nin sivil toplum • Üniversiteler, bulunduklan bölgede yaşayan yurttaşlara yönelik olarak düzenledikleri seminerler, kurslar ve kültürel programlarla yaşambilgi bağının kurulmasını hedefliyor. Akademisyenler, üniversitelerin yalnızca varlıklannın bile bulunduklan bölgede olumlu etkileri olduğunu belirtiyor. kuruluşlan ve bölgedeki kamu kuru dunda psikoloji bölümümüzün öğrenluşlanyla güçhı bağlannın olduğunu da cileri sürekü bir çabşma >ürütü\ orlar" dile getiren Çotuksöken, çevrede yapKültür Üniversitesi Sanat ve Tasanm tıklan çalışmalan şöyle sıraladı: "tnı Fakültesi Dekanı san haklan konusunda dört yddan beProf. Dr. Nükhet riPendikKaynıakandığıveÇağdaş YaGüz, üniversitelerin şanu Destekleme Derneği'}1e işbhüği yalnızca varlıklaniçinde eğitim çalışmalan yapıyoruz. nın bile yaşam bölTopluma dönük olmak üzere, gelenekgesi üzerinde olumsei hale getinügimiz çahşmalannuz var. lu etkisi olduğunu Aile Okulu. Felsefe Söyteşüeri gtt)L Bu| dile getirdi. nun dışmda yakında Kartal'daki cezaÜniversitelerin evevinde bir dizi eğitici çahşmayı başlarensel bilgileri payNükhetGüz. laşma ve iletme iştacağK. Samandıra'dakiyetiştirme yurlevleri göz önüne alındığı takdirde daha da önemli bir yere alınmalan gerektiğini kaydeden Güz. "Tannsal kimKk taşıdığını sanıp da yanına yaklaşılamayan bilim adanu, oğretim üyesi imgesi çoktan çağdışı kalmış kuram uygulama birlikteügi ve daha da ötesi insanm hizmetinde olma özefliği, ünrversitelerin birincil görevierini ohışturur" diye konuştu. îktisadi ve Idari Bilimler Fakültesi ile ekonominin bölgeye izdüşümleri konusunda çevredeki insanlara ışık tuttuğunu, Hukuk Fakültesi'nin insan ve yurttaş haklannı öğretme yoluna giderek toplantılar düzenlediğine dikkat çeken Güz, "Sanat ve Tasanm Fakültesi olarak da ' Yetenek Geliştirme Projesi' kapsammda yetenekli gençleri >etiştinne çahşması yapıyoruz. Mimarlık Fakültesi ise deprem konusunda konferanslar düzenByor" dedi. Bilgi Üniversitesi TESAR Müdürü Prof. Dr. Gülten Kazgan, çevreye dönük çahşmalann üniversitenin kuruculannın toplumsal sorunlara çözüm üretme konusuna yatkınlıklanndan kaynaklandığını ifade etti. Bölgeyi tanımak için ilk önce bir anket yaptıklannı anlatan Kazgan, Kuştepegençliğine hangi hizmetlerin ya çıkanldıgım dile getirdi. Lise mezunu gençlere sertifıka programlan, 818 yaş arasmdaki çocuklara müzik eğitimi çalışmalannın yapıldığını anlatan Kazgan, "Sabahlan yürüyerek ünhersitej'e gelirken adım başı güna> dın atnpnun. Kuştepe yapuanlann farkında. İş)erteri daha temiz ve özenü hale gekfi" diye konuştu. Kazgan, şöyle devam etti: "Diğer kurumlarla işbirBği içinde bölgeye bir sağhkocağı kurulmasmı sağladık Elişi yapan kadınlan kooperatif çabsı aranda birieştirdik Bilgi sunmanın yannıda eğitimin verileeeği ortanun sağlanması da önemn." Sistem nasıl lslevecek? Sistemin oluşturulması için öncelikle yayın kuruluşlannda kodlayıcılarbeürlenecek. RTÜK tarafından kodlayıcılara eğitim verilecek ve bir rehber kitapçık hazırlanacak. Kodlayıcılar, sınıflandıracaklan programı izledikten sonra kendilerine verilen şifre aracılığıyla internet üzerinden RTÜK tarafından hazırlanan soru formuna ulaşarak formu dolduracaklar. Form doldurma işlemi sonunda sistem, otomatik olarak söz konusu program için hangi sembollerin kullanılması gerektiğini bildirecek. Yayıncıya düşen tek görevse verilen sembollerin belirtilen usul ve esaslara uygun olarak programlarda kullanıhTiası olacak. Sistem, öncelikle ulusal kanallar tarafından uygulanacak. Bölgesel ve yerel kanallarda ise kademeli geçişle uygulanacak. GöltenKazgan. sunujacagmnoıte altepe Ünhersitesi insan haklan konusunda dört yddan beri Pendik Kaymakamhğı ve Çağdaş Yaşanu Destekleme Derneği'yle işbnüği içinde eğitim çalışmalan yapryor. Üniversite a\nca topluma dönük olmak üzere, geleneksel hale getirdiği Aile Okulu ve Felsefe Söyleşüeri gibi eddnBkleri de sürdürüvor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear