23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 14 KASIM 2004 PAZAR 8 HABERLERlN DEVAMI TURKİYE Istanbul Edirne Kocaelı Çanakkale Izmır Manisa Aydın Denizlı P B Y P B Y Y Y Y Y 21 17 23 22 24 23 25 24 Sinop PB 19 Adana PB 26 Zonguldak PB 22 Antalya Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehır Konya Sıvas PB PB PB PB PB PB PB 21 21 20 21 20 20 18 Y 22 Kars Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mandın Sıirt Hakkân Van PB B B B B B B 25 20 21 19 18 13 13 Yurdun kuzey, ıç ve batı kesımlen parçalı yer yer çok bulutlu, Mar- mara. Ege ve Batı Akde- ne sağanak ve gokgu- rultulu sağanak yağışlı dığer yerler az bulutlu geçecek Yağışlar Mar- mara'nın batısı ve kuzey Ege kıyılannda yer yer etkılı olacak Hava sı- caklığında onemlı b r değışıklık olmayacak. DIS MERKEZLER Oslo Helsınki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn PB PB PB PB PB PB PB PB / 5 5 8 11 9 8 7 Münih PB 4 Zürıh Berlin Budapeşte Madrıd Viyana Belgrad Sofya Roma Atina B PB B PB Y Y Y Y 6 7 13 5 8 15 12 25 K 3 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tıflis Kahire Y PB PB PB PB PB B A 9 19 1 17 18 1b 13 27 A 24 Açık Parçalı bulutlu t Çok bulutlu ı Yagmurtu Gok gurultülu G U N C E L CÜIS'EYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada yi sağlam bir yapıya kavuşturduğunu söylüyor ve sonra örnekliyor. 2003 yılında çiftçilere yapılan destek ödeme- sinin 2 katrilyon 400 trilyon lira olarak gerçek- leştiğini, 2004 yılı için aynlan 2 katrilyon 600 tril- yon liralık kaynağın tamamına yakın bir kısmı- nın da yine çiftçilere aktarıldığını anlatıyor. Oysa, kasım ayı CHP Ekonomik Bülteni: Bu yı- lın ilk dokuz ayında çiftçinin eline geçen fiyatlar yüzde 8.1 oranında azalırken, tarım fiyatları ar- tışı yüzde 4.6 oldu. Buna göre yılın ilk dokuz ayında çiftçi yüzde 3.5 oranında yoksullaştı. Çiftçi, ürettiği ürünlerin hiçbirini geçen yılın fi- yatlarıylasatamazken; narenciye, domates, pa- tates geçen yılın ancak yarı fiyatına gitti. Güb- re, ilaç, enerji, mazot gibi girdi fiyatlarında bü- yükartışlaryaşandı. 2004 yılı başında 380 bin TL olan üre gübresi bugün 510 bin TL, 314 bin olan kompoze güb- re bugün 400 bin TL, 1.357.000 TL olan mazot bugün 1.750.000 TL Hükümet çiftçiye vaat ettiği "yeşil mazot" ve mazot desteğinden bu yıl söz etmiyor. • • • Başka temel konulara geçelim. RTE eğitime çok büyük ağıriık verdiklerıni belirtti. Geçen iki yıl içinde öğrencilere devlet tarafından verilen burs, kredi ve harçlarda da hem adet, hem mik- tar olarak büyük artışlar sağlandığını rakamlar vererek öne sürdü. Milli eğitimde durum abartarak söylediği gıbi mi? Yoksa 2002 yılından bu yana AKP iktidarı- nın GSMH içinde giderek azalan payına göre; bu konuda hükümet "kafasını kuma gömen deve- kuşu" mu? 2002 yılında konsolide bütçe kapsamındaki eğitim harcamalannın GSMH'ye oranı yüzde 4.5 iken, bu oran 2003'te yüzde 4.2'ye, 2004'te de yüzde 4.1 'e geriledi. övünmenin, gidişatı parlak göstermenin el- bette sınırı yok. RTE, "ağır ekonomik şartlar al- tında ezilen dar gelirli, yoksul ve yardıma muh- taç kesimlere yönelik düzenlemeleri" öncelikli görev saydığından başlıyor. Geçen iki yıllık sü- re içinde beyaz eşya fiyatlannda önemli düşüş- ler yaşandığını vurguluyor. Asgari ücretli bir va- tandaşın eline geçen aylık tutarla Ekim 2002'de 190 kilogram ekmek alabildiğini, bugün bunun 258 kg. ekmeğe ulaştığını, vatandaşın satın al- ma gücünde artışlar olduğunu, ailelerin en az ya- rısının beyaz eşya satın aldığını veya yenilediği- ni söylüyor. Işte diyor AKP'nin yarattığı refah ülkesi Türki- ye! Gerçek böyle mi? CHP'nin saptamalan aksini gösteriyor. AKP hükümeti iktidara geldiğinden bu yana artmak- ta olan vergi yükünü, halkın ödeme gücünü dik- kate almadan toplumun geniş kesimleri üzerine yıktı. 1998'de yüzde 17.24 olan vergi yükü 2000 yılında yüzde 21.10'a, 2003'te yüzde 23.64'e, 2004'te ise yüzde 23.69'a tırmandı. IMF'nin ye- ni üç yıllık programının başlangıcı olan 2005'te ise yüzde 24.73'e yükselmesi öngörülüyor. Devlet Bakanı Ali Babacan'ın "bizhazııiadık" demesine karşın, IMF'nin onayladığı yeni üç yıl- lık stand-by da, 2005 bütçesi de IMF'nin dayat- malarını karşılıyor. 2000-2004 dönemini kapsayan beş yıllık plan sayesinde yoksullaşma ve işsizlik rekor düzey- lere tırmandı. Plan, bölgesel kalkınmadaki de- rin uçurumlan gideremedi, toplumsal yaraların sarılmasına yeterli olmadı. Bay Başbakan, yüz binlerce memurun, mil- yonlarca asgari ücretlinin ancak açlık sınırı dü- zeyinde gelir sahibi olduğundan söz açmıyor. Açlık sınınnın 490 milyona, yoksulluk sınınnın 1 milyar490 milyon lirayatırmandığından haber- siz görünüyor. Çıkıyor ekranlara; açlık sınınnda, kimi sorun- lar karşısında çaresiz milyonlara "Hükümet ola- rakkkk, yoksuluuu çaresiz, dertliyiii yalnız bırak- mamaya karariıyız" diyor. Rakamlar sıralıyor. Bu rakamlarla övünüyor. Bu rakamlarla seviniyor. Yalandan kim ölmüş ki... SSK hastanelerinin devriyle ilgilirapordasağlıkta kaos yaşanabileceği vurgulandı TISK hükümeti uyardıI Baştarafı 1. Sayfada landınlmış aile hekinıliği" olur. HukUkl zemlnl yok: SSK hastanele- rinin gerçek sahibi işçi ve işverenlerdir. Sa- tış, hibe, takas gibi mülkiyetin el değiştir- mesi sonucunu doğuran hukuki tasarruflar, mutlak surette iki taraflıdır. Bu olayda ise iki tarafyoktur. Hem devreden hem de dev- ralan hükümettir. Öte yandan taslakta önce devir işlemi yapılmakta, daha sonra rayiç bedelin belirleneceği öngörülmektedir. Bu fevkalade yanlış bir uygulamadır. Bedeli ödenmeyecek: SSK saghk tesisleri, işçi ve işverenlerce ödenen prim- lerle oluşturulmuştur. Taslakta her ne kadar devir karşılığmda bedelin Hazine'ce öden- diği söylense de; bu karşılığın Hazine'de olmadığı bütçede böyle bir ödeme öngörül- mediği açıktır. Söz konusu işlemin kâğıt üzerinde olacağı; gerçekte bir ödemenin yapılmayacağı aşikârdır. Sağllkta kaOS Olur: Sağlık Bakanlığı kendi sahip olduğu sağlık birimlerini işletme- de başanlı değilken, SSK hastanelerini üstlen- mesi sağhk hizmetlerinde kaosa yolaçacaktır. Maliyetler artacak: 2003 yıiı venie- rine göre kişi başma sağlık harcaması SSK'de 186 milyon 206 bin 897 lirayken, bu harcama Bağ-Kur'da 512 milyon lira, Emekli Sandı- ğı'nda ise 995 milyon 718 bin lira olarak ger- çekleşmiştir. SSK'nin yaklaşık hasta başı ma- liyeti yıllık 1 lOABDDolan'yken, Sağlık Ba- kanlığf nda bu rakam yaklaşık 2 katına çık- maktadır. Aynı maliyet yapısıyla hizmetlerin tek elde toplanması, SSK'nin mali yapısı açı- sından büyük sorunlara yol açacaktır. Primler arttırılacak: Sosyai sigor- talar Kurumu'nun 2004 başından bu yana Bağ-Kur gibi sağlık harcaması yaptığı dik- kate alınırsa; SSK'nin harcamalannda 2005 yılında görülecek artış 4.2 katrilyon liradır. Bu artışın gelecek yıllarda işçi ve işveren- ler üzerinde yeni bir prim yüİcü olarak dön- mesi kaçmılmazdır. SSK'liler hizmet almayacak: Bu el koyma işlemi gerçekleştiği takdirde ve SSK hastaneleri Sağlık Bakanlığı, akabin- de de beledıyelere ve il özel idarelerine dev- redildiğı takdirde kısa bir süre sonra SSK parasızlık nedeniyle sağlık hizmeti satın alamaz dunıma gelir. Bu da hastalık, mes- lek hastalığı ve iş kazası hallerinde çahşan- lann kurumca tedavisinin yaptınlamaması durumunu ortaya çıkaracaİctır. Mersin'deki eylemde hükümetin SSK hastanelerini özelleştirmek istediğine dikkat çekildi 'AKP sağlığa zararlıdır' MERSİN (Cumhuriyet) - Mersin'de bir grup Halkevleri üyesi, AKP hükümetinin SSK hastanelerini Sağlık Bakanlı- ğı 'na devretme girişimini ve AB- D'nin Irak'ın Felluce kentinde yürüttûğü operasyonlan protes- to etti. Halkevleri Mersin Şube si Başkanı Şamil Cevahir Işık, "Bir zamanlar 'minareler sün- gümüz' diyenler, şimdi camile- ri bombalayan ABD'ye destek veriyorlar" dedi. Halkevleri Mersin ve Demir- taş şubeleri üyeleri dün AKP Mersin tl Başkanlığı önünde bir araya geldi. Grup üyeleri "Bu ülke bu halk satılık değil", "AKP sağlığa zararüdır" diye slogan atarken, Mersin Şubesi Başkanı Şamil Cevahir Işık, hü- kümetin SSK hastanelerini özel- leştirmek istediğini söyledi. Işık, "SSK hastanelerinin gerçek sahipleri emekçilerdir. SSK'nin sorun yaşamasının nedeni emekçiler değil, sigor- t* primlerini yatırmayanlar- dır. tktidar, emekçilere kaba- dayılık yapacağına, sigorta primlerini yatırmayanlara ka- badayılık yapsın" diye konuş- tu. AKP iktidannın ABD'nin I- rak'ta yürüttüğü operasyonlara sessiz kalmasını da eleştiren Işık, "Bir zamanlar 'minareler sün- gümüz' diyenler, şimdi camile- ri bombalayan ABD'ye destek veriyorlar. Felluce direnişini selambyoruz, seyirci kalanları kınıyoruz" dedi. Çevik Kuvvet Mersin'de Halkevleri üyesi bir grup AKP hükümetinin SSK hastanelerini Sağlık Bakanlığı'na devretme girişimini ve ABD'nin Irak'ın Felluce kentinde yürüttûğü operasyonlan protesto etti. (Fotoğraf: ABİDÎN YAĞMUR) ekiplerinin yoğun güvenlik ön- lemleri aldığı AKP tl Başkanlı- ğı binası önündeki eylem her- hangi bir gerginlik yaşanmadan sona erdi. Eylemci grup "Katil ABD..işbirlikçiAKP..." slogan- lan atarak dağıldı. CHP'li Haluk Koç, devletin sağlık hizmetlerinden çekilmeye başlandığını söyledi 6 Paran kadar hizmet9 dönemi TÜREY KÖSE ANKARA - SSK hastanelerinin Sağlık Bakanlığı'na devri ve aile hekimliği pilot uy- gulaması ile ilgili yasa tasanlannın bayram sonrasuıda yasalaşması planlanırken; CHP ilgili sivil toplum kuruluşlanyla birlikte bu düzenlemeleri mercek altına aldı. CHP Grup Başkanvekili Haluk Koç, "liberal politika- larla, devletin parça parça sağhk hizme- tinden çekilmeye başladığını, paran ka- dar sağlık, dönemine geçileceğini" söyle- di. Haluk Koç, "Sağhkta Dönüşüm Progra- mı" adı altında getirilmek istenen bütünün en önemli parçalanndan birinin aile hekim- liği ve onun dayandığı genel sağlık sigorta- sı uygulaması olacağını vurgulayarak şu de- ğerlendirmeleri yaptı: "Sağhkta temel ter- cihiniz nedir? Sosyai devletten yana mısı- mz; yoksa, neoliberal yaklaşımlardan ya- na mısınız? Sağlık bizmetleri ticari alan- da kullanüacak hizmetler değildir. Hiçbir asgari ücretli Türkiye'de aldığı 360 küsur milyon liranın yüzde 12.5'ini ek sağlık ver- gisi olarak veremez. Minimum, en az sağ- hk hizmeti alacak bir paketin kendisine sunulması, ek hizmet almak istiyorsa, baş- ka primler ödeyerek farklı paketlerden yararlanması gündeme gelecek. Sonuç olarak, paran kadar sağhk, noktasına gi- düiyor." CHP'li SamiTandoğdu, aile hekimliğinin amacının genel sağlık sigortasına zemin ha- zırlamak olduğunu vurguladı. Türk Tabiple- ri Birliği de, aile hekimliği uygulamasının "aldatmaca" olduğunu bildirdi. TTB, Tür- kiye'de daha önce yetiştirilen aile hekimleri uzmanlannın Dünya Sağlık Örgütü'nün ta- nımına uymadığı voırgulanarak "Elimizde mevcut 40 bin yetişmiş pratisyen hekimin de geçiş döneminden sonra pilot uygula- manın başanlı olamaması durumunda yok sa\ilması, kaynakları kıt olan bir ül- ke için büyük bir savurganlıktır." denildi. AL GÖZÜM SETRETLE/IŞIL ÖZGENTÜRK Ne Değişir? • Baştarafı Arka Sayfada Acım giderek artıyor, Yaser Arafat karargâhının olduğu yere Mısır üstün- den götürülüyor, çürîkü öteki sınırlar tsrailliler tarafından çoktan kapatıl- mış. Arafat kendi mezanna bir başka ülkeden geçerek gidiyor ve bu hiç de- ğişmeyecek gibi gözüküyor. Aklımı Roma tmparatorluğu'nun çöküşüne takmam boşuna değil. En büyükler bile yok olabilir diye düşün- mek istiyorum. Bir güç, insanoğlunun bir insan yanı artık bazı şeylere ta- hammül edemez diye düşünmek isti- yorum. Bu bayram sabahı sizleri de karam- sar düşüncelere sürükJedim, ama ha- yat devam ediyor. Bu arada biz tbra- him Tatlıses ve Asena arasındaki mahremiyetin bütün sırlannı öğreni- yoruz ve kadın-erkek eşitliği mesele- sini onlar üstünden tartışmayı pek bir seviyoruz. Uzmanlar aşkı onlann aşkı üstün- den tanımlıyor. Şiddeti oniar üstün- den anlatmaya çalışıyorlar. Ne oluyor bilmiyorum, dünyanın neresinde olur- sa olsun, ünlülerin aşk hikâyeleri her- kesin ilgisini çeker. Ama o kadar. Ay- nca ünlüler aşklanru tekmili birden 36 kısım haline özellikle getirirler. Bu onlann kasetlerinin daha çok sarma- suıa ve daha fazla mesai yapmalanna neden olur. Bizde de durum bundan farklı değil, farklı olan, ana haber programlannın silme bu işle dolup taşması. Yarabbi, reyting uğruna ne güneşler batıyor! Bu arada birileri televizyon kanal- lannın çoğalmasının demokrasinin gelişmesinde çok etkili olduğunu hiç sıkılmadan yineliyor. Nasıl bir etki bu? Öğrendiğimiz demokrasi ne? Mahrem sırlar üstüne ahkâm kesme demokrasisi mi? Gene öfkelendim, başka şeylere de kızgınım, gene uzmanlar internet kul- lanımının artmasını kültür düzeyinin ve bilgilenmenin artması gibi görüyorlar; bu uzmanlara bu bayram- da kentlerdeki ve kazalardaki internet kafelere uğramalannı tavsiye ediyo- rum, bu benim sık yaptığım bir iş, in- sanlar internette ya porno izliyor ya da oyun oynuyor, hangi bilgilenme? Kessem iyi olacak, çok doluyum. Kesiyorum ve diyorum ki, bence bay- rama en çok yakışan sözcük dostluk- tur, bu bayram cümle dostluklar sizin olsun. isilozgenturk@ superonline.com SİVtL TOPLUM ÖRGÜTLERİ FELLUCE OPERASYONUNU VE İSRAİLİKINADI İ ABD yeni pazar peşinde' Istanbul Haber Servisi - Siya- si partiler ve sivil toplum örgütle- ri, yaptıklan eylemlerle ABD'nin Felluce'ye saldınsını kınadı. Ba- sın açıklamalannda, yaşamını yi- tiren Filistin Lideri Yaser Ara- fat'ı da anan örgütler, işgalci ts- rail'i de protesto ettiler. Ezilenlerin Sosyalist Platfor- mu, Emekçi Hareket Partisi ve bazı sivil toplum kuruluşu üyele- ri dün öğle saatlerinde Istiklal Caddesi'ndeki Yunanistan Kon- solosluğu önünden yürüyüşe ge- çerek Ingiliz Konsolosluğu önün- de bir araya geldi. "Direnen Fel- luce kazanacak" pankartı açan grup adına konuşan Özkan Kay- gulu, ABD'nin saldınlannın amacının, yeni pazar yaratmaya dönük olduğunu ifade ederek sal- dın sırasında en çok bedel öde- yenlerin çocuklar ve kadmlar ol- duğunu söyledi. Emperyalist güç- lerin aynı saldınlan Israil üzerin- den Filistin'e de yönelttiğine de- ğinen Kaygulu, "Yaser Arafat'ın ölümüyle birlikte timsah göz- yaşları dökenlerin aslında, bu- gün Filistin'in en büyük düş- CYDD: IRAKTAKİ KATLİAM DURSUN tstanbul Haber Servisi - Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Genel Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan, "Bütün dünyaya meydan okuyarak Irak'ı işgal eden ABD, şimdi de masum halkı, çocuk, kadın. genç, yaşlı demeden katletmektedir" dedi. Saylan yaptığı yazılı açıklamada, Felluce'deki katliamın tüm dünyanın 'dur' demesi gereken bir konuma geldiğini kaydederek "ABD ve yandaş- larının uyguladığı korkunç savaşın, uluslararası kurumlar ve tüm dünvaca el ele verilerek durdurulması" istendi. manları olduğu gün gibi açıkta- dır" diye konuştu. Taksim Gezi Parkı'nda topla- nan DlSK'e bağlı sendika üyele- ri, Eğitim-Sen, Tüm Bel- Sen ile bazı siyasi partilerin üyeleri de ABD'nin Felluce katliamını pro- testo etti. Utanç verici boyutta' Grup adına bir basın açıklama- sı yapan KESK Istanbul Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Nec- det Uygun, Felluce'de yaşanan katliamın, insanlık adına utanç verici boyuta ulaştığının altını çi- zerek ABD'nin, işgal ettiği top- raklardan derhal geri çekilmesi gerektiğini söyledi. Arafat'ın ölü- münde Israil'in büyük payı oldu- ğunu dile getiren Uygun, "Isra- il, Arafat'ın yaşamını adadığı vatanına defnedilemeyeceğini belirterek zulmünde sınır tanı- madığını gösteriyor" dedi. "Fi- listin'e özgürlük" pankartı açan grup, "Katil Şaron katil Bush", "Direniş sürecek, işgal bite- cek". "Her yer Felluce, her yer Filistin" sloganlannın ardından olaysız dağıldı. "Irak'ta İşgale Hayır Koor- dinasyonu" ve ÖDP de, ölümü- nün ardından Filistin Devlet Baş- kanı Yaser Arafat'ı anmak, Filis- tin halkının mücadelesine destek olmak amacıyla önceki akşam ey- lem düzenledi. GUNDEM MLSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada ölüler Kenti, 5 bin yıllık mezarlık. Kahire'nin Abbasiya semtine giden yolun üzerinde. Taksi şoförüyle peygamber pazarlığı yaptık. Gitmek is- temedi. Başka güzel yerler önerdi, kendince. Ben, yokdedim. ölüler Kenti... Hırsızlık, soygun- larolurmuş. Sonunda anlaştık. O, kentin kapısın- da bekleyecek, ben bir tur atıp döneceğim. llık bir ikindi vakti... Müslüman, Musevi, Hıris- tiyan, eski Mısır mezarları bir arada. Eski Mısır mezarlan oda şeklinde. Arasına karışan Müslü- man mezarlan bizim Anadolu'dakilere benziyor. Oda mezarlara, yuvasız insanlar yerieşmiş. ölü- lerle sarmaş dolaş yaşıyorlar. Buraya ölüler Ken- ti denmesinin nedeni de o. Nüfusu iki binden faz- la. Kente girdim, daha 5-10 adım atar atmaz kar- şımda Anadolu tipi bir mezar, üzerinde tencere- ler, yanda bir sandalye, az ötede mangal... Ha- yata dair her şey var. Az sonra ölü odasının sa- kinleri çıkageldi. Güleryüzlü bir kadın, yanında i- ki çocuk... Başlangıçta fotoğraf çektirmek iste- mediler. Açlık sınınndaki insanları ikna etmenin en gerçekçi yöntemi, az sonra iki ekmek alma- sını sağlayacak para vermektir. Bin ekmeklik bü- tün bir para verirseniz, şaşınr. Onun için bir şey ifade etmez. Ama iki ekmeklik, bozuk yerel pa- ra, çok büyüktür! Fotoğraflar çekerek yoluma devam ettim. Bir meydancık, az ötede, iki mezar odasını birieşti- rip, kocaman ev haline getirmiş bir aile. önünde de Müslüman mezarı. Onun üzerinde az önce sebze ayıklamış. Bunlar şanslı sayılır, kocaman bir evleri var. Her dar sokak, az sonra küçük bir meydana çı- kıyor. Düzenli bir şehir. Arada ölükondular var, a- ma o mezar yükseltileri de değişik amaçlarla kul- lanıldığı için, gözü ısırmıyor. Hava kararmak üzereyken sönük ışıklı mezar evlerden birine girdim. ölü ışıkta kirli beyaz diş- leriyle gülümseyen bir adam. Ben de güldüm. O da gülmeye devam etti. Bir ölü gülümsese daha az ürkütücü olurdu. Dönerken taksi şoförü, her şeyini kontrol ettin mi, diye sordu. Tam gaz Kahire'ye girerken takıl- dım: - Aklım hariç her şey yanımda. Aklım, ölüler Kenti'nde kaldı! Timsah çıkabilir Mısır'ı Nil'siz anlatmak, dilsiz anlatmak olur... Kahire'den Luksor'a trenle gittim. Nil kıyısın- dan. Nil, saklambaç oynar gibi arada görünüp kayboldu. Karnak, Luksor'daki öteki tapınaklar, mezarlar, piramitlerden daha muhteşem desem yeridir. Luksor'da Krallar ve Kraliçeler Vadisi'ni dolaşmadan önce binlerce yıllık Nil ulaşım aracı felukalarla kısa bir ırmak turu yaptım. Feluka, yelkenli basit bir su ulaşım aracı. Mısır resimlerinin kahramanlarından. Nil, yerine göre o kadar genişliyorki, ortasındaadalarvar. Nil'in bir kıyısından felukaya bindim, öteki kıyı neredeyse görünmüyor. Kendimi bir an Amazon Irmağı'nda hissettim. Orası daha çok nemli-sıcak bir yeşil- le örülüydü ama, burada da Nil'in hemen ötesin- de başlayan çöl, tepemde ateşle suyu dans et- tiriyordu. Felukaya merakla bakınca kaptan vücut diliy- le, al biraz da sen kullan, dedi. Bir adaya vardık. Muz adası. Girişte iki Mısır Lirası veriyorsunuz, adadaki muzlardan istediğiniz kadar yiyorsunuz. Daha 10-15 adım attım, bir yeşillik denizinde- yim. Nil mil yok. önüm arkam muz ağaçları. Bir görevli gülümseyerek, bizim Anamur muzundan hallicemuzlarverdi. 10-15 muzluk bir demet.AI- dım ama, gözüm ilerideki ağaçlarda. Yiye yiye gi- derken, yol çatallaştı. Soldan devam ettim, muz- larda irileşmeye başladı. Yaşasın dedim, bunlar- dan yerim. Az daha ilerledim. Devam etmek ser- best ama hemen önümde resimle de anlatılmış bir yazı: - Dikkat, timsah çıkabilir! Yarı tedirgin geri dönerken, görevli bana bakıp timsah gülümseyişleri akıtıyordu... ankcum(a cumhuriyet.com.tr Siz Hiç Köyde Tinerci Çocuk Gördünüz mü?.. B Baştarafı 2. Sayfada Her türlü bağımlılığuı tabanında, ruhsal yön- den "direnç azlığı" ve "gerçeklerden kaçış" is- teği vardır. Birey uyuşturucuyu kullandığı za- man sorunlanndan kurtulmaktadır ve kendine göre o an rahatlamaktadır. Yine geri kalmış ülkelerde sosyoekonomik ya- pı değişmekte, köylerden kentlere insanlar zo- runlu olarak gelmektedir. Sizler hiç köyde, ka- sabada yaşayıp da tiner koklayan bir çocuk gör- dünüz mü?.. Bu ve bunun gibi futbol fanatikliği, aşın davTanışlann en büyük nedeni, yaşam orta- mıdır. Umutsuzlukrur, toplumdan dışlanma duy- gusudur, itilmişliktir, sevgisizliktir. Cözüm olarak kısa dönemde, yerel yönetimle- rin gençlerimiz için her birime ve her bölgeye mümkün oldukça spor alanlan ve olanaklan ya- ratmalan, onlann ruhsal ve fıziksel sağlıklan açı- sından çok yararlı olacaktır. Yine, aileler de ço- cuklanna yalnız besin ve pahalı giysiler(!) alma ile görevlerinin bitmeyeceğini bilmelidir; sevgi, ilgi, güven ve sıcak aile ortamı sağlamak görev- leridir. Hatta uzun dönemde de: Ülkeler ve ülkemiz olarak, insanlann insanca yaşayabileceği, temel ihtiyaçlannın sağlandığı, gelir dağılımının daha dengeli, "insan değeri"nin öne çıktığı (ABD ve Avrupa ülkelerinde evcil hayvanlann mamasına yıllık 17 milyar dolar harcanıyor) bir ortam yaratılmalıdır, yoksa bu kaynaktan daha çok "tinerciler" çıkar.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear