Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 14 KASIM 2004 PAZAR
8 HABERLERlN DEVAMI
TURKİYE
Istanbul
Edirne
Kocaelı
Çanakkale
Izmır
Manisa
Aydın
Denizlı
P B
Y
P B
Y
Y
Y
Y
Y
21
17
23
22
24
23
25
24
Sinop PB 19 Adana PB 26
Zonguldak PB 22 Antalya
Samsun
Trabzon
Giresun
Ankara
Eskişehır
Konya
Sıvas
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
21
21
20
21
20
20
18
Y 22 Kars
Mersin
Diyarbakır
Şanlıurfa
Mandın
Sıirt
Hakkân
Van
PB
B
B
B
B
B
B
25
20
21
19
18
13
13
Yurdun kuzey, ıç ve
batı kesımlen parçalı
yer yer çok bulutlu, Mar-
mara. Ege ve Batı Akde-
ne sağanak ve gokgu-
rultulu sağanak yağışlı
dığer yerler az bulutlu
geçecek Yağışlar Mar-
mara'nın batısı ve kuzey
Ege kıyılannda yer yer
etkılı olacak Hava sı-
caklığında onemlı b r
değışıklık olmayacak.
DIS MERKEZLER
Oslo
Helsınki
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Paris
Bonn
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
/
5
5
8
11
9
8
7
Münih PB 4 Zürıh
Berlin
Budapeşte
Madrıd
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
B
PB
B
PB
Y
Y
Y
Y
6
7
13
5
8
15
12
25
K 3 Şam
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tıflis
Kahire
Y
PB
PB
PB
PB
PB
B
A
9
19
1
17
18
1b
13
27
A 24
Açık Parçalı bulutlu t Çok bulutlu ı Yagmurtu Gok gurultülu
G U N C E L CÜIS'EYT ARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
yi sağlam bir yapıya kavuşturduğunu söylüyor
ve sonra örnekliyor.
2003 yılında çiftçilere yapılan destek ödeme-
sinin 2 katrilyon 400 trilyon lira olarak gerçek-
leştiğini, 2004 yılı için aynlan 2 katrilyon 600 tril-
yon liralık kaynağın tamamına yakın bir kısmı-
nın da yine çiftçilere aktarıldığını anlatıyor.
Oysa, kasım ayı CHP Ekonomik Bülteni: Bu yı-
lın ilk dokuz ayında çiftçinin eline geçen fiyatlar
yüzde 8.1 oranında azalırken, tarım fiyatları ar-
tışı yüzde 4.6 oldu. Buna göre yılın ilk dokuz
ayında çiftçi yüzde 3.5 oranında yoksullaştı.
Çiftçi, ürettiği ürünlerin hiçbirini geçen yılın fi-
yatlarıylasatamazken; narenciye, domates, pa-
tates geçen yılın ancak yarı fiyatına gitti. Güb-
re, ilaç, enerji, mazot gibi girdi fiyatlarında bü-
yükartışlaryaşandı.
2004 yılı başında 380 bin TL olan üre gübresi
bugün 510 bin TL, 314 bin olan kompoze güb-
re bugün 400 bin TL, 1.357.000 TL olan mazot
bugün 1.750.000 TL
Hükümet çiftçiye vaat ettiği "yeşil mazot" ve
mazot desteğinden bu yıl söz etmiyor.
• • •
Başka temel konulara geçelim. RTE eğitime
çok büyük ağıriık verdiklerıni belirtti. Geçen iki
yıl içinde öğrencilere devlet tarafından verilen
burs, kredi ve harçlarda da hem adet, hem mik-
tar olarak büyük artışlar sağlandığını rakamlar
vererek öne sürdü.
Milli eğitimde durum abartarak söylediği gıbi
mi? Yoksa 2002 yılından bu yana AKP iktidarı-
nın GSMH içinde giderek azalan payına göre; bu
konuda hükümet "kafasını kuma gömen deve-
kuşu" mu?
2002 yılında konsolide bütçe kapsamındaki
eğitim harcamalannın GSMH'ye oranı yüzde 4.5
iken, bu oran 2003'te yüzde 4.2'ye, 2004'te de
yüzde 4.1 'e geriledi.
övünmenin, gidişatı parlak göstermenin el-
bette sınırı yok. RTE, "ağır ekonomik şartlar al-
tında ezilen dar gelirli, yoksul ve yardıma muh-
taç kesimlere yönelik düzenlemeleri" öncelikli
görev saydığından başlıyor. Geçen iki yıllık sü-
re içinde beyaz eşya fiyatlannda önemli düşüş-
ler yaşandığını vurguluyor. Asgari ücretli bir va-
tandaşın eline geçen aylık tutarla Ekim 2002'de
190 kilogram ekmek alabildiğini, bugün bunun
258 kg. ekmeğe ulaştığını, vatandaşın satın al-
ma gücünde artışlar olduğunu, ailelerin en az ya-
rısının beyaz eşya satın aldığını veya yenilediği-
ni söylüyor.
Işte diyor AKP'nin yarattığı refah ülkesi Türki-
ye! Gerçek böyle mi?
CHP'nin saptamalan aksini gösteriyor. AKP
hükümeti iktidara geldiğinden bu yana artmak-
ta olan vergi yükünü, halkın ödeme gücünü dik-
kate almadan toplumun geniş kesimleri üzerine
yıktı. 1998'de yüzde 17.24 olan vergi yükü 2000
yılında yüzde 21.10'a, 2003'te yüzde 23.64'e,
2004'te ise yüzde 23.69'a tırmandı. IMF'nin ye-
ni üç yıllık programının başlangıcı olan 2005'te
ise yüzde 24.73'e yükselmesi öngörülüyor.
Devlet Bakanı Ali Babacan'ın "bizhazııiadık"
demesine karşın, IMF'nin onayladığı yeni üç yıl-
lık stand-by da, 2005 bütçesi de IMF'nin dayat-
malarını karşılıyor.
2000-2004 dönemini kapsayan beş yıllık plan
sayesinde yoksullaşma ve işsizlik rekor düzey-
lere tırmandı. Plan, bölgesel kalkınmadaki de-
rin uçurumlan gideremedi, toplumsal yaraların
sarılmasına yeterli olmadı.
Bay Başbakan, yüz binlerce memurun, mil-
yonlarca asgari ücretlinin ancak açlık sınırı dü-
zeyinde gelir sahibi olduğundan söz açmıyor.
Açlık sınınnın 490 milyona, yoksulluk sınınnın
1 milyar490 milyon lirayatırmandığından haber-
siz görünüyor.
Çıkıyor ekranlara; açlık sınınnda, kimi sorun-
lar karşısında çaresiz milyonlara "Hükümet ola-
rakkkk, yoksuluuu çaresiz, dertliyiii yalnız bırak-
mamaya karariıyız" diyor.
Rakamlar sıralıyor. Bu rakamlarla övünüyor.
Bu rakamlarla seviniyor.
Yalandan kim ölmüş ki...
SSK hastanelerinin devriyle ilgilirapordasağlıkta kaos yaşanabileceği vurgulandı
TISK hükümeti uyardıI Baştarafı 1. Sayfada
landınlmış aile hekinıliği" olur.
HukUkl zemlnl yok: SSK hastanele-
rinin gerçek sahibi işçi ve işverenlerdir. Sa-
tış, hibe, takas gibi mülkiyetin el değiştir-
mesi sonucunu doğuran hukuki tasarruflar,
mutlak surette iki taraflıdır. Bu olayda ise
iki tarafyoktur. Hem devreden hem de dev-
ralan hükümettir. Öte yandan taslakta önce
devir işlemi yapılmakta, daha sonra rayiç
bedelin belirleneceği öngörülmektedir. Bu
fevkalade yanlış bir uygulamadır.
Bedeli ödenmeyecek: SSK saghk
tesisleri, işçi ve işverenlerce ödenen prim-
lerle oluşturulmuştur. Taslakta her ne kadar
devir karşılığmda bedelin Hazine'ce öden-
diği söylense de; bu karşılığın Hazine'de
olmadığı bütçede böyle bir ödeme öngörül-
mediği açıktır. Söz konusu işlemin kâğıt
üzerinde olacağı; gerçekte bir ödemenin
yapılmayacağı aşikârdır.
Sağllkta kaOS Olur: Sağlık Bakanlığı
kendi sahip olduğu sağlık birimlerini işletme-
de başanlı değilken, SSK hastanelerini üstlen-
mesi sağhk hizmetlerinde kaosa yolaçacaktır.
Maliyetler artacak: 2003 yıiı venie-
rine göre kişi başma sağlık harcaması SSK'de
186 milyon 206 bin 897 lirayken, bu harcama
Bağ-Kur'da 512 milyon lira, Emekli Sandı-
ğı'nda ise 995 milyon 718 bin lira olarak ger-
çekleşmiştir. SSK'nin yaklaşık hasta başı ma-
liyeti yıllık 1 lOABDDolan'yken, Sağlık Ba-
kanlığf nda bu rakam yaklaşık 2 katına çık-
maktadır. Aynı maliyet yapısıyla hizmetlerin
tek elde toplanması, SSK'nin mali yapısı açı-
sından büyük sorunlara yol açacaktır.
Primler arttırılacak: Sosyai sigor-
talar Kurumu'nun 2004 başından bu yana
Bağ-Kur gibi sağlık harcaması yaptığı dik-
kate alınırsa; SSK'nin harcamalannda 2005
yılında görülecek artış 4.2 katrilyon liradır.
Bu artışın gelecek yıllarda işçi ve işveren-
ler üzerinde yeni bir prim yüİcü olarak dön-
mesi kaçmılmazdır.
SSK'liler hizmet almayacak: Bu
el koyma işlemi gerçekleştiği takdirde ve
SSK hastaneleri Sağlık Bakanlığı, akabin-
de de beledıyelere ve il özel idarelerine dev-
redildiğı takdirde kısa bir süre sonra SSK
parasızlık nedeniyle sağlık hizmeti satın
alamaz dunıma gelir. Bu da hastalık, mes-
lek hastalığı ve iş kazası hallerinde çahşan-
lann kurumca tedavisinin yaptınlamaması
durumunu ortaya çıkaracaİctır.
Mersin'deki eylemde hükümetin SSK hastanelerini özelleştirmek istediğine dikkat çekildi
'AKP sağlığa zararlıdır'
MERSİN (Cumhuriyet) -
Mersin'de bir grup Halkevleri
üyesi, AKP hükümetinin SSK
hastanelerini Sağlık Bakanlı-
ğı 'na devretme girişimini ve AB-
D'nin Irak'ın Felluce kentinde
yürüttûğü operasyonlan protes-
to etti. Halkevleri Mersin Şube si
Başkanı Şamil Cevahir Işık,
"Bir zamanlar 'minareler sün-
gümüz' diyenler, şimdi camile-
ri bombalayan ABD'ye destek
veriyorlar" dedi.
Halkevleri Mersin ve Demir-
taş şubeleri üyeleri dün AKP
Mersin tl Başkanlığı önünde bir
araya geldi. Grup üyeleri "Bu
ülke bu halk satılık değil",
"AKP sağlığa zararüdır" diye
slogan atarken, Mersin Şubesi
Başkanı Şamil Cevahir Işık, hü-
kümetin SSK hastanelerini özel-
leştirmek istediğini söyledi. Işık,
"SSK hastanelerinin gerçek
sahipleri emekçilerdir.
SSK'nin sorun yaşamasının
nedeni emekçiler değil, sigor-
t* primlerini yatırmayanlar-
dır. tktidar, emekçilere kaba-
dayılık yapacağına, sigorta
primlerini yatırmayanlara ka-
badayılık yapsın" diye konuş-
tu. AKP iktidannın ABD'nin I-
rak'ta yürüttüğü operasyonlara
sessiz kalmasını da eleştiren Işık,
"Bir zamanlar 'minareler sün-
gümüz' diyenler, şimdi camile-
ri bombalayan ABD'ye destek
veriyorlar. Felluce direnişini
selambyoruz, seyirci kalanları
kınıyoruz" dedi. Çevik Kuvvet
Mersin'de
Halkevleri üyesi bir
grup AKP
hükümetinin SSK
hastanelerini Sağlık
Bakanlığı'na
devretme girişimini
ve ABD'nin Irak'ın
Felluce kentinde
yürüttûğü
operasyonlan
protesto etti.
(Fotoğraf: ABİDÎN
YAĞMUR)
ekiplerinin yoğun güvenlik ön-
lemleri aldığı AKP tl Başkanlı-
ğı binası önündeki eylem her-
hangi bir gerginlik yaşanmadan
sona erdi. Eylemci grup "Katil
ABD..işbirlikçiAKP..." slogan-
lan atarak dağıldı.
CHP'li Haluk Koç, devletin sağlık hizmetlerinden çekilmeye başlandığını söyledi
6
Paran kadar hizmet9
dönemi
TÜREY KÖSE
ANKARA - SSK hastanelerinin Sağlık
Bakanlığı'na devri ve aile hekimliği pilot uy-
gulaması ile ilgili yasa tasanlannın bayram
sonrasuıda yasalaşması planlanırken; CHP
ilgili sivil toplum kuruluşlanyla birlikte bu
düzenlemeleri mercek altına aldı. CHP Grup
Başkanvekili Haluk Koç, "liberal politika-
larla, devletin parça parça sağhk hizme-
tinden çekilmeye başladığını, paran ka-
dar sağlık, dönemine geçileceğini" söyle-
di.
Haluk Koç, "Sağhkta Dönüşüm Progra-
mı" adı altında getirilmek istenen bütünün
en önemli parçalanndan birinin aile hekim-
liği ve onun dayandığı genel sağlık sigorta-
sı uygulaması olacağını vurgulayarak şu de-
ğerlendirmeleri yaptı: "Sağhkta temel ter-
cihiniz nedir? Sosyai devletten yana mısı-
mz; yoksa, neoliberal yaklaşımlardan ya-
na mısınız? Sağlık bizmetleri ticari alan-
da kullanüacak hizmetler değildir. Hiçbir
asgari ücretli Türkiye'de aldığı 360 küsur
milyon liranın yüzde 12.5'ini ek sağlık ver-
gisi olarak veremez. Minimum, en az sağ-
hk hizmeti alacak bir paketin kendisine
sunulması, ek hizmet almak istiyorsa, baş-
ka primler ödeyerek farklı paketlerden
yararlanması gündeme gelecek. Sonuç
olarak, paran kadar sağhk, noktasına gi-
düiyor."
CHP'li SamiTandoğdu, aile hekimliğinin
amacının genel sağlık sigortasına zemin ha-
zırlamak olduğunu vurguladı. Türk Tabiple-
ri Birliği de, aile hekimliği uygulamasının
"aldatmaca" olduğunu bildirdi. TTB, Tür-
kiye'de daha önce yetiştirilen aile hekimleri
uzmanlannın Dünya Sağlık Örgütü'nün ta-
nımına uymadığı voırgulanarak "Elimizde
mevcut 40 bin yetişmiş pratisyen hekimin
de geçiş döneminden sonra pilot uygula-
manın başanlı olamaması durumunda
yok sa\ilması, kaynakları kıt olan bir ül-
ke için büyük bir savurganlıktır." denildi.
AL GÖZÜM SETRETLE/IŞIL ÖZGENTÜRK
Ne Değişir?
• Baştarafı Arka Sayfada
Acım giderek artıyor, Yaser Arafat
karargâhının olduğu yere Mısır üstün-
den götürülüyor, çürîkü öteki sınırlar
tsrailliler tarafından çoktan kapatıl-
mış. Arafat kendi mezanna bir başka
ülkeden geçerek gidiyor ve bu hiç de-
ğişmeyecek gibi gözüküyor.
Aklımı Roma tmparatorluğu'nun
çöküşüne takmam boşuna değil. En
büyükler bile yok olabilir diye düşün-
mek istiyorum. Bir güç, insanoğlunun
bir insan yanı artık bazı şeylere ta-
hammül edemez diye düşünmek isti-
yorum.
Bu bayram sabahı sizleri de karam-
sar düşüncelere sürükJedim, ama ha-
yat devam ediyor. Bu arada biz tbra-
him Tatlıses ve Asena arasındaki
mahremiyetin bütün sırlannı öğreni-
yoruz ve kadın-erkek eşitliği mesele-
sini onlar üstünden tartışmayı pek bir
seviyoruz.
Uzmanlar aşkı onlann aşkı üstün-
den tanımlıyor. Şiddeti oniar üstün-
den anlatmaya çalışıyorlar. Ne oluyor
bilmiyorum, dünyanın neresinde olur-
sa olsun, ünlülerin aşk hikâyeleri her-
kesin ilgisini çeker. Ama o kadar. Ay-
nca ünlüler aşklanru tekmili birden
36 kısım haline özellikle getirirler. Bu
onlann kasetlerinin daha çok sarma-
suıa ve daha fazla mesai yapmalanna
neden olur. Bizde de durum bundan
farklı değil, farklı olan, ana haber
programlannın silme bu işle dolup
taşması. Yarabbi, reyting uğruna ne
güneşler batıyor!
Bu arada birileri televizyon kanal-
lannın çoğalmasının demokrasinin
gelişmesinde çok etkili olduğunu hiç
sıkılmadan yineliyor. Nasıl bir etki
bu? Öğrendiğimiz demokrasi ne?
Mahrem sırlar üstüne ahkâm kesme
demokrasisi mi?
Gene öfkelendim, başka şeylere de
kızgınım, gene uzmanlar internet kul-
lanımının artmasını kültür düzeyinin
ve bilgilenmenin artması gibi
görüyorlar; bu uzmanlara bu bayram-
da kentlerdeki ve kazalardaki internet
kafelere uğramalannı tavsiye ediyo-
rum, bu benim sık yaptığım bir iş, in-
sanlar internette ya porno izliyor ya da
oyun oynuyor, hangi bilgilenme?
Kessem iyi olacak, çok doluyum.
Kesiyorum ve diyorum ki, bence bay-
rama en çok yakışan sözcük dostluk-
tur, bu bayram cümle dostluklar sizin
olsun.
isilozgenturk@ superonline.com
SİVtL TOPLUM ÖRGÜTLERİ FELLUCE OPERASYONUNU VE İSRAİLİKINADI
İ
ABD yeni pazar peşinde'
Istanbul Haber Servisi - Siya-
si partiler ve sivil toplum örgütle-
ri, yaptıklan eylemlerle ABD'nin
Felluce'ye saldınsını kınadı. Ba-
sın açıklamalannda, yaşamını yi-
tiren Filistin Lideri Yaser Ara-
fat'ı da anan örgütler, işgalci ts-
rail'i de protesto ettiler.
Ezilenlerin Sosyalist Platfor-
mu, Emekçi Hareket Partisi ve
bazı sivil toplum kuruluşu üyele-
ri dün öğle saatlerinde Istiklal
Caddesi'ndeki Yunanistan Kon-
solosluğu önünden yürüyüşe ge-
çerek Ingiliz Konsolosluğu önün-
de bir araya geldi. "Direnen Fel-
luce kazanacak" pankartı açan
grup adına konuşan Özkan Kay-
gulu, ABD'nin saldınlannın
amacının, yeni pazar yaratmaya
dönük olduğunu ifade ederek sal-
dın sırasında en çok bedel öde-
yenlerin çocuklar ve kadmlar ol-
duğunu söyledi. Emperyalist güç-
lerin aynı saldınlan Israil üzerin-
den Filistin'e de yönelttiğine de-
ğinen Kaygulu, "Yaser Arafat'ın
ölümüyle birlikte timsah göz-
yaşları dökenlerin aslında, bu-
gün Filistin'in en büyük düş-
CYDD: IRAKTAKİ KATLİAM DURSUN
tstanbul Haber Servisi - Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği
(ÇYDD) Genel Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan, "Bütün dünyaya
meydan okuyarak Irak'ı işgal eden ABD, şimdi de masum halkı,
çocuk, kadın. genç, yaşlı demeden katletmektedir" dedi. Saylan
yaptığı yazılı açıklamada, Felluce'deki katliamın tüm dünyanın 'dur'
demesi gereken bir konuma geldiğini kaydederek "ABD ve yandaş-
larının uyguladığı korkunç savaşın, uluslararası kurumlar ve
tüm dünvaca el ele verilerek durdurulması" istendi.
manları olduğu gün gibi açıkta-
dır" diye konuştu.
Taksim Gezi Parkı'nda topla-
nan DlSK'e bağlı sendika üyele-
ri, Eğitim-Sen, Tüm Bel- Sen ile
bazı siyasi partilerin üyeleri de
ABD'nin Felluce katliamını pro-
testo etti.
Utanç verici boyutta'
Grup adına bir basın açıklama-
sı yapan KESK Istanbul Şubeler
Platformu Dönem Sözcüsü Nec-
det Uygun, Felluce'de yaşanan
katliamın, insanlık adına utanç
verici boyuta ulaştığının altını çi-
zerek ABD'nin, işgal ettiği top-
raklardan derhal geri çekilmesi
gerektiğini söyledi. Arafat'ın ölü-
münde Israil'in büyük payı oldu-
ğunu dile getiren Uygun, "Isra-
il, Arafat'ın yaşamını adadığı
vatanına defnedilemeyeceğini
belirterek zulmünde sınır tanı-
madığını gösteriyor" dedi. "Fi-
listin'e özgürlük" pankartı açan
grup, "Katil Şaron katil Bush",
"Direniş sürecek, işgal bite-
cek". "Her yer Felluce, her yer
Filistin" sloganlannın ardından
olaysız dağıldı.
"Irak'ta İşgale Hayır Koor-
dinasyonu" ve ÖDP de, ölümü-
nün ardından Filistin Devlet Baş-
kanı Yaser Arafat'ı anmak, Filis-
tin halkının mücadelesine destek
olmak amacıyla önceki akşam ey-
lem düzenledi.
GUNDEM MLSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
ölüler Kenti, 5 bin yıllık mezarlık. Kahire'nin
Abbasiya semtine giden yolun üzerinde. Taksi
şoförüyle peygamber pazarlığı yaptık. Gitmek is-
temedi. Başka güzel yerler önerdi, kendince.
Ben, yokdedim. ölüler Kenti... Hırsızlık, soygun-
larolurmuş. Sonunda anlaştık. O, kentin kapısın-
da bekleyecek, ben bir tur atıp döneceğim.
llık bir ikindi vakti... Müslüman, Musevi, Hıris-
tiyan, eski Mısır mezarları bir arada. Eski Mısır
mezarlan oda şeklinde. Arasına karışan Müslü-
man mezarlan bizim Anadolu'dakilere benziyor.
Oda mezarlara, yuvasız insanlar yerieşmiş. ölü-
lerle sarmaş dolaş yaşıyorlar. Buraya ölüler Ken-
ti denmesinin nedeni de o. Nüfusu iki binden faz-
la.
Kente girdim, daha 5-10 adım atar atmaz kar-
şımda Anadolu tipi bir mezar, üzerinde tencere-
ler, yanda bir sandalye, az ötede mangal... Ha-
yata dair her şey var. Az sonra ölü odasının sa-
kinleri çıkageldi. Güleryüzlü bir kadın, yanında i-
ki çocuk... Başlangıçta fotoğraf çektirmek iste-
mediler. Açlık sınınndaki insanları ikna etmenin
en gerçekçi yöntemi, az sonra iki ekmek alma-
sını sağlayacak para vermektir. Bin ekmeklik bü-
tün bir para verirseniz, şaşınr. Onun için bir şey
ifade etmez. Ama iki ekmeklik, bozuk yerel pa-
ra, çok büyüktür!
Fotoğraflar çekerek yoluma devam ettim. Bir
meydancık, az ötede, iki mezar odasını birieşti-
rip, kocaman ev haline getirmiş bir aile. önünde
de Müslüman mezarı. Onun üzerinde az önce
sebze ayıklamış. Bunlar şanslı sayılır, kocaman
bir evleri var.
Her dar sokak, az sonra küçük bir meydana çı-
kıyor. Düzenli bir şehir. Arada ölükondular var, a-
ma o mezar yükseltileri de değişik amaçlarla kul-
lanıldığı için, gözü ısırmıyor.
Hava kararmak üzereyken sönük ışıklı mezar
evlerden birine girdim. ölü ışıkta kirli beyaz diş-
leriyle gülümseyen bir adam. Ben de güldüm. O
da gülmeye devam etti. Bir ölü gülümsese daha
az ürkütücü olurdu.
Dönerken taksi şoförü, her şeyini kontrol ettin
mi, diye sordu. Tam gaz Kahire'ye girerken takıl-
dım:
- Aklım hariç her şey yanımda. Aklım, ölüler
Kenti'nde kaldı!
Timsah çıkabilir
Mısır'ı Nil'siz anlatmak, dilsiz anlatmak olur...
Kahire'den Luksor'a trenle gittim. Nil kıyısın-
dan. Nil, saklambaç oynar gibi arada görünüp
kayboldu. Karnak, Luksor'daki öteki tapınaklar,
mezarlar, piramitlerden daha muhteşem desem
yeridir. Luksor'da Krallar ve Kraliçeler Vadisi'ni
dolaşmadan önce binlerce yıllık Nil ulaşım aracı
felukalarla kısa bir ırmak turu yaptım.
Feluka, yelkenli basit bir su ulaşım aracı. Mısır
resimlerinin kahramanlarından. Nil, yerine göre o
kadar genişliyorki, ortasındaadalarvar. Nil'in bir
kıyısından felukaya bindim, öteki kıyı neredeyse
görünmüyor. Kendimi bir an Amazon Irmağı'nda
hissettim. Orası daha çok nemli-sıcak bir yeşil-
le örülüydü ama, burada da Nil'in hemen ötesin-
de başlayan çöl, tepemde ateşle suyu dans et-
tiriyordu.
Felukaya merakla bakınca kaptan vücut diliy-
le, al biraz da sen kullan, dedi. Bir adaya vardık.
Muz adası. Girişte iki Mısır Lirası veriyorsunuz,
adadaki muzlardan istediğiniz kadar yiyorsunuz.
Daha 10-15 adım attım, bir yeşillik denizinde-
yim. Nil mil yok. önüm arkam muz ağaçları. Bir
görevli gülümseyerek, bizim Anamur muzundan
hallicemuzlarverdi. 10-15 muzluk bir demet.AI-
dım ama, gözüm ilerideki ağaçlarda. Yiye yiye gi-
derken, yol çatallaştı. Soldan devam ettim, muz-
larda irileşmeye başladı. Yaşasın dedim, bunlar-
dan yerim. Az daha ilerledim. Devam etmek ser-
best ama hemen önümde resimle de anlatılmış
bir yazı:
- Dikkat, timsah çıkabilir!
Yarı tedirgin geri dönerken, görevli bana bakıp
timsah gülümseyişleri akıtıyordu...
ankcum(a cumhuriyet.com.tr
Siz Hiç Köyde Tinerci
Çocuk Gördünüz mü?..
B Baştarafı 2. Sayfada
Her türlü bağımlılığuı tabanında, ruhsal yön-
den "direnç azlığı" ve "gerçeklerden kaçış" is-
teği vardır. Birey uyuşturucuyu kullandığı za-
man sorunlanndan kurtulmaktadır ve kendine
göre o an rahatlamaktadır.
Yine geri kalmış ülkelerde sosyoekonomik ya-
pı değişmekte, köylerden kentlere insanlar zo-
runlu olarak gelmektedir. Sizler hiç köyde, ka-
sabada yaşayıp da tiner koklayan bir çocuk gör-
dünüz mü?.. Bu ve bunun gibi futbol fanatikliği,
aşın davTanışlann en büyük nedeni, yaşam orta-
mıdır. Umutsuzlukrur, toplumdan dışlanma duy-
gusudur, itilmişliktir, sevgisizliktir.
Cözüm olarak kısa dönemde, yerel yönetimle-
rin gençlerimiz için her birime ve her bölgeye
mümkün oldukça spor alanlan ve olanaklan ya-
ratmalan, onlann ruhsal ve fıziksel sağlıklan açı-
sından çok yararlı olacaktır. Yine, aileler de ço-
cuklanna yalnız besin ve pahalı giysiler(!) alma
ile görevlerinin bitmeyeceğini bilmelidir; sevgi,
ilgi, güven ve sıcak aile ortamı sağlamak görev-
leridir.
Hatta uzun dönemde de: Ülkeler ve ülkemiz
olarak, insanlann insanca yaşayabileceği, temel
ihtiyaçlannın sağlandığı, gelir dağılımının daha
dengeli, "insan değeri"nin öne çıktığı (ABD ve
Avrupa ülkelerinde evcil hayvanlann mamasına
yıllık 17 milyar dolar harcanıyor) bir ortam
yaratılmalıdır, yoksa bu kaynaktan daha çok
"tinerciler" çıkar.