Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
-14 EKİM 2004 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
17
AB siireci:
Önce bayram,
sonra kazık saymu!
Bektronikposta:dentzsofn®cun*w1y8tcom. Tei: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
- Barzani, Kerkük için
Türkiye'ye rest çekmiş...
"Çeker tabii: elinde üç coni.
iki DBDaz vaıi"
AskerlikBir yurttaş, bilgi
edinme hakkını
kullanarak
Genelkurmay
Başkanlığı'na soruyor
Sedat Peker askerliğini
ne zaman yaptı;
yapmadıysa gerekçesi
neydi ya da halen asker
kaçağı mıdır?
Muğla Oğretmen
Evi'nin bahçesinde
bulunan Atatürk
büstünün kaidesindeki
"Atam, kurduğun laik
cumhuriyeti özgüriük
ve anlayış çerçevesinde
yükselteceğiz" yazısı
siyah boya ile
kapatılmış ve binanın
girişindeki Atatürk
fotoğraflan kaldınlmış
olup "Atatürk Köşesi"
şimdilik bir köşede
muhafaza attında
tutulmaktadır.
Taktik
Ayşe Meral:
"Geçenlerde 'Insan
Haklannda Yeni
Taktikler'
sempozyumunun
açılışına katlan en
büyük ihlalci ABD'nin
Ankara Büyükelçisi
acaba ne gibi taktikler
vermiş olabilir?"
umhuriyet okurlan varya, valla korkulur. Eğer
bir şey söyfüyorlarsa mutlaka bir brldikleri
vardır. Bildiklerinin, gördüklerinin, söyledikle-
rinin arkasında sonuna kadar duaııiar. Hiç
ödün vermezler. Bazen konuyu kapatmış gibi görün-
seler de yeri geldiğinde taşı gediğine koyariar.
Nasıl mı? Aynen şöyle...
Nisan 2002'de, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal
Bursa'nın Mustafakemalpaşa ilçesine gitmişti. Bele-
diyede yurttaşlarla konuşurken, geçimini pazarcılık
yaparak sağlamaya çalışan emekli astsubay Seçkin
Bilgiç, "Avrupa Birliğı hakkındanedüşünüyorsunuz"
diyesormuş, Baykal daAB'ninTürkiye'yi istemediği-
ni ancak almak zorunda olduğunu, Türkiye'nin gere-
kirse kapısında yatarak, gerekirse bacasından gire-
rek AB'ye üye olacağını anlatmıştı. Seçkin Bilgiç üs-
teleyip, "Mahallede sekiz çocuklu dul bir kadın var.
Kadın zor durumda, zengin bir adama göz koymuş.
Kadın, illa beni alacaksın diye tutturmuş. Fakat ada-
Mahallenin dulu
mın hem kadında gönlü yok, hem kadını beğenir gi-
bi olsa bile sekiz çocuğun sorumluluğunu üstlenmek
istemiyor. Adam kaçıyor, kadın adamın yakasını bırak-
mıyor. Sizin anlattığınız AB'nin kapısının önünde yat-
mak, bacasından girmeye çalışmak da buna benzi-
yor... Ne dersiniz" diye sorunca Deniz Baykal'ın yanı-
tı "Kaşımayalım" olmuştu. Seçkin Bilgiç, Baykal'ın
görüşünü öğrenmekte ısrar edince de CHP'lilerin "Ta-
mam kardeşim, kapat... Konuşma" uyanlarıyla konu
kapatılmış ancak bu tartışma Vaziyet'e yansımıştı.
Bunun üzerine, CHP'nin o dönemki yöneticilerin-
den Yılmaz Ateş bizi aramış ve Baykal'ın "Böyle bir
olay yok" dediğini, CHP Mustafakemalpaşa llçe
Başkanı'nın da böyle bir olay olmadığını söylediği-
ni bildirmiş ve hatta Deniz Baykal gibi entelektüel bi-
rikimi olan bir siyasi liderin, vatandaşı muhatap alıp
"mahallenin dul kadını" diyaloğuna girmeyecegini
anlatmıştı.
Biz bunları da yazmış ve "Halk tabakasının sözüne
inanıp entelektüel birikimi olan bir siyasi lideri üzdü-
ğümüz için özür dileriz" diyerek konuyu kapatmıştık.
Geçen gün zırtelefon; Mustafakemalpaşa'dan Seç-
kin Bilgiç anyor. Hal hatır bile sormadan lafa giriyor.
Siyasi hayatını AB üzerine kumnuş Mesut Yılmaz'ın
bile AB'nin raporlannı terbiyesizlik, sömürge valiliği
tavrı olarak nitefediğini, Deniz Baykal'ın ise Recep
Tayyip'i onurla desteklediğini açıkladığını ve koluna
girip 17 Aralık'ta AB toplantısına gideceğini hatırlatıp
"Gördünüz mü şimdi 'mahallenin dul kadını' diyalo-
ğunun aslını astarını" diyor.
Biz lafı değiştiımeye çalışıp, CHP'nin eski ilçe baş-
kanını soruyoruz; "Deniz Baykal onu milletvekili yap-
tı ve Ankara'ya yanına aldı" diyor.
Cumhuriyet okuriarı böyledir işte...
SESSÎZ SEDASIZ (!) Geyik Muhabbeti'nin bile içi boşaldı!
Mizah yazan dostumuz Cihan De-
mirci diyor ki:
"Bundan tam 22 yıl önce 1982'de bir
hainlik yaparak dilimize, argomuza, mi-
zahımıza 'Geyik Muhabbetı' sözcük-
lerini sokmuştum.
Amacım çok konuşup, boş konu-
şanlarla dalga geçmekti sadece. An-
cak 1990'lann başında içi boşalmaya
başlayan toplumumuz bu sözcükler-
den 'Muhabbeti' attı ve sadece 'Ge-
yik'le yetinmeye başladı.
O zaman demiştim; bu kadar içi bo-
şalmış bir toplum yakında 'Geyik'ten
de sıkılıp sondaki iki harfi yani 'ik'i de
atar ve ortada sadece 'Gey' kalır diye.
Mizahçı öngörüsüyle bu dediğim de
oldu.
Artık 'Geyik' de bitti...
Şu sıralar ortalıkta sadece 'Gey' var.
Bundan sonrası mı? Bu işin sonu 'G'
noktasına kadar gidecek korkanm."
Cihan'ın yeni öngörüsünün de bir-
kaç yıl içinde gerçekleşeceğine inanı-
yorum...
Ancak "G"ye gelmeden önce
sırada "A" ve "B" gibi başka
harfler var; "Geyik Muhabbe-
ti"nin bu boyutunu da Akif
Kökçe açıklıyor
"Kızdırmasınlar, A planı olmazsa; B
planını devreye sokanz, üstelik C pla-
nımız da var, kızarsak D planını bile uy-
gulayabiliriz, diyorlar...
Kimi kandınyoruz; dünya âlem biliyor
ki eni topu iki planımız var; AB planı ile
ABD planı."
Yüksek Yerilim Hatb
Bayram değil seyran değil, medyamız
AB konusunda halkı niye öptü?
ordincutkufn yahoo.com
Yorumsuz - Küreselleşme
DENİZBANOGLU
Dünya üzerindeki ve denge-
lerindeki hızlı değişimler sonucu
olsa gerek, ister istemez yeni
kavramlar, oluşumlaria tanışıyo-
ruz. "Küreselleşme" de bu yeni
düzen anlayışının getirdiği olu-
şum-kavramlardan biri. Ülke
sorunlanyla ilgilı duyariı yurttaş
olmanın getirdiği sorumlulukla,
biz de bu yeni kavramlann içe-
riğini doldurmak üzere, doğaldır,
bir yandan uzman kişilerin yo-
rumlanna kulak verirken, konu-
ya ilişkin yazılan kitap ya da
araştırmalan okumayı sürdürü-
yoruz. Kimi uzmanlar "küresel-
leşmeyi", 21. yüzyılın biçim de-
ğiştirmiş "emperyalizmi"olarak
tanımlarken, kimileri de "deği-
şim ve gelişimin" olmazsa ol-
maz'ı diye kabullenilmesi gerek-
tiğini ileri sürüyor.
Kavramın ya da oluşumun,
ekonomik, siyasal, kültürel ve
toplumsal temeli olduğundan,
tanımını ve yorumunu, kuşku-
suz konunun uzmanlanna bıra-
kırken, merakiılanna, bu uzman-
lann görüşlerini "yorumsuz" ak-
tarmanın en doğrusu olacağını
düşündüm. Kanştırdığım kitap
ve araştırmalardan ilginç buldu-
ğum görüşleri iletmekle yetin-
dim. Yorum okurtanndır. "Birie-
şik Devletler bilgisayar firması
Sun Mikro-Sistemleri'nin üst
düzey yöneticisi John Gage,
"Küresel Ekonomide Teknoloji
ve Iş" konulu tartışmalı toplan-
tıda, şu görüşü ortaya atıyor: "Iş
arayanlardan beşte biri, tüm
ürünlen üretmeye ve yüksek ni-
telik gerektiren işleri yapmaya
yeter. Hangi ülkede olursa ol-
sun, bu yüzde yirmi, yaşamda,
kazançta, tüketimde ve katılım-
da aktif olacaktır." Peki iş ara-
yanların yüzde sekseni işsiz mi
kalacak? "Çalışmaya Son" ad-
lı kitabın Amerikalı yazarı Je-
remy Rrfkin, "yüzde seksen iş-
sizi büyük sorunlarbeklediğini"
söylerken, Sun'un yöneticisi
Gage, "Yiyeceğiyemeği olmak
veyayem olmak, işte bütün so-
run bu" diyor. "Kısaca, gelece-
ğin dünya formülü, 20'ye 80
formülünü gösteriyor. Yüzde 80
işsizler ordusu ise, yani dünya-
daki gergin nüfus, eski ABD
Başkanı Carter'ın Milli Güven-
lik Danışmanı Z. Brzezinski'nin
insanlan düşüncelerden uzak
tutan, "eğlendir" \ıe "bes/e"for-
mülü ile denetim altında tutulu-
yor. Dışlanmış yüzde 80'in "titty-
tainrnent" ile (beslen-eğlen) te-
selli edildiği bir toplum düşleni-
yor(1)
Istanbul'da düzenlenen 21.
Dcnya Felsefe Kongresi'nde,
Arierikalı Felsefeci Adamantia
PHis, "Küreselieşme ve Kültü-
re Kimlik" başlıklı oturumda,
"çjnûmüz insanlannın, global-
lefnenin yarariı olduğunu san-
dflannı" belirterek "Küresel
epnomi anlayışıyla devlet oto-
ritsi ve çokulusiu şirketler, et-
nî farklılıklan politize edecek
t> gerginlik ortamı yaratacak-
tejır. Bu gerginlik, uluslann et-
ri gruplar olarak parçalanma-
sayol açacaktır" diyerek, kü-
t »ialeşmeyi eleştirmişti.(2) "Bu
'* £n/a Bir Meta Değildir" baş-
|n yazısında Alman Spiegel
«rgsinin yazan Harald Schu-
da küreselleşmenin an-
cak doğru bir sisteme oturduğu
takdirde fırsat olabileceğine de-
ğindikten sonra şöyle söylüyon
"Fakat ekonomileri güçlü ülke-
lerin hükümetleri, küreselleşme
sürecindeki ekonomik ağlann
ve dünya çapındaki iş bölümü-
nün sağladıgı imkânlan, ekono-
mik başanya ve refahın yüksel-
mesinehizmetedecek biryapı-
lanmaya dönüştüremediler."
Yazar bu çarpık gelişmeye kar-
şı yükselen protesto seslerinin,
özellikle para piyasalarına ve
sistemin kurumlanna yönelme-
sine yol açtığını belirterek, gö-
rüşlenni şöyle sürdürüyor:
"Eleştirilerden en büyük payı
alan kurumsa Uluslararası Para
FonulMF'dir. IMF'de, çoğunlu-
ğu elinde tutan ABD ve Avrupa
ülkeleri, özellikle son 20 yılda
yaptınm imkânlanna dayana-
rak, bu kurum içinde kendi çı-
kartannı dayatmaktadırlar. ABD
veAvrupa ülkeleri, IMFkanalıy-
la ekonomik açıdan bağımlı ül-
keleri zorlayarak liberal piyasa
ekonomisine karşı gelmelerine
son verilmesini istiyorlar." Ya-
zar daha sonra şöyle diyor:
"Dünya Tıcaret Sözleşmesi"
(GATT) 1995 yılına kadar geliş-
mekte olan ülkelere, gümrük
vergileri yoluyla kendi ürünlerini
sanayi ülkelennin üstünlüğüne
karşı korumak hakkını verdi.
Güncel Ticaret Sözleşmesi'nin
(WT0) de yardımıyla tam da bu
kalkınma yolu güney ülkelerini
yanya indirirken, yabancı yatı-
nmcıların ayaklannın altına kır-
mızı halı serdiler. Gelişmiş
OECD devletleri de sözlerinde
durmayıp, bu ülkelerin ürettikle-
ri mallan, kendi aralannda uy-
guladıkları vergilerin ortalama
dört katının dahafazlasını alma-
ya devam ediyorlar. Bu uyarla-
ma nedeniyle güney ülkeleri her
yıl ihracat gelirlerinden ortalama
134milyarABD Dolan kaybedi-
yor." Schumann, küreselleşme-
den, gelişmiş ülkelerin de payı-
nı aldığına değinerek şöyle di-
yor: "Şu sıralarsanayiülkelerin-
de devam eden ekonomiyiye-
niden yapılandırma süreci, bu
ülkelerde eşitsizliği harekete
geçirmiştir. Biryandan çalışan-
lann maaşlan azalırken diğer
yandan sermaye sahiplerinin
gelirieri giderek artıyor ve ma-
kasın ağzı giderek açılıyor. "(3)
Yerin kısıtlı olması nedeniyle
örneklemeleri arttırmak olası
değil. Sonuç olarak, küreselleş-
me olgusunun içeride ve dışan-
da ciddi boyutlarda tartışılıyor
olması bir gerçeği ortaya koyu-
yor: Sadece geîişmekte değil
gelişmiş olan ülkeler de, bu ye-
ni oluşuma karşı ekonomi poli-
tikalannı yeniden gözden geçir-
meli ve doğru yapılandırmalıdır.
Bu özellikle Türkiye dahil, geîiş-
mekte olan ülkeler için daha da
yaşamsal bir önem taşımakta-
dır. Yoksa Amerikalı uzman Ga-
ge'in dediği gibi, "yayiyecekye-
meğimiz olacak ya da yem ola-
cağız".
(1) Globalleşme Tuzağı - De-
mokrasiye ve Refaha Saldın;
Hans-Peter Martin, Harald
Schumann (Ümit Yayıncılık).
(2) Bilim ve Gelecek dergisi,
Haziran sayısı, 'Globalleştirme
çağında insan olmak'.
(3) Harald Schumann, 'Küre-
selleşme Karşıtlan ne istiyor?
KİM KİME DUM DUMA BEHİÇAK behicaku turk.net
ÇİZGtLlK KÂMİL MASARACI kamilmasarac'Kn mynet com
HARBİ SEMİHPOROY semihporoy@yahoo.com
HAYAT EPlK TİYATROSU MLSTAFA hayatepikm mynet.com
BEN DE ONU TCU$UM AYDIhTA
BENZETtYORUM..
BAK Bt KO5E
.. BASBAKANI
ATATURJfE BENZETTYORMUŞ !.. "AYDIN" OLARAK YANİ !
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN UEkim ıcmcmumtaz-arikan.com
S£S DUVAR/ ASIUYOR!
194-f'OE 8UGÜH, 8İK UÇAK tUe. tCSZ SES DUVrt&
özeu.iKLE, ır. oûAjy^t SAVAÇI 'MOAN SOH&I, ±er
DAKİ SELJŞMeceR, Ses UIZtNA ULAŞ-rLMAS/U'
AMCAK., UÇAKLAH SES HIZIUA » K C A B
TILAR OU/ÇMA<T* /*rcO7Z4G
TEYO/SU
A///V
NE&EN/YLE, OLAY "£E£
" ANILMAKTAY&t.
ş (
YEAGE& (VGiG OKUMUf?) , "8ELL X-1" APU
BÜNU SAfA/BA/V /U£ te/Çf OLMC/Ç, 12.
HtZlA SES DUVAI&NI AÇM/ÇTV.
A/of-.- t t
Anoak, 12. k*r> yük&ekte. 1O6O k*n/saafe. düşen ses
A/»/, l
DÜZ ÇİZGİ
ÜMtT ZİLELÎ
Gerdan Kırarak
Bel Bükerek!
Almanya'nın ünlü Stem dergisindeki o karikatürü
gördünüz mü?
Büyük olasılıkla görmemişsinizdir; AB'ye girişimi-
zi(!) kutlayan güzide medyamızda böyle bir karikatü-
rün yer alması beklenemezdi dojal olarak... Aydın-
lık dergisine kapak olan karikatür, Avrupa'nın Türki-
ye'yi AB'ye, üstelik 15 senelik bir ucu açık süreçte
nereden almayı düşündüğünü pek güzel ortaya ko-
yuyoıi Karikatür şöyle:
- Bir kapı, üstünde ünlü 12 yıldız, ortasında
"Avrupa Biıiiği"yazıyor... Kapının önünde elleri
ve ayaklan üzerinde, yani dört ayaklı pozisyo-
nunda btyıklı bir yaratık, kapının altına açılmış,
köpeklerin eve girip çıkmasına yarayan küçükalt
delikten kafasını sokmaya çalışıyor... Hemen ya-
ni başında valizi duruyor, sapında da Türkiye
Cumhurjyeti'nin bayrağı...
Evet, köpek girişiü! Avrupa medyasının ve de ka-
rar mekanizmalannın, Türkiye Cumhuriyeti'nin Avru-
pa Biriiği macerasına bakışları böyle...
- Bizimkiler ise sevinçten göbek atıyor!
Lozan öldü yaşasın Sevr!
Bizimkileri sevinçten çılgına çeviren rapor ne di-
yor?
- Türkiye Cumhuriyeti'nin temelini oluşturan Lozan
Antlaşması yetersizdir diyor!
- Yalnızca Rumlann, Enmenilerin, Yahudilerin azın-
lık olması yetmez, başta Kürtler plmak üzere diğer
topluluklara da azınlık statüsü verilmelidir diyor!
- "Sünni olmayan Müslüman azınlık" kavramı ya-
ratılarak, Alevilere de azınlık hakkı verilmelidir diyor!
- Heybeliada Ruhban Okulu açılsın, Fener Rum
Patrikhanesi'ne tüzelkişilik verilsin ve evrenselliği
(ekümenliği) tanınsın diyori
Aslında son derece ustaca bir diplomatik dille ya-
ZJİmış llerleme Raporu'nda Avrupalı, o raporda yer
aimayan ama 150 sayfanın özeti olacak şu tek cüm-
leyi, hançeresini yırtarcasına haykınyon
- Lozan tamam, Sevr'e devam!
Bizimkiler ise omuz titretiyor!
'Sömürge valisi tavn!'
Bizimkiler takla atıyor, Avrupa ise kaynıyor!
Bu rapor bile yetmemiş olacak ki, Avrupa'nın ka-
rar mekanizmalan "eşeği 15 yıl sonra bile iyice sağ-
lam kazığa bağlayacak" önlemleri şimdiden yaratma-
ya çalışıyor...
- Almanya'da iki Hıristiyan demokrat parti CDU ve
CSU Türkiye'nin AB üyeliğine karşı halktan imza top-
lamak için harekete geçti bile. Almanya'nın yakın ge-
lecekteki başbakanı olarak görülen Hıristiyan De-
mokrat Biriik Gene) Başkanı Angela Merkel, "Tür-
kiye'nin imtiyazlı ortaklığı için ve AB'ye tam üye-
liğine karşı böyle birgirişimi ben de düşünebili-
rim" dedi. Merkel'i hatırlayacaksınız; hani Türkiye
ziyareti sırasında Tayyip Bey'in yüzüne "tam üye-
lik olmaz, imtiyazlı ortaklık verelim" demişti!
- Fransa eski başbakanlarından Edouard Balla-
dur, RTL radyosuna yaptığı açıklamada "önümüz-
deki uzun dönemde Türkiye'ye geçici bir 'imti-
yazlı ortaklık' önerisi götûrülmelidir" dedi.
Diğer ülkelerden, örneğin Avusturya'dan, Slovak-
ya'dan, Belçika'dan, Hollanda'dan, Danimarka'dan
söz etmiyonjm bile! AB'nin iki baş aktöründe yapı-
lanlar Türkiye için nelerin tezgâhlandığını gösterme-
ye yetiyor!
Bizimkiler ise bir yandan göbek atıyor, diğer yan-
dan da gerçekleri işaret etmeye çalışanlara öfkele-
niyor, "ah bu karamsarlık" başDklan atıyor! Engin
kürtüre sahip "köşe yazarlan" Avrupa'nın bu karan
bile nasıl büyük zorluklaria aldığını, anlayışlı olmamız
gerektiğini, doğal olarak biz Türkl|rden çok korktuk-
lannı anlatıyor! Serbest dolaşımın aslında pek matah
bir şey olmadığını, nasıl olsa on yıllık süreçte pek çok
şeyin değişeceğini yazanlara da rastlanıyor tabii!
Bizimkiler, AB'nin en ateşli savunucusu, bu uğur-
da elinden gelenin ötesinde uğraş vermiş Mesut Yıl-
maz a bile kızıyoriar! Bunlann bu denli öfkesini çe-
kecek ne demişti Yılmaz:
- Rapor terbiyesizce bir üslupla yazılmış...
Sanki bir sömürge valisi gibi davranıyoriar. Mü-
zakereler sonunda AB üyeliği diye bir şey veril-
miyor. Maalesef kandınlıyonız. Kandınldığımız
yetmiyormuş gibi, bir de bayram yapıyoruz..
Bizimkiler gerdan kınyor, bel büküyorü!
E-posta: umitzileli@ttnetnet.tr
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4 5
SOLMNSAĞA:
1/ Yapraklan
güzel kokulu
bir süs bitkisi.
2/Zekâ gerili- 3
ğinin ileri
şekli... Doğal
ve tarihsel
özelliklerin-
den dolayı
koruma altına
alman alan. 3/
Birnota... tn- 9
san dışkısı. 47
Eski dilde su... Önü-
ne geldiği birimi bir
milyonla çarpan
önek. 5/Gürcistan'ın
güneybatı ucundaki 4
özerk cumhuriyet. 6/
5
Yeryüzünün ya da 6
bir parçasuıın, belli
bir ölçeğe göre kü- 8
çültülüp düzlem 9
üzerine çizilen taslağı... Eski Mısır'da güneş tan-
nsı. 7/Dünya işlerini hoş gören, kalender kimse...
Sosyolojide boy. 8/Belirti... Bir soru eki. 9/Ken-
dini beğenme, bencillik.
YUKARTOAN AŞAĞIYA:
1/Beyaz ve güzel kokulu çiçekler açan bir ağaç-
çık. 2/Tavır, davranış... Eskiden şairlerin kaside-
lerinde övgüsünü yaptıklan kişilerden aldıklan
para ya da armağan. 3/Bir nota... Üzüm şırasının
tortulannı çökertmekte kullanılan, kille kanşık
kireçli toprak. 4/Matematikte büyük çarpmalan,
bölmeleri, kök ve kuvvet alışlannı yapabilmek
için bulunan bir yol. 5/ Yunan abecesinde bir
harf... Köpek... Küçükmağara. ^/Orucabaşlama
zamanı. 7/Güzelden anlayan ve güzeli en yüce de-
ğer sayan kimse... Romanya'nın para birimi. 8/
Kuzey Amerika'da bir şelale. 9/Çinsel güçsüzlük.